25 Kasım 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
CMYB C M Y B SAYFA CUMHURİYET 28 KASIM 2008 CUMA 4 HABERLER DÜNYADA BUGÜN ALİ SİRMEN Tandoğan Sendromu Pek ama pek çok kişi için, Tandoğan, Ankara’da bir meydan adının ötesinde bir anlam ifade et- meyebilir. Hele hele, kimse, bir kentin meydan- larının adının nereden geldiğini merak edip öğ- renmediğine göre. Onun için bir açıklama ile başlamakta yarar var. Nevzat Tandoğan, 1929-46 yılları arasında, An- kara valisi olan, dönemin çok ünlü ve pek de ce- berut kişisi olan zattır. 1930 yılından itibaren, tek parti rejiminde, devletin içişleri bakanı, tek parti CHP’nin genel sekreteri, valisi de, başında bulunduğu ilin il baş- kanı sıfatını taşıdığına göre, merhum Nevzat Tan- doğan da iki şapkası olan bir yöneticiydi. Tandoğan, 1946 yılında Kazım Orbay’ın oğlu Haşmet Orbay’ın sonunda suçlu bulunarak 20 yıl hapis cezasına çarptırıldığı davada tanık olarak ifade vermesinin ertesi günü intihar etti. Bu olayla ilgili en geniş ve en doğru bilgiyi, Al- tan Öymen’in “Bir Dönem Bir Çocuk” kitabında bulmak mümkündür. Nevzat Tandoğan’ın, bir solcuyu sorgularken söylediği ileri sürülen şu sözleri çok ünlüdür: - Ne komünizmi yahu! Bu memlekete komünizm gerekirse onu da biz getiririz. Bu sözlerin gerçekten söylenip söylenmediği- ni bilmiyorum, ama yakıştırma bile olsa çok gü- zel yansıtıyor bir dönemi ve zihniyetini. “Ne gerekiyorsa biz yaparız, başkasına gerek yok” zihniyetini ifade etmek istedim, Nevzat Tandoğan Sendromu derken. Sayın Baykal’ın ani bir ilhamla mı, yoksa uzun düşüncelerin sonucu mu olduğunu bilmediğim ama örgüte danışmadan, tabandan demokratik tartışmayla geliştirilmediği kesin olan çarşafa, bir oku da, laiklik olan altı oklu parti rozeti takma po- litikası bana Tandoğan Sendromu’nu anımsattı. Kısacası Sayın Baykal, iç ve dış kamuoyuna, cümle âleme şunu mu söylemek istiyor acaba: - Ilımlı İslam gerekiyorsa, başkasına gerek yok, onu da biz yaparız. DAHA ÖNCE DE BELİRTTİM, LAİKLER İLE BA- ŞÖRTÜLÜLERİN BİR ALIP VEREMEDİKLERİ YOK, BAZILARININ BAŞÖRTÜSÜNE TÜRBAN ADINI VERİP ONU KAMU ALANINA ZORLA SOKMAYA ÇALIŞMALARINDAN ÖNCE TÜRKİ- YE’DE BİR BAŞÖRTÜSÜ SORUNU DA YOKTU, ŞİMDİ DE YOK; ŞİMDİ VAR OLAN TÜRBAN SO- RUNU. KAVRAMLARI BİRBİRİNE KARIŞTIR- MAYALIM. Ama bütün bu belirttiklerim, çarşafa gösteriş- le parti rozeti takılmasını, yakınlarını çarşafla ka- pattıktan sonra, “kadının yeri evidir” diyen zihni- yetin belediye başkan adayı olarak gösterilmesinin ardından bir de bunun gösteri vesilesi yapılma- sını haklı göstermiyor. Üstelik de daha önce de belirttiğim gibi, CHP’nin altmış yıl önce de denediği bu yol ken- disine oy da sağlamıyor. Nafile gösteriler, imajı zedeliyor, kimse de as- lı varken taklidine itibar edeceğe benzemiyor. Üstelik, pek kendine özgü bir kişi olan Türkiye- AB Karma Komisyonu Eşbaşkanı Joost Lagen- dijk bile bakın ne diyor: - Türban ile çarşaf arasında çok büyük bir fark olduğunu, çarşafın türban kadar masum bir şey olmadığını düşünüyorum. Çarşaf kadınları ayak- larına kadar örtü içine sokuyor. Türbanla karşı- laştırılmayacak ölçüde bir simge olarak görüyo- rum. Lagendijk, yine de Baykal’ı destekliyor ve bu konuda cesaretle ilerlemesini istiyor. Artık dini politikaya alet edenlere elini veren Bay- kal kolunu alamayacak, yeni açılımlara zorlana- cak. - Kendi partinin üyeliğine layık gördüğünün da- ha hafif örtünmüşünü nasıl üniversiteye gitmek- ten alıkoyabilirsin, diyebilecekler Baykal’a. Bu çıkışı yapanlar tepeden tırnağa da haklı ola- caklar. Baykal artık Anayasa Mahkemesi’ne başvuru- larını ve Yüksek Mahkeme’nin kararlarını da sa- vunamayacak. Ama belki de savunmaya da niyeti yoktu. Bel- ki de artık, laiklik konusunda yeni bir yol tutacak ve neo-laik, (yeni laik) veya quasi-laik (laik ben- zeri) veya daha beteri pseudo-laik (sahte laik) bir çizgi tutturarak bütün dünyaya ima yoluyla da ol- sa şunu söyleyecek: - Ilımlı İslam gerekiyorsa, onu da biz yaparız, başkasına gerek yok! Bakalım Tandoğan Sendromu CHP’yi kurtar- maya yetecek mi? asirmen@cumhuriyet.com.tr YOZGAT CHP’Lİ YILMAZ ATEŞ: Alevi Vakõflarõ Federasyonu, Cumhurbaşkanõ, TBMM Başkanõ, Başbakan ve parti liderlerine çağrõ yaptõ: İstanbul Haber Servisi - Al- evi yurttaşlarõn sorununun çözül- mesi için Cumhurbaşkanõ, TBMM Başkanõ, Başbakan ve muhalefet liderlerinin kamuoyunun istemine kulak vermeleri çağrõsõnda bulunan Alevi Vakõflarõ Federasyonu, “Ale- vi sorununun barışçı yollardan, dostça çözülebilmesi için henüz vakit geçmiş değildir” açõkla- masõnõ yaptõ. Alevi Vakõflar Federasyonu’ndan yapõlan açõklamada, son günlerde siyasilerin “Alevi açılımı”na yö- nelik tartõşmalarõnõn olumlu ol- duğu belirtilerek “Alevilerin Cum- huriyet’in temel değerleri ve de- mokratik, laik devlet fikrine candan bağlı olduğu” vurgulan- dõ. Alevilerin tarihte pek çok hak- sõz saldõrõya uğradõğõna dikkat çe- kilen açõklamada, “Bugüne kadar bu sorunların karşılıklı anlayış içinde çözülebilmesi amacı ile herhangi bir olumlu adım at- mayan hükümet, 37 canımızın yandığı Sıvas Madımak Ote- li’nin bir kebapçı olarak çalış- masına dahi göz yummaya de- vam etmiş, Alevi sorunları ko- nusunda tam bir vurdumduy- mazlık içerisinde davranmaya devam etmiştir. Ülkeyi yönetme sorumluluğu taşıyanların bu de- mokratik ve yasal talepleri bir an önce çözüme kavuşturmalarını bekleyen Alevi kurumları ve ki- şileri olarak siyasi partilerimizi, Sayın Cumhurbaşkanı’nı, TBMM Başkanı’nı, Başbakan’ı ve muhalefet liderleri ile millet- vekillerini kamuoyunun sesine kulak vermeye ve ilişikte sunu- lan sorunların çözüm önerileri- ni en kısa zamanda dikkate al- maya davet etmekteyiz” denildi. Açõklamada, Alevilerin istemleri ise şöyle sõralandõ:  Genel bütçeden, inanç hiz- metleri için ayrılan kaynaklar- dan Alevilere de pay ayrılmalıdır.  Zorunlu olmasını şart gör- mediğimiz, Din Kültürü ve Ah- lak Bilgisi dersleri zorunlu olsa da, olmasa da bu derslerde Ale- vilik de dahil olmak üzere tüm inançlar yansız öğretilmelidir.  Devlete ait radyo ve TV ka- nallarında tüm inanç grupları kendilerini düzenli ve sürekli olarak ifade edebilmelidir.  Cemevlerinin yapımına da yeterli arsa ve maddi destek sağ- lanmalıdır.  İnanç uygulamalarını ve cemlerimizi yönetecek, yönlen- direcek bilgili kişilerin yetişti- rilmesi amacıyla okullar açıl- malı ve üniversitelerimizde ta- savvuf bölümleri kurulmalıdır.  Halk geleneğinde inanç ve kültürün önemli taşıyıcı unsur- larından birisi olan saz da okul- larda müzik aleti olarak tavsiye edilmelidir. Dostça çözüm için geç değil Su başında durmuşuz, çınar, ben, kedi, güneş, bir de ömrümüz. Suda suretimiz çıkıyor, çınarın, benim, kedinin, güneşin, bir de ömrümüzün. Suyun şavkı vuruyor bize, çınara, bana, kediye, güneşe, bir de ömrümüze. Babamız GÜNDÜZ AKKÖK’ü yitirdik. Onu çok özleyeceğiz. Onu çok seviyoruz. Eşi ve Çocukları Muhterem, Yiğit, Elif, Leyla Akkök Alevi Vakõflar Federasyonu tarafõndan yapõlan açõklamada, “Alevi sorununun barõşçõl yollardan, dostça çözülebilmesi için henüz vakit geçmiş değildir” denildi. Alevi yurttaşlarõn istemlerinin sõralandõğõ açõklamada, 2002 yõlõndan bu yana Alevilerin taleplerine karşõn herhangi bir olumlu gelişme yaşanmadõğõna dikkat çekildi. AKP’li başkan: Partide hırsız var SEYFETTİN METE YOZGAT - AKP’de yolsuzluk iddialarõ bit- mek bilmiyor. CHP Grup Başkanvekili Kemal Kı- lıçdaroğlu’nun AKP’li Yozgat Belediyesi hak- kõnda açõkladõğõ yolsuzluk iddialarõnõn ardõndan, 22 Temmuz genel seçimle- rinde AKP’den milletve- kili aday adayõ olan eski Yamaçlõ Belde Belediye Başkanõ Ekrem Karataş da, partiye yardõm olarak kendisinden alõnan 12 bin YTL’nin İl Başkanõ Ze- keriye Avşar’õn hesabõna geçirildiğini ileri sürdü. AKP İl Başkanõ Av- şar’õn AKP’den aday ola- bilmek için partiye yardõm adõ altõnda kendisinden 12 bin YTL istediğini öne süren Karataş, “AKP’den milletvekili adayı olaca- ğım gündemdeydi. Par- tiye yardım amaçlı bizim Boğazlıyan şubesinden bir miktar para istemiş- ler. İl Başkanı Zekeriya Avşar, yeğenim Yaşar Karataş’tan paranın ken- di hesabına çıkarılması- nı istemiş. Yaptığımız araştırmaya göre bu pa- ra partiye kullanılma- mış” dedi. Karataş’õn yeğeni Ya- şar Karataş da paralarõ Avşar’õn hesabõna yatõr- dõklarõnõ belirterek AKP adõna kurulan bir fon ol- duğunu ileri sürdü. Ka- rataş, “Partinin hesap numarasını almak için İl Başkanı Avşar’ı ara- dım. O da kendisinin şahsi hesap numarasını verdi. Ben de hesap numarasına parayı ya- tırdım. Bu para her- hangi bir borç veya ala- cak için değil, partiye bağış olarak yatırıldı” diye konuştu. Dönemin Boğazlõyan AKP İlçe Başkanõ Mecit Palabıyık da Ekrem Ka- rataş’õn iddialarõna destek verdi. Paranõn parti yeri- ne Avşar’õn hesabõna ya- tõrõldõğõna dair ellerinde makbuz olduğunu ifade eden Palabõyõk, “Avşar, partinin değil de ken- disinin hesap numara- sını vermiş. 12 bin YTL parayı üç parça halinde ödemişler. Avşar para- ları parti yerine kendi hesabına aktarmış. Eli- mizde şu anda mak- buzları mevcut. O dö- nem aday adaylığı için isteyen 30, isteyen 40 bin YTL veriyordu. Adaylık için her parti para alır. Ancak ilginç olan il başkanının pa- raları kendi hesabına istemesi” dedi. ‘Yengeç’ operasyonunda bir yargõç daha gözaltõna alõnõrken barolar yasalara uyulmadõğõ görüşünde Avukat gözaltısına baro tepkisi Bölgedeki baro başkanları İzmir Adliyesi’nde ortak ba- sın açıklaması yaptı. (Fotoğraf: OZAN YAYMAN) İZMİR (Cumhuriyet Ege Bürosu) - İzmir’de mahkeme başkanõ bir hâkimin de tu- tuklandõğõ “Yengeç” ope- rasyonunda, kõsa süre önce emekli olan hâkim E.Y. de gözaltõna alõndõ. Olayla ilgi- li 24 kişinin sorgusu sürer- ken, barolar, 14 avukatõn Adalet Bakanlõğõ’nõn onayõ olmadan gözaltõna alõnmasõ- nõn yasalara aykõrõ olduğunu savundu. İzmir Cumhuriyet Savcõsõ Murat Gök’ün talimatõyla Kaçakçõlõk ve Organize Suç- larla Mücadele Şube Mü- dürlüğü ekipleri tarafõndan başlatõlan operasyonlar dün devam etti. Ekipler, kõsa sü- re önce emekli olan ağõr ce- za mahkemesi üye hâkimle- rinden E.Y’yi gözaltõna aldõ. E.Y. ile birlikte iki günde gözaltõna alõnanlarõn sayõsõ 24’e ulaştõ. Zanlõlarõn, bugün İzmir Cumhuriyet Başsav- cõlõğõ’na sevk edilecekleri bildirildi. Organize suç örgütü lideri olduğu iddiasõyla yargõlanan V.O.Ç’nin serbest bõrakõl- masõnõn ardõndan başlatõlan “Yengeç” operasyonunda ağõr ceza mahkemesi başka- nõ A.K. ile 8 avukatõn da aralarõnda bulunduğu 16 ki- şi gözaltõna alõnmõş, mahke- me başkanõyla birlikte 7 kişi tutuklanmõştõ. Bu arada barolar, 14 avu- katõn gözaltõna alõnmasõnõ yaptõklarõ açõklamayla pro- testo etti. Avukatlarõn üye ol- duğu Aydõn, Muğla, Balõke- sir, Denizli baro başkanla- rõyla İzmir Adliyesi’nde ba- sõn toplantõsõ düzenleyen İz- mir Baro Başkanõ Nevzat Erdemir, gözaltõlarõn Ada- let Bakanlõğõ’nõn onayõ ol- madan gerçekleştirilmesinin yasalara aykõrõ olduğunu söy- ledi. Erdemir, “Söz konusu gözaltılar sonucu İnsan Hakları Evrensel Bildirisi, anayasa ve Avukatlık Ya- sası ihlal edilmiştir. Mes- lektaşlarımızın karşılaştığı uygulamaları avukatlık mesleğinin özelliği ve onu- ru bakımından yadırgıyo- ruz” dedi. Gelişmelerle ilgili olarak Türkiye Barolar Birliği bün- yesinde girişimde buluna- caklarõnõ bildiren Erdemir, “İnsan hakları ve hukuk kurallarını ihlal edenler hakkında inceleme ve işlem başlatılmasını istiyoruz” dedi. İzmir Adliyesi’nde Aydõn Barosu, Muğla Barosu, Balõkesir Barosu ve Denizli Barosu başkanlarõ ile birlikte basõn toplantõsõ düzenleyen İzmir Baro Başkanõ Nevzat Erdemir, Yengeç 2 operasyonunda avukatlarõn da gözaltõna alõnmasõnõ protesto etti. Provokatör Gökçek’in koruması Baykal ve Karayalçõn’õn basõn toplantõsõ sõrasõnda gerilime neden olan Serdar Tüzün’ün, Melih Gökçek’in eski, oğlu Osman Gökçek’in ise şimdiki korumasõ olduğu ortaya çõktõ. Yõlmaz Ateş, Tüzün’ün CHP binasõna da ‘korsan’ girdiğinin tespit edildiğini söyledi. MAHMUT LICALI ANKARA - CHP Ge- nel Başkan Yardõmcõsõ Yılmaz Ateş, CHP Genel Başkanõ Deniz Baykal ile SHP Genel Başkanõ Murat Karayalçın’õn CHP Genel Merkezi’nde düzenledikleri ortak basõn toplantõsõna gazeteci ol- mamasõna karşõn katõla- rak Baykal’a provakatif soru yönelten Serdar Tüzün adlõ kişinin An- kara Anakent Belediye Başkanõ Melih Gök- çek’in eski, oğlu Osman Gökçek’inse şu anki ko- rumasõ olduğunu bildirdi. Ateş, Tüzün’ün basõn toplantõsõnõn gerçekleş- tirildiği kata yangõn mer- divenlerinden çõktõğõnõ söyledi. Yõlmaz Ateş, önceki gün basõn toplantõsõnda CHP lideri Baykal’a “Karayalçın’ın DEHAP ile ortaklık yapmasına ne diyorsunuz” sorusu- nu yönelten kişinin Gök- çek’in eski korumasõ ol- duğunu belirtti. Baykal’õn da konuyla ilgili olarak bir televizyon progra- mõnda Serdar Tüzün ad- lõ kişinin Gökçek’in eski korumasõ olduğunu söy- lediğini kaydeden Ateş, “Deniz Bey’in söylediği bilgi doğru” dedi. Ateş, toplantõya katõlan Tü- zün’ün Gökçek’in eski korumasõ olmasõnõn yanõ sõra Gökçek’in oğlu Os- man Gökçek’in yanõnda halen koruma olarak ça- lõştõğõnõ vurguladõ. CHP Genel Merke- zi’nde dün güvenlik alar- mõ verilirken olay masa- ya yatõrõldõ. Tüzün’e 12. kata çõkabilmek için asansörde okutmasõ ge- reken manyetik kartõn verilmediği, ancak ya- nõnda bulunan Ayhan Kıldaş’õn aldõğõ kartla yukarõ çõktõklarõ; 12. kat- ta ziyaretçi kartõyla gö- rülen Kõldaş’õn aşağõya indirildiği, ama daha son- ra yangõn merdivenin- den yeniden yukarõ çõk- tõğõ ifade edildi. CHP Genel Merkezi’ne telefon eden bazõ kişiler, Ayhan Kõldaş adlõ kişinin “AKP etkinliklerinde sunucu- luk yaptığını” öne sürdü. SHP Genel Başkan Yardõmcõsõ Mehmet Yu- la, provokasyondan An- kara Büyükşehir Beledi- ye Başkanõ Melih Gök- çek’in sorumlu olduğunu söyledi. Gökçek’in oğlu Osman Gökçek’in baş- kanlõğõnõ yaptõğõ Türkiye Gençlik Federasyonu’nda alõnan bir karar doğrul- tusunda toplantõlarõn pro- voke edileceği yönünde bilgiler bulunduğunu ak- taran Yula, Ankara Em- niyeti ve İçişleri Bakan- lõğõ’nõ göreve çağõrdõ. TBMM’de görüşülmeye baş- lanacak olan Kamu Hastane- leri Birlikleri Yasa Tasarısı’na tepki gösteren sağlık emekçileri hükümeti protesto etti. Tasarının geri çekilmesini isteyen sağlık- çılar Adana Devlet Hastanesi önünde protesto eylemi yaptı. Eylemde, “İnsanca yaşamak istiyo- ruz”, “Sağlıkta tasarruf ölüm demektir”, “AKP yasanı al başına çal”, “AKP istifa” şeklinde slo- gan attılar. SES Adana Şube Başkanı Dr. Mehmet Antmen, söz konusu yasa tasarısıyla sağlık sis- teminin piyasalaştırılacağını söyledi. SES İstanbul Şubesi üyeleri de, Şişli Etfal Eğitim ve Araş- tırma Hastanesi ile Bakırköy Ruh Sağlığı ve Sinir Hastalıkları Eğitim Araştırma Hastanesi önün- de ayrı ayrı düzenledikleri eylemlerde çalışanların özlük haklarının verilmesini istedi. SES tem- silcisi Mihriban Taşkal, tasarıyı sağlıkta yıkım programı olarak nitelendirdi. (Fotoğraf: ALİ AÇAR) ‘Sağlõkta tasarruf ölüm demek’ Şeriatçõ örgüte darbe DİYARBAKIR (AA) - El Kaide adõna Doğu ve Güneydoğu Anadolu Bölgesi’nde Müslüman İnti- kam Tugayõ (MÜSİT) adõ altõnda faaliyet yürüten örgüt, MSN’de yaptõğõ görüşmelerin polisin teknik takibine takõlmasõyla çökertildi. 3’u tutuklanan 11 sanõk hakkõnda toplam 120 yõl hapis istemiyle da- va açõldõ. Diyarbakõr Cumhuriyet Başsavcõlõğõ’nca hazõrla- nan iddianamede, sanõklardan bazõlarõnõn Afganis- tan’da askeri ve dini eğitim aldõktan sonra eylem yap- mak amacõyla Türkiye’ye geri döndükleri belirtil- di. İddianamede, bölgedeki MÜSİT yapõlanmasõnõn lideri olduğu bildirilen ve yurtdõşõna çõkma hazõrlõ- ğõ yaparken Muş’ta yakalanan S.K’nin örgütün faa- liyetlerini düzenlediği kaydedildi. İddianamede, sanõk S.K’nin MSN’de “Molla” lakaplõ şahõsla Öz- bekçe yaptõğõ görüşmelerde patlaycõ madde yapõ- mõnda kullanõlan “hidrojen peroksit” hakkõnda bil- gi aldõğõ ve İstanbul ya da Ankara’da eylem plan- ladõğõ tespit edildi. İddianamede, MSN kayõtlarõndan sanõklardan Y.B’nin, örgütün Bingöl sorumlusu olduğu ve çok sayõda kişiyi El Kaide adõna savaşmak için Afga- nistan’a gönderdiğinin belirlendiği kaydedildi. EylemhazõrlõklarõyapanveMSNgörüşmeleritakibealõnarakçökertilen ‘Türk El Kaidesi’nin 11 üyesi hakkõnda 120 yõla kadar hapis istendi
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear