Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
CMYB
C M Y B
SAYFA CUMHURİYET 28 KASIM 2008 CUMA
8 DIŞ HABERLER dishab@cumhuriyet.com.tr
BIÇAK SIRTI
EROL MANİSALI
Kıbrıs’ta Devlet
Politikası Yerine Derin
Devlet Uygulaması
Türkiye’de işin bir boyutunda devlet politikala-
rı vardır. Devlet politikalarının nasıl yürütüleceği
anayasada ve yasalarda yazılmıştır. Öte yandan
özellikle dış politikada TBMM’nin aldığı kararlar
bulunmaktadır. Ve tabii, uluslararası ve ikili an-
laşmalarla belirlenmiş politikalar bulunur.
Hükümet ve bürokrasi, devlet politikasının be-
lirlediği sınırlar içinde uygulamalarını yürütürler. De-
mokratik ve çağdaş ülkelerde işler böyle olur. Hü-
kümet ve bürokrasi, devlet politikasının dışına çık-
maz, çıkarsa suç işlemiş sayılır.
Bu çağdaş ve demokratik kuralın, Kıbrıs ve AB
ile ilişkiler konusunda tamamen rafa kaldırıldığını
ve antidemokratik bir uygulamaya gidildiğini gö-
rüyoruz. Bir yanda ortaya konmuş devlet politi-
kaları raflarda duruyor; öte yanda buna ters uy-
gulamalar sürdürülüyor.
- TBMM’nin AKP’den önce, hatta AKP iktidara gel-
dikten sonra belirlediği Kıbrıs politikası vardır; iki ay-
rı egemen siyasal yapının bulunması ve Türkiye’nin
imzaladığı I960 antlaşmaları ile elinde bulundurduğu
“garantörlük” hakkının korunması esastır.
Türkiye, İngiltere ve Yunanistan’la birlikte, ada
üzerinde garantör ülkedir, söz sahibidir. Bu hak-
ka (ve yetkiye), adadaki tapulu İngiliz üsleri de da-
hildir. Rumlar (Kıbrıs Cumhuriyeti) Türkiye’nin için-
de bulunmadığı bir kuruluşa katılamazlar.
- AKP iktidara geldikten sonra, TBMM’de ken-
disinin de onay verdiği “devlet politikası”na uy-
mayan bir biçimde uygulamaya geçmiştir.
Washington ve Brüksel’in çok istediği M. A. Ta-
lat ve partisine destek vererek “işleri kendisine ha-
vale etmiştir”. Önce Talat hükümetinin, sonra da CTP
hükümetinin ve Cumhurbaşkanı Talat’ın,TBMM’nin
kararları dışındaki uygulamalarına destek vermiştir.
Devlet politikası, TC-KKTC ortak kararları ni-
teliğindedir.
- Ortada TBMM’nin belirlediği Kıbrıs politikası
dururken; “Meclis bunu değiştirme yönünde ye-
ni bir karar almamışken” acaba Ankara hüküme-
ti ve Talat bunun dışına nasıl ve neden çık-
mışlardır? Annan Planı’na “evet”, TBMM kararlarını
ve uluslararası anlaşmaları ortadan mı kaldırmıştır?
Bunun böyle olmadığını hükümet de biliyor.
- Aslında AKP için çok kolay bir yol vardı; Mec-
lis’te büyük bir çoğunluğa sahipti; Meclis’i toplar,
TBMM’nin yeni Kıbrıs politikası “öyle değil böy-
ledir” diyerek yeni bir karar çıkartabilirdi. Neden
yapmadı? İşin püf noktası zaten burada.
Rafta bir “devlet politikası” duracak; “KKTC as-
landır, kaplandır” diye halkı oyalayacaksınız, nutuklar
atacaksınız, kamuoyu ne olup bittiğini anlamayacak;
buna karşılık yürüttüğünüz uygulamalarla, “Devlet po-
litikasının” tamamen dışına çıkacaksınız.
Kısacası Washington, Brüksel, Yunanistan ve
Rumlara verdiğiniz ödünler anlaşılmayacak. Ma-
sanın altında Kıbrıs giderken, masanın üzerinde
bir devlet politikası göstermelik olarak duracak,
kafalar karıştırılacak.
Hangisine inanalım?
Meclis Başkanı Toptan KKTC’ye gidiyor, “İki
egemenliğin esas alındığı, Türkiye’nin garantör-
lüğünün aynen sürdüğü bir düzen Ankara’nın po-
litikasıdır” diyor. Tayyip Erdoğan kutlamalar için
gittiğinde Toptan’dan geri kalmıyor, benzer şey-
leri söylüyor. Ancak KKTC yönetiminin ve AKP hü-
kümetinin fiilen yürüttükleri Kıbrıs politikası bunun
180 derece tersi.
- Görüşmeler tek devlet, tek egemenlik ve tek va-
tandaşlık zeminine oturtulmuş; bu konuda CTP ve
Talat, Rumlarla anlaşmaya varmıştır; Brüksel, Was-
hington ve AKP’nin desteğini arkalarına almışlar.
- Türkiye’nin garantörlüğü yerine AB’nin ga-
rantörlüğü fiilen ve hukuken oluşmaya başlamış.
AB, sivil toplum örgütlerine para yağdırıyor, ye-
ni bir fon başlatmış. Aynen Annan Planı’nda ol-
duğu gibi, insanlar parayla satın alınıyorlar.
- Uzun vadede Türklerin Kıbrıs (Rum) Cumhu-
riyeti içinde “azınlık haklarına sahip bir topluluk”
konumuna getirileceği şimdiden belli olmuş.
Talat-Hristofyas görüşmeleri ile “özel ve gizli
komisyon çalışmaları” bu zeminde ilerliyor.
Tek sorun, Türk askerinin Kıbrıs’tan çıkarılma-
sının kamuoyuna nasıl yedirileceği meselesi…
Türkiye’de bir devlet politikası var, ancak uy-
gulanmıyor. Bunun yerine bir “derin devlet uy-
gulaması” yürütülüyor. Sahnenin önünde devlet
politikası sergileniyor, kuliste ise derin devlet güç-
lerinin yürüttükleri apayrı bir yol izleniyor.
Demokrasimizdeki ikili yapı ve çifte standart zo-
runlu olarak devlet politikası ile uygulamaları ay-
rıştırıyor. Oligarşi yürütmeye egemen olduğu
için, fiili politikalar onun tarafından belirleniyor.
73 milyona ise uygulanmayan devlet politika-
ları sergileniyor. Kıbrıs’ta bunun örneğini en açık
bir biçimde görüyoruz. Aslında Kıbrıs’taki bu iki-
lemin Türkiye’nin her alanında yürütülmekte ol-
duğunu rahatlıkla söyleyebiliriz.
Batı’nın yeni Türkiye politikasına “evet diyenler”,
derin devlet olarak işlerini görüyorlar.
www.istanbul.edu.tr/iktisat/emanisali
Dış Haberler Servisi - Hindistan’õn en
kalabalõk kenti Mumbai’de iki lüks otel-
le aralarõnda hastaneler, turistik mer-
kezler ve tren istasyonunun da bu-
lunduğu en az 10 yere yapõlan si-
lahlõ ve bombalõ baskõnlarõn deh-
şeti iki gün boyunca devam et-
ti. Saldõrõlarda 125 kişi ölürken
güvenlik güçleriyle teröristler
arasõnda saatler boyunca süren
çatõşmalar arasõnda kalan rehineler
hayatta kalma mücadelesi verdi.
Hastane kaynaklarõ, 300’ü aşkõn ki-
şinin yaralandõğõnõ bildirdi.
3 Türk’ten 2’si kurtarıldı
Ölenler arasõnda 20 civarõnda yabancõnõn
bulunduğu ve bunlarõn ABD, İngiltere, İs-
rail, Japonya, Avustralya, İtalya ve Kana-
da’dan turistler olabileceği açõklanõrken
Türkiye’nin Yeni Delhi Büyükelçisi
Levent Bilman, 3 Türk vatandaşõnõn bir
otelde mahsur kaldõğõnõ dile getirdi.Da-
ha sonra Hint güvenlik güçlerinin 2
Türk’ü kurtardõklarõ açõklandõ. İngiltere Dõşiş-
leri Bakanlõğõ ise saldõrõda bir İngiliz vatanda-
şõnõn öldüğünü açõkladõ.
Bu arada, Fransõz Havayollarõ şirketi Air
France’õn 15 çalõşanõnõn saldõrõlarõn hedefi
olan Trident-Oberoi Oteli’nde mahsur kaldõğõ
bildirildi.
Geleneksel adõyla Bombay olarak bilinen
yaklaşõk 20 milyon nüfuslu Mumbai, Hin-
distan’õn ticari başkenti olduğundan sõk sõk
terör saldõrõlarõnõn hedefi oluyor. Pakistanlõ
İslamcõlarõn 1993’te düzenlediği saldõrõlarda
257 kişi, geçen yõl meydana gelen patlama-
lardaysa 187 kişi hayatõnõ kaybetmişti. Res-
mi açõklamalara göre, son 3 yõlda meydana
gelen terör saldõrõlarõnda ölenlerin sayõsõ
700 civarõnda.
Gün boyu sürdü
Tac Mahal ve Oberoi otellerinde önceki ak-
şam başlayan çatõşmalar dün de devam ederken
Hint komandolar rehineleri kurtarmak için
operasyonlar düzenledi. Çatõşmalarõn 20. saa-
tine gelindiğinde, görgü şahitleri halen patlama
sesleri meydana geldiğini bildirdi. Saldõrõ-
lardan sorumlu tutulan,
ancak adõ pek duyulmamõş olan Deccan Mü-
cahitleri örgütü militanlarõnõn yüzlerce kişiyi otel-
lere hapsederek İngiltere ve ABD pasaportlu ki-
şileri aradõklarõ kaydedildi. Bir Yahudi yardõm
kuruluşuna yönelik baskõnda rehin alõnan haham
Gavriel Noach Holtzberg ve 2 yaşõndaki oğ-
lunun kurtarõldõğõ belirtildi.Oberoi Oteli’ndeki
teröristlerden biri Hint televizyonlarõna yaptõ-
ğõ açõklamada, hapishanelerdeki Müslüman
mahkûmlarõn serbest bõrakõlmasõnõ istedikleri-
ni söyledi. Biri terörle mücadele şefi olan 14
polisin hayatõnõ kaybettiği çatõşmalar sõra-
sõnda 8 saldõrganõn öldürüldüğü açõklandõ.
‘Pakistan’dan geldiler’
Hindistan ordusundan yüksek rütbeli bir su-
bay, Mumbai saldõrõlarõnõn faillerinin Pakis-
tan’dan geldiğini söyledi.Tümgeneral R.K.
Hooda, “saldırganların sınırın öte tarafın-
dan, belki de Pakistan’daki Faridkot’tan
geldiklerini”, ancak Hindistan’a Haydarabad
kentinden geldikleri izlenimini yaratmak is-
tediklerini savundu. Hintli general, Mum-
bai’deki lüks
oteller-
den ikisinde ve Musevi merkezinde halen 10
ila 12 silahlõ saldõrganõn bulunduğunu belir-
terek, geriye kalanlarõn öldürüldüğünü veya
canlõ ele geçirildiğini kaydetti.
Öte yandan Hindistan Başbakanõ Man-
mohan Singh’in Mumbai saldõrõlarõnõn so-
rumlularõnõn yurtdõşõndan geldiğini söylemesi
ve komşu ülkeleri ima etmesi üzerine Pa-
kistan, Yeni Delhi’yi elinde kanõt olmadan
kimseyi suçlamamasõ yönünde uyardõ. Pa-
kistan Dõşişleri Bakanõ Şah Mahmud Kureşi,
bir özel televizyon kanalõna yaptõğõ açõkla-
mada, “Deneyimlerimiz bize nefret dolu so-
nuçlar çıkarmaktan kaçınmanın gerekli ol-
duğunu öğretti” dedi ve karşõlõklõ sakin, se-
rinkanlõ olmanõn gerekliliğine işaret etti.
50 yõlõ aşkõn süredir savaş durumunda
olan Pakistan’la Hindistan çatõşma içinde de-
ğiller, ancak aralarõnda ateşkes anlaşmasõ da
imzalanmõş değil.
Merkezi Pakistan’da bulunan İslamcõ Leş-
keri Tayibe örgütünün sözcüsü Abdullah
Gaznavi, “Leşker-i Tayibe, Mumbai’deki
saldırıları sert bir dille kınıyor. Leşker’in
herhangi bir Hint örgütüyle bağ-
lantısı yok” dedi.ABD Dõşiş-
leri Bakanlõğõ kõnama mesajõ yayõmlarken
Başkan George Bush hayatlarõnõ kaybe-
denlerin ailelerine başsağlõğõ diledi. Yeni se-
çilen başkan Barack Obama’nõn sözcüsü ta-
rafõndan yayõmlanan mesajda da “Hindistan
halkıyla beraberiz” denildi.
İngiltere Başbakanõ Gordon Brown me-
sajõnda, saldõrõlarõn sert karşõlõk göreceğini be-
lirtirken Almanya Başbakanõ Angela Mer-
kel, Hindistan Başbakanõ Singh’e başsağlõ-
ğõ dileğinde bulundu.
Venezüella’da bulunan Rusya Devlet Baş-
kanõ Dimitri Medvedev de konuyla ilgili
açõklamasõnda, “Bu terörist eylemleri, tüm
uluslararası düzen için zararlı ve insanlı-
ğın önündeki aşılması zor bir sorun olarak
görüyoruz” dedi. Pakistan hükümeti, can ka-
yõplarõndan dolayõ duyulan üzüntüyü dile ge-
tirirken Japonya Başbakanõ Taro Aso da “Te-
rorizme karşı Hindistan hükümetiyle iş-
birliği yapacağız” diye konuştu. BM Genel
Sekreteri Ban Ki-mun mesajõnda, sivillere
yapõlan bu tür saldõrõlarõn asla haklõ gösteri-
lemeyeceğini vurgularken AB Dönem Baş-
kanõ Fransa adõna yapõlan açõklamada saldõ-
rõlar kõnandõ.
ABD askerlerinin 2011’e kadar ülkede kalmasõnõ sağlayan anlaşma kabul edildi
Irak meclisinden SOFA’ya onay
Dış Haberler Servisi - Irak
meclisi, siyasi gruplar arasõndaki
pazarlõklarõn ardõndan ABD as-
kerlerinin 2011’e kadar ülkede
kalmasõna izin veren ABD-Irak Or-
tak Güvenlik Anlaşmasõ’nõ onay-
ladõ. Anlaşma, dün 275 sandalye-
li meclisteki oylamaya katõlan 198
milletvekilinden 144’ünün “evet”
oyuyla kabul edildi. 30 milletvekili
bulunan Şii Sadr grubu ile 19 mil-
letvekili bulunan Şii Fazilet Parti-
si, anlaşma aleyhinde oy kullandõ.
Sadr Grubu, ayrõca anlaşmanõn
iptali için her türlü yola başvura-
cağõnõ ve uluslararasõ mahkeme-
lerde dava açacağõnõ bildirdi. Sadr
Grubu, oylamadan hemen sonra
yaptõğõ açõklamada, anlaşmanõn
kabul edilmesinin “Amerikan
kuvvetlerinin çekilmesinin baş-
langıcı yerine sömürgeciliğin
başlangıcı” olduğunu savundu.
ABD ve Irak yönetimleri, Bağ-
dat hükümetinin değişiklik talep-
leri nedeniyle aylardõr tartõşõlan
Kuvvetlerin Statüsü Anlaşmasõ
(SOFA) 17 Kasõm’da imzalamõş-
tõ. Mecliste önceki gün yapõlmasõ
planlanan oylama, Sünni millet-
vekillerinin “eski Devlet Başka-
nı Saddam Hüseyin’in halen ya-
saklı olan partisi Baas’ın üst
düzey üyelerinin, çalıştıkları hü-
kümet kurumlarından çıkarıl-
maları amacıyla tasarlanan ka-
nunun iptali” ve “Saddam ile üst
düzey yardımcılarının yargılan-
ması amacıyla kurulan özel mah-
kemenin feshedilmesi” taleple-
riyle ilgili görüşmeler nedeniyle er-
telenmişti.
Referanduma gidecek
Sünni milletvekilleriyle dün an-
laşmaya varõldõğõ, ancak Sünnile-
rin bu iki talebinin kabul edilme-
diği bildiriliyor.
Rusya ve Venezüella, sivil amaçlı nükleer
enerji üretimi konusunda işbirliği anlaşma-
sı imzaladı. Rusya Devlet Başkanı Dimitri
Medvedev’in Venezüella ziyareti sırasında
Devlet Başkanı Hugo Chavez’le imzaladığı
anlaşmaya göre Rusya, nükleer tesis kur-
ması için Venezüella’ya teknik ve lojistik
destek sağlayacak. Medvedev ve Chavez,
Caracas’ta ayrıca, Bolivya Devlet Başkanı
Evo Morales ve Brezilya Devlet Başkanı Lula
Da Silva ile de bir araya geldi. (AFP)
‘Moskova’nın Ankara’nın
işbirliğine ihtiyacı var’
Dış Haberler Servi-
si - Rusya’nõn önde ge-
len aylõk ekonomi der-
gilerinden RBC, Türki-
ye ve Rusya arasõndaki
askeri işbirliğinin öne-
mine dikkat çekerek
Moskova’nõn Ankara gi-
bi bir müttefike ihtiyacõ
olduğunu bildirdi.
“Türkiye, Güney
Osetya çatışmasının
ardından NATO ge-
milerinin boğazlardan
geçişinin birkaç gün
geciktirerek Rusya’nın
Poti ve Batum liman-
larında anahtar pozis-
yonlara sahip olmasına
yardımcı oldu. Türki-
ye’nin NATO’nun
emirlerini yerine ge-
tirmemesi bizim için
çok ciddi bir yardım-
dır” ifadelerini kulla-
nan dergi, Rusya’nõn tek
başõna NATO gemileri-
nin Karadeniz’e girişini
engelleyemeyeceğini
vurguladõ.
Dergide, “Asırlar bo-
yunca Rusya’nın ra-
kibi olan Türkiye bu-
gün bizim yeni strate-
jik müttefikimiz ola-
bilir” yorumu yapõldõ.
Kosova’ya AB misyonu
Dış Haberler Servisi - Birleşmiş
Milletler Güvenlik Konseyi, Genel
Sekreter Ban Ki-mun’un raporu
doğrultusunda Kosova’nõn güvenliğinin
Avrupa Birliği misyonu EULEX’e
devredilmesine tam destek verdi.
Güvenlik Konseyi’nin 15 üyesi, dün
oybirliğiyle kabul ettikleri bildiride,
Kosova’da güvenliğin, yargõ ve gümrük
yetkilerinin gelecek ay BM güçlerinden 2
bin kişilik AB misyonuna devredilmesi
planõnõ onayladõklarõnõ açõkladõ. Belgrad
hükümeti ile şubatta Sõrbistan’dan tek
taraflõ olarak bağõmsõzlõğõnõ ilan eden
Kosova yönetimi de, planõ
desteklediklerini açõklamõşlardõ.
Kâbil’de ABD elçiliğine saldırı
Dış Haberler Servisi - Afganistan’õn
başkenti Kâbil’de ABD Büyükelçiliği
yakõnõnda dün bombalõ araçla düzenlenen
intihar saldõrõsõnda 4 kişi öldü, 18 kişi
yaralandõ. Ölenlerin Afgan vatandaşõ
olduğu, elçilik personeli arasõnda ise ölen
veya yaralanan bulunmadõğõ kaydedildi.
Ülkenin güneyindeki Uruzgan bölgesinde
de, Özel Operasyon Birliği’ne bağlõ
Avustralyalõ bir askerin, Taliban
militanlarõna yönelik operasyon sõrasõnda
meydana gelen patlamada öldüğü
belirtildi. Ölen askerin, 2001 yõlõndan bu
yana Afganistan’da ölen 7. Avustralyalõ
asker olduğu ifade edilirken, Avustralya
Başbakanõ Kevin Rudd askerin ailesine
baş sağlõğõ diledi.
Siyah tişörtlü
saldırganların genç
oldukları belirtildi.
Otellerde yüzlerce
kişi mahsur
kalırken, 300’ü
aşkın yaralı
arasında çocukların
da olduğu belirtildi.
(Fotoğraflar: AP /
REUTERS)
Hindistan’õn ticari başkenti
Mumbai’de otel, hastane
ve turistik merkezlere yönelik
makineli tüfekli ve bombalõ
saldõrõlar düzenleyen
teröristlerle güvenlik güçleri
arasõndaki çatõşma bir gün
boyunca devam etti.
Çatõşmalar sõrasõnda yüzlerce
kişi lüks otellerde mahsur
kalõrken kentte borsa, okullar
ve mağazalar açõlmadõ.
Eşzamanlõ terör baskõnlarõ dünyanõn en kalabalõk kentini dehşete boğdu: 100’den fazla ölü
Mumbai savaş alanõna döndü
Mumbai’de bir
gün boyunca süren
çatışmalarda
siviller iki ateş
arasında kaldı.
Türk heyet son anda kurtuldu
Türkiye’den gidecek 30 kişilik bir sanayici ve işadamõ heyeti-
nin, Hindistan’daki saldõrõlardan son anda kurtuluğu ortaya çõktõ.
Türk-Hindistan İş Konseyi Vekili Erdal Alkış, “Özellikle mo-
bilya sanayii için iyi bir iş geliştirme programı için gidiyor-
duk. Ancak, sonra Başbakan’ın programı ile çakışınca tarih-
ler değiştirildi. Eğer planlandığı gibi gitmiş olsaydık tam da
bombaların patladığı Oberoi Otel’de kalıyor alacaktık” dedi.
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan 4 günlük ziyarette bulundu-
ğu Hindistan’dan pazartesi günü dönmüştü.
Şii ve Kürt bloklarõnõn, anlaşma
lehinde oy kullanmalarõnõ sağla-
mak için Sünnilerin anlaşmanõn 30
Temmuz’da referanduma sunul-
masõnõ kabul ettiği bildirildi.An-
laşma, ABD’nin Irak toprakla-
rõndan 3. ülkelere operasyon dü-
zenlemesine de izin vermiyor.
ABD’nin Irak Büyükelçisi Ryan
Crocker ile ülkedeki ABD güç-
lerinin Komutanõ General Ray
Odierno da, anlaşmanõn onay-
lanmasõndan memnuniyet duy-
duklarõnõ açõkladõ. 31 Aralõk’ta
görev süresi sona erecek olan
ABD ordusu, anlaşma sayesinde
3 yõl daha ülkede kalacak.
Rusya’nınLatinçıkarması