01 Haziran 2024 Cumartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
8 MART 2007 PERŞEMBE CUMHURİYET SAYFA DIŞ HABERLER Şii ittifak fire verdi ? Dış Haberler Servisi Irak’ta küçük bir Şii partisi olan Fazıla Partisi, 2005 seçimlerinden bu yana 15 milletvekiliyle temsil edildiği meclisteki Şii koalisyondan ayrılmaya karar verdi. Hükümette ağırlığı olan Şii partilerin oluşturduğu Birleşik Irak İttifak’tan ayrılacaklarını açıklayan parti yetkilisi Nedim el Cebiri, “Irak’ı kurtarmanın ilk adımının, bu blokları tasfiye etmek ve mezhep temelli bloklar kurulmasını durdurmak olduğunu düşündüklerini” belirtti. dishab?cumhuriyet.com.tr 11 Askerler sendika kuracak ? Dış Haberler Servisi İngiliz Uluslar Topluluğu’na bağlı ülkeler, İngiliz silahlı kuvvetleri içindeki ırkçılıkla mücadele etmek üzere sendika kuracak. BBC’nin haberine göre Marlon Clancy adlı bir asker tarafından kurulacak İngiliz Uluslar Topluluğu Askerleri Sendikası, üyelerine tavsiyeler vermekle sınırlı kalacak ve grev yetkisine sahip olmayacak. Clancy, bazı birimlerde görev süresine bakılmadan beyaz askerlere öncelik verildiğini ifade ederken sendika gündeme gelmesinin ırkçılık şikâyetlerinin arttığı bir döneme denk geldiği belirtildi. aas Partisi’nin baskıcı rejimi altında, bütün Iraklılar gibi ezilen kadınlar, bununla birlikte mülk sahibi olabiliyor, eğitim alabiliyor, evlilik içi şiddete karşı korunuyordu. İşgalin ardından anayasaya giren “İslam, ülkenin resmi dinidir ve yasaların temel kaynağıdır’’ ifadesi ile birlikte artık yargıç olarak çalışamıyor, tehdit edildikleri için üniversiteyi bırakıyorlar. ABD askerlerinin rutin ev baskınlarında yaşadıkları da cabası. (Fotoğraf: AP) B A DAYLIK STATÜSÜ Belgrad’a AB teşviki ELÇİN POYRAZLAR BRÜKSEL Avrupa Birliği’nin (AB) Sırbistan’a 2008’de adaylık statüsü verilebileceğini açıklaması Kosova’nın bağımsızlığına karşı çıkan Sırpları yumuşatma girişimi olarak yorumlandı. AB’nin Genişleme Komiseri Olli Rehn önceki gün, Sırbistan’la İstikrar ve Ortaklık Anlaşması’na yönelik müzakerelerin ilkbaharda yeni hükümetle yeniden başlaması durumunda Belgrad’ın 2008’de adaylık statüsüne kavuşabileceğini söyledi. AB Komisyonu geçen mayısta Sırbistan’la müzakereleri savaş suçlusu zanlısı General Ratko Mladiç’i teslim etmemesi nedeniyle askıya almıştı. Rehn’in adaylık statüsü için tarih vermesiyle BM Kosova Temsilcisi Martti Ahtisaari’nin planına karşı çıkan Sırpların “yapıcı bir tutum” içine girebileceğini söyleyen AB kaynakları, iki konu arasında siyasi bir bağ bulunduğunu bildirdiler. Ceza mahkemesi ile ‘tam işbirliği’ Kosova’nın durumu ve Sırbistan’daki hükümet kurma çabaları göz önüne alındığında bazı AB ülkelerinin komisyonun Eski Yugoslavya İçin Uluslararası Ceza Mahkemesi (EYIUCM) ile tam işbirliği koşulunu “hafifletmesini” istediği de öğrenildi. Rehn, Sırbistan’dan müzakerelere yeniden başlayabilmesi için EYIUCM ile işbirliği içinde olduğunu kanıtlamasını istedi. Müzakerelerin başlaması için Sırbistan’ın somut adımlar atması gerektiğini söyleyen Rehn, İstikrar ve Ortaklık Anlaşması’nın sonuçlanabilmesi içinse mahkeme ile “tam işbirliği” gerektiğini dile getirdi. Rehn’le Brüksel’de bir araya gelen Sırbistan Devlet Başkanı Boris Tadiç ise Kosova’nın bağımsızlığını kabul edemeyeceklerini, ancak bu yüzden de savaşa gitmeyeceklerini açıkladı. ABD’nin ‘daha çok özgürlük’ vaadiyle başlattığı işgal, haklarla birlikte umutları da yok etti Iraklı kadının yarını yok ANKARA (AA) 50 yıl boyunca Arap dünyasının kadın hakları konusunda imrenilen ülkelerinden birinde yaşayan Iraklı kadınlar, ABD’nin işgaliyle başlayan kâbusta sadece çocuklarını, bedenlerini ve yaşam haklarını değil, eşitlik ve özgürlük umutlarını da kaybettiler. ABD’nin “daha çok özgürlük” vaadiyle başlattığı işgalden önce kadınlar, güçlü ve bağımsız kadın hareketinin çabalarıyla kabul edilen Medeni Kanun’la güvence altına alınan eşit haklara sahipdiler. 1968’de iktidara gelen laik Baas Partisi döneminde toprak ve mülk sahibi olabilen kadınlar, eğitim alabiliyor, evlilik içi şiddete karşı yasal olarak korunuyor ve toplumun her kesiminde etkin olarak yer alıyorlardı. Bütün Iraklılar gibi devrik rejimin baskı ve kısıtlamalarıyla karşı karşıya olsalar da “gaddar ama laik’’ yönetim, onları radikal dinci şiddetten ya da toplumun baskılarından koruyordu. K. İrlanda’da kritik seçim ? LONDRA (AA) Kuzey İrlanda’da dün 108 üyeli Stormont bölge meclisi seçimi için halk sandık başına gitti. İngiltere ve İrlanda Cumhuriyeti hükümetleri arasında Kuzey İrlanda barış sürecinin canlandırılması için yapılan anlaşma gereği, 18 seçim bölgesinde yaklaşık 250 adayın katıldığı seçimlerin sonucunda ortaya çıkacak tabloya göre bölgede 26 Mart gününe kadar bir hükümetin oluşturulması gerekiyor. Özgürlük sözde kaldı Afganistan ve Irak’a müdahalenin, kadınlara daha fazla özgürlük getireceğine inananların yanıldığını vurgulayan bağımsız örgütler, ABD’nin bunun tersini kanıtladığını belirtiyor. İşgalden sonra, ABD uzantısı Irak Hükümet Konseyi, kadınların, evlilik ve boşanma gibi durumlarda dini kurumlara başvurmalarını öngören bir yasa tasarısı hazırladı. Tasarı kabul edilmese de bu yöndeki çabalar kabul görmüş ve radikal dincilerin kadınlar üzerindeki baskıları artmıştı. Yeni anayasanın, kişisel ve ailevi hayatı düzenleyen İslami kuralları anayasal hakların üze ABD Başkanı, Fidel Castro ölünce, Küba’da rejimin değişmesini istedi Bush ‘komünizm bitsin’ buyurdu Dış Haberler Servisi ABD Başkanı George W. Bush, Küba’da komünizmin, Devlet Başkanı Fidel Castro öldüğünde sona ermesi gerektiğini söyledi. Bush, dün Latin Amerika ülkeleri gezisine çıkmadan önce gazetecilere yaptığı açıklamada, rahatsızlığı nedeniyle yönetimi geçici olarak kardeşi Savunma Bakanı Raul Castro’ya bırakan Fidel Castro’nun kaderinin “Allah tarafından’’ belirleneceğini ve daha ne kadar yaşayacağını bilmediğini belirtti. Bush, Castro’nun “halka zorla kabul ettirdiği yönetim sisteminin’’, halkın aksini istemesi halinde yaşatılmaması gerektiğine inandığını söyledi. George Bush, Küba’da Raul Castro’nun tamamen iktidara gelmesi olasılığı konusunda da bu ülke için iktidarın kişiden kişiye geçişini değil, “halkın iradesi doğrultusunda’’ ülkenin farklı bir yönetim biçimine geçmesini umduğunu belirtti. ABD Başkanı, Venezüella Devlet Başkanı Hugo Chavez’in kamulaştırma girişimleriyle ilgili olarak da “Devlet ekonomiyi yönetmeye çalışırsa, bu yoksulluğu artırır ve iş imkânlarını azaltır’’ diye konuştu. rine çıkardığı, anayasanın ikinci maddesinde yer alan “İslam, ülkenin resmi dinidir ve yasaların temel kaynağıdır’’ ifadesi ile birlikte, kadın yargıçlar artık çalışamıyor, kadınlar tamamen örtünmeden sokağa çıkamıyor, evde oturmaları için baskı görüyor ya da tehdit edildikleri için üniversiteyi bırakıyorlar. Mezhep çatışmaları, kadınları hedef alan şiddeti en uç noktalara taşıdı. Irak’ta doğrudan kadınları hedef alan şiddet, 20 yaşındaki Sünni bir kadının, 3 polis tarafından tecavüze uğradığını açıklamasıyla iyice görünür oldu. Tecavüz kurbanı kadınlar başlarına gelenleri nadiren anlatabiliyor. Körfez ülkelerine satılıyorlar Kaçırılan kadınların ve kız çocuklarının kaçının geri döndüğü bilinmiyor. Polis, bazı çetelerin, kız çocuklarını Körfez ülkelerinde sattıklarını belirtiyor. Irak’ta Kadınların Özgürlüğü Örgütü’ne göre, Şii milislerin ve radikal Sünni militanların öldürdükleri kadınların sayısı giderek artıyor, her ay 30 kadın namus davaları nedeniyle öldürülüyor. Yüz binlerce dul kadın, sessiz bir trajedinin kurbanları olarak çocukları ve aileleri için yaşama savaşı veriyor. Dünyanın her yerinde, kadınların eşit ve özgür bir yaşam için seslerini yükselttikleri 8 Mart’ta, Iraklı kadınların artık kutlayacak hiçbir şeyi kalmadı. Onlar, sessiz ve korku dolu bir bekleyiş içinde yarın başlarına geleceklerden endişe ediyorlar. Protestolarla karşılanacak Bush, kendisi Uruguay’dayken, Chavez’in, komşu Arjantin’de bir protesto gösterisi düzenleme planı hakkında “Özgürlüğü ve insanların kendilerini ifade etme hakkını seviyorum’’ yorumunda bulundu. Venezüella lideri Chavez’in bölgede artan etkisini kırmayı amaçlayan Bush, Brezilya, Uruguay, Kolombiya, Guatemala ve Meksika’yı kapsayan 6 günlük Latin Amerika turuna çıkacak. Bölge ülkelerine ekonomik yardım sözü vermesi beklenen ABD Başkanı için nerdeyse gittiği her ülkede protesto gösterileri düzenlenecek. Yanan uçaktan mucize kurtuluş Endonezya’nın ulusal Garuda Hava Yolları şirketine ait Boeing 737400 tipi bir uçak dün Yogyakarta Havaalanı’na yaptığı sert inişin ardından yandı. 133 yolcu ve 7 mürettebatın bulunduğu uçaktaki yolcuların büyük bölümü kurtuldu. Garuda Hava Yolları, 112 yolcunun kurtulduğunu, 21 yolcuyla mürettebattan bir kişinin öldüğünü bildirdi. Uçaktaki Avustralyalı diplomat ve gazetecilerden 5’inin yaralı kurtulduğu, 4’ünün kaybolduğu açıklandı. Avustralya Başbakanı John Howard kazada sabotaj ya da terorizm kuşkusu bulunmadığını söyledi. (Fotoğraf: REUTERS) Lewis Libby suçlu bulundu ? Dış Haberler Servisi ABD Başkan Yardımcısı Dick Cheney’nin eski başdanışmanı Lewis Libby yeminli yalan ifade vermekten suçlu bulundu. Libby’nin adı Washington’ı sarsan, “bir gizli ajanın kimliğinin medyaya sızdırılması” skandalıyla gündeme gelmişti. Guatemala’da Bush karşıtları günlerce öncesinden hazırlıklara başladı. (Fotoğraf: AFP) ünya Kadınlar Günü’nde tüm kadın okurları (bayan falan değil, kadın!) kutlamak boynumuzun borcu... Yazının daha başında takıldı kalemim... Nasıl yazmalı ki, hem banal olmasın hem de gerçekten anlaşılsın ne demek istediğim?.. Biliyorsunuz, ben Türkiye’den çok Rusya’da yaşadım. Kimilerine göre “Ruslaşmış Türk”, kimilerine göre “Türklükten vazgeçmeyen Rus” oldum. Muhatabımın soluğundan milliyetçilik kokusu yayıldığında, ne Ruslara karşı Türkiye’yi savunmaktan vazgeçtim ne de Türklere karşı Rusya’yı. Bazen Türkiye’yi Ruslara, Rusya’yı da Türklere anlatamamak beni huzursuz ediyor. İşte 8 Mart, böylesi zorluklardan biri. Bugün Moskova’da pek çok kadını kutlayacağım. Kimisi teyzem sayılır, kimisi meslektaşım, kimisi eski arkadaşım, kimisi yeni, kimisi komşum, kimisi akrabam... Ve Türkiye’den de kutlayacaklarım var tabii. Bu satırlar bunun bir parçası... Ama arada fark var!.. Burada bugün bayram. Gerçek bir bayram... Sevinme, sevindirme, günlük gerginliklerden arınarak mutlu olma günü. Verilen hediyeler, patlayan şampanyalar, atılan kahkahalarla... Orada ise yer yer “günün mana ve ehemmiyeti” algılaması ağır basıyor gibi. Moskova’da Türk kadını olmanın farklı boyutlarını algılayarak burada uzun yıllar yaşamış bir kadim dostumun usta anlatımıyla, “Moskova’da bayram gibi bayram yaşanacak bugün. Türkiye’de ise meydanlarda kadın haklarının peşine düşülecek, kadın sorunlarıyla ilgili paneller yapılacak. Tartışılacak, tartışılacak…” Bilmem anlatabildim mi? 8 Mart’ı gerçek bir bayram gibi kutlayabilmeniz dileğiyle... Gerçek Bayram D PERŞEMBENİN GELİŞİ HAKAN AKSAY u Rusya, insanı komünist yaB par! Onca yıl sonra tekrar aynı sloganlarla alanlara çıkmamak için zor tutuyorum kendimi. Bu köşede defalarca Rusya’nın artık ekonomisini güçlendirdiğini, ABD’ye kafa tutacak kadar zenginleştiğini okudunuz. Peki, bu zenginlik, bu güç, ülke içinde nerede acaba? Rusya’da hayatın genel olarak daha iyiye gittiğini reddetmiyorum. Ama zenginlerle yoksullar arasındaki uçurumun bu kadar hızla derinleşmesine nasıl oluyor da kimse aldırmıyor, onu anlamıyorum. Moskova’yı son yıllarda görenleriniz, buradaki zenginliğe şaşıp kalmıştır. Peki, bunca para ve kaynak varken ortalama ücret neden Avrupa’dakinden kat kat daha düşük? Rus zengini, elindeki serveti gizlemez, parasını fısıldayarak, hatta konuşarak değil bağırarak gösterir. Dünyanın en pahalı arabalarından RollsRoyce Fantom, Avrupa’da en çok Moskova’da satılıyormuş. Hediyesi 550 bin Avro! Bu, bazı Rus kentlerinin yıllık bütçesinden fazla!.. Rusya’da asgari ücret 1100 [email protected] Komünizm Propagandasıdır, Okumayın! Rusya’daki yoksulların yaşamı giderek zorlaşırken Rus dolar milyarderleri, 15 yıl içinde dünyanın en zenginleri arasında yerini aldı. le (60 YTL). Bu parayla ancak RollsRoyce Fantom’un küçük bir farı satın alınabiliyor. Bir gazeteci, bu arabadan Rus zenginlerinin 50 tane aldığını haber veriyor. Ve örneğin, Tver Bölgesi’ndeki Ostaşkov kasabasının bu parayla 70 yıl geçinebileceğini ekliyor!.. Bir de arabanın sağına soluna altın işlemeyle isimlerinin başharflerini yazdırmışlar... Rusya çapında beslenmek için kişi başına ayda ortalama 1506 ruble harcanıyormuş! Bu parayla lüks Moskova otellerinde ancak bir omlet alabiliyorsunuz. Rusya’da bazı yetim evlerinde bir çocuğun günlük beslenmesi için sadece 8 ruble harcanıyor! Moskova’daki zenginler fuarında 35 bin dolara satılan bir parfümün geliriyle kaç yetim doyurulurdu dersiniz? Veya 200 bin Avro’ya satılan pırlanta taşlı kahrolası cep telefonuna harcanan parayla?.. Bu Rusya beni komünist edecek! Çıkacağım meydanlara yine!.. Kimse görmüyor mu devletin bu zenginlikler içinde battığını? Daha doğrusu uçuruma sürüklendiğini? O uçurum ki, en tehlikelisi. Gelir dağılımı uçurumu diyorlar adına. Toplumun yüzde 10’u ülkedeki toplam gelirin üçte birine sahip. Ve bunlar her yıl 1.5 milyar doları yalnızca “süslenmek” için harcıyor. En yoksul yüzde 10’luk bölüm ise ayda 1500 rubleden az paray kı, Erkekler kadınların ilk aş rin kle ke er kadınlar ise son aşkı olmak ister. Oscar Wilde la yaşamaya çabalıyor... Hükümet geçen yıl Rusya’da ücretlerin yüzde 13 arttığını müjdeliyor. Hiç de fena bir veri değil. Ama aynı yıl içinde Rusya’da dolar milyarderlerinin maddi varlığı yüzde 50 arttı. En zengin 60 kişinin toplam serveti Rusya’nın 2007 bütçesinden iki kat fazla! Gençken komünist olduğum için gelmiştim bu ülkeye. Çeyrek asır geçti, sakallarım ağardı. Ama böyle giderse tekrar çıkacağım alanlara. Liberal piyasalarına da, sahte komünistlerine de savaş açacağım bu yaşta!.. Gazetecilik Riski usya Gazeteciler Birliği’ne göre, ülkede R 1993’ten bu yana 214 gazeteci görevi başında öldürüldü. 19962006 arasında dünyada bin gazeteci öldürüldüğünü açıklayan Uluslararası Haber Güvenliği Enstitüsü verilerine bakılırsa, gazeteciliğin en tehlikeli olduğu ülke, bu süre içinde 138 basın emekçisinin hayatını kaybettiği Irak. Rusya, 88 gazeteci ölümü ile ikinci sırada geliyor. Kolombiya 72 gazeteci kaybı ile üçüncü sırada. İran’da 54, Hindistan’da 45, ABD’de 21 gazeteci katledilmiş. Türkiye 7 gazeteci ölümü ile 34. sırada. Sayıların ürkütücülüğü bir yana, Rusya’da hemen her ay bir gazetecinin öldürüldüğü, saldırıya uğradığı veya hapse atıldığı haberleriyle yaşamaya neredeyse alıştık. Şu sıralarda, herkes Kommersant gazetesi muhabiri İvan Safronov’un ölümünü tartışıyor. 2 Mart’ta beşinci kattaki dairesinin camından kazara düştüğü söylenen gazetecinin meslektaşları, İvan’ın öldürülmüş olabileceği yolunda açıklamalar yapar yapmaz, gözler, haberalma kurumu FSB’ye çevrildi. FSB’nin onu defalarca sorguya çektiği ve devlet sırlarını ifşa etmemesi için uyardığı belirtiliyor. Ordu ve silahlanma konularını araştıran Safronov’un, son zamanlarda Rusya’nın Suriye ve İran’a silah satışlarıyla ilgili bazı gerçeklerin izini sürdüğü biliniyor. Bu koşullarda gerçekleşen kuşkulu ölümle ilgili başlatılan resmi soruşturmaya paralel olarak, Kommersant gazetesi ve Rusya Gazeteciler Birliği de kendi soruşturmalarını yapma kararı aldı. Bu arada Moskovskiy Komsomolets gazetesi, “Nedense bu ülkede ölen gazeteciler, iktidarın sevmediği gazeteciler oluyor” diye yazdı. 8 Mart Fıkrası Eğer kocanız size 8 Mart’ta hediye almıyor, sizi kutlamıyor, çoraplarını sağa sola atarak televizyon karşısında bira içip keyif yapıyorsa... bilin ki, siz onun bütün hayatı boyunca aradığı, gerçek idealisiniz. CUMHURİYET 11 K
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear