Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
ekonomi@cumhuriyet.com.tr
5 AĞUSTOS 2008 SALI CUMHURİYET SAYFA
EKONOMİ 13
CMYB
C M Y B
soner@cumhuriyet.com.tr
İŞÇİNİN EVRENİNDEN
ŞÜKRAN SONER
Aynası İştir Kişinin...
İstanbul’un simgesel, tarihi dükkânlarının yer
aldığı, esnaf merkezi Eminönü çarşısını şöyle bir
dolaşın, göçüşü çok çıplak gözlemleyebilir, yü-
reğiniz sızlayabilir; en geleneksel, en olmayacak
merkezde, kepenkleri inmiş dükkânlar açık olan-
ları nerede ise aşmış durumda. Kapatma dava-
sı-Ergenekon, türban, din üzerinden siyaset,
kadrolaşma öncelikleri arasında, geçen yıldan bu
yana ekonomik sorunları, reel ekenomiyi yoka
saymış Erdoğan hükümeti, bundan sonrasının he-
sabını vermek zorunda; yerel seçimlerde oy
kaybı getirebilecek reel ekonomideki çok hızlı ge-
riye gidişe karşı kimi önlemler almayı yeni yeni
düşünür oldular...
Sözünü ettiğimiz esnafın göçüşüne, iflas eden
şirketler olgusuna karşı, besbelli siyaseten
AKP’ye çok yakın Birlik ve cemiyetlerden gelen
büyük baskı da var. Sonuç olarak dün yeni bir kur-
tarma operasyonu gündeme gelmişti; esnafın kur-
tarılabilmesi için faizsiz kredi verilecek. Ayrımsız
tüm esnaf için geçerli olmak üzere öngörülen fa-
izsiz borç ile iflasların durdurulması, işletmelerin
kurtarılması, yaşatılmasına çalışılacak. Ancak ka-
mera uzatılan esnaf örgütleri yöneticileri, esna-
fın kendisi de dahil bu çok geç kalmış kredi des-
teği ile işletmelerin kapanmaktan kurtarılabileceği
konusunda pek de umutlu görünmüyorlardı...
İktidardaki oy artışını, bir yıl önceki yüzde 47’lik
seçim başarısını, Türkiye’de laik Cumhuriyet
rejimi, anayasal düzeni değiştirmek için yeterli gö-
ren AKP kendisine biçilen dış güçlerin rolüne de
uygun olarak, icraatlarını ılımlı İslam siyaseti, ik-
tidarının pekiştirilmesi öncelikli kullanınca, Tür-
kiye’de yaşam sanılandan çok daha hızlı yön de-
ğişimine uğradı. İktidara, AKP’ye hatta pratikte
Başbakan Erdoğan‘ın son kararlarına bağımlı
Meclis, teslim olmuş yasama iradesine ek olarak,
Cumhurbaşkanlığı’nın ele geçirilmesi, özerk ku-
rumların akıl almaz hızda kadrolaştırılması ile de
bir bir ele geçirilmeleriyle siyaseten çoğunluk dik-
tatörlüğü iktidarı çok etkin siyasetten işletilebil-
di. ABD, AB destekli olarak tüm kurumların ele
geçirilmesi operasyonunun başarılı kılınabilme-
si için de, başka iktidarlar için hiç gündemde ol-
mamış siyasi, ekonomik destekler işletildi.
Örneğin İMF, bir yanı ile elinde kalmış tek ül-
keyi de yitirmemek, başarısız görünmemek üze-
re, Erdoğan hükümetlerinin seçim öncesinden,
seçim politikaları da dahil, programdan sapma-
sına destek bile verdi. Şimdilerde uzun soluklu
bir geleceğe yönelik işlerin yürütülebilmesi gün-
deme gelince de, yine dünün taze haberleri ara-
sında sonbaharda IMF ile gönüllü masaya otur-
manın hazırlık çalışmalarının başlatıldığı duyurusu
yapıldı. Yerel seçimler yeni strartejik hedef ola-
rak ortada dururken, Erdoğan hükümeti IMF’den
gelecek raporlara, program çerçevelerine uy-
makta ne kadar gönüllü olur, IMF AKP’yi des-
teklemeye yönelik olarak, program sapmalarına
ne ölçülerde göz yumar, uzlaşma çizgisi bulu-
nabilir mi.. sorularına şimdiden yanıt vermek çok
gerçekçi olmayabilir.
Yine de masaya oturmalarının anlamı olsa ol-
sa, kapatma davası, rejim değişikliğine oynaya-
rak siyaset yapma sürecinde bir tıkanmanın ya-
şandığının, Erdoğan hükümetinin iyi-kötü eko-
nomiye yönelik bir şeyler yapmak zorunda olu-
şunun göstergesi sayılabilir. Sadece esnafın
kepenk kapatması değil elbette, yıllardır piyasalar
üzerinden sürdürülmüş politikalarının göçmesi
bağlantılı, işsizlik, sosyal damping, yoksullaşma,
deliği çok hızlı büyüyen açıklar, filizlenen en-
flasyon, satılabilecek çok fazla şeyin yağmalama
biçiminde satılmış olması, her tür yolsuzluk,
yağma düzenine verilen primler, aflar, kirli ilişki-
lerin içinden yeni İslami sermaye yaratılırken, in-
sana dönük gerçek ekonomi, yaratılabilmiş iyi-
kötü işletmelerin geriye yuvarlanması... Artık
sorunları eski iktidarlara atıp, mağduru oynaya-
rak insan yaşamı, gerçek ekonomideki geriye gi-
dişin sorumluluğundan kurtulma şansları yok..
12 Eylül diktatoryal düzenini, ekonomik biriki-
mini de arkasına almış, dış destekleri sınırsız Öza-
lizm’in ömrü, balayı yılları kaç yıl sürebilmişti?
Özal’ın cumhurbaşkanı oluşunun aslında bir ka-
çış, partisinin geriye yuvarlanışının sistemdeki ik-
tidarlar ömrü için bir ölçüt olduğunu sakın unut-
mayalım. Gelişmiş ekonomilerde bile günümüz
düzeninde, ABD, AB ülkeleri siyasi partiler ve li-
derliklerinin iktidarda kalabilme ömürleri iki se-
çimi pek geçemiyor. 2. Erdoğan hükümetinin ka-
patılmaması zaferi aslında ekonomik ayağında bir
Pirüs zaferi sayılabilir.
Hele de AKP’nin kapatılmaması, siyasi lider-
liklerinin siyaseten yasaklanmamalarına karşın,
bugüne kadar kapatılmış benzer partilerden da-
ha ağırlıklı bir biçimde, “laiklik karşıtı odak oluş-
turma” suçundan mahkûm oldukları göz önüne
alınırsa. Düşünün ki bu suçtan mahkûm olmuş
parti, demokrasi için risk oluşturmayacak, hoş-
görü ile bakılabilecek bir marjinal küçük parti de-
ğil. Tam tersi demokratik kurumları da ele ge-
çirmiş, iktidar ve çoğunluk partisi. Rejim için teh-
dit oluşturmayı katlayan tabloda, bundan sonraki
icraatları çok daha fazla göze batacak..
AKP kapatma davası sonuçlanıp
ekonomide beklentiler gerçekleşti-
ğine göre hem hükümetin hem de is-
tikrarsızlık nedeniyle ekonomik kriz-
den korkan iç ve dış finans çevrele-
ri ve girişimcilerin artık Türk ekono-
misini şaha kaldırmaktan başka ça-
releri yok. Önlerindeki en önemli
engel ortadan kalktı ve mazeretleri
kalmadı.
Geçmiş beş yılda giderek riskli ha-
le gelen ekonomik göstergelerin
olumlu trende döndürülmesi eko-
nomiyi yönetenlerin ve siyasi iktida-
rın temel amacı ol-
malı. Biz de geçen 5
yıllık dönemi tekrar
size hatırlatmak isti-
yoruz. Bunu yapar-
ken de en önemli
sıkıntımız olan dış
borçlarla başlamak
istiyoruz.
Makro ekonomik
büyüklükler
- Gayri safi yurt içi
hasıla(GSYİH) her yıl artmıştır. Gö-
rüldüğü gibi GSYİH artarken ithalat
da artmakta, bu artış aynı zamanda
dış finansmanın ülkeye girişinin de ar-
tığını göstermektedir.
- Cari açık devamlı yükselmekte,
ithalattaki artış zaten bunu işaret et-
mektedir.
- TCMB net döviz rezervleri de ca-
ri açığın artışına paralel olarak art-
maktadır. Zaten dış borç servisinin
arttığı bir dönemde rezervlerin de
muhakkak yükselmesi gerekir. Aksi
halde döviz darboğazına girilir.
- Kullanılan dış kredi 2005, 2006 ve
2007’de artmıştır.
- Dış borç servisi (yapılan ödeme-
ler) ile dış kredi kullanımı karşılaştı-
rıldığında borçların azalmadığı ve
arttığı görülmektedir.
Dış borç stokundaki yüzde de-
ğişimler
- Dış borç stoku 2002’de % 14.1,
2003’te % 11.2, 2004’te % 11.4,
2005’te % 4.9, 2006’da % 20.4 art-
mıştır.
Dış borç stokunun vadeye gö-
re yüzde dağılımı
- Dış borçların
önemli bir kısmı
uzun vadelidir. Ancak uzun vadeli
borçların nispi payı ilk yıllara göre
düşmektedir. Yani kısa vadeli borç-
ların payı artmaktadır.
Dış borç stokunun sektörel da-
ğılımı
- Görüldüğü gibi kamu sektörünün
2006’ya kadar payı fazla iken bu yıl-
dan itibaren özel sektörün borçları
ciddi biçimde artmıştır. 2007 yılında
özel sektörün dış
borç payı kamu sek-
törünün payının 2
katına ulaşmıştır.
Dış borç tutarları (milyon dolar)
- Görüldüğü gibi dış borç 2002’de
129.598 dolar iken 2007’de 247.094
dolar olmuştur. Dış borçlar devam-
lı artmaktadır
- Dış borçların GSYİH içindeki pa-
yı 2002’de % 56.2,
2003’te % 47.3,
2004’te % 41.2,
2005’te % 35,
2006’da % 39,
2007’de % 37.5 ol-
muştur. Yani dış borçlar GSYİH’nin
ortalama % 40’ını işgal etmekte ve
nispi payı giderek az da olsa düş-
mektedir.
Kaynak: Hazine Müsteşarlığı’nın
2008 Temmuz Kamu Borç Yönetimi
Raporu.
Devam edeceğiz.
2002-2008 Türkiye Ekonomisi (1)
M A L İ Y E Y A Ş A M I N D A N / M U S T A F A P A M U K O Ğ L U pamukm superonline.com
Dolar daha da düşebilir
AKP kapatma davasõnõn so-
nuçlanmasõyla düşüşünü hõz-
landõran dolar dün gün için-
de 1.15’in de altõna indi. Ekonomistler 1.05 YTL
seviyelerinin test edilebileceğine dikkat çekiyor.
GÜNÜN İÇİNDEN...
İki yõl sonrasõnõ görememek, tonu 136 dolardan satõlan buğdayõn 400 dolardan satõn alõnmasõyla sonuçlandõ
AKP tarõmda da öngörüsüz
OLCAY BÜYÜKTAŞ AKÇA
Bir yandan hükümetin dõşa bağõmlõ ve
öngörüsüz politikalarõ, bir yandan küresel
iklim değişiklikleri Türkiye’de tarõmõ tam
bir çõkmaza sürüklüyor. Tarõmda geri gi-
dişatõn önünün bir an önce alõnmasõnõ is-
teyen tarõm sendikalarõ, yaptõklarõ çalõş-
malarla başta AKP Hükümeti olmak üze-
re tüm yetkilileri göreve çağõrõyor.
“Türkiye’nin hep büyüdüğü anlatı-
lıyor. Büyüyen Türkiye’de tarım hep
küçülüyor, çiftçiler yoksullaşıyor ve
çiftçiler mesleklerini terk etmek zo-
runda kalıyor” diyen Çiftçi Sendikalarõ
Konfederasyonu Genel Başkanõ Abdullah
Aysu’nun Cumhuriyet için yaptõğõ çalõş-
maya göre pek çok alanda olduğu gibi ta-
rõmda da orta ve uzun vadeli politikalar
üretilmiyor ve uygulanmõyor. Bu uygu-
lamanõn pahalõ sonuçlarõnõ ise her zaman
yurttaş ödüyor. Bir yõl çok oldu diye, ikin-
ci yõl üretim sonuçlarõ hesaplanmaksõzõn
hemen satõş izni verilen ürünlere yurttaş
iki-üç misli fiyat ödemek zorunda kalõyor.
Örneğin, Tarõm Bakanlõğõ 2006’da ek-
meklik buğdayõn yeni üretim sezonunda-
ki üretim miktarõnõ görmeden stoktaki buğ-
dayõn tonunu 136 dolardan dõşarõya sattõ.
Oysa “Bu yıl buğday üretimimiz fazla,
o zaman fazlamızı hemen satalım” doğ-
ru bir politika değil. 2007’de kuraklõk ya-
şanõnca da bu kez, IMF’nin buyruğu ile ül-
ke stoklarõnõ eritmiş olan hükümet, kasõm-
aralõkta tonuna 390-400 dolar verip buğ-
day satõn almak zorunda kaldõ.
Buğdayda işler karışık
Aysu’ya göre hükümet, bütün bu yan-
lõşlardan ders almõyor. Buğday alõm fi-
yatõnõ açõklamõyor. Yurttaşlarõ için si-
gorta görevi görecek oranda stok da yap-
mõyor. Temel gõda ihtiyacõ buğdayõ stok-
lamak yerine ihtiyaç temin işini şirketle-
re bõrakarak kuzuyu kurda teslim ediyor.
Buğday fiyatõnõn belirlenmesinde etken
olan süne tahlilleri, geçmişte, “Çiftçinin
Karagün Dostu” denilen ve halen silo-
larõnõn üzerinde bu yazõ bulunan TMO ele-
manlarõ tarafõndan yapõlabiliyordu; TMO
şimdi bu işi de yapmõyor. Tahliller buğ-
dayõ alacak olan Ticaret Borsasõndaki
tüccar tarafõndan tek taraflõ yapõlõyor ve fi-
yatõ da yine tek taraflõ belirleniyor. Buğ-
day alõmõnõn ve fiyatõnõn belirlenmesinde
olmayan Tarõm Bakanlõğõ, süne tahlilin-
de de yok. Çiftçiyi yalnõz bõrakõyor, yani
burada da kuzuyu kurda korumasõz teslim
ediyor.
Fiyat 99.5 kuruş olmalı
Bu üretim sezonunda gübreye, mazota,
enerjiye ve ilaca yüzde 100’e yakõn zam
geldi. Buğdayõn fiyatõ da bu yaşanõlan zam
göz önüne alõnarak belirlenmesi gerekir-
ken hükümet fiyat açõklamayacağõnõ açõk-
lõyor. Yaşanõlan zamlar göz önüne alõn-
dõğõnda buğdayõn fiyatõ, yani maliyetine
yüzde 25 kâr ve insanca yaşam payõ ek-
lendiğinde 1 kilo buğdayõn en az 99.5 Ye-
ni Kuruş olmasõ gerekiyor.
“Fiyat düşer” diye hububat alõm fi-
yatlarõnõ açõklamayan hükümet, iç piyasada
buğdayõn tonu 550-600 YTL’den satõl-
maktayken ithal buğdayõn tonunu 500
YTL’den satõşa sunarak fiyatõ düşürüyor.
Aysu, AKP’nin buğdaya kilo başõna 4
YKr pirim vereceğini açõkladõğõnõ, oysa bu
miktarõn, hükümetin buğdayda uyguladõ-
ğõ bu yanlõş politikalarõn çiftçiler üzerin-
de yarattõğõ tahribat ve neden olduğu za-
rarõn, kilo başõna vereceği söz konusu olan
primle karşõlanamayacağõnõ da vurguluyor.
2006’da ekmeklik buğdayõn yeni üretim
sezonundaki üretim miktarõ görülmeden stoktaki
ürünün tonu 136 dolardan satõldõ. 2007’de
tonuna 390-400 dolar verip buğday satõn alõndõ.
AKP, yurttaşõn temel gõdasõ olan ürünleri yerine
başka ürünleri destekliyor. Ayçiçek fiyatlarõ
yüzde 100 artarken yalnõz 4 kuruş pirim veren
hükümet kanolaya 22 yeni kuruş veriyor.
Çiftçi Sendikalarõ Konfederasyonu’nu, ortaya
koyduğu gerçekler ve çözüm önerileriyle başta
AKP Hükümeti olmak üzere yetkili tüm
kesimleri bir an önce harekete geçmeleri için uyardõ.
Ayçiçeği ve pamukta büyük tehlike
B
u yõl 35 il ve 210 ilçede çift-
çilerin çoğunluğu yaşanõlan
kuraklõk nedeniyle yüzde
30 civarõnda zarar gördü. Bu çift-
çilere tohumluk desteği için 700
milyon YTL ödeme yapõlacağõ
açõklandõ. Bu ödeme ne zaman ya-
põlacak bu konuda hükümet bir
takvim açõklamadõ.
Tarõmda yaşanan diğer sõkõntõlarõ
ise şöyle özetlemek mümkün:
2007’de ayçiçeği üretimi yüzde
23.6 geriledi. Ayçiçeği yağõ fiyatõ da
yüzde 100’den fazla arttõ. Üretimin
düşüşündeki en önemli etkenlerden
birisi kuraklõğõn yanõnda 2006 yõlõ ay-
çiçeği fiyatlarõnõn maliyetin altõnda
belirlenmesi nedeniyle çiftçilerin ay-
çiçeği üretiminden vazgeçmeleri.
Diğer yandan kanola üretimi hõz-
la artõyor. 2006’de sadece 12 bin 615
bin ton olan kanola üretimi 2007 ku-
raklõğõna karşõn yüzde 127 arttõ, 28
bin 727 tona yükseldi. Kanola üreti-
minin böylesi artmasõnõn nedeni ka-
nolaya verilen primin 22 YKr olma-
sõ. Yurttaşlarõn temel gõdasõ olan ya-
ğõn hammaddesi olan ayçiçeği üre-
timindeki düşüşün bir başka önemli
nedeni ise ayçiçeğine verilen primin
kilo başõna 4 YKr olarak belirlenmesi.
Pamukta uygulanan benzer yan-
lõş politikalar sonucunda Türkiye
dünya pamuk üretiminde 5. sõradan
7. sõraya geriledi.
Türkiye’nin ilk çaylõklarõ
1938’de kuruldu. Bir çaylõğõn ömrü
ise en fazla 70-80 yõl. Bu çaylõklar ye-
nilenmezse çaylõklar bozulur, çayõn
kalitesi düşer. Çaylõklarõn yenilenmesi
için gerekli kaynak Tarõm Bakanlõ-
ğõ tarafõndan ayrõlmõyor. Böyle bir so-
run yok sayõlõyor, aldõrõlmõyor. Ay-
rõca Türkiye’nin kuru çay üretimi
200-220 bin ton civarõnda. Ülkeye ka-
çak olarak giren kuru çay miktarõ 50
bin ton. Üretici ve tüketici için cid-
di tehdit oluşturan kaçak çay önlen-
miyor.
Üretiminde dünya birincisi
olunan fõndõkta iki başlõlõk devam
ediyor. Asli görevi hububat alõmõ ve
satõmõ olan TMO, buğday stoku yap-
mõyor, buğday fiyatõnõ bile açõkla-
mõyor, ancak stokunda 300 bin to-
na yakõn fõndõk bulunduruyor. Bu
fõndõğõ ne satõyor, ne yağa dönüş-
türüyor. TMO fõndõk alõmlarõnda bu-
lunduğundan bu yana fõndõk fiyat-
larõ hiç maliyetin üzerinde belir-
lenmedi. TMO artõk piyasayõ üre-
tici ve tüketici lehine düzenleyici de-
ğil de fiyat düşürücü olarak görev-
lendiriliyor.
2002 2003 2004 2005 2006 2007 2008 Ç1
Toplam 100 100 100 100 100 100 100
Kõsa vade 12,7 16 19,8 22 19,7 16,9 16,9
Uzun vade 87,3 84 80,2 78 80,3 83,1 83,1
2002 2003 2004 2005 2006 2007 2008Ç1
Toplam 100 100 100 100 100 100 100
Kamu Sektörü 49,8 49,1 47,1 41,8 34,9 29,7 28,3
TCMB 17 16,9 13,3 9,2 7,6 6,4 6,3
Özel sektör 33,2 34 39,6 49 57,5 63,9 65,4
2002 2003 2004 2005 2006 2007 2008Ç1
Kamu 64.534 70.844 75.668 70.414 71.599 73.435 74.345
TCMB 22.003 24.373 21.410 15.425 15.678 15.801 16.590
Özel Sektör 43.061 49.018 63.568 82.635 117.988 157.858 171.999
Toplam 129.598 144.235 160.646 168.474 205.265 247.094 262.934
Milyon dolar 2002 2003 2004 2005 2006 2007 2008Ç1
GSYİH 230.494 304.901 390.387 481.497 526.429 658.786
İhracat(FOB) yõllõk 36.059 47.253 63.167 73.476 85.535 107.215 117.186
İthalat(CIF) yõllõk 51.554 69.340 97.540 116.774 139.576 170.057 184.001
Cari İşlemler Dengesi
yõllõk -626 -7.515 -14.431 -22.137 -31.893 -37.549 -40.315
TCMB Rezervi(Net) 28.071 35.162 37.643 52.429 63.285 76.439 79.967
Dõş Kredi Kullanõmõ
yõllõk (tahviller hariç) 28.123 16.235 22.828 34.003 51.391 63.668 64.250
Dõş Borç Servisi yõllõk 28.852 27.810 30.488 36.803 40.071 48.682 51.352
Ana Para
(Uzun vadeli borçlar) 22.450 20.823 23.340 38.769 30.707 37.873 40.129
Faiz(kõsa ve uzun
vadeli borçlarõn faizi) 6.402 6.987 7.148 -1.966 9.364 10.809 11.223
Destek pirimlerini yurttaşõn temel
gõda maddelerine yönelik değil de
başka kriterlere göre veren hükümet,
son yõllarda fõndõkta da düzenleyeci
olmaktan çok fiyat düşürücü bir rol
oynamaya başladõ.
FAİZSİZ KREDİNİN ARKASI GELMELİ
Ekonomi Servisi - Türkiye Esnaf ve Sanatkârlarõ
Konfederasyonu (TESK) Genel Başkanõ Bendevi
Palandöken, Sanayi ve Ticaret Bakanõ Zafer
Çağlayan’õn açõkladõğõ, 5 bin üretici sanatkâra
verilecek sõfõr faizli kredilerden mutlu olduklarõnõ,
ancak bunun ‘arkasının gelmesi’ gerektiğini kaydetti.
Palandöken, yazõlõ açõklamasõnda, açõklanan sõfõr
faizli, söz konusu kredilerden sadece TESK’e bağlõ
oda üyelerinin yararlanacağõnõ ve kredinin kapasite
raporuna sahip üretici esnafa verileceğini dile getirdi. Palandöken,
kararlarõn TBMM’nin tatilinin ardõndan bir an önce hayata
geçirilmesini beklediklerini aktardõ.
ADANA (AA) - Türkiye Küçük ve Orta Ölçekli
İşletmeler, Serbest Meslek Mensuplarõ ve
Yöneticiler Vakfõ (TOSYÖV) Başkanõ Hilmi
Develi, imalatçõ esnaf ve sanatkâra sõfõr faizli ve 18
ay vadeli 25 bin YTL’ye kadar kredi kullandõrõlacak
olmasõnõn piyasalarõn daraldõğõ ve sektörün
zorlandõğõ bir dönemde, nakit sõkõntõsõ yaşayan
KOBİ’lere ‘can suyu’ niteliğinde olacağõnõ söyledi.
Develi, kredi alma konusunda zor şartlarla
karşõlaşan kadõn girişimcilere pozitif ayrõmcõlõk yapõlarak işletme
başõna 30 bin YTL’ye kadar kredi verilecek olmasõnõ da
çok olumlu bulduklarõnõ ifade etti.
KOBİ’LERE ‘CAN SUYU’ OLACAK
Bankaların
ilgisi arttı
S
on iki yılda özel sektör
bankaları çiftçiye yoğun ilgi
gösteriyor. Ziraat Bankası
2007’de 4.8 milyar YTL kredi
dağıttı. Özel sektör bankaları ise
4 milyar YTL verdi. Tarımsal
kredi faizleri yüzde 17.5
civarında. Özel bankalarınsa
yüzde 22-25 arasında. Köylü niye
özel sektörün bu yüksek faizli
kredisine muhtaç oluyor acaba?
Ziraat Bankası neden 100 milyon
YTL’nin üzerinde kredi
kullanan işletmeler için orta ve
büyük işletme bankacılık şubesi
(TOBİ) açmaya yöneldi. Türkiye
IMF’nin istiğiyle tüm destekleri
kaldırıp yerine doğrudan gelir
desteklerine geçtiği ilk yıllarda
dekara 15 bin TL veriyordu.
Geçen yıl çiftçiye verilen
doğrudan gelir desteğinin
miktarı dekara 10 YTL’ye
düşürüldü. 2008’de de 7 YTL’ye
düşürülüyor. Yani doğrudan
gelir destekleri sürekli hem
düşürülüyor hem de zamanında
ödenmiyor. Çiftçi, Tarım Kredi
Kooperatifleri ile Ziraat
Bankası’na borcu olan çiftçilerin
ödemelerine gecikme faizi
uygulanıyor da çiftçilerin
alacağına neden faiz
uygulanmadığını merak ediyor.
Cep 11 haneli aranacak
Numara taşõnabilirliği uygu-
lamasõnõn başlayacağõ 1 Ey-
lül 2008’den itibaren cep te-
lefonlarõndan 7 rakamlõ ara-
ma yapõlamayacak. Örneğin
Turkcell abonelerinin şu an-
da kendileriyle aynõ prefikse (0532, 0533) sahip
diğer Turkcell müşterilerini, başõndaki 4 rakamõ
tuşlamadan arayabiliyor 1 Eylül’den itibaren
bunlarõ tuşlamak gerekecek.