23 Kasım 2024 Cumartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
CMYB C M Y B SAYFA CUMHURİYET 19 ARALIK 2008 CUMA 6 HABERLER BİR BAKIMA SERVER TANİLLİ Yıl Biterken Kısa Notlar... Her yılın sonunda, kimi olaylar dikkatleri toplar ve bir süreci özetler. Sizin aklınıza takılanlar neler oldu? Herhalde, birkaç ay önce, Birleşik Amerika’da patlak veren ve dünyaya yayılan iktisadi buna- lımdır: Dev şirketlerin arka arkaya iflasları, bütün dikkatleri ve kaygıları topladı. “Mali bunalım” di- ye adlandırılan bu olaylar, aslında “kapitalizmin bu- nalımı” idi. “Yeni liberalizm”in de skandalı... 21. yüzyıla girerken, büyük bir Fransız iktisat- çı, Jacques Chevallier, şu önemli hatırlatmada bulunmuştu: “Kimi görevlerinden alınsa da, dev- let, ekonomilerde ‘stratej’ rolündedir. Dikkat et- meli!” Dikkatler ardından dumura uğradı ki, kimi şar- latanlar, “Piyasa güçleri en başta koşmalılar!” di- ye yırtındılar son birkaç aya kadar. Çöküşü hız- landıranlar da işte bu koşu oldu. Şimdi, devletler hazinelerini açıp şirketleri iflastan kurtarıyorlar. Ve ekonomilerde bir durgunluk; bizim sevgili Tür- kiyemiz de onu yaşıyor, yaşayacak. Sorun da şudur: “Stratej devlet”e evet; ama na- sıl ve en önce kimlere sahip çıkmalı? Bütün medyadan izlendi: Birkaç gün önce, es- ki ABD Başkanı Bush, “elveda” demek için Irak’a gelmiş ve bir basın toplantısı düzenlenmişti. İşte orada olanlar: Iraklı bir gazeteci, Muntazar el Zeydi, onuruna yediremediğinden, -Araplarda büyük bir hakaret adına- ayakkabısını çıkarıp Baş- kan’a fırlatıp atmış. Bush da güçlükle kurtulmuş. Bütün Arap dünyası ayakta! El Zeydi bir kahraman, bütün yürekler de gu- rurla dolu. 2003 yılına doğru döndük belleğimizde: Ame- rikan askerleri Bağdat’a girdiklerinde, Saddam’ın dev heykelini yıkarken Iraklılar da ayakkabılarını ve terliklerini çıkarıp heykele fırlatıp atmışlardı. Amerikalıların Irak’a demokrasi getirdiklerini sa- nıyorlardı... Ne var ki, Conilerin demokrasinin yerine, bütün Irak halkına felaketler getirdiklerini sonra gördü- ler. Bir yanlışı da öğrendiler: O işgale, bütün Irak- lılar birleşip karşı durmalıydılar. Bu bilincin için- de değillerdi. Bu görevi, nasıl ve ne zaman yerine getirecek- ler? Obama’dan beklenense, Amerikalıların Irak’ı derhal terk etme kararıdır... Geçtiğimiz günlerde, komşumuz sevgili Yuna- nistan’ın birden bir yangının içine düştüğünü ve alev alev tutuştuğunu gördük. Bütün bir toplum isyan halindeydi. Nedeni de 16 yaşındaki bir çocuğun polisçe vu- rulması idi. Olay bu nedenle ve çok acı olsa da, başka ne- denler vardı diye düşündük. Ve ortaya çıktı ki, sev- gili Yunanistan’ın dev sorunları varmış: Yoksulluk, işsizlik ve adaletsizlik yakasına yapışmış... Ama onları duyduğumuzda da, ilk anda inan- madık. İnanmadık, çünkü Yunanistan 27 yıldır bir Avrupa Birliği ülkesiydi. Yani bir eli balda, bir eli börekteydi. Öğrendik ki, Avrupa Birliği’nde olmakla her şey çözülmüyor; daha korkunç olanı, gırtlağına kadar borçlu ülke. Özetle, Yunanistan’da olan bitenden öğrenile- cek çok önemli dersler var. Olayların başında yü- rüyen gençler de büyük gerçeklerin altını çize- cekler... Avrupa Birliği’nin, AKP ile ilgili olarak, dili yeni yeni çözülüyor. Malı daha önce biliyorlardı da söy- lemiyorlardı. Öyle mi? Bilmiyoruz. Sonuç önemli... Merkezi Brüksel’de bulunan saygın düşünce ku- ruluşlarından Uluslararası Kriz Grubu (ICG), bir- kaç gün önce, “Türkiye ve Avrupa: Belirleyici Yı- la Doğru” başlıklı bir rapor yayımladı. Sonuç, “Reform sürecine dönüleceğini defalarla duyuran iktidar partisinin bu konuda çok az şey yapması yüzünden inanılırlığını kaybettiğini” söy- lüyor rapor. Özetle, AKP itibar kaybetti... Gazetemizin 15 Aralık günlü nüshasında, Em- re Kongar Hocamızın “Mazlumdan Zalime: So- nun Başlangıcı mı?” adlı yazısını, asıl onu okumalı okurlar... Sevgi Erenerol suçlamalarõ reddetti, Fener Rum Patrikhanesi’ni ve ABD Başkanõ Bush’u suçladõ ‘Talimatı Washington verdi’ Özür tartõşmasõnda Dõşişleri, Gül ile birlikte hareket ederken, Erdoğan farklõ söylem benimsedi Devletin zirvesi anlaşamadõ HATİCE TUNCER HİLAL KÖSE Ergenekon davasõnõn 28. oturumunda savunma yapan tutuklu sanõk Türk Ortodoks Kilisesi’nin Basõn Sözcüsü Sevgi Erenerol, Fener Rum Patrikhanesi’nin hedefleri doğrultusunda gözaltõna alõn- dõğõnõ, kendisi üzerinden ki- liselerinin yõpratõlmak isten- diğini savundu. Erenerol de- desi Papa Eftim tarafõndan Türk Ortodoks Patrikhane- si’nin kuruluşundan günü- müze kadar geçen tarihsel süreci anlatarak yaptõğõ sa- vunmasõnda, hakkõndaki suç- lamalarõ kabul etmedi. Erenerol savunmasõnda, “Bu operasyon sinsi bir pla- nın parçasıdır. Bu senaryo Atlantik ötesinde hazırlan- mıştır. Talimatı Washing- ton’dan verilmiştir” diye konuştu. Gazeteci Fehmi Ko- ru’nun 5 Kasõm 2007’de Er- doğan-Bush görüşmesinde, Bush’un ‘Ergenekon’u tas- fiye et talimatı’ verdiğini yazdõğõnõ kaydeden Erene- rol, Avrupa Parlementosu’nun mart başõndaki Türkiye rapo- runda ise Ergenekon’un üze- rine kararlõlõkla gidilsin den- diğine dikkat çekti. Türk Or- todoks Kilisesi’nin kurucusu olan dedesi Papa Eftim’in 1919 yõlõnda İstanbul Patrik- hanesi’nin ve Avrupa dev- letlerinin Anadolu üzerinde- ki planlarõnõ bozduğu için bu operasyona dahil edildiğini söyleyen Erenerol, “Benim üzerimden bağımsız Türk Ortodoks Patrikhanesi he- def alınmıştır” dedi. Terörist olmakla suçlandõklarõnõ söy- leyen Erenerol şöyle konuştu: “Kıbrıs’a inen ilk grupta yer alan Teğmen Muzaffer Tekin Beşparmak Dağla- rı’nda Rumları sıkıştırıp geri çekilmesini sağlamıştır. Başarısından dolayı orada- ki tepeye ismi verilerek ‘Za- fer Tepesi’ denilmiştir. Te- kin burada terörist olarak yargılanmaktadır. Bunun nedeni Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti üzerinde oy- nanan oyunlarla mı ilgili- dir? Askerlik mesleğinin büyük bölümünü Doğu ve Güneydoğu’da geçiren emekli Tuğgeneral Veli Kü- çük burada terörist olarak yargılanmaktadır. PKK te- röründen daha tehlikeli olan kilise terörüne karşı müca- dele eden Muammer Kara- bulut ve ben terörist olarak yargılanıyoruz. Türkiye’de Cumhuriyet’i savunan ay- dınlar terörist ilan edilip tutuklanıyor.” Ermenilobisikampanyadanmemnun Dış Haberler Servisi - Was- hington merkezli Amerika Er- meni Asamblesi (AAA) Genel Direktörü Bryan Ardouny, Türkiye’de bir grubun başlattõ- ğõ “Ermenilerden özür dile- me” kampanyasõnõ, 1915 olay- larõyla ilgili soykõrõm iddiala- rõyla yüzleşmenin ilk adõmõ olarak değerlendirdi. Ardouny imzalõ açõklamada, “Türkiye’de geri dönülmez bir eğilim başladı. Toplu özür dileme, bu yönde bir ilk adım ve kaçınılmaz olarak Türki- ye’nin soykırım geçmişiyle yüzleşmesinin yolunu aça- cak” denildi. Türkiye’de 12 binden fazla kişinin internet üzerinden “Büyük Felaket” nedeniyle özür dilediğine dik- kat çeken Ardouny, bu hareke- tin Hrant Dink’in Ocak 2007’de öldürülmesinin ardõn- dan başladõğõnõ savundu. Başbakan Recep Tayyip Er- doğan’õn aksine, Cumhurbaş- kanõ Abdullah Gül’ün kam- panyaya karşõ çõkmadõğõ belir- tilen açõklamada, yeni seçilen ABD Başkanõ Barack Obama, yardõmcõsõ Joe Biden ve Dõş- işleri Bakanlõğõ’na getirilen Hillary Clinton’õn soykõrõm iddialarõnõ desteklediklerini du- yurduklarõ hatõrlatõldõ. ABD Temsilciler Mecli- si’ndeki Ermeni lobisinin, soy- kõrõm iddialarõnõn tanõnmasõnõ içeren bir tasarõyõ ocak ayõ so- nuna doğru gündeme getirme- si bekleniyor. İSTANBUL BAROSU ‘Dayanaksõz istemlere neden olur’ İstanbul Haber Ser- visi - İstanbul Barosu, bir grubun başlattõğõ “Ermenilerden Özür Dileme” kampanyasõ- nõn, Türk ulusunun top- tan suçlanmasõna, yü- kümlülük altõna sokul- masõna yönelik olduğu- nu belirterek, kampan- yanõn, iyi niyetten, bi- limsellikten, hakkani- yetten ve hukuksallõktan tümüyle yoksun olduğu- nu belirtti. Barodan yapõlan yazõ- lõ açõklamada, “Lo- zan’da bir daha açıl- mamak üzere kapatı- lan bu konunun günü- müzde sözüm ona in- sani gerekçelerle, ba- rışçıl söylemlerle niçin tekrar Türk ulusunun önüne konulduğunun iyi düşünülmesi gerek- mektedir. Kampanya Türkiye Cumhuriye- ti’nin önüne altından kalkılmayacak bir fa- tura koymaktadır. Bu kampanyaya katkı an- lamında atılacak her imza, toprak ve tazmi- nat istemlerinin daya- nağı olarak Türki- ye’nin önüne konul- mak istenen dayanak- sız istemlere neden olacaktır.” ANKARA (Cumhuri- yet Bürosu) - “Ermeni- ler’den özür diliyorum” kampanyasõ devletin zirve- sinde çatlağa neden oldu. Türkiye’nin bugüne kadar büyük hassasiyet göstermiş olduğu sözde Ermeni soy- kõrõmõna ilişkin gündeme gelen bu kampanyaya ilişkin Cumhurbaşkanõ Abdullah Gül, “Her konu konuşu- labilmeli” derken, Başba- kan Recep Tayyip Erdo- ğan’dan, “Herhalde onlar böyle bir soykırımı işlemiş olacaklar ki özür diliyor- lar” açõklamasõ geldi. Tür- kiye’nin resmi sesi Dõşişle- ri Bakanlõğõ da Gül’ün yak- laşõmõnõ benimseyince, bu hassas konuya ilişkin dev- letin zirvesinde ciddi görüş ayrõlõğõnõn olduğu ortaya çõktõ. Gül’ün Türkiye’de her türlü görüşün açõkça tartõşõ- labilmesinin devlet politi- kasõ olduğunu söylemesi ve Ermenilerden özür diliyoruz kampanyasõna itirazõnõn ol- madõğõnõ ima etmesinin son- rasõnda Erdoğan’õn tam ter- si bir açõklama yapmasõ dik- kat çekmişti. Dikkat çeken bir başka nokta da Dõşişle- ri Bakanlõğõ’nõn önceki gün sorular üzerine yaptõğõ açõk- lamanõn neredeyse tama- mõnõn Gül’ün ifadeleriyle örtüşmesi olmuştu. “Özür diliyorum” kam- panyasõndan Dõşişleri Ba- kanlõğõ’nõn en başõndan bu yana bilgi sahibi olduğu, Gül’ün başlatmõş olduğu Ermeni açõlõmõ nedeniyle sessiz kaldõğõ belirtildi. Gül’ün açõlõmõnõn dõşõnda Dõşişleri Bakanlõğõ halen Ermenistan ile İsviçre’de sessiz diplomasi yürütüyor. Öte yandan Cumhurbaş- kanlõğõ Basõn Merkezi’nden yapõlan yazõlõ açõklamada, TBMM’nin desteklediği Or- tak Tarih Komisyonu ku- rulmasõ önerisinin de Gül’ün Dõşişleri Bakanlõğõ sõrasõn- da yapõldõğõ anõmsatõlarak bu atõlõmõn Türk tezlerinin dünya kamuoyuna maledil- mesi bakõmõndan bir dö- nüm noktasõ oluşturduğu savunuldu. Açõklamada “Cumhurbaşkanımız, bu konunun Türk kamuo- yunda ve akademik çev- relerde tartışılmakta ol- masını Türkiye’de diğer birçok ülkeden daha ileri ve özgür bir demokratik tartışma ortamının mev- cudiyetinin, Türk halkının tarihiyle barışıklığının ve kendine duyduğu özgüve- nin bir göstergesi olarak görmektedirler. Cumhur- başkanımız, konuyla ilgi- li görüşlerinin bilinmesine rağmen konunun küçük siyasi hesaplarla çarpıtıl- makta olmasından üzün- tü duymuşlardır” denildi. “Ermenilerden özür diliyorum” kam- panyasõna bir bildiri ile tepki göste- ren emekli büyükelçiler dün de konuyu görüşmek üzere Devlet Konukevi’nde toplandõ. Ankara’daki emekli diplo- matlarõn genel koordinatörü olan Emin Gündüz, tepki gösterenlerin sayõsõnõn yaklaşõk 170’e ulaştõğõnõ söyledi. Buluşmaya Ankara’da bulu- nan yaklaşõk 40 diplomat katõldõ. Emekli büyükelçiler toplandõ ‘TRABZON’DAKİ DİRENÇ KIRILMAK İSTENİYOR’ Y eni dünya düzeninde ulus devletlerin ortadan kaldõrõl- maya çalõşõldõğõnõ, Türkiye Cumhuriyeti’nin ele geçirilmesiy- le bu hedefin tamamlanacağõnõ sa- vunan Erenerol, Bartalemous’un 1990’da ABD’ye yaptõğõ ziyarette “Ekümenik Patrik” olarak hitap edilmesiyle Türk devletine mey- dan okunduğunu dile getirdi. Ortodokslarõn Sümela Manastõ- rõ’ndaki toplantõsõna vatandaşlarõn izin vermediğini söyleyen Erenerol, bu nedenle Rahip Santoro, Hrant Dink cinayetleri ve son olarak ele geçirilen bombalardaki amacõn Trabzon’daki milli direnci kõrmak olduğunu savundu. Hakkõndaki suçlamalarõ kabul et- meyen Erenerol, iddianamede ör- gütün çok eskiye dayandõğõnõn be- lirtildiğini, ancak ilişkili olduğu söylenen kişilerle tanõşõklõğõnõn çok eski olmadõğõnõ söyledi. TERÖR VE TOPLUM / MEHMET FARAÇ “Ergenekon” adı verilen soruşturmayla ilgili en ilginç yorumu belki de sanıklardan Veli Küçük yaptı. Küçük, son duruşma- da iddianameyle ilgili olarak, “Bir kısım medyanın ve uluslararası karanlık çevrelerin desteğiyle bir yamyam kazanı oluşturulmuş ve sesi çıkan herkes bunun içine atılma- ya başlanmıştır” demişti!.. Gerçekten Tür- kiye’de ne kadar faili meçhul olay varsa, özellikle AKP yanlısı medya tarafından Üm- raniye soruşturmasına monte edilmeye ça- lışıldı. Hatta bir ara patlayan her bomba- nın, sıkılan her merminin ardın- da da “Ergenekon” olduğu iddia edildi! İstanbul’da temmuz ayın- da yaşanan iki terör olayı da bu derin dezenformasyondan na- sibini aldı. Oysa polis ve yargı- nın saptamaları, amatör komplo teorisyenlerinin nasıl çuvalladı- ğını anlatmaya yetiyor. Silahlı üç kişi 9 Temmuz’da, ABD’nin İstinye’deki İstanbul Başkonsolosluğu’na girmeye çalıştı ve çıkan çatışmada polis memur- ları Nedim Çalık, Erdal Öztaş ve Mehmet Önder Saçmalıoğlu şehit oldu, trafik polisi Osman Dağlı ile çekici sürücüsü Fe- rit Özcan da yaralandı. Saldırganlardan Erhan Kargın, Bülent Çınar ve ile Raif Topcıl öldürüldü. Bu olayın ardından her konuda ahkâm kesmekle ünlü yorumcu- lar, televizyon programlarında ya da ga- zetelerdeki köşelerinde olayı hemen “Er- genekon”la ilişkilendirdi. “Yamyam kaza- nı”nın altına hızla odun atıldı!.. Örneğin Star gazetesi 17 Eylül’de ale- lacele “Konsolosluk baskınında Ergenekon izi!..” diye haber yaptı. Sabah gazetesi 20 Eylül’de, “Talimat cezaevinden: ABD Kon- solosluğu’na saldırı emrini Ergenekon’un cezaevinden telefonla verdiği iddia edildi” diye yazdı. Zaman gazetesi de aynı gün- lerde eyleme değinirken, “Türkiye’de siyasi kaos oluşturmak için suikastlar ve bom- balama eylemleri yaptığı belirlenen Ergenekon terör örgütüyle ilgili önemli bir bağlantıya daha ulaşıl- dı” şeklinde iddialara yer verdi. Konsolosluk baskınını en çok Ye- ni Şafak gazetesi “Ergenekon”a dayandırdı. Bu gazete de diğerle- ri gibi, öldürülen zanlılarla “Erge- nekon” tutuklusu bazı sanıklar arasında yoğun şekilde telefon görüşmeleri yapıldığını ileri sürdü. TRT’deki programında ezber boz- duğunu iddia eden aynı gazetenin bir ya- zarı ise 10 Temmuz’da, “Hedef olarak pol- islerimizin seçilmesi, terörist saldırının Er- genekon soruşturmasında gözaltıları ger- çekleştiren emniyet mensuplarına yönelik bir mesajı bulunduğunu kaçınılmaz olarak akla getiriyor” diye akla ziyan bir analiz yap- tı! Sonunda Cumhuriyet’in de üzerinde ıs- rarla durduğu gerçek, polis ve savcılığın araştırmasıyla ortaya çıktı. İstanbul Cum- huriyet Savcısı Fikret Seçen konsolosluk baskınıyla ilgili soruşturmayı önceki gün ta- mamladı. Seçen’in hazırladığı iddiana- mede, sanıklardan Dursun Patan ve Servet Çınar’ın “Terör örgütü El Kai- de’ye üye olmak” suçundan 7.5 ile 15’er yıl arasında hapis cezasına çarptırılmala- rı istendi. Savcı, saldırganların “Ergenekon terör örgütü” ile bir bağlantısının sapta- namadığını da belirtti. Ancak ne ilginçtir ki dinci medya savcının bu saptamala- rına bile kuşkulu yaklaştı. Bu tu- tum aynı zamanda “Ergene- kon” iddianamesine dört elle sa- rılanların yargıya karşı iki yüzlü- lüğünü de ortaya koydu! Örne- ğin Zaman gazetesi dünkü sa- yısında, “Savcıya göre, konso- losluk saldırısı El Kaide’nin işi” şeklinde manidar bir başlık kul- landı! Yeni Şafak ise mahcubi- yetini “İstinye baskını El Kaide işi” başlığıyla küçücük bir habere gizledi! Dünkü Sabah gazetesi ise operasyonda öldürülen Erhan Kargı’nın cebinden Pakistan’da öldürülen El Kaideci Sercan Davutoğlu’nun fotoğ- rafının çıkmasını bile “şaşırtmaca” olarak niteledi! İstanbul Güngören’de 27 Temmuz’da 17 kişinin ölümü ve 90 kişinin de yaralan- masıyla sonuçlanan bombalı eylemler de malum kesimin dezenformasyonuna uğ- ramıştı! O günlerde AKP borazanları terör uzmanı kesilmiş ve faillere “Ergenekon” ro- zeti takmıştı! Örneğin Yeni Şafak’tan Ta- mer Korkmaz, 29 Temmuz’da, “Güngö- ren saldırısının arka planındaki adres bel- lidir. Ergenekon iddianamesi, Güngören benzeri kanlı kâbus hadiselerinin nasıl kurgulandığının kanıtlarıyla doludur” şek- linde uçuk satırlar sıralamaktan kaçın- mamıştı! Oysa İstanbul Cumhuriyet Savcılığı’nın önceki gün tamamladığı iddianame gös- terdi ki, bu olayın da “Ergenekon” adı ve- rilen yapılanmayla zerre kadar iliş- kisi yoktu. İddianamede, patla- malardan sorumlu tutulan 9 sa- nıktan Hüseyin Türeli ve Nusret Tebiş’in “PKK/Kongra-Gel örgü- tüne üye olmak, patlayıcı madde bulundurmak ve kullanmak, 90 kez adam öldürmeye teşebbüs etmek ve 95 kez mala zarar vermek” suç- larından 1965’er yıldan 4 bin 42’şer yıla kadar hapisle cezalandırıl- maları talep edildi. İddianamede, “Sanıkların PKK/Kongra-Gel terör örgü- tünün üst düzey sorumluları ile bağlantı ha- linde ve örgütün talimatları doğrultusun- da bu eylemi yaptıklarına” dikkat çekildi. Savcıların hazırladığı iki iddianame de, mal bulmuş mağribi gibi ellerine aldıkları faili belli ya da meçhul dosyaları Ergene- kon’la buluşturmak için var güçleriyle dezenformasyona koşan AKP medyası ile onlara derin ve tutarsız analizleriyle psi- kolojik destek veren aklı evvellerin sura- tına şamar gibi patlamış oldu! Michael Scheur, ABD Merkezi Haberalma Teşkilatı’nın (CIA) eski El Kaide Bölümü Şefi... CIA’da 22 yıl çalıştıktan sonra istifa eden Sche- ur, “Imperial Hubris: Why the West is Losing the War on Terror” (Em- peryal Kibir: “Batı Teröre Karşı Sa- vışı Niçin Kaybediyor”) ile “Marching Toward Hell” (Cehenneme Karşı Uygun Adım) adlı kitapları yayımla- dı. El Kaide’yi yakından izleyen Scheur, 10 Aralık’ta, Washing- ton’daki Jamestown Vakfı’nda bir sunum yaptı ve Bin Ladincilerin artan tehdidine dikkat çekti. Ona gö- re El Kaide, ABD’ye yönelik en bü- yük tehdit olmayı sürdürüyordu! Scheur, “Bu nükleer tehdidi de içe- riyor. ABD’yi şoklar bekliyor” demişti. Eski CIA ajanı toplantıdan sonra Hürriyet muhabiri Kasım Cinde- mir’in sorularını yanıtlarken de, “Türkiye’nin El Kaide’nin hedef lis- tesinde ‘yüksekte’ olduğu” uyarı- sında bulunmuş ve “Türkiye, El Kaide için karabasan. Çünkü Türki- ye, demokrasi ile işleyen, çoğunlu- ğu Sünni olan bir ülke” diye ko- nuşmuştu. Bu iddiaların üzerinden bir hafta geçti ve El Kaide yeniden hortladı. İzmir, Manisa ve İstanbul’da El Kai- de’ye yönelik düzenlenen operas- yonda 30’dan fazla kişi gözaltına alındı. Zanlılarla birlikte bomba ya- pımında kullanılan malzemeler ve si- lahlar ele geçirildi. Son operasyonun çapı ve gözaltına alınanlar arasında Türk El Kaidesi’nin lider kadrosuna yakın kişiler ve Afganistan’daki kamplarda eğitilmiş militanlar bu- lunması, örgütün sansasyonel ey- lemlere hazırlandığını gösterdi! Ni- tekim zanlılarda ele geçirilen mü- himmata ve belgelere bakılırsa, tıp- kı 5 yıl öncesinde İstanbul’da olduğu gibi, İsrail ve ABD’nin dini ve dip- lomatik merkezleri yeniden El Kai- de’nin hedefi olacaktı! Hizbullah’ın siyasal mücadeleye çekilmesi, İBDA-C’nin pasifize ol- masının ardından El Kaide radikal dinci örgütlerin içinde bulunduğu sessizliği ısrarla bozmaya çalışı- yor. Dinci örgütlerden kopmuş mi- litanlar, başıboş kalmış eylemci po- tansiyeli de Bin Ladin’in Türki- ye’deki adamlarının şiddet planına destek oluyor! Ancak örgüte yöne- lik sıklaştırılan operasyonlar, Türk polisinin 15-20 Kasım 2003’teki gafletinden bayağı ders aldığını gösteriyor. Bu ders ki, karabasana şimdilik engel oluyor!.. mfarac@cumhuriyet.com.tr - www.mehmetfarac.com Gaflet ve Karabasan!..Derin Analizin Çöküşü!.. Raif Topcıl Bülent Çınar ‘ERGENEKON ÜYESİ DEĞİLİM’ T ekin aracõlõğõyla tanõdõğõ Fikri Kara- dağ’õn patrikhaneye etkinliğe geldiğini, samimi olmadõklarõnõ anlatan Erenerol, Kemal Kerinçsiz’in de aile dostu ve aile avu- katõ olduğunu, birlikte TV programõ hazõrla- dõklarõnõ kaydetti. Erenerol savunmasõna şöy- le devam etti: “Ergenekon örgütü üyesi deği- lim. Bu örgütle ilgili herhangi bir bilgiye sa- hip değilim. Birkaç aile dostu ile Türkiye Cum- huriyeti’ne karşõ terör örgütü kurduğum id- dialarõnõ hayretle karşõlõyorum. Kilisemizde ya- põlan her toplantõ emniyet ve azõnlõklar ma- sasõna bildiriliyordu. Polisler kapõda bekler ve görüntü kaydederdi. Ancak bu toplantõlar gizli örgüt toplantõsõ olarak gösteriliyor.” Erenerol, “Benim üzerimden Atatürk’ün TBMM’de kurduğu ilk kurumlardan biri olan kilisemiz yõpratõlmak isteniyor. Atatürk yaşa- saydõ büyük üzüntü duyardõ. Benim yerimde be- ni suçlayan savcõ olsaydõ ne hissederdi? Ekü- menik iddiasõ Atatürk’ün lanet yuvasõ dediği Fener Rum Patrikhanesi’ne hizmetten başka bir şey değildir” diye konuştu. Derin Erge- nekon isimli belgenin arkadaşõ Burhan Yõlmaz tarafõndan yazõmõ süren bir kitabõn aslõ oldu- ğunu belirten Erenerol, “Hangi terör örgütü üyesi, örgüt yapõlanmasõnõ kitap yazarak ta- nõtõr” dedi. Muzaffer Tekin’in tutuklanmasõ- na neden olan Ergenekon belgesini merak ede- rek bir arkadaşõ vasõtasõyla internetten indir- diğini belirten Erenerol, bu belge yüzünden kendisinin de tutuklandõğõnõ söyledi. Emin Gündüz
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear