26 Aralık 2024 Perşembe Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
SAYFA CUMHURİYET 7 MAYIS 2007 PAZARTESİ 4 HABERLER Birinci turun tekrarında da yeterli çoğunluğa ulaşılamaması ve Gül’ün çekilmesi yeni bir tartışma başlattı 2000’Lİ YILLARDA ERDAL ATABEK Anayasa ‘derhal seçim’ diyor ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) TBMM Genel Kurulu’nda cumhurbaşkanı seçiminin birinci turunun tekrarında da yeterli çoğunluğa ulaşılamaması ve cumhurbaşkanı adayı Abdullah Gül’ün çekildiğini açıklaması, “derhal seçime gidilmesini” öngeren anayasanın 102. maddesini gündeme getirdi. Yargıtay Onursal Cumhuriyet Başsavcısı Sabih Kanadoğlu, cumhurbaşkanının seçilememesi durumunda TBMM’nin otomatik olarak seçime gideceğini, önceden alınan erken seçim kararının bir öneminin olmadığını söyledi. Bu durumda yetkili kurumun Yüksek Seçim Kurulu (YSK) olduğunu belirten Kanadoğlu, seçim sürecinde TBMM’nin yasama yetkisini kullanabileceğini, ancak cumhurbaşkanının halk tarafından seçilmesi gibi sistem değişikliği getiren bir anayasa değişikliğinin yapılmaması gerektiğini söyledi. TBMM Genel Kurulu’nda, Anayasa Mahkemesi’nin kararı doğrultusun Toplumu Doğru Okumak... Tandoğan ve Çağlayan yürüyüşleri doğru okunması gereken toplumsal hareketlerdir. Ama görünen odur ki, siyasal iktidar da, muhalefet de bu büyük toplumsal enerjiyi ‘kendi işine geldiği gibi’ okumaya çalışıyor. Öncelikle AKP iktidarı önce ‘önemsizleştirmeye çalıştığı’, bunu başaramayınca ‘bindirilmiş kıtalar’ diye niteleyip bildiği dille kalıplaştırmak istediği olayı anlamak istemedi. Ama genelde böyledir. İktidar gücüyle gözü dönmüş siyaset yöneticileri sürecin denetimi ellerinden kaçınca böyle davranırlar. AKP’nin üçlüsü, üç ayrı kişilik gibi görünse de temelde aynı ‘dinci siyaset’ görüşünü paylaştıkları için toplumdan gelen mesajı kabul etmek istemediler. Oysa, doğru okunduğu zaman verilen mesaj çok açıktı: Yürüyen insanlar, AKP tarafından yaratılan açık ayrımcılığa karşıydılar, ulusun cemaatlere bölünmesine karşıydılar, din eksenli toplamsal yaşama karşıydılar, kadının ikinci sınıf toplumsal rolüne karşıydılar, aile ve cemaat kollamacılığına karşıydılar, ekonomik yolsuzluklara, ihale kayırmacılığına, çıkarcılığa karşıydılar, din eksenine kaydırılmaya çalışılan eğitim anlayışına karşıydılar, üniversitelere, yargıya yapılan baskılara karşıydılar, idare ve güvenlik kadrolarında daha da artan partizan kadrolaşmaya karşıydılar, tepeden bakmalara, küçümsemelere, aldırmazlıklara, ben istediğimi yaparımcılığa karşıydılar, gizli takvim, gizli program kuşkusuyla yönetilmeye karşıydılar, demokrasiye bir taşıt, özgürlüklere kendi ideolojilerini yayma aracı gözüyle bakılmasına karşıydılar, kendi toplumundan alamadığı gücü ABD’den almasına, AB yanlısı görünmenin gizli amaçlarına karşıydılar, laik Atatürk Cumhuriyeti’ne özde karşı olmalarına karşıydılar. Bütün bu karşı oluş nedenlerinde AKP’nin beş yıla uzanan yönetiminde ortaya çıkan özelliklere karşıydılar: Dıştan kumandalı bir ülke yönetimi, asıl amaçlarını gizleyerek saklı bir programı yürüten, ülkeyi bölen ve cepheleştiren, siyasallaşmış dinin ideolojik kadrolarının güvenilmez tutumu. Her iki yürüyüşün de mesajları şunlardı: Size güvenmiyoruz. Size karşıyız. Sizi istemiyoruz. Biz buradayız ve kararlıyız. Olayın özü budur, yoksa Erdoğan’ın yerine Gül mü gelir Arınç mı, konusu değildir. Görüntülerin altındaki yapı da, tutum da aynı kaynaklıdır, birdir ve aynıdır. Muhalefete gelirsek, onların da ‘birleşin’ mesajını doğru almadığı görülüyor. Eğer bu büyük enerji sandığa yöneltilemezse süreç çok tehlikeli bir akışa kayar. Genelkurmay bildirisi de Anayasa Mahkemesi kararı da bu tehlikeli akışa karşı bir uyarı olmuştur. Bu kritik süreç nasıl yönetilebilir? Bu sorunun yanıtını aramayı sürdüreceğiz... email: erdalatak@gmail.com erdalatak@superonline.com www.erdalatabek.com ? Yargıtay Onursal Cumhuriyet Başsavcısı Sabih Kanadoğlu, cumhurbaşkanının seçilememesi durumunda TBMM’nin otomatik olarak seçime gideceğini, bunun için önceden alınan seçim kararının bir öneminin olmadığını söyledi. Bu aşamada yetkinin YSK’de olduğunu bildiren Kanadoğlu, seçim sürecinde TBMM’nin yasama yetkilerini kullanabileceğini, ancak sistem değişikliğine neden olacak bir anayasa değişikliğinin yapılmaması gerektiğini bildirdi. da cumhurbaşkanı seçiminin ilk turunun tekrarında da 367 olan toplantı yetersayısına ulaşılamadı. Dışişleri Bakanı Abdullah Gül de adaylıktan çekildiğini açıkladı. Anayasanın 102. maddesinde, “en az üçer gün ara ile yapılacak oylamaların ilk ikisinde üye tamsayısının üçte iki çoğunluk oyu sağlanamazsa üçüncü oylamaya geçilir, üçüncü oylamada üye tamsayısının salt çoğunluğunu sağlayan aday cumhurbaşkanı seçilmiş olur. Bu oylamada üye tamsayısının salt çoğunluğu sağlanamadığı takdirde üçüncü oylamada en çok oy almış bulunan iki aday arasında dördüncü oylama yapılır, bu oylamada da üye tamsayısının salt çoğunluğu ile cumhurbaşkanı seçilemediği takdirde derhal TBMM seçimleri yenilenir” hükmü yer alıyor. sı gerekir. Böyle olunca seçememenin sonucu da seçimlerin derhal yenilenmesi olacaktır. Yeni bir karar alma gereği de yoktur” dedi. Genel seçimin 22 Temmuz’da yapılmasına ilişkin alınan kararın bir öneminin olmadığını kaydeden Kanadoğlu, “Bu zaten anayasaya aykırıdır. Anayasada, cumhurbaşkanının seçilememesi durumunda seçimlerin derhal yapılması yönünde emredici hüküm var. Yasalar, anayasanın önünde değildir. Yeni bir seçim kararı almaya gerek yoktur, yetkili olan kurum YSK’dir” diye konuştu. Genel seçim sürecinde TBMM’nin yasama faaliyetlerini sürdürebileceğini, yeni TBMM göreve başlayıncaya kadar bütün yet ‘Otomatik olarak seçime gider’ Sabih Kanadoğlu, cumhurbaşkanının seçimine ilişkin anayasanın 102. maddesiyle ilgili sürecin devamı bir dönemde TBMM’nin erken seçim kararı almasının anayasaya aykırı olduğunu söyledi. Gül’ün adaylıktan çekilmesiyle anayasaya göre TBMM’nin “derhal” seçime gitmesi gerektiğine işaret eden Kanadoğlu, “Adaylıktan çekildiği an, seçimin yapılamayacağı kesinlik kazanır. 20 günlük süreç dolar, anayasaya göre süreç başladıktan sonra 1 ay içinde tamamlanma kilerini kullanabileceğini anlatan Kanadoğlu, şu görüşleri dile getirdi: “Ancak gerek süre itibarıyla gerekse bir anayasa değişikliğinin halkoylamasına gitmesi de söz konusu olabilir. Cumhurbaşkanını seçemediği için seçimi yenilenecek olan bir meclisin bu tür, hele sistem değiştirecek bir değişikliğe gitmesi doğru olmaz. Anayasal bir engel yok, ancak demokrasi kültürü, demokrasi etiği buna izin vermemelidir. Bir sistem değişikliğine götürecek, hele ki anayasanın birçok maddesini ilgilendiren bir değişiklik ‘ben istedim, yaptım oldu’ anlayışıyla yasalaştırılmamalıdır. Bu birçok sorunun ortaya çıkmasına, yeni kaoslara ve krizlere neden olabilir.” ‘TBMM çalışma yapamaz’ AKP’DE HAREKETLİ SAATLER Gül çekildi, Erdoğan ‘Tek sandık’ dedi ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) TBMM’de, Anayasa Mahkemesi’nin kararı doğrultusunda birinci turun tekrarlanmasında 367 oya ulaşılamaması üzerine Dışişleri Bakanı Abdullah Gül adaylıktan çekildi. AKP, 25 yaş konusunda YSK’nin görüşünü alarak gerekirse askıya alınması, cumhurbaşkanının halk tarafından seçilmesine ilişkin anayasa paketini ise bugün genel kurula getirme kararı aldı. Başbakan Tayyip Erdoğan’ın “Seçimde tek sandık mı çift sandık mı kurulacak” sorusuna, “Şu anda görünen tek sandık” demesi anayasa paketinin çıkmayacağının işareti olarak değerlendirildi. Cumhurbaşkanı seçiminin ilk turunda 367 oya ulaşılamaması, AKP’de dün hareketli saatlerin yaşanmasına neden oldu. Kulislerde Gül’ün çekilmek istediği, ancak Erdoğan’ın karşı çıktığı bilgisi yayıldı. Akşam saatlerinde adaylıktan çekildiğini açıklayan Gül, “Meclis’in itibarını ve siyasetin onurunu düşündüDışişleri Bakanı ğüm için nafile turların geGül, Cumhurbaş reksiz olduğunu düşünüyokanlığı adaylığınrum” dedi. Genelkurmay dan çekildi. açıklamasının kararında etkili olup olmadığının sorulması üzerine Gül, “Yapmamız gereken şey, bu memleketi daha güçlü hale getirmek” dedi. AKP, 25 yaş ile ilgili anayasa değişikliği önerisini, 25 yaşındakiler için ek istifa süresi konulmasının seçim tarihini değiştirebileceği kaygısıyla ertelemeyi planlıyor. AKP, bu konuda YSK’nin görüşünü alacak. YSK’den olumsuz yanıt gelmesi durumunda anayasa değişikliği önerisi askıya alınacak. Cumhurbaşkanının halk tarafından seçilmesine ilişkin paketin ise bugün ilk tur görüşmeleri yapılacak. Başbakan Erdoğan ise anayasa değişikliği paketini çıkarmada kararlı olduklarını, sürece devam edeceklerini söyledi. TBMM’nin bundan sonra çalışmasında engel bulunmadığını kaydeden Erdoğan, “Eğer muhalefet desteğini vermezse bunun hesabını soracak olan milletimizdir. Bu parlamento müfesihtir diyorlar, bu parlamentoya saygısızlıktır” diye konuştu. 25 yaşla ilgili bir soru üzerine Erdoğan, “Bütün gayretlerimize rağmen oradaki sıkıntı aşılmamış gözüküyor” dedi. Erdoğan, Gül’ün çekilmesi sürecinde parti içinde görüş ayrılığı olup olmadığı yönündeki soruya ise sinirlenerek “Saçma sapan uydurmalarınız hiçbir zaman tutmayacakdır” değerlendirmesini yaptı. Anayasa hukukçusu Prof. Dr. Necmi Yüzbaşıoğlu, TBMM’nin erken seçim kararı ya da otomatik olarak seçim kararı alsa da rutin yasama faaliyetleri dışında çalışma yapamayacağını dile getirdi. Yüzbaşıoğlu, “TBMM, erken seçim kararı aldıktan sonra bu turların yapılmaması gerekirdi. Bu turlar hukuki değil, fiilidir” dedi. TBMM’nin otomatik olarak seçime gitmesiyle erken seçim kararı alınmasının sonuçları arasında bir fark olmadığını dile getiren Yüzbaşıoğlu, “Her ikisinde de TBMM’nin rutin yasama tasarrufunda bulunması gerekir. Milleti seçimlere selametle götürecek tasarruflarda bulunması gerekir. Anayasa değişikliği gibi ileriye dönük, toplumsal uzlaşma sağlanmasını gerektiren konularda düzenleme yapması siyasi etik olarak doğru değil” TBMM Genel Kurulu’nda Cumhurbaşkanlığı için yapılan 1.ve 2. yoklamalarda yetersayıya ulaşılamadı. diye konuştu. Yüzbaşıoğlu, “Meclis’in anayasa değişikliği gibi, özellikle de cumhurbaşkanını halkın seçmesi yönünde iddialı tasarruflara girişmemesi gerekir. Ayrıca bunlar toplumda çok tartışılması gereken hususlar. Basit bir anayasa değişikliği değildir, sistem değişikliğidir. Uzlaşmayı geANKARA (Cumhuriyet Bü dır, demedim. Kafanızdaki dü 367’ye ulaşılamadığını açıklarrektiren bir konudur, bir rosu) TBMM Genel Kurulu’nda, şünceleri ağzınıza getirmeyin. ken seçim turlarına 9 Mayıs’ta deiki ayda getirilebilecek vam edileceğini bildirdi. Arınç, Cumhurbaşkanı seçimi için Ana Yoklama yapacağım” dedi. bir şey değildir” dedi. genel kurulun kanun tasarı ve tekyasa Mahkemesi’nin öngördüğü Arınç: 9 Mayıs’ta devam liflerini görüşmek üzere toplantı toplantı yetersayısı olan 367 raka‘24 Haziran’da olmalı’ mına dün yapılan 2 yoklamada da 27 Nisan günü yapılan oylama yetersayısına (184) sahip olduğuCHP Grup Başkanvekiulaşılamadı. Birinci yoklamada ya AKP dışından 10 milletvekili nu belirterek gündeme geçti. Tali Ali Topuz da, derhal se356, 2. yoklamada ise 358 millet katılmıştı, dün bu milletvekilleri sarı ve önerilerin hiç birinde hüçime gidilmesi gerektiğini, vekili genel kurulda hazır bulun nin sayısı 7’ye indi. Anavatan Par kümet ve komisyon yerine otur45 günlük sürede seçimin du. TBMM’de daha önce yapılan tili Miraç Akdoğan, genel kurul mayınca Arınç, birleşimi kapattı. yetiştirilebileceğini, bu süoylamada genel kurula girerek da bulunmasına karşın yoklamarenin de 24 Haziran’a denk AKP’ye destek verenlerden Ana lara katılmadı. CHP’li Esat Ca Tehdit mesajları... geldiğini söyledi. Topuz, vatan Partili Hasan Özyer ile ba nan, DYP’li Mehmet Eraslan ile TBMM Genel Kurulu’na gir“YSK’nin üyeleri takviğımsız Ülkü Güney dünkü yok bağımsız Hamza Albayrak, Üm meyen CHP milletvekilleri, Cummi inceleyecek olurlarsa lamalara katılmadı. met Kandoğan, Göksal Küçaka hurbaşkanı seçimini kulisteki ekbu takvimin sıkıştırılaTBMM’de Cumhurbaşkanlığı li, Fuat Geçen ve Süleyman Bö ranlardan izledi. CHP Genel Sekbileceğini görürler. 24 için 27 Nisan günü yapılan ilk tur lünmez dünkü yoklamaya da ka reteri Önder Sav oylamalardan Haziran’a önce ‘evet’ deoylamada 357 kabul, 3 geçersiz, tıldı. İlk yoklamada katılım 356’da sonra, ‘’Fiilen bu iş bitmiştir’’ demişler. Anayasa bu sıkış1 boş oy kullanılmıştı. Oylamaya kalırken AKP’li Reha Denemeç di. Bu arada, bazı milletvekilleritırmayı emrediyorsa katılanlardan CHP’li Esat Canan ile Sabri Varan’ın yoklamaya ka nin telefonlarına geçilen mesajYSK’nin, anayasanın bu dün sabah genel kurula girdiğin tılmadığı görüldü. Arınç “Gerek lar dikkati çekti. Numarası görüngerekliliğini dikkate alde AKP’liler kendisini alkışladı. li sayıya ulaşılamamıştır” dedi ve meyen telefonlardan, “Demokramayacağını düşünemeTBMM Başkanı Bülent Arınç, birleşime on dakika ara verdi. Ara si ve namus tecavüzcülerine, yiz. Seçimlerin 22 Temmuz’dan daha öne alıngenel kurulu “Toplantı yetersa dan sonra yeniden yoklama ya Meclis’e girmeyerek TBMM’ye ması mümkünse, bunun yısı vardır, gündeme geçiyorum” pıldı, bu kez katılım 358’e yük ve millete tecavüz eden, darbeyapılması gerekir. Öne diyerek açtı. Bu sözler üzerine seldi. İlk yoklamaya yetişemeyen yi destekleyenlere, haksızlıkta almazlarsa bizim yapagenel kurul salonuna giren CHP Denemeç ile Varan ikinci yokla susan dilsiz şeytanlara, hidayet cağımız bir şey yok. KimGrup Başkanvekili Haluk Koç, maya katıldı.Arınç, ikinci oyla ver. Aklı vermezsen lanet et. Adsenin zorla bir şey yaptır367 katılımın aranması gerektiği mada Anayasa Mahkemesi’nin li ilahiye” ve “Gül, Reisi cumması söz konusu değilni bildirdi. Arınç da, “Dinleyin Cumhurbaşkanı seçimi için ön hur, 276” yazılı mesajlar göndir” diye konuştu. beni, arayacağım. Ben, 367 var gördüğü toplantı yeter sayısı olan derilmesi dikkati çekti. 367 yine bulunamadı 27 Nisan’da yapılan ilk oylamaya AKP dışından 10 milletvekili katılırken dün bu sayı 7’ye düştü. AKP ancak 358’e ulaşabildi Çömez: Maaşım kesilsin ? ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) AKP Balıkesir Milletvekili Turhan Çömez, TBMM Başkanlığı’na başvurarak 15 Temmuz tarihinde milletvekillerine yapılacak 3 aylık maaş ödemesinin 2 ay 3 haftalık kısmını almak istemediğini bildirdi. TBMM’nin, 2007 seçimlerinin 22 Temmuz tarihinde yapılmasını kararlaştırdığını anımsatan Turhan Çömez, “Dönem maaşı 15 Temmuz tarihinde peşin olarak ödenecek. Yani 1 hafta çalışılarak 3 aylık bir maaş alınacak. Bunu kabul etmem mümkün değil. Uygulama her ne kadar yasal da olsa bana göre etik değil” dedi. Genelkurmay’dan açıklama ? ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Genelkurmay Başkanlığı, hükümete yönelik önemli uyarıların yer aldığı son açıklamasının web sayfasından kaldırılmasına açıklık getirdi. Web sayfasında yapılan bazı düzenlemelerin, yeniden yapılandırma çalışmaları kapsamında olduğunu belirten Genelkurmay Başkanlığı, “Bu düzenlemeler kapsamında yeni bilgiler konması sonucu, web sayfasından kaldırılan bilgilere arşivden ulaşmak mümkün olacaktır’’ açıklamasını yaptı. Hükümete yönelik açıklamanın, geçen cuma günü Genelkurmay Başkanı Orgeneral Yaşar Büyükanıt ile Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın İstanbul’da yaptığı görüşmeden sonra web sayfasından kaldırılması çeşitli basın kuruluşları tarafından “dikkat çekici” bulunmuş, “askerin Erdoğan’a jesti” olarak yorumlanmıştı. Bu sezon sanırım hiç Fenerbahçe yazısı yazamadım. Fırsat olmadı. Siyasi gelişmeler fırsat vermediği gibi, Fenerbahçe de “Oh be ne güzel oynuyor” diyebileceğimiz bir performans gösteremedi. Önceki günkü BeşiktaşFenerbahçe maçını evde tek başıma izledim. Bu kez sanki biraz umutlu gibiydim. Bunca kötü sonuçtan sonra yüzümüzü güldürecek bir sonuç alınabilir beklentisi içindeydim. Maç başlayınca hem umutlandım, hem de söylendim. “Yine bunlar iyi oynarlar, sonra da golleri kaçırıp maçı hediye ederler” diyordum ki, Kezman’ın golü geldi. Havalara zıpladım. Bizimkiler bir iki akın daha yaptılar, devreyi böylece umut içinde bitirdik. İkinci yarı bir kâbus gibiydi. Sürekli Beşiktaşlılar bizim kaleye geliyordu. Tuncay’ın sakatlanması iyice korkutucu oldu. Böyle durumlarda o çok işe yarar biliyordum. Bastırdıkça bastırdılar, ben ise artık maçı saniye saniye sayıyordum. 27 dakika 40 saniye Bir Fenerbahçe Yazısı... kaldı dediğimi hatırlıyorum. Hakem maçın bitiş düdüğünü çalınca, Fenerbahçeli futbolcuların yaşadıklarının aynısını ben de yaşadım. Eh sonunda yüzümüz gülmüştü. “Acıların takımı Fener” bu kez yırtmıştı. Şampiyonluğu kaybetmek artık mucizelere bağlıydı. Fenerli oyuncular taraftarın önünde zıplıyorlar, ben de kanalları dolaşıp Fenerin başarısını yorumlaması gereken yorumcuları dinliyordum. ??? Futbol nasıl bir tutkudur? Bazılarını alıp içine çekerken bazıları ise buna hiç aldırmazlar. Ben bütün gece heyecan fırtınası içinde çırpınırken İpek (Çalışlar) yanı başımdaki divanda uyudu. Maçın sonlarına doğru uyandı, yine aldırmadı ve yatağa gitti. Maç bitti, benim kanalları dolaşmam bitti, İpek dönüp de “Ne oldu maçı kim kazandı” diye bile sormadı. Siyasi meselelerde karşılıklı yorum yarışmasına girdiğimiz, tartıştığımız, hayal kırıklıkları ve sevinçleri paylaştığımız İpek’le konu maç noktasına gelince ayrı dünyaların insanı oluveriyorduk. Ben bazı gazeteci arkadaşlarım gibi fanatik bir futbol taraftarı değilim. Futbolun heyecanını seviyorum, futbolun estetik zenginliğini seviyorum. ??? “Takım tutar gibi davranma” derler ya, bunun futbol söz konusu olduğunda pek geçerli sayılmayacağını düşünüyorum. Futbolda takım tutar gibi davranmak işin esası, özüdür. Ben de Birinci Lig’de Fenerbahçe’yi, İkinci Lig’de Tarsus İdman Yurdu’nu tutuyorum. Onların maçlarını uzaktan da olsa izlemeye gayret ediyorum. Başarılarına seviniyor, başarısızlıklarına üzülüyorum. Aziz (Nesin) ağabeyle futbol taraftarlığı konusunda ilginç bir anımı da burada sizlerle paylaşmak istiyorum. Bandırma’ya bir festivale birlikte katılmıştık. O gün de sanırım yine FenerbahçeBeşiktaş maçı vardı. Bandırma’dan Gönen’e davet edilmiştik. Ancak maçı izlemek istiyordum ve biraz ayak sürüdüm. Bunun üzerine arabada radyodan dinleyebileceğimi söylediler. Kabul ettim. Aziz ağabeyle birlikte yola koyulduk. Ben radyoyu açıp maçı dinlemeye kalkınca bana kızdı. “Futbol kitlelerin afyonu, sen nasıl sosyalistsin, ne bu bağımlılık” diye çıkışınca sesimi çıkarmadım. Ama maçı dinlemeye devam ettim. Belki de o haklıydı, ama bu da bir tutkuydu. Bu tutkunun sömürülmediği, çıkar çetelerinin cirit attığı alanlar haline dönüştürülmediği sürece keyifli olduğu inancındayım. En sıkı ve katı devrimcilik dönemlerinde bile gizli gizli maçları izlerdim. Arkadaşlarıma duyurmamaya gayret eder dim. Sonradan anladım ki, benim gibi tutkulu arkadaşlarımın çoğu bir şekilde böyle davranmışlar. ??? Ligin sonuna geliyoruz. Beşiktaşlı arkadaşlarıma üzülmemelerini söyleyeceğim. Çünkü son yıllarda bizi çok yendiler. Geçen sene bizi asıl şampiyonluktan edenin Denizlispor’dan çok Beşiktaş olduğu inancındayım. Zaten Türkiye Kupası’nda da finale kalarak bizi elediler. Bu kadarı da onlara yeter. Şimdi kalan son üç maç içinde hem heyecanı yaşayacağız, hem de şampiyonluğun keyfini çıkaracağız. Tüm Fenerbahçelilere bir çağrım var: Futbol son yıllarda çok kirlendi. Tribünlerde çok tatsız olaylar yaşanıyor. Gelin son üç maçı bir karnaval keyfi içinde yaşayalım. Centilmenlik ve dostluk örneği gösterelim. Futbolcularımıza da bu zor maratonun sonuna başarıyla geldikleri için sevgilerimi, sempatilerimi ifade ediyorum... Yaşasın futbol, yaşasın Fenerbahçe... Ermenistan’dan gözlemci vetosu ? Dış Haberler Servisi Ermenistan seçimlerinin tarafsız bir şekilde yapılıp yapılmadığını yerinde izlemek için Avrupa Güvenlik ve İşbirliği Teşkilatı (AGİT) adına bu ülkeye giden gözlemcilerden Türk olanlar Ermenistan’ın son dakika vetosuyla karşılaştı. Türk gözlemci Dr. Mithat Çelikpala, dün akşam Ermenistan’a gitmek için Atatürk Havalimanı’na gitti. Ancak Çelikpala uçağının kalkmasına iki saat kala Ermenistan’ın Türk gözlemci istemediğini öğrenince Erivan’a gitmekten vazgeçti. CUMHURİYET 04 K
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear