05 Kasım 2024 Salı Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
İ nsanõn getirildiği durum iç sõzlatõyor. Düne bakõyorum ve tarihin, insanõ insan ol- maktan çõkaran düzenlere kar- şõ insanõn insan olma savaşõ- mõyla dolu olduğunu düşünüyo- rum. Onlarca kitabõnda insanõ, in- sanõn durumlarõnõ, yaşadõklarõnõ romanlaştõran, öyküleştiren Gor- ki’nin “İnsan ne onurlu sözcük!” sözü bu savaşõmõn özeti gibidir. İn- san olma savaşõmõnõ yükselten bir insanõn çõğlõğõdõr. Sabahattin Ali’nin “İnsan olmak dokunu- yor haysiyetime” demesi de bu sa- vaşõmda insanõn getirildiği yere isyan eden bir aydõnõn tavrõdõr. Kurtuluş Savaşõ’yla ve Cumhu- riyet devrimleriyle insan olma sa- vaşõmõnda aldõğõmõz müthiş yol ne yazõk ki karşõ adõmlarla başladõğõ- mõz yerlere geldi. İnsan yine yerle bir edilmeye başlandõ. Cumhuriyetin devletini tüccar devlete, Cumhuriyetin be- lediyelerini tüccar belediyeye, Cumhuriyetin kurumlarõnõ ticaret- hanelere dönüştüren adõmlar ür- kütücü boyutlara ulaştõ. 60 yõldõr ki- mi sinsi sinsi, kimi açõk açõk uy- gulanan politikalarla geldiğimiz yer insanõ insan olmaktan utandõran bir yer şimdi. Bu ne ikiyüzlülüktür? Sen insa- nõ insan eden asõl temel olan eğiti- mi yok et, insanõ eğitimsiz bõrak, köyleri imamlara teslim et... Sen in- sanõ insan eden üretimi bir yana itip her türlü araçla tüketimi pompala, insanlarõ borçlandõr, yoksullaştõr ve sadaka toplumu yarat... Sen kadõnõ çarşafa sok, köleleş- tir, sen doğur de ve çocuklarõ so- kaklara sal... Sen insana işkence- yi layõk gör, sen polis devletine dönüştürerek inanlarõ korkut... Sen din ticaretini meslek haline getirerek devletle kucaklaştõr... Sen duygu ve vicdan sömürüsüyle ca- mi yaptõrma ve yardõm toplama der- neklerini örgütlü toplum olarak yuttur... Sonra tut insan onurundan söz et, kim inanõr? Atatürk, “Türk milleti çalış- kandır, Türk milleti zekidir” di- ye uyarmõş, bir devlet adamõ ağõr- başlõlõğõyla çalõşkan ve zeki ol- mak zorunda olduğumuzu vurgu- lamõştõ. Çok daha önce “Dünya dönecek cennete insanla” dizesiyle insanõ güzelleyen Tevfik Fikret, “Bu- günkü adımlar hazırlıyor yarını” demiş ve “Bize bol bol ziya ku- cakla getir: Düşmek, etrafı gör- memektendir” dizeleriyle insa- nõn aydõnlatõlmasõ zorunluluğunu vurgulamõştõ. Nâzım Hikmet, “Dünyanın en tuhaf mahlûku” demişti insana. Cesur dizeleriyle bu dünyadaki zulmün sorumlusunun insan olduğunu söylemişti. “Ve açsak, yorgunsak, al kan için- deysek eğer/ ve hâlâ şarabımızı vermek için üzüm gibi eziliyor- sak/ kabahat senin,/ -demeğe de dilim varmıyor ama-/ kabahatın çoğu senin, canım kardeşim!” demişti. İnsan olma bilincine varanlarõn Cumhuriyete borçlarõnõ ödeme duy- gusu vicdan borcudur. Bu duygu- yu taşõyanlar için insan onurunu ko- ruma sorumluluğunun ulaştõğõ bo- yut son noktasõndadõr bugün. İnsan şiir gibi yaşamalõ diyenlerin so- rumluluğu büyüktür. İnsan olma onurunun dirilmesi için, Cumhuriyetin değerleriyle bü- tünleşenlerin değerlerini kõskanç- lõkla savunmalarõndan başka bir seçenek yoktur. AÇI MÜMTAZ SOYSAL Kurban Edilen Cuma AYNI yıl içinde ikinci defadır ki dokuz günlük bir dinlence yaşıyoruz. Aksi gibi, Saatli Maarif Tak- vimi ne der bilinmez ama, denizcilerin genellikle doğru çıkan “fırtınalar takvimi” 10/11 Aralık gün- leri için fırtına gösteriyor. Hem de adı, Karakış Fırtınası olan bir fırtına. Dolayısıyla, bayramın ilk günleri güneşli ve yu- muşak geçse de, dinlencenin sonuna fazladan ek- lenen cuma gününün tadı biraz kaçmış olacak. Çoğunluk dokuz güne çıkarışı sevinçle karşılamış olabilir; ama fırtınalı bir cumada ne yapılır? Ger- çi cuma eski toplumda dinlence günü sayılmak- la birlikte, aynı zamanda ibadete daha çok zaman ayırmayı gerektiren bir gündü. Şimdiki toplumun inançlı bir kısmı dinlencenin fırtınalı bir güne kur- ban edilişinde böyle bir teselli bulabilecektir bel- ki de... Ş öyle bir düşünülürse, “Bunca uzun dinlence bi- zim neyimize; aslında çok çalışmak zorunda olan bir toplum değil miyiz?” diyecek olanlar açısından bulunabilecek bir başka teselli de, boş durma cu- masının sadece kamu görevlileri ve okullar için boş durma anlamına geldiğidir. Gerçekten, böyle bir uzatma, “idari izin” olarak, çalışmayı her kesim- de değil, yalnız kamu kesiminde çalışanlarla ve öğrencilerin dünyasında durduruyor. Bankalar, şir- ketler, çarşılar hep açık. Oradakilere dinlence yok. Ayrıca, cuma için bir “idari izin” söz konusu ol- duğundan, her devlet dairesinde “nöbetçi” bıra- kılacak bir ya da birkaç kişi için de yok dinlence. Ne var ki, bürokrasinin durması demek, devlet makinesinin durmasından toplumdaki bütün ke- simlerin olumlu olumsuz etkilenmesi demektir. Ör- neğin haftalık çalışma disiplininden kurtulmuş olan- ların kurtlarını dökmek üzere başka bir ülkeye gi- der gibi gittikleri Bodrum’da yer yerinden oynar- ken, başkent olmanın hummasını kısa bir süre için yaşamayan Ankara’da ne yapacağını bilemeyişin hüznü çöker insanlara. G aliba Türkiye gibi türlü eşitsizliklerin ve den- gesizliklerin kol gezdiği bir ülkede şimdikine benzer biçimde uzayan resmi dinlencelerin en dik- kat çekici ve düşündürücü sakıncası, aslında ge- çim sıkıntısı çeken büyük çoğunluğun bu “ekstra” günleri doğru değerlendirmekte sıkıntı çekiyor ol- masıdır. Gözle görülmeyen, elle tutulmayan, ama genel bayram havasını zehirleyen bu sıkıntıdır ki, en tu- zu kuru olanları bile sosyal düzendeki bozukluğu her zamankinden daha derinden duymaya ve düşünmeye iter. Çünkü o sıkıntının giderilmesini istemek, çok bencilce olsa bile, kimileri için bozuk düzeni dü- zeltme yolunda atılmış bir adımdır. Bayramların toplumun bütünü için, hiç değilse bu bakımdan yararlı olabileceğini düşünmek ve bununla avun- mak da bir bayram armağanı sayılabilir. mumtazsoysal@gmail.com CMYB C M Y B SAYFA CUMHURİYET 8 ARALIK 2008 PAZARTESİ 2 OLAYLAR VE GÖRÜŞLER İnsan, Onur ve Şiir... Öner YAĞCI İnsan olma bilincine varanlarõn Cumhuriyete borçlarõnõ ödeme duygusu vicdan borcudur. Bu duyguyu taşõyanlar için insan onurunu koruma sorumluluğunun ulaştõğõ boyut son noktasõndadõr bugün. İnsan şiir gibi yaşamalõ diyenlerin sorumluluğu büyüktür.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear