24 Kasım 2024 Pazar Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
GÜNCEL CÜNEYT ARCAYÜREK ? Baştarafı 1. Sayfada tü konuşmak. Konu genelde seçim kutlaması, iki ülke arasında görüşmeleri sıklaştırma temennileri olabilir olmasına da, nasılsa bizim medya yabancı devlet adamlarının bu kısa söyleşilerde RTE’nin demokrasiye, Batı ittifakına katkılarını övdüğünü yazar, hatta iş ve diplomatik bağlantılar yaptığını yazarak TV kültürüyle yoğrulan toplumu pekâlâ bu hükümet lehine bilgilendirebilir. RTE, ABD’ye gitmişken Başkan Bush’la Oval Ofis’te enine boyuna, şöyle dünya efkârı, Türkiye’nin Washington’a sadakatini teyit eden bir görüşme yapmak istiyor olabilir. Üçüncü bahane Oval Ofis’teki görüşmede dizi dibinde oturacak olan RTE’yi Başkan Bush’un mutlaka Türk usulü iki yanağından öpmesiyle ilgili. Geçen hafta Avusturya’daki APEC Zirvesi’ne giderken Irak’a sürpriz bir ziyaret yapan ABD Başkanı’nın, Irak’ın Kürt asıllı Cumhurbaşkanı Celal Talabani’yi “Bütün Irak’ın Başkanı” diye selamlayıp Irak usulü üç kez yanağından öpmesini bizimki herhalde kafasının bir yanına not etmiştir. Elbette RTE; azınlıkları sayarken Kürtler, Çerkezler, Lazlar, Arap kökenli olanlar ve Gürcüler arasında saydığı Türklerin de Başbakanı değil mi? Öyleyse, Türkiye Başbakanı sıfatıyla huzura gelecek olan RTE’yi Başkan Bush Türk usulü iki yanağından öpmeli... Bizimki, biliyorsunuz, argo konuşmaya meraklı. Çevresine, Başkan Bush’un iki yanağından öpmesindeki zorunluluğunun gerekçesini şöyle verdiği rivayet olunuyor: Ne demek? Talabani’ye şapur şupur da, bize yarabbi şükür mü? ??? RTE üstelik Başkan Bush’un kendisine ayrı bir görüşme için vakit aramasında ısrar etmekte haklı. Yılın ilk altı ayında Kürt aşireti reisi Mesud Barzani’yi Beyaz Saray’da üstelik peşmerge giysileriyle kabul etmedi mi Bush? Etti! Talabani’yi Oval Ofis’te iki kez ağırlamadı mı? Evet! Kuzey Irak’a uğrayıp Talabani’yi yanaklarından, üstüne üstlük ABD’de erkek erkeğe öpüşmenin hoş karşılanmadığını bile bile öpmedi mi? Öptü! Bizimkini bu davranışlar dizisinden ayırt edemez Başkan Bush. Çoğu zaman sergilediği ve halk dilinde “Bush Bushluğunu kuş kuşluğunu yapar” tekerlemesine haklılık kazandırarak Ortadoğu’da bir dediğini iki etmeyen bir başbakanı, bizimkini küçük düşüremez! ??? Türkiye düşmanı Mesud Barzani’ye, PKK dostu, İngiliz ve ABD muhibbi Celal Talabani’ye gösterdiği derin muhabbeti RTE’den esirgerse öncelikle daha dün “Talabani devlet başkanı, elbette resmen davet edeceğim” diyerek önceki Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer’in ulusal ve siyasal duyarlılığını reddeden 11’inciyi de kırmış olmayacak mı? Bak söyleyeyim, “kardeşine” Talabani kadar ilgi göstermezse, 11’inci fena halde bozulabilir, fena halde ağır konuşabilir. Bir başka gerçeği de anımsatmak gerekiyor. Sam Amca ile ilişkilere gölge düşmesin diye Irak’tan gelen acaip seslere bile kulaklarını tıkadı kardeşler, RTE ile 11’inci. Talabani Başkan Bush’la Bağdat’ta öpüşüp koklaştıktan sonra bir koşu Kuzey Irak’a gelip Barzani ile görüştü. Düzenlediği basın toplantısında: “Irak ordusunun PKK ve PJAK’a karşı operasyon düzenlemeye ve Irak’tan kovmaya gücü yetmediğini”, Kuzey Irak’ta yaptığı toplantıdan sonra, “uzlaştıkları görüşleri bu örgütlere bildireceklerini” söyledi. Irak ordusunun yetersizliğine bir mazeret de söyledi: Askeri güç sadece Bağdat sokaklarının güvenliğini sağlıyor. Nasıl ve ne kadar sağlıyorsa. Ama bizimki, mademki Silahlı Kuvvetler’in bütün Irak’ta güvenliği sağlayamıyor. Öyleyse Türk askeri ile birlikte veya Türk askerinin PKK’yi topraklarından def etmeye neden yaklaşmıyorsunuz, diye sormuyor. ??? Bir başka dost, Ankara’ya gelip PKK üzerinde bizimki ile hemen her açıdan mutabık kalan tabii ABD Başkanı ile aynı içerikte de konuştuğuna kuşku olmayan Talabani gibi Irak Başbakanı Nuri el Maliki de “Kuzey Irak’ı bombalıyor” diye Türkiye’yi Bush’a şikâyet etti. Türkiye’nin PKK sınırını engellemek için Güneydoğu sınırlarına askeri yığınak yapması Iraklıları ve Başkan Bush’u yakından ilgilendiriyor, şikâyet konusu olabiliyor da; demek ki, İran’ın Kuzey Irak’ı köy kent, dağ ova demeden günlerdir bombalaması, resmi açıklamalara göre 3 bin kadar Kürt köylüsünün evlerini terk etmesi, tarlalarının yakılması ilgilendirmiyor. Bizimki bu çeşit dostluğu çoktaaan sineye çekti. Bu olaylar, açıklamalar bizde ve yabancı basında geniş yer alıyor; ama susuyor. ABD Başkanı tarafından kabul edilmeyi Talabani’nin, Nuri el Maliki’nin sözlerine açıklık getirecek bir şeyler söylememeye yeğliyor. C adına İLHAN SELÇUK İmtiyaz Sahibi: CUMHURİYET VAKFI Genel Yayın Yönetmeni: İbrahimYıldız ? Yazıişleri Müdürleri: Mehmet Sucu, Güray Öz (Sorumlu) ? Haber Merkezi Müdürü: Hakan Kara İstihbarat: Cengiz Yıldırım ? Ekonomi: Hasan Eriş ? Dış Haberler: Özgür Ulusoy ? Kültür: Egemen Berköz ? Spor: Abdülkadir Yücelman ? Makaleler: Sami Karaören ? Düzeltme: Abdullah Yazıcı ? BilgiBelge: Edibe Buğra ? Yurt Haberleri: Mehmet Faraç Yayın Kurulu: İlhan Selçuk (Başkan), Emre Kongar (Başkan Yardımcısı), Orhan Erinç, Hikmet Çetinkaya, Şükran Soner, İbrahim Yıldız, Orhan Bursalı, Mustafa Balbay, Hakan Kara. Ankara Temsilcisi: Mustafa Balbay Atatürk Bulvarı No: 125, Kat:4, Bakanlıklar Tel: 4195020 (7 hat), Faks: 4195027 ? İzmir Temsilcisi: Serdar Kızık, H. Ziya Blv. 1352 S. 2/3 Tel: 4411220, Faks: 4418745 ? Adana Temsilcisi: Çetin Yiğenoğlu, İnönü Cd. 5 S. Aksoğan İş H. Kat 1 Tel: 363 12 11, Faks: 363 12 15 Antalya Temsilcisi: Ahmet Oruçoğlu Cumhuriyet Meydanı Yıldız Apartmanı B Blok No: 80/5 Tel: 0242 2480057 Faks: 0242 2430509 ? İdare Müdürü: Hüseyin Gürer ? Mali İşler: Bülent Yener ? Satış: Fazilet Kuza ? Cumhuriyet Reklam: ? Genel Müdür: Özlem Ayden ? Genel MüdürYardımcısı: Nazende Pal Tel: (0212) 251 98 74 75 /251 98 81 82 Faks: (0212) 251 98 68 Rezervasyon: (212) 343 72 74 Faks: 212 343 72 53 İmsak: 5.04 Güneş: 6.33 Öğle: 13.08 İkindi: 16.40 Akşam: 19.31 Yatsı: 20.53 Yayımlayan ve Yönetim yeri: Yeni Gün Haber Ajansı Basın ve Yayıncılık A.Ş, Prof. Nurettin Mazhar Öktel Sk. No: 2. 34381 Şişli/İstanbul. Tel: (0/212) 343 72 74 (20 hat) Faks: (0/212) 343 72 64 Yaygın süreli yayın Baskı: Merkez Gazete Dergi BasımYayıncılık San. ve Tic. AŞ Fatih Mah. Hasan Basri Cad. Samandıra Kartal/İstanbul Dağıtım: Merkez Dağıtım Pazarlama San. ve Tic. A.Ş. www.cumhuriyet.com.tr 11 EYLÜL 2007 ABD, soruşturma için Kicklighter başkanlığında 18 kişilik ekibi Irak’a gönderdi GÜNDEM ? Baştarafı 1. Sayfada MUSTAFA BALBAY Kayıp silahlar araştırılıyor YILMAZ POLAT WASHINGTON PKK’li teröristlerin kullandığı bazı silahların Amerikan menşeli olduğunu doğrulayan ABD Savunma Bakanlığı Pentagon, olayı soruşturmak için Pentagon Başmüfettişi emekli Korgeneral Claude Kicklighter başkanlığında 18 kişilik ekibi Irak’a gönderdi. ABD Savunma Bakanı Robert Gates’in emriyle oluşturulan soruşturma ekibinde Dışişleri Ba kanlığı görevlileri de bulunuyor. Başmüfettiş Kicklighter’ın soruşturmanın sonuna kadar Irak’ta kalacağı belirtiliyor. Soruşturmayı tamamladıktan sonra Ankara’ya geçerek Türk yetkililerle görüşecek olan Kicklighter, hazırlayacağı raporu ABD Savunma Bakanı Gates’e sunacak. Türkiye’nin Washington Büyükelçisi Nabi Şensoy geçen temmuz ayında terör örgütü PKK’nin elinde ABD menşeli silahlar bulunduğunu söylemişti. Pentagon hukuk müşaviri William Jim Haynes, geçen ay Ankara’ya giderek Türk yetkililerle görüşmüştü. ABD’li yetkililerin elinde Irak’taki ihaleler, yolsuzluk ve silah kaçakçılığıyla ilgili çok sayıda soruşturma dosyası olduğu bildiriliyor. Öte yandan PKK ile mücadele için ABD tarafından koordinatör olarak atanan emekli General Joseph Ralston’ın uzun bir süredir sesi çıkmıyor. Türkiye’nin Terörle Mücadele Özel Temsilcisi Edip Başer’in AKP hükümeti tarafından görevden alınmasının ardından bu görevi yürütmeye başlayan Büyükelçi Rafet Akgünay’la telefonda tanışan Ralston, Washington’da Türkiye Büyükelçiliği’nde yapılan 30 Ağustos resepsiyonuna da katılmadı. ABD’nin PKK’yle Mücadele Temsilcisi Ralston’ın teröristlerin kullandığı Amerikan yapısı silahlarla ilgili soruşturmada ortada görünmemesi dikkat çekiyor. ABD’liler PKK ile ilişki içinde ? Baştarafı 1. Sayfada larına dikkat çekilen haberde, Karayılan’ın “İran, koalisyona saldırmamız için çeşitli tekliflerde bulundu, ancak biz bu talebi reddettik” şeklinde konuştuğu belirtildi. Karayılan’ın “Biz İranlılara ABD ve İngiltere’nin Kürt sorununu çözeceklerini ve bizim de onların yanında olacağımızı söyledik” dediğini aktaran gazete, Karayılan’ın ayrıca “Türkiye ile İran’ın kendi Kürt bölgelerine baskı yapmak için işbirliği yaptıkları” yönündeki iddialarına da dikkat çekti. PKK liderlerinden Karayılan’ın “ABD’nin şimdiye kadar Kürtler için pek bir şey yapmadığını” ima ettiği belirtilen haberde, Karayılan’ın, “Irak’ın işgalinden beri bölgedeki gelişmeleri destekledik. Doğru tarafta yer alarak bunun getirdiği yararlardan faydalanmaya hazırız, ancak şimdiye kadar mesafeli davrandık çünkü ABD ve İngiltere, bize yardım etmek için yeterince çaba göstermedi” yönündeki ifadelerine yer verildi. Murat Karayılan’ın “kışlası”nın yanında ışıkları ile donatılmış bir pist bulunduğuna da dikkat çekilen haberde “ABD’li bir güvenlik müteahhidine ait dört çekerli araçları kolay bir biçimde görülüyor” denildi. Çevre Zafer Şenliği Manisa’nın Saruhanlı ilçesine bağlı Develi köyüne, Manisa, Saruhanlı ve 4 belde belediyesinin çöpleri için kurulması planlanan katı atık bertarafı tesisinin iptaline yönelik Manisa Bölge İdare Mahkemesi’ne açtıkları davayı kazanan Develi köylüleri, tesisin yapılması planlanan yerde davullu zurnalı “Çevre Zafer Şenliği’’ düzenledi. Köyün çıkışında toplanan Develi’nin kadın ve erkekleri, son kez ellerinde süpürgelerle yürüyüş yaparak davul zurna eşliğinde “çevre zaferini’’ kutladılar. Develi köylülerine, Salihli’nin Kabazlı köyü kadınları süpürgeleriyle, erkekleri de yarı çıplak halde yürüyerek destek verdi. Davayı takip eden avukat Şehrazat Mercan ve köylülere mücadele sürecinde destek veren “Asteriks’’ lakaplı çevreci Oktay Konyar’ın da hazır bulunduğu şenliğe yaklaşık bin kişi katıldı. (Fotoğraf: AA) Yeni dönemden temel dileğimiz şu: 1 Rejim tartışmalarını gündeme getirerek Türkiye’nin dengeleriyle oynanmaması. 2 Ne olursa olsun, hiçbir şekilde yeni iç düşman ya da düşmanlar üretilmemesi. Her iki şıkta da temel sorumluluk hükümetin ve muhalefetin. Hükümet, iktidarını bu yönde kullanacak, muhalefet olumsuzlukların düzeltilmesi için üzerine gidecek. 1 Ekim’de Meclis’in açılmasından sonra siyasi yelpazenin yerine oturacağını umuyoruz. Bugünden görünen Meclis’te 3 ayrı muhalefet yapısının olacağı: CHP, MHP ve DTP... CHP, muhalefetini Türkiye Cumhuriyeti’nin temelleri üzerine oturttu. Bundan ödün vermeyeceğini, Meclis zeminini kullanarak ya da kullanmayarak bunu göstereceğini ilan etti. Elbet öteki alanlarda da muhalefetini yapacaktır ama, öne çıkan bu. DTP’den de sürpriz beklenmiyor. Partinin milletvekilleri Meclis’te, karar verme mekanizmaları Meclis’in dışında. DTP’nin her şeye, oy aldığı bölgenin gözlüğüyle bakacağı görülüyor. ??? MHP ne yapacak? Seçim dönemi gergin geçti. Doğaldır... Türkiye’yi 3 Kasım 2002’de seçime sürükleyen MHP, kendi kararıyla Meclis’in dışında kalmıştı. Bir kez daha aynı sonucun yaşanması Genel Başkan Devlet Bahçeli’nin ve partinin durumunu sarsacaktı. 22 Temmuz’un ertesinde, 70 milletvekiliyle Meclis’e giren MHP için “fiilen ana muhalefete oturur” diyen bile vardı. MHP, Cumhurbaşkanlığı seçimine “CHP sendromu” ile baktı. Farklı tutum izleyeceğini ilan etti. Böylece seçimden önce sallanan ip, Gül’ü kuyudan çıkardı. Son olarak 726. Ertuğrul Gazi’yi Anma ve Söğüt Şenlikleri’ndeki hava, MHP’nin en azından görünür gelecekte, AKP’ye yönelik muhalefetini söğüt gölgesinde yapacağını gösteriyordu. Mübarek, Erdoğan ve Bahçeli önce birbirlerine koşuverdiler, sonra poşu verdiler. İpin yerini poşu, kırgınlığın yerini huşu almıştı... Temel dileğimizi başlangıçta söyledik; artık iç gerilim olmasın ve iç düşman üretilmesin. Ancak bu, muhalefetin iktidara teslim olması anlamına gelmiyor. İktidar dünyanın her devletinde vardır. Ama muhalefet sadece demokrasinin iyi işlediği ülkelerde vardır. Demokrasinin iyi ve sağlam işlemesini de daha çok muhalefet sağlar. Denetim mekanizması sistemin sigortasıdır. ??? AKP ve onu destekleyen oligarşik yapı zaten böyle bir muhalefet istiyordu. “Yapıcı muhalefet” adını verdikleri bu sistemde, iktidar her türlü adımı atacak, muhalefet de ya destekleyecek ya susacak. Farklı bir ses çıkardın mı, kötü; istikrarı bozuyorsun... MHP’liler, kendilerince kırmızı çizgilerinin olduğunu, bunların geçilmesi halinde muhalefetlerini yapacaklarını söylüyorlar. Kırmızı çizgi edebiyatının ne anlama geldiğini yakın geçmişte gördük! Yeniden ve ısrarla altını çizelim; MHP’nin gerilim yaratan bir parti olmasını aklı başında kimse istemez. Ancak, AKP’nin anayasayla ilgili kimseye bilgi verme gereği duymadan her türlü hazırlığı yaptığı bir dönemde muhalefetin söyleyeceği bir şeylerin olması gerekir. Hiçbir şey yapamıyorsa, koyacağı bir mesafenin olması gerekir. Testi kırıldıktan sonra yapılacak muhalefet, mandanın söğüt dalına yuva yapması kadar gerçekçi olur! O zaman kırmızı çizgileri de sinek kapar! ankcum?cumhuriyet.com.tr ‘DP’de demokrasi işlemez hale getirildi’ DENİZ TATARER ALİAĞA Hayri Kozakçıoğlu. KUMBURGAZ Eski Doğru Yol Partili (DYP) milletvekilleri Nurhan Tekinel, Hasan Peker ve İbrahim Artvinli önderliğinde bir grup eski DYP’li milletvekili, DYP’nin yeniden yapılandırılması amacıyla Kumburgaz’da iki günlük toplantı düzenledi. İstanbul Kumburgaz’daki Marin Princess Otel’de dün gerçekleştirilen toplantıda, eski İstanbul Valisi Hayri Kozakçıoğlu ve eski milletvekilleri Mahmut Öztürk, Rami Özer ve Ergun Özdemir, DYP’nin yanlış yönetimle siyasi arenanın dışına itildiğini dile getirdi. 100’ü aşkın eski AP ve eski DYP’nin önde gelen isimleri DYP’nin Türk siyasal hayatında önemli bir yere sahip olduğunun altını çizerek partinin gelece ği için yol haritası aradılar. Toplantıda konuşan Artvinli, Demokrat Parti’nin (DP) 22 Temmuz seçimlerindeki başarısızlığının partinin kendi hatalarından kaynaklandığını savundu. Toplantının divan başkanlığını yapan Kozakçıoğlu, DP içinde demokrasinin işlemez hale getirildiğini belirterek “Yapılan yanlışları görsek de durduramıyoruz. Bir parti sadece genel başkandan ibaret değildir. 2 milyon üyesi olan bu partide herkese eşit söz hakkı tanınacak düzenlemeler acilen yapılmalıdır” diye konuştu. Mahmut Öztürk ise eski genel başkanlar Tansu Çiller ve Mehmet Ağar’ın politikalarını eleştirerek “Başta Tansu Çiller, ardından da Mehmet Ağar partimizi iktidara getirmek için yeterli çabayı göstermediler” dedi. Santrala karşı kampanya İZMİR (Cumhuriyet Ege Bürosu) Yurttaşlar, Aliağa’da kurulması öngörülen termik santrala karşı imza kampanyası başlattılar. Enerji Piyasası Denetleme Kurulu’na (EPDK) gönderilmek üzere hazırlanan dilekçede, bölgenin sanayi tesislerinin yarattığı kirliliğinin olumsuz etkilerini yaşarken, yeni bir tehditle karşı karşıya olduğuna dikkat çektiler. 18 yıl önce de gündeme gelen ancak çevre mücadelesi sonucu engellenen termik santralın, Kuzey Ege kıyıları için risk oluşturduğunun belirtildiği dilekçede, şöyle denildi: “Bölgede 18 yıl önce Japon ithal kömürüne dayalı olarak yapılmak istenen termik santral girişimi, İzmir’den Aliağa’ya insan zinciri oluşturulması biçimindeki demokratik halk tepkisi ve alınan yargı kararlarıyla önlenmişti. Aynı tesisisin yeniden gündeme getirilmesi, binlerce insanın sağlıklı çevrede yaşama iradesinin ve yargı kararlarının arkasına dolanılması ve yok sayılması anlamına gelmektedir.” Şehit çavuş toprağa verildi ? ESKİŞEHİR (AA) Van’da göreve giderken geçirdiği trafik kazası sonucu şehit olan uzman çavuş Ramazan Belge (37), Eskişehir Kanlıpınar Şehitliği’nde toprağa verildi. Törene katılan şehit Belge’nin eşi Bestegül, oğlu Fatih (8) ve yakınları gözyaşlarına hâkim olamadı. Müftülük Sokak’ta düzenlenen geçit töreninde Uzman Çavuş Belge’nin 8 yaşındaki oğlu Fatih, babasının tabutunun önünde fotoğrafını taşıdı ve babasını son yolculuğuna asker selamıyla uğurladı. / IŞIL ÖZGENTÜRK 12 Eylül darbesinden nasibini almış herkesin bir hikâyesi vardır. Kimileri bunu unutmayı seçer, kimileri içinde yaşatır, ama biz ne yaparsak yapalım o hikâyeler bu ülkede yaşanmış gerçeklerdir ve gerçek hiç beklenmedik zamanlarda gelir bizi bulur ya da bize gerekli olur. Gelin hep birlikte bir hayal kuralım, bir 12 Eylül günü çok geniş bir avluda toplanıp kadınerkek, gençyaşlı ve en çok da çocuklar, o günlerde neler yaşadığımızı anlatalım. Korkularımızı, endişelerimizi, kaypaklıklarımızı, yitirdiklerimizi hiçbir iç sansür uygulamadan avlunun serin sularına bırakalım. Su bizi arındırsın ve yeniden hayata hazırlasın. Hayallerin de sınırları var, elbette bu güzel hayalin gerçekleşmesi neredeyse olanaksız.Ama bir yerlerden işe başlayabiliriz. Örneğin, o günleri yaşayan ve daha sonra anne baba olan acılı kahramanların büyük çoğunluğu çocuklarına pek az şey anlattılar. Hatta kendi geçtikleri Hadi Anlat! acılardan, eziyetlerden geçmemesi için çocuklarının neredeyse apolitik olması için özel bir çaba harcadılar. Koruma içgüdüsüyle yapılan bu uzaklaştırma eylemine elbette çok fazla karışılamaz, hatta eleştirilemez bile, ama neden çocuklarımız bizim hayatımızın en acılı, en eziyetli dönemlerini bilmesinler? Yenilgimizle alay edeceklerinden mi korkuyoruz ya da bizi küçümseyeceklerinden mi? Boşverin, anne babalarının bir zamanlar farklı olduğunu bilsinler. Genetik kodlarınıza güvenin, gün gelir ansızın sizi şaşırtabilirler. Bu öyledir, aksi takdirde yaşamın değişebilirliğinden söz edilebilir mi? Geçmiş yaşandı bitti demeyin, zaten yenilgilerle dolu, acılarla dolu demeyin; o yenilgiler, o acılar hâlâ bizim. Tırnakları sökülmüş ellerinizi göstermekten utanmayın. “Tırnaklarına ne oldu” diye sorduklarında “12 Eylül”; “Bugün neden ağlıyorsun” diye sorduklarında, “Yıllar önce bir arkadaşım vardı, dünyalar güzeli bir insandı. İşkencede elektrik fazla verildiğinden kalbi durdu. Sonra onu pencereden attılar ve intihar etti dediler” diye anlatmaya başlayın: “Bugün onun doğum günüydü, geçmişin fotoğraflarına baktım ve gülümseyen yüzünü gördüm. O gülümsemeyi yok ettiler.” Darbe sonrası, yıllar usulca geçerken, ihanetlere, yenilgiye dayanamayan dostlarınızın kaçının intihar ettiğini hiç unutmayın. İntiharın bir savaşım biçimi olmadığı ülkemizde intihar etmek çok zorlu bir iştir. Çok zorlu bir vazgeçiştir, bu umarsız mücadele biçimini seçenlerin, o günlerde neler düşündüklerini, nasıl bir duygu içinde olduklarını sık sık anımsayın. Bağışlayabilirsin, ama unutmaya asla hakkın yok, hakkımız yok. Gencecik bir insanın haksız idamına ağlamanın bile size nasıl yasaklandığını unutmanız mümkün olabilir mi? İnsan sıcağından yoksun bırakılan yatağınızdaki o tek başınalığınızı unutmanız mümkün mü? Mahallede bir vebalı gibi parmakla gösterildiğinizi unutmanız mümkün mü? En koyu işsizliği yaşarken, kapı kapı dolaşıp tencere tava sattığınızı ve içerdekilere daha fazla para yollamak için otobüse binmeyip o yorgunlukla yirmi kilometrelik yolu yürümek zorunda kaldığınızı unutmayın. Çaresizliğinizi, isyanınızı unutmayın! Anlatın! Çünkü o bizim geçmişimiz, tüm yenilgi sözcüklerine, görüntülerine rağmen anlamı olan ve bize yakışan bir yaşam parçası. Hadi anlatın! isilozgenturk@gmail.com DTP, Gül’den mesaj bekliyor ? DİYARBAKIR (Cumhuriyet) DTP Grup Başkan Vekili Selahattin Demirtaş ve DTP milletvekillerinin Kayapınar Belediye Başkanı Zülküf Karatekin’i ziyeretleri sırasında Demirtaş, Cumhurbaşkanı Gül’ün Güneydoğu gezisine büyük önem verdiklerini belirterek “Cumhurbaşkanı Gül’ün gezide vereceği mesajlar rahatlama ve motivasyon yaratabilir” dedi. Demirtaş, Diyarbakır’daki belediyelerin sorunlarını hem yerelde hem de Ankara’da çözme konusunda uğraş vereceklerini ifade etti. Nüfus Cüzdanımı, ehliyetimi, SSK kartımı, Vergi kimlik numaramı kaybettim. Hükümsüzdür. PINAR YAVUZ CUMHURİYET 08 K
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear