22 Kasım 2024 Cuma Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
ekonomi@cumhuriyet.com.tr 5 AĞUSTOS 2008 SALI CUMHURİYET SAYFA EKONOMİ 13 CMYB C M Y B soner@cumhuriyet.com.tr İŞÇİNİN EVRENİNDEN ŞÜKRAN SONER Aynası İştir Kişinin... İstanbul’un simgesel, tarihi dükkânlarının yer aldığı, esnaf merkezi Eminönü çarşısını şöyle bir dolaşın, göçüşü çok çıplak gözlemleyebilir, yü- reğiniz sızlayabilir; en geleneksel, en olmayacak merkezde, kepenkleri inmiş dükkânlar açık olan- ları nerede ise aşmış durumda. Kapatma dava- sı-Ergenekon, türban, din üzerinden siyaset, kadrolaşma öncelikleri arasında, geçen yıldan bu yana ekonomik sorunları, reel ekenomiyi yoka saymış Erdoğan hükümeti, bundan sonrasının he- sabını vermek zorunda; yerel seçimlerde oy kaybı getirebilecek reel ekonomideki çok hızlı ge- riye gidişe karşı kimi önlemler almayı yeni yeni düşünür oldular... Sözünü ettiğimiz esnafın göçüşüne, iflas eden şirketler olgusuna karşı, besbelli siyaseten AKP’ye çok yakın Birlik ve cemiyetlerden gelen büyük baskı da var. Sonuç olarak dün yeni bir kur- tarma operasyonu gündeme gelmişti; esnafın kur- tarılabilmesi için faizsiz kredi verilecek. Ayrımsız tüm esnaf için geçerli olmak üzere öngörülen fa- izsiz borç ile iflasların durdurulması, işletmelerin kurtarılması, yaşatılmasına çalışılacak. Ancak ka- mera uzatılan esnaf örgütleri yöneticileri, esna- fın kendisi de dahil bu çok geç kalmış kredi des- teği ile işletmelerin kapanmaktan kurtarılabileceği konusunda pek de umutlu görünmüyorlardı... İktidardaki oy artışını, bir yıl önceki yüzde 47’lik seçim başarısını, Türkiye’de laik Cumhuriyet rejimi, anayasal düzeni değiştirmek için yeterli gö- ren AKP kendisine biçilen dış güçlerin rolüne de uygun olarak, icraatlarını ılımlı İslam siyaseti, ik- tidarının pekiştirilmesi öncelikli kullanınca, Tür- kiye’de yaşam sanılandan çok daha hızlı yön de- ğişimine uğradı. İktidara, AKP’ye hatta pratikte Başbakan Erdoğan‘ın son kararlarına bağımlı Meclis, teslim olmuş yasama iradesine ek olarak, Cumhurbaşkanlığı’nın ele geçirilmesi, özerk ku- rumların akıl almaz hızda kadrolaştırılması ile de bir bir ele geçirilmeleriyle siyaseten çoğunluk dik- tatörlüğü iktidarı çok etkin siyasetten işletilebil- di. ABD, AB destekli olarak tüm kurumların ele geçirilmesi operasyonunun başarılı kılınabilme- si için de, başka iktidarlar için hiç gündemde ol- mamış siyasi, ekonomik destekler işletildi. Örneğin İMF, bir yanı ile elinde kalmış tek ül- keyi de yitirmemek, başarısız görünmemek üze- re, Erdoğan hükümetlerinin seçim öncesinden, seçim politikaları da dahil, programdan sapma- sına destek bile verdi. Şimdilerde uzun soluklu bir geleceğe yönelik işlerin yürütülebilmesi gün- deme gelince de, yine dünün taze haberleri ara- sında sonbaharda IMF ile gönüllü masaya otur- manın hazırlık çalışmalarının başlatıldığı duyurusu yapıldı. Yerel seçimler yeni strartejik hedef ola- rak ortada dururken, Erdoğan hükümeti IMF’den gelecek raporlara, program çerçevelerine uy- makta ne kadar gönüllü olur, IMF AKP’yi des- teklemeye yönelik olarak, program sapmalarına ne ölçülerde göz yumar, uzlaşma çizgisi bulu- nabilir mi.. sorularına şimdiden yanıt vermek çok gerçekçi olmayabilir. Yine de masaya oturmalarının anlamı olsa ol- sa, kapatma davası, rejim değişikliğine oynaya- rak siyaset yapma sürecinde bir tıkanmanın ya- şandığının, Erdoğan hükümetinin iyi-kötü eko- nomiye yönelik bir şeyler yapmak zorunda olu- şunun göstergesi sayılabilir. Sadece esnafın kepenk kapatması değil elbette, yıllardır piyasalar üzerinden sürdürülmüş politikalarının göçmesi bağlantılı, işsizlik, sosyal damping, yoksullaşma, deliği çok hızlı büyüyen açıklar, filizlenen en- flasyon, satılabilecek çok fazla şeyin yağmalama biçiminde satılmış olması, her tür yolsuzluk, yağma düzenine verilen primler, aflar, kirli ilişki- lerin içinden yeni İslami sermaye yaratılırken, in- sana dönük gerçek ekonomi, yaratılabilmiş iyi- kötü işletmelerin geriye yuvarlanması... Artık sorunları eski iktidarlara atıp, mağduru oynaya- rak insan yaşamı, gerçek ekonomideki geriye gi- dişin sorumluluğundan kurtulma şansları yok.. 12 Eylül diktatoryal düzenini, ekonomik biriki- mini de arkasına almış, dış destekleri sınırsız Öza- lizm’in ömrü, balayı yılları kaç yıl sürebilmişti? Özal’ın cumhurbaşkanı oluşunun aslında bir ka- çış, partisinin geriye yuvarlanışının sistemdeki ik- tidarlar ömrü için bir ölçüt olduğunu sakın unut- mayalım. Gelişmiş ekonomilerde bile günümüz düzeninde, ABD, AB ülkeleri siyasi partiler ve li- derliklerinin iktidarda kalabilme ömürleri iki se- çimi pek geçemiyor. 2. Erdoğan hükümetinin ka- patılmaması zaferi aslında ekonomik ayağında bir Pirüs zaferi sayılabilir. Hele de AKP’nin kapatılmaması, siyasi lider- liklerinin siyaseten yasaklanmamalarına karşın, bugüne kadar kapatılmış benzer partilerden da- ha ağırlıklı bir biçimde, “laiklik karşıtı odak oluş- turma” suçundan mahkûm oldukları göz önüne alınırsa. Düşünün ki bu suçtan mahkûm olmuş parti, demokrasi için risk oluşturmayacak, hoş- görü ile bakılabilecek bir marjinal küçük parti de- ğil. Tam tersi demokratik kurumları da ele ge- çirmiş, iktidar ve çoğunluk partisi. Rejim için teh- dit oluşturmayı katlayan tabloda, bundan sonraki icraatları çok daha fazla göze batacak.. AKP kapatma davası sonuçlanıp ekonomide beklentiler gerçekleşti- ğine göre hem hükümetin hem de is- tikrarsızlık nedeniyle ekonomik kriz- den korkan iç ve dış finans çevrele- ri ve girişimcilerin artık Türk ekono- misini şaha kaldırmaktan başka ça- releri yok. Önlerindeki en önemli engel ortadan kalktı ve mazeretleri kalmadı. Geçmiş beş yılda giderek riskli ha- le gelen ekonomik göstergelerin olumlu trende döndürülmesi eko- nomiyi yönetenlerin ve siyasi iktida- rın temel amacı ol- malı. Biz de geçen 5 yıllık dönemi tekrar size hatırlatmak isti- yoruz. Bunu yapar- ken de en önemli sıkıntımız olan dış borçlarla başlamak istiyoruz. Makro ekonomik büyüklükler - Gayri safi yurt içi hasıla(GSYİH) her yıl artmıştır. Gö- rüldüğü gibi GSYİH artarken ithalat da artmakta, bu artış aynı zamanda dış finansmanın ülkeye girişinin de ar- tığını göstermektedir. - Cari açık devamlı yükselmekte, ithalattaki artış zaten bunu işaret et- mektedir. - TCMB net döviz rezervleri de ca- ri açığın artışına paralel olarak art- maktadır. Zaten dış borç servisinin arttığı bir dönemde rezervlerin de muhakkak yükselmesi gerekir. Aksi halde döviz darboğazına girilir. - Kullanılan dış kredi 2005, 2006 ve 2007’de artmıştır. - Dış borç servisi (yapılan ödeme- ler) ile dış kredi kullanımı karşılaştı- rıldığında borçların azalmadığı ve arttığı görülmektedir. Dış borç stokundaki yüzde de- ğişimler - Dış borç stoku 2002’de % 14.1, 2003’te % 11.2, 2004’te % 11.4, 2005’te % 4.9, 2006’da % 20.4 art- mıştır. Dış borç stokunun vadeye gö- re yüzde dağılımı - Dış borçların önemli bir kısmı uzun vadelidir. Ancak uzun vadeli borçların nispi payı ilk yıllara göre düşmektedir. Yani kısa vadeli borç- ların payı artmaktadır. Dış borç stokunun sektörel da- ğılımı - Görüldüğü gibi kamu sektörünün 2006’ya kadar payı fazla iken bu yıl- dan itibaren özel sektörün borçları ciddi biçimde artmıştır. 2007 yılında özel sektörün dış borç payı kamu sek- törünün payının 2 katına ulaşmıştır. Dış borç tutarları (milyon dolar) - Görüldüğü gibi dış borç 2002’de 129.598 dolar iken 2007’de 247.094 dolar olmuştur. Dış borçlar devam- lı artmaktadır - Dış borçların GSYİH içindeki pa- yı 2002’de % 56.2, 2003’te % 47.3, 2004’te % 41.2, 2005’te % 35, 2006’da % 39, 2007’de % 37.5 ol- muştur. Yani dış borçlar GSYİH’nin ortalama % 40’ını işgal etmekte ve nispi payı giderek az da olsa düş- mektedir. Kaynak: Hazine Müsteşarlığı’nın 2008 Temmuz Kamu Borç Yönetimi Raporu. Devam edeceğiz. 2002-2008 Türkiye Ekonomisi (1) M A L İ Y E Y A Ş A M I N D A N / M U S T A F A P A M U K O Ğ L U pamukm superonline.com Dolar daha da düşebilir AKP kapatma davasõnõn so- nuçlanmasõyla düşüşünü hõz- landõran dolar dün gün için- de 1.15’in de altõna indi. Ekonomistler 1.05 YTL seviyelerinin test edilebileceğine dikkat çekiyor. GÜNÜN İÇİNDEN... İki yõl sonrasõnõ görememek, tonu 136 dolardan satõlan buğdayõn 400 dolardan satõn alõnmasõyla sonuçlandõ AKP tarõmda da öngörüsüz OLCAY BÜYÜKTAŞ AKÇA Bir yandan hükümetin dõşa bağõmlõ ve öngörüsüz politikalarõ, bir yandan küresel iklim değişiklikleri Türkiye’de tarõmõ tam bir çõkmaza sürüklüyor. Tarõmda geri gi- dişatõn önünün bir an önce alõnmasõnõ is- teyen tarõm sendikalarõ, yaptõklarõ çalõş- malarla başta AKP Hükümeti olmak üze- re tüm yetkilileri göreve çağõrõyor. “Türkiye’nin hep büyüdüğü anlatı- lıyor. Büyüyen Türkiye’de tarım hep küçülüyor, çiftçiler yoksullaşıyor ve çiftçiler mesleklerini terk etmek zo- runda kalıyor” diyen Çiftçi Sendikalarõ Konfederasyonu Genel Başkanõ Abdullah Aysu’nun Cumhuriyet için yaptõğõ çalõş- maya göre pek çok alanda olduğu gibi ta- rõmda da orta ve uzun vadeli politikalar üretilmiyor ve uygulanmõyor. Bu uygu- lamanõn pahalõ sonuçlarõnõ ise her zaman yurttaş ödüyor. Bir yõl çok oldu diye, ikin- ci yõl üretim sonuçlarõ hesaplanmaksõzõn hemen satõş izni verilen ürünlere yurttaş iki-üç misli fiyat ödemek zorunda kalõyor. Örneğin, Tarõm Bakanlõğõ 2006’da ek- meklik buğdayõn yeni üretim sezonunda- ki üretim miktarõnõ görmeden stoktaki buğ- dayõn tonunu 136 dolardan dõşarõya sattõ. Oysa “Bu yıl buğday üretimimiz fazla, o zaman fazlamızı hemen satalım” doğ- ru bir politika değil. 2007’de kuraklõk ya- şanõnca da bu kez, IMF’nin buyruğu ile ül- ke stoklarõnõ eritmiş olan hükümet, kasõm- aralõkta tonuna 390-400 dolar verip buğ- day satõn almak zorunda kaldõ. Buğdayda işler karışık Aysu’ya göre hükümet, bütün bu yan- lõşlardan ders almõyor. Buğday alõm fi- yatõnõ açõklamõyor. Yurttaşlarõ için si- gorta görevi görecek oranda stok da yap- mõyor. Temel gõda ihtiyacõ buğdayõ stok- lamak yerine ihtiyaç temin işini şirketle- re bõrakarak kuzuyu kurda teslim ediyor. Buğday fiyatõnõn belirlenmesinde etken olan süne tahlilleri, geçmişte, “Çiftçinin Karagün Dostu” denilen ve halen silo- larõnõn üzerinde bu yazõ bulunan TMO ele- manlarõ tarafõndan yapõlabiliyordu; TMO şimdi bu işi de yapmõyor. Tahliller buğ- dayõ alacak olan Ticaret Borsasõndaki tüccar tarafõndan tek taraflõ yapõlõyor ve fi- yatõ da yine tek taraflõ belirleniyor. Buğ- day alõmõnõn ve fiyatõnõn belirlenmesinde olmayan Tarõm Bakanlõğõ, süne tahlilin- de de yok. Çiftçiyi yalnõz bõrakõyor, yani burada da kuzuyu kurda korumasõz teslim ediyor. Fiyat 99.5 kuruş olmalı Bu üretim sezonunda gübreye, mazota, enerjiye ve ilaca yüzde 100’e yakõn zam geldi. Buğdayõn fiyatõ da bu yaşanõlan zam göz önüne alõnarak belirlenmesi gerekir- ken hükümet fiyat açõklamayacağõnõ açõk- lõyor. Yaşanõlan zamlar göz önüne alõn- dõğõnda buğdayõn fiyatõ, yani maliyetine yüzde 25 kâr ve insanca yaşam payõ ek- lendiğinde 1 kilo buğdayõn en az 99.5 Ye- ni Kuruş olmasõ gerekiyor. “Fiyat düşer” diye hububat alõm fi- yatlarõnõ açõklamayan hükümet, iç piyasada buğdayõn tonu 550-600 YTL’den satõl- maktayken ithal buğdayõn tonunu 500 YTL’den satõşa sunarak fiyatõ düşürüyor. Aysu, AKP’nin buğdaya kilo başõna 4 YKr pirim vereceğini açõkladõğõnõ, oysa bu miktarõn, hükümetin buğdayda uyguladõ- ğõ bu yanlõş politikalarõn çiftçiler üzerin- de yarattõğõ tahribat ve neden olduğu za- rarõn, kilo başõna vereceği söz konusu olan primle karşõlanamayacağõnõ da vurguluyor. 2006’da ekmeklik buğdayõn yeni üretim sezonundaki üretim miktarõ görülmeden stoktaki ürünün tonu 136 dolardan satõldõ. 2007’de tonuna 390-400 dolar verip buğday satõn alõndõ.  AKP, yurttaşõn temel gõdasõ olan ürünleri yerine başka ürünleri destekliyor. Ayçiçek fiyatlarõ yüzde 100 artarken yalnõz 4 kuruş pirim veren hükümet kanolaya 22 yeni kuruş veriyor.  Çiftçi Sendikalarõ Konfederasyonu’nu, ortaya koyduğu gerçekler ve çözüm önerileriyle başta AKP Hükümeti olmak üzere yetkili tüm kesimleri bir an önce harekete geçmeleri için uyardõ.  Ayçiçeği ve pamukta büyük tehlike B u yõl 35 il ve 210 ilçede çift- çilerin çoğunluğu yaşanõlan kuraklõk nedeniyle yüzde 30 civarõnda zarar gördü. Bu çift- çilere tohumluk desteği için 700 milyon YTL ödeme yapõlacağõ açõklandõ. Bu ödeme ne zaman ya- põlacak bu konuda hükümet bir takvim açõklamadõ. Tarõmda yaşanan diğer sõkõntõlarõ ise şöyle özetlemek mümkün:  2007’de ayçiçeği üretimi yüzde 23.6 geriledi. Ayçiçeği yağõ fiyatõ da yüzde 100’den fazla arttõ. Üretimin düşüşündeki en önemli etkenlerden birisi kuraklõğõn yanõnda 2006 yõlõ ay- çiçeği fiyatlarõnõn maliyetin altõnda belirlenmesi nedeniyle çiftçilerin ay- çiçeği üretiminden vazgeçmeleri. Diğer yandan kanola üretimi hõz- la artõyor. 2006’de sadece 12 bin 615 bin ton olan kanola üretimi 2007 ku- raklõğõna karşõn yüzde 127 arttõ, 28 bin 727 tona yükseldi. Kanola üreti- minin böylesi artmasõnõn nedeni ka- nolaya verilen primin 22 YKr olma- sõ. Yurttaşlarõn temel gõdasõ olan ya- ğõn hammaddesi olan ayçiçeği üre- timindeki düşüşün bir başka önemli nedeni ise ayçiçeğine verilen primin kilo başõna 4 YKr olarak belirlenmesi.  Pamukta uygulanan benzer yan- lõş politikalar sonucunda Türkiye dünya pamuk üretiminde 5. sõradan 7. sõraya geriledi.  Türkiye’nin ilk çaylõklarõ 1938’de kuruldu. Bir çaylõğõn ömrü ise en fazla 70-80 yõl. Bu çaylõklar ye- nilenmezse çaylõklar bozulur, çayõn kalitesi düşer. Çaylõklarõn yenilenmesi için gerekli kaynak Tarõm Bakanlõ- ğõ tarafõndan ayrõlmõyor. Böyle bir so- run yok sayõlõyor, aldõrõlmõyor. Ay- rõca Türkiye’nin kuru çay üretimi 200-220 bin ton civarõnda. Ülkeye ka- çak olarak giren kuru çay miktarõ 50 bin ton. Üretici ve tüketici için cid- di tehdit oluşturan kaçak çay önlen- miyor.  Üretiminde dünya birincisi olunan fõndõkta iki başlõlõk devam ediyor. Asli görevi hububat alõmõ ve satõmõ olan TMO, buğday stoku yap- mõyor, buğday fiyatõnõ bile açõkla- mõyor, ancak stokunda 300 bin to- na yakõn fõndõk bulunduruyor. Bu fõndõğõ ne satõyor, ne yağa dönüş- türüyor. TMO fõndõk alõmlarõnda bu- lunduğundan bu yana fõndõk fiyat- larõ hiç maliyetin üzerinde belir- lenmedi. TMO artõk piyasayõ üre- tici ve tüketici lehine düzenleyici de- ğil de fiyat düşürücü olarak görev- lendiriliyor. 2002 2003 2004 2005 2006 2007 2008 Ç1 Toplam 100 100 100 100 100 100 100 Kõsa vade 12,7 16 19,8 22 19,7 16,9 16,9 Uzun vade 87,3 84 80,2 78 80,3 83,1 83,1 2002 2003 2004 2005 2006 2007 2008Ç1 Toplam 100 100 100 100 100 100 100 Kamu Sektörü 49,8 49,1 47,1 41,8 34,9 29,7 28,3 TCMB 17 16,9 13,3 9,2 7,6 6,4 6,3 Özel sektör 33,2 34 39,6 49 57,5 63,9 65,4 2002 2003 2004 2005 2006 2007 2008Ç1 Kamu 64.534 70.844 75.668 70.414 71.599 73.435 74.345 TCMB 22.003 24.373 21.410 15.425 15.678 15.801 16.590 Özel Sektör 43.061 49.018 63.568 82.635 117.988 157.858 171.999 Toplam 129.598 144.235 160.646 168.474 205.265 247.094 262.934 Milyon dolar 2002 2003 2004 2005 2006 2007 2008Ç1 GSYİH 230.494 304.901 390.387 481.497 526.429 658.786 İhracat(FOB) yõllõk 36.059 47.253 63.167 73.476 85.535 107.215 117.186 İthalat(CIF) yõllõk 51.554 69.340 97.540 116.774 139.576 170.057 184.001 Cari İşlemler Dengesi yõllõk -626 -7.515 -14.431 -22.137 -31.893 -37.549 -40.315 TCMB Rezervi(Net) 28.071 35.162 37.643 52.429 63.285 76.439 79.967 Dõş Kredi Kullanõmõ yõllõk (tahviller hariç) 28.123 16.235 22.828 34.003 51.391 63.668 64.250 Dõş Borç Servisi yõllõk 28.852 27.810 30.488 36.803 40.071 48.682 51.352 Ana Para (Uzun vadeli borçlar) 22.450 20.823 23.340 38.769 30.707 37.873 40.129 Faiz(kõsa ve uzun vadeli borçlarõn faizi) 6.402 6.987 7.148 -1.966 9.364 10.809 11.223 Destek pirimlerini yurttaşõn temel gõda maddelerine yönelik değil de başka kriterlere göre veren hükümet, son yõllarda fõndõkta da düzenleyeci olmaktan çok fiyat düşürücü bir rol oynamaya başladõ. FAİZSİZ KREDİNİN ARKASI GELMELİ Ekonomi Servisi - Türkiye Esnaf ve Sanatkârlarõ Konfederasyonu (TESK) Genel Başkanõ Bendevi Palandöken, Sanayi ve Ticaret Bakanõ Zafer Çağlayan’õn açõkladõğõ, 5 bin üretici sanatkâra verilecek sõfõr faizli kredilerden mutlu olduklarõnõ, ancak bunun ‘arkasının gelmesi’ gerektiğini kaydetti. Palandöken, yazõlõ açõklamasõnda, açõklanan sõfõr faizli, söz konusu kredilerden sadece TESK’e bağlõ oda üyelerinin yararlanacağõnõ ve kredinin kapasite raporuna sahip üretici esnafa verileceğini dile getirdi. Palandöken, kararlarõn TBMM’nin tatilinin ardõndan bir an önce hayata geçirilmesini beklediklerini aktardõ. ADANA (AA) - Türkiye Küçük ve Orta Ölçekli İşletmeler, Serbest Meslek Mensuplarõ ve Yöneticiler Vakfõ (TOSYÖV) Başkanõ Hilmi Develi, imalatçõ esnaf ve sanatkâra sõfõr faizli ve 18 ay vadeli 25 bin YTL’ye kadar kredi kullandõrõlacak olmasõnõn piyasalarõn daraldõğõ ve sektörün zorlandõğõ bir dönemde, nakit sõkõntõsõ yaşayan KOBİ’lere ‘can suyu’ niteliğinde olacağõnõ söyledi. Develi, kredi alma konusunda zor şartlarla karşõlaşan kadõn girişimcilere pozitif ayrõmcõlõk yapõlarak işletme başõna 30 bin YTL’ye kadar kredi verilecek olmasõnõ da çok olumlu bulduklarõnõ ifade etti. KOBİ’LERE ‘CAN SUYU’ OLACAK Bankaların ilgisi arttı S on iki yılda özel sektör bankaları çiftçiye yoğun ilgi gösteriyor. Ziraat Bankası 2007’de 4.8 milyar YTL kredi dağıttı. Özel sektör bankaları ise 4 milyar YTL verdi. Tarımsal kredi faizleri yüzde 17.5 civarında. Özel bankalarınsa yüzde 22-25 arasında. Köylü niye özel sektörün bu yüksek faizli kredisine muhtaç oluyor acaba? Ziraat Bankası neden 100 milyon YTL’nin üzerinde kredi kullanan işletmeler için orta ve büyük işletme bankacılık şubesi (TOBİ) açmaya yöneldi. Türkiye IMF’nin istiğiyle tüm destekleri kaldırıp yerine doğrudan gelir desteklerine geçtiği ilk yıllarda dekara 15 bin TL veriyordu. Geçen yıl çiftçiye verilen doğrudan gelir desteğinin miktarı dekara 10 YTL’ye düşürüldü. 2008’de de 7 YTL’ye düşürülüyor. Yani doğrudan gelir destekleri sürekli hem düşürülüyor hem de zamanında ödenmiyor. Çiftçi, Tarım Kredi Kooperatifleri ile Ziraat Bankası’na borcu olan çiftçilerin ödemelerine gecikme faizi uygulanıyor da çiftçilerin alacağına neden faiz uygulanmadığını merak ediyor. Cep 11 haneli aranacak Numara taşõnabilirliği uygu- lamasõnõn başlayacağõ 1 Ey- lül 2008’den itibaren cep te- lefonlarõndan 7 rakamlõ ara- ma yapõlamayacak. Örneğin Turkcell abonelerinin şu an- da kendileriyle aynõ prefikse (0532, 0533) sahip diğer Turkcell müşterilerini, başõndaki 4 rakamõ tuşlamadan arayabiliyor 1 Eylül’den itibaren bunlarõ tuşlamak gerekecek.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear