26 Aralık 2024 Perşembe Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
CMYB C M Y B İstanbul Haber Servisi - Cumhuriyet Kitapla- rõ’nõn yayõmladõğõ “Çağdaşlık ve Yurttaş- lık Bilinci” adlõ kitabõn tanõtõm kokteyli ön- ceki gün Taksim Odakule’deki Teras 6 Res- taurant’ta yapõldõ. Cumhuriyet Kitaplarõ Koordinatörü Doğan Hız- lan, gecede yaptõğõ konuşmada, Atatürk dev- rimleri õşõğõnda kitaplar çõkardõklarõnõ belir- terek“Bizler yalnızca söz birliği, düşünce birliği edenlerin değil, karşı düşüncedeki- lerin de bu kitabı okumasını istiyoruz. Bu tip kitapların sayısının artması için eli- mizden gelen çabayı gösteriyoruz” dedi. Ga- zeteci Barış Doster de yaptõğõ açõklamada Atatürk’ün ulusuna bõraktõğõ 3 önemli eser olduğunu ifade ederek“ Bunlar sırasıyla cumhuriyet rejimi, CHP ve adını verdiği Cumhuriyet gazetesi. Yaşasın Mustafa Kemal, yaşasın Cumhuriyet gazetesi” diye konuştu. Konuşmalarõn ardõndan kitapta ya- zõlarõ ile emeği geçen Erol Manisalı, Aysel Ekşi, Yaşar Hacısalihoğlu, Nazan Moroğ- lu, Oktay Ekinci, Deniz Banoğlu, Zafer For- tacı, Barış Doster, Alpaslan Işıklı ve Ay- deniz Alisbah Tuskan’a teşekkür plaketi ve- rildi. Geceye aralarõnda eski İçişleri Bakanõ Sadettin Tantan, gazeteci Melih Aşık, Tür- kiye Gazeteciler Cemiyeti (TGC) Başkanõ Or- han Erinç’in de bulunduğu çok sayõda davetli katõldõ. A frika kökenli Amerikalõ yazar James Baldwin (1924-1987) yalnõz usta bir yazar, insan yüreğinin derinliklerine iş- leyen ilişkileri sorgulayan bir romancõ değildi. O, aynõ zamanda birçoğumuzun dostu, arka- daşõydõ. “Burada rahat nefes alabiliyorum” di- yen bir Türkiye âşõğõ, “Bu gizemli kent bana çalışma dürtüsü veriyor” diyen bir İstanbul tut- kunuydu. 70’li yõllarda onunla arkadaşlõk etme şansõm, onunla çalõşma lüksüm oldu. Baktõm ki son günlerde kendimi ha bire Jimy’yle konuşurken yakalõyorum… (İstan- bul’da bütün dostları James Baldwin’e “Jimy” derdi… Ben de öyle.) Oturdum ona aşa- ğõdaki mektubu yazdõm. BUNDAN SONRASI ATEŞ Sevgili Jimy, Günlerdir seni ne çok, ne çok düşündüğümü bilemezsin! Siyah Barack Hussein Obama’yõ, Beyaz Sa- ray’õn zirvesine taşõyan süreçte sõk sõk seni dü- şünmemin, seninle konuşmamõn nedeni inan ki sadece teninin rengi değildi. Hayõr senin ren- ginden çok, bir kitabõnõ, “The Fire Next Time” adlõ kitabõnõ düşündüm. Hani ülkenle kavganõn köklerine indiğin, kuşaktan kuşağa, elden ele ge- çen kitabõn… Gerçeği söylemek gerekirse bu kitabõnõn biz- de de yayõmlandõğõnõ yeni öğrendim. 2006’da Kıvanç Güney’in Türkçesiyle, “Bundan Son- rası Ateş” adõyla öteki çoğu kitabõn gibi Yapõ Kredi Yayõnlarõ’ndan çõkmõş… Oysa ben, seni tanõmadan çok önce, liseyi bitirdiğim yõl, 1964’te okumuştum onu. Irkçõlõğõn rezilliğini an- lamamda en önemli etkenlerden biri olmuştu. 1962 yõlõnda yayõmlanõr yayõm- lanmaz bütün dünyada õrkçõlõğa kar- şõ alevi tutuşturan, yol gösteren, õrk- çõlõğõn kökenlerine inen bir kitap, çoktan “klasik” olmuş bir eser “Bun- dan Sonrası Ateş”… “Bundan 60 yıl önce babasına lo- kantada servis yapılmayan adam”, bu- gün o ülkede devlet başkanõ seçildiyse, bunda senin de ne büyük bir payõn ol- duğunu biliyorum, görüyorum. Milyonlarõn izlediği o görkemli yemin töre- ni ve sonrasõnda yaptõğõ konuşma boyunca da senin kitabõndan satõrlarõ sanki yeniden okur ya da duyar gibiydim. Sõkõntõlardan söz edip çalõşmanõn önemini ve gerekliliğini vurgulamasõ… Yalnõz zenginlerin değil, yoksullarõ desteklemesinin önemi… Re- fah toplumu için komşuyu düşünmenin önemi… Güvenlik ve savunma gerekliliğiyle idealler ara- sõnda yanlõş seçimin kaçõnõlmaz olmadõğõ… Or- tak değerleri savunmanõn gerekliliği… “Geldiğin yerde, gidebileceğin mesafenin hiçbir sınırı olmadığını bil” diyordun yeğenin ve adaşõn James’e kitabõnda. “Beyaz insanla- rın inançları kadar, yaptıkları ve katlanmak zorunda kaldığın şeylerin de, senin değersiz olmanla değil, kendi insanlık dışı acımasız- lıkları ve korkularıyla ilgili olduğunu unut- mamaya çalış” diyordun. BİZDEKİ IRKÇILIK Sevgili Jimy, bütün dünyanõn Obama’dan beklentisi çok… Belki dünya değişmeyecek ama Bush’un geride bir enkaz bõraka- rak artõk gitmiş olmasõ bile ki- milerine sevinç kaynağõ oldu. En azõndan değişim umudu hiç bu denli canlanmamõştõ… Sen kendi ülkende “soluk alamadığın” için kalkõp İstan- bul’a gelir, burada çalõşõr, bu- rada üretirdin. Bizde õrkçõlõğõn olmadõğõna ina- nõrdõn. Bugünleri görsen pek aynõ düşüncede ol- mazdõn. Yahudi, Ermeni, Rum arkadaşlarõmõn artõk “Güvercin tedirginliğinden” çok daha öte kaygõlarõ ve endişeleri var. Başbakan’dan tut, so- kaktaki adama için için gizli õrkçõlõğõn nasõl gen- lere işlemiş olduğunu görsen şaşardõn… Ama belki de şaşmazdõn. Karşõ durabilmek için, su yüzüne çõkmõş olmasõnõ isabetli ve yararlõ bu- labilirdin… (Kitabını ne dikkatli okuduğumu görüyorsun!) Bu arada kimileri Obama’ya bizim ülkemiz- den Atatürk’ün İngilizce yayõmlanmõş “Nutuk” ve Andrew Mango’nun “Atatürk” kitabõnõ ar- mağan olarak yollamõş. Okursa, ABD hükümeti, Türkiye’yi Ilõmlõ İslam ülkesi kõlma çabasõndan vazgeçebilir umuduyla… Ne diyeyim hayõrlõsõ olsun! Obama, konuşmasõnda köleler tarafõndan in- şa edilen Kongre binasõna da işaret etti. O an- da ben yine senin satõrlarõna daldõm: “Burası senin yuvan dostum, yuvandan kopma; burada büyük adamlar büyük işler başardı, yine başaracaklar ve bizler Ameri- ka’yı olması gerektiği gibi bir Amerika ya- pabiliriz. Zor olacak James ama sen güçlü ve sabırlı köylülerin soyundan geliyorsun, pa- muk toplayıp nehirlere set çeken, demiryol- ları kuran, en çetin, en zorlu koşullar altın- da bile kimsenin dil uzatamayacağı, muazzam bir saygınlığa ulaşmayı başaran adamların so- yundan. Homeros’tan bu yana en büyükle- rinden bazıları dahil, büyük şairlerden olu- şan koca bir nesle sahipsin. İçlerinden biri söyle demişti: Tam yitip gittiğimi sandığım- da, zindanım sarsıldı ve zincirlerim çözüldü. Sen de biliyorsun ben de, bu ülke yüz yıl- lık özgürlüğü yüz yıl erken kutluyor. Onlar özgürleşmeden biz özgür olamayız.” Onlar dediğin, ABD’deki “Beyazlardı”… Darõsõ bizim “Beyazlarımızın” başõna… zeynep@zeyneporal.com faks: 0212. 257 16 50 Arkadaşõm James Baldwin’e açõk mektup: Kölelikten... Zirveye... SUNGU ÇAPAN İ nsancõllõğõ, içtenliği, yalõn ve gerçekçi an- latõmõyla İstanbul’dan Güneydoğu’ya uza- nan bir yolculuk ekseninde, baskõya, şiddete ve etnik ayrõmcõlõğa karşõ çõkan Güneşe Yolcu- luk (1999) filmiyle on yõl önce esaslõ bir çõkõş yap- tõktan sonra, 20. yüzyõlõn başlarõnda, Osmanlõ Devleti’nin sonunu getiren acõ, kan, zorbalõk ve kargaşa dolu karanlõk dönemde, 1916’da Doğu Karadeniz’de yaşanmõş zorunlu göç kaosunu ve hasõraltõ edilip üstü örtülmüş bazõ dramatik olaylarõ, esas kimliğini araştõrõp geçmişiyle yüz- leşmek isteyen Eleni-Ayşe’nin (Rüçhan Çalış- kur) dramõ aracõlõğõyla anlatan ama öbek öbek bulut demetlerine girip çõkõlan o güzelim Kara- deniz yaylalarõnõn nefis görüntülerine karşõn derdini muradõnõ (bizce) pek seyirciye geçire- meyen Bulutlarõ Beklerken’in (2004) yarõm ba- şarõsõyla yetinen yönetmen Yeşim Ustaoğlu’nun son filmi Pandora’nõn Kutusu, bugün gösterime giren filmler arasõnda hemen dikkati çekiyor. Kuş- kusuz nicedir sesi soluğu çõkmayan bir başka ka- dõn yönetmenimizin, Tomris Giritlioğlu’nun il- kel milliyetçilikle karõşõk, yağmacõ bir zorbalõ- ğõn eseri olan 6-7 Eylül olaylarõ sürecine, milliyet tanõmayan bir aşk hikâyesi eş- liğinde bakan Güz Sancõsõ’yla birlik- te. ‘GÜZELVEYALNIZÜLKESİ’ Pandora’nõn Kutusu’nun, yap- tõklarõ seçimleri sorguladõklarõ mo- noton hayatlarõnõn içinde sõkõşõp kal- mõş, günü kurtarmak için taviz ve- re vere yaşayan, orta sõnõftan ka- rakterlerinin hepsi bir çõkõş yolu arayõşõnda, sanki kõsõldõklarõ ka- pandan yõrtõp çõkmaya ve yüzleş- meye çabalõyorlar. Taşradan gelip büyük kentli olmuş bu Kara- deniz kökenli ailenin kuşak ça- tõşmasõ yaşayan, en yaşlõ ve en genç iki üyesi, anneanne ile to- run birbirlerini anlarken, kendi so- runlarõnõn girdabõna kapõlõp dibe vurmuş ara kuşak, kendi ara- larõnda sürekli çatõşmalõ. So- nunda belli bir düzene girmiş, tatminsiz ama durmuş otur- muş, farklõ hayatlar süren iki kõz- kardeşin, nihai çözümün biraz da kendilerinde olduğu gerçeğini ka- falarõna dank ettiriyor aykõrõ ama son derece uyumlu bu nine-torun beraberliği. Alzheimer, bellek, kim- lik, aidiyet sorununun ön planda ol- duğu Pandora’nõn Kutusu, tutucu gelenek göreneklerin kõskacõndan kurtulamayan, modern yaşama ayak uyduramamõş insanlarõn ‘güzel ve yalnız ülkesi’ne dair de bir film aynõ zaman- da. Çok tanõdõk, bildik ama yaşayan karakterler eşliğinde günümüz Türkiyesi’ne ilişkin bir fikir veren, tõpkõ birkaç hafta önce alkõşladõğõmõz Son- bahar’daki gibi seyirciyi Karadeniz’in doğal güzellikleriyle de buluşturan bu çok kahraman- lõ, bellek kaybõyla karõşõk aile ilişkileri çeşitlemesi, dramatik bakõmdan biraz klişemsi ve şablon bir yapõ arz etse de seyircisini düşündürürken yer yer duygulandõrmayõ da başarõyor. Bir yol filmi gi- bi başlayõp gelişerek gitgide bir iç yolculuğun hi- kâyesine evrilen film, ağdalõ bir aile melodramõna dönüşmekten özenli üslubu, kanlõ canlõ oyun- culuğu, birinci sõnõf görselliği ve akõcõ montajõyla kurtuluyor sonuçta. Meraklõsõnõn 20 yõl kadar ön- ce, sevgili ‘istinat duvarımız’ Onat Kutlar ta- rafõndan Türk seyircisine kazandõrõlmõş Tatie Da- nielle adlõ Fransõz yapõmõndaki o müthiş aksi tey- ze rolüyle hâlâ hatõrladõğõ, 1918 doğumlu Fran- sõz oyuncu Tsilla Chelton’un beden dili, mimik ve tepkileriyle (kimi yerde pürüzlü Türkçe te- laffuzuna ve rolü için biraz yaşlõ kaçmõş 90’lõk fiziğine karşõn) mükemmel performansõyla dam- gasõnõ vurduğu bu film, yönetmenin filmogra- fisinde Güneşe Yolculuk’un ardõnda yer alõyor. Yabancõ teknik ekiplerle çalõşmayõ seven Us- taoğlu’nun henüz tedavisi pek bilinmeyen bir hastalõkla farklõ kuşaktan aile üyelerinin deği- şim sürecine yoğunlaşan bu dördüncü filminin lokomotifi kuşkusuz yõllarõn oyuncusu bu Tsil- la Chelton. Yeşim Ustaoğlu’nun, Tsilla Chel- ton’un en iyi kadõn oyuncu seçildiği son San Se- bastian Festivali’nde büyük ödül Altõn İstirid- ye’yi kazanan, 2008’de Alzheimer’dan kay- bettiğimiz eleştirmen Fethi Naci’ye adadõğõ Pan- dora’nõn Kutusu, kesinlikle kaçõrõlmayacak bir film sonuçta! Kutudan çıkan kuşaklar arası aile ilişkileri ‘ÇağdaşlõkveYurttaşlõk bilinci’ adlõ kitap çõktõ Yönetmen: Yeşim Ustaoğlu / Senaryo: Y. Ustaoğlu, Sema Kaygusuz / Kamera: Jacques Besse / Müzik: Jean-Pierre Mas / Mon- taj: Franck Nakache / Oyuncular: Tsilla Chelton, Derya Alabora, Övül Avkõran, Os- man Sonant, Onur Ünsal, Tayfun Bademsoy, Nazmi Kõrõk / Fransa Almanya Türkiye 2008 (Tiglon). Pandora’nın Kutusu F ilmin önceki akşam Beyoğlu Emek Sinemasõ’nda yapõlan galasõna yö- netmen Yeşim Ustaoğlu, senarist Sema Kaygusuz, oyuncular Derya Alabora, Övül Avkıran, Onur Ünsal, Osman Sonant; yapõmcõlar Serkan Çakarer ve Muhammet Çakıral ka- tõldõlar. Ustaoğlu “Öncelikle bana bu filmi yapmam konusunda ilham kaynağı olan aileme ve Fethi Naci’ye teşekkür ederim” derken yönetmenin birlikte çalõşmaktan büyük mutluluk duyduğunu belirttiği 90 yaşõndaki oyuncu Tsilla Chelton, sağlõk sorun- larõ nedeniyle galaya katõlamadõ. Chel- ton mesajõnda filmde rol almanõn, ken- disi için büyük bir mutluluk olduğunu söylerken, sözlerini ‘İyi seyirler! Ya- şasın Türkiye, Yaşasın Fransa!’ di- yerek tamamladõ. Cheltongalayakatılamadı Kültür Servisi - 81. Akademi Ödülleri adaylarõ dün açõklandõ. ‘En İyi Yabancõ Film’ dalõnda Nuri Bil- ge Ceylan’õn ‘Üç Maymun’u, 5 aday arasõna gi- remedi. Brad Pitt’in oynadõğõ “The Curious Ca- se of Benjamin Button” 13 dalda aday göste- rildi. “Slumdog Millionaire” de 10 adaylõkla ikinci sõrada. Batman dizisinin son filmi “Kara Şövalye” ve eşcinsel haklarõnõ konu alan “Milk” de sekizer dalda aday. Geçen yõl ölen oyuncu He- ath Ledger “Yardımcı Erkek Oyuncu” dalõnda ödüle aday gösterildi. ‘Frost/Nixon’, ‘Milk’ ve ‘The Reader’ “En iyi film” ödülü için yarõşa- caklar. ‘En İyi Kadın Oyuncu’ ödülü için ya- rõşacaklar Anne Hathaway, Angelina Jolie, Me- lissa Leo, Meryl Streep ve Kate Win- slet. ‘En İyi Erkek Oyuncu’ adaylarõ ise Sean Penn, Brad Pitt, Frank Lan- gella, Richard Jenkins ve Mickey Rourke. ‘En İyi Yönetmen’ ödülü için David Fincher, Ron Ho- war, Gus Van Sant, Stephen Daldry, Danny Boyle yarõşa- caklar. ‘En İyi Ya- bancı Film’ dalõnda yarõşacak filmler ise ‘The Baader Mein- hof Complex’ (Alman- ya), ‘The Class’ (Fran- sa), ‘Departures’ (Ja- ponya), ‘Revanche’ (Avus- turya) ve ‘Waltz With Bas- hir’ (İsrail). ‘Üç Maymun’ aday listesinde yok SAYFA CUMHURİYET 23 OCAK 2009 CUMA 14 KÜLTÜR kultur@cumhuriyet.com.tr TheCuriousCaseofBenjaminButtonTheCuriousCaseofBenjaminButton 1 ŞUBAT 2009 PAZAR SAAT: 11.00’DE HUKUKA KARŞI DARBE “ERGENEKON!” KONULU KAHVALTILI TOPLANTIDA; 12 Mart 1971 ve 12 Eylül 1980’deki Darbeler; Yargılamalar ve Cezaevlerinden pek çok deneyimlerle çıkmış Değerli Hukukçu Yazarımız ALİ SİRMEN İLE BULUŞUYORUZ SEN GELMEZSEN BİR EKSİĞİZ Yer: PAPALİNA RESTORAN, Ataköy Marina- BAKIRKÖY LÜTFEN YER AYIRTINIZ İletişim: 0536 739 02 29 - 0505 815 10 17 - 0532 280 31 03 - 0532 632 16 93 - 0533 422 28 78 - 0533 324 44 42 CUMOK İSTANBUL ÇAĞRISI www.cumokistanbul.org 8 ŞUBAT 2009 PAZAR SAAT: 11.00’DE “ULUSAL GÜVENLİK ve TERÖR” KONULU KAHVALTILI TOPLANTIDA; DEĞERLİ KOMUTANIMIZ Sayın ERDAL SARIZEYBEK İLE BULUŞUYORUZ. SEN GELMEZSEN BİR EKSİĞİZ Yer: ADEN OTEL, Vapur İskelesi Karşısı-KADIKÖY LÜTFEN YER AYIRTINIZ İletişim: 0536 739 02 29 - 0505 815 10 17 - 0532 556 65 12 CUMOK İSTANBUL ÇAĞRISI www.cumokistanbul.org
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear