14 Haziran 2024 Cuma Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
SAYFA CUMHURİYET 4 ŞUBAT 2008 PAZARTESİ 8 TÜRKİYE İstanbul Edirne Kocaeli Çanakkale İzmir Manisa Aydın Denizli Zonguldak Açık İstanbul HABERLERİN DEVAMI PB PB PB PB PB PB PB PB PB 11 13 16 13 16 13 16 14 13 Sinop Samsun Trabzon Giresun Ankara Eskişehir Konya Sıvas Antalya PB B B B S S S PB B 12 13 12 11 7 7 2 2 17 Adana Mersin Diyarbakır Şanlıurfa Mardin Siirt Hakkâri Van Kars B 16 B 15 B 8 B 12 B 4 B 9 PB 2 PB 2 S 9 Trabzon Ankara İzmir Hakkari Antalya Adana Ş.Urfa Erzurum Yurdun batı kesimleri parçalı çok bulutlu, diğer yerler az bulutlu geçecek. Yurdun iç ve doğu bölgelerinde gece ve sabah saatlerinde buzlanma ve don olayı ile birlikte sis görülecek. Doğu bölgelerimizde meydana gelebilecek çığ tehlikesine karşı dikkatli ve tedbirli olunması gerekmektedir. Hava sıcaklığı; batı kesimlerde önemli bir değişiklik beklenmiyor. Çok bulutlu DIŞ MERKEZLER Oslo B Helsinki Y Stockholm Y Londra B Amsterdam Y Brüksel Y Paris PB Bonn Y Münih Y 1 1 3 5 6 7 8 5 6 Berlin Budapeşte Madrid Viyana Belgrad Sofya Roma Atina Zürih Y Y Y Y PB PB Y B Y 6 11 11 11 13 10 14 12 5 Moskova Aşkabat Astana Taşkent Baku Bişkek Tiflis Kahire Şam Karlı Stockholm Y 12 Y 11 B 8 B 3 Y 5 B 11 PB 5 B 21 B 11 Londra Berlin Moskova Belgrad Madrid Ankara Taşkent Tahran Kahire Sulu kar Gök gürültülü Parçalı bulutlu Sisli Bulutlu Yağmurlu Kadın Uyanışı... ? Baştarafı 1. Sayfada Çelik, zarar gören tüm yurttaşların SSK ve BağKur borçlarının erteleneceğini söyledi GÜNDEM ? Baştarafı 1. Sayfada MUSTAFA BALBAY var; dincilik ve bölünmezlik. İktidar dincilik olayına kendisini öylesine kaptırmıştır ki tüm dünyayı sarması olasılığı bulunan ekonomik krizi bile umursamıyor. ? Üniversite akıl ve bilim kurumudur. İnanç bu kurumun bir kapısından girdiği zaman bilim öteki kapıdan üniversiteyi terk ediyor demektir. Türbanlı kız öğrencilerle dolu bir üniversite, üniversite olmaktan çıkar; çünkü bir üniversitede öğrenci, öğretim üyesi kadar önemlidir; bilim, ortak paydayı oluşturur. Türkiye büyük bir sınav karşısında bulunuyor. Türban Çankaya ve Başbakanlık Konutu’ndan sonra üniversiteye de girerse, “laiksosyal hukuk devleti” olan Cumhuriyetimizde din devletine doğru büyük bir adım daha atılmış olacaktır. Davutpaşa mağdurlarına maaş İstanbul Haber Servisi Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Faruk Çelik, Davutpaşa’daki patlamada mağdur olanların SSK ve BağKur primlerinin erteleneceğini, ölenlerin yakınlarına maaş bağlanacağını söyledi. Bakan Çelik, patlamada yaralananları hastanede ziyareti sırasında işverenlere seslenerek “Bu işyerlerinde eğer sendikal faaliyetler olmuş olsaydı, bunların denetimini çok daha kolay yapma imkânımız olabilirdi” dedi. Zeytinburnu’nda meydana gelen patlamada ölenlerden Lezgin Şimşek’in (38) cenazesi Ağrı’da; Hüseyin Tayranoğlu (35) da memleketi Çorum’da toprağa verildi. Tedavileri Bezmi Âlem Valide Sultan Vakıf Gureba Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nde süren 4 yaralıyı çiçek ve kolonya ile ziyaret eden Bakan Çelik, patlamada zarar gören tüm yurttaşların SSK borçlarının 6 ay, BağKur borçlarının ise 1 yıl süreyle erteleneceğini bildirdi. timi planladıklarını kaydetti. ‘Yalan beyanda bulunmuş’ Çelik, 25 Şubat’ta da Kocaeli, Trakya ve İstanbul’da tüm sanayi kuruluşlarını ve işyerlerini denetlemeye yönelik bir çalışma planladıklarını, tam bu seferberliği başlatma ari fesinde patlama olayının meydana gelmesinin üzüntü verici olduğunu ifade etti. Bakan Çelik, “Parlayıcı ve patlayıcı maddelerle ilgili ruhsat işlemleri, işyeri açma ve işletme belgesi alma yeri Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı’dır. Ne acıdır ki bu patlamanın olduğu işyeri sahibi bize bu şekilde bir müracaatta bulunmamıştır.Yalan beyanda bulunmuştur” diye konuştu. İşverenlere çağrı Patlamaya neden olan kayıt dışı işyerleri ile ilgili bakanlığa ulaşmış böyle bir ihbar olmadığını ifade eden Çelik, “Üst katında ne yapıldığını komşusu bilmezse biz nerden bileceğiz. Bu iş yerinin kaçak olarak iş yaptığı bize ihbar edilmeliydi” ifadesini kullandı. Hastalardan ve yakınlarından olayın nasıl gerçekleştiği ve sağlık durumları hakkında bilgi alan Çelik, hastaneye kendisinden önce gelen ve yaralıları ziyaret eden Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Hayati Yazıcı’yla da karşılaşarak bir süre sohbet etti. Çelik, Haseki Eğitim ve Araştırma Hastanesi’ne yatan 4 yaralıdan 3’ünün yoğun bakım ve acil serviste olması nedeniyle sadece Mobin Yeltan adlı hastayı ziyaret edebildi. Ziyaret sonrasında basın mensuplarına yaptığı açıklamada, “Örgütlenmenin önündeki engelleri kaldırmak durumundayız” diyen Bakan Çelik şunları söyledi: “Bütün işverenlere de bu anlamda sesleniyorum; bakınız bu işyerlerinde eğer sendikal faaliyetler olmuş olsaydı, bunların denetimini çok daha kolay yapma imkânımız olabilirdi. Örgütlenmenin önündeki engelleri sürdürdükçe otokontrol sistemi elinizden çıkıyor ve bu şekilde kayıt dışılıklar oluyor.” Denetimler arttırılacak Bakan Çelik, “Ayrıca patlamada hayatını kaybeden yurttaşlarımızın ailelerine aylık bağlanması ve patlama sonucu yüzde 10’un üzerinde iş göremezlik ile karşı karşıya kalan yurttaşlarımıza da ‘geçici iş görmezlik geliri’ bağlanması konusunda çalışmalarımızı hızlı bir şekilde sürdüreceğiz” dedi. Bakan Çelik, Türkiye’de 10 milyon 700 bin kayıt dışı çalışan bulunduğunu, bu hafta İstanbul’un iki yakasında 90 müfettişin katılacağı bir işyeri dene AÇI C Hastanede yaralıları ziyaret eden Bakan Faruk Çelik, “Örgütlenmenin önündeki engelleri kaldırmak durumundayız” dedi. (Fotoğraf: HÜLYA KESKİN) Hakkında soruşturma başlatılan Faruk Ana’nın nerede olduğu bilinmiyor MÜMTAZ SOYSAL Türbanın Dış Ucu ÜNİVERSİTELİ kız öğrencilerin başlarını örtüp örtmeyecekleri, örteceklerse örtüşün nasıl olacağı gibi görünürde gülünç bir konuyu gündemin tepesine yerleştirenler, yetmiş beş milyonluk koca toplumu ciddi bir bölünmüşlüğe sürüklemeyi becermişlerdir. Bölünmüşlüğün hangi boyutlara varacağını, hangi dramatik olayların yaşanacağını ve bunların trajedilere dönüşüp dönüşmeyeceğini kestirmek için henüz erken. Ama şu şimdiden kesinlikle söylenebilir: Olayın boyutları büyüdükçe, sorunun sadece bir “türban” konusu olmadığı, bu simgenin gerisinde hangi derin nedenlerin ve hesapların bulunduğu aşama aşama anlaşılacaktır. rtaya çıkan gerginliği ve kutuplaşmayı laiklikle dincilik, devrimle karşıdevrim, ilericilikle tutuculuk gibi basmakalıp etiketlerle açıklamak olayı tam anlamıyla kavramaya yetmez. “Şimdiye kadar dışlanmış olan sınıfların kızları artık örtülü başlarıyla üniversite kapılarını zorluyor” biçiminde demagojik bir açıklama da gerçeklere ters düşüyor. Dışlanmış denen tabakalardan geldikleri halde açık başlı dönemlerde de cumhuriyetin nimetleriyle önemli mevkilere yükselmiş o kadar çok kadın var ki. Bu aşamada bile dış dünyadaki güçlerin, özellikle de ABD’nin hesaplarıyla ilişkilendirilmiş bir neden, belki daha açıklayıcı olabilir. Genişletilmiş Ortadoğu’ya egemen olma çabaları içinde bir “ılımlı İslam Cumhuriyeti” olarak Türkiye’den yararlanmayı düşünenlerin, Kemalist ilkelere bağlı kalmakta direnenlerden pek memnun olmadıklarını herkes biliyor. Bu ülkeyi o ilkelerden arındırıp Müslüman toplumlarca daha kolay kabul edilebilecek bir modele indirgemeyi tercih edenler çoktur. Akademik yılın tam ortasında türban sorununun gündeme sokulması, Türkiye’yi böyle bir tercih yönünde değiştirmek için eğitim politikaları açısından önem taşıyan stratejik bir düzeyde, yükseköğretim düzeyinde atılmış bir adım değil midir? e var ki, türban konusunda akademik çoğunluğun parlamento çoğunluğundan hiç beklenmedik ölçüde farklı düşünüyor olması ve bu farkı Üniversitelerarası Kurul bildirisiyle açıkça ortaya koyması, ilginçtir. Elbet her iki yanda da çoğunluklardan farklı düşünenler vardır; ama YÖK Başkanı dışında rektörlerle öbür öğretim elemanlarının birlikte oluşturdukları akademik cephenin büyük ağırlığı, bu çeşit dış hesapların içte kolay kolay tutmayacağını gösteriyor. Bu ve benzer görüntülerden çıkarılabilecek sonuç şu olabilir: AKP iktidarı türban konusundaki çıkışıyla kendi seçmen tabanındaki yerini belki biraz daha güçlendirmiş olabilir. Ama buna karşılık, aynı girişim yüzünden toplumun en etkili ve nitelikli kesimlerinde yitirdiği destek ve saygınlığın ölçüsü de küçümsenecek gibi değil. Unutulmasın ki, yakın tarihimiz üniversitelerle takışmanın pek hayırlı sonuçlar vermediğini gösteren örneklerle doludur. Müftü ortadan kayboldu ERDOĞAN ERİŞEN O ORDU “Doğu’da ölen askerler şehit sayılmaz” diyen Mesudiye Müftüsü Faruk Ana, ortadan kayboldu. Mesudiye Kaymakamlığı’nca hakkında soruşturma başlatıldığı gün Ana’nın Avustralya’nın Melbourne kentine din görevlisi olarak atandığı gerekçesiyle Mesudiye Müftülüğü ile ilişiğini kestiği ortaya çıktı. Yetkili makamlar Ana’nın nerede olduğunun bilinmediğini açıkladı. Ana’nın “Doğu’da ölen askerler şehit sayılmaz” şeklindeki açıklamasının gazetemizde yayımlanması üzerine Ordu Valisi Dr. Said Vakkas Gözlügöl, müftü hakkında Mesudiye Kaymakamlığı’nın idari ve disiplin soruşturması başlattığını, konunun takipçisi olacaklarını belirtti. Gözlügöl, soruşturmanın hızlandırılması talimatı verdi. Araştırma başlatıldı Ancak Mesudiye Kaymakamı Sezgin Üçüncü tarafından hak kında soruşturma açıldığı gün Faruk Ana ortadan kayboldu. Olaya el koyan Diyanet İşleri Başkanlığı da Ordu Müftülüğü’nün konuyla ilgili araştırma başlatmasını istedi. Ordu İl Müftüsü Tacettin Sevinç, Ana’nın geçen salı günü Mesudiye Müftülüğü ile ilişiğini kestiğini, nerede olduğunu bilmediklerini söyledi. Sevinç, “Doğu’da ölenlerin şehit olup olmadığını tartışmaya gerek var mı? Yıllardır şehit cenazelerine gidiyoruz. Kaymakamlık soruşturma başlattı, biz de bu soruşturmayla ilgili bilgileri alıp Ordu Valiliği ve Diyanet İşleri Başkanlığı’yla görüşürüz. Soruşturmayı Ankara mı açacak, biz mi açacağız veya sürdüreceğiz buna karar vereceğiz” dedi. Diyanet İşleri Başkanlığı’nın soruşturma tamamlanana kadar Avustralya’nın Melbourne kentine din görevlisi olarak atanan Ana’nın göreve başlamasına onay vermemesi bekleniyor. mak yerine adeta desteklediğini de görüyoruz. Üniversitelerarası Kurul (ÜAK) cuma günü ODTÜ’de toplandı ve sert bir bildiri yayımladı. YÖK Başkanı hiç üzerine vazife olmadığı halde, özel olarak görevlendirilmiş olmalı ki, toplantıya geldi. Sadece üniversitelerde planlanan bir değişikliğin, üniversite rektörlerini ilgilendirmeyeceğini söyledi. Prof. Özcan’ın gülünç olması bir yana, YÖK’le ÜAK’nin sözcüğün tam anlamıyla bölündüğünü gördük... AKP, büyük çoğunluğunu yandaşlarının oluşturduğu bir grup akademisyenin de ayrıca imza toplamasına öncülük etti. Hafta sonunda her gazete ÜAK ve AKP akademisyenleri bildirisinden işine geleni öne çıkardı. Bir bakıma AKP, üniversitelerin de bölünmesine öncülük etti... ??? Anıtkabir buluşmasını dün aktardık. Yüz binlerce insan, Ata’nın huzurunda kadınların siyasetin bir parçası haline getirilmesini kabul etmediğini, Cumhuriyet değerlerine bağlılığını ilan etti... Bir başka grup kadın da Abdi İpekçi Parkı’nda AKPMHP’yi protesto etti. Neden? Yetersiz düzenleme yaptıkları için! Görünen o ki, Milli Görüş çizgisi AKP’ye karşı varlığını korumak için türban düzenlemesine kökten karşı çıkmaya devam edecek. Bu kesimdeki yorumlar şöyle: “İnancın pazarlığı olmaz.” “İnanç hakları taksit taksit alınmaz.” Erdoğan, kendi çekirdek tabanına “sus emri” vermişti. Bu aşamada MHP’yi koltuk değneği yapıp böyle bir düzenleme yapmak yeterliydi, ötesine sonra bakılırdı! Ancak Milli Görüş çizgisi “sus emri”ne uymadı. Bölünmenin AKP’nin ezeli çizgisinin içinde de olduğunu görüyoruz! Bu alandaki derinleşmenin ucunu şu aşamada kimse öngöremez... ??? Erdoğan, hafta sonları daimi ikametgâhı İstanbul’da Baykal’ı eleştirirken “dinden” vurdu. Şu sözler Erdoğan’ın: “Sen ne anlarsın dinden?.. O senin işin mi? Bırak bunlara Diyanet İşleri Başkanı baksın!” Erdoğan’ın çıkışında siyasetin ezeli kozu “dinlidinsiz” ayrımının da izleri görünüyordu. Yerel seçimlerde AKP’nin kullanacağı malzemelerin değişmeyeceği anlaşılıyor. MHP’ye gelince... Tunca Toskay, Antalya’nın ılımlı havasından iyice etkilenmiş olmalı ki, AKP’nin çözüm ortaklığına açıklık getirdi. Şu sözler de Toskay’ın: “Attığımız her adımın sorumlusu biziz... İleride bunun hasadını toplayacağız!” MHP bu gidişle hasat mı toplar fesat mı bilemeyiz... Bildiğimiz şu: Bir işin aslı dururken taklidi değer kazanmaz! Eğer MHP, türbandan oy bekliyorsa büyük bir yanılgı içinde... Bu hafta türban değişiklikleri Meclis’te oylanacak... Bir kez daha uyarmadan edemiyoruz: Yapmayın... Toplumu ayrıştırmayın... Üniversitelere yeni bir ayrım sokmayın... ankcum?cumhuriyet.com.tr TEMA: SUÇTA PATLAMA OLUR ‘Orman yakanlar affedilmemeli’ ADANA (Cumhuriyet Bürosu) TEMA, anayasada yapılacak değişikliklerle, ormanı yakanların af kapsamına alınmasına tepki gösterdi. TEMA Vakfı Mersin İl Temsilcisi M. Şükrü Altınova, anayasada yapılmak istenen değişiklikle, orman alanlarının tahribine yol açacaklara adeta davetiye çıkarıldığını belirterek “Ormanı yakmak ve yok etmek suçları da dahil olmak üzere tüm orman suçları genel ve özel af kapsamına alınmaktadır. Orman alanlarının işgaline de fırsat veren 2/B gibi bu da yanlış bir karardır” dedi. Ülkemizde, 1981 yılından bu yana yapılan uygulamada toplam 485 bin hektar orman arazisinin devlet eliyle orman dışına çıkarıldığını, bu alanların yaklaşık 60 bin hektarının tamamen yerleşim alanları olarak kullanıldığını anımsatan Altınova, şöyle konuştu: “Bu alanların 110 bin hektarı mera, 300 bin hektarı tarım arazisi, geri kalanı da çeşitli şekillerde kullanılmaktadır. Orman niteliğini kaybetme tarihinin 1981’den 2007 yılına çekilmesi ile yaklaşık 300 bin hektar alan daha orman sınırları dışına çıkarılacaktır. Anayasa gereği orman içinden göçtürülecek orman köylüsüne tahsis edilmesi gereken bu alanlar, çıkarılan yasalarla işgalcilere satılmak istenmektedir. Ayrıca yaban hayatı için en uygun yaşam ortamı oluşturan ve toprağı erozyona karşı koruyan yaklaşık 3 milyon hektarlık makilik alan da hiçbir süre ve sınırlama olmaksızın her türlü maksatla kullanılmak üzere orman dışına çıkarılmak istenmektedir. Daha önce orman dışına çıkarma koşulu; ‘orman vasfını kaybetmiş’ iken, tarih 1981’den 2007’ye uzatılınca, orman yağmacılığını teşvik eden bir durum ortaya çıkmıştır. ” Üç denizaltı Türk sahillerinde bulundu Hitler’in kayıp filosu Karadeniz’de LONDRA (ANKA) “Hitler’in kayıp filosu” olarak adlandırılan üç denizaltının Karadeniz’deki Türk sahillerinde bulunduğu bildirildi. The Sunday Telegraph gazetesi, “Hitler’in kayıp filosu”nu ortaya çıkaran ekibin başındaki Selçuk Kolay’ın bu hafta İngiltere’nin Plymouth Limanı’nda bir sunum yapacağını duyurdu. The Sunday Telegraph gazetesi, “Hitler’in kayıp filosu Karadeniz’de bulundu” başlıklı haberinde İkinci Dünya Savaşı sırasında Rus gemilerini batırmak amacıyla nehir yolu ile Almanya’nın Kiel Limanı’ndan Romanya’nın Köstence Limanı’na götürülen üç denizaltının Karadeniz’in dibindeki yerlerinin saptandığını bildirdi. 2 yıl içerisinde düzinelerce gemiyi batıran 6 denizaltıdan oluşan, 30. filoya dahil söz konusu üç geminin, Romanya’nın Ağustos 1944’te taraf değiştirerek Almanya’ya savaş ilan etmesinin ardından Karadeniz’de sıkıştığını belirten gazete, Türkiye’nin savaştaki “tarafsız” statüsü nedeniyle gemilerin Karadeniz’den Boğazlar’dan çıkamadığına, üç denizaltının personelinin Türkiye tarafından gözaltına alındığına dikkat çekti. İngiliz gazetesi, sualtı arkeoloji araştırmaları ile tanınan Kolay’ın liderliğindeki ekibin gemilerin deniz dibindeki yerlerini saptadığını, Kolay’ın bulguları ile ilgili olarak bu hafta İngiltere’nin Plymouth Limanı’nda bir sunum yapacağını kaydetti. N Atatürk posterini indirdiler KUŞADASI (AA) AKP Kuşadası İlçe Kadın Kolları’nın 2. olağan kongresinin yapıldığı salonda Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın posterinin yanındaki Atatürk posterinin bir an yerinde olmadığı anlaşılınca Atatürk posteri yeniden asıldı. AKP Kuşadası İlçe Kadın Kolları kongresi, eski Kültür ve Turizm Bakanı ve AKP Aydın Milletvekili Atilla Koç ve Aydın Milletvekili Ahmet Ertürk ile partililerin katılımıyla Kuşadası Belediyesi Düğün Salonu’nda yapıldı. Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın posterinin yanına Atatürk’ün posteri asılarak hazırlanan toplantı salonunda posterin bir an yerinde olmadığı anlaşılınca Atatürk posteri yeniden yerine asıldı. Atilla Koç ise olayın provokasyon olduğunu iddia ederek “O provokasyonları yapanlar bilsin ki tuttukları partiler iddialı değilse o tuttukları parti onlara ancak zaaf getirir. Bu ülkenin yüzde 47 oyunu alan ve yapılan son anketlerde yüzde 52’nin üzerinde oy alan bir partiye provokasyon yapmak ve bu ülkenin kutsalları üzerinden provokasyon yapmak onun haddine değildir. Haddini bilmeyene haddini bildiririz” dedi. Koç, kongre çıkışında, “sözünü ettiği provokatörün kim olduğu” yönündeki sorulara, “O kendini iyi biliyor” diye cevap verdi. Ağva ve Zonguldak’ta Kolay’ın batan denizaltılarının yerlerini, Alman arşivleri, hâlâ hayatta olan personel ile görüşmelerinin ardından denizde yaptığı arama çalışmalarının sonucunda ortaya çıkardığını belirten gazete, Kolay’ın, üç gemiden biri olan ve sahilden iki mil uzaklıktaki U20 gemisinin batığına başarılı dalışlar yaptığına dikkat çekti. Gazete, U23 gemisinin, Ağva’dan üç mil, U19 gemisinin batığının ise Zonguldak’ın üç mil uzağında olduğu sanıldığını da belirtti. İngiliz gazetesine konuşan Kolay ise söz konusu denizaltılara ilişkin olarak “Savaşın en az bilinen olaylarından biri, ancak en ilginçlerinden biri” dedi. ‘Tarih tekerrür edecek’ Açıklamasında, ormanlara zarar verebilecek siyasi propaganda yasağının kaldırılmasıyla orman suçlarında bir patlama yaşanacağına vurgu yapan Altınova, bu suçların artması sonucunda da yeni afların gündeme geleceğini belirtti ve “Kısaca tarih tekerrür edecek” dedi. [email protected] CUMHURİYET 08 K
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear