24 Kasım 2024 Pazar Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
CMYB C M Y B DÜZ YAZI ORHAN BİRGİT Erdoğan, Davanın Geleceğini mi Okuyor? Başbakan dünkü grup konuşmasında, Ergene- kon Davası nedeniyle eleştirilerde bulunan ana mu- halefet partisi genel başkanına “akla karanın er geç açığa çıkacağından şüphe duymamasını” söyleyerek adalete güvenme çağrısı yapıyor. İlk bakışta Erdoğan’ın bu sözlerinde hiçbir çar- pıklık bulunmadığı düşünülebilir. Ama Kartal, Kandıra cezaevlerinde başlayan, bugün de Silivri’de devam eden o tutukluluk yaşa- mının mağdurları arasından ölen, amansız hastalı- ğa tutulan ya da felç olup, okuma yazmayı bile unu- tanların ak mı; yoksa kara mı olduğu nasıl anlaşıla- caktır? Erdoğan, olayın bu yanını söylemiyor. Aksi ispat edilene kadar herkesin masum olduğu ilkesini, dünkü konuşmasında da yineleyen Başba- kan lütfen, hukuk fakültelerinde öğrencilere “geç gelen adaletin adalet olmadığının” da öğretildiği- ni unutmasın. Ve kaç Ergenekon sanığının, aylardan beri hak- larında “iddianame” denilen ve hangi nedenlerle, ne için, neyle suçlandıklarını bile anlatamayan, “ço- kuluslu ajan” Tuncay Güney referanslı bir suçlama diziniyle özgürlüklerinden olduklarını kendi vicdanı- na anlatmayı denesin. Dün televizyon başında kendisini izlerken CHP Genel Başkanı’na yaptığı eleştiriler karşısında, De- niz Baykal’ın vereceği yanıtı beklemeden, eski ar- kadaşıma haksızlık ettiğini bu köşeden AKP Genel Başkanı’na duyurmak istedim. Sanki Baykal, çeteleri savunuyor da.. Çünkü Baykal’ın, Ergenekon’un avukatlığını üst- lendiğini söylerken çeteleri kastetmediğini herkes gibi ben de biliyorum. Ana muhalefet lideri, bu ül- kede darbe yapmakla suçlanan asker, sivil onlar- ca vatandaşının polis fezlekesine dayanılarak ay- lardan beri hücrelerde tutuklu olmalarını eleştiriyor. Ergenekon sanıkları diye özetlenebilecek onlar- ca kişinin arasında tahsilatçı mafyanın temsilci- leri, sergüzeşt peşinde koşan hayalperestler ile bütün amaçları laik Cumhuriyeti savunmak oldu- ğu bilinenlerin bir arada tutulmalarına başkaldırıyor. Başbakan da, onun her söylediğini keramet sa- yan, çevresindeki kadrolu yorumcular korosu da in- san onurunun nasıl kırılgan olduğunun farkında de- ğiller ki bir Şener Eruygur’un geçirdiği o ağır trav- ma, karabasan gibi rüyalarına girmiyor. Ve aptesle- rini bozmuyor. Öyle olduğu için midir ki Başbakan dünkü ko- nuşmasında, “Sayın Baykal neden çekiniyorsu- nuz?Telaş etmenize gerek yok. Bakın Anadolu’da güzel bir laf var. Aptesinden şüphesi olmayanın na- mazından da şüphesi olmaz” diyor. Erdoğan, yine dünkü konuşmasında savcı ve hâ- kimlerin tamamen bağımsız şekilde çalıştıklarını vur- guluyor. Ama öte yandan bir kâhin gibi davranarak, “Daha işin başındayız, yolun başındayız; daha neler çıkacak neler” diyebiliyor. Yürütme erkinin başı, Silivri’deki davanın geleceğini okuyabiliyor. Bir yargısal olay için kehanetlerini sıralayan sa- dece Başbakan mı? Gizli olması gereken soruştur- maların servis edildiği yandaş medyadaki manşet- lerle on birinci dalganın hangi politikacı ve gazete- cileri hedef alacağını açıklayanlar da sıraya girmiş değiller mi? 60 yıllık bir gazetecilik ve politikacılık geçmişinin kazandırdığı birikimle ve o kehanet sahibinin bu da- vanın geleceği için verdiği ipuçlarına dayanarak söy- leyeyim: Ergenekon Dosyası, adalet arşivimizde siyasal davaların bulunduğu raflarda yer alacaktır. O tür davaların başlaması için düğmeye basan da biçimlendirme çalışmalarını yapmak isteyen de bu- gün hangi konumda olurlarsa olsunlar; siyasal güç- lerdir. Unutulmasın ki hiçbir siyasal dava hukukla ilişki- si olamayacağı için gelecekte kendisini savunacak tek dürüst bilim adamı bulamaz. Faks: 0 216 302 82 08 obirgit@e-kolay.net 14 OCAK 2009 ÇARŞAMBA CUMHURİYET SAYFA HABERLER 7 ‘Adaleti yaralamayın’ANKARA (Cumhuriyet Bü- rosu) - Cumhuriyet Kadõnlarõ Der- neği Genel Başkanõ Şenal Saru- han, Ergenekon soruşturmasõ kap- samõndaki gözaltõlarõ eleştirdi. Saruhan dün yaptõğõ açõklamada, “Her biri toplumumuzun önem- li ve değerli bir siması olan, ba- zıları yakın tarihe dek en üst ka- mu görevlerinde ülkemizin ulu- sal menfaatlarını korumakla gö- revli ve sorumlu olan kişilerin, terörle mücadele ya da kaçakçı- lık ve organize işlerin kovuştu- rulması ile görevli olan güvenlik güçleri nezaretinde evlerinin aranması ve adeta kaçma kuş- kusu olan bir terör eylemi şüp- helisi gibi götürülüşleri hepimi- zi derinden yaralamıştır” dedi. Manidar gözaltılar “Bilindiği gibi, aynı gün ve aynı soruşturma ile bağlantılı olarak, suç örgütleri ile ilişkile- ri daha önce de gündeme gelmiş olan kimi kişiler de gözaltına alınmıştır. Basına yansıyan bil- gilere göre kimi krokiler, silah ve patlayıcı maddeler ele geçiril- miştir. Birbirine ak ve kara gi- bi kesinlikle benzemeyen kişile- rin aynı anda ve terör örgütü üyesi savı ile gözaltına alınmış ol- maları son derece manidardır” diye konuşan Saruhan, açõklama- sõna şöyle devam etti: “İktidar, kamuoyunca çok iyi tanınan ve güven duyulan kişileri bu karanlık tablo içine çekerek onlara duyulan güvenin sarsıl- masını amaçlamaktadır. Örne- ğin Susurluk sanığı İbrahim Şa- hin’in cezalandırılması için iti- razda bulunan ve Susurluk’un aydınlatılmasını ülkenin sela- meti için en önemli olgu olarak değerlendiren Yargıtay Başsav- cısı aynı karede görüntülenmiş- tir. Ortada bir yargısal süreç vardır. Ancak yargının, aydın- latmak amacı ile yürüttüğü faa- liyetin herkesçe kabul edilebilir bir berraklıkta ve makul sınırlar içinde olması gerekir. Daha so- ruşturma aşamasında büyük halk kesimlerinde infiale kapıl- masına neden olacak uygula- malar, adaleti yaralar, yargıya gölge düşürür.” Saruhan, “Demokratik hakla- rın kullanımının terör sayıldığı bir ülkede demokrasiden söz edilemez. Bu durum, o ülkenini de itibarını düşürür” dedi. Sarõ- han, yetkilileri, “adil olmaya ve meşru sınırlar içinde davran- maya” davet etti. Cumhuriyet Kadõnlarõ Derneği Genel Başkanõ Saruhan yetkilileri adil olmaya davet etti: Emekli Orgeneral Tuncer Kõlõnç, savcõlõkta verdiği ifadesinde suçlamalarõ reddetti ‘Ergenekon’u duymadõm’ İstanbul Haber Servisi - Ergenekon soruşturmasõ kapsamõnda gözaltõna alõnõp serbest bõrakõlan eski MGK Genel Sekre- teri emekli Orgeneral Tuncer Kılınç, gö- rev yaptõğõ dönemde değişik medya or- ganlarõnda şahsõna ve diğer arkadaşlarõna karşõ çok seviyesiz, rencide edici bir şe- kilde saldõrõ yapõldõğõnõ söyledi. Kõlõnç, “Harp Akademileri’nde devam eden iki günlük sempozyumda sunduğum, Türkiye’nin menfaatleri gerektiği tak- dirde, müttefiki olan ABD’yi göz ardı etmeden diğer komşuları ile de meşru zeminde temas halinde bulunması yö- nündeki görüşlerim çok ağır eleştiri- lerle karşılandı” dedi. Polisteki sorgusunda susma hakkõnõ kullanan emekli Orgeneral Kõlõnç, sav- cõlõktaki ifadesinde Muzaffer Tekin, Semih Tufan Gülaltay, Sedat Peker, Alparslan Arslan’õ tanõmadõğõnõ söyle- di. Ergenekon davasõ sanõğõ Ergün Poy- raz’õ Necip Hablemitoğlu’nun öldürül- mesinden sonra tanõdõğõnõ söyleyen Kõ- lõnç, “Poyraz tehdit edildiğini anlattı. Jandarma bölgesinde oturduğunu söyledi. Ben de korunması için jan- darma görevlilerine yönlendirdim” dedi. Doğu Perinçek ile Londra’da Kõbrõs’lõ Türklerin Annan Planõ ile ilgili motive edilmesi, Rauf Denktaş’a des- tek için düzenlenen bir etkinlikte konuş- macõ olarak yer aldõğõnda bir araya gel- diklerini söyleyen Kõlõnç, “Ben de aynı panelde konuşmacıydım. Kemal Alemdaroğlu’nu İstanbul Üniversitesi rektörü olarak tanıyorum. İlhan Sel- çuk’u Cumhuriyet gazetesinin başya- zarı olarak tanırım” diye konuştu. Veli Küçük’ü jandarma generali olarak tanõ- dõğõnõ, aynõ yõllarda Edirne’nin değişik bölgelerinde görev yaptõklarõnõ söyleyen Kõlõnç, Sevgi Erenerol’un MGK Genel Sekreteri olduğu dönemde kendisini zi- yarete geldiğini belirtti. Erenerol’un sembolik de olsa dedesi Papa Eftim adõ- na bir madalya verilmesi talebinde bu- lunduğunu söyleyen Kõlõnç, şöyle ko- nuştu: “Bu cemaat Hıristiyan olmaları sebebiyle bir eziklik hisseden ancak Türklükleriyle gurur duyan ve bunu her vesileyle ifade eden bir cemaatti. Ben de taleplerini makul gördüm. İl- gili bakanlıklara konuyu anlatan bi- rer yazı yazdım. Maalesef kendilerine madalya verilmedi.” Kõlõnç, gazete- miz yazarõ ve Ankara Temsilcisi Mus- tafa Balbay’õ gazeteci kimliği ile tanõ- dõğõnõ söyledi. Ankara’da yaptõğõ görev- ler nedeniyle gazetecilerin çoğunu tanõ- dõğõnõ ifade eden Kõlõnç, “Kendisi bir gazeteci olarak gerek gördüğü zaman mutlaka gelir benimle konuşur. Ken- disiyle diyaloğumuz tamamen gazete- ci, bürokrat ilişkisi çerçevesinde geliş- miştir. Kendisinin çalıştığı gazeteye dahi gitmiş değilim” dedi. Emekli olmadan son iki yõllõk MGK Genel Sekreterliği görevinde, Türkiye’de görev yapan tüm istihbarat birimlerinin toplamõş olduklarõ bilgileri aktardõklarõ birimin başõnda bulunduğunu söyleyen Kõlõnç, “İki yıl boyunca istihbarat bi- rimlerinin raporlarında ben Ergene- kon isimli bir istihbarat bilgisine rast- lamadım” dedi. Kõlõç, “milliyetçi, va- tansever, çağdaşlaşma yanlısı bir görü- şe sahip” olduğunu, görüşlerinin kendisi- ni tanõyanlarca da bilindiğini ifade etti. MGK Genel Sekreterliği görevi sõrasõnda, Türkiye’deki tüm istihbarat birimlerinin toplamõş olduklarõ bilgileri aktardõklarõ birimin başõnda bulunduğunu söyleyen Kõlõnç, “İki yõl boyunca Ergenekon isimli bir istihbarat bilgisine rastlamadõm” dedi. ‘Dünyayı başlarına yıkarız’ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Pir Sultan Abdal Kültür Derneği Genel Başkanõ ve Alevi Bektaşi Federasyonu Yönetim Kurulu Üyesi Fevzi Gümüş, “Suikast defterlerine ör- gütlerimizin liderlerini yazanlar bilmelidir- ler ki, böyle bir durum karşısında dünyayı başlarına yıkarız. Hiç kimse demokratik Alevi hareketini sahipsiz sanmasın. Herkes bilmeli ki her bir Alevi, Ali Balkõz’dır, Kazõm Genç’tir” dedi. Gümüş, çeşitli sivil toplum kuruluşu temsilcileri ile Mülkiyeliler Birliği’nde düzenlediği basõn top- lantõsõnda, Ergenekon soruşturmasõ kapsamõnda tutuklanan eski Özel Harekât Dairesi Başkan- vekili İbrahim Şahin’in evinde ele geçirildiği belirtilen “Suikast listesi”ne ilişkin değerlen- dirmelerde bulundu. Toplantõya, söz konusu listede adlarõ geçen Alevi Bektaşi Federasyonu Genel Başkanõ Ali Balkõz ile Federasyonun Genel Sekreteri Kazõm Genç de katõldõ. “Bugün iktidarı ele geçirmek isteyen güçlerle, iktida- rı kimseyle paylaşmak istemeyen güçler ara- sında süren mücadelenin Ergenekon ope- rasyonu denilen aşamasında, suikast düzen- lenecek olanlar arasında örgütlerimizin ön- derlerinin adının geçmiş olması bir tesadüf de- ğildir” diyen Gümüş, çizgilerinin “karanlık güç- leri” rahatsõz ettiğini vurguladõ. Kendilerinin öz- gürlük, demokrasi ve kardeşlikten yana olduk- larõnõ belirten Gümüş, şunlarõ söyledi: “Öncelikle söylemek isteriz ki devletin görevi, her yurttaşının ve bu arada Alevilerin de rahat uyumasını sağlamak olmalıdır. Bu nedenle öncelikle suikasta uğrayacak isimler arasında sayılan iki saygın genel başkanımı- zın isimleri deşifre edilmeden gerekli tedbir- lerin alınması gerektiğini ifade etmek isteriz. Suikastı planlayanların ve tetikçilerin listesi- nin açıklanması gerekirken, suikast yapıla- cakların listesinde olan diğer isimlerin saklı tutularak örgüt yöneticilerimizin isimlerinin deşifre edilmesi; kirli bir oyunun oynandığı- nı da ortaya koymaktadır. Öte yandan, sui- kast defterlerine örgütlerimizin liderlerini ya- zanlar bilmelidir ki, böyle bir durum karşı- sında, dünyayı başlarına yıkarız. Hiç kimse demokratik Alevi hareketini sahipsiz san- masın. Bugün, hemen herkes bilmeli ki her bir Alevi, Ali Balkız’dır, Kazım Genç’tir. Dün Maraş’ta, Madımak’ta elini kolunu sallayıp cinayet işleyen çeteler, bugün artık, o kadar da rahat olamayacaklardır.” ‘Sürpriz oldu’ Gazetecilerin sorularõnõ yanõtlayan Alevi Bek- taşi Federasyonu Genel Başkanõ Ali Balkõz, “Lis- tede adınızı gördüğünüzde ne hissettiniz” sorusuna “Sürpriz oldu” yanõtõnõ verdi. Balkõz, Türkiye’de barõş ve kardeşliğe, insanlarõn bir- birine sahip çõkmasõna destek verdiklerini, kim- seyi incitecek bir söz ya da eylem içerisinde ol- madõklarõnõ ancak kendileri üzerinden gözdağõ verilmek istendiğini ifade etti. Şenal Saruhan. Pir Sultan Abdal Kültür Derneği Genel Başkanı ve Alevi Bektaşi Federasyonu Yönetim Kurulu Üyesi Fevzi Gümüş, çeşitli sivil toplum kuruluşu temsilcileri ile Mülkiyeliler Birliği’nde basın toplantısı düzenledi. (Fotoğraf: AA) ABD operasyonların neresinde? Başkent kulislerinde süregiden tartõşmalarda, ‘Ergenekon uluslararasõ bir komplo mu’, ‘Ergenekon Türkiye’dekiulusalcõkesiminRusya’yayakõnlaşmasõsonucumubaşlatõldõ’gibisorularayanõtaranõyor ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Soğuk Savaş döneminde, olasõ bir Sovyet işgaline karşõ müttefik ülke- lerde çeşitli isimler altõnda gladyo ya- põlanmasõnõ gerçekleştiren ABD’nin, “Türk gladyosunun tasfiyesi” ol- duğu ileri sürülen Ergenekon ope- rasyonunun neresinde yer aldõğõ tar- tõşma konusu oldu. 10. dalga tutuklamalarõn sonra- sõnda başkent kulislerinde, “Erge- nekon, Türkiye’deki ulusalcı ke- simin Rusya’ya yakınlaşmasını engellemek için ABD’nin, AKP eliyle yürüttüğü bir operasyon” de- ğerlendirmeleri öne çõktõ. Geçen ekim ayõnda Rus Kom- mersant gazetesinde yer alan bir haber-yorumda, “Hem Türki- ye’deki gazetecilerin hem de sav- cıların belirttiği gibi, yakalananlar Rusya’ya karşı aşırı sıcak ilgi duymaktalar. İşçi Partisi’nin Baş- kanı Doğu Perinçek defalarca Rus- ya’da bulunmuş ve ‘Avrasya Ha- reketi’ lideri Aleksandr Dugin ile birlikteliği bulunuyordu. Eski İs- tanbul Üniversitesi rektörü Kemal Alemdaroğlu, Moskova Devlet Üni- versitesi ile işbirliğine dair belge- ler imzalamıştı. General Şener Eruygur ise açık bir şekilde NA- TO’yu terk etmeyi, Şanghay Ör- gütü’ne üye olmayı, Rusya ve İran’la beraber askeri ittifak oluş- turmayı teklif ediyordu. Savcı Öz tarafından hazırlanan iddiana- mede, Ergenekon’un Rusya istih- barat birimleri ile irtibatı olduğu iddia ediliyor. Artı, onları bir ara- ya getiren şahsın Aleksandr Dugin olduğu da vurgulanıyor” denil- mişti. ‘Komplo teorisi’ Dugin de daha sonra, “Ergenekon davası bir komplo teorisidir. Bu davayı siyasi bir sipariş olarak de- ğerlendiriyorum. ABD ve NA- TO’nun yerine Rusya’yı koyan ye- ni ve ilk esaslı devlet doktrinini oluşturan aydınlar hedef alındı” açõklamasõnõ yapmõştõ. Ergenekon so- ruşturmasõ kapsamõnda tutuklanan- lar arasõnda, Türkiye’nin Rusya ve Çin ile yakõn ilişki kurmasõnõ isteyen, asker, akademisyen, gazeteci ve si- yasilerin çoğunlukta olmasõ, ABD’nin Türkiye’deki AKP muha- liflerinin aks değişitirip Moskova’ya yakõn durmasõnõ engellemek için bu tür bir operasyona yeşil õşõk yakõp destek verdiği değerlendirmelerini de beraberinde getirdi. Bu değerlen- dirmelere göre ABD yönetimi, Tür- kiye’deki ulusalcõ muhalefetin Was- hington ve Batõ ekseninden ayrõl- masõnõ istemedi. Ancak George Bush yönetimi ile bunu engelleye- meyince, ulusalcõ muhalefetin Er- genekon içinde tasfiyesi amacõyla düğmeye bastõ. Kulislerde konuşulanlara göre operasyonun ABD ayağõnda, Tür- kiye’deki cemaat örgütlenmelerinin dõş temsilcilikleri ve ABD gizli ser- visi yer aldõ. Bağlantõlar da yine doğ- rudan cemaat ilişkileriyle ve bu ce- maate yakõn medya kuruluşlarõ ara- cõlõğõ ile sağlandõ. Pir Sultan Abdal Kültür Derneği Genel Başkanõ Gümüş’ten suikast iddialarõna sert tepki OĞUL AYDENİZ ATAMAN YALÇIN KÜÇÜK VE İBRAHİM ŞAHİN ‘CDvebelleklerin yedekleriverilmedi’ İstanbul Haber Servisi - Ergenekon soruştur- masõnda tutuklanan emekli Yüzbaşõ Hasan Ata- man Yıldırım’õn oğlu Aydeniz Yıldırım, “Ofiste kullandığımız markalardan farklı bir marka flash bellek ve hafıza kartı, yüzlerce CD’lerin arasına karıştırılmış yabancı CD’ler, babamın kişisel bilgisayarında, kendisinin ha- beri olmayan yabancı elektronik dosyalar bu- lunduğu iddia edilmektedir” dedi. Yõldõrõm, CD ve belleklerin avukatlarõn huzurunda açõlarak incelenmesi ve örnek verilmesi istemlerinin ise kabul edilmediğini kaydetti. Aydeniz Yõldõrõm yaptõğõ yazõlõ açõklamada, “Avukatımız aracılı- ğıyla gerek arama sırasında, gerekse babamın gözaltına alınmasından hemen sonra, ne oldu- ğunu bilmediğimiz CD ve belleklerin avukatı- mız huzurunda açılarak incelenmesini, tarafı- mıza yedek ya da örnek verilmesinin talep edilmesine rağmen, bu tarihe kadar hiçbir bel- ge ya da yedek verilmemiştir.” dedi. Silivri’yegötürüldüler İstanbul Haber Servisi - Ergenekon soruştur- masõ kapsamõnda tutuklanarak Metris Cezaevi’ne konulan Prof. Dr. Yalçõn Küçük ile İbrahim Şa- hin, Silivri Ceza ve İnfaz Kurumlarõ Yerleşke- si’ne nakledildi. Küçük’ün avukatõ Hasan Fehmi Demir, Küçük ile Şahin’in, cezaevi nakil aracõyla, Ergenekon davasõ kapsamõnda yargõlanan tutuklu sanõklarõn bulunduğu Silivri Ceza ve İnfaz Ku- rumlarõ Yerleşkesi’ne götürüldüğünü söyledi.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear