25 Aralık 2024 Çarşamba Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
7 MART 2007 ÇARŞAMBA CUMHURİYET SAYFA HABERLER ‘Kadının Adı Yok’ 20 yaşında ? Kültür Servisi Ülkemizde kadın özgürlüğünün cesur ismi Duygu Asena, 8 Mart Dünya Kadınlar Günü’nde anılıyor. 8 Mart ayrıca, Duygu Asena’nın “Kadının Adı Yok” romanının 20. yıldönümü. Milliyet Kitap ve D&R işbirliğiyle düzenlenecek Duygu Asena’yı Anma Etkinliği’nde 1987’de yayımlandığında olay olan ve bir yıl içinde 40 baskı yapan, Türkiye’de feminist edebiyatın başyapıtı kabul edilen Kadının Adı Yok kitabının, 20. yaşı kutlanacak. Doğan Kitap’ın, dünyaca ünlü illüstratörümüz Selçuk Demirel’in çizdiği yeni kapak tasarımıyla sunacağı Kadının Adı Yok, 20. yıl özel baskısı aynı gün kitap raflarındaki yerini alacak. Anma etkinliği çerçevesinde, gazeteci Seda Kaya Güler’in moderatörlüğünde: Ablam Duygu Asena İnci Asena, Kadının Adı Yok Nasıl Oluştu; Filiz Koçali, Bir Roman Olarak Kadının Adı Yok; Selim İleri, Sinemada Kadının Adı Yok; Hale Soygazi, Duygu Asena ve Kadın; Vivet Kanetti, Pen Üyesi Duygu Asena; Vecdi Sayar, Hayatımı Değiştiren Kitap ve Kadın; Demet Çizmeli, Kadın Araştırmalarında Kadının Adı Yok; Prof. Dr. Türkel Minibaş, Yayıncısı Duygu Asena’yı Anlatıyor; Mehmet Yaşın, Yayın Yönetmenim Duygu Asena; Figen Yıldırım, Yunanistan’da Kadının Adı Yok; Stella Vrtou, Yönderim Duygu Asena; Elif İmenç, sunumları yapılacak. Etkinlik yarın saat 18.00’de D&R Kanyon’da gerçekleştirilecek. 9 Uzmanlar, Türkiye’de her 3 kadından birinin çeşitli biçimlerde şiddete maruz kaldığına dikkat çekerken mağdurların yüzde 70’inin yasal haklarını bilmediğine de vurgu yapıyor. BM’nin geçen yıllarda yaptığı bir araştırma, Türkiye’de “namus cinayetinin” en fazla işlendiği illerin içinde İstanbul’un ilk sırayı aldığını ortaya koyuyor. İstanbul’u ise Şanlıurfa takip ediyor. Uluslararası insan hakları örgütlerinin verileri de dünyada her yıl 5 binden fazla kadının “namus” gerekçesiyle öldürüldüğünü gösteriyor. Son 6 yılda 1129 ‘töre cinayeti’ İstanbul Haber Servisi İnsan Hakları Derneği’nin (İHD) hazırladığı “2006 İnsan Hakları İhlalleri Bilançosu”na göre Türkiye’de namus gerekçeli saldırılarda 38 kadın hayatını kaybederken, 15 kadın saldırıya uğradı. 159 kadının şiddete maruz kaldığı belirlenen raporda, 79 kadının da intihar ettiği kaydedildi. Emniyet Genel Müdürlüğü’nün “Töre ve Namus Cinayetleri” başlığıyla hazırladığı rapora göre ise son 6 yılda işlenen “töre cinayetlerinin” sayısı 1129 olarak belirlendi. İşlenen cinayetlerin yüzde 29’unun nedenini “namus” gerekçesi oluştururken, kadına yönelik şiddetin en çok 212 olayla Marmara Bölgesi’nde gerçekleştiği tespit edildi. Uzmanlar öldürülen kadınların yaş ortalamasının ise 1925 arasında bulunduğunu belirtirken kadın dernekleri, bir cinayeti “namusluluk” olarak görmenin, o ülkenin namus ve ahlak anlayışının tuhaflığını ortaya koyduğunu belirtiyor. Kadın erkek eşitsizliğinde dünyada 4. ülke olan Türkiye’de her üç kadından biri şiddete maruz kalıyor Kadına şiddet doludizgin BURAK ALİÇAVUŞOĞLU / MEHLİKA AKGÜN Kadınlar Günü’nde Balans’ta konser ? Kültür Servisi Yaptığı müziği “kozmopolit ruh müziği” olarak niteleyen Özlem Kavaller ile kısa sürede çok sayıda dinleyiciye ulaşan genç yorumcubesteci Aydilge, ‘“Dünya Kadınlar Günü”nde Balans’ta sahneye çıkıyorlar. Balans’taki bu konserin tüm geliri, kadınlar arasında meme kanseri eğitimini daha ileri seviyelere taşımayı, uygun tarama ve tedavi programlarını hayata geçirmeyi, araştırmalara kaynak oluşturmayı amaçlayan Meme Hastalıkları Koalisyonu Derneği’ne bağışlanacak. (Meme Hastalıkları Koalisyonu Derneği: 0 212 250 50 25 info@memedernegi.com) ürkiye’de örgütlü kadın hareketinin her geçen gün güçlenerek artması, kadın hakları alanında önemli gelişmelere neden oldu. Birçok kadın derneği, hayatın her alanında örgütlenerek kadınlara yardımcı olurken, birçok kadının da yasal haklarını bilmediği ortaya çıktı. 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü kapsamında görüşlerine başvurduğumuz sivil toplum kuruluşları başkan ve yöneticileri, kadın haklarına yönelik çeşitli sorularımızı yanıtladılar. Bahçeşehir Üniversitesi Sosyoloji Bölüm Başkanı Prof. Dr. Nilüfer Narlı, örgütlü feminist hareketin Türkiye’de kadınları bilinçlendirme konusunda son 15 yılda büyük adımlar attığını, namus cinayetlerinin Türki T ye’nin her bölgesinde yaşandığını ancak bu cinayetlerin Doğu bölgelerinde daha fazla görüldüğüne dikkat çekti. Narlı, “ ‘Namusuma halel gelmesin’ anlayışı ile 12, 13 yaşındaki genç kızlar tecavüz ya da basit bir iftira nedeniyle aile meclisinin kararı ile öldürülebiliyor. Doğu bölgelerinde namus söz konusu olduğunda aile meclisi tecavüze uğrayan kadını cezalandırırken, Batı’da tecavüzü yapan erkek de cezalandırılıyor” dedi. Kadınların kendilerine uygulanan şiddete eskisi kadar sessiz kalmadığını da belirten Narlı, “Medya, töre konusunda olumlu adımlar atmaya başladı. Türkiye’de ‘namus’ kavramına önem verilmesine karşın son yıllarda yapılan konferanslarla kadınlar daha çok bilinçlendi” diye konuştu. İstanbul Kadın Kuruluşları Birliği Başkanı Prof. Dr. Nazan Moroğlu da, “Kadınların büyük çoğunluğu yasal haklarını bilmiyor, bilen de çoğu kez hakkını kullanmakta çekimser” dedi. YASAL HAKLAR BİLİNMİYOR Şiddet mağduru kadınların yüzde 70’inin yasal haklarını bilmediğini belirten Moroğlu, “Yüzde 20 civarındaki kadın ise nereye başvuracağını bildiği halde haklarını kullanmaya cesaret edemiyor. Kadınların yalnızca yüzde 10’u hem haklarını biliyor ve hem de kullanıyor” dedi. Erkeğin toplum içinde kadına nazaran üstün konumda olduğu düşüncesinin egemen olduğunu kaydeden Prof. Moroğlu, ataerkil anlayışın, hukuk kuralları, din, gelenek, örf ve âdetle daha da yerleşmiş oldu ğu göz önünde tutulduğunda, bugün gelinen noktada bu görüşün “insan hakları”kavramına, “eşitlik ve ayrımcılık yasağı” ilkelerine açıkça aykırı olduğunun görüldüğünü dile getirdi. Prof. Moroğlu sözlerini şöyle sürdürdü: “En son, İstanbul Küçükçekmece 8. Asliye Ceza Mahkemesi Hâkimi İnsaf Gündüz’ün uğradığı saldırı adalete yönelik bir saldırı olduğu kadar ‘kadına’ karşı yapılmış bir saldırıdır. Gözaltına alınan zanlı, kadın hâkim için, ‘Gitsin evinde otursun, çocuk doğursun, yemek yapsın’ sözlerini sarf etti. Bu olay toplumumuzun kadının konumuna ilişkin zihniyetini yansıtmaktadır. Bu anlayış devam ettiği sürece, ne demokrasiden, ne hukukun üstünlüğünden ne de çağdaş uygarlık yolunda ilerlemekten söz etmek mümkün olabilir.” BİLİRKİŞİ RAPORU ‘Namus, kültürün bir parçası kabul edilmemeli’ çan Süpürge Genel Koordinatörü Halime Güner, Türkiye’nin Birleşmiş Milletler (BM) raporlarına göre kadın erkek eşitsizliğinde dünyada 4. ülke olduğunu söyledi. Namusun, farklı biçimlerde de olsa hemen her toplulukta önem taşıyan bir kavram olduğunu vurgulayan Güner, “Türkiye’de her üç kadından biri çeşitli biçimlerde şiddete maruz kalıyor. Bunun nedenini öğretilmiş davranış ve düşünce kalıplarının bir türlü kırılamaması ve cinsiyetçi mirasın nesilden nesile bilinçsizce aktarılmasıdır” dedi. Namusu bir “mesele” haline getirmenin de farklı biçimleri olduğunu söyleyen Güner, “Namus meselesi kültürün bir parçası olarak kabul edilmemeli. Namus ve onun uzantısındaki şiddet, kültürün bir parçası olmamalı” diye konuştu. Ölenler de kusurlu bulundu BURSA (Cumhuriyet) Bursa’da, 29 Aralık 2005’te bir yatak fabrikasında çıkan ve 5 kadın işçinin ölümüyle sonuçlanan yangınla ilgili hazırlanan bilirkişi raporunda, işyeri sahibinin yanı sıra ölenler de “doğru yönden kaçamadıkları” için kusurlu sayıldı. Yangınla ilgili davanın görüldüğü Bursa 4. Ağır Ceza Mahkemesi’ne sunulan bilirkişi raporunda, Çalı beldesine bağlı Yaylacık köyü yakınlarında kurulu fabrikanın sahibi Lokman Özay’ın, işyerinde yangına karşı gerekli önlemleri almadığı ve çalışanlara bu konuda eğitim verdirmediğinden dolayı 1. derece kusurlu görüldüğü bildirildi. Raporda, yangında ölen Necla Özeren, Sadife Düdüş, Ayşe Denizdalan, Sevgi Sesli Akpınar ve Gülden Çiçek’in de dumanı fark etmelerine karşın işyerini zamanında terk etmedikleri gerekçesiyle 2. derece kusurlu sayıldıkları belirtilerek “Yangın sırasında kurtulanlar ana kapıya doğru gitmiştir. Ölenler ise dumanı fark etmelerine karşın ters istikamette olan idare bölümüne kaçışmıştır” denildi. Cumhuriyet savcısı, “Ölenlere kusur yüklemenin mümkün olmayacağı” yönünde görüş bildirerek itiraz etti ve yeni bilirkişi raporu istedi. Ailelerin avukatı Güner Aklan, “Rapora itiraz ettik. Cumhuriyet savcısı da itirazımıza katıldı. Mahkeme heyeti dosyayı İstanbul Adli Tıp Kurumu’na geri gönderdi” dedi. U ‘Anadolu’da Kadın’ ? İstanbul Haber Servisi Türk Kalp Vakfı, 8 Mart Dünya Kadınlar Günü’nü Ankaralı ressam Erkan Çimenciler’in “Anadolu’da Kadın” başlıklı resim sergisi ile kutlayacak. Maçka’daki Ayla Dümer Moda Merkezi’nde yarın saat 18.00’de düzenlenecek kokteylin ardından açılacak sergi 10 Mart’a kadar görülebilir. Anadolu’da Kadın, Naif resim tarzını benimseyen Çimenciler’in 9. kişisel sergisi. Sergiden elde edilecek tüm gelir Türk Kalp Vakfı’na bağışlanacak. (0212 247 78 20) Kadıköy Kadın Konseyi üyeleri dün gazetemizi ziyaret ettiler. (Fotoğraf: UĞUR DEMİR) 32 sivil toplum kuruluşunun oluşturduğu Kadıköy Kadın Konseyi: Şeriatçı cumhurbaşkanı istemiyoruz İstanbul Haber Servisi Gazetemizin “Tehlikenin farkında mısınız” reklam kampanyasına sivil toplum örgütlerinin desteği artarak sürüyor. Kadıköy Kadın Konseyi’ni oluşturan 32 sivil toplum kuruluş başkan, yönetici ve üyesi gazetemizi ziyaret ederek, reklam kampanyamıza destek vererek “tehlikenin ve cumhuriyet kazanımlarının farkında olduklarını” belirttiler. Kadın kuruluşları sözcüleri, “tehlikenin farkında olup da sessiz kalanların da tehlike yaratanlar kadar suçlu olduklarını düşündüklerini” belirterek yurttaşları ve kurumları tehlike karşısında duyarlı olmaya çağırdılar. Kadıköy Kadın Konseyi temsilcileri adına konuşan Kadıköy Belediye Başkan Yardımcısı İnci Beşpınar, “Tehlikenin farkında olduğumuz için buradayız ve bize düşen görevi yapmaya hazırız. Cumhurbaşkanımızın laik ve demokrat olmasını istiyoruz. Biz şeriatçı bir cumhurbaşkanı istemiyoruz. Cumhuriyet gazetesinin reklamı bizi çok duygulandırdı. Diğer basın kuruluşlarının cesaretsiz davranışları çok üzücü, Türkiye’yi karanlığa götüren insanların yanında yer alıyorlar. İşimiz zorlaşacak ancak Cumhuriyet gazetesi gibi kuruluşlar bize destek oldukları sürece savaşmaya devam edeceğiz” dedi. Gazetemiz yazarlarından Şükran Soner de ziyaret için 8 Mart haftasını özellikle seçtiklerini belirten Kadıköy Kadın Komisyonu temsilcilerine kırmızı Emekli Subay Eşleri ve Yakınları Yardımlaşma Derneği, Engelli Danışma ve Dayanışma Platformu, Fakir ve Yardıma Muhtaç Ailelere Destek Derneği, İnsan Kaynağını Geliştirme Vakfı, İstanbul Kadın Kuruluşları Birliği, İstanbul Barosu Kadın Hakları Komisyonu, Kadın Adayları Destekleme ve Eğitme Derneği Kadıköy Şubesi, Kadınlarımız Fikir ve Kültür Derneği, Kadıköy Kadın Platformu, Kadıköy Sağlık ve Sosyal Dayanışma Vakfı, Kadıköy Sağlık Eğitim Vakfı, Karacaahmet Sultan Derneği, Marmara Üniversitesi Kadın İş Gücünü Destekleme Derneği, Mavi Melekler, Moda Soroptomist Derneği, Şahkulu Sultan Vakfı, Türkiye Soroptomist Klüpleri Federasyonu, Türk Kadınlar Birliği İstanbul ve Kadıköy Şubesi, Türkiye Sakatlar Derneği Kadıköy Şubesi, Türkiye Üniversiteli Kadınlar Derneği, Türkiye Yardımseverler Derneği, Türkiye Yazarlar Sendikası, Yeni Çağdaş Kadınlar Eğitim Kültür ve Yardımlaşma Derneği, Kadıköy Sosyal Kültürel Dayanışma Derneği, Türk Anneler Derneği Kadıköy Şubesi. SOSYAL VE SİYASAL YAŞAMDA YER ALMALI Kadınların sosyal ve siyasal yaşamda daha fazla yer alması gerektiğini belirten Güner sözlerini şöyle sürdürdü: “Bugün kadınlar genel mecliste yüzde 4.36, yerel meclislerde ise yüzde 1 oranında bulunuyor. 3 bin 216 belediye başkanından ise sadece 19’u kadın.” BM’nin geçen yıllarda yaptığı bir araştırmada Türkiye’de namus cinayetinin en fazla işlendiği illerin içinde İstanbul’un ilk sırayı aldığının ortaya çıktığını belirten Güner, 2. sırada ise Şanlıurfa’nın yer aldığını kaydetti. Uluslararası insan hakları örgütlerinin verilerinin de dünyada her yıl 5 binden fazla kadının “namus” gerekçesiyle öldürüldüğünü gösterdiğini dile getiren Güner şöyle devam etti: “Ancak ‘namus’ gerekçesiyle gerçekleşen cinayetler Doğu bölgelerinde işleniyorsa daha çok haber değeri taşıyor. Namus cinayetinin, yalnızca feodal değerleri benimsemiş topluluklarda veya yalnızca töre yüzünden gerçekleştiği düşünülüyor. Ancak, Batı’daki gelişmiş kentlerde de namus cinayetlerine rastlanıyor.” TERS İSTİKAMET... Bilge Olgaç anılıyor ? Kültür Servisi Türk sinema tarihinde önemli bir kilometre taşı, senarist yönetmen Bilge Olgaç, “8 Mart Dünya Kadınları Günü”nde Nippon Otel’de anılıyor. Olgaç, 30’dan fazla filmi yönetmiş, yurtiçi ve yurtdışında birçok ödül kazanmış, insana bakışını “İnsanlar aynı duyguları taşırlar, farklılığımızı düşüncelerimiz ortaya çıkarır”la anlatmış bir yönetmendi. ‘Kameranın Arkasındaki Kadın Bilge Olgaç’ adlı Feza Sınal imzalı belgeselle başlayacak etkinlikte, Olgaç’ın filmlerinde rol alan sanatçı dostları söz alacaklar. (0212 313 33 00) Reklam kampanyamıza destek veren Kadıköy Kadın Konseyi üyeleri “tehlikenin ve Cumhuriyet kazanımlarının farkında olduklarını” belirttiler. karanfil vererek 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü’nü kutladı. DESTEK VEREN KURULUŞLAR Gazetemizi ziyaret ederek “Tehlikenin farkında mısınız” reklam kampanyasına destek veren kuruluşlar şöyle: Atatürkçü Düşünce Derneği, CHP Kadıköy, Çağdaş Eğitim Vakfı, CDD Genel Merkez İstanbul Şubeleri, Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği, CUMHURİYET 09 K
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear