01 Haziran 2024 Cumartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
8 MART 2007 PERŞEMBE CUMHURİYET SAYFA EKONOMİ ekonomi?cumhuriyet.com.tr El Maktum’un şirketi Emaar, yüksek artışlarla zorladı, 800 milyon doları görünce çekildi 13 İŞÇİNİN EVRENİNDEN ŞÜKRAN SONER ‘Koparma’ Zorlu’yu yıldırmadı İ stanbul’un en değerli arazisi olan Karayolları 17. Bölge Müdürlüğü arsasının satış ihalesinde “koparma” taktiği izleyen ve Dubai Şeyhi El Maktum’un ortağı olduğu Emaar Gayrimenkul’le Zorlu Gayrimenkul kıran kırana yarıştı. 400 milyon dolarlık yatırım yapacaklarını açıklayan Zorlu, ödemeyi peşin de yapabileceklerini söyledi. Zorlu, turizm tesisleri, rezidans, iş merkezleri içeren projeyi en kısa zamanda hayata geçireceklerini kaydetti. ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Karayolları 17’nci Bölge Müdürlüğü arsasının özelleştirme ihalesine 800 milyon dolarla Zorlu Gayrimenkul Geliştirme ve Yatırım AŞ kazandı. Emaar Gayrimenkul’ün ihalelerde “koparma” taktiği olarak bilinen yönteme başvurarak ihalenin son beş turunda yüksek artışlar yapmasına rağmen yılmayan Zorlu Gayrimenkul, her turda bir milyon dolar artırım yaparak arazinin yeni sahibi olmaya hak kazandı. İstanbul’un en değerli arazisi olarak nitelenen Zincirlikuyu’daki arazi 96 bin 505 metrekare. Ankara Swissotel’deki ihaleyi ÖİB Başkan Yardımcısı Hasan Köktaş yönetti. İhaleye Zorlu Gayrimenkul, Emaar Gayrimenkul Geliştirme, Astay Gayrimenkul, AkfenOsmanlı Ortak Girişim Grubu, Sama Dubai İstanbul Gayrimenkul, Toray ve Eren Talu Ortak Girişim Grubu, NurolZorlu, ihale sonrası büyük sevinç yaşadı. Kadına Karşı Ayrımcılık Medya çağında yaşıyoruz ya... Hak gaspları en çok hakların korunması çerçevesinde gündeme geliyor. ABD demokrasiyi getirme adına Irak’ı, uygarlığımızın en vahşi güç gösterisiyle, evresel hukuku, insan haklarının tüm ilkelerini ayaklar altına almış olarak işgal etmeyi sürdürüyor. 8 Mart ekseninde gündemimizde kadın hakları var ya.. Başbakan Erdoğan, “Kadına karşı ayrımcılık, ırkçılıktan daha kötü, tehlikeli ve ilkel bir anlayıştır” diyor. Doğru söze ne denir? Doğru sözle çıkılan yolda yapılan icraatlara bakılır elbet... Irak, ırklar, mezhepler çatışması ekseninde, iç savaşın, çatışmaların göbeğinde kan gölü. Dünyanın en zengin petrol ülkesinde bidonlarla petrol aramaya çıkılıyor. Ayaklarda ayakkabı yok. Naylon terliklerle kendilerini sokağa atanlar, her mezhepten çarşafa kapatılmış, tek tek pusu kurularak öldürülen kadınlar, en çok çöplüklerde bulunmuş, işkence görmüş yakınlarının cesetleri, intihar terörcülerinin bombalarıyla öldürülen çoluk çocuk yakınları için ağıt yakmak üzere kendilerini sokağa atıyorlar. Dün rutin olduğu, haber değerini yitirdiği için arada verilen haberlerden günlük ölen sayısının 120’lerde olduğunu öğrenmiştik. Irak’ta işgalden bu yana ölen Iraklı sayısı sayılamıyor, sadece tahmin edilebiliyor. Doğal olarak toplamı on binli, yüz binli rakamlar üzerine tartışmalar yapılıp duruyor. Çok doğru bir söylemle kadına karşı ayrımcılığı eleştiren Başbakan Erdoğan’ın hükümetinin icraatının bütününde, kadın üzerinden yapılan siyaset ayrımcılığında, en hızlı, en büyük sayılarla, Köşk’ten geçirilemeyenler için vekâleten atamalarla, hızlandırmak ve çoğaltmak üzere sözleşmeli statüsünde gerçekleştirilen partizanca kadrolaşmalarda, eşlerin türbanlı olması en geçerli ölçü oluyor. Ilımlı siyasal İslam iktidar savaşının simgesi, bayrağı kadının türbanı. ??? Başbakanımızın kadına karşı ayrımcılığın kötü bir şey olduğunu anlatmaya çalışırken “ırkçılıktan da kötü” benzetmesi giderek daha ilginç bir ölçüt olmaya başladı. Çünkü Başbakanımız bugüne kadar dünyamızı, komşularımızı iç savaşlar boyutunda kasıp kavuran, ülkemiz için de yaşamsal tehdit boyutuna varmış olan din ve mezhep ayrımcılığını, şeriatı hiç ağzına alamıyor. Din, mezhep ekseninde işlenmiş terör eylemleri üzerinden konuşurken bile şeriat tehdidinden, mezhep ayrımcılığından söz etmemek üzere, bilime aykırı olarak “ırkçı” tanımlamasını kullanıyor. Siyasal İslam, şeriat, İslami terör tehdit algılamalarını yok saymayı bir siyaset ilkesi olarak benimsiyor. Türkiye için halen en büyük tehdit odakları olan Türkİslam, Kürtİslam sentezlerinde kök salmış örgütlenmeleri yok sayıyor. Türkiye’deki Kürtçülük hareketlerinin yıllar öncesinde sol kimlik gömleğini çıkarıp siyasal İslamla özdeşleşmesi gerçeğini görmezlikten geldiği gibi... Türkiye’deki Türkçülük eksenindeki ırkçı akımların da günümüzde ağırlıklı İslamcı kimlik, sentezlerde terör odakları oluşturduklarını yok sayıyor. Trabzon’dan çıkan, papazı ve Dink’i öldüren “beyaz bereli tetikçi”lerin aynı kaynaktan, Türkİslam sentezinden beslendiklerini görmezlikten gelme lüksümüz olabilir mi? Aslında liberalizmin ayrımcılık rüzgârlarının dünya çapında günümüzde tek başına ırkçı akımlardan çok, siyasal İslam da dahil Ortodoksluk, Yahudilik, Katoliklik, Evangelizm.. eksenlerinde, dinsel kimlik ağırlıklı ayrımcılığı, cepheleşmeyi, örgütlenme ve çatışmaları beslediği gerçeği ortada. Örneğin ABD öncülüğünde, emperyal işgalcilerin kimliğinde, tabii ki emperyal tekellerin gücü, çıkarları ön planda, öne çıkan bir ırk ekseni yok. Ama kendi tezleriyle “kültürler, dinler, mezhepler çatışması” adı altında din kimliği ağır basıyor. Doğrudan ırk ekseninde yaşanıyormuş gibi algılanan Yugoslavya’nın parçalanmasında bile kanlı çatışma ve insan hakları ihlallerinde belirleyici kimlik refleksleri, güdüleri dinler, mezhepler üzerinden; Müslüman Boşnaklar, Ortodoks Sırplar tarafından en ağır katliamlara uğratıldıktan, kadınları tecavüzlere hedef olduktan sonra Bosna’da, geçmişinde olmayan bir şeriatçı İslamın etkisi yaşanıyor. Sırplar, Makedonlar, Hırvatlarda Tito Yugoslavya’sında eseri olmayan bağnaz Hıristiyan mezhepçiliği öne çıkıyor. Şimdi biz yeniden kadınlara, kadına karşı liberalizm rüzgârlarında hortlayan ayrımcılığa dönelim; kadın hakları kazanımı savaşımı verilirken gündemde hep kadın varken kadın üzerinden yapılan siyaset, ayrımcılık yüzünden kadın haklarında uğranan kayıplara, büyük geriye gidişe, nedenlerine bakmaya çalışalım... Liberalizm rüzgârlarında, insan hakları, işçi hakları, emek hakları, kadın hakları.. yani yaşamın her alanında hak gaspı, büyük kayıpların gerçekte, özgürleşme adı altında ayrımcılık rüzgârlarının estirilmesi, cepheleştirme üzerinden çatışmaların yaşama geçirilmesiyle bağlantılı olarak gündeme geldiğini görüyoruz. Dünya ölçeğinde milyonlar çok büyük bir hızla yoksullaşır, yoksunlaşır, işsiz kalır, düzen dışına, kayıt dışına atılırken sosyal devlet, sosyal haklardan vazgeçilip sadaka düzenine geçilirken... Elbette en altta kalanlar, en köklü ayrımcılığa odak olan kadınlar cins ayrımcılığında en çok ezilecekler. Elbette bu ayrımcılığın yaratılmasında en etkili güç olarak kullanılan dinler, mezhepler, her türden şeriat yorumları kadın sömürüsünde, haklarının gaspında en önde rol oynayacaklar.. Gerisi fasa fiso... Fiba Ortak Girişim Grubu, Limak İnşaat.MSREF VI Living Daylights BV Ortak Girişim Grubu, Taşyapı İnşaat, GlobalBoğaziçi Ortak Girişim Grubu teklif vermişti. Taş Yapı İnşaat tekliflerin yenilendiği ilk turda elendi. Daha sonraki turlarda diğer katılımcılar da elendi ya da çekildi. Sekizinci turda Emaar teklifini 799 milyon dolara çıkarmasının ardından Zorlu, 800 milyon dolar teklif etti. ÖYK onayının ardından en yüksek teklif sahibiyle sözleşme imzalanarak taşınmaz alıcıya devredilecek. 4 0 0 M İ LY O N D O L A R YAT I R I M Z orlu Holding Yönetim Kurulu Başkanı Ahmet Nazif Zorlu, 800 milyon dolarla ihalesini kazandıkları Karayolları arazisi üzerinde 350400 milyon dolar tutarında yatırım yapacaklarını açıkladı. Turizm tesisleri, rezidans, iş merkezleri içeren projeyi en kısa zamanda hayata geçireceklerini kaydeden Zorlu, “Ödemeyi peşin düşünüyoruz, şartlara göre. Yüzde 50’si peşin yüzde 50’si vadeli de olabiliyor. Ama biz o günkü duruma bakıp değerlendireceğiz ve sonra karar vereceğiz. Kredi de alabiliriz, kurum ya da kendi öz sermayesi de olabilir. Kurum buna karar verecek” diye konuştu. Zorlu soruları da yanıtlarken “Bir pazara giriyorsun, domatesi, patlıcanı şu fiyattan alacağım diyorsunuz; alıcısı var, 10 kuruşa alabileceğiniz şeyi 12 kuruşa da alabiliyorsunuz. Bu tabii pazar meselesi’’ diye konuştu. ADSL tarifelerinde indirim Ekonomi Servisi Türk Telekom, ADSL tarifelerinde 1 Nisan tarihinden geçerli olmak üzere yaptığı yeni düzenlemelerle genişbant internet (ADSL) kurulum ücretlerinde yüzde 51, erişim ücretlerinde ise yüzde 55’i bulan oranlarda indirime gitti. ADSL abonelerinin çoğunluğunun tercih ettiği düşük hızdaki erişimde ise indirim yüzde 2 ile yüzde 13 arasında kaldı. Sabit telefon ve ADSL ’deki yeni tarifelerin gelirlerini düşürmeyeceğini belirten Türk Telekom Yönetim Kurulu Başkanı Paul Doany, sabit telefon hatları ve ADSL ’deki tarife değişikliğinin, Türk Telekom’un bu yılki gelirlerini 400500 milyon dolar arttıracağını söyledi. Türk Telekom Pazarlama Direktörü Erem Demircan da ADSL altyapısına son 3 yılda 300 milyon dolarlık yatırım yaptıklarını ve 21 milyon sabit telefon hattının yüzde 80’ine ADSL hizmeti verebilir hale geldiklerini söyledi. 2003’te 15 bin olan ADSL müşteri sayısının bugün 3.2 milyona ulaştığına dikkat çeken Demircan, ADSL kullanıcı sayısını bu yıl sonunda 5 milyona çıkarmayı hedeflediklerini bildirdi. [email protected] CUMHURİYET 13 K
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear