23 Aralık 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
KAVŞAK ÖZGEN ACAR Ilısu-Hasankeyf İkilemi (1) Cumartesi günü gazetemizin 16. sayfasında “Yurt Haberleri Ser- visi”nin “yurtdışından” verdiği habe- rin başlığı “Hasankeyf kurtuluyor” idi. Başlığı görünce “Gözümüz aydın!” dedim, kendi kendime! Haberi he- yecanla okuduktan sonra güldüm! Haberde Hasankeyf’i sulara gö- mecek Ilısu Barajı’nı yapıp finanse edecek üç ülkeden biri olan Avus- turya’nın Dışişleri Bakanı Michael Spindelegger, bir TV kanalına “Be- lirli koşullar yerine getirilmediyse bu proje finanse edilemez. Avusturya bu ortaklığa son verdi” demişti. Bu üç ül- kenin baraj yapımcıları ile bankaları- na “devlet güvencesi” verenlerden bi- ri olan Avusturya, çok para kazana- cağı bu ortaklıktan nasıl çekilirdi? “Vallahi hayret doğrusu!” demeye kalmadı, bir başka gazete, ortaklar- dan İsviçre ve Almanya’nın da ka- rarlarını hafta içinde açıklayacakları- nı bildiriyordu! Ama “Yurt Haberleri Servisimizin” dikkatinden kaçan önemli noktanın belgesi ekteki resimde görülüyor. 5 Ağustos 2006’da “kredisiz miredisiz, parasız pulsuz” Ilısu Barajı’nın teme- lini atan Başbakan Recep Tayyip Er- doğan’ın DSİ’si baraj inşaatını harıl harıl sürdürdü! Baraj inşaatına geçil- meden önce suların denetlenmesi amacıyla öngörülen “yönlendirme tünelinin” ilk aşaması, yöre halkına “köprü yapıyoruz” denilerek tamam- lanmak üzere. Avusturyalı Bakan “belirli koşulla- rın yerine getirilemeyişinden” söz ediyor. “Ilısu-Hasankeyf” bağlantılı özel arşivimdeki ilk gazete kesiti, 1988 yılında Cumhuriyet gazetesinin tüm arka sayfasını kaplayan İsmet Berkan’ın sorunun her açısını kap- sayan “Gelecek uğruna feda edilen Hasankeyf” yazısı dahil, yerli ve ya- bancı basından birkaç yüz haberi kapsıyor. Arşivi taradığımda bu üç devletin, mühendislik firmaları ile pa- rayı bastıracak bankaların barajla il- gili 153 soruyu yanıtlaması için “Er- doğan hükümetine” 60 gün süre ver- diklerini öğrendim. Geçtiğimiz mart- ta üç ülkeden uzmanlar yörede ve Ankara’da bu sorulara da yanıt ara- mışlardı. Ekimde Bern’de konuştu- ğum, sonra Ankara’ya gelen İsviçre Cumhurbaşkanı Pascal Couche- pin, şöyle demişti: “Arkeolojik bölgelerin korunması, yöre halkının başka yerlere yerleşti- rilmesi ve çevre konularında ne gibi önlemlerin alındığını, kredi riskine karşı verilecek güvenceyi Ankara’da Türk hükümetine soracağız. Tarihe ve arkeolojiye ilgim olduğu için çeşitli zamanlarda gittiğim Tür- kiye’nin her yerinde arkeolojik kalın- tılar var. Aynı zamanda Türkiye’nin de enerjiye gereksinimi var. Büyük tari- hi değeri olan yerlere önem veriliyor. Örneğin Efes’te fabrika kurulması hiç gündemde değil. Önemli olan ön- celiklerdir ve öteki bölgelerde Türki- ye’nin belirlediği öncelikleri değiştir- mesini isteyemeyiz.” Üç ülkenin Ankara’ya verdiği süre 12 Aralık’ta bitti! İsviçre, birinci elden Ankara’da bu sorulara yanıt alama- mıştı. Avusturyalı bakan, iki yıl önce 5 Ağustos’ta barajın temelini “boş- luğa” atarken, haklı olarak “Türki- ye’nin enerji alanında kaybedecek 1 günü daha yoktur” diyen Erdoğan’ın “blöfünü” yutmamıştı! Peki, Türkiye bu soruları neden ya- nıtlamadı? Ankara neye güveniyor- du? Bu üç ülkenin Ankara’daki yük- sek düzey diplomatlarından birinin bana söylediğine göre Türkiye, “Ilısu Barajı’nın yapım ve finansmanı” ko- nusunda Çin Halk Cumhuriyeti ile bağlantıya geçmişti! Ilısu, Atatürk Barajı’ndan sonra Türkiye’nin 2. büyük barajı olarak öngörülüyor. 1200 mw kurulu gücüyle yılda 3.8 milyon kwsaat, bir başka de- yimle Atatürk Barajı’nın yaklaşık ya- rısı kadar elektrik üretirken, 4. büyük “hidro elektrik santralı (HES)” olarak planlandı. Tümü yabancı krediyle karşılanarak 1.2 milyar Avro’ya mal olacak. Eko- nomiye yılda 300 milyon dolarlık kat- kı, Diyarbakır, Batman, Mardin, Siirt, Şırnak’a 150 milyon dolarlık girdi, 7 yıl- lık yapım boyunca 10 bin kişiye iş sağlayacak. Erdoğan’a göre baraj, “Ilısu deni- zini” yaratacak, “Bölgenin havasına olumlu tesirde bulunarak çevreyi ye- şillendirecek, göletinde balık tutulup sandalla gezilebilecek”. Çünkü 138 m. yüksekliğindeki baraj tamamlandı- ğında 300 kilometrekarelik bir alan su altında kalacak. Petrolü, doğalgazı olmayan; kal- kınma için sanayileşmesi ve sanayi- leşmesi için de enerjiye gereksinimi olan 70 milyon nüfuslu bir ülkede hiç kimse bir barajın yapımına elbette kar- şı çıkamaz. Ancak! Ilısu Barajı bugünkü bir olay değil. Yarım yüzyılı aşkın bir süredir DSİ’nin ve Türkiye’nin gündeminde yılan öy- küsüne dönen bir tasarım! Konuyu daha iyi anlamak için tarihsel gelişi- mine göz atalım. 1954... DSİ masa üzerinde Ilısu’yu tasarlamaya başladı. 1971... Yöredeki araştırmalar ta- mamlandı. 1982... Tasarım bitti ve altı yıl son- ra yatırım programına alındı. 1988… Eski Eserler ve Müzeler Ge- nel Müdürü Altan Akat, DSİ’ye barajın yörede arkeolojik alanlara zarar ve- receğine ilişkin Anıtlar Kurulu’nun kararlarını bildirdi. Bu olgular dikka- te alınacak biçimde tasarım gözden geçirilmeliydi. İstek dikkate alınmadı! 1989... ODTÜ, Türk ve yabancı ar- keologları yörede araştırmaya ve kur- tarma kazılarına yönlendirdi. Hasan- keyf başta olmak üzere 40 kadar hö- yüğün doğrudan etkileneceği birkaç yıl süren araştırmalarda saptandı. Bu- güne değin 289 yerden ancak 14’ü ir- delendi. Daha 600 kadar yerde araş- tırma yapılmalıydı. Hasankeyf, Ilısu Ba- rajı’nın kurbanları arasında yalnızca öne çıkan bir “simge” idi. Çevre uzmanları da yörede doğal ortama zarar verilecek noktaları araş- tırdı. 29 köy, 50 mezranın etkileneceği belirlendi. Kimilerine göre 10-25 bin, PKK’nin Avrupa’daki açıklamalarına göre 78 bin kişi zorunlu olarak göç et- tirilecekti! Bu kaynaklara göre “Türk hükümeti bölgedeki etnik yapıyı de- ğiştirmeyi” amaçlıyordu! Fırat ve Dicle üzerinde öngörülen baraj tasarımlarına en çok tepki suları azalacak Irak ve Suriye’den geldi. Bu konu 2009’da İstanbul’da yapılacak “Dünya Su Kongresi’nin” temel ko- nularından birini oluşturacak. 1997... İsviçre, Avusturya, İngil- tere, İtalya, İsveç mühendislik şir- ketleri ve bankaları 1.2 milyar Av- ro’luk tasarımı gerçekleştirmek için bir “konsorsiyum” kurdular. Hedef, Türkiye’ye bir kuruş har- catmadan krediyle barajın anah- tarını teslim etmekti. 2000... İsveç, tasarıma tepki gösterenlerle birleşen yerel sivil toplum örgütlerinin baskısıyla “konsorsiyumdan” çekildi. 2001... Aynı nedenlerle İngiltere ve İtalya da vazgeçti. 2002... İsviçre’den kredi verecek olan UBS bankası da çekildi. 2005... Türk ve Alman firmalarının katılımı ile İsveç ve Avusturya ile bir- likte yeni bir “konsorsiyum” kuruldu. 5 Ağustos 2006... Üç ülkenin da- ha kredi verip vermeyeceğini karar- laştırmadan önce, ortada para-pul yokken Başbakan Erdoğan Ilısu’nun temelini atarken “Ilısu Barajı’nı kimlerin istemediğini çok iyi biliyoruz” dedi. 14 Ağustos 2007... Enerji Bakanı Dr. M. Hilmi Güler, üç ülkenin hükü- metlerinin “devlet hazinesinden gü- vence” verdiklerini de öngören bara- jın yapım anlaşmasını büyükelçileri ile imzalarken “Ilısu bir prestij, gurur ve kararlılık projesidir” dedi. Yarım yüz- yıllık bir kararlılık! Türkiye ile birlikte 4 ülkenin, 14 firmanın temsilcileri, 11 bin sayfalık sözleşmenin her sayfasını imzalayıp 245 bin “paraf” attılar! 12 Aralık 2008... Üç ülkenin Türki- ye’ye yönelttiği 153 soru yanıtlanma- yınca Avusturya hükümeti bu kadar imzadan sonra konsorsiyumdan çe- kildiğini açıkladı! (Bu konuyu cuma günü sürdüre- ceğiz!) Tarihin İçindeki Ilısu Barajı! Elmek: oacar@superonline.com Faks: 0312. 442 79 90 CMYB C M Y B SAYFA CUMHURİYET 16 ARALIK 2008 SALI 8 DIŞ HABERLER dishab@cumhuriyet.com.tr Hasankeyf Sözde köprü (Fotoğraf: Müjgan Arpat) Yeni ABD liderinin ‘merkezci’ ekip seçimi, sol çevreleri düş kõrõklõğõna uğrattõ Sol Obama’ya öfkeliELÇİN POYRAZLAR WASHİNGTON - ABD’de 20 Ocak’ta başkanlõk görevini devrala- cak olan Barack Obama’yõ “mer- kezci” bir ulusal güvenlik ekibi oluşturmakla suçlayan sol çevreler, yeni seçilen başkana eleştiri dozunu artõrõyor. Ekibinde Savunma Bakanõ Ro- bert Gates, eski rakibi Hillary Clin- ton ve eski NATO Komutanõ James Jones gibi isimlere yer veren Oba- ma’nõn seçimi konusunda Cumhuri- yetçilerden övgü almasõ da Demokrat lidere oy veren sol kanatta açõk bir ra- hatsõzlõk uyandõrdõ. ABD Başkanõ George Bush’un “beyni” olarak bilinen eski danõşmanõ Karl Rove ve “en sağcı radyocu” olarak tanõnan Rush Limbaugh gibi isimler, Oba- ma’nõn ekibine yönelik olumlu açõk- lamalar yapmõşlardõ. Bunun yanõ sõra Obama’nõn başkanlõk yarõşõndaki Cum- huriyetçi rakibi John McCain de ön- ceki gün ABC televizyonuna verdiği demeçte, Obama’nõn ekibindeki isim- leri överek kendisi seçilseydi aynõ ekibi oluşturacağõnõ söyledi. Sol eğilimli Mother Jones dergisi- nin yazarlarõndan David Corn, Oba- ma’nõn kabinesi konusunda solcula- rõn “düş kırıklığına uğradığını, si- nirlerinin bozulduğunu ve son de- rece öfkelendiklerini” yazdõ. Corn makalesinde “Elbette Oba- ma’nın atamaları değişimi temsil ediyor, bu da hiç sevilmeyen Bush- Cheney statükosundan değişim. Ancak bu atamalar Obama’nın si- yasi tabanını oluşturan ilericilerin inanabileceği bir değişimi getirecek mi” sorusunu yöneltti. Solun Obama’ya henüz isyan et- mediğini söyleyen Corn, “Çoğu Oba- ma’nın yerleşik kurumları ilerici amaçlar için kaçırıp kaçırmayaca- ğını görmek için nefeslerini tut- muş bekliyorlar” ifadesini kullandõ. Neden soldan bir danışman yok? OpenLeft (Açõk Sol) sitesinin ya- zarlarõndan Chris Bowers ise “Akıl almaz bir düş kırıklığı yaşıyorum. Ülkede yönetim seçenekleri ara- sında yalnızca sağcı Cumhuriyet- çiler ile merkezci Demokrat-Cum- huriyetçi karışımı mı olacak? Neden gerçek bir demokrat yönetime sa- hip olamıyoruz? Neden Obama’nın kabinesinde ona soldan danışman- lık yapacak bir tek kişi bile yok?” şeklinde görüş bildiriyor. Kendilerini “solun bayrak gemisi” olarak tanõmlayan The Nation dergi- sinin yazarlarõ ise Obama’nõn ulusal güvenlik ekibini “şahin sürüsü”, ekonomi ekibini ise “piyasalara neo- liberal itaati getirmek isteyen geri dönüştürülmüş Clintonculuğun yar- dımcıları” olarak tanõmlõyor. ULUSLARARASI KRİZ GRUBU: AB ile ya tamam ya devam Dış Haberler Servisi - Merkezi Brüksel’de bulunan Uluslararasõ Kriz Grubu’nun (ICG), “Türkiye ve Avrupa: Belirleyici Yıla Doğru” başlõklõ raporunda, 2009’un Türkiye-AB ilişkilerinde belirleyici yõl olacağõ, AKP’nin reform sürecinde çok az adõm atmasõ yüzünden inandõrõcõlõğõnõ kaybettiği belirtildi. Türkiye’nin kritik bir yõla gireceği, Avrupa Birliği (AB) üyeliği açõsõndan “ya tamam ya devam” aşamasõna gelindiği kaydedilen raporda, AKP’nin defalarca reform sürecine döneceğini dile getirmesine rağmen bunun bir türlü gerçekleşmediği ifade edildi. Rapora göre, yeni anayasa konusunda yaşanan “savsaklama ve gecikmeler”, AKP’nin reformlardan vazgeçtiği görüntüsünü verdi ve reformlar konusundaki isteksizlik, Türkiye’nin itiraz ettiği imtiyazlõ ortaklõk için gerekli ortamõ güçlendirdi. Raporda AKP hükümetine şu önerilerde bulunuldu:  AB’nin istediği reformlarla ilgili taahhütler yürütmenin en üst kademesinde yinelensin.  Kõbrõs’taki çözüm müzakerelerine tam destek verilsin ve Rumlarõn petrol arama girişimlerine müdahaleden kaçõnõlsõn.  Kürtlerin yoğunlukta olduğu bölgelerde ekonomik gelişme devam etsin, kültürel ve dilsel haklar geliştirilsin.  Seçmeli din eğitimi hakkõ, papaz okullarõna erişim ve ibadet merkezlerinin statüsü konularõnda özgürlükler tüm inanõşlarõn üyelerine tanõnsõn.  Daha az otoriter yeni bir sivil anayasaya götürecek tartõşmalar teşvik edilsin, siyasi partiler ve seçim yasasõnda reform yapõlsõn. Raporda AB hükümetlerine de şu tavsiyelerde bulunuldu:  Kafkaslar ve Ortadoğu’daki krizleri yatõştõrma amaçlõ Türk dõş politika inisiyatiflerine destek verilsin.  PKK’nõn Avrupa’dan finanse edilmesi konusunda daha kararlõ ve sert bir tavõr takõnõlmalõ ve Türkiye’den gelen tutuklama ve iade taleplerinin adil bir şekilde değerlendirilmesi sağlanmalõ.  Dini özgürlükler konusundaki adõmlarõn sadece Müslüman olmayan azõnlõklar için değil, Alevilerin de dahil olduğu Müslümanlarõn haklarõ için de atõlmalõ. Raporda, “Yargılanmasından itibaren sürgünde yaşayan Fethullah Gülen’in öncülük ettiği geleneksel büyük tarikatlar ve daha yeni Müslüman cemaatlerin ayrımcılığa uğradığı” da belirtiliyor. Raporda, Başbakan Erdoğan’õn, Deniz Feneri davasõ nedeniyle Doğan Grubu’na yönelik olarak takõndõğõ tavra da dikkat çekilerek, “Erdoğan bu grubun gazetelerini almama çağrısı yaptı” denildi. Tayland’da muhaliflerin haftalar süren gösteri ve havaalanı işgallerinin ardından muhalefetteki Demokrat Parti’nin lideri Abhisit Vejjajiva başbakanlığa seçildi. Vejjajiva, parlamentodaki oylamada, sürgündeki eski Başbakan Thaksin Şinavatra yanlısı eski Emniyet Müdürü Praça Promnok’u yenilgiye uğrattı. Seçimin ardından bu kez de eski hükümeti destekleyen yüzlerce kişi parlamento binasına yürürken, polis binanın tüm kapılarını kilitledi. Anayasa mahkemesi, eski hükümeti oluşturan partileri, seçimlerde usulsüzlük yaptıkları gerekçesiyle kapatmış, eski Başbakan Somçai Vongsavat’a da siyaset yasağı getirmişti. (Fotoğraf: AP) Bangladeşli kadõn doktor özgürlüğüne kavuştu Dış Haberler Servisi - Yaşadõğõ İngiltere’den doğduğu Bangladeş’e yaptõğõ ziyarette ailesi tarafõndan is- temediği biriyle evlendirilmek iste- nen, gördüğü baskõ çerçevesinde dö- vülen, zorla evde tutulan hatta akõl hastanesinde alõkonulan bir kadõn ay- lar süren esaretinin ardõndan özgür- lüğüne kavuştu. Bangladeş Yüksek Mahkemesi, ülkede uygulanmama- sõna rağmen, İngiltere’de yeni yü- rürlüğü giren “Zorla Evlilik” yasa- sõna dayanarak Dr. Hümeyra Abi- din’in ailesi tarafõndan derhal serbest bõrakõlmasõ yönünde karar verdi. İngiliz basõnõnda yer alan haberlere göre, tõp eğitiminin ardõndan 6 yõl ön- ce İngiltere’ye kamu sağlõğõ konu- sunda yüksek lisans yapmak üzere gi- den ve bu ülkede çalõşan 33 yaşõndaki Dr. Abidin’in Londra’da sürdürdüğü yaşamõ geçen ağustosta Dakka’da ya- şayan ailesinden annesinin hasta- landõğõnõ bildiren telefonun gelme- siyle değişti. Akıl hastanesine kapatıldı Dakka’da ailesi tarafõndan eve hapsedilerek istemediği biriyle ev- lenmesi yönünde baskõya uğrayan Abidin’in ailesi tarafõndan psikolojik sorunlar yaşadõğõ iddiasõyla bir süre akõl hastanesinde de alõkonul- duğu belirtildi. Abidin’in ailesinin, kõzlarõnõ Hindu erkek arkadaşõndan ayõrmak istedikleri ve Müslüman bi- riyle evlendirmek üzere baskõ yap- tõklarõ kaydedildi. Yaşadõklarõnõ İngiltere’deki bir ar- kadaşõna e-mail yollayarak bildiren Abidin’in durumu bir süre sonra yar- gõya taşõndõ. İngiltere’de Yüksek Mahkeme, geçen ay yürürlüğü so- kulan zorla evliliğin engellenmesi- ne yönelik yasa çerçevesinde hare- kete geçti. Dakka’daki insan haklarõ örgütleri de konuyu Bangladeş Yüksek Mahke- mesi’ne taşõdõlar. Yüksek Mahkeme önceki gün genç kadõnõn serbest bõ- rakõlmasõna karar verdi. Yar- gõç, kararõnõ açõklarken “Ço- cuklar ailelerinin köleleri değildir. Kendi özgürlükle- rine sahip olmalıdırlar” ifa- desini kullandõ. İngiltere’ye gitmek üzere Bangladeş’i terk eden Abi- din, dava çerçevesinde aile- sinden şikâyetçi olmazken on- lar hakkõnda kötü düşünceler beslemediğini söyledi. ALİ HARRATH SCOTLAND YARD’A ÇALIŞIYORMUŞ Danışman terör zanlısı çıktı Dış Haberler Servisi - İnterpol ta- rafõndan terör zanlõsõ olarak aranan bir kişinin, İngiliz polis teşkilatõ Scotland Yard’a radikal İslamcõlõkla mücadele ko- nusunda danõşmanlõk yaptõğõ ortaya çõktõ. İngiltere’de yayõmlanan Times ga- zetesinin haberine göre, Muhammed Ali Harrath adlõ zanlõ, 1992’den beri İnterpol tarafõndan, Tunus İslami Cep- hesi’nin (FIT) kurucularõndan olduğu gerekçesiyle kõrmõzõ bültenle aranõyor. Harrath, aynõ zamanda İngiltere’de ya- yõn yapan “Islam Channel” adlõ tel- evizyon kanalõnõn üst düzey yöneticisi. Scotland Yard’õn, radikal İslamcõ akõmlarla ve terörle mücadele biriminin eski Başkanõ Robert Lambert ise Har- rath’õn, El Kaide’nin İngiltere’deki et- kisini kõrma çabalarõna büyük destek sağladõğõnõ belirtti. The Nation dergisinin yazarlarõ, Obama’nõn ulusal güvenlik ekibini “şahin sürüsü”, ekonomi ekibini ise “piyasalara neo-liberal itaati getirmek isteyen geri dönüştürülmüş Clintonculuğun yardõmcõlarõ” olarak tanõmladõ. Kõzõyla önceki gün Noel alõşverişine çõkan Obama’nõn yaptõğõ atamalara soldan gelen eleştiriler artõyor. (Fotoğraf: AP) ayland durulmuyor Ailesi tarafõndan evlendirilmek üzere zorla alõkonan Hümeyra Abidin, İngiltere’de yürürlüğe giren yasa sayesinde kurtuldu. TT
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear