01 Haziran 2024 Cumartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
SAYFA CUMHURİYET 4 ŞUBAT 2008 PAZARTESİ 10 DIŞ BASIN dishab?cumhuriyet.com.tr FED ne yaparsa yapsın, bir tasarruf dönemi ve büyük olasılıkla ekonomik gerileme yaşanacak DEĞİŞEN DÜNYADAN HÜSEYİN BAŞ ‘Balon yılların’ faturası E A mlakte ve tutulu satıştaki (mortgage) şişme, düzenlemelerin aşındırılması sonunda Bush yönetimi sırasında büyük bir çöküşle doruk noktasına ulaştı. Tedirgin ve borç yükü altındaki işsiz tüketicilerin özgürce para harcaması beklenemez. “Balon yıllarını” aşırılıklarının aşılması zaman alacak. Bu kimileri için haciz ve iflas, kimileri için işsizlik ve kemer sıkma anlamına gelecek. BD Merkez Bankası’nın (FED) son dönemdeki dramatik faiz indirimleri tökezleyen ekonomi için doğru bir ilaç mı bilinmez ancak FED’in çok kısa bir zaman dilimi içinde ekonomik gerilemeyle mücadele için cephanesinin büyük bir kısmını kullandığı ortada. FED neredeyse bir hafta içinde faiz oranlarını 1.25 puan düşürerek yüzde 3’e indirdi. Bu, zaten endişe verici bir oranda artan fiyatların, ani ve hızlı artışına ve dolarda düzensiz bir inişe neden olmaksızın daha fazla faiz indirimine gidilmesine olanak tanımıyor. Şimdilik FED güncel koşulları yatıştırmaya çalışmanın varsayımsal endişeler konusunda kaygılanmaktan daha önemli olduğu konusunda karar kılmış bulunuyor. Umarız bu doğrudur. 2007’nin dördüncü çeyreğinde ekonomik büyüme güç bela seçilebilecek yüzde 0.6 puana geriledi. Emlak sektörü halihazırda gerilemede ve imalat giderek düşüyor. Hacizler artıyor ve krediler çok sınırlı. İş konusunda belirsizlik yaşayan tüketiciler, evlerine karşın borçlanma olanaklarının azalmasından ötürü geri çekiliyorlar. Bir sonraki istihdam raporu Amerikalıların ekonomik refahının çivisi olan istihdam ve ödemelerin ne denli tehlikede olduğuna yönelik daha fazla bilgi verecek. Geçen ayki rapor iç karartıcıydı; özel sektördeki istihdam küçüldü ve işsizlik arttı. Bu kadar çok şey yanlış giderken faizlerdeki büyük indirim bile bu durumu yakında tersine çevireceğe benzemiyor. Düşük faizler kredi vermeyi rahatlatmayacağı gibi borç alanlar da senetlerde ve kredilerde artan zararlar konusunda endişe içinde. Ve daha fazlasının olacağından korkuyorlar. Tedirgin ve borç altında kalmış işsiz tüketicilerin özgürce para harcaması da beklenemez. Din Siyasete Dönerken... W. Bush ve neoconlarının yedi yıldan bu yana inançlı Evangelistler olarak petrol aşkıyla Irak’ı yakıp yıkan, milyonu aşkın insanın ölümüne yol açan, İsrail’e destek verip Filistin halkının kırk yıllık çilesinin sürdürülmesinden İran’ı tehdide uzanan tüm girişimlerini “Tanrı buyruğuyla”(!) yaptıkları biliniyor. Bu yüzden W. Bush yönetimindeki Birleşik Devletler’i “laik” bir demokrasi saymak mümkün değil. Son dönemlerde Avrupa’da W. Bush’a özenenlerin varlığı da gözden kaçmıyor. İspanya’da filizlenen “Uygarlıklar arasındaki çatışmaları, uygarlıklar arası ittifaka” dönüştürme düşünün Tayyip Erdoğan’la birlikte şampiyonu sayılan Zapatero’nun bu konuda boşa kürek çektiklerini anlamak için dünyanın orasında burasında patlak veren ya da tüm hızıyla süren çatışmalara bakmak yeterli. Dahası sosyalist Zapatero’nun kendi ülkesindeki din adamlarıyla da başı dertte. Din adamları seçimlerde, Franko faşizmine destek geleneklerine uygun olarak sağcı partilere oy verilmesi için şimdiden siyasete soyunmuş durumdadırlar. Ama din üzerinden siyaset yapanlar arasında, AKP lideri Tayyip Erdoğan’la Fransa’nın yeni Cumhurbaşkanı Nicolas Sarkozy de var. Zengin takımın sınırsız desteğiyle başkanlık koltuğuna oturan ve Amerikan hayranlığı konusunda Blair’i aratmayan Sarkozy, yaklaşan belediye ve belde (kanton) seçimlerinde elde oynayacak koz kalmadığından olacak “dine” oynamanın telaşında görünüyor. Salt Fransa’yı değil, tüm dünyayı bağnazlığın sultasından kurtaran Aydınlanmanın ve laisizmin beşiği Fransa’da, dinin, onca yıl sonra yeniden hem de en açık şekliyle siyaset sahnesinde boy göstermesi, doğrusu şaşırtıcıdır. Zira şimdiye değin oy için kuru tahtalarda yatmaya razı aşırı sağ dahil hiçbir sağcı parti, din üzerinden böylesi açıklıkla siyaset yapmaya cesaret edememiştir. Oysa bugün Fransa’nın ele avuca sığmaz, her yerde hazır ve nâzır Cumhurbaşkanı Sarkozy bu yolu seçmiş görünmekte, laiklikle ilgili 1905 yasasını orasından burasından delmek için uğraş vermektedir. Başkan’ın bu yöndeki düşünceleri yeni değil. 2004 yılında içişleri bakanlığı sırasında yayımladığı “Cumhuriyet, Dinler ve Umut” kitabında, bugün laik yasanın değiştirilmesine yönelik düşüncelerini yeteri derecede açıklıkla ortaya koymuştur. Bir papazla söyleşiyi yansıtan söz konusu kitapta Sarkozy, “Cumhuriyet görevlilerinin devletin otoritesini sağlamakta yetersiz kaldıkları durumlarda dinin, polisin yardımcılığı görevini üstleneceğinden” söz etmektedir. Böylece İslam dini, tıpkı Yahudi ve Hıristiyan dini gibi yeni bir role sahip olacaktır. Fransa’nın her yerinde, özellikle de varoşlarda her türden umutsuzluk ve çaresizlik aşırı ölçülerde yoğundur. Kafalarında sadece şiddet, uyuşturucu ve para olan gençlerin tinsel olarak gelecek için umutlu olmaları sağlanmalıdır. Bundan çıkan ders ise “Canard Enchaine” gazetesinin deyişiyle “varoşlarda barışın sağlanması için gençleri camilere gönderip imamları da polis memuru yapmak” yetecektir! Ve Sarkozy daha o zamanlarda, yine Canard’a göre “Fransa’nın Hıristiyan köklerine” göz kırpmaya başlamıştı. Nitekim Başkan’ın, şair Max Jacob’un “Din ona ihtiyacı olanlar içindir” deyişine uygun olarak dinciliğe sarılması boşuna değildir. Amacı açık: “Sağın en muhafazakâr ve dindar kesiminin oylarını sağlamak”. (Canard Enchaine, 23.01.08) Ne var ki, Papa 16. Benoit tarafından Aziz Latran Onursal Piskoposluğu payesi verilen Sarkozy’nin dinci çıkışları, yeni din savaşları istemeyen aklı başında din adamlarını hoşnut etmemiştir. Buna karşın ilk fırsatta “pozitif yaklaşım” maskesi altında laik yasada değişiklikler yaparak okullarda türbana izin verme, tarikatların örgütlenmesinin tabii gücü yeterse önünü açma kararında görünmektedir. Başkan, ayrıca ülkesindeki Müslümanların oy potansiyelinin artık hafife alınamayacağının ayırdında olarak, Müslümanlara ibadet yerleri inşasında kolaylık sağlayarak salt cemaate değil, petrodolar zengini şeriatçı İslam ülkelerine de şirin görünmenin hesabındadır. Ancak bu hesabın tutması kolay görünmemektedir. Sekiz aylık iktidarında yaşamın tüm kategorilerinde, halkın hiçbir derdine çare üretememiştir. Halkın alım gücü, vaatlerinin tersine yerinde saymaktadır. Sosyal kazanımlar, tuzu kurulara sağlanan ayrıcalıklara karşın tılsımlı deri gibi, serbest piyasanın istemlerine kurban edilerek ufalmakta, yok olmaktadır. Emekçilerin hak arayışları, grevler birbirini izlemektedir. Son banka rezaletleri serbest piyasacıların kutsadıkları küreseleşmenin ipliğini pazara çıkarmıştır. Yeni dinci kimliğiyle Bush’un ardından petrol zengini emirliklerin yolunu tutması ise, Bush’un aksine, Libya ve Hindistan gezilerinde olduğu gibi pek verimli olmamıştır. Özetle ekonomideki başarısızlıklar, laik yasaya tavır, Amerikan hayranlığı, medyaya aşırı düşkünlüğü, zengin takımıyla içli dışlı ilişkileri, magazin odaklı özel yaşamı, önlenemeyen narsisizmi ile Fransız halkını bezdirmiş, son kamuoyu yoklamalarına bakılırsa bütün bunlar halk desteğinin kısa sürede 8 puanlık kayıpla yüzde 41’e düşmesine yol açmıştır. (Hoşnut olmayanların oranı yüzde 55). Buna karşılık durum, aynı kulvarda koşan AKP lideri için farklı. AKP’nin hedefi laikliği kaldırıp ülkede şeriatı hâkim kılarak petrodolar zengini Arap şeyhlerine her alanda kendi evlerindeymiş gibi hareket edebilecekleri bir “arka bahçe” sunmaktır. Türban laik kalenin kapısını uçuracak koçbaşıdır sadece. Dincilerin Avrupa Birliği’ne girmek, demokrasi, hukuk devleti, laik Cumhuriyet söylemleri ise takıyyeden ibarettir. İyi de, böylesi bir tehlike anında laik cumhuriyeti koruyan yasalara, onları uygulamakla yükümlü odaklara ne oldu? AKP’nin yıllardır dini politikaya pervasızca alet ettiği sayısız kanıtlarıyla ortada değil mi? Laik Cumhuriyet bu denli ucuza mı kayıp gidecek elimizden? Castro: Bush’un konuşması yalanlarla dolu K übalı lider, ABD Başkanı’nın son konuşmasının Havana’da gerçekleştirilen Dünyanın Dengesi konulu uluslararası toplantıyla aynı zamana denk gelmesini “tuhaf bir rastlantı’’ olarak değerlendirdi: “Okumasını, yazmasını ve düşünmesini bilen insanlar için hiç kimse imparatorluğu Bush’un kendisi kadar böylesine inandırıcı biçimde eleştiremezdi.’’ Juventud Rebelde gazetesinde geçen salı günü Fidel Castro’nun Bush’un Kongre’de yaptığı son konuşmasını inceleyen bir yazısı yayımlandı. Küba lideri, demagojik, yalanlarla dolu ve etikten yoksun bulduğu bu konuşmayı şimdiye kadar Bush’un yaptığı en kötü konuşma olarak niteledi. Etiğin Antitezi başlıklı yazısında Castro, “Jose Marti’nin doğum yıldönümünde dünyanın pek çok ülkesinden gelen yüzden fazla entelektüelin Havana’da buluştuğu Dünyanın Dengesi Konferansı gerçekleştirilirken tuhaf bir rastlantıyla ABD Başkanı da Kongre’de konuştu’’ diye belirtti. Bush’un sözlerinden alıntılar yapan Başkan Fidel Castro, “Konuşmasının başından itibaren dikenli konulardan sakınarak sözde özgürlük ve refahtan söz ederken savaşta ölen ve sakatlanan ABD askerlerini hiç anmadı’’ diye açıklamasını sürdürdü. Ekonomi konusundaki açıklamalarını, “ABD Başkanı konuşmasında pek çok Amerikalının vergilerin yüksek olduğunu düşündüğünü, ofisine gelecek vergi yükünü arttıran oranlarını düşürmek, piyasaya daha çok para sürmek, sorunu daha da derinleştirerek sonuçlarını ertelemekten ibaret’’ diye yorumladı. Küba lideri, Bush’u göç konusundaki tutumu nedeniyle de eleştirdi: “ABD’nin vaktiyle Meksika’nın topraklarının yüzde 50’den fazlasını zorla ele geçirdiğini unutmuş görünüyor. Berlin Duvarı’nı aşmaya çalışırken ölenlerden çok daha fazla sayıda Latin Amerikalının yılda en az 500 kişi iş bulmak Bush’un reçetesi: Silah satışı konuşması şimdiye kadarki en kötü konuşması oldu Küba liderine göre, veda Siyasetçiler sorgulamalı Kısacası FED ne yaparsa yapsın kesinlikle bir tasarruf dönemi ve büyük olasılıkla ekonomik gerileme yaşanacak ve bu “balon yıllarının” aşırılıklarının aşılması zaman alacak. Bu kimileri için haciz ve iflas, kimileri için işsizlik ve kemer sıkma ve çoğu için de daha az canlı ve ayakları üzerinde duran topluluklar anlamına gelecek. Ortaya çıkan bu hasar siyasetçilerin ekonominin bu noktaya nasıl geldiğini sorgulamalarını gerektiriyor. Emlakte ve tutulu satışta (mortgage) yaşanan bu balonlar uzun yıllardır düzenlemelerde yaşanan bozulma ve sonunda Bush yönetimi sırasında büyük bir çöküşle doruk noktasına ulaştı. Düzenleme karşıtı değerler sistemi, gücünü pazarların kendi düzenlemelerini sağladığı ve kendi kendine düzeldiği ve sonuç olarak kurallar veya sınırlar yerine teşvikler ve gönüllü eylemlerle en iyi biçimde ele alındığına yönelik yaygın düşünce tarzından alıyordu. Ülke ekonomisinin düzenleyici cihazını güçlendirmek, ekonomik darboğazı yönetmek kadar korkutucu ve zorlayıcı bir görev. Ama en sonunda daha kalıcı öneme de sahip. İngilizceden çeviren: Elçin Poyrazlar (New York Times, ABD 31 Ocak tarihli başyazısı) her yıl yüz binlere ulaşmakta.’’ Ortadoğu konusunda ise Fidel Castro, “Bush’un topraklarından sökülüp atılmış ve soykırıma uğramış milyonlarca Filistinli için tek bir sözcük bile etmediğini’’ ekliyor. ush’un bilindik reçetesi: Araplara 50 milyar dolarlık, İsrail’e 60 milyar dolarlık silah satışı. Birileri bunu ödeyecek: Milyonlarca işçi emeklerini ucuza pazarlayarak ve milyonlarca insan da kötü beslenerek. ’ her yasayı veto edeceğini belirtiyor. Ülkesinde yaşanan ekonomik karışıklığın nedeni, biriktirdiğinden daha çok harcayan bir toplumda sürekli dolar basılarak piyasaya sürülmesidir. Krize karşı hükümetin uygulayacağını söylediği reçete ise banka faiz için Meksika sınırını aşmaya çalışırken öldüğünü görmezden geliyor. Bu insanlar Kübalılara tanınan (ülkelerinden göç etmeleri için özendiren) ayrıcalıklardan yararlanamıyorlar doğal olarak. Tutuklanan ve sınır dışı edilen yasadışı göçmen sayısı ‘B “Bush’un bilindik reçetesi: Araplara 50 milyar dolarlık, İsrail’e 60 milyar dolarlık silah satışı. Birileri bunu ödeyecek: Milyonlarca işçi emeklerini ucuza pazarlayarak ve milyonlarca insan da kötü beslenerek.’’ Fidel Castro, “ABD Başkanı’nın söylemleri konusunda bizi bilgilendirecek bir medyaya gerek yok, bırakalım Bush’un kendisi konuşsun. Okuyan, yazan ve düşünebilen insanlar için hiç kimse imparatorluğu Bush’un kendisi kadar böylesine inandırıcı biçimde eleştiremezdi’’ diyerek yazısını sonlandırıyor. İspanyolcadan çeviren: Engin Demiriz (Telesur, Venezüella, 30 Ocak) İZMİR 2. SULH HUKUK MAHKEMESİ SATIŞ MEMURLUĞU’NDAN GAYRİMENKUL SATIŞ İLANI BAŞSAĞLIĞI Sevgili CELAL ARAS Sensiz bir yanımız hep eksik kalacak. Ama gülen gözlerin ve anılarımız Gönlümüzün derinliklerinde yaşıyor olacak. DOSYA NO: 2006/12 SATIŞ Mahkemece satışı suretiyle ortaklığın giderilmesine karar verilen, İzmir ili, Buca ilçesi, Dumlupmar mahallesi, Havuzluk mevkii, pafta no: 21.N.IV.c, ada no:32, parsel no:7’de, tapuda kayıtlı 3688.00 m2 miktarlı zeytinlik vasfında olan GAYRİMENKULDUR. Satışa konu taşınmaz, Çamlıkule mahallesi, 220/50 sokak ile 220/51 sokak’ın 254/40 sokak ile kesiştiği bölgenin kuzey yönünden, karşısında bulunan BUCA/İZMİR adresinde bulunmaktadır. Bilirkişi raporunda, taşınmazın üzerinde herhangi bir yapılaşma olmadığı, boş arsa durumunda olduğu belirtilmiştir. İMAR DURUMU: Şüyulanacak ada dahilinde kalmakta olup, imar kanunun 18. maddesine tabi olduğu yazılı bulunmaktadır. Taşınmazın tapu kaydının beyanlar hanesinde, 2 adet zeytin eşarı evkaf idaresine aittir, şerhi mevcut olup, taşınmaz bu şerhle yükümlü olarak ihale edilecektir. Taşınmazın tapu kaydının şerhler hanesinde, Zeynip Eryendi hissesi üzerinde Tekin Demirci lehine satış vaadi şerhi bulunmaktadır. Taşınmazın tapu kaydının şerhler hanesinde 13/09/1999 tarih, 4053 yevmiye nolu Düzenleme Şerhi mevcut olup, taşınmaz bu şerhle yükümlü olarak ihale edilecektir. SATIŞ ŞARTLARI: İHALESİ İZMİR İKİNCİ SULH HUKUK MAHKEMESİ KALEMİNDE YAPILACAKTIR. MUHAMMEN BEDELİ: 236.000,00 YTL dir. 1. İHALESİ: 17/03/2008 günü, saat 11.00 11.15 arasında yapılacaktır. Bu arttırmada verilecek bedel masrafları ile birlikte muhammen bedelin %60’ını bulmadığı takdirde, ikinci ihalesi yine 2. Sulh Hukuk Mahkemesi’nde 10 gün sonraya bırakılacaktır. 2. İHALESİ: 27/03/2008 günü, Saat 11.0011.15 arasında yapılacaktır. Bu arttırmada taşınmaz masrafları ile birlikte muhammen bedelinin %40’ının altında satılmayacaktır. İhaleye girmek isteyenlerin %20 nakdi teminatlarını satış memurluğunca yazılacak bir müzekkere ile Akbank adliye şubesinde açılacak bir satış hesabına yatırmak zorundadırlar. İhale bedelinden başka tapu alım harcı, ihale pulu bedeli ve katma değer vergisi alıcısına aittir. İhaleye girmek isteyenler, satış şartnamesini okumuş ve münderecatını aynen kabul etmiş sayılırlar. Daha fazla malumat almak isteyenlerin, Mahkememiz Satış Memurluğuna başvurmaları İLAN OLUNUR. 14/01/2008 (Basın: 4862) KARTAL 1. AİLE MAHKEMESİ 2006/962 Esas 2007/628 Karar Davacı Gülhanım Türkel tarafından davalı Metin Türkel aleyhine mahkememize açılan BOŞANMA davasının mahkememizde yapılan açık yargılaması sonunda: Açılan davanın KABULÜNE , Samsun ili, Kavak ilçesi (1452), Çukurbük köyü K C:38 H:35’te nüfusa kayıtlı bulunan ve davacı olan BSN 87 olan ve TC Kimlik No 30233311994 olan Of ilçesi Uluağaç 119 Cilt, 19 Hane,114 sıradan (Tursun Kızlık soyadlı) ile evlenerek gelen Hasan ile Ayşe’den olma 02.03.1970 D.lu GÜLHANIM TÜRKEL ile davalı olan ve BSN 43 olan ve TC Kimlik No: 30335308588 olan; Engin ile Havagül Maden’den olma 18.09.1963 D.lu METİN TÜRKEL’in şiddetli geçimsizlikleri müşterek hayatı çekilmez hale getirdiği, bunun da evlilik birliğini temelinden sarstığı nedeniyle tarafların TMK’nun 166/1. maddesi gereğince BİRBİRLERİNDEN BOŞANMALARINA, Başka konularda talep olmadığından, hüküm tesisine YER OLMADIĞINA, Yargıtay yolu açık olmak üzere 24.07.2007 tarihinde karar verilmiştir. Kendisine dava dilekçesi ile duruşma günü İLANEN tebliğ edilen davalıya hüküm özeti İLAN olunur. 19.10.2007 Basın: 5247 Bacanağın Mehmet Yalçın Baldızın Saniye Yalçın ESAS NO: 1998/51 KARAR NO: 1999/353 DAVACI: Vakıflar Genel Müdürlüğü’ne izafeten Bölge Müdürlüğü ADANA DAVALILAR: KAZAZEDE BAYAN HATİCE DAVA: Tapu iptali ve Tescil HÜKÜM ÖZETİ: Davanın KISMEN KABULÜNE. HÜKÜM ÖZETİ Mahkememizce Adana ili Karaisalı ilçesi ÇEVLİK köyü 124 ada 13 parsel nolu parsele ilişkin davacının davasının REDDİNE Karaisalı ilçesi ÇEVLİK köyüne ait 124 ada 8 ve 9 parsellere ilişkin davanın KABULÜNE bu parsellerin TAPUSUNUN İPTALİ ile RAMAZANOĞLU VAKFI adına TAPUYA TESCİLİNE dair verilen karar davacı temsilcisinin yüzüne karşı davalının yokluğunda temyiz yolu açık olarak verilmiş olmakla, Kararın davalı KAZAZEDE BAYAN HATİCE’ye tebliği için tüm aramalar; rağmen bulunamadığından ve öncesinde de dava dilekçesinin ve duruşma gününün de ilanen tebliğ edilmiş olduğundan işbu ilanın Davalı KAZAZEDE BAYAN HATİCE adına mahkememizden verilen karar yerine geçmek üzere ilanen tebliğ edilmiş sayılacağı davalının ya bizzat ya da bir vekil ile ilan tarihinden itibaren 30 günlük yasal süresi içerisinde temyize başvurabileceği, aksi takdirde kararın kesinleşeceğ İLANEN TEBLİĞ olunur. 30.10.2007 Basın: 5296 KARAİSALI ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ CUMHURİYET 10 K
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear