28 Kasım 2024 Perşembe Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
13 TEMMUZ 2007 CUMA BİR BAKIMA SERVER TANİLLİ MAHKEMEDEN 27 NİSAN KARARI: İDARİ EYLEM Hangi Partiyi Seçmeli? Hangi tarafa bakılırsa, büyük bir seçmen kitlesinde duraksama sürüyor: Hangi partiyi seçmeliyim? Kimi kalemler de, bir nesnellik havalarıyla adres gösteriyor: “Yolları açan piyasa güçleridir; devlete düşen de onlara yardımdır.” Çok geçmeden anlıyorsunuz ki, bunlar, sermayeye çalışan kalemler; Amerika’yla beraber AKP’nin adresini veriyorlar. Peki ya emekçi gücü, onun partisi ya da partileri? Bir seçim bildirgesinde işte şu bilgi ve hatırlatmalar: “Türkiye’de bugünkü düzen bir sömürü düzenidir. Bu ne demektir? Bu, küçük bir azınlığın büyük çoğunluğun sırtından kasasını doldurması demektir. Bu, küçük bir azınlığın çeşitli yöntemlerle büyük çoğunluğu yönetmesi, baskı altına alması demektir. Bu, siyasetçilerin, bürokratların, medyanın, güvenlik güçlerinin o mutlu küçük azınlığa hizmet etmesi demektir. İşte bu nedenle Türkiye bir işsizlik, yoksulluk ve yolsuzluk ülkesi haline gelmiştir. Bağımlı bir ülke olmamız, yabancı güçler karşısında sürekli boynu bükük durmamız bu nedenledir. Sömürücülerin elinde Türkiye hızla bir uçuruma doğru gitmektedir...” Ne var ki, “Türkiye birilerinin birilerini sömürdüğü, asalakların toplumun büyük çoğunluğunu yoksullaştırdığı, baskı altına aldığı bir ülke olmaktan çıkarılacaktır. Türkiye, emekçi halkın yönetiminde kalkınacak, bağımsızlaşacak, barış ve huzura kavuşacak, insanın insanı sömürmediği, yaşanası bir ülke haline gelecektir. Bunun adı düzen değişikliğidir. Halkımızı ve ülkemizi bugünkü karabasandan kurtaracak olan düzenin adı sosyalizmdir.” Sosyalizm de, “emekçilerin iktidarı demektir”. “Oylar bağımsızlığa”, “oylar eşitliğe’’, “oylar özgürlüğe”, “oylar sosyalizme”! Bu sözleri, Türkiye Komünist Partisi’nin (TKP) seçim bildirgesinden aldık. TKP’nin büyük gerçekleri barındıran bu bildirgesinden, basında bahsedildiğini hiç duydunuz mu? Değilse, nedendir? ? Türkiye’nin, tam bir kuşatma ya da dayatma altına düştüğü; devlet yapısı çökertilmek istenirken, ekonomisinin de yeni dünya düzeninin bir tür sömürgesi haline getirilme ile yüz yüze geldiği şu koşullarda, buna ancak “ulusal bir hareketle” karşı çıkılabilir değil mi? Türkiye’yi, içine düştüğü badireden, daha da genel bir bakışla, ancak “radikal, yenileştirici ve devrimci” bir hareketten başka ne kurtarabilir? Bu sorulardan yola çıkarak kurulan Bağımsız Cumhuriyet Partisi’nin (BCP), ortaya koyduğu program pek önemlidir; eğitim üstüne önerdikleri de örnektir. Basında, BCP’nin üstüne neler söylenmiştir? Söylenmemiş ise nedendir? ? 22 Temmuz seçimlerine giderken, ülkemizin en büyük işçi ve memur konfederasyonlarının başkanları, 5 Temmuz’da, seçime girecek ve büyük oy potansiyeli olan partilerin seçim bildirgelerini, çalışanlar açısından değerlendirdiler. (Bkz. Cumhuriyet, 6.7.2007) Sağ partiler, çalışanların sorunlarına duyarsız görüldü; son 5 yılda çalışanlar ezilmiş. Sonuç, işçiden sağ partiye oy yok! En sosyal içerikli parti de CHP! Özellikle Türkiye Devrimci İşçi Sendikaları Konfederasyonu (DİSK) Genel Başkanı Süleyman Çelebi, Türkiye’nin sorunlarının çözümünün gerçek bir sol iktidardan geçtiğini, bunu ortaya çıkaracak çözümleri oluşturmak için çaba harcayacaklarını belirterek Cumhuriyetin temel ilkeleri temelinde seçime birlikte giren “CHPDSP işbirliğinin desteklenmesi” gerektiğini dile getirirken, DİSK’in bütün üyelerini ve Türkiye halkını, seçim çalışmalarına aktif destek vermeye çağırdı. Çelebi, ayrıca konuşmasında, “bağımsız sol adaylarının” da TBMM’de temsilinin siyasal yaşamımıza önemli bir ivme kazandıracağına dikkatleri çekiyordu. Böylece, Prof. Baskın Oran’ın, Ufuk Uras ile Levent Tüzel’in arkasında, işçi sınıfının da beklentileri var. Ancak, işçi sınıfını da aşan ve bütün yurda yayılan beklenti, AKP’nin iktidardan uzaklaştırılmasıdır. Böylece, halkı büyük bir görev bekliyor 22 Temmuz seçimlerinde... ‘Muhtıra değil basın açıklaması’ ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Ankara 5. İdare Mahkemesi, Genelkurmay Başkanlığı’nın kamuoyunda “emuhtıra” olarak tanımlanan 27 Nisan’daki açıklamasını, “İdari eylem niteliğinde bir basın açıklaması” olarak değerlendirdi. Ankara 5. İdare Mahkemesi, 10 Mayıs 2007’de yaptığı toplantıda, Kemal Vuraldoğan’ın GenelkurmayBaşkanlığı açıklamasıyla ilgili tazminat davasını görüştü. YTL’LİK TAZMİNAT DAVASI 1Mahkeme, Kemal Vuraldoğan’ın “gece yarısı yapılan basın açıklamasının idari işlem niteliğinde olduğu ve kendisini paniğe sevk ettiği” gerekçesiyle Milli Savunma Bakanlığı aleyhine açtığı 1 YTL’lik tazminat davasıyla ilgili verdiği kararda şöyle dedi: “Dava konusu olayda, idari işlem nedeniyle manevi zararın meydana geldiği iddiasıyla 2577 sayılı yasanın 12. maddesi uyarınca idari işlemden dolayı doğrudan doğruya tam yargı davası niteliğindeki, bakılmakta olan dava açılmış ise de davaya konu edilen Genelkurmay Başkanlığı açıklamasında idari işlemde bulunması zorunlu niteliklerin bulunmadığı görüldüğünden, söz konusu açıklamanın idari eylem niteliğinde bir basın açıklaması olarak kabulü gerekmektedir. Bu durumda, yukarıda anılan yasa hükmü gereğince davacı tarafından, manevi zararına sebebiyet verdiğini iddia ettiği Genelkurmay Başkanlığı açıklamasıyla ilgili olarak idareye öncelikle zararın ödenmesi için başvurulması ve istemin kısmen veya tamamen reddi üzerine tam yargı davası açılması gerekirken böyle bir başvuru yapılmaksızın doğrudan doğruya mahkememiz nezdinde açılan davada idari merci tecavüzü bulunmaktadır.” İdare Mahkemesi, şikâyet dilekçesinin Milli Savunma Bakanlığı’na gönderilmesine karar verdi. Kentsel dönüşüm mağdurları İstanbul Büyükşehir ve Küçükçekmece Belediyesi yetkililerinin, Küçükçekmece AyazmaTepeüstü mevkiinde uygulanan Kentsel Dönüşüm Projesi kapsamında kendilerine “Bezirganbahçe Konutları”nda konut sözü vererek çadırlarda yaşamak zorunda bıraktığı 123 kişiye konut verilmeyeceği belirtildi. Ayazma semti sakinlerinden Kasım Aydın, “Bize konut vereceklerine dair söz verdiler, belgeleri de elimizde. Kışın ortasında bizim evlerimizi yıktılar, çocuklar yaşlılar mahvoldu. Şimdi de bize konut vermeyeceklerini ve çadırları boşaltmamız gerektiğini söylüyorlar” dedi. Osman Özdemir de belediyenin proje hakkında kendilerine hiçbir bilgi vermediğini söyleyerek “Belediye anlaşmayı imzaladığımızdan bu yana bizi insan yerine koymuyor. Bu alan olimpiyat stadının yanında, depreme dayanıklı. Burasını zenginlere peşkeş çekecekler” diye konuştu. TMSF BAŞKANI ERTÜRK’E SİYASİLERDEN TEPKİ ‘Mahkeme kararı yerine getirilmeli’ ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) İstanbul Bölge İdare Mahkemesi’nin aralarında Sabah ve atv’nin de bulunduğu Merkez Grubu şirketlerine el konulmasını “hukuksuzluk” sayarak verdiği yürütmeyi durdurma kararını uygulamayacağı mesajı veren Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu (TMSF) Başkanı Ahmet Ertürk’e siyasilerden de tepki geldi. CHP Genel Başkan Yardımcısı Mustafa Özyürek, herkesin yargı kararına uymak zorunda olduğunu belirterek, “Ama şimdi yeni bir moda çıktı, yöneticiler, işlerine gelen yargı kararı olunca onu göklere çıkarıyorlar, ama işlerine gelmeyince, her türlü saygı sınırını da aşarak, o kararı veren hâkimleri suçluyorlar” dedi. Ertürk’ün Merkez Grubu şirketleri ile ilgili yargı kararını eleştirmesine de tepki gösteren Özyürek, “Önce yargı kararı neyse onun gereğini yerine getirmesi lazım. Yargı kararını yok saymak mümkün mü? Gereği yerine getirilmelidir” diye konuştu. Genç Parti Genel Başkan Yardımcısı Emin Şirin de TMSF Başkanı Ertürk’ün, hukuku, yargıyı, adaleti hiçe saydığını belirterek, “Bu hükümetin asgari bir hukuk anlayışı ve haysiyeti olsa Ahmet Ertürk’ü hemen görevden alırdı. Ama bunu yapmıyor” dedi. TMSF’nin “Uzan grubu şirketlerinden partiye para aktarıldığı” iddiasıyla GP’nin 700 bin YTL ’sini “gasp ettiğini” savunan Şirin, Ertürk’ün kendileriyle ilgili yargı kararını uygulamadığı gibi, Merkez Grubu ile ilgili verilen kararı da uygulamayacağına inandığını söyledi. Bir yandan Başbakan Tayyip Erdoğan’ın medyayı tehdit ederken, TMSF’nin de bir “alt başlık” niteliğinde AKP’nin rakipleri ve muhaliflerine karşı baskı oluşturduğuna işaret eden Şirin, Karamehmet grubunun da bu çerçevede baskı altında olduğuna bizzat kendisinin tanık olduğunu söyledi. Ahmet Ertürk’ün açıklamalarına, Doğan Medya Grubu’ndan ise dolaylı destek geldi. Hürriyet Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Ertuğrul Özkök’ün, “Ne bekliyorsunuz Sayın Başkan” başlıklı yazısında, Merkez Grubu şirketlerinin derhal satışa çıkarılmasını istemesi dikkat çekti. CHP’nin İstanbul’da ilk seçim şenliği yarın İstanbul Haber Servisi Cumhuriyet Halk Partisi’nin (CHP) İstanbul’da gerçekleştireceği ilk seçim şenliği, Beyoğlu İlçe Örgütü tarafından yarın Çıksalın Meydanı’nda bölge milletvekili adaylarının katılımıyla gerçekleştirilecek. Haluk Levent ve birçok sanatçının katılacağı şenlikte CHP 2. Bölge milletvekili adayları AKP’nin 4.5 yılını değerlendirerek CHP’nin seçim bildirgesini yurttaşlara açıklayacak. CHP 2. Bölge milletvekili adayı Hüseyin Aslan birçok yerde seçim büroları ile seçime hazırlandıklarını ifade ederek, AKP’yi 23 Temmuz sabahı yenilgiye uğratacaklarını söyledi. Aslan, AKP’nin içyüzünün yurttaşlar tarafından daha iyi görüldüğünü belirterek, “Halk artık Ampulleri karartmaya hazırlanıyor” dedi. Gece yarılarına kadar ilçe teşkilatlarındaki partililerle çalıştıklarını anlatan Aslan, “AKP özellikle Başbakan’ın kalesi olan Kasımpaşa’da yenilgiye uğrayacak” diye konuştu. CUMHURİYET 06 CMYK
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear