Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
Şaibeli seçmen kütükleri bu akşam askıdan in-
diriliyor.
Lütfen herkes, ellerini vicdanlarına koyarak 48 mil-
yon 265 bin seçmenden kaçının, mahallesindeki
muhtarlığa giderek şaibeli kütüklerde isimlerinin bu-
lunup bulunmadığını araştırdığını sorgulasın.
Bununla da yetinmek yeterli değil.
Dürüst seçim yapılabilmesi için, başlıca koşul ola-
rak kabul edilen “gerçek seçmen”lerin, sadece sü-
rekli olarak oturdukları yerde ve bir tek sandıkta, yi-
ne bir kez oy kullanabilecekleri ilkesini geçerli kıl-
mak da gerekiyor. Bunun için de hangimiz bizim so-
kağımızda oturmadıkları halde kütükteki o yapay
seçmenlerin yazılıp yazılmadığını denetleme ola-
nağını bulduk?
Her olaya kendi görüşleri ile müdahil olan iktidar
partisi genel başkanının ve arkadaşlarının, seçmen
kütükleriyle ilgili bu son tartışma için suskun kal-
maları bile muhalefet liderlerinin akıllarını başlarına
getirmeleri için yeterli olmadı.
Tam aksine, 298 sayılı Seçimlerin Temel Hü-
kümleri ve Seçmen Kütükleri Hakkındaki Kanun’a
“masum (!)” bir fıkra ekleyerek, adres kayıt sistemine
dayanan düzenlemeyi yargı denetimi yerine yürüt-
me organının görevlilerinin yetkisine veren değişiklik
görüşülürken uykuda olan muhalefet partileri hâlâ
beklenen girişimi yapmadılar.
Çözüm, Meclis araştırması değil
Gazete haberlerine bakılırsa ana muhalefet par-
tisi, konuyu bir Meclis araştırması ile gündeme ge-
tirecekmiş! 29 Mart’ta sandık başına gidecek olan
Türkiye, 1 Ocak 2009 sabahı, fiilen seçim takvimi-
nin işlemeye başladığı gün olarak uyanacak.
Meclis araştırması, parlamenterlerin Meclis tu-
tanaklarına bol bol laf üretecekleri bir tür avunma
yöntemi olarak görülmelidir. O araştırma için yapılan
görüşmeler sonunda çoğunluk benimserse bir ko-
misyon kurulacak da, komisyon kütükler üstünde
48 milyon 265 bin 644 seçmen vatandaştan han-
gilerinin yaşayan gerçek kişiler, hangilerinin öteki
dünyada ya da başka yerlerde oturanlar olduğunu
belirleyecek de... O zaman dilimi içinde atı alan çok-
tan Üsküdar’ı geçmiş olmayacak mı?
Tarhan Erdem, dünkü Radikal’deki yazısında
SOS veriyor ve bugün akşamüstü askıdan indirilecek
kütüklerde var olan sayının, 22 Temmuz 2007 ge-
nel seçimlerinde kullanılan seçmen kütüklerinin-
kinden 5 milyon 732 bin 632 fazla olduğunu bir kez
daha anlatmaya çalışıyordu.
Şu halimize bakar mısınız?
Başbakan ve partisi, şaibeli kütük tartışmaları kar-
şısında üç maymunu oynuyor. Ana muhalefet lideri,
ülke gündemine 62 yıl önce tarihin malı olan tek par-
ti döneminin hata ve sevaplarını tartışmaya açarak
değiştirmenin başlıca görevi olduğunu sanıyor!
İktidar yanlısı gazetede çok bilmiş bir köşe yazarı,
şaibeli kütük tartışmalarını yapan meslektaşların-
dan ’46 seçimlerinde olan bitenleri öğrenmelerini
istiyor! Seçim denildiği anda, ilk akla gelmesi ge-
reken kurumun, yani Yüksek Seçim Kurulu’nun Baş-
kanı, şaibe tartışmaları ile ilgili olarak vatandaşla-
rından devlete güvenilmesini salık veriyor!
Anayasa ihlali
Oysa ortada kocaman bir anayasa ihlali var. DTP
milletvekili Hasip Kaplan, salı günü hem o ihlal ne-
deniyle parlamentoyu uyaran hem de yanlıştan dö-
nülmesini isteyen bir konuşma yapmıştı.
Yanlıştan nasıl dönüleceğini de, konunun bir bi-
leni olan Tarhan Erdem, basite indirgeyen bir çö-
züm yolunu göstererek söylüyor.
Yazının başında değindiğim o 298 sayılı Yasa’da
bu yılın mart ayında gerçekleştirilen değişikliğin yok
sayılmasını bildiren yeni bir yasa teklifinin hazırla-
nıp görüşülmesini öneriyor. Öylece, kütüklerin ha-
zırlanması sorumluluğu yeniden ve sadece YSK’ye
bırakılacak, 29 Mart seçimlerine özgü geçici bir kü-
tüğün iki haftalık yeni bir askı süresinde oluşturul-
ması sağlanacaktır. Demek ki, asıl sorun, iktidar par-
tisinin 29 Mart seçimini şaibeli damgası vurulmuş
seçmen kütükleri ile yapmak isteyip istemediğin-
de düğümlenmiş. Erdoğan’ın suskun seyirciliğini
sürdürmesi, şaibe kuşkusunu gidermez. Tam ak-
sine büyütür.
AB kapısında bekletilen Türkiye’nin, yerel yöne-
ticilerini 2009 yılında kendi anayasasına da aykırı
bir seçim ile belirlendiğini düşünmek ister misiniz?
Faks: 0 216 302 82 08 obirgit@e-kolay.net CMYB
C M Y B
5 ARALIK 2008 CUMA CUMHURİYET SAYFA
HABERLER 7
DÜZ YAZI
ORHAN BİRGİT
Başbakan Niçin Suskun?
HATİCE TUNCER/HİLAL KÖSE
İstanbul Cumhuriyet Başsavcõlõğõ’nõn
mahkemeye gönderdiği yazõ ile Erge-
nekon Davasõ kapsamõnda Tuncay
Güney’e terör örgütü üyeliğinden so-
ruşturma açõldõğõ öğrenildi. 1 numara
olarak lanse edilen örgüt liderinin kim-
liğinin de henüz mahkemeye bildiril-
mediği kaydedildi. İstanbul 13. Ağõr
Ceza Mahkemesi’nde görülen Ergene-
kon davasõnda Mahkeme Başkanõ Kök-
sal Şengün, bazõ avukatlarõn, örgüt şe-
masõndaki bazõ isimlerin açõklanmasõ yö-
nündeki taleplerini yanõtladõ. Şengün,
kendilerine gelen yazõda, tahkikatõn
devam ettiği gerekçesiyle örgüt şema-
sõndaki bazõ isimlerin açõklanmadõğõnõ
söyledi. Köksal Şengün ayrõca, Tuncay
Güney’in Ergenekon davasõnda tanõk mõ
yoksa sanõk mõ olduğuna ilişkin avu-
katlarõn taleplerini de yanõtladõ. Şengün,
savcõlõktan mahkemeye gönderilen ya-
zõda, Tuncay Güney hakkõnda “terör ör-
gütü üyesi olmak” suçlamasõyla açõlan
soruşturmanõn devam ettiğinin belirtil-
diğini ifade etti.
‘İDDİANAME ZİHNİ SİNİR
PROJESİ’
Ergenekon davasõnõn 23. oturumun-
da savunmasõnõ yapan tutuklu sanõk
emekli Yüzbaşõ Mehmet Zekeriya
Öztürk, iddianameyi “Zihni Sinir pro-
jesi”ne benzetti. Öztürk, iddianamede,
Ergenekon’un, PKK ve DHKP/C gibi
örgütleri içinde barõndõran üst örgüt
olduğunun kabul edildiğini, bu iki ör-
gütün uluslararasõ terör örgütü listesin-
de olduğunu belirterek “Ergenekon’un
da yabancı devletler tarafından terör
örgütü olarak tanınması muhtemel.
Bunun gelecekte ne tür sorunlar ya-
ratacağı düşünülmelidir” dedi. Yazar
Alev Alatlı’nõn Kurtlar Vadisi’ni be-
ğendiğini, kaostan korkmayõn dediğini
söyleyen Öztürk, terör çeşitlerinden bi-
risinin de aydõn terörü olduğunu, bu da-
vanõn buna örnek oluşturduğunu ifade
etti. Öztürk, “Siyasallaşan bu davanın
kurbanları olarak gladyo terör örgütü
nitelemesiyle huzurunuzda bulunu-
yorum, ancak iki buçuk yıldır yargı-
lanıyor ve infaz ediliyorum” dedi.
İtalya menşeili Gladyo diye bir örgütün
olduğunu söyleyen Öztürk, “Bu örgü-
tün içinde İtalyan askerler de mev-
cuttur. Bu örgütün benzerleri Belçi-
ka ve Yunanistan’da da faaliyet gös-
termişlerse de mafya, kilise ve tarikat
merkezli olarak faaliyet yürütmüş-
lerdir. Türkiye’de son 50 yıllık geç-
mişimizde de kotrgerilla ve gladyo
söylemleri oldu. Bu konuda kitaplar
yazıldı. Ancak Türk gladyosu diye içi
boş bir kutu oluşmasına neden olun-
du” diye konuştu. Şimdi bu kutunun
PKK, DHKP/C ve Hizbullah ile dol-
durulmak istendiğini ifade eden Öztürk,
kitaplarõnda gladyoyu anlatan Bülent
Orakoğlu ve Şamil Tayyar hakkõnda-
ki istihbarat raporlarõnõn istenmesini ta-
lep etti.
SUÇ DEĞİL, KÖŞE YAZISI
Şemdinli davasõyla ilgili CD’yi, yaz-
dõğõ köşe yazõlarõnda kullandõğõnõ söy-
leyen Öztürk, kendisinde bulunan Fet-
hullah Gülen ile ilgili notlarõn da Si-
lopi’de görev yaptõğõ döneme ait oldu-
ğunu belirtti. O dönemdeki notlarõ da da-
ha sonra sonra gazetedeki köşesinde yaz-
dõğõnõ söyleyen Öztürk, “Bende bulu-
nan Uluslararası İnsan Kaçakçılığı ra-
poru, birçok bilgi içeriyor. Bu alan-
da faaliyet gösterenler hakkında de-
taylı bilgi var. Savcılığın bunu suç du-
yurusu kabul etmek yerine örgüt do-
kümanı olarak iddianameye koyma-
sı çok ilginç. Çiller Özel Örgütü baş-
lıklı notu da ben hazırlamadım. Ba-
na gönderilen bir not ve kimin gön-
derdiğini bilmiyorum. Her köşe ya-
zarına böyle notlar gider” diye ko-
nuştu. Mahkemeye köşe yazõlarõnõ su-
nan Öztürk, Doğuş Faktoring ile ilgili
Ankara’da sorgulandõğõnõ, bir şey bil-
mediğini söylediğini anlattõ.
‘KÜÇÜK İLE ÜÇ KEZ
GÖRÜŞTÜM’
Kendisinden ele geçirilen notlardan bi-
rinde İstanbul genelinde yeni bir örgü-
tün varlõğõndan ve Mecidiyeköy’deki
toplantõ yerlerinden bahsedildiğine de
değinen Zekeriya Öztürk, “Savcı Ze-
keriya Öz, bu notu kast ederek ‘Poli-
se gelmeyen istihbarat sana nasõl geli-
yor’ diye sordu. Ona katılıyorum
ama bunun cevabını ben veremem.
Nottaki bilgiler araştırıldı mı, çok me-
rak ediyorum” diye konuştu.
Muzaffer Tekin ile 2006’dan sonra
görüşmediğini, Veli Küçük ile de bu-
güne kadar üç veya dört kez görüştüğünü
söyleyen Öztürk, “Eşim Güler Kö-
mürcü ile bir kez evine ziyarette bu-
lunduk. Kendisiyle bir konferans çı-
kışı tanıştık” dedi. Ergenekon soruş-
turmasõ kapsamõnda firari şüpheli olan
Tuncay Güney’i sadece basõndan ta-
nõdõğõnõ belirten Öztürk, Mehmet Fik-
ri Karadağ’õ ise hayatõnda iki defa gör-
düğünü kaydetti. Öztürk, “Güler Kö-
mürcü ile örgütsel irtibatım yok. Bi-
zi takip eden polisler de evleneceğimizi
biliyorlardı. Telefonlarımızı dinli-
yorlardı” dedi. Oktay Yıldırım ile Te-
kin aracõlõğõ ile tanõştõğõnõ, Emin Gür-
ses’le Ulusal Kanal’dan tanõştõğõnõ an-
latan Öztürk, Tekin ile 2005 yõlõnda
AKM’de bir konferans çõkõşõnda tanõş-
tõğõnõ anlattõ.
Küçük Ayşen
davayı kazandı
İSTANBUL (AA)
- Kõrklareli’nin Lülebur-
gaz ilçesinde, 14 yõl ön-
ce yapõlan iğnenin da-
mara gelmesi nedeniyle
sol kolu kesilen Ayşen
Başaran’õn, Avrupa İn-
san Haklarõ Mahkeme-
si’nde (AİHM) görülen
davasõ sona ererken,
mahkeme Ayşen’e ve ai-
lesine toplam 18 bin Av-
ro tazminat ödenmesine
karar verdi. Taksim’de
düzenlenen basõn toplan-
tõsõnda konuşan Ayşen
Başaran’õn avukatõ Cen-
giz Hortoğlu, “Ayşen
hayatõnõn yüzde 81’ini
bu yargõ sürecinde geçir-
di. 2.5 yaşõnda adliye
koridorlarõyla tanõştõ.
Yargõlama süreci bugün
(dün) tamamen bitti” de-
di. 2.5 yaşõnda sol kolu-
nu kaybeden ve bugün
16 yaşõnda lise 3. sõnõf
öğrencisi olan Ayşen
Başaran da, “Herkes be-
ni tanõyor. Bana belli et-
miyorlar, normal bir in-
sanmõşõm gibi davranõ-
yorlar. Çevremdekiler
öyle davranõnca ben de
rahat davranabiliyorum.
Alõştõm” diye konuştu.
Tarlada
el bombaları
ÇANAKKALE
(Cumhuriyet) - Ça-
nakkale’nin Biga ilçe-
sindeki bir tarlada, po-
şetler içinde 13 el bom-
basõyla 5 TNT kalõbõ
bulundu. Edinilen bil-
giye göre, Balõklõçeşme
beldesi-Göktepe köyü
yolunda yürüyen kimli-
ği açõklanmayan kişi,
bir tarladaki toprak yõ-
ğõnlarõ üzerinde poşet-
ler içerisinde bomba
olduğunu fark ederek
durumu jandarmaya
bildirdi. Bölgeye giden
jandarma ekiplerinin
yaptõklarõ araştõrmada,
ayrõ ayrõ poşetler içeri-
sinde 13 el bombasõ, 5
TNT kalõbõ bulundu.
Bunun üzerine cumhu-
riyet savcõsõ ve Çanak-
kale Emniyet Müdürlü-
ğü Terörle Mücadele
Şube Müdürlüğü’nde
görevli bomba imha
uzmanõ ekibi olay yeri-
ne gitti.
İki Hizbullah
üyesi tutuklandı
ADANA (Cumhu-
riyet Bürosu) - Ada-
na’da aşõrõ dinci terör ör-
gütü Hizbullah üyesi ol-
duklarõ gerekçesiyle ön-
ceki gün gözaltõna alõ-
nan 6 kişiden 2’si tutuk-
landõ. İstihbarat çalõşma-
sõ sonucu eşzamanlõ çe-
şitli mahallelerde ger-
çekleştirilen operasyon-
larda, terör örgütü pro-
pagandasõ yapan dergi,
kitap ve CD’ler ile bir
adet bilgisayar ele geçi-
rilmişti.
Çelebiler
beraat etti
ANKARA (AA) -
Çelebi Holding Yönetim
Kurulu Başkanõ Can Çe-
lebioğlu ile kardeşi Yö-
netim Kurulu Başkanve-
kili Canan Çelebioğlu
Tokgöz’ün de aralarõnda
bulunduğu 5 sanõk,
“Resmi belgede sahteci-
lik” yaptõklarõ iddiasõyla
yargõlandõklarõ davada
beraat etti. Ankara 1.
Asliye Ceza Mahkeme-
si’nde görülen davada
Mahkeme Başkanõ Tek-
man Savaş Nemli, sanõk-
lar Can Çelebioğlu, Ca-
nan Çelebioğlu Tokgöz,
Hüsnü Tanzer Gücü-
men, Salih Samim Ay-
dõn ve Yõlmaz Kõlõç’õn
beraatlarõna karar verdi.
AYŞE SAYIN
ANKARA - Dünyadaki insan hak-
kõ ihlallerini araştõrmalarõyla tanõnan İn-
san Haklarõ İzleme Örgütü’nün 2008
Türkiye raporunda, son dönemde En-
gin Çeber’in gözaltõnda işkenceyle
öldürülmesi olayõyla da gündeme ge-
len güvenlik güçlerinin neden olduğu
kötü muamele, işkence ve sokakta
ateş sonucu öldürme olaylarõyla ilgili
“sıkı denetim” istendi.
İnsan Haklarõ İzleme Örgütü (Human
Rights Watch) İcra Direktörü Kenneth
Roth, önceki gün ziyaret ettiği TBMM
İnsan Haklarõnõ İnceleme Komisyonu
Başkanõ Zafer Üskül’e, bugün ka-
muoyuna açõklanmasõ beklenen 2008
raporunun Türkiye bölümünü sundu.
Raporun “tavsiyeler” bölümünde özet-
le şu görüşlere yer verildi:
Amir, memuru korumamalı: Po-
lis Vazife ve Salahiyetleri Kanunu’nun
uy-
gula-
nõşõ ya-
kõndan denetlen-
melidir. Biber ve
gözyaşõ gazõnõn,
başta kapalõ alan-
larda olmak üze-
re yanlõş, aşõrõ ya
da keyfi kullanõl-
dõğõna dair iddialar
hakkõnda vakit ge-
çirmeden kapsamlõ ve
bağõmsõz inceleme başlatõl-
malõdõr.
Polis sorgusuna kameralı
denetim: Adil soruşturmalar daha
etkin kõlõnmalõdõr. Gözaltõndaki şüp-
helilerin tüm sorgularõ sõrasõnda ve
polis karakollarõnõn her yerindeki video
ve ses kayõtlarõnõn sürekli çalõşõr vazi-
yette olmasõ ga-
ranti altõna alõn-
malõdõr. Bu
kayõtlarla
oynanma-
malõ, silin-
m e m e l i
ve gözal-
tõnda in-
san hakla-
rõ ihlalleri
iddialarõnõn
soruşturma-
sõnda kullanõ-
labilmesi için va-
kit geçirmeden ve
düzenli olarak savcõlõğa
teslim edilmelidir.
Disiplin cezası etkin uygulan-
malı: Ağõr insan haklarõ ihlalleri ger-
çekleştiren kolluk görevlilerine etkin ve
anlamlõ disiplin cezalarõ verilmelidir. İş-
kence ve kötü muamele nedeniyle
hakkõnda soruşturma yürütülen me-
murlar aktif görevden el çektirilmeli ve
suçlu bulunmalarõ durumunda görev-
den alõnmalõdõr.
Adli Tıp bağımsızlaştırılmalı:
Adli Tõp Kurumu, gerek işlevsel ge-
rekse resmi anlamda Adalet Bakanlõ-
ğõ’ndan bağõmsõz bir kurum olmalõdõr.
Tecritli gözaltına son: “Tecritli”
gözaltõ uygulamasõ önlenmelidir. Kol-
luk görevlilerinin ölümcül güç kulla-
nõmõna sadece hayat kurtarmak için son
çere olarak başvurulmasõ sağlanmalõ-
dõr.
Kolluk kuvvetleri izinsiz yargı-
lanmalı: Tüm yasal tedbirler alõnarak,
polis ve diğer kolluk görevlileri dahil,
tüm kamu çalõşanlarõnõn, rütbe ve kõ-
demine bakõlmaksõzõn tüm ağõr suçlar
veya görevi suiistimalle ilgili idari iz-
ne gerek olmaksõzõn yargõlanmasõ sağ-
lanmalõdõr. İşkence suçu için zamana-
şõmõ uygulamasõ kaldõrõlmalõdõr.
ANKARA (Cumhuriyet
Bürosu) - TBMM Genel
Kurulu’nda, 10 Aralõk Dün-
ya İnsan Haklarõ Günü ne-
deniyle yapõlan genel gö-
rüşmede, CHP’li Malik Ec-
der Özdemir, Türkiye’de
insan haklarõ karnesinin gi-
derek karardõğõnõ söyledi.
Özdemir, mahkûmlarõn iç
çamaşõrlarõna kadar soyul-
duğunu kaydederek “Ma-
kat kontrolü yapılıyor.
Hangi çağda yaşıyoruz?”
dedi.
TBMM Genel Kuru-
lu’nda, 10 Aralõk Dünya
İnsan Haklarõ Günü nede-
niyle genel görüşme yapõl-
dõ. CHP’li Özdemir yerin-
den söz alarak Türkiye’de
insan hak ve özgürlüklerine
yönelik ihlallerin giderek
arttõğõnõ söyledi.
Özdemir, “Türkiye’nin
insan hakları karnesi gi-
derek kararmaktadır” de-
di. Hükümlü ve tutuklulara
yönelik keyfi uygulamalar
olduğunu kaydeden Özde-
mir, cezaevlerinde hüküm-
lü ve tutuklu ya-
kõnlarõnõn da üst
aramasõ yapõlõr-
ken zaman za-
man cinsel taci-
ze varan uygula-
malara tabi tutul-
duklarõnõ savundu.
Özdemir, “En son git-
tiğimiz Metris Ceza-
evi’nde mahkûmlar
şikâyet ettiler. Ce-
zaevine ilk girişte
üst araması gerek-
çesiyle yapılan ara-
mada, üzülerek ifade
ediyorum; insanlar iç
çamaşırları dahil so-
yunduruluyor ve ma-
kat kontrolü yapılıyor.
Hangi çağda yaşıyo-
ruz? Bundan daha bü-
yük insan onurunu kı-
rıcı hareket olabilir
mi?” diye konuştu.
DTP’li Akın Birdal,
insan hak ve özgürlük-
leri konusunun hâlâ ül-
kenin “kanayan bir
yarası” olduğunu
söyledi.
ANTALYA (ANKA) - Antalya’da polisin “dur”
ihtarõna uymadõğõ gerekçesiyle polis tarafõndan
öldürüldüğü savunulan Çağdaş Gemik için
Antalya Vali Yardõmcõsõ Mehmet Seyman so-
ruşturmayõ yürüten Antalya Cumhuriyet Baş-
savcõlõğõ’na bir yazõ yazarak Gemik’in polisten
kaçarken motosikletten düştüğünü ve ölümünün
bu şekilde olduğunu savundu.
27 Ekim tarihinde Antalya’da polis tarafõndan
öldürüldüğü iddia edilen Gemik’in dosyasõnda
ilginç bir gelişme yaşandõ. Otopsi raporuna gö-
re, ensesinden kurşun giren ve yanağõndan çõ-
kan Gemik için aynõ zamanda Antalya İnsan
Haklarõ İl Kurulu Başkanõ olan Seyman soruş-
turmayõ yürüten cumhuriyet başsavcõlõğõna bir
yazõ gönderdi. Gizli yürütülen soruşturma hak-
kõnda bilgi isteyen Seyman, Gemik’in ölümüy-
le ilgili değerlendirmelerde bulundu. Seyman,
polis memurlarõ M.E. ile A.Ü’nün Gemik ve
Halil Keşifçi’ye dur ikazõnda bulunduğu, Ge-
mik ve Keşifçi’nin bu ikaza uymayarak kaçtõğõ-
nõ belirtti. Motosiklet seyir halindeyken polis
memuru M.E’nin havaya uyarõ ateşi açtõğõnõ
ifade eden Seyman yazõsõnda şöyle dedi: “Açı-
lan ateş sonucu motosikletin arkasında otu-
ran Halil Keşifçi’nin motosikletten atlamak
suretiyle indiği, motosiklet sürücüsü Çağdaş
Gemik’in ise motosiklet üzerinde kaçarken
boynundan yaralanarak olay yerinde hayatı-
nı kaybettiği anlaşılmıştır”
İNSAN HAKLARI MECLİS GÜNDEMİNDE
GEMİK MOTOSİKLETTEN DÜŞMÜŞ
Valiyardõmcõsõ
polisi savundu
Komisyonda Engin
Çeber tartışması
ANKARA (Cumhuriyet
Bürosu) - TBMM İnsan Hak-
larõnõ İnceleme Komisyo-
nu’nda, MHP’li Mehmet Eki-
ci’nin gözaltõndayken işken-
ceyle öldürülen Engin Çeber’in
“Dev-Sol örgütünün ‘Polis gördüğü-
nüz andan itibaren direnin’ talimatı
doğrultusunda direndiğini” söyle-
mesi, tartõşmalara neden oldu. Ko-
misyonun raporunda da Çeber’in
ölüm nedeni ifade edilirken, “işken-
ce” yerine “kötü muamele” denilmesi
dikkat çekti. TBMM İnsan Haklarõ-
nõ İnceleme Komisyonu, dünkü top-
lantõsõnda, Engin Çeber’in Metris Ce-
zaevi’nde işkence sonucu ölümü üze-
rine kurulan alt komisyonun hazõrladõ-
ğõ raporu görüşerek, DTP’li Akın Bir-
dal’õn karşõ çõkmasõ nedeniyle oy çok-
luğuyla kabul etti. Alõnan bilgiye göre,
toplantõda, MHP’li Ekici ile DTP’li Bir-
dal arasõnda tartõşma yaşandõ. Ekici,
Dev-Sol örgütünün, “Polisi gördüğünüz
andan itibaren, her konuda direnin”
şeklinde bir talimatõ olduğunu ileri sü-
rerek, “Engin Çeber’in cezaevine
teslim edildiğinde kafasında olan şiş-
lik, böyle bir müdahale anında ol-
muş olabilir. Bunların da tespit edi-
lerek, raporun daha objektif yazılma-
sı gerekir” görüşünü savundu. Ekici’nin
bu sözlerine, DTP’li Birdal tepki göste-
rerek, evrensel insan haklarõ ve savaş hu-
kukunda bile işkencenin “insanlığa kar-
şı suç” olarak tespit edildiğine dikkat
çekti. Komisyon Başkanõ Zafer Üskül ise
devletin kendini koruma hakkõ bulundu-
ğunu ifade ederek, “O nedenle de devlet,
kendi meşruiyetini koruyacaktır” gö-
rüşünü kaydetti.
Komisyon tarafõndan kabul edilen alt ko-
misyon raporunda Çeber’in cezaevine
teslim edilmede önce kötü muamelelere
maruz kaldõğõ, Metris Cezaevi’nde de
“dövüldüğü” kanaatine varõldõğõ vurgu-
lanarak, “Çeber’in kafasındaki şişliğin
oluşumu ve bu şişliğe neyin ve kimlerin
sebep olduğu ayrıntılı olarak araştırıl-
ması gereken bir konu olarak komis-
yonumuzun dikkatini çekmiştir” denil-
di. Raporda isim vermeden İstanbul Em-
niyet Müdürü Celalettin Cerrah’õn tutu-
mu da eleştirilerek, “Kurumların kendi
mensuplarını sahiplenmek yerine, hu-
kukun üstünlüğünü sahiplenme nokta-
sında alacakları tavır, hem saygınlık ve
güvenilirliğin artması hem de arzu edil-
meyen görüntülerin oluşmaması açı-
sından önem arz etmektedir” denildi.
‘Üst aramada
cinsel taciz var’
İnsan Haklarõ İzleme Örgütü’nün Türkiye raporunda polis ve Adli Tõp’a ‘sõkõ gözaltõ’ istendi
‘Polis soruşturmaları denetlenmeli’
RAPORDA ‘İŞKENCE’ YERİNE ‘KÖTÜ MUAMELE’ DENİLDİ
Örgütün 1 numarasõnõn nerede olduğunu soran Öztürk,
“Niye şimdiye dek bulamadılar? Ben yani 22 numara
burada, 1 numara yok. Eylemi kim yapacak?” diye
konuştu. Savcõlõğõn askerlerle irtibatõnõ sorgulamasõnõ
eleştiren Öztürk, “Ben Tapu Kadastro’dan değil, Harp
Okulu’ndan mezun oldum. Doğal olan da askerler-
le görüşüyor olmam. Vebalı gibi ‘askerlerden uzak du-
run. Onlar size darbe yapalõm teklifinde bulunur’ an-
layışını kabul etmiyorum” dedi. Savcõlarõn mafya, glad-
yo, lobi konularõnõ bilmediklerini ileri süren Öztürk, “Gır-
gır’da Zihni Sinir vardı. Yazıları daire şeklinde yazardı. Döne döne okur-
dunuz. Bu iddianame de böyle. İnsanın sinirlerini bozan, psikolojik,
fizyolojik tüm hastalıklari verebilecek bir iddianame” dedi.
‘1 NUMARA NEREDE?’
Mahkeme Başkanõ, Güney’e terör örgütü üyeliğinden soruşturmanõn devam ettiğini açõkladõ
Soruşturma açõldõ
Acilen “polis
şikâyet birimi”
kurulması istenen
raporda, gözaltında “tecrit”
uygulamasına son verilmesi,
Adli Tıp Kurumu’nun
Adalet Bakanlığı’ndan
bağımsız bir kurum
haline getirilmesine
yer verildi.
Engin
Çeber
Öztürk