Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
11 TEMMUZ 2007 ÇARŞAMBA CUMHURİYET SAYFA HABERLER Çevre örgütleri seçim beyannamelerini eksik ve bütünlükten uzak buldular 7 DÜZ YAZI ORHAN BİRGİT Partiler çevreye duyarsız DTP’lilere soruşturma ? DİYARBAKIR (Cumhuriyet) Diyarbakır ve Şırnak Cumhuriyet başsavcılıkları, Diyarbakır Büyükşehir Belediye Başkanı Osman Baydemir ile Şırnak Belediye Başkanı Ahmet Ertak hakkında, terör örgütü propagandası yaptıkları gerekçesiyle soruşturma başlattı. Baydemir, Roj TV’de katıldığı yayında, terör örgütünden “silahlı muhalefet’’ diye söz etmiş, Ertak’ın ise terör örgütüne destek verilmesini istediği ileri sürülmüştü. Teknodemokrasimizin Ak Robotu! Dün de yazdığım gibi, önce Genel Başkan olarak, Erdoğan on birinci cumhurbaşkanının da parlamento tarafından seçileceğini bildiren görüşünü açıkladı. Daha sonra da bu görüşü medyadan öğrenmiş olarak AKP Merkez Karar Organı toplantısına katılan üyeler, aynı doğrultuda karar aldıklarını kamuoyuna ilettiler. Meydan mitinglerine bakarak, kendisini halkın adayı olarak tanımlayan ve onların gönüllerinde kurduğu tahttan söz açan Abdullah Gül, önceki akşamdan bu yana, bu konuda belki de görüş değiştiren “ilk” politikacı olma avantajını başkalarına kaptırtmamaya özen göstererek, Erdoğan’ın medya yolu ile aktardığı tezin keskin savunucuları arasında yer aldı. Erdoğan, önceki günkü “Cumhuriyet” ve “Akşam” gazetelerinde yayımlanan önerisini, oy verme günü olan 22 Temmuz’un yaklaştığını da göz önüne alarak, kendi başlattığı gergin ortamı yumuşatmak amacı ile yapmayı yararlı görmüş olabilir. Ama “buyurgan” bir lider olmak yerine, demokrasinin kurallarına inanan, onları uygulamayı olağan sayan bir “genel başkan” olmayı seçseydi, Oral Çalışlar ve İsmail Küçükkuyu ile gerçekleştirdiği uçak söyleşisinde şöyle söylerdi: “Cumhurbaşkanını parlamento yerine halkın seçmesi için yaptığımız anayasa değişikliğini, 23. yasama döneminden sonra uygulamanın, bu döneme gergin bir ortamda başlamamamız için daha doğru olduğunu düşünüyorum. Bu düşüncemi yarın akşam toplanacak olan merkez karar organımızdaki arkadaşlarımla paylaşacağım. Onlara da kabul ettirebilirsem..” Kıyamet mi kopardı böyle söylemiş olsaydı? Tam aksine. Çünkü, demokrasi denilen o çok değerli oyunun yeni yasama dönemine girilirken ülkenin en büyük partilerinden birisi tarafından daha dikkatli ve kurallarına uygun olarak oynanacağı yönünde umutlar dağılmış olurdu. Partisi, belki de o takdirde bazı anket yorumcularının zoraki şişirmelerine gerek kalmadan yüzde 30’ların üstüne doğru tırmanırdı da. Çevre Mühendisleri Odası: Kimi partilerin bildirgelerinde çevre başlığı hiç yer almazken kimilerinde ise “turizm ve çevre”, “konut ve çevre”, “enerji ve çevre”, “çevre ve yaşanabilir kentler” gibi tek yönlü, bütünleşik politik bir perspektif sunmayan bakış açıları ile ele alınmış. İstanbul Haber Servisi Seçime sayılı günler kala seçim beyannamelerini hazırlayan partilerin çevreye ve kente bakışı eksik ve bütünlükten uzak bulundu. Özellikle AKP’nin meslek odaları ve sivil toplum örgütlerince eleştirilen kentsel dönüşüm projelerine yeni programında da ağırlık verdiğine dikkat çekilirken partilerin küresel iklim değişikliği ile mücadele konusunda da yeterli hazırlığa sahip olmadıkları vurgulandı. Çevre Mühendisleri Odası, seçimlere girecek partilerin oy oranlarını ve kamuoyundaki etkinliklerini göz önüne alarak 10 partinin çevre ile ilgili politikalarına yönelik bir rapor hazırladı. Odanın tespitlerine göre kimi partilerin bildirgelerinde çevre başlığı hiç yer almazken kimilerinde ise “turizm ve çevre”, “konut ve çevre”, “enerji ve çevre”, “çevre ve TEMA Vakfı Genel Müdürü Uygar Özesmi: “Seçim meydanlarında çevreye verdikleri önemi açıkça dile getiren bir lider göremedik. Seçmenleri de çevreye önem vermeyen partilere oy vermemeye çağırıyoruz. ” Mimarlar Odası İstanbul Büyükkent Şubesi Başkanı Muhcu: “Deprem Konseyi’ni da ğıtan bir uygulamanın devamı olarak, depremin AKP’nin seçim beyannamesinde hemen hemen hiç yer almaması dikkat çekici. ” Greenpeace Akdeniz Ofisi Sözcüsü Tümer: “Küresel ısınmaya karşı savaşmayı hepsi parti programına almış, ancak nasıl savaşacaklarına dair bir planları yok. ” “Yola Devam” temasıyla kamuoyuna açıkladığı 2007 Seçim Bildirgesi’nde “Kullanankirleten öder, sürdürülebilir kalkınma, kamuözel işbirliği, çevre bilincinin yaygınlaştırılması ve katılımcılık bu alandaki temel ilkelerimiz arasındadır” ifadelerine yer vermektedir. Ancak sağlıklı ve dengeli çevrede yaşam hakkı herkes için, özellikle yoksul kesimler için sağlanamamış, “Kullanankirleten öder” yaklaşımı Tuzla’da bulunan tehlikeli atık variller örneğinde olduğu gibi “Paran varsa istediğin kadar kirletirsin/paran kadar kirlet” yaklaşımıyla uygulamasını bulmuştur. AKP’nin bildirgesinde ifade edilen kamuözel sektör işbirliği çevre alanına şu şekilde yansımıştır: “Kıyılarımız, ormanlarımız, tarım arazilerimiz turizmciler, golfçüler, müteahhitler için cennete, doğal yaşam ve insanlar için ise cehenneme dönüşmüştür.” yaşanabilir kentler” gibi tek yönlü, bütünleşik politik bir perspektif sunmayan bakış açıları ile ele alınmış. Çevre Mühendisleri Odası’nın hazırladığı rapora göre partilerin çevreye dönük politikalarındaki eksiklikler şöyle: KALDI AKP SINIFTA AKP’nin hükümet programında kısmen belirttiği ve hedef olarak öngördüğü daha sağlıklı bir çevre, ham bir hayal olarak kalmıştır. AKP, 5 yıla yakın süren iktidarında, kentsel sorunlar başta olmak üzere, barınma ve konut hakkı, katı atık, içme suyu, kanalizasyon gibi altyapı sorunlarına, Dünya Bankası’nın direktifleri ile çözüm bulmayı tercih etmiş ve kentsel altyapı ala Milletvekili maaşları ? ANKARA (AA) Ankara 16. İdare Mahkemesi, Ankara Barosu avukatlarından Sedat Vural’ın, milletvekillerine seçimden sonraki 3 ayı kapsayan maaşların ödenmesine ilişkin kararın yürütmesinin durdurulması ve iptali istemiyle açtığı davayı “ehliyet yönünden’’ reddetti. Mahkemenin kararında, denetleme isteğiyle rasgele iptal davası açılmasını önlemek için idari işlem ile dava açacak olan kişi arasında “menfaat ilişkisi’’ şartı getirildiği hatırlatıldı. nı ve çevre mühendisliği hizmetleri özelleştirme ve yabancılaştırma kıskacına girmiştir. Fransız, İngiliz, Alman ve Japon altyapı firmaları artık suyumuzun sahibi, çöpümüzün takipçisi olmuştur. Bu arada, AKP iktidarı, çok büyük vaatlerde bulunduğu enerji ve ulaşım alanında da sınıfta kalmıştır. Bu noktada, ulaşım ve enerji alanlarına somut çözümler sunmak bir yana, ekonomik ve sosyal politikalardan bağımsız, parçacı yaklaşımlar ile özelleştirmeci, yabancılaştırmacı, IMF ve Dünya Bankası politikalarının değişik yansımaları ile ülkemiz enerji ve madencilik alanında tam bir “koridor” olmuştur. Kaynakların yağmalandığı, çevrenin tahrip edildiği ve sağlanan imtiyazlarla uluslararası tekellerin dikensiz gül bahçesine girer gibi geldikleri bir koridor, bir ülkedir artık Türkiye. C HP’DEN ÇEVRECİ BAKIŞ Telekom’da ret kararı ? ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Danıştay 13. Dairesi, Türk Telekom’un yüzde 55 oranındaki hissesinin blok satışına ilişkin ihale satış kararının iptal istemini reddetti. Satış kararının, yasa ve usullere uygun olduğuna işaret eden daire, Türkiye Haberİş Sendikası’nın temyiz istemini Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulu’nun görüşeceğini bildirdi. Tuzla’da bulunan tehlikeli atık variller, Türkiye’nin nasıl bir çevre felaketiyle karşı karşıya olduğunu gösterdi. TEMA Vakfı Genel Müdürü Özesmi, partilerin nükleerde ısrar ettiğini söyledi ‘Çevreye önem vermeyene oy yok’ TEMA Vakfı Genel Müdürü Uygar Özesmi, liderlerin seçim meydanlarında çevreye verdikleri önemi açıkça dile getirmesi gerektiğini belirterek şu ana kadar böyle bir çaba göremediklerini kaydetti. Siyasi partilerin seçim bildirgelerinde çevre ile ilgili çok olumlu maddeler bulunduğunu, ancak yeterli olmadığını ifade eden Özesmi, “Seçim bildirgelerinde çevreye ayrılan bölümler en fazla 5 sayfayı buluyor. Oysa bildirgeler ortalama 100150 sayfadan oluşuyor. Partilerden talebimiz, TEMA Vakfı’nın hazırladığı Çevre Manifestosu’nda yer alan maddeleri tekrar gözden geçirmeleri ve parti programlarına almaları. Seçmenleri de çevreye önem vermeyen partilere oy vermemeye çağırıyoruz” dedi. Özesmi, seçim beyannamelerinde çevre ile ilgili olumlu karşılanacak birçok uygulanabilir vaat bulunduğunu, ancak bütüncül bir yaklaşım olmadığı için uygulamada güçlükler yaşanabileceğini söyledi. Bugün dünyanın en önemli gündem maddesinin küresel ısınma olduğuna vurgu yapan Özesmi, “Ancak halen bazı partiler Kyoto Protokolü’ne karşı olduklarını belirtiyor ve bir maliyetten bahsediyorlar. Oysa bu bir maliyet değil, ülkemizin geleceğine yatırımdır. Küresel iklim değişikliği ile mücadele konusunda siyasi partilerin yeterli hazırlığı olmadığı görülüyor. Enerji konusu da çok önemli, enerji verimliliği ve yenilenebilir enerji kaynaklarına yönelmek dururken halen termik ve nükleer enerji konusunda ısrarlı olan partiler var” dedi. Özesmi, kuraklıkla boğuşan Türkiye’de hâlâ bir “Su Yasası” bulunmamasını eleştirdi. Çevre konusunda farklı sorun alanlarına değinen ve parçacı çözümler üretmeye çalışan bakış açısı diğer partilerin bildirgeleri ile karşılaştırıldığında çevre sorunlarının önemsenmesi açısından olumludur. Ancak ülkenin genel çevre politikasından söz edilmemekte, çevre örgütlenmesi ve çevre yönetimine ilişkin somut ve bütüne bakan bir bakış sergilenmemektedir. Verilen ifadelerden “sürdürülebilir kalkınma” ve “kirleten öder prensibinin” çevre politikası olarak benimsendiği anlaşılmakta, her iki yaklaşım da sermayenin egemen ve başat olduğu kapitalizmin mantığı içerisinde değerlendirilmektedir. CHP’nin enerji politikasında ise “ucuz, verimli, kesintisiz, yeterli, güvenilir, temiz ve çevre dostu, ulusal bütüncül bir bakış” gibi genel ifadelere yer verilmekte, yeni ve yenilenebilir enerji kaynaklarının yaygınlaştırılacağı ve enerji üretiminde özkaynakların değerlendirileceği ifade edilmektedir. HP’DEN ‘MİLLİ’ YAKLAŞIM Buyurgan liderlik sadece AKP’de mi var? Sanılmasın ki bu satırları yazarken “lider buyurganlığı”nın sadece AKP’ye özgü olduğunu düşünüyorum. 22 Temmuz’da sandık başına giderek sandığa atacağımız oy pusulalarında yer alan bütün partilerimizin amblemlerinin altında isimleri yazılı milletvekili adaylarımızın hemen tümü, kendilerini o listelere yerleştiren gücü bilerek seçim maratonuna girmişlerdir. Bir başyazarımızın “lider vekili” olarak tanımladığı bu politikacıların arasından 23. dönem yasama meclisine girebilecek olanların üstünden, daha şimdiden, sadece parti genel başkanları değil, artık görev sürelerini tamamlamış olmaları gereken grup başkanvekilleri bile vaat yürütüyorlar. Ciddi haber kanallarımızın anchorman’lerine telefon ile bağlanarak, yeni yasama döneminde ülkenin geleceğine damgasını vuracak boyuttaki oluşumlar için, partilerince neyin nasıl yapılması gerektiğini söyleyebiliyorlar. Oysa o neyin nasıl yapılması gerektiği, yeni parlamentonun göreve başlaması ile birlikte oluşacak parti meclisi gruplarında seçim ile belirlenecek organlarda oluşturulmayacak mıdır? Eski yeni milletvekilleri, seçmenlerden bir kampanya süresince aldıkları görüşleri kürsülerde aktararak yeni yollarını çizmeyecekler midir? Bu “mi”li sorulara olumlu yanıt verebilseydik, demokrasinin bütün olmasa bile çoğu kurallarının uygulandığı bir ülkenin bireyleri olduğumuzun tadını çıkartırdık. M Propaganda sıraları ? ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Siyasi partilerin 22 Temmuz milletvekili genel seçimi için radyo ve televizyonda yapacakları propaganda konuşmalarının sırası kurayla belirlendi. 21 Temmuz’daki son gün propaganda konuşma sıraları ise şöyle: ÖDP, TKP, EMEP, GP, LDP, CHP, AKP, DP, ATP, İP, BTP, MHP, HYP ve SP. ‘Vaatler çelişkili’ reenpeace Akdeniz Ofisi Sözcüsü Aslıhan Tümer, bütün partilerin çevre konusundaki tutumunun hemen hemen aynı olduğunu vurguladı. Seçim beyannamelerinde “çevre” başlığı altında yazdıkları ile “enerji” başlığı altında yazdıklarının birbiriyle çeliştiğine dikkat çeken Tümer, “Yenilenebilir enerjiye yatırımdan bahsederken enerji politikalarında kömür, petrol yatırımlarından, yapılacak termik santrallardan bahsediyorlar. Doğru düzgün bir politika oluşturulmadığını görüyoruz” dedi. Bütün partilerin beyannamelerinde küresel ısınmayı en büyük çevre felaketi olarak gördüklerine dikkat çeken Tümer, “Küreimarlar Odası İstanbul Büyükkent Şubesi Başkanı sel ısınmaya karşı saEyüp Muhcu da iktidar partisi AKP’nin diğer bütün partivaşmayı hepsi parti lerden farklı olarak, kentleşme adına bugün yapılan yanlışların programına almış, ansürdürülmesinde ısrar edeceğini vaat etmesinin dikkat çekici olducak nasıl savaşacakğunu söyledi. Muhcu, “Kentsel Dönüşüm” adı altında gündeme gelen, larına dair bir planbir kısmı gerçekleştirilmeye çalışılan, ancak yoğun eleştiri ve tepkiler üzeları yok. Yenilenebirine seçim sonrasına ertelenen pek çok “tarihsel ve doğal değerin yok lir enerjiye ciddi bir edilmesi” niteliğindeki projelerinin devam ettirileceğinin anlaşıldığını kayyatırım yapıldığını detti. Deprem Konseyi’ni dağıtan bir uygulamanın devamı olarak, depregörmek istiyoruz. min AKP’nin seçim beyannamesinde hemen hemen hiç yer almadığına Kömür, petrol gibi dikkat çeken Muhcu şunları söyledi: “Depremin tamamen gündemden nükleer enerjiye dakaldırılması şaşırtıcıdır. Yüzde 98’i depremsellik koşullarında olan ülir teşvik planları kemizin ve deprem bekleyen İstanbul’un ivedi bir şekilde depreme karşı durdurulmalı. ” hazırlanılması gerekirken rant projelerinin hedeflenmesi, ülkemiz, dedi. kentlerimiz ve toplumumuz adına üzücü ve düşündürücüdür.” İstanbul’da su kesintisi ? İstanbul Haber Servisi İstanbul’da bazı semtlere 16 saat süreyle su verilemeyecek. Kesinti uygulanacak bölgeler şunlar: Kurfalı, Kartal, Soğanlı, Uğur Mumcu Mahallesi, Cevizli, Adalar, 2. Zırhlı Tugay, Esenkent, Gülsuyu, Maltepe, Başıbüyük, Zümrütevler, Aydınevler, Altıntepe ve Küçükyalı. g “Kentleşme, konut ve çevre” başlığı altında çevre sorunlarına dair yaklaşımını belirlemiştir. MHP’nin çizdiği çerçeve, ana hatları ile “milli bir çevre” politikası olarak öne çıkmaktadır. Bu yaklaşımın ise çevrebilimi açısından tartışmalı olduğu ortadadır. Ayrıca MHP, programında kentleşme ve sanayileşme süreçlerini yeni arazi planları ile çözeceğini belirtirken, bu sürecin mevcut rant ekonomisi içinde nasıl bir yolla çözümleneceği açık bir kapı olarak ortada durmaktadır. MHP çevre ve kent sorunlarının sosyal, ekonomik, siyasi boyutlarını göz ardı ederek mekanik ve sığ bir yaklaşım içinde “çevre politikası” oluşturmaya soyunmuştur. P’NİN AKP’DEN FARKI YOK Demir eldivenli başbakan yaratmak... Oysa partiler üstü cumhurbaşkanının yetkilerini çok görerek tırpanlama hazırlıkları yapan bugünkü iktidar partisinin anayasa uzmanları, güçlü ve otoriter başbakan oluşturmanın yöntemlerini de unutmadan çalışıyorlarmış. Nedeni çok basit bir yetki aktarma çalışması yapılıyormuş... Çünkü, şayet AKP 22 Temmuz’da parlamentoda çoğunluğu sağlayabilir ise, ya da koalisyonun büyük ortağı olabilir ise, demir eldivenli bir başbakan yaratılmasına gidilecek. Yeni bir yasama dönemi başlamadan paçaları sıvamanın âlemi var mı diye sorulmasın. AKP seçim beyannamesinde her ne kadar demokrasi vaat etti ise de baksanıza İstanbul’daki kampanyasını “ak robot” denilen bir propaganda makinesi ile yürütmekten çok memnun imiş. 18 bin dolara kiralandığı dün gazetelerde yazılan ak robot, sorulan soruları yakın bir merkezde gizlenmiş olan suflör tarafından yanıtlıyormuş. Haberi veren “Sabah” gazetesi, ak robotun uyandırdığı ilgi yüzünden Bakırköy’de her gün ortalama 500 vatandaşın AKP’ye üye olduğunu da yazıyor. “Teknodemokrasi”nin bu yeni figüranını AKP’liler, kendilerine o kadar yakın görmüşler ki ona “ak robot” adını vermişler. Ak robot gerçekten yazıldığı gibi halkımızın ilgisini kazanacak ise bakarsınız politikaya girmesi ve lideri ile tam uyum sağladığı için de onun gözbebeği olması bile düşünülebilir. “Demir eldivenli” başbakanlarca yönetilmek, mekanik robotların hoşuna da gider.. D Motorine zam ? ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Motorinin pompa fiyatı, bugünden geçerli olmak üzere litrede 23 Ykr arttı. Yeni ayarlamayla Ankara’da POAŞ’ta 2.26 YTL, OPET ve Shell istasyonlarında 2.27 YTL, BP’de 2.28 YTL’den satılan motorinin litre fiyatı; OPET ve POAŞ’ta 2.29 YTL, Shell’de 2.30 YTL, BP’de ise 2.31 YTL’ye yükseldi. ‘AKP yanlışta ısrar ediyor m Çevre konusundaki vaatlerinin AKP’nin icraatlarından hiçbir farkı yok. Seçim bildirgesinde “çevre” başlığına doğrudan ya da dolaylı olarak hiç yer verilmemiş. Partinin yaklaşımı ekonomi ana başlığı altında “Özelleştirme ve Vergi Dışı Kaynak Yaratılmasına Yönelik Politikalar” altbaşlığında yer verilen iki madde ile kendini ele vermektedir: “Orman vasfını yitirdiği için orman sınırları dışında kalan yerler gelir getirecek şekilde değerlendirilecektir. Madencilik sektörüne ve doğal kaynaklara yönelik yatırımlar teşvik edilecektir.” Kendini somutlayan yaklaşım, çevreye sadece ekonomik bir değer olarak bakan, hiçbir bilimsel veri ve yöntem içermeyen, son derece muğlak bir yaklaşımdır. Bu “yaklaşım” dahi niyeti ele vermektedir! DP’nin “çevre politikasızlığı” AKP hükümetinin bugüne kadar uyguladığı özelleştirmeci, talancı ve yağmacı politikalardan hiçbir fark içermemekte, hatta devamı niteliği taşımaktadır. Faks: 0 216 302 82 08 obirgit?ekolay.net 2 bin kişi CHP’de İZMİR (Cumhuriyet Ege Bürosu) GP, ANAVATAN ve DP ilçe örgütlerinden yaklaşık 2 bin kişi CHP’ye geçti. İsmet İnönü Kültür Merkezi’nde gerçekleştirilen törene İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu’nun yanı sıra CHP İzmir milletvekili adayları Rıfat Nalbantoğlu, Selçuk Ayhan, belediye başkanları ve çok sayıda yurttaş katıldı. Törende konuşan Kocaoğlu, ülkenin bir dönemeçten geçtiğini belirterek “Ne demek istediğimi çok iyi biliyorsunuz. Her seçim zordur, ama 22 Temmuz, 84 yıllık Cumhuriyet tarihinin en önemli seçimidir” dedi. CUMHURİYET 07 K