26 Aralık 2024 Perşembe Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
19 EYLÜL 2007 ÇARŞAMBA CUMHURİYET SAYFA HABERLER Türk Parlamenterler Birliği Başkanı Hasan Korkmazcan AKP’nin yönteminin yasal olmadığını söyledi 5 POLİTİKA GÜNLÜĞÜ HİKMET ÇETİNKAYA ‘Anayasa Meclis’in işi’ AYŞE SAYIN Öfke, Kin, Nefret... Toplumu rahatsız eden, kimi zaman düşündüren, kimi zaman hüzünlendiren duygu nedir? Rasgele avuntular, tüm eğilip bükülmeler toplumu nereye götürür? Bir eylül akşamında alaca bir öfke büyüyor kin ekilen yaşadığım coğrafyada... Eva Tucker’in “Berlin Bir Mozaik” adlı (Can Yayınları) romanını bitirdim... Düşünceler denizindeyim!.. Berlin doğumlu İngiliz yazar Eva Tucker, bir ailenin yirminci yüzyılın başından sonuna uzanan çalkantılı öyküsünü anlatıyor yeni romanında. Roman, kentsoylu bir ailenin bohem aşklarını, siyasal kargaşayı, dinsel tartışmaları, sanatsal başkaldırıları içeriyor... Romanı okurken salt Almanya’nın yirminci yüzyıl boyunca yaşadıklarını değil, 2007 Türkiye’sinde karşıma çıkan çelişkilerin birbirine nasıl benzediğini gördüm... Yaşamın yamaçlarında, fırtınalarla, yağmurlarla, kaçış ve kovalamacalarla altüst olan bir toplum otuz yıl önce yaşanan katliamları, faili meçhul cinayetleri çoktan unuttu... Hrant Dink cinayeti bir yılını doldurmadı daha. Tetikçiler içeride. Ancak, tetikçilerin arkasındaki örgütlü güç ortaya çıkmadı, tıpkı Uğur Mumcu, Ahmet Taner Kışlalı, Musa Anter cinayetlerinde olduğu gibi. Irkçıfaşistdinci örgütlenmeyi “ulusalcılıkla” karıştıran İkinci Cumhuriyetçi “Soros Çocukları” siyasal iktidarın Ermeni yurttaşlarımızı aşağılayanlarla sarmaş dolaş olduklarını bilmiyor mu? Şiddete özgü düzenler, etnik temele dayalı milliyetçilik yapanların “Türkİslam Sentezi”nde buluştukları bir gerçek. Türkİslam sentezinden yola çıkarak Hrant Dink’in katillerini övenler, bir başka noktada “Kürtİslam Sentezi”nde mayalananlarla aynı çizgide buluşmuyorlar mı? ??? Duyguların, düşüncelerin altüst olduğu bir coğrafyada yaşamak çok zor dostlar... Köktendinciler ve Türkİslam, Kürtİslam sentezi... Hrant Dink’i öldürenlere sahip çıkanlarla, Sıvas Madımak katliamını alkışlayanlar arasında ne fark var? Ya da Ahmet Taner Kışlalı’nın, Danıştay üyelerinin fotoğraflarının üzerine “çarpı işareti” koyanlarla gazeteci Ali Bayramoğlu’nu, “lan” diyerek hedef gösterenler arasında ne fark var, söyler misiniz? 2007 Türkiyesi’nde hâlâ birileri birilerini hedef olarak gösteriyor... Bir toplum düşünün ki katilleri şiirle, türküyle, kliple övüyor, tepki gösterilince “Sen kimsin lan” denilip tetikçilerin hedefine konuyor... Dincifaşist örgütlenmeyi “ulusalcılık” diye nitelendirenlere bir sorum var: “Siz ulusal kavramından ne anlıyorsunuz?” Bir ülkenin koyları, bükleri, dağları, ovaları, nehirleri satılırken karşı çıkmak ulusalcılıktır... Marksist olmanın, solcu olmanın temel koşulu ulusalcılıktan geçer. Dincifaşist yapılanmaya her ulusalcı karşı çıkar... Kimileri “ulusalcılığı” kendi çıkarları için kullanıyor olabilir... Gerçek “ulusalcı kesim” Ankara Tandoğan’da, İstanbul Çağlayan’da, İzmir Gündoğdu’da ırmak olup aktı... Ulusalcılar “Türk bayrağı”na karşı çıkmaz, Deniz Gezmiş ve arkadaşları gibi ellerinde dalgalandırırlar... Hrant Dink cinayeti örgütlü bir çetenin işidir. Tetikçiler yakalanmıştır. Dincifaşistler onlara övgü yağdıracaklardır. Dedim ya, dincifaşistlerle köktendinciler arasında fark yoktur. Bu coğrafyada yüzyıllardır Türk’üyle, Ermeni’siyle, Rum’uyla, Kürt’üyle, Laz’ıyla, Çerkez’iyle, Süryani’siyle yaşıyoruz kardeşçe... Uğur Mumcu da bizim insanımızdı, Hrant Dink de... İkisinin de düşünceleri farklıydı, ikisi de “büyük patron”un buyruğuyla öldürüldü. Ben Uğur’un öldürüldüğü gün duyduğum acıyı, hüznü Hrant öldürüldüğünde de duydum... Bir soğuk İstanbul akşamında buz kesildim... ??? Türkiye için köktendinci yapılanma, Türkİslam ve Kürtİslam sentezi yapılanma demokrasinin önünde en büyük tehlikedir... Eva Tucker’in “Berlin Bir Mozaik” romanı yirminci yüzyıl Almanya’sını anlatıyor. Hitler’in faşist yönetimi, kentsoyluların fırtınalı yaşamı, dinsel tartışmalar, bohem aşklar, sanatsal başkaldırılar... Tıpkı 2007 Türkiyesi gibi!.. Birileri Ali Bayramoğlu’nu “lan” diye, birileri ise Yalçın Doğan’ı “Marksist eskisi” diye hedef gösterirken oturup düşünmek gerekiyor... Tehlikenin farkında mısınız? Demirel’den anayasa yorumu ? ANKARA (AA) Türkiye’nin 9. Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel, “bir ideoloji olduğu gerekçesiyle sivil anayasa çalışmaları kapsamında Kemalizm’in anayasa metninden çıkarılması’’ yönündeki hazırlıklarla ilgili sorular üzerine “Yani her şey bitti de bir o mu kaldı?’’ dedi. Demirel, “Bugün Türkiye Cumhuriyeti Anayasası’nda Atatürk’e ait hangi çeşit referanslar varsa, Atatürk ile ilgili ne söyleniyorsa, bunların Türkiye’yi rahatsız eden bir tarafı yoktur’’ dedi. ANKARA Türk Parlamenterler Birliği (TPB) Başkanı Hasan Korkmazcan, AKP’nin 1982 Anayasası’nı tamamen ortadan kaldıran yeni bir anayasa hazırlayamayacağını belirterek, “Çünkü mevcut anayasanın değiştirilemeycek hükümleri bulunmaktadır. Bu hükümler anayasanın tümünü, felsefesini teşkil eden, bu felsefeyi dışta bırakan bir anayasanın yapılması, mevcut anayasal hükümlerimize göre yasal değildir” uyarısında bulundu. 12 Eylül öncesi ve sonrası parlamentolarında anayasa çalışmalarına önemli katkılar veren TPB Başkanı Hasan Kork ? 1971 ve 1995’teki anayasa değişikliklerinde komisyon başkanlığı yapan Korkmazcan, anayasa değişikliklerinin hükümet tasarısı olarak TBMM’ye sunulamayacağını anımsattı. İktidar partisinin kapsamlı anayasa değişikliği hazırlamasının son derece sakıncalı olduğunu söyleyen Korkmazcan, anayasa yapmanın siyasi partilerin değil, Meclis’in işi olduğuna dikkat çekerek ‘TBMM başkanı derhal inisiyatifi ele almalıdır’ dedi. mazcan, “Parlamenterler Birliği Başkanı olarak değil, bütün bu deneyimleri yaşamış, 1959’dan bu yana anayasa değişikliği çalışmaları içinde bulunmuş bir kişi olarak söylüyorum; iktidar çevreleri anayasa değişikliği projesini başarılı bir şekilde ortaya koyamadılar” dedi. AKP’nin anayasa değişikliğini gönüllü katılımı sağlayacak bir metodla ele almak yerine “iktidar inisiyatifinin öne çıkarıldığı” bir yöntemi benimsediğine dikkat çeken Korkmazcan, AKP’nin temel hatalarını şöyle sıraladı: “Birincisi, seçim öncesi anayasa değişiklikleri ile ilgili köklü bir projenin tartışmaya açılmamış olması. İkinci hata, seçimden sonra sorumlu ve yetkili olmadıkları sonradan açıklanan bazı milletvekillerinin (Zafer Üskül) polemik yaratacak roller üstlenmeleri. Çünkü anayasa değişikli ra kamuoyuna açıklanmasında izlenen yol sağlıklı değerlendirmelere imkân bırakmamıştır.” Toptan’a çağrı GÖRÜŞME ERTELENDİ ÇİZMEDEN YUKARI DTP İl Başkanı’na ‘sayın’ cezası ? Yurt Haberleri Servisi DTP Erzincan İl Başkanı Hüseyin Bektaşoğlu, Erzurum İkinci Ağır Ceza Mahkemesi’nde, Abdullah Öcalan’a “sayın” demek, terör örgütü propagandası yapmak suçundan yargılandığı davada 3 yıl hapis cezası aldı. Bektaşoğlu’nun 3 yıllık hapis cezası temyiz edilerek Yargıtay’a gönderildi. Bektaşoğlu, geçen yıl yaptığı yazılı açıklamada, Öcalan için “sayın” ifadesini kullanmış, yine geçen yıl başka bir açıklamasında da PKK’yi öven cümlelere yer vermişti. Önce AB’ye anlatmaktan vazgeçtiler ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) AKP’nin yeni anayasa taslağı hazırlıklarının başındaki isim olan Genel Başkan Yardımcısı Dengir Mir Mehmet Fırat, AB ülkelerinin büyükelçileriyle dün planlanan yemeğini ertelemek zorunda kaldı. Gazetemizde dün yer alan “Anayasayı önce AB’ye anlatıyorlar” şeklindeki eleştirilerden rahatsız olan Başbakan Tayyip Erdoğan da partisinin anayasa konusunu ele alacağı MYK toplantısını erkene aldı. AB Dönem Başkanı Portekiz Büyükelçisi José Manuel de Carvelho Lameiras’ın davetiyle dün 13.15’te AB ülkelerinin Ankara’daki büyükelçileriyle öğle yemeğinde bir araya gelmesi öngörülen Fırat, bu yemeği ertelemek zorunda kaldı. Fırat’ın AB büyükelçileriyle buluşacağı haberi, gazetemizde manşetten “AB’ye anayasa brifingi” şeklinde yer alırken CHP lideri Deniz Baykal hükümetin anayasayı muhalefetten önce AB büyükelçilerine anlattığına dikkat çekerek “Anayasayı elçilerden mi öğreneceğiz” eleştirisini yapmıştı. Erdoğan’ın da “Anayasa taslağı önce AB’ye anlatılıyor” havasını dağıtmak için dün akşam 20.00’de yapılması beklenen MYK toplantısını öğlen 14.00’e aldığı ve Fırat’a da AB yemeği yerine bu toplantıya katılması talimatı verdiği ileri sürüldü. AB diplomatik kaynakları Fırat ile büyükelçilerin bugün biraya gelmesinin planlandığını belirttiler. ABD’den Türkiye’ye savcı ? Haber Merkezi Fransa’da tutuklu bulunan ve PKK’nin kara para trafiğini yönlendirdiği iddia edilen 5 teröristin Türk güvenlik heyeti tarafından sorgulanmasının ardından, ABD, bir kadın savcıyı PKKuyuşturucu bağlantısını araştırıp rapor hazırlaması için Türkiye’ye gönderdi. Paris’te geçen yıl yakalanan iki PKK’li, paranın Yüksekovalı işadamı Hikmet Serdar’a ait olduğunu söylemiş, ardından iki ülkenin işbirliği sonucu geçen ocak ayında düzenlenen operasyonda Serdar ve yanındakiler İstanbul’da gözaltına alınmıştı. Vetolu bürokratlar ‘asalet’ kuyruğunda ANKARA (ANKA) 10. Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer’in kararnamelerini imzalamaması nedeniyle vekâleten görev yürüten bürokratların asaleten atanması süreci başladı. Sezer’in çeşitli nedenlerle atama kararnamelerini iade ettiği bürokratlar için, Abdullah Gül’ün cumhurbaşkanı seçilmesiyle yeniden atama dönemi başlatıldı. Bütçe ve Mali Kontrol Genel Müdürlüğü’ne, bu görevi vekâleten yürüten Naci Ağbal’ın atanmasına ilişkin kararname Resmi Gazete’de yayımlandı. Kamu İhale Kurumu Başkanlığı’na ataması Sezer’den geri dönen Ağbal, Nisan 2006’da vekâleten Bütçe ve Mali Kontrol Genel Müdürlüğü’ne getirilmiş, kararnamesinin görevlendirmenin ardından gönderileceği belirtilmişti. Ancak geçen sürede Ağbal, görevi vekâleten yürütmeye devam etti. Kararnamesi Köşk’ten dönen bir başka isim olan ve asaleten atanamadığı görevi vekâleten yürüten Maliye Teftiş Kurulu Başkan Vekili Cemal Boyalı da bu göreve asaleten atandı. Boyalı, kararnamesinin dönmesinin yanı sıra Teftiş Kurulu’ndaki bazı tartışmalı uygulamaları nedeniyle Abdullah Gül, Sezer’in kararnamelerini imzalamadığı bürokratları atamaya başladı Anayasa değişikliklerinin hükümet tasarısı olarak ği gibi kalıcılığı esas kriter TBMM’ye sunulamayacağını olan çalışmalarda konjonk da anımsatan Korkmazcan, iktürel tartışmalar amaca hiz tidar partisinin genel merkezi met etmez. Bir başka hata, bir veya parti grubunun kapsamheyete anayasa taslağı sipa lı anayasa değişikliği hazırlariş edilirken, bunun bilimsel masının son derece sakıncalı olobjektiflikte çalışacak şekil duğunu söyledi. Anayasa yapde belirlenmemiş olması. Bi manın siyasi partilerin değil, lim heyetlerinin objektifliği Meclis’in işi olduğuna dikkat ni sağlayacak ölçü, değişik çeken Korkmazcan, İsmet İnögörüşleri temsil eden bilim nü’nün “Bu partide merkeinsanlarının aynı kurulda bu zi umumi sultası yaşatmam. lunabilmesidir. Dördüncüsü, Meclis grubunun işine, partaslak ortaya çıktıktan son ti genel merkezi karıştırılmaz” sözlerini anımsattı. Korkmazcan, “Böyle merkezi umumi müdaMUSA KART haleler Meclis’in işini güçleştirir” dedi. TBMM Başkanı Köksal Toptan’ı derhal inisiyatifi ele almaya çağıran Korkmazcan, şu görüşleri dile getirdi: “Yapılacak iş esasen yeni bir anayasa yazımı değil, yürürlükteki anayasanın değiştirilmesi işlemidir. Öyle yeni devlet kurmuyorsunuz ki yeni anayasa olsun. İktidarların kendi başlarına yapacağı işler, hükümet programları, kalkınma planlarını ve bütçeleri hazırlamaktır. Anayasa değişiklikleri Meclis’in işi olduğuna göre, tarafsız Meclis başkanlığı eliyle yürütülmelidir. TBMM Başkanı, bundan önce yapılmış bütün çalışmalarda uygulanan metod doğrultusunda partiler ve sivil toplum kuruluşlarından oluşan bir hazırlık komisyonu kurabilir. Bu komisyona herkes konu üzerindeki düşüncelerini, taslaklarını aktarabilir. AKP’nin hazırladığı taslak buraya sunulan taslaklardan biri olamusakart@yahoo.com rak ele alınır. Anayasa değişikliği yapılırken, esas alınacak metin 11 Eylül 1980 tarihli anayasa olursa uzlaşmanın daha kolay sağlanabileceğini söylüyorum.” ‘Yeni anayasa yapılamaz’ Korkmazcan da anayasanın değiştirilmesi teklif dahi edilemeyen ilk 3 maddesi nedeniyle, AKP’nin “yeni bir anayasa yazamayacağını” söyledi. Korkmazcan, “Mevcut anayasanın değiştirilemeyecek hükümleri bulunmaktadır. Bu hükümler anayasanın tümünü, felsefesini teşkil eden, bu felsefeyi dışta bırakan bir anayasanın yapılması, mevcut anayasal hükümlerimize göre yasal değildir” diyerek, Anayasa Mahkemesi’nin bu değişiklikleri iptal edebileceğinin işaretini verdi. Babacan zemin yoklayacak ? ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Başbakan Tayyip Erdoğan’dan önce Dışişleri Bakanı Ali Babacan ABD’ye gitti. Dün akşam saatlerinde ABD’ye giden Babacan, Chicago ve North Western üniversitelerini ziyaret edecek. Küresel İlişkiler Konseyi adlı düşünce kuruluşunda konuşacak olan Babacan, Chicago’daki Türk dernekleriyle de toplantı yapacak. Babacan, 21 Eylül’de New York’a geçerek BM Genel Kurul çalışmalarına katılacak. Babacan’ın 2 Ekim’de yurda dönmesi bekleniyor. Erdoğan’ın iftarı Başbakan Erdoğan da bu akşam aralarında ABD Büyükelçisi Ross Wilson’un da bulunduğu tüm yabancı büyükelçileri AKP Genel Merkezi’nde vereceği iftar yemeğinde ağırlayacak. de gündeme gelmişti. Artvin İl Müftülüğü’ne eski Edirne İl Müftüsü İsa Saim atandı. Edirne Müftüsü İsa Saim’in, 4 Kasım 2006 yılında başkanı olduğu Türkiye Diyanet Vakfı Edirne Şubesi aracılığıyla başka kentlerde oturan akrabalarına ve tanıdıklarına para yardımı yaptığı ortaya çıkmıştı. Vakıf yönetimi, Saim’in akrabalarının Aydın, Oltu, Tokat, Denizli, Rize, İstanbul’daki hesaplarına 75 ve 100’er YTL arasında para yatırdı. Saim, “Yardımı akrabam oldukları için değil, bize başvurdukları için yaptık. Verilemeyecek hesabım yok” açıklamasında bulunmuştu. hikmet.cetinkaya?cumhuriyet.com.tr Faks numaramız: 0212/ 343 72 69 Olli Rehn, yeni anayasada iki önemli hayati konunun laiklik ve temel özgürlükler olduğunu söyledi Yetkin: Çizgimiz laik Cumhuriyet ? ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Türkiye Ziraatçılar Derneği’nin (TZD) 58. kuruluş yıldönümü Ankara Ticaret Odası’nda düzenlenen törenle kutlandı. TZD Başkanı İbrahim Yetkin, TZD’nin, “kırmızı çizgileri” olan bir sivil toplum kuruluşu olduğunu belirterek “Laik, demokratik bir Türkiye Cumhuriyeti, bizim temel çizgimizdir’’ dedi. AB’nin laiklik kaygısı Haber Merkezi Avrupa ? AB Komisyonu’nun Genişlemeden Sorumlu Komiseri Rehn, Türk Anayasası’nın Birliği (AB) 22 Temmuz se demokratik, laik yönünün Avrupa açısından son derece önemli olduğunu ve bu unsurun çimlerinin ardından Türkiye’dekorunması için Avrupa’nın bir garantör olduğunu söyledi. Rehn, “Laik demokrasi, ki laik sistemin geleceğini cidTürkiye Cumhuriyeti’nin ilkeleri için de çok güçlü bir güvence sayılmalıdır’’ dedi. di bir biçimde sorgulamaya başlarken ılımlı İslamı benimsemiş bir ülkenin AB üyesi ola lamada, henüz anayasanın ay runması için Avrupa’nın bir rundadır. Laik demokrasi, mayacağına yönelik sesler hız rıntılı taslağını inceleme fır garantör olduğunu şu sözlerle Türkiye Cumhuriyeti’nin illa artıyor. AB Komiyonu’nun satları olmadığının altını çize açıkladı: “Hem Türk halkının keleri içinde çok güçlü bir Genişlemeden Sorumlu Komi rek şimdiye kadar medyaya hem de AB’de yaşayan insan güvence sayılmalıdır... Avruseri Olli Rehn, yeni anayasa yansıyan ana hatlarıyla ilgili ların görmeleri gereken son pa Birliği, Türkiye’deki deda iki unsurun son derece ha görüşlerini açıkladı. derece önemli bir nokta var. mokratik çoğulculuğun ve yati olduğunu belirterek bunO da, şu söyleyeceklerimdir: dolayısıyla laikliğin garantölardan birinin laiklik, diğeri ‘İlkelere saygı şart’ AB süreci ülkelerin laik de rüdür. Bunun için iki tarafın nin de temel özgürlükler olduRehn, Türk anayasasının de mokrasisi için son derece da Türkiye’nin AB’ye katılım ğunu söyledi. mokratik, laik yönünün Avru önemli bir çıpadır. AB’ye ka sürecine güçlü ve şüphe göOlli Rehn, özel televizyon pa açısından son derece önem tılmak isteyen her ülke bu il türmez şekilde bağlı kalmakanalı Kanal D’ye yaptığı açık li olduğunu ve bu unsurun ko kelere saygı göstermek zo ları çok önemlidir.” Demokratik laikliğin çok önemli olduğuna dikkat çeken Rehn, “Unutmamak gerekir ki Avrupa Mahkemesi de defalarca demokrasi ve laiklik konularında karar almıştır” dedi. Bu arada, AB’nin konuya ilişkin kaygılarını kasım ayında yayımlanması planlanan ilerleme raporunda da vurgulaması bekleniyor. AB Komisyonu’nun Genişlemeden Sorumlu Üyesi Rehn geçen ay yaptığı açıklamada da İslami usulleri benimseyen bir devletin AB ile müzakere edemeyeceğini vurgulamıştı. CUMHURİYET 05 K
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear