28 Kasım 2024 Perşembe Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
SAYFA CUMHURİYET 7 MART 2007 ÇARŞAMBA 6 HABERLER CHP lideri Deniz Baykal, eyalet sistemi öneren 7. Cumhurbaşkanı Evren’e tepki gösterdi AVRUPA GÜRAY ÖZ Fetret dönemini mi özledik? ? Partisinin grup toplantısında konuşan CHP Genel Başkanı Baykal, Erdoğan’ı eleştirerek “TSK’ye kabadayılık yapar gibi bir havaya girmek yakışık almaz” dedi. ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) CHP Genel Başkanı Deniz Baykal, 7. Cumhurbaşkanı Kenan Evren’in başlattığı eyalet sistemi tartışmasıyla ilgili olarak “Bu zat şimdi, ‘Türkiye eyalet sistemine geçsin’ diye akıl veriyor. Fetret dönemini mi özledik? İktidar da susuyor. Meydan bu teklife karşı, Barzani’ye, Talabani’ye karşı boş bırakılmış” dedi. Baykal, grup toplantısında 8 Mart Dünya Kadınlar Günü’nü kutlarken bu konuda Cumhuriyetle başlatılan devrimlerin henüz amacına ulaşmadığını, katedilmesi gereken çok mesafe olduğunu söyledi. İstanbul’da açık rögara düşerek yaşamını yitiren Dilara olayının “sıradan bir kent kazası” olmadığını vurgulayan Baykal, İstanbul Belediyesi ve ihaleleri ile ilgili açıklamalar yaptı. Baykal, Birlik Vakfı’nın kurucuları arasında Ömer Dinçer, Recep Tayyip Erdoğan, Abdülkadir Aksu, Ali Coşkun, Cemil Çiçek, Hasan Kalyoncu, Hüseyin Kalyoncu’nun bulunduğunu, bu vakfın içinden oluşturulan inşaat şirketi MVM’nin kenceler, baskılar, PKK ile mücadele edeceğiz diye Hizbullah’ın himaye edilmesi gibi açık gerçekler, var. Bu zat şimdi, Türkiye eyalet sistemine geçsin, diyor. Parçalanmaya başlayacağız. Fetret dönemini mi özledik? Bütün dünya birlik peşinde, biz Türkiye’yi eyaletlere nasıl böleriz, bu nasıl ilerici bir fikirdir, bunu konuşuyoruz. Gecenin Karanlığında Alacakaranlıkta geceye doğru ilerliyoruz. Belki de yavaşça içine gömüldüğümüz “zulmetin” bize bir diyeceği vardır. Belki de her yıl biri sönen kırk mumdan sonuncusu hiç sönmeyecektir. Şiir ve şarkı yeniden söylenmeye başlanacak, uykunun sabaha evrilen mahmurluğu çekip gidecektir. ??? Bizim “Tehlikenin farkında mısınız?” çığlığımıza farklı tepkiler geliyor. Okuyuculardan yükselen “evet farkındayız” seslerine, neon ışıklarında gittikçe sararan yüzleriyle liberal aydınların, bizi demokrasi düşmanlığıyla suçlayan kınama sesleri karışıyor. Öyle miyiz gerçekten? Demokrasi düşmanı mıyız? ??? Gelin şu hesabı bir kere daha yapalım. 2002 seçimlerinde 41 milyon seçmenden 9 milyonu sandığa gitmedi. 32 milyon seçmenin 10 milyonu AKP’ye oy verdi. Yüzde 10 barajını aşamadıkları için parlamentoya giremeyen partilerin aldıkları 10 milyonun üzerindeki oy, seçim sisteminin tuhaflığı nedeniyle, iki parti tarafından aldıkları oy oranına göre paylaşıldı. AKP yüzde 35 dolayındaki oyuyla parlamentoda üçte iki çoğunluğa yakın bir güce sahip oldu. Beş yıldır da ülkeyi yönetiyor. Geçen süre içinde kadrolaşmada büyük mesafe almışlardır. İşin “tamama ermesi için” yeni cumhurbaşkanının da “demokrasinin kuralları” gereği bu Meclis tarafından seçilmesi gerekmektedir. O zaman geri dönen yasalar dönmeyecek, atama kararnameleri hızla imzalanacak, vekillerle yönetilen bürokrasi artık AKP’li asıllarla yönetilmeye başlanacak, yargı hallaç pamuğu gibi atılacaktır. Her şey “usullere” uygundur da... Demokrasiye uygun değildir. ??? Neden değildir? Çünkü üçte birlik oy oranıyla milletvekillerinin üçte ikisini kazanan AKP, cumhurun tamamını temsil edeceği öngörülen cumhurbaşkanlığını bu parlamentoyla seçmek istemektedir. Demokrasiye uygun olmayan yalnızca bu durum da değildir. AKP milletvekilleri liderlerine “sadakat yemini” etmişlerdir. O ne derse o olacak, o kimi gösterirse o cumhurbaşkanı seçilecektir. Kısacası cumhurbaşkanı seçiminin seçmeni tek bir kişidir. Böyle demokrasi olur mu? ??? Şimdi herkesin aklı Recep Tayyip Erdoğan’ın aday olup olmayacağına takılı kaldı. Oysa önemli olan onun seçilip seçilmemesi değil, tek başına cumhurbaşkanını seçecek olmasıdır. Tayyip Bey kendini ya da bir başka yandaşını Çankaya’ya gönderebilir. “İşi tamama erdirebilir”. Sorun, ülkemizde demokrasinin ondan sonraki hali pürmelalidir. Kadrolaşma tamamlanacak, artık “demokratik tahammülünün” sınırına gelmiş olan iktidar “muktedir” olacak, Türkiye alaca karanlıktan geceye doğru hızla ilerleyecektir. Neon ışıklarında her gün biraz daha sararan “liberal” aydınlar, liberal olmanın zorlaştığını göreceklerdir. ??? Pazartesi gecesi, geçen yıl yitirdiğimiz sevgili Erdal Öz’ü anmak için bir avuç aydın toplandık. Arkadaşları anılarını anlattılar. Sevgili Erdal’ın güler yüzünü, alçakgönüllü inadını, çektiklerini ve umutlarını dile getirdiler. Çetin Öner kısacık konuşmasında bir Kazak meselinden söz etti: Efsaneye göre her ölenin ardından kırk mum yakılırmış. Her yıl biri söner ve en sonuncu mum sonsuza kadar yanmayı sürdürür, hiç sönmezmiş. Aydın umudu böyle bir şeydir. Alacakaranlıkta geceye doğru ilerliyoruz. Belki de yavaşça içine gömüldüğümüz “zulmetin” bize bir diyeceği vardır. Belki de her yıl biri sönen kırk mumdan sonuncusu hiç sönmeyecektir. Şiir ve şarkı yeniden söylenmeye başlanacak, uykunun sabaha evrilen mahmurluğu çekip gidecektir. eposta: guray.oz@cumhuriyet.com.tr Senin yanında değil TSK’ye karşı kabadayılık: Türkiye’nin Başbakanı, Genelkurmay Başkanı’nın Kuzey Irak’taki yöneticilerin PKK’yi himaye ettikleri, destekledikleri, bu devam ettiği sürece onları muhatap almayacağı açıklamasına yönelik olarak, şahsi düşüncesidir, kurumsal düşüncesi olamaz, olursa kaos çıkar, diyor. Senin bu düşünceni TSK’nin kademeleri benimsemiyor, kurum olarak TSK senin bu düşüncenin yanında değil, komuta kademesi senin gibi düşünmüyor demektir bu. Kaos senin kafanda. Kuzey Irak’taki yöneticilerin PKK’yi himaye ediyor olmasının belgesinin ortaya konmasından rahatsız oldun, bu memleketin en temiz evlatlarına “vatan haini” diyecek kadar vicdanını susturdun, ölçüsüz tepki gösterdin. TSK’nin görüşü ortada. Sen görüşmek istiyorsan görüş, dediler. TSK’ye karşı kabadayılık yapar gibi bir havaya girmek yakışık almaz. Yetki Meclis’tedir herkes düşüncesini söyler, diyeceksin. Baykal, grup toplantısı öncesi illerden partililer tarafından gönderilen armağanları alarak teşekkür etti. (AA) İstanbul’daki ihaleleri aldığını, alınan ihalelerin yarı fiyatına taşeron firmalara devredildiğini anlattı. Baykal’ın gündemdeki diğer konularla ilgili değerlendirmeleri de şöyle: Gerçek ilericilik değil: Türkiye, uluslaşma sürecini sürdürmekte olan bir ülke. Çözüm bulunmuş, ırk milliyetçiliği, mikro milliyetçilik, etnik milliyetçilik değil Atatürk milliyetçiliği. Birileri burada ulus devletin çıkmasını ve oturmasını istemiyor. Birileri de demokrasi, AB budur diye bu sürece alkış tutuyor. Karşı çıkanları, vay demokrasiye karşı çıkıyorsunuz, AB’ye, sosyal demokrasiye karşı çıkıyorsunuz diye suçluyorlar. Bu oyunlara Türkiye kurban edilmemeli. Evren’in parlak fikirleri: Bir zat, Türkiye’ye akıl veriyor. Artık eyalet tartışması yapalım, diyor, sonra düzeltiyor, bölge valiliği dedim, diyor. Birisinin cesaret edip söylemesi gerekirdi, diyor. Bölge valiliği istemek için cesarete ihtiyaç yok. Cesarete ihtiyaç olan, Türkiye’yi bölmeye götürecek olan bir eyalet sistemini önermek. Bu kişinin geçmişte de böyle Türkiye’yi kurtarma sabıkaları vardı. 12 Eylül askeri müdahalesinin insanlara yaptığı iş ORGENERAL TOLON AK Yatırım AŞ’nin seçim senaryosuna göre AKP’nin tek başına iktidarı zorda ‘Öcalan’ın zehirlenmesi imkânsız’ BURSA (Cumhuriyet) İmralı’daki güvenlik sistemini kuran emekli Orgeneral Hurşit Tolon ise Abdullah Öcalan’ın zehirlendiği yönündeki iddialarla ilgili olarak “Dışarıya saç teli değil bakteri bile veremez’’ dedi. CNN Türk’e ilginç açıklamalarda bulunan Tolon, Öcalan’ın İmralı’daki yaşamıyla ilgili ayrıntıları anlattı. Öcalan’ın bütün giysi, yiyecek ve kitaplarının zehir kontrolünden geçirildiğini belirten Tolan, “Giysilerine zehir emdirilmiş mi diye bakılır. Fiziki temas kesinlikle yasaktır ve avukatları el bile sıkışamaz. Yemek yediği tabakları, bardakları her şeyi her öğün değiştirilir. Bir kez daha kullanılmaz. Dışarıya saç teli falan veremez. 24 saat sürekli gözetim altındadır ve çok ciddi bir devlet güvenlik sistemi uygulanır. İmralı’da timler vardiyalı olarak çalışır. Tim onunla aynı kazandan yemek yer. Malzemeyi almaya aynı tim gider, timin gözetiminde yemer pişer ve çelik kazan içinde kapalı olarak mutfaktan getirilir. Orada her eleman bir diğerinden sorumludur ve kimse kendi başına hareket edemez. Orada olamayacak tek şey zehirlemedir.” Sandıktan koalisyon çıkar ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) AK Yatırım Menkul Değerler AŞ tarafından hazırlanan, “2007 Genel Seçim Senaryoları” başlıklı raporda AKP’nin yeniden tek başına iktidar olmasının zor olduğuna dikkat çekildi. AK Yatırım Menkul Değerler AŞ Araştırma Müdürü Alim Telci tarafından hazırlanan, “2007 Genel Seçim Senaryoları” başlıklı raporda seçimlere ilişkin değerlendirmelerde bulunuldu. Buna göre, DTP’nin seçime katılmayıp bağımsız aday çıkarma olasılığı yüzde 15’le değerlendirilirken, Meclis’in dört partiden oluşma olasılığının yüzde 65 olduğu vurgulandı. Raporda ortaya konan 4 ayrı senaryo ise şöyle: Birinci senaryoya göre, dört partinin barajı geçerek TBMM’ye girmesi halinde, birinci parti olarak çıksa da AKP’nin tek başına iktidar olması oldukça güç. Oluşacak böyle bir Meclis’te tek parti iktidarı için AKP’nin en az yüzde 30 çoğunlu ? AK Yatırım tarafından hazırlanan raporda, en güçlü senaryo, AKP, CHP, DYP ve MHP’den oluşacak 4 partili bir Meclis olarak belirtilirken bu durumda yüzde 70 olasılıkla koalisyon liderinin AKP olacağı öngörülüyor. ğa sahip olması, güvenli seviye için de yüzde 34’ü garantilemesi gerekiyor. TBMM’ye girecek 4 parti AKP, CHP, DYP ve MHP olarak sıralanırken, yüzdelik dilimlere göre muhtemel dört model “AKP 30, CHP 18, DYP 11, MHP 10 / AKP 31, CHP 19, DYP 11, MHP 10 / AKP 32.5, CHP 16.5, DYP 13, MHP 12 / AKP 34, CHP 19, DYP 12, MHP 11” olarak gösteriliyor. olarak 26 bağımsız vekilin Meclis’e girmesi halinde, AKP’nin tek başına iktidar olması daha da güçleşecek. Çünkü bu kez, en az yüzde 32’lik paya sahip olması gerekecek, güvenli seviye ise yüzde 35’e yükselecek. Bağımsız vekillerin de dahil olduğu bu senaryodaki oy dağılımı tahminleri ise “AKP 32, CHP 17, DYP 10, MHP 10 / AKP 33, CHP 18, DYP 10, MHP 10 / AKP 34, CHP 18, DYP 11, MHP 10 / AKP 35, CHP 19, DYP 11, MHP 11” şeklinde. Sadece 3 partinin Meclis’te temsil hakkı elde etmesi durumunda ise süreç AKP lehine işleyecek. Böyle bir durumda tek parti hükümeti kurabilmek için AKP’ye yüzde 28’lik oy oranı yetecek. Güven DTP işi zorlaştırır İkinci senaryoya göre, eğer DTP’liler partinin barajı geçemeyeceğinde karar kılıp, bölgelerinden bağımsız aday olma ve sonradan grup kurma konusunda anlaşırsa, TBMM’ye 26 bağımsız milletvekili girecek. Birinci senaryodaki dört partiye ek li seviye ise yüzde 32 olacak. Bu senaryoya göre, 3. partinin hangisi olacağı konusunda bir öngörüde bulunulmaksızın ve 4. partinin yüzde 9’la Meclis dışı kalacağı hesaplanarak ortaya konan tablolar şöyle: “AKP 28, CHP 18, 3. Parti 14 / AKP 30, CHP 19, 3. Parti 14 / AKP 31, CHP 19, 3. Parti 15 / AKP 32, CHP 20, 3. Parti 15.” Dördüncü ve son senaryoya göre ise üç partili ve 26 bağımsız vekilli bir Meclis yapısında yeterlilik seviyesi yüzde 30, güvenli seviye de yüzde 33 olacak. Yani AKP’nin, üç partili 3. senaryoya göre daha yüksek oy alması gerekecek. Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın yüzde 70 olasılıkla cumhurbaşkanı seçildiği esas alınarak hazırlanan senaryolar ışığında ulaşılan sonuçta ise AKP’nin tek başına iktidar olma olasılığına yüzde 39.2 şans tanınırken, AKP başkanlığında bir koalisyon hükümeti kurulması olasılığı yüzde 60.8 olarak belirtildi. Torba yasadaki düzenlemelerle sağlık sektöründe sabırların taştığının altı çiziliyor Sağlıkçılar Beyaz Eylem hazırlığında ANKARA (Cumhuriyet Bü tecek olan doktor, diş hekimi, rosu) Sağlık çalışanları, AKP yardımcı sağlık personeli ve echükümetinin birbiri ardına “re zacıların da aralarında bulunform kılıfıyla” gerçekleştirdi duğu sağlık emekçilerine, birçok ği düzenlemelere tepkisini gös kuruluş da destek verecek. Destermek için 11 Mart Pazar gü tekçiler arasında ÖDP, EMEP, nü Ankara’da bir araya gelecek. SHP gibi siyasi partiler, HalSıhhiye’de “Beyaz Eylem” dü kevleri, TMMOB, KESK gibi zenleyecek olan kitle örgütleri bulunuyor. Yurdun büsağlık emekçileri? Sağlık ne, pek çok kuruluş yük bölümünde ise da destek verecek. çalışanları 11 Mart kurulan referanPazar günü dum sandıklarıyla Sağlık çalışanları 14 Mart’ta ise yurt Ankara’da bir araya sağlık çalışanlarının nabzı da tutugenelinde iş bıra gelecek. Sıhhiye’de kacak. “Öfkemiz luyor. Sağlık ‘Beyaz Eylem’ emekçileri, 14 her zamankinden Mart’ta da tüm daha büyük” di düzenleyecek olan sağlık yen Sağlık ve Sosyurtta iş bırakarak alanlara çıkacak. yal Hizmet Emekemekçilerine, pek çileri Sendikası Kendilerini “Beçok kuruluş da yaz Eylem”e gö(SES) Başkanı Dr. destek verecek. Köksal Aydın, son türen süreci ve olarak torba yasaAKP’nin sağlık podaki düzenlemelerle bardağın litikalarını Cumhuriyet’e detaştığına dikkat çekti. ğerlendiren SES Başkanı KökSES, Türk Tabipleri Birliği sal Aydın, “Sağlık Bakanlığı (TTB), Türk Diş Hekimleri Bir bildik politikalarında ısrar ediliği (TDB) ve Dev Sağlıkİş’in yor. Çalışma ortamlarını gideöncülüğünde, pazar günü Anka rek kötüleştiren ve sağlık çalıra’da “Beyaz Eylem” düzenle şanlarının itibarını zedeleyen necek. Sağlık alanında “reform bir yaklaşım sergiliyor. Son adıyla yapılan yıkım çalışma olarak torba yasayı getirdiler. larına” tepkilerini dile getir Cumhurbaşkanımız her ne kamek için İstanbul’dan sonra bu dar veto etse de bakanlığın nikez Ankara’da seslerini yüksel yeti ortada” diye konuştu. DTP GENEL BAŞKANI TÜRK ‘Sayın Öcalan’a 6 ay hapis cezası DİYARBAKIR (Cumhuriyet Bürosu) Demokratik Toplum Partisi (DTP) Genel Başkanı Ahmet Türk, Abdullah Öcalan ile ilgili bir konuşmasında “Sayın” diye hitap ettiği için 6 ay hapis cezasına çarptırıldı. DTP Genel Başkanı Ahmet Türk’ün geçen yıl 18 Ocak’ta DTP’li belediye başkanları ile birlikte Diyarbakır Büyükşehir Belediyesi Tiyatro Salonu’nda düzenlenen bir toplantıda yaptığı konuşmada, “Silahların tamamen susması için yoğun çaba harcadığımız mevcut durumda, Sayın Öcalan üzerinde ki tecridin ağırlaştırılmasının, toplumsal kaygıları çok daha derinleştirdiği görülmektedir” demişti. Bunun üzerine Türk hakkında yaptığı konuşmadan ötürü “suçu ve suçluyu övme” fiilini düzenleyen TCY’nin 215/1 maddesi uyarınca 2 yıla kadar hapis istemiyle dava açılmıştı. Türk hakkında Diyarbakır 2. Sulh Ceza Mahkemesi’nde görülen davada karar çıktı. Türk ve avukatlarının olmadığı davada açıklanan kararda, “Sanığın suç tarihinde işlemiş olduğu suçtan dolayı bir kişiyi alenen övdüğü tüm dosya kapsamı ile sabit olduğundan eylemine uyan 5237 sayılı TCY’nin 215/1 maddesi gereğince, suçun işleniş şekli, sanığın şahsi ve sosyal durumu, sanığın aynı sözleri aynı konuşma içinde birden fazla tekrar etmesi ayrıca bir partinin genel başkanı olması sebebi ile halk üzerinde bırakacağı etki de nazara alınarak, 6 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına karar verilmiştir” denildi. 1 AY CEZA VERİLDİ Gündem’in yayını durdu İstanbul Haber Servisi Gündem gazetesinin yayını, PKK lideri Abdullah Öcalan’ın zehirlendiğine ilişkin haberlerde terör örgütü propagandası yapıldığı, suç ve suçlu övüldüğü gerekçesiyle İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi’nce durduruldu. Karara tepki gösteren Gündem Gazetesi Yayın Yönetmeni Yüksel Genç, mahkemenin aynı gün içinde iki ayrı kararla yayınlarını durdurduğunu belirterek, kamuoyunda büyük bir dikkat ve hassasiyetle takip edilen Öcalan’ın zehirlendiğine ilişkin haberleri yapmanın yayın durdurma gerekçesi olmaması gerektiğini ifade etti. Öcalan’ın sıradan biri olmadığını, sağlığı ile ilgili gelişmenin Türkiye’nin geleceğini ilgilendireceğini savunan Genç, “Biz haberlerimizde buna dikkat çektik” dedi. İZMİR’DE MEŞALELİ EYLEM İzmir Sağlık Platformu üyeleri, Konak Bahribaba Parkı’nda kurdukları “Güzel İzmir Sağlık Ocağı Vermeyecek” çadırında yaptıkları meşaleli eylemle sağlık ocaklarının kapanmasına izin vermeyeceklerini bildirdi. Platform üyeleri yurttaşların da ilgi gösterdiği eylemde, “Ocaklar kapanmasın çocuklar ölmesin” sloganını atarak birinci basamak sağlık hizmetlerinin özelleştirilmesini istemediklerini vurguladı. İzmir Tabip Odası Genel Sekreteri Mete Güzelant, kentlilerden sağlık ocaklarına sahip çıkmalarını isteyerek İzmir’in bu konuda Türkiye’ye örnek olduğunu vurguladı. (Fotoğraf: HİCRAN ÖZDAMAR) CUMHURİYET 06 K
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear