Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
CMYB
C M Y B
SAYFA CUMHURİYET 19 ARALIK 2008 CUMA
6 HABERLER
BİR BAKIMA
SERVER TANİLLİ
Yıl Biterken Kısa Notlar...
Her yılın sonunda, kimi olaylar dikkatleri toplar
ve bir süreci özetler.
Sizin aklınıza takılanlar neler oldu?
Herhalde, birkaç ay önce, Birleşik Amerika’da
patlak veren ve dünyaya yayılan iktisadi buna-
lımdır: Dev şirketlerin arka arkaya iflasları, bütün
dikkatleri ve kaygıları topladı. “Mali bunalım” di-
ye adlandırılan bu olaylar, aslında “kapitalizmin bu-
nalımı” idi.
“Yeni liberalizm”in de skandalı...
21. yüzyıla girerken, büyük bir Fransız iktisat-
çı, Jacques Chevallier, şu önemli hatırlatmada
bulunmuştu: “Kimi görevlerinden alınsa da, dev-
let, ekonomilerde ‘stratej’ rolündedir. Dikkat et-
meli!”
Dikkatler ardından dumura uğradı ki, kimi şar-
latanlar, “Piyasa güçleri en başta koşmalılar!” di-
ye yırtındılar son birkaç aya kadar. Çöküşü hız-
landıranlar da işte bu koşu oldu.
Şimdi, devletler hazinelerini açıp şirketleri iflastan
kurtarıyorlar.
Ve ekonomilerde bir durgunluk; bizim sevgili Tür-
kiyemiz de onu yaşıyor, yaşayacak.
Sorun da şudur: “Stratej devlet”e evet; ama na-
sıl ve en önce kimlere sahip çıkmalı?
Bütün medyadan izlendi: Birkaç gün önce, es-
ki ABD Başkanı Bush, “elveda” demek için
Irak’a gelmiş ve bir basın toplantısı düzenlenmişti.
İşte orada olanlar: Iraklı bir gazeteci, Muntazar
el Zeydi, onuruna yediremediğinden, -Araplarda
büyük bir hakaret adına- ayakkabısını çıkarıp Baş-
kan’a fırlatıp atmış. Bush da güçlükle kurtulmuş.
Bütün Arap dünyası ayakta!
El Zeydi bir kahraman, bütün yürekler de gu-
rurla dolu.
2003 yılına doğru döndük belleğimizde: Ame-
rikan askerleri Bağdat’a girdiklerinde, Saddam’ın
dev heykelini yıkarken Iraklılar da ayakkabılarını
ve terliklerini çıkarıp heykele fırlatıp atmışlardı.
Amerikalıların Irak’a demokrasi getirdiklerini sa-
nıyorlardı...
Ne var ki, Conilerin demokrasinin yerine, bütün
Irak halkına felaketler getirdiklerini sonra gördü-
ler. Bir yanlışı da öğrendiler: O işgale, bütün Irak-
lılar birleşip karşı durmalıydılar. Bu bilincin için-
de değillerdi.
Bu görevi, nasıl ve ne zaman yerine getirecek-
ler?
Obama’dan beklenense, Amerikalıların Irak’ı
derhal terk etme kararıdır...
Geçtiğimiz günlerde, komşumuz sevgili Yuna-
nistan’ın birden bir yangının içine düştüğünü ve
alev alev tutuştuğunu gördük.
Bütün bir toplum isyan halindeydi.
Nedeni de 16 yaşındaki bir çocuğun polisçe vu-
rulması idi.
Olay bu nedenle ve çok acı olsa da, başka ne-
denler vardı diye düşündük. Ve ortaya çıktı ki, sev-
gili Yunanistan’ın dev sorunları varmış: Yoksulluk,
işsizlik ve adaletsizlik yakasına yapışmış...
Ama onları duyduğumuzda da, ilk anda inan-
madık. İnanmadık, çünkü Yunanistan 27 yıldır bir
Avrupa Birliği ülkesiydi.
Yani bir eli balda, bir eli börekteydi.
Öğrendik ki, Avrupa Birliği’nde olmakla her şey
çözülmüyor; daha korkunç olanı, gırtlağına kadar
borçlu ülke.
Özetle, Yunanistan’da olan bitenden öğrenile-
cek çok önemli dersler var. Olayların başında yü-
rüyen gençler de büyük gerçeklerin altını çize-
cekler...
Avrupa Birliği’nin, AKP ile ilgili olarak, dili yeni
yeni çözülüyor. Malı daha önce biliyorlardı da söy-
lemiyorlardı. Öyle mi?
Bilmiyoruz. Sonuç önemli...
Merkezi Brüksel’de bulunan saygın düşünce ku-
ruluşlarından Uluslararası Kriz Grubu (ICG), bir-
kaç gün önce, “Türkiye ve Avrupa: Belirleyici Yı-
la Doğru” başlıklı bir rapor yayımladı.
Sonuç, “Reform sürecine dönüleceğini defalarla
duyuran iktidar partisinin bu konuda çok az şey
yapması yüzünden inanılırlığını kaybettiğini” söy-
lüyor rapor.
Özetle, AKP itibar kaybetti...
Gazetemizin 15 Aralık günlü nüshasında, Em-
re Kongar Hocamızın “Mazlumdan Zalime: So-
nun Başlangıcı mı?” adlı yazısını, asıl onu okumalı
okurlar...
Sevgi Erenerol suçlamalarõ reddetti, Fener Rum Patrikhanesi’ni ve ABD Başkanõ Bush’u suçladõ
‘Talimatı Washington verdi’
Özür tartõşmasõnda Dõşişleri, Gül ile birlikte hareket ederken, Erdoğan farklõ söylem benimsedi
Devletin zirvesi anlaşamadõ
HATİCE TUNCER
HİLAL KÖSE
Ergenekon davasõnõn 28.
oturumunda savunma yapan
tutuklu sanõk Türk Ortodoks
Kilisesi’nin Basõn Sözcüsü
Sevgi Erenerol, Fener Rum
Patrikhanesi’nin hedefleri
doğrultusunda gözaltõna alõn-
dõğõnõ, kendisi üzerinden ki-
liselerinin yõpratõlmak isten-
diğini savundu. Erenerol de-
desi Papa Eftim tarafõndan
Türk Ortodoks Patrikhane-
si’nin kuruluşundan günü-
müze kadar geçen tarihsel
süreci anlatarak yaptõğõ sa-
vunmasõnda, hakkõndaki suç-
lamalarõ kabul etmedi.
Erenerol savunmasõnda,
“Bu operasyon sinsi bir pla-
nın parçasıdır. Bu senaryo
Atlantik ötesinde hazırlan-
mıştır. Talimatı Washing-
ton’dan verilmiştir” diye
konuştu. Gazeteci Fehmi Ko-
ru’nun 5 Kasõm 2007’de Er-
doğan-Bush görüşmesinde,
Bush’un ‘Ergenekon’u tas-
fiye et talimatı’ verdiğini
yazdõğõnõ kaydeden Erene-
rol, Avrupa Parlementosu’nun
mart başõndaki Türkiye rapo-
runda ise Ergenekon’un üze-
rine kararlõlõkla gidilsin den-
diğine dikkat çekti. Türk Or-
todoks Kilisesi’nin kurucusu
olan dedesi Papa Eftim’in
1919 yõlõnda İstanbul Patrik-
hanesi’nin ve Avrupa dev-
letlerinin Anadolu üzerinde-
ki planlarõnõ bozduğu için bu
operasyona dahil edildiğini
söyleyen Erenerol, “Benim
üzerimden bağımsız Türk
Ortodoks Patrikhanesi he-
def alınmıştır” dedi. Terörist
olmakla suçlandõklarõnõ söy-
leyen Erenerol şöyle konuştu:
“Kıbrıs’a inen ilk grupta
yer alan Teğmen Muzaffer
Tekin Beşparmak Dağla-
rı’nda Rumları sıkıştırıp
geri çekilmesini sağlamıştır.
Başarısından dolayı orada-
ki tepeye ismi verilerek ‘Za-
fer Tepesi’ denilmiştir. Te-
kin burada terörist olarak
yargılanmaktadır. Bunun
nedeni Kuzey Kıbrıs Türk
Cumhuriyeti üzerinde oy-
nanan oyunlarla mı ilgili-
dir? Askerlik mesleğinin
büyük bölümünü Doğu ve
Güneydoğu’da geçiren
emekli Tuğgeneral Veli Kü-
çük burada terörist olarak
yargılanmaktadır. PKK te-
röründen daha tehlikeli olan
kilise terörüne karşı müca-
dele eden Muammer Kara-
bulut ve ben terörist olarak
yargılanıyoruz. Türkiye’de
Cumhuriyet’i savunan ay-
dınlar terörist ilan edilip
tutuklanıyor.”
Ermenilobisikampanyadanmemnun
Dış Haberler Servisi - Was-
hington merkezli Amerika Er-
meni Asamblesi (AAA) Genel
Direktörü Bryan Ardouny,
Türkiye’de bir grubun başlattõ-
ğõ “Ermenilerden özür dile-
me” kampanyasõnõ, 1915 olay-
larõyla ilgili soykõrõm iddiala-
rõyla yüzleşmenin ilk adõmõ
olarak değerlendirdi.
Ardouny imzalõ açõklamada,
“Türkiye’de geri dönülmez
bir eğilim başladı. Toplu özür
dileme, bu yönde bir ilk adım
ve kaçınılmaz olarak Türki-
ye’nin soykırım geçmişiyle
yüzleşmesinin yolunu aça-
cak” denildi. Türkiye’de 12
binden fazla kişinin internet
üzerinden “Büyük Felaket”
nedeniyle özür dilediğine dik-
kat çeken Ardouny, bu hareke-
tin Hrant Dink’in Ocak
2007’de öldürülmesinin ardõn-
dan başladõğõnõ savundu.
Başbakan Recep Tayyip Er-
doğan’õn aksine, Cumhurbaş-
kanõ Abdullah Gül’ün kam-
panyaya karşõ çõkmadõğõ belir-
tilen açõklamada, yeni seçilen
ABD Başkanõ Barack Obama,
yardõmcõsõ Joe Biden ve Dõş-
işleri Bakanlõğõ’na getirilen
Hillary Clinton’õn soykõrõm
iddialarõnõ desteklediklerini du-
yurduklarõ hatõrlatõldõ.
ABD Temsilciler Mecli-
si’ndeki Ermeni lobisinin, soy-
kõrõm iddialarõnõn tanõnmasõnõ
içeren bir tasarõyõ ocak ayõ so-
nuna doğru gündeme getirme-
si bekleniyor.
İSTANBUL BAROSU
‘Dayanaksõz
istemlere
neden olur’
İstanbul Haber Ser-
visi - İstanbul Barosu,
bir grubun başlattõğõ
“Ermenilerden Özür
Dileme” kampanyasõ-
nõn, Türk ulusunun top-
tan suçlanmasõna, yü-
kümlülük altõna sokul-
masõna yönelik olduğu-
nu belirterek, kampan-
yanõn, iyi niyetten, bi-
limsellikten, hakkani-
yetten ve hukuksallõktan
tümüyle yoksun olduğu-
nu belirtti.
Barodan yapõlan yazõ-
lõ açõklamada, “Lo-
zan’da bir daha açıl-
mamak üzere kapatı-
lan bu konunun günü-
müzde sözüm ona in-
sani gerekçelerle, ba-
rışçıl söylemlerle niçin
tekrar Türk ulusunun
önüne konulduğunun
iyi düşünülmesi gerek-
mektedir. Kampanya
Türkiye Cumhuriye-
ti’nin önüne altından
kalkılmayacak bir fa-
tura koymaktadır. Bu
kampanyaya katkı an-
lamında atılacak her
imza, toprak ve tazmi-
nat istemlerinin daya-
nağı olarak Türki-
ye’nin önüne konul-
mak istenen dayanak-
sız istemlere neden
olacaktır.”
ANKARA (Cumhuri-
yet Bürosu) - “Ermeni-
ler’den özür diliyorum”
kampanyasõ devletin zirve-
sinde çatlağa neden oldu.
Türkiye’nin bugüne kadar
büyük hassasiyet göstermiş
olduğu sözde Ermeni soy-
kõrõmõna ilişkin gündeme
gelen bu kampanyaya ilişkin
Cumhurbaşkanõ Abdullah
Gül, “Her konu konuşu-
labilmeli” derken, Başba-
kan Recep Tayyip Erdo-
ğan’dan, “Herhalde onlar
böyle bir soykırımı işlemiş
olacaklar ki özür diliyor-
lar” açõklamasõ geldi. Tür-
kiye’nin resmi sesi Dõşişle-
ri Bakanlõğõ da Gül’ün yak-
laşõmõnõ benimseyince, bu
hassas konuya ilişkin dev-
letin zirvesinde ciddi görüş
ayrõlõğõnõn olduğu ortaya
çõktõ.
Gül’ün Türkiye’de her
türlü görüşün açõkça tartõşõ-
labilmesinin devlet politi-
kasõ olduğunu söylemesi ve
Ermenilerden özür diliyoruz
kampanyasõna itirazõnõn ol-
madõğõnõ ima etmesinin son-
rasõnda Erdoğan’õn tam ter-
si bir açõklama yapmasõ dik-
kat çekmişti. Dikkat çeken
bir başka nokta da Dõşişle-
ri Bakanlõğõ’nõn önceki gün
sorular üzerine yaptõğõ açõk-
lamanõn neredeyse tama-
mõnõn Gül’ün ifadeleriyle
örtüşmesi olmuştu.
“Özür diliyorum” kam-
panyasõndan Dõşişleri Ba-
kanlõğõ’nõn en başõndan bu
yana bilgi sahibi olduğu,
Gül’ün başlatmõş olduğu
Ermeni açõlõmõ nedeniyle
sessiz kaldõğõ belirtildi.
Gül’ün açõlõmõnõn dõşõnda
Dõşişleri Bakanlõğõ halen
Ermenistan ile İsviçre’de
sessiz diplomasi yürütüyor.
Öte yandan Cumhurbaş-
kanlõğõ Basõn Merkezi’nden
yapõlan yazõlõ açõklamada,
TBMM’nin desteklediği Or-
tak Tarih Komisyonu ku-
rulmasõ önerisinin de Gül’ün
Dõşişleri Bakanlõğõ sõrasõn-
da yapõldõğõ anõmsatõlarak
bu atõlõmõn Türk tezlerinin
dünya kamuoyuna maledil-
mesi bakõmõndan bir dö-
nüm noktasõ oluşturduğu
savunuldu. Açõklamada
“Cumhurbaşkanımız, bu
konunun Türk kamuo-
yunda ve akademik çev-
relerde tartışılmakta ol-
masını Türkiye’de diğer
birçok ülkeden daha ileri
ve özgür bir demokratik
tartışma ortamının mev-
cudiyetinin, Türk halkının
tarihiyle barışıklığının ve
kendine duyduğu özgüve-
nin bir göstergesi olarak
görmektedirler. Cumhur-
başkanımız, konuyla ilgi-
li görüşlerinin bilinmesine
rağmen konunun küçük
siyasi hesaplarla çarpıtıl-
makta olmasından üzün-
tü duymuşlardır” denildi.
“Ermenilerden özür diliyorum” kam-
panyasõna bir bildiri ile tepki göste-
ren emekli büyükelçiler dün de konuyu
görüşmek üzere Devlet Konukevi’nde
toplandõ. Ankara’daki emekli diplo-
matlarõn genel koordinatörü olan
Emin Gündüz, tepki gösterenlerin
sayõsõnõn yaklaşõk 170’e ulaştõğõnõ
söyledi. Buluşmaya Ankara’da bulu-
nan yaklaşõk 40 diplomat katõldõ.
Emekli
büyükelçiler
toplandõ
‘TRABZON’DAKİ
DİRENÇ KIRILMAK
İSTENİYOR’
Y
eni dünya düzeninde ulus
devletlerin ortadan kaldõrõl-
maya çalõşõldõğõnõ, Türkiye
Cumhuriyeti’nin ele geçirilmesiy-
le bu hedefin tamamlanacağõnõ sa-
vunan Erenerol, Bartalemous’un
1990’da ABD’ye yaptõğõ ziyarette
“Ekümenik Patrik” olarak hitap
edilmesiyle Türk devletine mey-
dan okunduğunu dile getirdi.
Ortodokslarõn Sümela Manastõ-
rõ’ndaki toplantõsõna vatandaşlarõn
izin vermediğini söyleyen Erenerol,
bu nedenle Rahip Santoro, Hrant
Dink cinayetleri ve son olarak ele
geçirilen bombalardaki amacõn
Trabzon’daki milli direnci kõrmak
olduğunu savundu.
Hakkõndaki suçlamalarõ kabul et-
meyen Erenerol, iddianamede ör-
gütün çok eskiye dayandõğõnõn be-
lirtildiğini, ancak ilişkili olduğu
söylenen kişilerle tanõşõklõğõnõn
çok eski olmadõğõnõ söyledi.
TERÖR VE TOPLUM / MEHMET FARAÇ
“Ergenekon” adı verilen soruşturmayla
ilgili en ilginç yorumu belki de sanıklardan
Veli Küçük yaptı. Küçük, son duruşma-
da iddianameyle ilgili olarak, “Bir kısım
medyanın ve uluslararası karanlık çevrelerin
desteğiyle bir yamyam kazanı oluşturulmuş
ve sesi çıkan herkes bunun içine atılma-
ya başlanmıştır” demişti!.. Gerçekten Tür-
kiye’de ne kadar faili meçhul olay varsa,
özellikle AKP yanlısı medya tarafından Üm-
raniye soruşturmasına monte edilmeye ça-
lışıldı. Hatta bir ara patlayan her bomba-
nın, sıkılan her merminin ardın-
da da “Ergenekon” olduğu iddia
edildi! İstanbul’da temmuz ayın-
da yaşanan iki terör olayı da bu
derin dezenformasyondan na-
sibini aldı. Oysa polis ve yargı-
nın saptamaları, amatör komplo
teorisyenlerinin nasıl çuvalladı-
ğını anlatmaya yetiyor.
Silahlı üç kişi 9 Temmuz’da,
ABD’nin İstinye’deki İstanbul
Başkonsolosluğu’na girmeye
çalıştı ve çıkan çatışmada polis memur-
ları Nedim Çalık, Erdal Öztaş ve Mehmet
Önder Saçmalıoğlu şehit oldu, trafik
polisi Osman Dağlı ile çekici sürücüsü Fe-
rit Özcan da yaralandı. Saldırganlardan
Erhan Kargın, Bülent Çınar ve ile Raif
Topcıl öldürüldü. Bu olayın ardından her
konuda ahkâm kesmekle ünlü yorumcu-
lar, televizyon programlarında ya da ga-
zetelerdeki köşelerinde olayı hemen “Er-
genekon”la ilişkilendirdi. “Yamyam kaza-
nı”nın altına hızla odun atıldı!..
Örneğin Star gazetesi 17 Eylül’de ale-
lacele “Konsolosluk baskınında Ergenekon
izi!..” diye haber yaptı. Sabah gazetesi 20
Eylül’de, “Talimat cezaevinden: ABD Kon-
solosluğu’na saldırı emrini Ergenekon’un
cezaevinden telefonla verdiği iddia edildi”
diye yazdı. Zaman gazetesi de aynı gün-
lerde eyleme değinirken, “Türkiye’de siyasi
kaos oluşturmak için suikastlar ve bom-
balama eylemleri yaptığı belirlenen
Ergenekon terör örgütüyle ilgili
önemli bir bağlantıya daha ulaşıl-
dı” şeklinde iddialara yer verdi.
Konsolosluk baskınını en çok Ye-
ni Şafak gazetesi “Ergenekon”a
dayandırdı. Bu gazete de diğerle-
ri gibi, öldürülen zanlılarla “Erge-
nekon” tutuklusu bazı sanıklar
arasında yoğun şekilde telefon
görüşmeleri yapıldığını ileri sürdü.
TRT’deki programında ezber boz-
duğunu iddia eden aynı gazetenin bir ya-
zarı ise 10 Temmuz’da, “Hedef olarak pol-
islerimizin seçilmesi, terörist saldırının Er-
genekon soruşturmasında gözaltıları ger-
çekleştiren emniyet mensuplarına yönelik
bir mesajı bulunduğunu kaçınılmaz olarak
akla getiriyor” diye akla ziyan bir analiz yap-
tı!
Sonunda Cumhuriyet’in de üzerinde ıs-
rarla durduğu gerçek, polis ve savcılığın
araştırmasıyla ortaya çıktı. İstanbul Cum-
huriyet Savcısı Fikret Seçen konsolosluk
baskınıyla ilgili soruşturmayı önceki gün ta-
mamladı. Seçen’in hazırladığı iddiana-
mede, sanıklardan Dursun Patan ve
Servet Çınar’ın “Terör örgütü El Kai-
de’ye üye olmak” suçundan 7.5 ile 15’er
yıl arasında hapis cezasına çarptırılmala-
rı istendi. Savcı, saldırganların “Ergenekon
terör örgütü” ile bir bağlantısının sapta-
namadığını da belirtti.
Ancak ne ilginçtir ki dinci
medya savcının bu saptamala-
rına bile kuşkulu yaklaştı. Bu tu-
tum aynı zamanda “Ergene-
kon” iddianamesine dört elle sa-
rılanların yargıya karşı iki yüzlü-
lüğünü de ortaya koydu! Örne-
ğin Zaman gazetesi dünkü sa-
yısında, “Savcıya göre, konso-
losluk saldırısı El Kaide’nin işi”
şeklinde manidar bir başlık kul-
landı! Yeni Şafak ise mahcubi-
yetini “İstinye baskını El Kaide işi” başlığıyla
küçücük bir habere gizledi! Dünkü Sabah
gazetesi ise operasyonda öldürülen Erhan
Kargı’nın cebinden Pakistan’da öldürülen
El Kaideci Sercan Davutoğlu’nun fotoğ-
rafının çıkmasını bile “şaşırtmaca” olarak
niteledi!
İstanbul Güngören’de 27 Temmuz’da 17
kişinin ölümü ve 90 kişinin de yaralan-
masıyla sonuçlanan bombalı eylemler de
malum kesimin dezenformasyonuna uğ-
ramıştı! O günlerde AKP borazanları terör
uzmanı kesilmiş ve faillere “Ergenekon” ro-
zeti takmıştı! Örneğin Yeni Şafak’tan Ta-
mer Korkmaz, 29 Temmuz’da, “Güngö-
ren saldırısının arka planındaki adres bel-
lidir. Ergenekon iddianamesi, Güngören
benzeri kanlı kâbus hadiselerinin nasıl
kurgulandığının kanıtlarıyla doludur” şek-
linde uçuk satırlar sıralamaktan kaçın-
mamıştı!
Oysa İstanbul Cumhuriyet Savcılığı’nın
önceki gün tamamladığı iddianame gös-
terdi ki, bu olayın da “Ergenekon” adı ve-
rilen yapılanmayla zerre kadar iliş-
kisi yoktu. İddianamede, patla-
malardan sorumlu tutulan 9 sa-
nıktan Hüseyin Türeli ve Nusret
Tebiş’in “PKK/Kongra-Gel örgü-
tüne üye olmak, patlayıcı madde
bulundurmak ve kullanmak, 90 kez
adam öldürmeye teşebbüs etmek
ve 95 kez mala zarar vermek” suç-
larından 1965’er yıldan 4 bin 42’şer
yıla kadar hapisle cezalandırıl-
maları talep edildi. İddianamede,
“Sanıkların PKK/Kongra-Gel terör örgü-
tünün üst düzey sorumluları ile bağlantı ha-
linde ve örgütün talimatları doğrultusun-
da bu eylemi yaptıklarına” dikkat çekildi.
Savcıların hazırladığı iki iddianame de,
mal bulmuş mağribi gibi ellerine aldıkları
faili belli ya da meçhul dosyaları Ergene-
kon’la buluşturmak için var güçleriyle
dezenformasyona koşan AKP medyası ile
onlara derin ve tutarsız analizleriyle psi-
kolojik destek veren aklı evvellerin sura-
tına şamar gibi patlamış oldu!
Michael Scheur, ABD Merkezi
Haberalma Teşkilatı’nın (CIA) eski El
Kaide Bölümü Şefi... CIA’da 22 yıl
çalıştıktan sonra istifa eden Sche-
ur, “Imperial Hubris: Why the West
is Losing the War on Terror” (Em-
peryal Kibir: “Batı Teröre Karşı Sa-
vışı Niçin Kaybediyor”) ile “Marching
Toward Hell” (Cehenneme Karşı
Uygun Adım) adlı kitapları yayımla-
dı. El Kaide’yi yakından izleyen
Scheur, 10 Aralık’ta, Washing-
ton’daki Jamestown Vakfı’nda bir
sunum yaptı ve Bin Ladincilerin
artan tehdidine dikkat çekti. Ona gö-
re El Kaide, ABD’ye yönelik en bü-
yük tehdit olmayı sürdürüyordu!
Scheur, “Bu nükleer tehdidi de içe-
riyor. ABD’yi şoklar bekliyor” demişti.
Eski CIA ajanı toplantıdan sonra
Hürriyet muhabiri Kasım Cinde-
mir’in sorularını yanıtlarken de,
“Türkiye’nin El Kaide’nin hedef lis-
tesinde ‘yüksekte’ olduğu” uyarı-
sında bulunmuş ve “Türkiye, El
Kaide için karabasan. Çünkü Türki-
ye, demokrasi ile işleyen, çoğunlu-
ğu Sünni olan bir ülke” diye ko-
nuşmuştu.
Bu iddiaların üzerinden bir hafta
geçti ve El Kaide yeniden hortladı.
İzmir, Manisa ve İstanbul’da El Kai-
de’ye yönelik düzenlenen operas-
yonda 30’dan fazla kişi gözaltına
alındı. Zanlılarla birlikte bomba ya-
pımında kullanılan malzemeler ve si-
lahlar ele geçirildi. Son operasyonun
çapı ve gözaltına alınanlar arasında
Türk El Kaidesi’nin lider kadrosuna
yakın kişiler ve Afganistan’daki
kamplarda eğitilmiş militanlar bu-
lunması, örgütün sansasyonel ey-
lemlere hazırlandığını gösterdi! Ni-
tekim zanlılarda ele geçirilen mü-
himmata ve belgelere bakılırsa, tıp-
kı 5 yıl öncesinde İstanbul’da olduğu
gibi, İsrail ve ABD’nin dini ve dip-
lomatik merkezleri yeniden El Kai-
de’nin hedefi olacaktı!
Hizbullah’ın siyasal mücadeleye
çekilmesi, İBDA-C’nin pasifize ol-
masının ardından El Kaide radikal
dinci örgütlerin içinde bulunduğu
sessizliği ısrarla bozmaya çalışı-
yor. Dinci örgütlerden kopmuş mi-
litanlar, başıboş kalmış eylemci po-
tansiyeli de Bin Ladin’in Türki-
ye’deki adamlarının şiddet planına
destek oluyor! Ancak örgüte yöne-
lik sıklaştırılan operasyonlar, Türk
polisinin 15-20 Kasım 2003’teki
gafletinden bayağı ders aldığını
gösteriyor. Bu ders ki, karabasana
şimdilik engel oluyor!..
mfarac@cumhuriyet.com.tr - www.mehmetfarac.com
Gaflet ve Karabasan!..Derin Analizin Çöküşü!..
Raif Topcıl Bülent Çınar
‘ERGENEKON
ÜYESİ
DEĞİLİM’
T
ekin aracõlõğõyla tanõdõğõ Fikri Kara-
dağ’õn patrikhaneye etkinliğe geldiğini,
samimi olmadõklarõnõ anlatan Erenerol,
Kemal Kerinçsiz’in de aile dostu ve aile avu-
katõ olduğunu, birlikte TV programõ hazõrla-
dõklarõnõ kaydetti. Erenerol savunmasõna şöy-
le devam etti: “Ergenekon örgütü üyesi deği-
lim. Bu örgütle ilgili herhangi bir bilgiye sa-
hip değilim. Birkaç aile dostu ile Türkiye Cum-
huriyeti’ne karşõ terör örgütü kurduğum id-
dialarõnõ hayretle karşõlõyorum. Kilisemizde ya-
põlan her toplantõ emniyet ve azõnlõklar ma-
sasõna bildiriliyordu. Polisler kapõda bekler ve
görüntü kaydederdi. Ancak bu toplantõlar
gizli örgüt toplantõsõ olarak gösteriliyor.”
Erenerol, “Benim üzerimden Atatürk’ün
TBMM’de kurduğu ilk kurumlardan biri olan
kilisemiz yõpratõlmak isteniyor. Atatürk yaşa-
saydõ büyük üzüntü duyardõ. Benim yerimde be-
ni suçlayan savcõ olsaydõ ne hissederdi? Ekü-
menik iddiasõ Atatürk’ün lanet yuvasõ dediği
Fener Rum Patrikhanesi’ne hizmetten başka
bir şey değildir” diye konuştu. Derin Erge-
nekon isimli belgenin arkadaşõ Burhan Yõlmaz
tarafõndan yazõmõ süren bir kitabõn aslõ oldu-
ğunu belirten Erenerol, “Hangi terör örgütü
üyesi, örgüt yapõlanmasõnõ kitap yazarak ta-
nõtõr” dedi. Muzaffer Tekin’in tutuklanmasõ-
na neden olan Ergenekon belgesini merak ede-
rek bir arkadaşõ vasõtasõyla internetten indir-
diğini belirten Erenerol, bu belge yüzünden
kendisinin de tutuklandõğõnõ söyledi.
Emin Gündüz