Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
CMYB
C M Y B
DÜZ YAZI
ORHAN BİRGİT
Erdoğan, Davanın
Geleceğini mi Okuyor?
Başbakan dünkü grup konuşmasında, Ergene-
kon Davası nedeniyle eleştirilerde bulunan ana mu-
halefet partisi genel başkanına “akla karanın er
geç açığa çıkacağından şüphe duymamasını”
söyleyerek adalete güvenme çağrısı yapıyor.
İlk bakışta Erdoğan’ın bu sözlerinde hiçbir çar-
pıklık bulunmadığı düşünülebilir.
Ama Kartal, Kandıra cezaevlerinde başlayan,
bugün de Silivri’de devam eden o tutukluluk yaşa-
mının mağdurları arasından ölen, amansız hastalı-
ğa tutulan ya da felç olup, okuma yazmayı bile unu-
tanların ak mı; yoksa kara mı olduğu nasıl anlaşıla-
caktır?
Erdoğan, olayın bu yanını söylemiyor.
Aksi ispat edilene kadar herkesin masum olduğu
ilkesini, dünkü konuşmasında da yineleyen Başba-
kan lütfen, hukuk fakültelerinde öğrencilere “geç
gelen adaletin adalet olmadığının” da öğretildiği-
ni unutmasın.
Ve kaç Ergenekon sanığının, aylardan beri hak-
larında “iddianame” denilen ve hangi nedenlerle,
ne için, neyle suçlandıklarını bile anlatamayan, “ço-
kuluslu ajan” Tuncay Güney referanslı bir suçlama
diziniyle özgürlüklerinden olduklarını kendi vicdanı-
na anlatmayı denesin.
Dün televizyon başında kendisini izlerken CHP
Genel Başkanı’na yaptığı eleştiriler karşısında, De-
niz Baykal’ın vereceği yanıtı beklemeden, eski ar-
kadaşıma haksızlık ettiğini bu köşeden AKP Genel
Başkanı’na duyurmak istedim.
Sanki Baykal, çeteleri savunuyor da..
Çünkü Baykal’ın, Ergenekon’un avukatlığını üst-
lendiğini söylerken çeteleri kastetmediğini herkes
gibi ben de biliyorum. Ana muhalefet lideri, bu ül-
kede darbe yapmakla suçlanan asker, sivil onlar-
ca vatandaşının polis fezlekesine dayanılarak ay-
lardan beri hücrelerde tutuklu olmalarını eleştiriyor.
Ergenekon sanıkları diye özetlenebilecek onlar-
ca kişinin arasında tahsilatçı mafyanın temsilci-
leri, sergüzeşt peşinde koşan hayalperestler ile
bütün amaçları laik Cumhuriyeti savunmak oldu-
ğu bilinenlerin bir arada tutulmalarına başkaldırıyor.
Başbakan da, onun her söylediğini keramet sa-
yan, çevresindeki kadrolu yorumcular korosu da in-
san onurunun nasıl kırılgan olduğunun farkında de-
ğiller ki bir Şener Eruygur’un geçirdiği o ağır trav-
ma, karabasan gibi rüyalarına girmiyor. Ve aptesle-
rini bozmuyor.
Öyle olduğu için midir ki Başbakan dünkü ko-
nuşmasında, “Sayın Baykal neden çekiniyorsu-
nuz?Telaş etmenize gerek yok. Bakın Anadolu’da
güzel bir laf var. Aptesinden şüphesi olmayanın na-
mazından da şüphesi olmaz” diyor.
Erdoğan, yine dünkü konuşmasında savcı ve hâ-
kimlerin tamamen bağımsız şekilde çalıştıklarını vur-
guluyor. Ama öte yandan bir kâhin gibi davranarak,
“Daha işin başındayız, yolun başındayız; daha
neler çıkacak neler” diyebiliyor. Yürütme erkinin
başı, Silivri’deki davanın geleceğini okuyabiliyor.
Bir yargısal olay için kehanetlerini sıralayan sa-
dece Başbakan mı? Gizli olması gereken soruştur-
maların servis edildiği yandaş medyadaki manşet-
lerle on birinci dalganın hangi politikacı ve gazete-
cileri hedef alacağını açıklayanlar da sıraya girmiş
değiller mi?
60 yıllık bir gazetecilik ve politikacılık geçmişinin
kazandırdığı birikimle ve o kehanet sahibinin bu da-
vanın geleceği için verdiği ipuçlarına dayanarak söy-
leyeyim:
Ergenekon Dosyası, adalet arşivimizde siyasal
davaların bulunduğu raflarda yer alacaktır.
O tür davaların başlaması için düğmeye basan da
biçimlendirme çalışmalarını yapmak isteyen de bu-
gün hangi konumda olurlarsa olsunlar; siyasal güç-
lerdir.
Unutulmasın ki hiçbir siyasal dava hukukla ilişki-
si olamayacağı için gelecekte kendisini savunacak
tek dürüst bilim adamı bulamaz.
Faks: 0 216 302 82 08 obirgit@e-kolay.net
14 OCAK 2009 ÇARŞAMBA CUMHURİYET SAYFA
HABERLER 7
‘Adaleti yaralamayın’ANKARA (Cumhuriyet Bü-
rosu) - Cumhuriyet Kadõnlarõ Der-
neği Genel Başkanõ Şenal Saru-
han, Ergenekon soruşturmasõ kap-
samõndaki gözaltõlarõ eleştirdi.
Saruhan dün yaptõğõ açõklamada,
“Her biri toplumumuzun önem-
li ve değerli bir siması olan, ba-
zıları yakın tarihe dek en üst ka-
mu görevlerinde ülkemizin ulu-
sal menfaatlarını korumakla gö-
revli ve sorumlu olan kişilerin,
terörle mücadele ya da kaçakçı-
lık ve organize işlerin kovuştu-
rulması ile görevli olan güvenlik
güçleri nezaretinde evlerinin
aranması ve adeta kaçma kuş-
kusu olan bir terör eylemi şüp-
helisi gibi götürülüşleri hepimi-
zi derinden yaralamıştır” dedi.
Manidar gözaltılar
“Bilindiği gibi, aynı gün ve
aynı soruşturma ile bağlantılı
olarak, suç örgütleri ile ilişkile-
ri daha önce de gündeme gelmiş
olan kimi kişiler de gözaltına
alınmıştır. Basına yansıyan bil-
gilere göre kimi krokiler, silah ve
patlayıcı maddeler ele geçiril-
miştir. Birbirine ak ve kara gi-
bi kesinlikle benzemeyen kişile-
rin aynı anda ve terör örgütü
üyesi savı ile gözaltına alınmış ol-
maları son derece manidardır”
diye konuşan Saruhan, açõklama-
sõna şöyle devam etti:
“İktidar, kamuoyunca çok iyi
tanınan ve güven duyulan kişileri
bu karanlık tablo içine çekerek
onlara duyulan güvenin sarsıl-
masını amaçlamaktadır. Örne-
ğin Susurluk sanığı İbrahim Şa-
hin’in cezalandırılması için iti-
razda bulunan ve Susurluk’un
aydınlatılmasını ülkenin sela-
meti için en önemli olgu olarak
değerlendiren Yargıtay Başsav-
cısı aynı karede görüntülenmiş-
tir. Ortada bir yargısal süreç
vardır. Ancak yargının, aydın-
latmak amacı ile yürüttüğü faa-
liyetin herkesçe kabul edilebilir
bir berraklıkta ve makul sınırlar
içinde olması gerekir. Daha so-
ruşturma aşamasında büyük
halk kesimlerinde infiale kapıl-
masına neden olacak uygula-
malar, adaleti yaralar, yargıya
gölge düşürür.”
Saruhan, “Demokratik hakla-
rın kullanımının terör sayıldığı
bir ülkede demokrasiden söz
edilemez. Bu durum, o ülkenini
de itibarını düşürür” dedi. Sarõ-
han, yetkilileri, “adil olmaya ve
meşru sınırlar içinde davran-
maya” davet etti.
Cumhuriyet Kadõnlarõ Derneği Genel Başkanõ Saruhan yetkilileri adil olmaya davet etti:
Emekli Orgeneral Tuncer Kõlõnç, savcõlõkta verdiği ifadesinde suçlamalarõ reddetti
‘Ergenekon’u duymadõm’
İstanbul Haber Servisi - Ergenekon
soruşturmasõ kapsamõnda gözaltõna alõnõp
serbest bõrakõlan eski MGK Genel Sekre-
teri emekli Orgeneral Tuncer Kılınç, gö-
rev yaptõğõ dönemde değişik medya or-
ganlarõnda şahsõna ve diğer arkadaşlarõna
karşõ çok seviyesiz, rencide edici bir şe-
kilde saldõrõ yapõldõğõnõ söyledi. Kõlõnç,
“Harp Akademileri’nde devam eden
iki günlük sempozyumda sunduğum,
Türkiye’nin menfaatleri gerektiği tak-
dirde, müttefiki olan ABD’yi göz ardı
etmeden diğer komşuları ile de meşru
zeminde temas halinde bulunması yö-
nündeki görüşlerim çok ağır eleştiri-
lerle karşılandı” dedi.
Polisteki sorgusunda susma hakkõnõ
kullanan emekli Orgeneral Kõlõnç, sav-
cõlõktaki ifadesinde Muzaffer Tekin,
Semih Tufan Gülaltay, Sedat Peker,
Alparslan Arslan’õ tanõmadõğõnõ söyle-
di. Ergenekon davasõ sanõğõ Ergün Poy-
raz’õ Necip Hablemitoğlu’nun öldürül-
mesinden sonra tanõdõğõnõ söyleyen Kõ-
lõnç, “Poyraz tehdit edildiğini anlattı.
Jandarma bölgesinde oturduğunu
söyledi. Ben de korunması için jan-
darma görevlilerine yönlendirdim”
dedi. Doğu Perinçek ile Londra’da
Kõbrõs’lõ Türklerin Annan Planõ ile ilgili
motive edilmesi, Rauf Denktaş’a des-
tek için düzenlenen bir etkinlikte konuş-
macõ olarak yer aldõğõnda bir araya gel-
diklerini söyleyen Kõlõnç, “Ben de aynı
panelde konuşmacıydım. Kemal
Alemdaroğlu’nu İstanbul Üniversitesi
rektörü olarak tanıyorum. İlhan Sel-
çuk’u Cumhuriyet gazetesinin başya-
zarı olarak tanırım” diye konuştu. Veli
Küçük’ü jandarma generali olarak tanõ-
dõğõnõ, aynõ yõllarda Edirne’nin değişik
bölgelerinde görev yaptõklarõnõ söyleyen
Kõlõnç, Sevgi Erenerol’un MGK Genel
Sekreteri olduğu dönemde kendisini zi-
yarete geldiğini belirtti. Erenerol’un
sembolik de olsa dedesi Papa Eftim adõ-
na bir madalya verilmesi talebinde bu-
lunduğunu söyleyen Kõlõnç, şöyle ko-
nuştu: “Bu cemaat Hıristiyan olmaları
sebebiyle bir eziklik hisseden ancak
Türklükleriyle gurur duyan ve bunu
her vesileyle ifade eden bir cemaatti.
Ben de taleplerini makul gördüm. İl-
gili bakanlıklara konuyu anlatan bi-
rer yazı yazdım. Maalesef kendilerine
madalya verilmedi.” Kõlõnç, gazete-
miz yazarõ ve Ankara Temsilcisi Mus-
tafa Balbay’õ gazeteci kimliği ile tanõ-
dõğõnõ söyledi. Ankara’da yaptõğõ görev-
ler nedeniyle gazetecilerin çoğunu tanõ-
dõğõnõ ifade eden Kõlõnç, “Kendisi bir
gazeteci olarak gerek gördüğü zaman
mutlaka gelir benimle konuşur. Ken-
disiyle diyaloğumuz tamamen gazete-
ci, bürokrat ilişkisi çerçevesinde geliş-
miştir. Kendisinin çalıştığı gazeteye
dahi gitmiş değilim” dedi.
Emekli olmadan son iki yõllõk MGK
Genel Sekreterliği görevinde, Türkiye’de
görev yapan tüm istihbarat birimlerinin
toplamõş olduklarõ bilgileri aktardõklarõ
birimin başõnda bulunduğunu söyleyen
Kõlõnç, “İki yıl boyunca istihbarat bi-
rimlerinin raporlarında ben Ergene-
kon isimli bir istihbarat bilgisine rast-
lamadım” dedi. Kõlõç, “milliyetçi, va-
tansever, çağdaşlaşma yanlısı bir görü-
şe sahip” olduğunu, görüşlerinin kendisi-
ni tanõyanlarca da bilindiğini ifade etti.
MGK Genel Sekreterliği görevi
sõrasõnda, Türkiye’deki tüm istihbarat
birimlerinin toplamõş olduklarõ
bilgileri aktardõklarõ birimin başõnda
bulunduğunu söyleyen Kõlõnç, “İki yõl
boyunca Ergenekon isimli bir
istihbarat bilgisine rastlamadõm” dedi.
‘Dünyayı başlarına yıkarız’ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Pir
Sultan Abdal Kültür Derneği Genel Başkanõ ve
Alevi Bektaşi Federasyonu Yönetim Kurulu
Üyesi Fevzi Gümüş, “Suikast defterlerine ör-
gütlerimizin liderlerini yazanlar bilmelidir-
ler ki, böyle bir durum karşısında dünyayı
başlarına yıkarız. Hiç kimse demokratik
Alevi hareketini sahipsiz sanmasın. Herkes
bilmeli ki her bir Alevi, Ali Balkõz’dır, Kazõm
Genç’tir” dedi.
Gümüş, çeşitli sivil toplum kuruluşu temsilcileri
ile Mülkiyeliler Birliği’nde düzenlediği basõn top-
lantõsõnda, Ergenekon soruşturmasõ kapsamõnda
tutuklanan eski Özel Harekât Dairesi Başkan-
vekili İbrahim Şahin’in evinde ele geçirildiği
belirtilen “Suikast listesi”ne ilişkin değerlen-
dirmelerde bulundu. Toplantõya, söz konusu
listede adlarõ geçen Alevi Bektaşi Federasyonu
Genel Başkanõ Ali Balkõz ile Federasyonun
Genel Sekreteri Kazõm Genç de katõldõ. “Bugün
iktidarı ele geçirmek isteyen güçlerle, iktida-
rı kimseyle paylaşmak istemeyen güçler ara-
sında süren mücadelenin Ergenekon ope-
rasyonu denilen aşamasında, suikast düzen-
lenecek olanlar arasında örgütlerimizin ön-
derlerinin adının geçmiş olması bir tesadüf de-
ğildir” diyen Gümüş, çizgilerinin “karanlık güç-
leri” rahatsõz ettiğini vurguladõ. Kendilerinin öz-
gürlük, demokrasi ve kardeşlikten yana olduk-
larõnõ belirten Gümüş, şunlarõ söyledi:
“Öncelikle söylemek isteriz ki devletin
görevi, her yurttaşının ve bu arada Alevilerin
de rahat uyumasını sağlamak olmalıdır. Bu
nedenle öncelikle suikasta uğrayacak isimler
arasında sayılan iki saygın genel başkanımı-
zın isimleri deşifre edilmeden gerekli tedbir-
lerin alınması gerektiğini ifade etmek isteriz.
Suikastı planlayanların ve tetikçilerin listesi-
nin açıklanması gerekirken, suikast yapıla-
cakların listesinde olan diğer isimlerin saklı
tutularak örgüt yöneticilerimizin isimlerinin
deşifre edilmesi; kirli bir oyunun oynandığı-
nı da ortaya koymaktadır. Öte yandan, sui-
kast defterlerine örgütlerimizin liderlerini ya-
zanlar bilmelidir ki, böyle bir durum karşı-
sında, dünyayı başlarına yıkarız. Hiç kimse
demokratik Alevi hareketini sahipsiz san-
masın. Bugün, hemen herkes bilmeli ki her bir
Alevi, Ali Balkız’dır, Kazım Genç’tir. Dün
Maraş’ta, Madımak’ta elini kolunu sallayıp
cinayet işleyen çeteler, bugün artık, o kadar
da rahat olamayacaklardır.”
‘Sürpriz oldu’
Gazetecilerin sorularõnõ yanõtlayan Alevi Bek-
taşi Federasyonu Genel Başkanõ Ali Balkõz, “Lis-
tede adınızı gördüğünüzde ne hissettiniz”
sorusuna “Sürpriz oldu” yanõtõnõ verdi. Balkõz,
Türkiye’de barõş ve kardeşliğe, insanlarõn bir-
birine sahip çõkmasõna destek verdiklerini, kim-
seyi incitecek bir söz ya da eylem içerisinde ol-
madõklarõnõ ancak kendileri üzerinden gözdağõ
verilmek istendiğini ifade etti.
Şenal Saruhan.
Pir Sultan
Abdal Kültür
Derneği Genel
Başkanı ve
Alevi Bektaşi
Federasyonu
Yönetim
Kurulu Üyesi
Fevzi Gümüş,
çeşitli sivil
toplum
kuruluşu
temsilcileri ile
Mülkiyeliler
Birliği’nde
basın
toplantısı
düzenledi.
(Fotoğraf: AA)
ABD operasyonların neresinde?
Başkent kulislerinde süregiden tartõşmalarda, ‘Ergenekon uluslararasõ bir komplo mu’, ‘Ergenekon
Türkiye’dekiulusalcõkesiminRusya’yayakõnlaşmasõsonucumubaşlatõldõ’gibisorularayanõtaranõyor
ANKARA (Cumhuriyet Bürosu)
- Soğuk Savaş döneminde, olasõ bir
Sovyet işgaline karşõ müttefik ülke-
lerde çeşitli isimler altõnda gladyo ya-
põlanmasõnõ gerçekleştiren ABD’nin,
“Türk gladyosunun tasfiyesi” ol-
duğu ileri sürülen Ergenekon ope-
rasyonunun neresinde yer aldõğõ tar-
tõşma konusu oldu.
10. dalga tutuklamalarõn sonra-
sõnda başkent kulislerinde, “Erge-
nekon, Türkiye’deki ulusalcı ke-
simin Rusya’ya yakınlaşmasını
engellemek için ABD’nin, AKP
eliyle yürüttüğü bir operasyon” de-
ğerlendirmeleri öne çõktõ.
Geçen ekim ayõnda Rus Kom-
mersant gazetesinde yer alan bir
haber-yorumda, “Hem Türki-
ye’deki gazetecilerin hem de sav-
cıların belirttiği gibi, yakalananlar
Rusya’ya karşı aşırı sıcak ilgi
duymaktalar. İşçi Partisi’nin Baş-
kanı Doğu Perinçek defalarca Rus-
ya’da bulunmuş ve ‘Avrasya Ha-
reketi’ lideri Aleksandr Dugin ile
birlikteliği bulunuyordu. Eski İs-
tanbul Üniversitesi rektörü Kemal
Alemdaroğlu, Moskova Devlet Üni-
versitesi ile işbirliğine dair belge-
ler imzalamıştı. General Şener
Eruygur ise açık bir şekilde NA-
TO’yu terk etmeyi, Şanghay Ör-
gütü’ne üye olmayı, Rusya ve
İran’la beraber askeri ittifak oluş-
turmayı teklif ediyordu. Savcı Öz
tarafından hazırlanan iddiana-
mede, Ergenekon’un Rusya istih-
barat birimleri ile irtibatı olduğu
iddia ediliyor. Artı, onları bir ara-
ya getiren şahsın Aleksandr Dugin
olduğu da vurgulanıyor” denil-
mişti.
‘Komplo teorisi’
Dugin de daha sonra, “Ergenekon
davası bir komplo teorisidir. Bu
davayı siyasi bir sipariş olarak de-
ğerlendiriyorum. ABD ve NA-
TO’nun yerine Rusya’yı koyan ye-
ni ve ilk esaslı devlet doktrinini
oluşturan aydınlar hedef alındı”
açõklamasõnõ yapmõştõ. Ergenekon so-
ruşturmasõ kapsamõnda tutuklanan-
lar arasõnda, Türkiye’nin Rusya ve
Çin ile yakõn ilişki kurmasõnõ isteyen,
asker, akademisyen, gazeteci ve si-
yasilerin çoğunlukta olmasõ,
ABD’nin Türkiye’deki AKP muha-
liflerinin aks değişitirip Moskova’ya
yakõn durmasõnõ engellemek için bu
tür bir operasyona yeşil õşõk yakõp
destek verdiği değerlendirmelerini de
beraberinde getirdi. Bu değerlen-
dirmelere göre ABD yönetimi, Tür-
kiye’deki ulusalcõ muhalefetin Was-
hington ve Batõ ekseninden ayrõl-
masõnõ istemedi. Ancak George
Bush yönetimi ile bunu engelleye-
meyince, ulusalcõ muhalefetin Er-
genekon içinde tasfiyesi amacõyla
düğmeye bastõ.
Kulislerde konuşulanlara göre
operasyonun ABD ayağõnda, Tür-
kiye’deki cemaat örgütlenmelerinin
dõş temsilcilikleri ve ABD gizli ser-
visi yer aldõ. Bağlantõlar da yine doğ-
rudan cemaat ilişkileriyle ve bu ce-
maate yakõn medya kuruluşlarõ ara-
cõlõğõ ile sağlandõ.
Pir Sultan Abdal Kültür Derneği Genel Başkanõ Gümüş’ten suikast iddialarõna sert tepki
OĞUL AYDENİZ ATAMAN
YALÇIN KÜÇÜK VE İBRAHİM ŞAHİN
‘CDvebelleklerin
yedekleriverilmedi’
İstanbul Haber Servisi - Ergenekon soruştur-
masõnda tutuklanan emekli Yüzbaşõ Hasan Ata-
man Yıldırım’õn oğlu Aydeniz Yıldırım,
“Ofiste kullandığımız markalardan farklı bir
marka flash bellek ve hafıza kartı, yüzlerce
CD’lerin arasına karıştırılmış yabancı CD’ler,
babamın kişisel bilgisayarında, kendisinin ha-
beri olmayan yabancı elektronik dosyalar bu-
lunduğu iddia edilmektedir” dedi. Yõldõrõm,
CD ve belleklerin avukatlarõn huzurunda açõlarak
incelenmesi ve örnek verilmesi istemlerinin ise
kabul edilmediğini kaydetti. Aydeniz Yõldõrõm
yaptõğõ yazõlõ açõklamada, “Avukatımız aracılı-
ğıyla gerek arama sırasında, gerekse babamın
gözaltına alınmasından hemen sonra, ne oldu-
ğunu bilmediğimiz CD ve belleklerin avukatı-
mız huzurunda açılarak incelenmesini, tarafı-
mıza yedek ya da örnek verilmesinin talep
edilmesine rağmen, bu tarihe kadar hiçbir bel-
ge ya da yedek verilmemiştir.” dedi.
Silivri’yegötürüldüler
İstanbul Haber Servisi - Ergenekon soruştur-
masõ kapsamõnda tutuklanarak Metris Cezaevi’ne
konulan Prof. Dr. Yalçõn Küçük ile İbrahim Şa-
hin, Silivri Ceza ve İnfaz Kurumlarõ Yerleşke-
si’ne nakledildi. Küçük’ün avukatõ Hasan Fehmi
Demir, Küçük ile Şahin’in, cezaevi nakil aracõyla,
Ergenekon davasõ kapsamõnda yargõlanan tutuklu
sanõklarõn bulunduğu Silivri Ceza ve İnfaz Ku-
rumlarõ Yerleşkesi’ne götürüldüğünü söyledi.