26 Aralık 2024 Perşembe Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
SAYFA CUMHURİYET 22 MAYIS 2007 SALI 4 HABERLER TBMM Genel Kurulu’nda kabul edilen bilişim suçlarına ilişkin yasa ifade özgürlüğünü tehdit ediyor DÜNYADA BUGÜN ALİ SİRMEN Alarm Zili Çalıyor Cumartesi akşamı Galatasaray Fenerbahçe maçını izlemek üzere ekran başına kurulduğumuzda, okul arkadaşım Ata Sakmar, Mete Tapan’a; Galatasaray seyircisi başkadır, taşkınlık yapmaz, diyordu. Pek o kadar değil Ata, onlar eskidendi, şimdi hiçbirinin bir diğerinden farkı kalmadı, diye itiraz ettim. Ama doğrusu ya, o sırada ben de birkaç dakika sonra patlak verecek vandalizmin ulaşacağı boyutları tahmin edemiyordum. Birkaç dakika içinde, gündüz yazdığım Fenerbahçe’yi kutlama yazımda ne kadar saf olduğumu gördüm. Galatasaraylı olduklarını ileri sürerek tribünleri doldurmuş olanlar, bırakın bir yana 100. kuruluş yıldönümlerinde şampiyonluğu kazanmış olan Fenerbahçeli futbolcuları alkışlamayı, gözü dönmüş bir saldırıyla, kendi kulüplerinin tarihine de bir kara sayfa ekliyorlar, Galatasaray’ın itibarını ve gelecek yılını da zedeleyecek girişimde bulunuyorlardı. Pazar günkü yazımda da belirtmeye çalıştım, tribünlerdeki gözü dönmüşlerin elebaşıları ile kulüp yönetimleri arasında organik bir bağ var. Kimi yöneticiler, bunları kendi küçük hesapları yüzünden destekliyorlar. Bu yalnız şu ya da bu kulüp açısından değil, hepsi için geçerli. Bu gerçeği de herkes biliyor, görüyor, ama herkes susuyor, hiç kimse hiçbir şey yapmıyor. ??? Milyonların gözü önünde cereyan eden olaylardan, tabii ki Galatasaray yöneticilerinin bir bölümü de sorumlu. Maçtan önce verilen demeçler, yapılan açıklamalar ortamı iyice gerdi. Burada da herhangi bir takım ayrımı yapmıyorum. Hemen hepsi kışkırtma kervanına candan katılıyorlar. Futbol artık zaten son derecede gergin olan Türkiye’de yeni bir gerginlik odağı olmuş durumda ve olaylar gittikçe büyük bir hızla denetimden çıkıyor. Galatasaray Fenerbahçe maçının hakemi Bülent Demirlek, nasıl oldu da bu cinayetin böylece sürüp gitmesine göz yumabildi? Olayların gelişmesi üzerine anons yapıp, devamı halinde maçı tatil edip soyunma odasına gidebilecekken savaş alanı ortasında futbol oynattırmayı sürdüren bu hakeme herhangi bir ceza gelmeyecek mi? Ortada hakemin takdir yetkisini aşan bir kural ihlali yok mu? Futbol Federasyonu, bu olaya seyirci mi kalacak? Futbol alanlarındaki şiddete, çirkin olaylara karşı yeterli yaptırımların, cezaların gelmemiş olması, bugün buralara varmış olmamızın nedenlerindendir. Hiç kuşkusuz, herkesin gözü önünde cereyan eden olayların büyüklüğü, artık bunun da görmezden gelinmesini engelleyecektir. Ama şimdiye kadar, ölümlere varan olaylara gerekli tepki gösterilmiş olsaydı, cumartesi akşamı yaşanan Ali Sami Yen faciası önlenebilirdi. ??? Federasyon, gerekli cezayı verdiği zaman, bundan çok canı yanacak olan Galatasaray’ın kimi destekçileri, bunun ağırlığından yakınacaklardır belki de. Belki de haklı olarak, kimi başka olaylara seyirci kalındığını, bu kez faturanın Galatasaray’a kesilmesinin haksız olduğunu, kendilerince makul gerekçelerle açıklayacaklardır. Ama bunlar son irdelemede haklı çıkışlar olmayacaktır. Çünkü daha önce benzeri olaylarda gösterilen tepkinin eşit olmamasından yola çıkarak bu olayın da hafif geçiştirilmesini istemek, futboldaki kaosun sürüp gitmesi sonucunu doğuracaktır. Evet Galatasaray gelecek sezona yiyeceği ceza yüzünden geriden başlayacaktır. Ama Galatasaray yönetimi, kendisinin de sorumlu olduğu gerçeğini yadsıyamayacağı bu sonucu kendisi yaratmıştır, şimdi de buna katlanacaktır. Yıllar önce Galatasaray’ın başarılı çıkışının ilk dönemini yaşatmış olan Başkan Alp Yalman ile şampiyonluk ertesinde yaptığım bir söyleşide şunları söylediğini gayet iyi anımsıyorum: Her Galatasaraylıyım diyen, her tezahürat yapan Galatasaraylı değildir, olamaz, Galatasaraylılık bazı nitelikler ister. O sportif başarılar zinciri, böyle bir düşüncenin sonucuydu. Şimdi gelinen nokta ise, tam tersi bir düşüncenin ürünüdür. Herhalde sanırım, Galatasaray Kulübü Yönetim Kurulu, kolektif bir sorumluluk ile istifa etmek durumundadır. İçlerinde bu olayda hiç dahli bulunmayanlar bile o kolektif sorumluluğun gereğini yerine getirmek zorundadırlar. asirmen?cumhuriyet.com.tr İnternette sansür dönemi ARDAGÜL YILDIZ ANKARA AKP tarafından alelacele TBMM Genel Kurulu’ndan geçirilen bilişim suçlarına ilişkin yasaya yönelik tepkiler sürüyor. İnternet Teknolojileri Derneği Başkanı Mustafa Akgül, yasanın ifade özgürlüğünü kısıtladığını vurgulayarak “Yalnızca Suudi Arabistan, İran, Çin, Tunus gibi ülkelerde bu tür uygulamalara rastlanıyor” dedi. İnternet Ortamında Yapılan Yayınların Düzenlenmesi ve Bu Yayınlar Yo ? İnternet Teknolojileri Derneği Başkanı Mustafa Akgül, AKP’nin suçla mücadele adı altında bilgiye erişimi denetlemeye çalıştığını belirtti. Akgül, “Yapılacak uygulamanın asıl amacı, istenmeyen internet sitelerinin Türkiye’de gösterilmemesi. Bu yasayla bilgi erişim hakkına tecavüz söz konusu” dedi. luyla İşlenen Suçlarla Mücadele Edilmesi Hakkında Kanun’un Meclis’te onaylanmasının ardından, bilişim uzmanları, yasanın yeni sorunlar doğuracağı konusunda yetkilileri uyarıyor. Söz konusu yasa, Ulaştırma Bakanlığı’na bağlı Telekomünikasyon İletişim Başkanlığı’nın, internet ortamında suç oluşturduğu şüphesi barındıran yayınlara erişimi engellemesine hak tanıyor. Akgül, yasanın hazırlanma aşaması, internet sitelerine erişimin engellenmesinde izlenen yöntem ve uygulanması halinde doğacak hukuksal sorunlara dikkat çekti. Ortalama bir internet kullanıcısının bilgi erişim hakkının bu yasayla sınırlanacağını dile getiren Akgül, bilişim suçlarının uzmanlaşmış kişiler tarafından işlendiğine işaret ederek bu yasanın onlara etkisi olmayacağını söyledi. Söz konusu yasayı “sansür yasası” olarak nitelendiren Akgül, “Suçla mücadele adı altında bilgiye erişimi denetlemeye çalışıyorlar. Yasalarımızda zaten suça yönelik düzenlemeler mevcut. Yapılacak uygulamanın asıl amacı, istenmeyen internet sitelerinin Türkiye’de gösterilmemesi. Buradaki ciddi sorun, bürokratik bir kadronun Youtube gibi sitelere erişimi engelleme kararı alabilmesi. Bu yasayla ifade özgürlüğüne ve bilgi erişim hakkına tecavüz söz konusu” diye konuştu. Herhangi bir bilgiye erişimi engellemek için, web sitesinin tamamının engellenmesinin yanlış olduğunu vurgulayan Akgül, “İstemediği sayfanın bulunduğu kitabı hedef almak yerine; kütüphaneye girişi yasaklamaya çalışıyorlar. Bu işlemden ilgisiz başkaları zarar gördükleri için karşı davalar açabilirler” dedi. P ROF . TOLGA YARMAN: Nükleer yasası yüzkızartıcı bir ihanet belgesi İstanbul Haber Servisi Okan Üniversitesi Mühendislik Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Tolga Yarman, geçen günlerde TBMM’den geçerek onaylanan nükleer santralların kurulumu ile ilgili yasanın “buram buram tercüme koktuğunu ve gayri milli” olduğunu belirterek Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer’in “bu ihanet belgesini” onaylamaması gerektiğini ifade etti. Türkiye Atom Enerjisi Kurumu Nükleer Güvenlik Komitesi ve Danışma Komitesi’nin eski üyesi nükleer mühendis Prof. Dr. Yarman, gazetemize yaptığı değerlendirmede, Meclis’ten geçen yasanın tercüme bir metin olduğuna dikkat çekti. “Nükleer sevdalısı” Türkiye’de milli bir nükleer yasa metni ? Prof. hazırlayabilecek merci dahi bulunmadığını belirten Yarman, Yarman, “TBMM arzuhalci TBMM’den yerine konulmuş, aslı geçen nükleer dışarıda hazırlanıp önüne getirilen bir tercüme metni santralların kanunlaştırılmıştır” dedi. kuruluşu ile Yarman, “yüz kızartıcı” ilgili yasanın olarak nitelediği bu gelişmenin altında “buram buram TBMM’nin imzasının tercüme bulunmasını eleştirdi. koktuğunu ve Yarman, yasadaki gayri milli yaptırımları da şöyle özetledi: gayri milli” “Piyasa koşullarının pusula olduğunu kılındığı bir evrede bir de belirtti. uzun vadeli alım dayatan, bunun dışında ‘üretim fazlasına’ yeşil ışık yakıp bunu da dayatan 4. madde büyük bir çelişki oluşturmaktadır. 5. maddede sigorta sadece santralın kurulması aşamasında oluşabilecek bir zararın tazminine yönelik tutuluyor. Santralın çalışması sırasında vuku bulabilecek herhangi bir kazayı kapsamıyor. Yasaya göre kamu, nükleer santral kurmak isterse bu amaçla kurulacak şirkete özel sektör şirketleri talep ettikleri oranda ortak olabiliyorlar. Santralın sökümü ile ilgili düzenleme ise bu yasanın devlete, dolayısıyla da millete attığı en büyük somut kazık. Nükleer santralların sökümü, gün günden astarı yüzünden daha daha çok pahalıya gelmektedir. Nükleer santralın sökümü için milyar dolar isteyebilirler. Topraklarımıza gelecek yabancı şirket, nükleer santralın işletmesinin en meşakkatli evresini, elini yıkayarak devleti âliye bırakmak suretiyle muradına ermektedir. Cumhurbaşkanı bu ihanet belgesini onaylayamaz.” CUMHURİYET 04 CMYK
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear