26 Aralık 2024 Perşembe Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
SAYFA CUMHURİYET 14 EYLÜL 2007 CUMA 8 TÜRKİYE İstanbul Edirne Kocaeli Çanakkale İzmir Manisa Aydın Denizli Zonguldak Açık İstanbul HABERLERİN DEVAMI Y Y Y Y B PB B PB Y 24 25 26 24 29 32 33 32 25 Sinop Samsun Trabzon Giresun Ankara Eskişehir Konya Sıvas Antalya Y Y PB PB PB PB B PB A 28 28 28 26 26 27 28 28 30 Adana Mersin Diyarbakır Şanlıurfa Mardin Siirt Hakkâri Van Kars A A A A A A B B B 30 31 34 36 31 34 31 25 27 Trabzon Ankara İzmir Hakkari Antalya Adana Ş.Urfa Erzurum Yurdun kuzey kesimleri parçalı çok bulutlu, Marmara, Batı Karadeniz ile Orta Karadeniz kıyıları sağanak ve gökgürültülü sağanak yağışlı, diğer yerler az bulutlu ve açık geçecek. Hava sıcaklığı yurdun kuzeybatı kesimlerinde azalacak. Çok bulutlu DIŞ MERKEZLER Oslo Helsinki Stockholm Londra Amsterdam Brüksel Paris Bonn Münih Y Y B B B B B B B 17 16 19 20 19 17 19 18 17 Yağmurlu Stockholm Berlin Budapeşte Madrid Viyana Belgrad Sofya Roma Atina Zürih B Y Y Y B B B B B 19 19 29 19 19 18 27 30 20 Moskova Aşkabat Astana Taşkent Baku Bişkek Tiflis Kahire Şam Karlı B B PB A A B B B B 16 32 29 36 28 34 28 31 32 Londra Berlin Moskova Belgrad Madrid Ankara Taşkent Tahran Kahire Sulu kar Gök gürültülü Parçalı bulutlu Sisli Bulutlu GÜNCEL CÜNEYT ARCAYÜREK ? Baştarafı 1. Sayfada tesiste şifa arayan bizimkine; Denizli’nin Sarayköy ilçesindeki otelde ve civarında uygulanan önlemler gerekli olanı katbekat aşıyor. RTE’nin kaldığı otelin “çevresindeki önlemlerin” aşırıya kaçmaması gerekirken: “…Otelin 500 metre ilerisinde, yolda güvenlik barikatları kurularak giriş ve çıkışlar kontrol edilmeye başlandı. Otelin personeline izin verildi, otele müşteri kabul edilmedi. Otelde havuzların ve çamur havuzlarının bulunduğu bölüm bez brandalarla kapatıldı. Otelin delüks bölümünün ikinci katında 26 odanın tamamı RTE’ye ve kendisini ağırlayan belediye başkanına tahsis edildi. 17 Eylül’e kadar otelde rezervasyon alınmadı….” ??? Ancak, bir başbakanın gizleyecek neyi olabilir ki, çamur banyosunu yapacağı yerin çevresi bez brandalarla gözlerden kaçırılıyor. Bir başbakan, RTE, mayolu olmaz ya haşemalı gövdesini objektiflerden kaçırmak istiyorsa? Oteli jandarmalar denetliyor… Fotoğraf makinelerine.. kameralara yol vermez? Hitler, Mussolini, Franco, Stalin gibi diktatörler suikastlara karşı çeşitli önlemler aldılar. Örneğin Tito gibi bir devlet adamı önlem olarak benzerini kullandı. Gideceği yere önce benzer Tito gitti, arkadan da gerçek Tito. Bizimki de aynı yöntemi uygulayabilir mi? Örneğin çamur havuzuna önce şöyle çıplak vücudu alımlı bir benzeri girer. Fotoğraflar, kameralar işler ve sonra… Gözlerden kaçmak isteyen gerçek RTE, gönül rahatlığı ile çamur banyosunu yapar... Şeffaflık mı istiyorsunuz; işte ülkemizde AKP biçimi şeffaflık! Ne ki bu yöntemi uygulamanın olasılığı bile düşünülemez. Uygulayamaz; zira RTE gibi karşıdevrimi demokratik düzenle kamufle ederek gerçekleştirecek bir benzerini bulmak olanaksız. ??? Ne yaparsa sineye çekilen bir ülkede RTE, neden böyle olağanüstü önlemlere başvursun? Otel başka hastalara kapatılıyor, çevresinde olağanüstü önlemler alınıyor, çamur banyosu bile gözlerden kaçırılıyor. Çevre halkından eleştirisel bir eylem görülmüyor. Medyada ses yok. Bir ülkede toplum susmuş, toplumun aynası olduğu sanılan medya susmuş, hatta önlemleri ballandıra ballandıra anlatıyor. Bu koşullarda RTE neden böyle olağanüstü önlemlere başvursun? Sivil Anayasa adı altında yutturulan AKP Anayasası’nı partiler arası, hatta çeşitli görüşleri savunanlardan kurulu daha geniş bir komisyon yerine altı kişilik “hocalar” ile 11 kişilik “hukukçu AKP milletvekilleri”nin birlikte tezgâhladığı bir ülkede uygulanan aykırı her türlü yöntemi medya, toplum sineye çektikten sonra.. ne söyleseniz nafile! ??? Buyrun, başka demokratik şeffaflığa: Ergun Özbudun’la hocalarına göre, kılık kıyafetinden dolayı hiç kimse yükseköğrenim hakkından mahrum edilmeyecek. Prof. Hikmet Sami Türk, kızlara kılık kıyafet serbest dediniz mi erkek öğrenciler de dışarıda yasak sarıkla, cüppeyle üniversiteye geleceklerini söylüyor. Mir Mehmet Bey, oysa birkaç gün önce “Yeni anayasada türban konusu olamaz, bu sorun anayasa sorunu değildir” demiyor muydu? Laik Cumhuriyetin temel taşları 1982 Anayasası’ndaki ilk üç maddeyi de değiştiriyorlar. Tık yok! Gelin partiler arası, ilim bilim adamlarından, hatta sivil toplum örgütlerinin de katılacağı bir komisyon kuralım. Ulusun tümüyle kucaklayacağı bir anayasa taslağı hazırlayalım diyene de rastlanmıyor! Partiler… Medya… Sivil toplum örgütleri… kimileri hariç anayasa hocaları.. kapılmış AKP rüzgârına, AKP’nin saptadığı hedeflere doğru sürükleniyor. ??? Özbudun anayasasının açığa çıkan bir diğer marifeti, 11’inciyi kurtarmak! 11’incinin “mevcut kurallara göre seçildiği için görevine devam edeceğinden kuşku duyulmayacağını” söylüyor. Ancak bir lütufta da bulunuyor ve 11’incinin yedi yıl değil referandumdan geçen anayasa değişikliğine göre beş yıl görev yapacağını ilan buyuruyor. Özbudun da Mir Mehmet Bey de taslak anayasanın AKP Anayasası olmadığını söyleyedursunlar. 137 maddelik taslaktaki “kadınlar ve erkekler eşit haklara sahiptir” ifadesini, Özbudun’un, AKP’nin isteği doğrultusunda “pozitif ayrımcılık” iddiasıyla metinden çıkarması acaba neyi kanıtlıyor? Özbudun’un kendi başına, AKP’nin ısmarlamasını beklemeden bir anayasa taslağı hazırladığı ve AKP’den bağımsızlığı mı? Hadi canım sen de! Başkentte, Avrupa’dan gelen minibüsün İsveçli şoförü ile 3 Türk gözaltına alındı GÜNDEM ? Baştarafı 1. Sayfada MUSTAFA BALBAY 500 kilo TNT İLHAN TAŞCI ANKARA Başkentin Kurtuluş semtinde çok katlı otoparkta bulunan patlayıcı yüklü minibüse ilişkin soruşturma sürerken, dün akşam saatlerinde yapılan bir operasyonda 500 kilo TNT yüklü bir minibüs daha ele geçirildi. “SGH661” plakalı “ithal” amaçlı getirildiği belirtilen minibüse Ankara TIR Gümrük Müdürlüğü’nde el konuldu. Bir Avrupa ülkesinden geldiği belirtilen minibüsün İsveçli şoförü ile alıcısı konumundaki 3 Türk gözaltına alındı. İstihbarat birimlerinin bir süredir yürüttükleri çalışma sonunda başkent ikinci bir bomba faciasının eşiğinden döndü. Edinilen bilgiye göre, daha önceki istihbarat bilgileri ışığında akşam saatlerinde Ankara TIR Gümrük Mü dürlüğü’nde operasyon düzenlendi. Ankara Gümrüğü’ne “ithal” amaçlı getirilmiş gibi gösterilen minibüste yapılan çalışmada 500 kilo TNT ele geçirildi. SGH661 plakalı minibüsteki patlayıcıların salı günü çok katlı otoparkta ele geçirilen patlayıcılara göre 4 kat daha büyük yıkıma yol açabilecek nitelikte olduğu bildirildi. Minibüsün şoförü olduğu belirtilen İsveçli bir kişi ile, “ithal” amaçlı aracın alıcısı konumunda gözüken 3 Türk gözaltına alındı. İsveçli şoförün minibüsü Ankara’ya getirdiği ve burada da söz konusu 3 Türk yurttaşının teslim alacağı kaydedildi. Ankara TIR Gümrük Müdürlüğü’nde ele geçirilen minibüsün patlayıcıları taşıma konusunda, ilgili birimlerden “ithal” izni almadığı ortaya çıktı. Alınan bilgiye göre, olaya ilişkin soruşturma dosyası bugün sabah saatlerinde Ankara Kaçakçılık ve Organize Suçlarla Mücadele Dairesi’ne teslim edilecek. Gümrük Muhafaza Başmüdürü Ahmet Arslantaş ise dün geç saatlerde yaptığı basın toplantısında, Kurtuluş’taki çok katlı otoparkta bulunan bomba yüklü aracın ardından giriş ve çıkışlardaki kontrollerin artırıldığını söyledi. Arslantaş, bu kapsamda dün akşam saatlerinde başlatılan bir istihbarat çalışması sonucu patlayıcı madde dolu bir minibüsün daha ele geçirildiğini dile getirdi. Arslantaş, yabancı bir minibüsün normal olmayan bir yolla, gümrük izinleri alınmadan içinde patlayıcıyla Ankara’ya kadar geldiğini ve konuyla ilgili kapsamlı bir araştırma başlatıldığını ifade etti. Arslantaş, “Daha detaylı bilgi yarın (bugün) Dev let Bakanı (Hayati Yazıcı) tarafından yapılacak” diye konuştu. Yakalanan minibüs ile Kurtuluş’taki çok katlı otoparkta ele geçirilen 300 kilo bomba yüklü minibüs arasında bir ilişkinin olup olmadığının araştırıldığını belirten Arslantaş, sorular üzerine patlayıcının ne olduğunu açıklamazken, “Çok güçlü bir patlayıcı” demekle yetindi. Patlayıcının bir Avrupa ülkesinden geldiğini belirten Arslantaş, “Bir minibüste taşınmaması gereken patlayıcı madde, bir Avrupa ülkesinden Türkiye’ye, başkentin göbeğine kadar gelmiştir” dedi. Arslantaş, aracın şoförlerinin idari soruşturma kapsamında gözaltına alındığını belirtti. Arslantaş, bu kadar tehlikeli bir patlayıcı maddenin Ankara’ya kadar gelmesini “bir tehdit olarak algıladıklarını” söyledi. Yargıtay ‘mahkumiyet’dedi ‘Azınlıklar ve Kültürel Haklar Raporu’na ilişkin davada Prof. Kaboğlu ve Prof. Oran’ın ‘halkı kin ve düşmanlığa tahrik’ suçundan beraatlarına ilişkin karar esastan bozuldu ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Yargıtay, “Azınlıklar ve Kültürel Haklar Raporu’’ ile ilgili davada, eski İnsan Hakları Danışma Kurulu Başkanı Prof. Dr. İbrahim Kaboğlu ile Alt Komisyon Başkanı Prof. Dr. Baskın Oran’ın “halkı kin ve düşmanlığa tahrik’’ suçundan beraatlarına ilişkin kararı esastan bozdu. Daire kararını, “Yeni bir azınlık tanımının üniter devleti tehlikeye düşüreceği” gerekçesine dayandırdı. Karara karşı çıkan üye Hamdi Yaver Aktan raporun hiçbir yerinde şiddete tahrik olmadığına işaret etti. Yargıtay 8. Ceza Dairesi, Ankara 28. Asliye Ceza Mahkemesi’nin kararının temyiz istemini sonuçlandırdı ve yerel mahkeme kararını oyçokluğuyla bozdu. Dairenin gerekçesinde, özgürlük sorumluluğunun gelişigüzel sorumluluk olmadığı belirtildi. Demokratik rejimlerde devletin, takdir alanının sınırları çizilmiş olarak, nesnel ölçü ve nedenlere dayanarak düşünce özgürlüğünü sınırlayabileceği kaydedilen kararda, “açık ve yakın tehlike’’ oluşturan, ulusal güvenliği bozan ifadelerin yasaklanmasının evrensel kural olduğu vurgulandı. mu düzeni ve güvenliği için tehlike yaratır. Etnik ve kültürel çeşitliliği barındıran Türkiye’de bu çeşitliliklerden bir veya birkaçı diğerleri aleyhine öne çıkarılır veya daha fazla değer verilirse, barışçı toplumun bir kesimini diğer kesimi aleyhine veya halkı birbirine karşı ... düşmanlığa veya kin beslemeye alenen tahrik suçu oluşur.’’ Kararda, “Raporda, alt kimliküst kimlik ayrımı yapılmak suretiyle eleştiri ve düşünce özgürlüğü sınırları aşılmış, suçlama niteliği taşıyan ve kamuoyuna açıklanan rapor içeriğiyle toplumsal tehlike boyutlarına ulaşılmıştır’’ denildi. Kararda, Oran ve Kaboğlu’nun “halkı kin ve düşmanlığa tahrik’’ suçundan mahkumiyetine karar verilmesi gerektiği belirtildi. Daire üyesi Hamdi Yaver Aktan ise karşıoy gerekçesinde, suçun oluşması için farklı kesimlerin birbirine karşı tahrik edilmesinin yeterli olmadığını, bunun kamu güvenliği açısından açık ve yakın tehlike ortaya çıkarması gerektiğini vurguladı. Avukata ‘gizlilik’ engeli Agos Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Hrant Dink’in öldürülmesine ilişkin soruşturma kapsamında, ihmali bulunmadığı gerekçesiyle polisler hakkında soruşturma izni vermeyen Trabzon Valiliği, Dink ailesinin avukatı Bahri Belen’e bu karara ilişkin dosyayı vermedi.Trabzon’a giderek polisler hakkında soruşturma izni verilmemesine ilişkin dosyayı inceleyerek fotokopi almak isteyen Belen’in bu istemi “dosyadaki bilgilerin gizli olduğu” gerekçesiyle geri çevrildi. Trabzon Valiliği çıkışında gazetecilere açıklama yapan Belen, “Bu konuda gizlilik kaydıyla bazı dosyaların verilmemesi adil yargılanma açısından kabul edilemez. Dosyadan tüm belgelerin fotokopilerinin verilmesini istiyoruz’’ dedi.Trabzon polisine Dink’in öldürüleceğine ilişkin 17 kez ihbar geldiği yönündeki iddiaları inceleyen Trabzon Valiliği, “iddiaların doğru olmadığı” kararını vererek polisler hakkında soruşturma yapılmasına izin vermemişti. (AA) sonuçlanacak” diye meraklanmak için biraz saf olmak gerekir. AB’nin durumu bu... Hakemin, kim gol atarsa atsın, hemen ertesinde “öteki taraf da bir gol attı” deyip her maçı berabere bitirmesine ne demeli! ABD’nin durumu da bu... Yazıda peşrev olmaz; Kıbrıs’taki sıcak gelişmelere geçelim. Kıbrıs Rum Kesimi lideri Tasos Papadopulos son olarak şöyle buyurdu: “Bizim tek düşmanımız Türk ordusudur!” Hemen arkasından Ankara’dan Lefkoşa’ya kadar Papadopulos’a yanıt verme yarışı başladı. Yanıt vermek iyi güzel de bu ilk değil ki! Geçmişi bir yana bırakalım; bu yılın başından beri Rum Kesimi’nden her fırsatta özellikle Ankara’yı hedef alan demeçler veriliyor. Son demecin, KKTC Cumhurbaşkanı Mehmet Ali Talat’la yapılan “umutlu” görüşmeden sonra verilmesi biraz “koymuş” olmalı! ??? Avrupa ülkelerinde son dönemde giderek yükselen şöyle bir eğilim var: Eğer seçimlerde başarılı olmak istiyorsan propaganda çalışmanı, başta Türkler olmak üzere yabancılar aleyhine oturt. Arada bir, “Türkler kesinlikle AB’ye giremez” demeci ver. Kıbrıs Rum Kesimi’nde bunun tonu biraz daha fazla. Papadopulos’un yaptığı da özünde bu. Kıbrıs Rum Kesimi’nde yaklaşan seçimler tarafları usul usul saflaşmaya itiyor. Geçmişte de en başarılı politikacı en keskin Türk karşıtı olandır, tezi hep tutuyordu. Papadopulos, bu tezin üstüne yine bez serip oturmuş görünüyor. Soralım: Arkadaşa, doğrudan Türk ordusuna bu denli sert saldırma cesaretini veren ne? Sorunun yanıtı; bir AB ise iki Türkiye’deki ve KKTC’deki hükümetlerin tutumu. AKP hükümeti, “artık Denktaş’la olmuyor”, “40 yıllık politikalarla bu iş yürümez” diyerek yola çıktı. Şu parolayı benimsedi: “Karşı taraf kaç adım atarsa, bir fazlası bizden. Daima bir adım önde olacağız.” Bu politikanın sonucu olarak son 5 yılda Türkiye, yaklaşık 30 büyük adım attı. Rumlar ne yaptı? Tekme attı! Bizden adım, onlardan tekme... Ben demokratik açılım diye buna derim! ??? Bu gelişmelerle birlikte önümüzdeki dönem izleyeceği politika merakla beklenen Mehmet Ali Talat’ın önünde bir ikilem var: Rumlarla Denktaşlaşsak da mı görüşsek, Denktaşlaşmasak da mı görüşsek! Papadopulos’un demecine Talat’ın yanıtı şu oldu: “Çözümün önündeki en büyük engel Papadopulos’tur!” KKTC Başbakanı Ferdi Sabit Soyer, bu kez sabit kalmadı, biraz hareketlenip şöyle dedi: “Türk askerini düşman gören, Kıbrıs Türk’ünü de düşman görüyor demektir.” Geçen günlerde KKTC’nin Ankara Büyükelçisi Tamer Gazioğlu ile sohbet ediyorduk. O da gelinen noktada şöyle bir değerlendirme yapma gereği duydu: “Bütün bir taş bile ikiye ayrıldığında, aradan uzunca bir süre geçerse, tekrar birleştirmeye çalışırsanız, uymayan pek çok yönü olacaktır. Zira iki tarafta da aşınma olmuştur.” Son olarak AB’den gelen haberler de şu yönde: “KKTC’yi tanımak da seçeneklerden biri olabilir!” Samimi ve ciddi bir değerlendirme olduğunu sanmıyoruz. Arkasında başka bir plan da olabilir ama bir ölçüde gerçekçi kabul edersek buna şu karşılığı vermek gerekir: Akşam yemeğinde günaydın! ankcum?cumhuriyet.com.tr RADİKAL İSLAMCILARA ÖNLEM Rusya’dan ‘temkinli’vize BAHADIR SELİM DİLEK İlerleme Raporu’nda azınlıklar ve su sorunu ön planda İstanbul’da elektrik kesintisi ? İstanbul Haber Servisi İstanbul’un bazı semtlerinde 16 Eylül Pazar günü elektrik kesintisi uygulanacak. BEDAŞ’tan yapılan yazılı açıklamada, Güngören ve Bayrampaşa işletme müdürlüklerince trafo merkezlerinde çalışmalar yürütüleceği bildirildi. Güngören’de 08.00 ile 15.00 saatleri arasında Keresteciler Sitesi Fidan, Çınar, Gülsever, Güldalı, Nar, Kasım sokakları, Zabıta Karakolu, İtfaiye, Savaş ve Fatih caddelerinin bir kısmına, yine aynı gün 08.00 ile 16.00 saatleri arasında da Bayrampaşa’da Orta Mahalle, Ay, Aydın, Fırat, Ceyhan, Sakarya, Atik, Çınar, Aydın ve Karaca sokaklara elektrik verilemeyeceği belirtildi. Lozan vurgusu Oran tarafından kaleme alınan raporun 1 Ekim 2004’te İnsan Hakları Danışma Kurulu toplantısında onaylandığı anımsatılan kararda, raporun uzun bir çalışma süresi sonunda hazırlandığı, tepkiler üzerine 3 paragrafının çıkarılıp bazı ifadelerin yumuşatıldığı, ancak özün korunduğu kaydedildi. Kararda, “Lozan Antlaşması uyarınca Türkiye’deki azınlıkların Müslüman olmayan vatandaşlar’’ olduğu belirtilerek şöyle devam edildi: “Türkiye’de Müslüman olmayan vatandaşlar dışında azınlık yoktur. Yeni bir azınlık tanımının ve uygulamasının yapılması ve yaratılması, etnik ve kültürel çeşitliliği olan üniter devlet ve milletin bölünmezliğini tehlikeye düşürecek bir sonuca ulaşacaktır... ‘Millet sözcüğü, alt kimlikleri ret anlamına gelir’ demek, ka AB yine dayatıyor MAHMUT GÜRER 1. KOŞU: F: Kısmetli (1), P: Toscan (2), PP: Kumandan (3), S: Cazgır (6). 2. KOŞU: F: Saraçoğlu (4), P: Tumbul Ferhat (5), PP: Keskinağa (3), S: Belemir (6). 3. KOŞU: F: Bozoğlu (3), P: Metinim (4), PP: Karadut (1), S: Ağarişvan (2). 4. KOŞU: F: Karabalık (2), P: Minella (4), PP: Vanilya (5), S: Rio (1). 5. KOŞU: F: Tekkaya (4), P: Çobanoğlu (5), PP: Kızlarağası (8), S: Ezhatım (6). 6. KOŞU: F: Bambaşka (1), P: Asilgül (6), PP: Narlıbey (3), S: Sitarem (9). 7. KOŞU: F: Moon Khan (8), P: Arala (2), PP: Yurttay (10), S: Ya Hafız (9). 8. ALTILI GANYAN KOŞU: F: Moongun 3 2 4 1 8 12 (12), P: Lady Symba (3), 4 4 5 2 3 PP: Buca Güzeli (10), S: (4). Günün 1 5 10 10 Bababull İkilisi: 5. Koşu: 4/5. Çif25 1 te Bahis: 5. Çifte: 8/12. ANKARA Avrupa Birliği’nin (AB) kasım ayında açıklamayı planladığı İlerleme Raporu’na ilişkin metnin Ankara’daki ilk etabı tamamlandı. 2007 İlerleme Raporu’nun içerisinde “DTP’lilerin parlamentoya girmesi” ve seçimlere karşın ekonomide büyük değişimler olmamasının önemli olduğu kaydediliyor. Raporda yer alacak başlıklar ve içerikleri kısaca şöyle: Genel seçim: Türkiye’de başarılı gerçekleşen seçimlerin ardından, geçilen döneme nazaran parlamentoda daha fazla kesimin temsil edildiği görülüyor. Özellikle, DTP’nin grup kuracak sayı ile yer alması, azınlıklar konusundaki çözümün kolaylaşmasını sağlayacaktır. Ancak muhafazakârlar ile laik kesim arasındaki kutuplaşma müzakere sürecine olumsuz yansıyacaktır. Laiklik müzakereler için AB’nin en çok önem verdiği konu lar arasında yer almaktadır. 301. Madde: Yasadaki “Türklüğü aşağılamak” ifadesi AB normları ile bağdaşmamaktadır. Değerlendirmelerinden dolayı insanların mahkum olmasına neden olan bu madde bir an önce değiştirilmelidir. Güvenlik Yasası: Güvenlik güçlerine yeni yetkiler veren yasa özgürlükleri kısıtlayıcı bir nitelik taşımaktadır. Yasa bir an önce değiştirilerek AB normlarına uygun hale getirilmelidir. Su kaynakları: Türkiye’nin 2007 yılı içerisinde yaşadığı ciddi su sıkıntısı, AB’yi kaygılandırmaktadır. Fırat ve Dicle başta olmak üzere su kaynaklarının daha dikkatli kullanılması gerekmektedir. Birlik bu kapsamda Türkiye’ye gerekli desteği sağlamak niyetindedir. 2004 tarihli Etki Raporu’nda konuya ilişkin önerilere yer verilmiştir. Kıbrıs: Türkiye tüm komşu ülkeleri ile ilişkilerini normalleştir melidir. Kıbrıs sorununun çözümü konusunda da AB Türkiye’den yeni çözüm önerileri ile çözümü cesaretlendirici adımlar beklemektedir. Birlik, BM kapsamındaki çalışmaları desteklemesinin yanı sıra yasal düzenlemelerle çözüme destek olmak istemektedir. Azınlıklar: Azınlık haklarını düzenleyen Vakıflar Yasası bir an önce işler hale getirilmeli, bunun yanı sıra azınlıkların eğitim ve öğretim hakkı konusunda birlik normları doğrultusundaki adımlar bir an önce atılmalıdır. 9. Uyum Paketi: Hükümetin seçimler öncesinde söz verdiği ancak birçok unsurunu tamamlamadığı 9. AB’ye Uyum Paketi TBMM’den geçirilmeli ve hızla 10. paket için gerekli çalışmalara geçilmelidir. (Ancak 9. uyum paketinde yer alan Sayıştay, Vakıflar ve ombudsmanlık yasalarının kasım ayına kadar kabul edilmesi durumunda bu eleştirilerin rapordan çıkarılacağı ifade ediliyor.) ANKARA Rusya Federasyonu, Tataristan Özerk Cumhuriyeti’nde Saidi Nursi’nin “Risalei Nur” kitabının yasaklanması kararı vermesinin ardından, Tataristan’a girişleri sıkı denetim altında tutma kararı verdi. Özellikle Türkiye’den Rusya Federasyonu’nun Tataristan Özerk Cumhuriyeti’ne gitmek için vize başvurusunda bulunanlara karşı sıkı denetim uygulamaya başladı. Rusya Federasyonu ülke içindeki radikal İslamcı akımlara karşı önlem alma çabalarını sıkılaştırdı. 2001’den bu yana Fethullah Gülen cemaatine ait okulları, “ülkedeki eğitim sistemine uymadığı” için kapatmaya başlayan ve bu okullarda görev yapan öğretmenlerin bir bölümünü de “yabancı ülkeler için casusluk faaliyetinde bulunduklarından” dolayı sınırdışı eden Moskova yönetimi, önlemleri bir üst noktaya çıkardı. Bu çerçevede, özellikle radikal İslamcı akımların yoğunlaştığı ve Gülen cemaatinin de dikkatini çevirdiği Tataristan Özerk Cumhuriyeti’ne girişlere kısıtlama uygulaması başlatıldı. Moskova yönetimi, Tataristan’a giriş yapmak isteyenler için yeni vize kriterleri getirdi. Buna göre, “Radikal İslamcı odaklarla ilişkileri bağlamında kuşkulu bir durumunun bulunması” veya “Tataristan’a gitmek için Rusya’nın uygun gördüğü bir gerekçeyi sunamayan” kişilere vize verilmemeye başlandı. Hatta, son dönemde durumu uygun görülüp Rusya Federasyonu’nun Ankara Büyükelçiliği’nden vize almalarına karşın, bazı Türk vatandaşları Tataristan’ın başkenti Kazan’ın uluslararası havaalanından geri döndürüldüğü ortaya çıktı. Bunun yanı sıra grup halinde Tataristan’a girmek isteyenlerden ise bazıları ülkeye kabul edilirken diğerleri ülkeye sokulmadı. CUMHURİYET 08 K
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear