17 Haziran 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
30 MAYIS 2007 ÇARŞAMBA CUMHURİYET SAYFA HABERLER Uyarılara karşın İETT arazisini ihale eden belediye işlemler için süreyi 50 gün uzattı 7 DÜZ YAZI ORHAN BİRGİT Büyükşehir çıkış arıyor FATMA KOŞAR Washington’a Mahcup Nota! Dışişleri Bakanlığı, daha doğrusu bu bakanlığın başındaki Abdullah Gül, herhalde uykudan uyandı ki, dün öğle saatlerinde devletin resmi Anadolu Ajansı bültenlerine düşen bir haber ile “..iki Amerikan uçağının Türk hava sahasını ihlaliyle ilgili olarak ABD Büyükelçiliği nezdinde gerekli diplomatik girişimin salı günü yapıldığı” bildirildi! Gerekli girişim sözcüğünün diplomasideki karşılığının “nota” olarak kullanıldığı biliniyor. İki Amerikan F16 uçağı, 24 Mayıs Perşembe günü, Hakkâri’nin Çukurca ilçesine bağlı Üzümlü bölgesinden hava sahamızı zorlamış ve 4 dakikalık bir uçuş yapmışlardı. Genelkurmay Başkanlığı, aynı gün bu sınır ihlalini “gerekli girişimlerin yapılmasını sağlamak maksadı ile” Dışişleri Bakanlığı’na bildirdi. Haber o gece televizyonlarda, bir gün sonra da gazetelerde yer aldı. Dışişleri Bakanı Gül, AKP’nin Sıvas mitinginde kendisinden bu konuda bilgi isteyen basın mensuplarına, olaydan haberi olmadığını ortaya koyan cevaplar vermeyi yeğledi. Bakanlık, Genelkurmay Başkanlığı’nın detaylı bilgi vermesini beklediği için, Üzümlü bölgesindeki o 4 dakikalık uçuş karşısında “duymazlar” rolü oynamayı dört gün boyunca sürdürürken Bakan Bey de sınırlarda bu tür olayların her zaman olabileceği gerekçesini, kamuoyunu oyalamak amacıyla yineliyordu. ABD uçaklarının ihlal ettiği yer, Kuzey Irak’a yapılacak olası bir sınır ötesi operasyon için, en stratejik nokta olarak ve 1. derecede askeri bölge olarak adlandırılıyor. Gözlemciler şu anda “zırhlı birliklerle takviye edilmiş olan 15 bin askerimizin” Mesud Barzani’ye bağlı Peşmergeler ile karşılıklı olarak nöbet tuttuğunu bildiriyorlar. Saatte 900 kilometre hızla, sınırlarımızdan 80 kilometrelik bir bölgeye girdikleri anlaşılan ABD jetlerinin AnkaraEskişehir arasındaki bir mesafeye tekabül edecek ihlal uçuşunu yanlışlıkla yapmasının mümkün olmadığı da söyleniyor. rinci sayfasında yer alan 8 sütunluk “Alo Ankara Orada mısın?” manşetinin altında dört gündür süren suskunluk devletin zirvesindeki iletişimsizliğe bağlanmak isteniyordu. (Akşam) Hakkâri’deki 900 kilometre hızla yapılan o 4 dakikalık ihlal uçuşunu Hava Kuvvetleri Komutanlığı’nın Genelkurmay Başkanlığı’na anında duyurduğu, TSK tarafından da internet sitesinde yer alan bir haber ile iç ve dış kamuoyunun bilgisine iletildiği biliniyor. Ama Dışişleri Bakanlığı, hafta tatilini gerekçe göstererek, nöbetçi memurlarına teslim edilen o ayrıntılı raporları beklemeyi tercih edeceği yerde, pekâlâ yetkili temsilcilerini, internet sitesindeki haberi görür görmez Genelkurmay Başkanlığı ile ilişkiye geçiremez miydi? Abdullah Gül, olur böyle vakalar mantığı ile mahallesindeki olayları büyütecin ters tarafından okuyan polis komiseri rolü oynayarak, gazetelere, önü kesilmiş olmasaydı nasıl bir cumhurbaşkanı olacağını içeren vaazlar vereceği; eşinin türbanının nasıl modernize edilmesi gerektiği yolunda ucube tasarımlar için çağrışımlar yapacağı yerde, 22 Temmuz’a kadar taşıdığı görevin sorumluluğunu yerine getirmelidir. İhlal uçuşunun asıl amacının, gizlenemez biçimde ve Türkiye’nin Kuzey Irak’a olası bir operasyonuna Pentagon’un kırmızı ışık yakacağını uyarmak olduğunu Erdoğan ve Gül dışında herkes biliyor; görüyor ve söylüyor. 24 Mayıs uçuşunun, Barzani’nin yardımcısının böyle bir ihlale ABD’nin izin vermeyeceğini adeta meydan okurcasına ilan ettiği günlerle örtüşmesi karşısında, Türkiye’nin moral gücünü korumakla yükümlü iktidar nasıl bir derin uykudadır? Başbakan önceki gün kendisine yöneltilen bir soruyu yanıtlarken, olası operasyon için Genelkurmay Başkanı’ndan istek gelmediğini yineliyordu. Hem egemenliğin millette olduğu nutuklarını bu seçimin başlıca kampanyası yapacaksın, hem de ülkenin güvenliği için bir askeri harekât yapılıp yapılmaması kararını, askerlerden talep gelmesi koşuluna bağlamaya kalkışacaksın. Başbakan’a, o koltukta 15 Temmuz 1974 günü oturan merhum selefi Bülent Ecevit’in Kıbrıs’ta Makarios’u deviren Sampson darbesi karşısında aldığı kararın canlı tanığı olarak 15 Temmuz sabahı Afyon uçağındaki konuşmamızı ileteceğim. Yanımdaki koltukta düşünceli olarak oturan Ecevit’e, “Kıbrıs için bu kez ne yapacağız” diye sormuş ve şu cevabı almıştım. “Ankara’ya dönünce komutanları toplayacak, adaya yönelik bir askeri operasyon için Silahlı Kuvvetlerimizin hazır olup olmadıklarını öğreneceğim. Ordumuz hazır ise siyasi sorumluluğu üstlenerek çıkarma kararını derhal vereceğim.” Başbakanlık, elbette böylesine ağır sorumlulukları üstlenme yeridir Sayın Erdoğan. Yan gelip yatma yeri değil. Mahcup notalar karın doyurmuyor... İhale işlemlerini askıya alarak Dubai Şeyhi El Maktum’un şirketi Sama Dubai’nin süre uzatma teklifine olumlu yanıt veren İstanbul Büyükşehir Belediyesi, ayrıcalıklı imar kararının yargıya takılması olasılığına karşı çıkış arıyor. Belediye, son ödeme tarihi dolduğu halde, parayı peşin ödeme taahhüdüne karşın bir dilekçe vererek işlemlerin durdurulmasını isteyen Sama Dubai’nin teklifini kabul etti. Sama Dubai’nin bugüne kadar yaptığı masraflar nedeniyle olası tazminat talebini göze alamadığını belirten gayrimenkul analisti Mutlu Demirdelen, şirketin değişen siyasi konjönktür nedeniyle beklemeyi tercih ettiği yorumunu yaptı. İstanbul Büyükşehir Belediyesi, 21 Mart 2007’de ihaleye çıkardığı İETT garajı arazisiyle ilgili davalarla ilgili bilgisi olmadığını öne sürdü. Oysa 12 Nisan 2006’da açılan ve İstanbul 7. İdare Mahkemesi’nde süren davada Büyükşehir’den bilgi ve belge istendiği be EL MAKTUM İLANI Cumhuriyet, ihaleyi duyurduğu haberinde “arazinin imar sorunlu olduğunu ve davaların sürdüğünü” duyurmuştu. lirtildi. Mimarlar Odası Büyükkent Şubesi Başkanı Eyüp Muhcu, “Belediyenin bilgisi olmaması mümkün değil. İlk davada ihale kararıyla ilgili yürütmenin durdurulması talebi vardı. Araziyle ilgili yeni imar planı yapıldı, sınırsız yapılaşma izni verildi. Buna da dava açtık, bu davadan da belediyenin bilgisi olmaması mümkün değil” diye konuştu. Yasal ödeme süresinin sona ermesinden hemen sonra, İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nden yapılan açıklamada, “İhale işlemlerinin başlamasından, satış işleminin gerçekleştiği 21.03.2007’ye kadar Büyükşehir Belediyesi’ne herhangi bir dava tebligatı yapılmamıştır” denilmişti. ‘Sorun para meselesi değil’ iması Ekonomi Servisi İETT arazisi için önceki gün ödeme yapmayan Dubai Şeyhi Muhammed bin Raşid el Maktum, dün bazı ulusal gazetelere tam sayfa ilan vererek kurduğu “Muhammed bin Raşid el Maktum Vakfı” için 10 milyar dolar bağış yaptığını duyurdu. El Maktum’un geçen haftalardaki Financial Times’ta yer alan ilanının dün Türkiye’deki bazı gazetelerde yayımlanması, İETT arazisinin ihale sürecinde yaşanan sorunun ‘para meselesi olmadığının ilanı’ olarak yorumlandı. Geçen hafta Ürdün’de gerçekleştirilen Dünya Ekonomik Forumu’nda 10 milyar dolarlık bağışla bir eğitim ve araştırma vakfı kuracağını açıklayan El Maktum’un, kurumun önemli Arap üniversitelerinde okuyacak öğrencilere burs vereceğini söylemişti. Merkezi Birleşik Arap Emirlikleri’nde yer alacak olan vakıf, bölgedeki üniversitelerde yapılan bilimsel araştırmaları da destekleyecek. Vakfın başkanlığını Dubai Holding İcra Kurulu Başkanı Muhammed el Gergavi üstlenecek. Sama Dubai, ihaleyi 35 turun sonunda 705 milyon dolar artı KDV teklifiyle kazanmıştı. Sama Dubai’nin, KDV dahil 1 milyar 156 milyon YTL’yi peşin olarak ödeyeceği açıklanmıştı. İştah kabartan araziyi ne Turgut Özal ne de Tayyip Erdoğan satabildi Carlton’un bitiş öyküsü MİYASE İLKNUR Boğaziçi’nin Yeniköy sahilinde bir zamanlar plajı, yüzme havuzu, barı ve denize nazır 122 odası ile bir otel vardı; Carlton Oteli. İstanbul’la özdeşleşmiş bir mekândı. Göksel Arsoy’lu, Murat Soydan’lı, Önder Somer’li Yeşilçam filmlerinde varsıl tabakaya mensup gençlerin rol icabı sahilinde niyeyse dans ettiği, sevgililerin el ele kumsalında ağır çekimle koştuğu o eşsiz mekân, Carlton Oteli’nin plajıydı. Özellikle yabancı seyahat acentelerinin yoğun ilgisini çeken Carlton Oteli, 1986’da Özal hükümeti döneminde “Yenisini yapacağımızdan eskisi hükümsüzdür” denilerek yıktırıldı. Ancak yerine yenisi yaptırılamadı, o güzelim otelin daha sonra Halis Toprak’a satılan arazisi aylardır satılamıyor. Özal’ın amacı Carlton arazisini ve Tarabya tepelerini Araplara satıp büyük paralar kazanmaktı. Ancak başbakanlığı süresince gerek imar sorunu gerekse yabancılara mülk satışına yasal engellerin bulunması nedeniyle bu düşünü gerçekleştiremedi. Arazi daha sonra Toprak Holding’in sahibi Halis Toprak’a satıldı. Carlton arazisini yıllarca elinde bulunduran Halis Toprak, Toprakbank nedeniyle TMSF’ye olan borçlarını ödeyemeyince arazi bu kuruma geçti. TMSF, Özal’ın 20 yıl önce Araplara satmayı düşündüğü araziyi yine aynı amaçla satışa çıkardı. Ancak üzerinde İş Bankası, Garanti Bankası ve Etibank’ın toplam 96 milyon YTL tutarında ipoteği bulunan arsa için ipotek bedelini ve yaklaşık 165 bin YTL tutarındaki satış masraflarını aşacak bir teklif sunulamadığından aylardır satış gerçekleşemiyor. Kamu mülklerini ve işletmelerini satarak cari açığı finanse eden AKP hükümetinin de Özal gibi hevesi kursağında kaldı. Arazinin ihalesi yine ertelendi Ekonomi Servisi Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu (TMSF) tarafından ihaleye çıkarılan İstanbul Yeniköy’deki Eski Carlton Oteli’nin arazisi için düzenlenen ihale, katılım olmadığı gerekçesiyle ertelendi. Satış Komisyonu Başkanı Fethi Çalık, komisyon olarak toplanıp tekrar satış için bir değerlendirme yapacaklarını bildirdi. Arsa daha önce 3 kez ihaleye çıkarılmış, ihaleye katılım olmadığı gerekçesiyle ertelenmişti. TMSF, 4 parselinin birlikte satılacağı arsanın muhammen bedelinin 49 milyon 562 bin 613 YTL olarak belirlendiğini bildirmişti. Arsa üzerinde İş Bankası, Garanti Bankası ve Etibank’ın toplam 96 milyon YTL tutarında ipotekleri bulunuyor. ZORLU HOLDİNG Karayolları arazisi resmen devrediliyor ANKARA (ANKA) İstanbul’un en değerli arazisi olarak nitelenen İstanbul Zincirlikuyu’daki karayolları arazisi bugün resmen Zorlu Grubu’na devrediliyor. 7 Mart’ta düzenlenen özelleştirme ihalesinde araziye Zorlu Grubu 800 milyon dolar vermişti. Zorlu Grubu, ihalede Dubai Şeyhi El Maktum’un ortağı olduğu Emaar Gayrimenkul ve LimakMorgan Stanley Ortak Girişim Grubu ile yarışmıştı. İhale sonrasında açıklama yapan Ahmet Nazif Zorlu, araziye 350400 milyon dolarlık inşaat yatırımı yapmayı planladıklarını açıklamıştı. İhaleden elde edilecek gelirin ise karayollarının yatırımında kullanılması düşünülüyor. Gözlemleme ve psikolojik baskı Uçuşun TSK’nin bölgedeki yığınağının gözlemlenmesi amacının yanı sıra daha çok psikolojik baskıyı hedeflediği anlaşılıyor. Bu nedenle 24 Mayıs olayını “metal çuval geçirme” benzetmesi ile karşılayanlar da var; son günlerin “Metal Fırtına” filmi ile özdeşleştirenler de... AKP’ye karşı isyanını, 22 Temmuz’da aday olmayarak onurlu bir final ile kimi aymazlara karşı sürdürmek isteyen Balıkesir Milletvekili Turan Çömez, partisinin yöneticilerine “İran’ın karasularını ihlal eden İngiliz denizcilerine karşı izlediği yöntemi hatırlatarak, Habur’un kapatılmasını, İncirlik’te konuşlanan ABD uçaklarına konu aydınlanıncaya kadar kalkış izni verilmemesini” öneren bir uyarı açıklaması yapıyor. Bir geminin otele çarpması sona giden yolun başlangıcı oldu. Ankara orada ama... Dün sabah bir gazetemizin bi Faks: 0 212 677 08 21 obirgit?ekolay.net Suç geminin Aslında bütün suç, Carlton Oteli’ne 1984’te çarpan Abdüllatif adlı, Liberya bandıralı Suriye gemisinde. Gemi, Boğaz’da çarpacak onca yer varken bir sabah gelip Carlton Oteli’ne bindirdi. Carlton’da sadece restoranın bulunduğu kat hasar görmüştü, ama bu son hasar nedeniyle tadilata başlanması, otelin idam fermanını da hazırladı. O sırada TURBAN’ın genel müdürü olan Cafer Canlı, restoran katının onarımı bahanesiyle, otelin dış görünümünün de değişmesi amacıyla komple bir tadilat yapılmasını istedi. Ancak tadilat başlamadan Canlı görevinden alındı ve yerine dönemin gözde bürokratlarından ve Özal’ın prenslerinden Serhan Altınordu atandı. Genel müdür değişikliğinin hemen ardından da Carlton’daki müşteriler apar topar otelden çıkarıldı. Carlton’da duvarlar yıkılıyordu... TURBAN’ın yeni genel müdürü Serhan Altınordu, İTÜ’ye bir ekspertiz raporu hazırlattı. Raporda kolonların ve temelin çürük olduğu, yapılacak inşaatın ağırlığını taşıyamayacağı bildiriliyordu. Altınordu da zaten otelin yıkılmasından yanaydı. Genel müdür, bu kadar değerli bir arsada dört yıldızlı bir otelin rantabl olamayacağı görüşündeydi. Rapor doğrultusunda otelin yıkımına başlandı. Arap sermayesine kurban gitti Altınordu, bu arsaya dört yıldızlı bir otel yerine tümü suit odalardan oluşan çok daha lüks bir otel yapmak amacındaydı, ancak o sırada özelleştirme kapsamına alındığından yeni bir KİT yaratmamak için Carlton ile birlikte TURBAN’ın İstanbul’daki arsalarını projelendirmek suretiyle satmayı amaçladığını belirtiyordu. Böylece TURBAN’ın İstinye’de kongre merkezi olarak yapılan binanın bulunduğu arsası, Maslak yolundaki ağaçlıklı yeri ve Küçüksu’daki yat çekek yeri olarak kullanılan alanla birlikte Carlton’u da içine alan ortak bir proje hazırlandı. Amaç, arsa karşılığında Arapların sermaye koymasını ve arsaların bu şekilde projelendirildikten sonra satışını sağlamaktı. Arsaya hazırlanan projeler için başta dönemin başbakanı Turgut Özal ile Turizm Bakanı Mesut Yılmaz’dan gerekli onaylar alındı ve sermaye arayışına girildi. O sırada Birleşik Arap Emirlikleri Şeyhi Şeyh Zayed “Sevda Tepesi”ni almak için İstanbul’u su yolu yaptığı için Altınordu da Körfez sermayesinin bu projelere olumlu bakacağını düşünüyordu. Körfez ülkelerinde bir dizi görüşmeden sonra Kuveyt sermayeli bir Bahreyn bankası ile proje için el sıkışıldı. Projenin ilgili bakanlardan oluşan Koordinasyon Kurulu’ndan onanıp çıkması bir yılı buldu. Sıra, belediyenin iznine geldi. Ancak Başbakan Özal’la arası açılan Büyükşehir Belediye Başkanı Bedrettin Dalan, işi biraz ağırdan aldı. “Bugün git yarın gel”lerle epey bir zaman kaybı da bu aşamada oldu. Bu arada Turizm Bankası ile Türkiye Kalkınma Bankası’nı birleştirme operasyonu için düğmeye basıldı. Ve yerel seçimler gelip çattı. Ardından iki bankanın birleşmesinden sonra Altınordu görevinden alındı ve hayali proje de böylece suya düştü. Olan Carlton’a oldu, yıkıldığıyla kaldı. EYÜP 3. İCRA MÜDÜRLÜĞÜ TAŞINMAZIN AÇIK ARTIRMA İLANI Dosya No : 2004/847 T. GAYRİMENKULÜN TAPU SİCİL KAYDI : Eyüp 3. İcra Müdürlüğünün 2004/847 (Talimat) sayılı dosyasında bulunan: Eyüp Tapu Sicil Müdürlüğü’nün 28.03.2007 tarih, 3804 yevmiye sayılı yazısından; Eyüp İlçesi. Alibeyköy Mahallesi. 53 ada. 74 parsel sayılı, 89.00m2 miktarlı “KARGİR AHIR VE TARLA” vasıflı taşınmaz kayıtlı olduğu, GAYRİMENKULÜN İMAR DURUMU : Eyüp Belediye Başkanlığı İmar Müdürlüğü’nün 19.07.2006 tarih, 2006/5924 sayılı yazısından; Eyüp İlçesi. Alibeyköy Mahallesi. 247 pafta, 53 ada. 74 parsel sayılı taşınmazın “19.03.2005 tasdik tarihli 1/1000 ölçekli Alibeyköy Uygulama İmar Planında U=6.50 m irtifalı, TAKS: 0.36 olan KONUT” alanında kaldığı anlaşılmıştır. GAYRİMENKULÜN KONUMU, ULAŞIMI VE ÇEVRE BİLGİLERİ: Eyüp İlçesi, Alibeyköy Mahallesi. 53 ada. 74 parsel sayılı taşınmazın “Eyüp ilçesi, AlibeyköyMerkez Mahallesi, Atatürk Caddesi, Yonca Sokak, No:8” adresinde bulunduğu tescil edilmiştir. Taşınmaz Alibeyköy’ün merkezinde Atatürk Caddesi ile Alibeyköy Deresi arasında her iki hatta da dik olarak Yonca Sokak üzerindedir. Taşınmazın bulunduğu bölge yoğun konut alanlarının bulunduğu bir bölgedir. Hemen yakınındaki Atatürk Caddesi ve Galeri Caddesi üzerinde büyüklü küçüklü birçok dükkan, giyim mağazası ve beyaz eşya mağazası benzeri işyerleri bulunmaktadır, teknik altyapıları tamamlanmış ve kamu hizmetlerinden istifadesi tamdır. Belediye otobüsü veya dolmuş gibi toplu taşıma araçlarıyla ulaşım imkânı vardır. Bölge sosyal açıdan orta gelir düzeyine sahip insanların ikamet ettiği bir yerleşim yeridir. Atatürk Caddesi diye bilinen caddeye çok yakın olup, 75.00 m mesafededir. N.Kemal Caddesine 170.00 m, Galeri Caddesine 300.00 m. Alibeyköy Deresi’ne100.00 m, AlibeyköyKemerburgaz Şosesine 900.00 m ve Eyüp İlçesinin merkezine 3650.00 m mesafededir. GAYRİMENKULÜN ÖZELLİKLERİ :Kıyme1 Takdirine konu olan Eyüp İlçesi. Alîibeyköy Mahallesi, 53 ada, 74 parsel sayılı taşınmaz tapu kaydında “KARGİR AHIR VE TARLA” olarak görünmekledir Ancak mahallinde yapılan incelemede taşınmazın üzerinde Zemin Kat + 2 Normal Kat + Teras Kattan oluşan kargir bir binanın bulunduğu görülmüştür. Bina parselin tamamı üzerine oturmaktadır. Zemin ve Normal Katlarda inşaat alanı 89.00m2, teras katında yaklaşık 60.00m2 dir. Bu durumda toplam inşaat alanı yaklaşık 327.00 m2 olmaktadır. Binanın dış cephe duvarları mineral sıvalıdır. Zemin katının depo veya kapalı garaj olarak kullanıma uygun vaziyette inşa edildiği, girişinin Yonca Sokaktan demir doğramalı kapı ile verildiği görülmüştür. Binanın diğer katlara giriş kapısı alüminyum doğramalı olup katlar arası geçiş merdivenle sağlanmaktadır.1. Normal Katta bir daire ve 2. Normal Katta da teras kat ile birlikte bir dubleks daire yer aldığı görülmüştür. 1 Normal kattaki daire L salon, 2 oda, mutlak, banyo. WC piyeslerinden oluşmaktadır. İç cephe duvarları sıvalı ve badanalı, tavanları kartonpiyerlidir. Islak zeminlerde kaplama seramiktir. Mutlakta tezgah altı ve üstü dolapları bulunmaktadır. 2. Normal kattaki daire teras kat ile birlikle dubleks olarak inşa edilmiştir. Normal kat L salon, 2 oda, mutlak, banyo. WC piyeslerinden oluşmaktadır. İç cephe duvarları sıvalı ve badanalı, tavanları kartonpiyerlidir. Islak zeminlerde kaplama seramiktir. Mutfakta tezgah altı ve üstü dolapları bulunmaktadır. Teras katta ayrıca L salon, acık mutfak. 2 oda. banyo. WC piyesleri yer almıştır. Ön cephesi teras balkon olarak bırakılmıştır. Pencereleri PVC doğramalı, tavan ve yan duvarları ahşap lambri kaplamadır. Bina yeni ve bakımlı durumdadır. Elektrik, su ve doğalgaz tesisatı mevcut olup, dairelerde kombili kalorifer tesisatı bulunmaktadır. GAYRİMENKULÜN DEĞERİ : Kıymet Takdirine konu gayrimenkulun yukarıda belirtilen özellikleri, halihazır durumu, bulunduğu yer ve mevkii, imar durumu, serbest piyasa koşullarında rağbet derecesi, çarşıpazar yerlerine olan yakınlığı iş merkezlerine olan mesafesi. “arsa”sının ve üzerinde bulunan yapının m2 leri, binanın yapımında kullanılan malzemelerin ve binanın özelliklerinin göz önünde bulundurulmasıyla Bayındırlık ve İskan Bakanlığı’nın yayınladığı “Mimarlık ve Mühendislik Hizmet Bedellerinin Hesabında Kullanılacak 2006 Yılı Yapı Yaklaşık Maliyetleri” hakkındaki tebliğin III. Sınıf B grubunda belirlenen değerler ve yine teknik olarak belirlenen yıpranma paylarına göre tarafımca yapılan değerlendirme neticesinde 22.08.2006 tarihi itibariyle Eyüp İlçesi. Alibeyköy Mahallesi. 53 ada. 74 parsel sayılı taşınmazın değerinin; ARSA DEĞERİ : 89.00 m2 * 1000.00YTL = 89.000.00 YTL BİNA DEĞERİ : 327 00 m2 * 381.00 YTL*0.90 = 112.128.30 YTL olmak üzere; toplam 201.128.00 YTL İki Yüz Bir Bin Yüz Yirmi SekizYTL olabileceği belirlenmiştir. Satış şartları : 1 Satış 13.07.2007 günü saat 14.00 den 14.20’a kadar EYÜP 3. İCRA DAİRESİ’NDE acık artırma suretiyle yapılacaktır Bu artırmada tahmin edilen değerin % 6O’ını ve rüçhanlı alacaklılar varsa alacakları toplamını ve satış giderlerini geçmek şartı ile ihale olunur. Böyle bir bedelle alıcı çıkmazsa en çok artıranın taahhüdü saklı kalmak şartıyla 23.07.2007 günü aynı yerde saat 14.00 14.20 arasında ikinci artırmaya çıkarılacaktır. Bu artırmada da takdir edilen kıymetin % 40 ile rüçhanlı alacaklıların alacağını ve satış giderlerini ve paylaştırma masraflarını geçmesi şartıyla en çok artırana ihale olunur. 2 Artırmaya iştirak edeceklerin, tahmin edilen değerin % 20’si oranında pey akçesi veya bu miktar kadar banka teminat mektubu vermeleri lazımdır. Satış peşin para iledir, alıcı istediğinde (10) günü geçmemek üzere süre verilebilir. Tellaliye resmi, damga vergisi, tapu harç ve masrafları alıcıya aittir. Birikmiş vergiler satış bedelinden ödenir. 3 İpotek sahibi alacaklılarla diğer ilgilerin (*) bu gayrimenkul üzerindeki haklarını özellikle faiz ve giderlere dair olan iddialarını dayanağı belgeler ile (15) gün içinde dairemize bildirmeleri lazımdır; aksı takdirde hakları tapu sicil ile sabit olmadıkça paylaşmadan hariç bırakılacaktır. 4 Satış bedeli hemen veya verilen mühlet içinde ödenmezse İcra ve İflas Kanunu’nun 133’üncü maddesi gereğince ihale feshedilir. İki ihale arasındaki farktan ve %10 faizden alıcı ve kefilleri mesul tutulacak ve hiçbir hükme hacet kalmadan kendilerinden tahsil edilecektir. 5 Şartname, ilan tarihinden itibaren herkesin görebilmesi için dairede açık olup gideri verildiği takdirde isteyen alıcıya bir örneği gönderilebilir. 6 Satışı iştirak edenlerin şartnameyi görmüş ve münderecatını kabul etmiş sayılacakları, başkaca bilgi almak isteyenlerin 2004/847 T sayılı dosya numarasıyla müdürlüğümüze başvurmaları ilân olunur. (lİK m.126) (*) İlgililer tabirine irtifak hakkı sahiplen de dahildir Basın: 28760 CUMHURİYET 07 K
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear