26 Aralık 2024 Perşembe Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
SAYFA CUMHURİYET 30 EYLÜL 2007 PAZAR 8 TÜRKİYE İstanbul Edirne Kocaeli Çanakkale İzmir Manisa Aydın Denizli Zonguldak Açık İstanbul HABERLERİN DEVAMI PB PB PB PB B B B B B 25 28 28 26 31 31 31 30 26 Sinop Samsun Trabzon Giresun Ankara Eskişehir Konya Sıvas Antalya B PB PB PB B B B B B 25 25 26 24 27 26 27 25 32 Adana Mersin Diyarbakır Şanlıurfa Mardin Siirt Hakkâri Van Kars B B B B B B B B PB 31 32 32 34 30 33 26 22 22 Trabzon Ankara İzmir Hakkari Antalya Adana Ş.Urfa Erzurum Tüm yurt parçalı ve az bulutlu, zamanla Marmara ile yurdun kuzeydoğu kesimleri parçalı ve çok bulutlu geçecek. Hava sıcaklığı tüm yurtta 1 ila 2 derece artarak tüm yurtta mevsim normalleri üzerinde seyredecek. Rüzgâr kuzey ve kuzeydoğu yönlerden hafif, ara sıra orta kuvvette esecek. Çok bulutlu DIŞ MERKEZLER Oslo Helsinki Stockholm Londra Amsterdam Brüksel Paris Bonn Münih Y B B Y Y Y Y B Y 10 14 13 17 18 15 13 18 22 Yağmurlu Stockholm Berlin Budapeşte Madrid Viyana Belgrad Sofya Roma Atina Zürih Y Y Y Y Y Y Y Y Y 20 21 25 18 25 27 23 27 13 Moskova Aşkabat Astana Taşkent Baku Bişkek Tiflis Kahire Şam Karlı B A B A Y Y B A Y 21 23 18 27 22 19 21 31 36 Londra Berlin Moskova Belgrad Madrid Ankara Taşkent Tahran Kahire Sulu kar Gök gürültülü Parçalı bulutlu Sisli Bulutlu GÜNCEL CÜNEYT ARCAYÜREK ? Baştarafı 1. Sayfada Bu durum, “Türkiye’de korkunç bir tepki meydana getirdi. Tabii bu Türk halkı üzerinde çok çok olumsuz tesirler meydana getirdi” diyor. Ama Amerikan karşıtlığına neden olarak ABD’nin Kuzey Irak’ta barınan PKK’yi koruyup kolladığını, sınır ötesi harekâta izin vermediğini ve ne yazık ki güncelleşen şehitleri göstermiyor. Oysa, Türk halkı PKK’nin elinde tank, top gibi ağır silahların bulunduğunu ilk kez RTE’nin ABD’deki açıklamalarından öğrendi. Askerler de bu müthiş gerçeği ilk kez duymuş olacaklar ki; PKK’nin elinde ağır silahlar bulunduğunu yadsırken “Bir terör örgütünün top, tank türü ağır silahlar kullanamayacağını” söylüyor ve “50 tondan fazla tankı nerede kullanacak, nerede saklayacak” diye RTE’de mantık hatasının altını çiziyorlar. ??? Bakmayın kafanızı karıştıran, birbirine ters düşen anketlere... Biri diyor ki, örtülü kadın sayısı yüzde 2.8 azaldı, Malezya olmuyoruz diyor; bir başka gazete aynı ankete bakarak halkın yüzde 31.4’ünün Türkiye’nin ılımlı İslama doğru yol aldığını söylüyor. Fakat iktidar çatlasa da patlasa da TV’de borazanları, yalakaları, dinci basın istediği kadar AKP anayasasını savunacak olsa da… dünden bugüne son olarak Yargıtay da katıldı bu anayasanın özde de sözde de değiştirilmesine karşı görüşler açıklanıyor. Avrupa Birliği’nin Türkiye’den sorumlu üyesi Olli Rehn bile, içeride öne sürüldüğü gibi, “Türkiye’nin türban konusundaki kararlarında AİHM hükümlerinin dikkate alınması gerektiğini” ve “AB’nin türban konusunda iki yıl önce aldığı kararları temel aldığını” söyledi. RTE ve Çiçek Cemil’in taslağın bir AKP anayasası olmadığını, Türkiye anayasası olacağını öne süren bütün uğraşıları tutmadı. İçeride ve dışarıda “toplumsal uzlaşının şart olduğu” görüşü giderek pekişti, ortak bir tavır konumuna girdi. ??? TBMM Başkanı Köksal Toptan partilerde, üniversitelerde, kimi sivil toplum örgütlerinde anayasa çalışmaları olduğunu söyledikten sonra iki noktanın altını çiziyor: “Bu çalışmaların ortaya konulacağı ve ‘uzlaşmanın sağlanacağı’ yer olarak” TBMM’yi gösteriyor ve RTE’nin asla kabul etmediği bir gerçeği dile getirerek “22 Temmuz seçimlerinde seçmen AKP’ye yüzde 47 destek verdi, ama anayasayı tek başına değiştirme yetkisi vermedi” diyor. Köksal Toptan; Bülent Arınç gibi fanatik AKP’li bir başkandan sonra, nihayet partili de olsa partiler üstü bir TBMM Başkanı kimliği sergiliyor. Güvence veriyor; anayasa önerisi TBMM’ye “intikal ettiğinde”, sadece “parlamentoda bulunan partilerden değil, dışındaki parti ve örgütlerden de görüş alarak anayasa sürecini devam ettireceğini” söylüyor. Girişimin uygulamada içeriğini görmeden yargıya varmak elbette doğru değil. Köksal Toptan’ın olası davranışını AKP çevrelerinin nasıl karşılayacağı, yeni anayasanın TBMM’de geniş katılımlı toplumsal uzlaşı yoluyla yaşama geçirilmesine ne denli sıcak bakacağı bir soru işareti. ??? AKP gibi tek başına bir anayasa yapmayı kendinde hak gören, Meclis’teki çoğunluğu ile sorunları kendi açısından çözmeye meraklı bir parti, hazırlanan taslak üzerinde açıklanan görüşleri anayasa metnine son şeklini verirken yeterli görebilecek bir kafa; Köksal Toptan’ın olası girişimini bakalım nasıl karşılayacak veya olası tepkileri dikkate alarak nasıl biçimlendirecek? RTE, Köksal Toptan’ın ortaya koyduğu yönteme ne ölçüde sıcak bakacak veya: Parlamentoda Anayasa Komisyonu bugüne kadar taslak üzerinde yapılan açıklamaları yeterli görerek TBMM’de temsil edilen partilerle anayasaya son şeklini vermeyi mi, yoksa parlamento dışı partiler, siyasal örgütler, sivil toplum örgütlerinin temsilcilerini dinleyerek duyarlı maddeleri biçimlendirmeyi mi yeğleyecek? ABD’den ses gelmese de anayasa mimarı rolünü benimsemiş görünen Mir Mehmet Bey’den bugünlerde idarei maslahatçı bir açıklama gelebilir. Toptan’ın girişimi üzerinde toplumsal uzlaşı yolunda şimdilik bir umut ışığı… Anlaşma, TSK’nin sınır ötesi operasyonunu, uluslararası hukuka göre zora soktu GÜNDEM ? Baştarafı 1. Sayfada MUSTAFA BALBAY Erdoğan vazgeçti ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Türkiye’nin Irak ile imzaladığı ve içinden “sıcak takip” maddesinin çıkarıldığı güvenlik işbirliği anlaşması, Türk Silahlı Kuvvetleri’nin (TSK) olası sınır ötesi operasyonunu da uluslararası hukuka göre zora soktu. Sıcak takip maddesinin anlaşmaya girmesine Kürtlerin yanı sıra ABD de “hayır” deyince, hem Başbakan Recep Tayyip Erdoğan hem de Dışişleri Bakanı Ali Babacan, anlaşmanın sıcak takip maddesi olmadan imzalanmasına onay vermek zorunda kaldı. Böylece, Türkiye, Birleşmiş Milletler (BM) hukukuna göre sınır ötesi operasyon hakkından vazgeçtiğini anlaşma ile tescil etmiş oldu. Türkiye, Irak ile bu anlaşmayı hiç imzalamasaydı, uluslararası hukuka göre teröristlere yönelik sıcak takip, yani sınır ötesi operasyon hakkı saklı kalacaktı. Daha önce 9 Nisan tarihinde verdiği notaya binaen yapacağı bir sınır ötesi operasyon, hem BM ku ‘PKK TANKLARI’ İDDİASI DOĞRULANMADI WASHINGTON (Cumhuriyet) Terör örgütü PKK kamplarında Amerika’ya ait “top, tank ve benzer ağır silahlar bulunduğu” iddiasında bulunan Başbakan Tayyip Erdoğan, dün iddialarının basındaki görüntülere dayandığını belirtirken ABD, iddiaları doğrulamadı. ABD’de basın toplantısı düzenleyen Erdoğan, temasları sırasında ABD Başkanı George Bush ve Irak Devlet Başkanı Celal Talabani ile ayrı ayrı görüşmeler yaptığını da bildirdi. PKK’nin elinde “Amerikan malı top, tank ve benzer ağır silahlar bulunduğu” yönündeki iddiasının anımsatılması üzerine Erdoğan, “Bu çok yeni bir durallarına hem de uluslararası hukuka aykırı olmayacaktı. TSK, bu anlaşmanın iki ülke arasındaki hukuki prosedüre göre onaylanmasından sonra bir sınır ötesi operasyon yapmaya kalkarsa, Irak tarafının elinde, “İkili anlaşmaya göre sıcak takip yapamazsınız. Esas olan ikili anlaşmanın uygulanmasıdır” savıyla Türkiye’yi engelleyebilecek. rum değildir, internet sitelerinde geçmişte yer aldı” dedi. ABD Dışişleri Bakanlığı sözcüsü Tom Casey ise Erdoğan’ın iddialarına ilişkin yaptığı açıklamada, “bu bilginin neye dayandığını bilmediğini” belirterek iddiayı yalanladı. Erdoğan, İran Cumhurbaşkanı Mahmud Ahmedinejad ile görüşmesinde enerji anlaşması yapılıp yapılmadığının sorulması üzerine “Enerji konusunda İran artık önemli bir partnerimiz durumunda” dedi.Irak ile Türkiye arasında yapılan anlaşmayı da değerlendiren Erdoğan, “Anlaşma, bir bölücü terör örgütüne yönelik bir anlaşma değil, tüm örgütleri kapsıyor” dedi. kip yapabiliyordu. 1926 tarihli anlaşmanın İkinci faslının 9. maddesinde, “Silahlı bir veya birkaç kişi sınır mıntıkasında bir cinayet veya cürüm işledikten sonra diğer sınır mıntıkasına iltica ederse oranın, bu kişileri silahları ve yağma ettikleri eşya ile birlikte, uyruğu bulunduğu tarafa teslim etmesi mecburidir” deniyor. Anlaşma, iki ülke arasında yapılan ve bu konuda ilk imza altına alınan metin özelliğini taşıyan 1926 tarihli mutabakatın da çok gerisinde kaldı. O dönemde, terör kavramı olmadığı için iki ülke “kaçakçıların ve soyguncuların” takip edilmesi konusunda uzlaşmıştı. 1926 anlaşmasına göre Türkiye, Irak sınırı içinde 75 kilometre sıcak ta İSTANBUL VALİLİĞİ Apronda namaza soruşturma ? Baştarafı 1. Sayfada ‘Hasankeyf’i yok etmeyin’ Kamu Emekçileri Sendikaları Konfederasyonu (KESK) İstanbul Şubeler Platformu, Kadıköy İskele Meydanı’nda yaptığı basın açıklamasında Hasankeyf’te baraj yapılmasına karşı olduklarını, tarihsel mirasa ve doğaya sahip çıkacaklarını duyurdu. “Hasankeyf’e, Sinop’a, Munzurum’a dokunma” pankartı açan grup adına konuşan İstanbul Şubeler Platformu Dönem Sözcüsü EğitimSen 3 No’lu Şube Başkanı Dursun Yıldız, geçmişin yok edilmemesi gerektiğini belirterek, “Geçmiş yok edilirse gelecek de yok edilir. Hasankeyf bir doğa harikasıdır. Aynı zamanda sayısız hayvan ve bitkinin yaşam alanıdır” dedi. (NİHAN İNAL) NEW YORK (ANKA) The Wall Street Journal gazetesi Başbakan Tayyip Erdoğan’ın Atatürk’le ilgili bir soruya İngilizce “happenedyaşandı” ifadeleriyle karşılık verdiğini yazdı. Gazetesinin yazarı Robert Pollock, Erdoğan’la söyleşisini, “Hafta Sonu Söyleşileri” bölümünde yayımladı. Söyleşisine, “Atatürk’ten Sonra” başlığını atan Pollock, laik Türklerin, Erdoğan’ın, “Atatürk’e ilişkin hayranlık duyduğu bir konu var mıydı ve nasıl eleştirirdi” sorusuna Erdoğan’ın verdiği yanıtın “az güven verici” olduğunu yazdı. Pollock, Erdoğan’ın Atatürk’le ilgili soruya İngilizce “happenedyaşandı” sözcüğüyle karşılık verdiğini belirterek şunları yazdı: “Özetle: Atatürk ‘yaşandı’. O ‘döneminin bir ürünüydü’diyor.” Başbakanlık yetkilileri ise bu ifadenin Erdoğan’a ait olmadığını savundu. IŞIL ÖZGENTÜRK Gerçekler de türbanlanır... ? Baştarafı Arka Sayfada açtığım kişisel arşivimdeki çeşitli kaynaklardan (günlük gazeteler, dergiler, bildiriler, afişler, fotoğraflar ve söz konusu bölüm için de ANT Haftalık Dergi sayısını) derleyerek, yapımcı kuruluşun çeşitli kademelerinde görevli çalışanlarına yazılı ve sözlü olarak ilettim. Bunun yanı sıra 32. bölümün senaryosunda yer alan ve ‘tepki’ toplayan diyaloğun önerisini de Deniz Gezmiş’i tanıyan, üslubunu ve konuşma tarzını bilen biri olarak ben yaptım. Türkiye tarihinin en önemli dönüm noktalarında, ‘kimi zaman yirmi yılda yaşanacakların yirmi saatte yaşandığı’ dönemlerde tarihe tanık olmuş biri olarak bu danışmanlık süresi içinde yaşanan gerçekleri dile getirmeye, bunların yeni kuşaklara doğru olarak aktarılmasına çalıştım. Bunun bilincinde olarak, başta inandıkları daha güzel bir dünya uğruna idam sehpalarına giden Deniz’lerin ve bu uğurda can veren onlarca arkadaşımın anısına saygı duyduğumdan, söz konusu dizinin danışmanlığı ile hiçbir ilişkimin kalmadığını duyurmak istiyorum.” İşte böyle, sadece kadınların başları türbanlanmaz, gerçekler de türbanlanır.. o günlerden söz açılmışken ansızın anımsadım, o zamanlar Devrim İçin Hareket Tiyatrosu’nda oyuncu olan ben, o gün çizme giymeseydim, muhtemelen yaşamımın geri kalanında sakat biri olacaktım. Hiç unutmuyorum, dev gibi, cüppe giymiş, sakalları karnına kadar uzamış bir adam, tam Teknik Üniversite’nin orada elinde korkunç kalın bir sopa bana doğru koşmuş ve sopayı olanca gücüyle bacaklarıma vurmuştu, Allah’tan çizmelerim kalındı ve on beş günlük bir topallamayla işi geçirmiştim. Sahi o adamlar İlim Yayma Cemiyeti’nin adamlarıydı... isilozgenturk@gmail.com Başbakan Erdoğan’dan Atatürk için ilginç niteleme Gazetemizde dün “Apronda namaz şovu” başlığıyla yayımlanan fotoğraf ve haberi değerlendiren İstanbul Vali Yardımcısı Atatürk Havalimanı Mülki İdare Amiri Mehmet Ali Ulutaş, olayla ilgili çok yönlü soruşturma başlatıldığını söyledi. Konuyla ilgili olarak THY, Devlet Hava Meydanları İşletmesi (DHMİ) Başmüdürlüğü ve Havalimanı Koruma Şube Müdürlüğü’nden bilgi istendiğini belirten Ulutaş, yolcuların aprona çıkmalarında ihmali olabilecek kurum, kişi ve kişilerle ilgili olarak araştırma başlatıldığını bildirdi. Ulutaş, personel dışında kimsenin giremediği apron bölgesine bu yolcuların nasıl ulaşmış olabilecekleri yolundaki bir soruyu yanıtlarken de “Burada büyük bir ihmal var. Olayda ihmali, kusuru olanlar cezasız kalamaz” diye konuştu. Havaİş Genel Başkanı Atilay Ayçin de 30 yıldan beri havalimanlarında çalıştığını, ancak böyle bir durumla daha önce karşılaşmadığını dile getirdi. Ayçin bu görüntülerin hafife alınmaması gerektiğini belirterek “Bu görüntüler tesadüfi olamaz. Türkiye’de sinsice yürütülen planlar var. Birileri bir yerlerden aldıkları güçle buna cesaret edebiliyor” dedi. Atatürk Havalimanı’nda geçen yıl art arda yaşanan “Apronda deve kesilmesi”, “Kargoda kaybolan 25 kilo altın” ve “Iraklı pilotların apronda namaz kılması” olaylarından sonra Mülki İdare Amiri Vedat Müftüoğlu görevden alınmıştı. Bu olaylar sonrasında gazetecilere ise aprona giriş yasağı getirilmişti. Oysa şimdi neredeyse “Mandacılık benim karakterimdir” anlayışı hâkim. Bize bağımsızlığı öğretmesen “Mandacılık güzeldir” dediklerinde, kimse bir şey demeyecekti. Bizler de ülke bağımsızlığında yaşanan erozyonların yaratacağı tehlikenin farkında olmayacaktık... Mancılıkla, manda gibi mutlu mutlu yaşayacaktık... Neden bağımsızlığı öğrettin bize atam?.. Neden? “Türkiye Cumhuriyeti’nin temeli kültürdür” dedin, biz de insanın insan olabilmesi için gerçekten temel bir kültürle donanması gerektiğini beynimize işledik. Anadolu’da bizlerden önce yaşamış kültürlere de saygıyı öğrettin, onları bilmenin, kavramanın bizi de ileri götüreceğini, uygar dünya sahnesinde apayrı bir yere koyacağını gösterdin... Ama şimdi kültür deyince, iktidarda kalma yöntemlerini geliştirmekten başka bir şey akla gelmiyor. Üstelik kültürü de turizmin içine koyup, ne olduğu belirsiz hale getirdiler. Oysa dünyada olup bitenlerden hiç haberdar olmasaydık, bizi yönetenlerin öğrettiğiyle yetinmeyi, yaşamayı rehber edinseydik... Ne kadar mutlu olurduk... Yaşamımıza neden kültür penceresi açtın Atam?.. Neden? ??? Benim hiçbir mirasım yok dedin, benim yolum bilim yoludur, beni izlemek isteyenler bu yolu takip etsinler dedin... Bu yolda ilerleyen pek çok aydınımız, bilim adamımız gelişti... Matematikte dünya çapında bilim adamı yetiştirdik; Cahit Arf, kendi adıyla anılan bir teorem geliştirdi. Bugün bilim deyince dilim anlaşılıyor, herkes kendi payına düşen dilimin artması için çaba harcıyor. İlle de bilim diyeni de kaderiyle baş başa bırakıyorlar... Bu da bizi kahrediyor! Neden bilimin yolunu izleyin deyip aklı öne çıkardınız Atam?.. Neden? “Bir ülkeyi aydınlatmak yönetmekten zordur” deyişinin hakkını verircesine, salt yönetmekle yetinmedin... Zor olanı, toplumu aydınlatmayı hedefledin. Devrimlerle Türkiye’nin çağdaş ülkeler düzeyine ulaşmasını sağladın... Bugün o günlerden daha geri duruma düşmek, senin yolunu hedefleyenleri kahrediyor. Oysa, sadece yönetmekle yetinip toplumu kendi dalgalanmasına bıraksaydın, halk dalkavukluğunu öne çıkarsaydın, bugün hiç ilerigeri sorunumuz olmazdı. Bu devrimleri neden yaptın Atam?.. Neden? ??? Tıpkı Misakı Milli gibi bir de Misakı İktisadi hedefi koydun... Ekonominin gelişmesi için her alanda dinamizm yarattın. Böylece Cumhuriyetin ilk 15 yılında Türkiye’yi dünyanın en hızlı gelişen 3 ülkesinden biri yaptın. Başta Sümerbank olmak üzere, tekstilden şekere, ayakkabıdan imalat sanayiine kadar her alanda bugünün deyimiyle “marka” yarattın. O üretim kurumları ki, aynı zamanda toplumsal ilerlemenin de merkezi olmuştu... Bugün ekonomi deyince ulusal hamle değil, dış destek anlaşılıyor. Bize ulusal kalkınmanın tadını neden öğrettin Atam?.. Neden? Sömürgecilerin kirli göletlerinde manda gibi devrilip yaşamak varken... Bize vatan duygusunu, bağımsızlık ülküsünü, dünyaya akıl ve bilim penceresinden bakma bilincini neden verdin Atam?.. Neden? ankcum?cumhuriyet.com.tr Beytüşşebap’ta minibüse pusu PKK köylüleri taradı: 12 ölü MAHMUT ORAL AKP, AB’den uzaklaşıyor ? Baştarafı 1. Sayfada ları siyasetin öznesi değil, nesnesi yapan manipülatif bir yaklaşım” sergilediğine işaret etti. AKP’nin Türkiye’yi AB üyeliğinden ılımlı İslam ülkesi Malezya’ya kaydırmasını siyaset bilimciler değerlendirdi. İstanbul Bilgi Üniversitesi Uluslararası İlişkiler Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. İlter Turan, AKP’nin bir önceki parlamento döneminde AB ile olan ilişkilerine yoğunlaştığı sırada hem ABD’de hem de Avrupa’da Türkiye’ye ilişkin “ılımlı İslam” söylemlerinin bulunduğunu belirterek “Ancak o dönem AKP,AB ile olan ilişkilerini geliştirme amacında olduğunu ısrarla söylüyordu. Oysa şimdi AB’ye üyelik konusunda yeterli enerjiyi göstermemesi Malezya tartışmalarına zemin hazırladı” dedi. AKP’nin artık AB’nin istediği reformlar konusunda bir “ilgi eksikliği” yaşadığını belirten Prof. Turan, “AB’de, Türkiye ile ilgili kafa karışıklığı yaşanıyor.AB’ye üye ül kelerin bir kısmı Türkiye’nin üyeliğini isteksizlik ile karşılıyor.AKP’nin de bu konudaki sessizliği, ‘Türkiye Malezya olur mu’ yakıştırmalarının önünü açtı. Bu algılamaların toplum üzerindeki etkisi de göz önüne alındığında bu tür yakıştırmaların toplumu AB düşüncesinden uzaklaştırdığını görüyoruz” diye konuştu. Galatasaray Üniversitesi Siyaset Bilimi Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ercan Eyüboğlu ise Türkiye’de toplumun AB’yi, AB’nin de “laikleşmemiş Malezya’nın konuşulduğu bir Türkiye” istemediğini belirtti. Türkiye’nin AB’den giderek uzaklaşıyor olmasının “çelişkili” bir biçimde AKP iktidarınca desteklendiğine dikkat çeken Prof. Eyüboğlu, “Bugün AB’den yana görünen AKP, gerçekte AB’den ödü kopan bir siyasi iktidardır.AB’ye girmek istemelerinin altında Kemalist modern Cumhuriyeti çökertme projesinde AB’nin nesnel tavrından yararlanmak istemeleri yatıyor” dedi. Malezya tartışmasını bir “sonuç” olarak değerlendiren Prof. Eyüboğlu, şunları kaydetti: “AKP, Erbakan’ın ‘Kanlı mı kansız mı’ sorusuna ‘Biz kansız başardık” deme noktasına geldi. Siyasi iktidar gitmiş hâlâ mahalle baskısından söz ediyor. Humeyni nasıl geldiyse Fethullah Gülen de Türkiye’ye öyle gelecek. Şu anda onun ortamı hazırlanıyor. Bu ülkenin başına bir bela musallat edildi. Bunlar da imam hatiplerdir. Yani o kültürdür. Avrupa, laikleşmemiş Malezya’ların konuşulduğu bir Türkiye’yi istemez.” AKP iktidarının AB’yi “hegemonya mücadelesinin” bir aracı olarak kullandığını belirten Yıldız Teknik Üniversitesi Siyaset Bilimi Bölümü Öğretim Görevlisi As. Prof. Dr. Ergun Aydınoğlu, AKP’nin “yurttaşları siyasetin öznesi değil, nesnesi yapan manipülatif bir yaklaşım” sergilediğine işaret etti. Aydınoğlu, “Bundan bir yıl kadar önce Türkiye’de üzerinde çokça konuşulan AB konusu, AKP iktidarınca mevcut hegemonya mücadelesinin bir aracı olarak kullanıldı. Bu nedenle de son beş yıl içinde Türkiye ne daha fazla Avrupalılaştı ne de daha demokratik oldu” dedi. DİYARBAKIR Şırnak’ın Beytüşşebap ilçesinde içme suyu çalışmasına katılan köylüleri taşıyan minibüs tarandı. Saldırada 7’si köy korucusu 12 kişi öldü, 2 kişi yaralandı. Şırnak’ın Beytüşşebap ilçesine 40 kilometre mesafedeki Beşağaç köyüne içme suyu getirilmesi için kazı işinde çalışan köylüler dün gece saat 21.30 sıralarında bir minibüsle köylerine dönerken silahlı saldırıya uğradı. PKK’lilerin taradığı minibüste, köy muhtarı Yusuf Acer, oğulları Rahmi, Mecit ve Cemil ile akrabaları olan Bengin, Kamil, Fehmi Acer ve Cuma Elma adlı köylülerle kimliği belirlenemeyen 4 kişi olay yerinde yaşamını yitirdi. Saldırıda Ekrem Alın da ağır yaralandı. Saldırının ardından bölgeye çok sayıda askeri helikopterin inerek operasyon başlatıldığı bildirildi. Yaralıların Şırnak’taki asker hastanesinde tedavi altına alındıkları öğrenildi. Beytüşşebap Belediye Başkanı DTP’li Faik Dursun, Kato Dağı’nda birkaç gündür süren çatışmalar nedeniyle gerilimli bir ortam bulunduğunu belirterek “İlçede ve çevresindeki yerleşim birimlerinde çok büyük tedirginlik var. Kimin eli kimin cebinde, kim ne yapıyor belli değil. Çok sıkıntı var, halk tedirgin. Bu olayın aydınlatılmasını bekliyoruz” dedi. Kato Dağı’nda gerçekleştirilen ve korucuların da katıldığı operasyonda 9 terörist öldürülmüştü. 13 yaşındaki çocuk mayın kurbanı Dün de Diyarbakır’ın Dicle ilçesi Balalantepe Beyazçeşme mevkiinde, teröristlerce döşenmiş mayına basan 1213 yaşlarında bir çocuğun öldüğü bildirildi. Şırnak’ta da mayın patlaması sonucu 1 güvenlik görevlisi yaralandı. CUMHURİYET 08 K
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear