02 Haziran 2024 Pazar Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
24 MAYIS 2007 PERŞEMBE CUMHURİYET SAYFA DIŞ HABERLER ‘Kapitalizm insanlığın en büyük düşmanı’ ? Dış Haberler Servisi Bolivya Devlet Başkanı Evo Morales, kapitalizmi “insanlığın en büyük düşmanı’’ olarak nitelendirdi. Ülkedeki doğalgaz ve petrol kaynaklarını kamulaştıran ülkenin ilk yerli başkanı Morales, “Ulusötesi şirketler, sermayelerini artırmak için çatışmaları kışkırtıyorlar. Sermayenin az sayıda kişinin elinde olması, insanlık için bir çözüm değil’’ dedi. Morales, “Daha fazla silah üretmek yerine, daha fazla yiyecek üretmek için uğraşmalıyız’’ şeklinde konuştu. dishab?cumhuriyet.com.tr 11 Türkiye, NATOAB işbirliğine Rum kesiminin katılmasına karşı çıkıyor AB ile Kosova pürüzü ELÇİN POYRAZLAR Iraklı çocuklara acil yardım ? Dış Haberler Servisi BM Çocuklara Yardım Fonu (UNICEF), şiddet olayları ya da zorunlu göç nedeniyle yaşam koşulları giderek kötüleşen Iraklı çocuklara yardım için acilen 42 milyon dolara ihtiyaç olduğunu açıkladı. Irak’a gönderilen yardımların yetersiz kaldığını vurgulayan UNICEF, bu paranın su, gıda, aşı temininde ve okul yapımında kullanılacağını bildirdi. BRÜKSEL BM Güvenlik Konseyi’nin, Kosova’nın nihai statüsüne ilişkin kararını açıklaması beklenirken, Türkiye Kosova’da geliştirilecek NATOAB işbirliğine Kıbrıs Rum kesiminin katılımına karşı çıkıyor. Bazı kaynaklar NATOAB işbirliğinin “Türkiye tarafından engellendiği” iddiasını ortaya atarken bu iddiaları reddeden Türk tarafı, Kosova’da barış ve istikrarın korunması için bugüne kadar yapılan katkıların artırılarak sürdürüldüğünü, “önceden belirlenen ve üzerinde mutabakat sağlanmış olan ilkeler çerçevesinde” AB ile her türlü işbirliğine açık olunduğunu hatırlatıyor. ? BM Güvenlik Konseyi’nin, Kosova’nın nihai statüsüne ilişkin kararı beklenirken Türkiye, 120 günlük geçiş döneminde uygulanacak NATOAB işbirliğinde, Ankara’nın Avrupa Savunma Ajansı’na katılımını engelleyen Kıbrıs Rum kesiminin dışarıda bırakılmasını talep ediyor. Türkiye Kosova’da var olan düzenlemelerin korunmasını istiyor. Türkiye, Birleşmiş Milletler’den (BM) Kosova polis gücünü devralmaya hazırlanan ABNATO arasındaki işbirliğinde, Ankara’nın Avrupa Savunma Ajansı’na (EDA) katılımını engelleyen Kıbrıs Rum kesiminin dışarıda bırakılmasını talep ediyor. BM Güvenlik Konseyi’nin Kosova’nın statüsüne yönelik kararının ardından 120 günlük geçiş döneminde uygulanacak ABNATO işbirliği çerçevesinde Türkiye, Kosova’da BM ile var olan düzenlemelerin kalmasını talep ediyor. Bu düzenlemelere göre Kıbrıs Rum kesimi ve Malta söz konusu işbirliğine katılamıyor. Güvenliği KFOR sağlayacak Türkiye’nin Kosova’da AB polis gücü ve NATO’nun askeri gücü arasında bir dizi güvenlik, istihbarat ve teknik düzenlemeleri öngören “Geçiş Yönergesini” mevcut düzenlemeler eklenmeden imzalamayacağı yönünde tutum belirlediğini dile getiren kaynaklar bu tavrın “siyasi nedenlerden” kaynaklandığı görüşünü ilettiler. Türkiye’nin tutumuna karşın günlük uygulamalarda bir sorun çıkmayacağını savunan kaynaklar “Bu acil bir konu. Yönerge imzalanmasa da pratik olarak işbirliği olacak” şeklinde konuştu. AB’nin Kosova’ya polis memurları, hâkimler ve sivil yetkililer göndereceğini bildiren kaynaklar askeri güvenliğin NATO’nun KFOR misyonu ile sağlanacağını ilettiler. Türkiye’nin Kosova’da bin kadar askeri bulunuyor. Yine cenaze, yine gözyaşı I ABD’NİN KÖRFEZ ‘ŞOVU’ Dış Haberler Servisi ABD, İran’ın da kıyısı bulunan Basra Körfezi’ndeki askeri yığınağına iki uçak gemisi daha ekledi. ABD Savunma Bakanlığı Pentagon’dan yapılan açıklamaya göre Irak’taki operasyonları desteklemek ve “Vurucu Keşif Gücü’’ adlı savaş oyunlarına katılmak için gönderilen USS John C. Stennis ve USS Nimitz adlı uçak gemileri, dün Körfez’e girerek bölgedeki ABD donanmasına katıldılar. Yetkililer, USS Nimitz’in Körfez’den ayrılan uçak gemisi USS Dwight D. Eisenhower’ın yerine geçeceğini kaydettiler.Pentagon’un söz konusu savaş oyunlarının zamanlamasının “bölgedeki gelişmelerle ilgisi olmadığını’’ ve “herhangi bir ülkeyi hedef almadığını’’ açıklamasına karşın, hedefte nükleer programı ve Irak’taki etkisi nedeniyle ABD ile gerginlik yaşayan İran’ın bulunduğu düşünülüyor. (REUTERS) rak’ın İran sınırı yakınlarında, Kürt nüfusun çoğunlukta olduğu Mendeli kentinde bir kahveye düzenlenen intihar saldırısında en az 20 kişi öldü, 30 kişi yaralandı. Bağdat’ın güneyindeki Cibele kentinde dün düzenlenen arabalı intihar saldırısında en az 3 kişi öldü, 9 kişi yaralandı. ABD ordusundan dün yapılan açıklamada, Irak’ın çeşitli bölgelerinde önceki gün düzenlenen saldırılarda 9 ABD askerinin öldüğü, bu ay öldürülen ABD askeri sayısının 85’e yükseldiği bildirildi. Ayrıca Irak polisi, Fırat Nehri’nde, üzerinde ABD üniforması bulunduğu halde sürüklenen bir ceset bulunduğunu açıkladı. Bağdat’ta önceki gün düzenlenen havan topu saldırısında ölen öğrencilerin cenaze töreninde de yakınları gözyaşlarına boğuldu. (Fotoğraf: AP) A Bush, Irak krizini BM’ye devredecek BD ÇIKIŞ YOLU ARIYOR Dış Haberler Servisi Irak’ta direniş saldırıları ve iç çatışmalar nedeniyle zor günler yaşayan ABD’nin, askerlerinin bir kısmını çekebilmek için Birleşmiş Milletler’i (BM) devreye sokmayı amaçladığı öne sürüldü. İngiliz Guardian gazetesinde yayımlanan ve emekli üst düzey bir yetkilinin açıklamalarına dayandırılan habere göre, ocak ayında asker artırımına giden ABD, Irak’ta BM’nin yanı sıra Avrupa Birliği’nin (AB) ve Japonya’nın daha fazla rol oynamasını, Irak’ın komşularının da devreye girmesini arzuluyor. İsmi açıklanmayan eski yetkili, “Yönetimin planı birden fazla cephede ilerlemeyi öngörüyor. Birincisi, Irak hükümeti ve devleti için siyasi, ekonomik ve askeri destek almayı amaçlayan uluslararası plan var; en azından BM’ye gidilecek ve ABD koalisyon komutanlığının yerine geçecek bir BM komutanlığı ve bayrağı talep edilecek’’ diye konuştu. Yetkiliye göre plan, Sünni komşuların İran’ın güçlenmesine karşı Bağdat’ı desteklemesini, Irak’taki ABD güçlerinin “tekfircileri (Selefi cihatçıları)’’ yalıtmasını, Sünnilerin silahlı eylemlere katılımının önüne geçilmesini, Şii lider Mukteda el Sadr’a bağlı radikal unsurların etkisiz hale getirilmesini ve İran ile Suriye üzerinden militan ve silah akışını önlemeyi de öngörüyor. Yetkili, ABD’nin El Sadr’la anlaşma yapabileceğini de belirtti. Irak işgalinin gerekliliğini ABD halkına kabul ettirmekte güçlük çeken Başkan George Bush, bir kez daha “terör’’ bahanesine sığınıyor. Yine istihbarat raporu Bush’un iç güvenlik danışmanı Frances Townsend, ABD’nin Irak’ın “terörist yuvası’’ haline gelmesini engellemeyi amaçladığını iddia ederek aksi takdirde Irak’ta eğitim alan El Kaide militanlarının ABD topraklarında terör saldırıları düzenleyeceklerini öne sürdü.Townsend, iddialarına kanıt olarak önceki gün gizliliği kaldırılan istihbarat kayıtlarını gösterdi. Söz konusu belgeler, El Kaide lideri Usame bin Ladin’in, örgütün Irak sorumlusu Ebu Musab el Zerkavi’ye Irak dışındaki ülkelerde eylem yapacak bir hücre oluşturması talimatını verdiğini ortaya koyuyor. Bush yönetimi, talimatın öncelikli olarak ABD topraklarını hedef gösterdiği inancında. Washington, Irak’ın işgalinden önce Saddam Hüseyin’in kitle imha silahlarına sahip olduğu tezini de “istihbarat raporlarına’’ dayandırmış, ancak işgalin ardından Irak’ta herhangi bir kitle imha silahına rastlanmamıştı. Barış gücünde yolsuzluk ? Dış Haberler Servisi Pakistan Dışişleri Bakanlığı, Kongo’daki Pakistanlı BM askerlerinin, iç savaş sırasında ciddi insan hakları ihlallerinden sorumlu tutulan milis gruplarına altın karşılığı silah sağladıkları suçlamalarını değerlendirdiğini bildirdi. BM’nin 2005’ten beri durumdan haberdar olduğu, ancak olayın üstünü örttüğü iddia ediliyor. Bir mülteci Dış Haberler Servisi Lübnan’da binlerce sivil, ordu ile Fetih el İslam militanları arasında çatışmaların yaşandığı Nahr el Bared mülteci kampından kaçmaya başladı. Yetkililer, önceki gün Fetih el İslam militanlarının tek taraflı olarak ilan ettiği ateşkesin sürdüğünü ve kampta durumun sakin olduğunu belirtti. Çatışmaların durulmasıyla birlikte önceki akşam mülteci kampından araçlarla ya da yaya olarak kaçmaya başlayan binlerce sivil, yakındaki bir başka mülteci kampına sığınmaya başladı. ABD’DEN İRAN’A UYARI WASHINGTON (AA) ABD, İran’ın nükleer faaliyetleriyle ilgili hassas raporun ardından partnerleriyle durumu değerlendireceğini bildirdi. Beyaz Saray sözcüsü Gordon Johndroe, Uluslararası Atom Enerjisi Kurumu’nun (UAEK) yeni raporunun İran’ın uluslararası topluma meydan okuyan tavrını ortaya koyduğunu söyledi. ABD Dışişleri Bakanlığı sözcüsü Tom Casey de, “İranlılar, UAEK ve BM Güvenlik Konseyinin isteklerine uymadılar. Uranyum zenginleştirme faaliyetlerini sürdürdüler, demek ki Güvenlik Konseyi toplanacak ve sonraki aşamaları gözden geçirecek” dedi. İngiltere de UAEK’nin yeni raporunun yayımlanmasının ardından “sonraki aşamaları” belirlemek için müttefikleriyle bir araya gelmek istediğini bildirdi. UAEK raporunda, İran’ın BM’nin talebine uymak yerine faaliyetlerini genişlettiği belirtilmişti. kampından diğerine kararına uyacağını ve sivillerin kamptan ayrılmasına engel olmayacağını, ancak Lübnan ordusunun tekrar saldırması halinde savaşı sürdüreceğini açıkladı. Mülteci kampı militanlardan temizlenene kadar operasyonların sür Türk bayrağı yakanlara dava ? SELANİK (AA) Türkiye’nin Selanik Başkonsolosluğu önünde 24 Nisan’da yapılan sözde Ermeni soykırımı gösterisi sırasında Türk bayrağı yakan göstericiler hakkında dava açıldığı bildirildi. Selanik Asliye Ceza Mahkemesi başsavcısının göstericileri, yabancı bir ülkenin ulusal sembolüne hakaretle suçladığı kaydedildi. Yunan basını savcılığın, Türkiye’nin girişimi üzerine harekete geçtiğini duyurdu. übnan’da silahların susmasını fırsat bilen binlerce Filistinli mülteci başka bir kampa gitmek için yollara dökülürken, geriye boş kovanlar kaldı. L ‘Çok sayıda ceset var’ Lübnan ordusunun kampa düzenlediği harekâta tepkili olan Filistinli mülteciler, ordunun yaklaşık 40 bin kişinin yaşadığı kamptaki her yeri bombaladığını ve çok sayıda ceset olduğunu belirtiyorlar. Çatışmalarda 32 asker, 22 militan ve 27 sivil hayatını kaybetti. Fetih el İslam örgütü, ateşkes (Fotoğraf: AFP) dürülmesi talimatı veren Lübnan hükümeti ise, örgütle mücadele için ABD’den 280 milyon dolarlık askeri yardım talep etti. ABD talebin değerlendirildiğini bildirdi. Filistin Kurtuluş Örgütü’nün Lübnan temsilcisi Abbas Zeki, Lübnan hükümetinin sivillerin tahliye edilmesinden sonra ordunun Nahr el Bared kampına girmesine karşı çıkmadıklarını açıkladı. Lübnan Devlet Başkanı Emil Lahud, Filistinli örgütlerden, Fetih el İslam militanlarının kendilerine teslim edilmesini istedi. Beyrut’ta bulunan ABD Ortak Dış Politika ve Güvenlik Yüksek Temsilcisi Javier Solana da, Lübnan hükümetinin mülteci kampına yönelik askeri harekâtını savundu. Arap Birliği ise “Filistin sorunuyla ilgisi bulunmayan Fetih el İslam örgütünün eylemlerini kınadığını ve Lübnan hükümetinin örgütü yok etmeye yönelik çabalarını desteklediğini’’ bildirdi. Takvimden vazgeçtiler ABD parlamentosunun iki kanadında da çoğunluğa sahip olan Demokrat Partililer ise Irak’taki işgal için ayrılacak ödeneği askerlerin çekilme takviminin belirlenmesi şartına bağlayan karar tasarısı konusunda geri adım attılar. usya deyince her Türk’ün başka bir hissi uyanıyor. Kimi sanat ve edebiyatına meraklı, kimi ticari fırsatlarına, kimi güzel kadınlarına, kimi de tarihsel gizemine... Siyasi çevrelerde ise “Rusya”, “Moskova”, “Kremlin” deyince ezelden beri buz gibi bir sessizlik hissedilir. “Rus haindir, gâvurdur, goministtir...” Dahası “dost ve müttefikimiz ABD hazretlerinin nasırlarına bastığı için” Rus daha bir “uslanmaz, arlanmaz düşmandır”... Bizim memlekette Rusya’yı savunmak kolay değildir. Bir yanı iyidir demek için bile, araya “ama şu yanı da beter” diye dengeleyici cümleler serpiştirmek gerekir. Yoksa adın çıkar, kurtulamazsın!.. Bu “öcü Rusya” ile ilgili uyarılar zaman zaman gündeme büyük bir keyif ve heyecanla sürülür: “Aman dikkat! Rusya izliyor! Moskova tuzak kuruyor! Kremlin kandırıyor!” Geçen hafta da medyamız, bize bu tür uyarılardan uygun bir porsiyon sundu. Önce eski Almanya Dışişleri Bakanı Joschka Fischer, AB’nin Türkiye’yi sürekli ola Yaklaşma, Yanarsın! R PERŞEMBENİN GELİŞİ HAKAN AKSAY [email protected] rak oyalamasını eleştirirken “Ankara’nın Rusya’ya yakınlaşmaya başladığını” iddia etti. AB’nin Türkiye politikasını “miyop” olarak niteleyen Fischer, “Türkiye’yi elimizden kaçırıp Rusya’ya kaptırmamak için gözümüzü dört açmalı, onu kucaklamalıyız” dedi. Sonra Milliyet Washington temsilcisi Yasemin Çongar, Radikal gazetesinde Neşe Tüzel’in sorularını cevaplarken ABD’nin “Türkiye’de Rusya’nın etki alanına girmiş askerler olduğunu” düşündüğünü söyledi. Çongar’a göre, “Putin’in konuşmasının TSK’nin sitesinde yayımlanmasını, Amerika kendisine mesaj diye aldı”. “TSK’nin içinde Rusya’nın antidemokratik otoriter rejimine bir sempati var. Ordunun içinde Amerika karşıtı, Rusya’ya sempati duyan ve başka alternatifler arayan sesler artarak çıkıyor.” “(Amerikalılar) Türkiye’de Rusya’nın etki alanına girmiş asker ve sivil kafalar var diye düşünüyorlar.” “Ama Türkiye’yi krizden Rusya kurtarmaz. Gene IMF kurtarır...” Yorum yapmasak olur mu? Nasıl olsa asıl mesele ortada: Rusya mı? Uzak dur! Yaklaşma, yanarsın!.. Sivil de olsan, asker de!.. Tatyana Moran ve ‘Türkleşmiş Ruslar’ nceki gün Tatyana Moran’ın Ö ölüm haberini aldım. İçim cız etti. Neden uzaktaki bir kadının ölümü beni bu kadar üzdü? Hem de 97 yaşındaki birinin? Üstelik tanışmamıştık bile... Nedenlerden biri işte buydu: Onunla tanışma fırsatını erteleyerek kaybetmiştim. Oysa yazdığım kitabın bir bölümü onun adını taşıyordu ve bir arkadaşım bu kitapla ilgili olarak onu Moda’daki evinde ziyaret etmişti. Birkaç ay daha yaşasaydı kitabı görebilecekti... Ama asıl neden, Tatyana Moran’ın uzun yıllardır Türkiye’de yaşayan bir Rus olmasıydı. Ne turistti, ne hayat kadınıydı, ne tüccardı, ne dadıydı... O bir Türk’tü. Uzun yıllar önce geldiği Türkiye’ye sığınan, ama birinci vatanı Rusya’dan da vazgeçmeyen bir insandı. İki ülkenin birden aydınıydı... ??? İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi’nde uzun yıllar ders veren ve Erzurum Atatürk Üniversitesi’nin kuruluşuna katkıda bulunan emekli öğretim üyesi Doç. Dr. Tatyana Moran, 1917 Ekim Devrimi’nden sonra Türkiye’ye gelen 200 bin kadar Rustan biriydi. Rahmetli Jack Deleon onları ayrıntılı olarak yazmıştı. Rusların bir kısmı İstanbul üzerinden Avrupa’ya ve Amerika’ya geçmiş, bir kısmı vatanlarına geri dönmek isterken hayatını kaybetmişti. Türkiye’de kalanlar, ülkemizin kültürel hayatına zenginlik getirmişti. Bazıları ressam, bazıları yazar veya şairdi. Rus restoranının temelleri de bu Türkiye’ye “Beyaz Ruslar”a yerleşen dayanıyordu. Bir binlerce bölümü şoförlük Rustan biri yapıyordu. Saholan Tatyana neye çıkanlar da Moran, yıllarca vardı. Yayına hazırladığımız kitaTürk yüksek bımızda da belirteğitim tiğimiz gibi, bunsisteminde hizmetler verdi. ları unutmamak, TürkRus ilişkileri adına da boynumuzun borcu. Kırım’ın Kerç kentinde 1910 yılında doğan Tatyana Sokolova (sonradan Akkartal soyadını almıştı), devrimden sonra ailesiyle Kırım’dan Türkiye’ye geldi. Tan ve Cumhuriyet gazetelerinde çalıştı. Seçkin üniversitelerde ders verdi. Edebiyat eleştirmeni profesör Berna Moran’la evlendi. Ondan geriye “Dün, Bugün” adlı bir anı kitabı ve koskoca bir tarih kaldı: Rusların ve Türkiye’nin tarihi... ??? 12 yaşındayken bir gün dadısı Marusya erkenden uyandırır Tatyana’yı, elinde küçük bir bavul vardır. Limana geldiklerinde koşuşan insanlar görürler. İnsanlar itişe kakışa gemiye nsuza dek Günün birinde hepimiz so diklerinize şimdi susacağız. Onun için sev n çekinmeyin. “Seni seviyorum” demekte George Eliot binmektedir. Tatyana ve ailesi binemez. Elektrik direklerine asılı arananlar listesinde Tatyana’nın babasının adı da vardır. Birkaç ay sonra yeni bir deneme daha yapar ve başarırlar. Osmanbey’e yerleşirler. Tatyana ve kardeşleri Notre Dame de Sion adlı okula gitmeye başlarlar. Atatürk’ün manevi kızı Afet İnan da orada okumaktadır. Yoksulluk ve hastalıklarla dolu zor yıllar geçirirler. Savaş bittikten sonra babası İstanbul’a gelir ve Hasköy’deki büyük un fabrikalarının başına geçer. Okulu bitiren Tatyana bir süreliğine Avrupa’daki akrabalarının yanına gider. Hayat rüzgârları onu Afrika’ya kadar götürür. Türkiye’ye geri döndüğünde aile Narmanlı Yurdu’na taşınır. 1941 yılında Edebiyat Fakültesi’ne giren Tatyana, burada Halide Edip Adıvar ile tanışır. Doçent olur. İstanbul Üniversitesi ve Boğaziçi Üniversitesi’nde yıllarca ders verir. Moran, neredeyse bir asıra uzanan deneyimiyle sorularımızı yanıtlarken “Geçmiş, şimdiki zamanımızın bir parçasıdır” diye sık sık tekrar ediyordu. Not: Moran’ın cenazesinin 26 Mayıs Cumartesi günü Pangaltı’daki Latin Katolik Mezarlığı’nda toprağa verileceği bildirildi. Ruble ve Gaz Putin, rublenin 1 Temmuz’dan itibaren uluslararası piyasalarda korvertibl bir para olmasını emretti. Maliye Bakanı Kudrin sordu: Ya diğer ülkeler rubleyi kabul etmezse?.. Gazlarını keseriz! CUMHURİYET 11 K
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear