19 Haziran 2024 Çarşamba Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
SAYFA CUMHURİYET 2 MART 2007 CUMA 8 TÜRKİYE İstanbul Edirne Kocaeli Çanakkale İzmir Manisa Aydın Denizli Zonguldak Açık İstanbul HABERLERİN DEVAMI B B B B Y PB Y Y B 14 15 16 16 20 17 18 14 18 Sinop Samsun Trabzon Giresun Ankara Eskişehir Konya Sıvas Antalya B B B B B S S S Y 18 19 15 16 15 13 15 12 19 Adana Mersin Diyarbakır Şanlıurfa Mardin Siirt Hakkâri Van Kars Y Y B B B S B B S 17 19 16 18 15 14 6 4 3 Trabzon Ankara İzmir Hakkari Antalya Adana Ş.Urfa Erzurum Geneli parçalı ve çok bulutlu, Güney Ege ve Akdeniz ile akşam saatlerinden itibaren Marmara’nın batısı ve Kuzey Ege kıyıları aralıklı yağmur ve sağanak yağışlı geçecek. Sabah saatlerinde Marmara ile yurdun iç ve doğu kesimlerinde sis, gece saatlerinde buzlanma ve don olayı görülecek. Çok bulutlu DIŞ MERKEZLER Oslo B 4 Helsinki B 2 Stockholm K 3 Londra Y 12 Amsterdam PB 8 Brüksel PB 9 Paris Y 10 Bonn Y 11 Münih Y 10 Yağmurlu Stockholm Berlin Budapeşte Madrid Viyana Belgrad Sofya Roma Atina Zürih PY Y PB Y Y B B B Y 8 11 19 11 15 17 18 19 10 Moskova Aşkabat Astana Taşkent Baku Bişkek Tiflis Kahire Şam Karlı K B B B PB B PB Y B 4 12 7 13 10 6 9 20 17 Londra Berlin Moskova Belgrad Madrid Ankara Taşkent Tahran Kahire Sulu kar Gök gürültülü Parçalı bulutlu Sisli Bulutlu BAŞBAKAN ERDOĞAN ARADI Talabani’ye ‘geçmiş olsun’ telefonu ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Başbakan Tayyip Erdoğan, Kuzey Irak tartışmalarının yoğunlaştığı bir dönemde Irak Cumhurbaşkanı Celal Talabani’yi telefonla arayarak “geçmiş olsun” dileklerini iletti. Erdoğan, İran Cumhurbaşkanı Mahmud Ahmedinejad ile de bir tele Erdoğan. fon görüşmesi yaptı. Edinilen bilgiye göre, Erdoğan, dün Ahmedinejad’ı telefonla aradı. Görüşmede, başta İran’ın nükleer programı ve Irak’taki gelişmeler olmak üzere gündemdeki konuların ele alındığı öğrenildi. İran’ın resmi İRNA Ajansı’nın haberine göre, Ahmedinejad, ülkesinin her zaman Irak’ta Ahmedinejad. güven ve istikrarın sağlanması yönündeki girişimleri desteklediğini, bu desteği sürdüreceklerini belirtti. Irak’taki sorunların çözülmesi için öncelikle bu ülkede güvenliğin sağlanması gerektiğini ifade eden Ahmedinejad, bunun için de Irak halkının seçtiği mevcut hükümetin desteklenmesi gerekti Talabani. ğini söyledi. Erdoğan da, Türkiye ve İran başta olmak üzere bölge ülkelerinin, Irak’ta sağlanacak güvenlik için daha çok işbirliği ve istişare yapmaları gerektiğini belirtti. Erdoğan, öğleden sonra da geçirdiği rahatsızlık sonucu Ürdün’ün başkenti Amman’da tedavi altına alınan Irak Cumhurbaşkanı Celal Talabani’yi telefonla arayarak geçmiş olsun dileklerini iletti. Talabani’nin de Başbakan Erdoğan’a, Irak ile Türkiye’nin birlikte çalışarak ortak sorunları kısa sürede aşacağına inandıklarını söylediği öğrenildi. Öte yandan, Talabani, hastaneye yatmasının ardından dün ilk kez televizyona çıkarak, sağlığının iyi olduğunu ve görevinin başına döneceğini açıkladı. ‘TSK’nin görüşüdür’ ? Baştarafı 1. Sayfada GÜNDEM ? Baştarafı 1. Sayfada MUSTAFA BALBAY “Sayın Genelkurmay Başkanı’nın ABD ziyareti esnasında 16 Şubat 2007’de yaptığı basın toplantısında dile getirdiği hususların ‘kişisel görüşleri’ olduğu şeklinde bazı basınyayın organlarında haber ve yazılara yer verildiği görülmüştür. Sayın Genelkurmay Başkanı’nın söz konusu basın toplantısında ifade ettiği görüşler, tabii olarak kişisel olmayıp TSK’nin kurumsal görüşüdür.” Erdoğan, Türkmenistan dönüşünde uçakta gazetecilere şu açıklamayı yapmıştı: “ABD ile PKK terörüne karşı işbirliği çalışmalarından bazı sonuçlar almaya başladık. Olumlu gelişmeler var. Daha da başka gelişmeler olacak. Kuzey Irak’taki bölgesel Kürt hükümeti Erdoğan ne demişti? Erdoğan, önceki gece CNN Türk’te, Büyükanıt’ın Kürt liderlerle görüşmeyeceği yönündeki sözlerinin anımsatılması üzerine, “Bu sözü kişisel düşünceleridir. Kişiler kişisel düşüncelerini açıklayabilir. Bu hiçbir zaman kurumun açıklaması olamaz. Kurumsal bir açıklama yaptığınızda o, özellikle demokratik, laik, hukuk devleti içerisinde kaos meydana getirir. Son sözü kurumsal olarak hükümet söyler” demişti. Erdoğan şöyle devam etmişti: “MGK bildirisinde diplomatik çalışmaların yoğunlaştırılmasına gerek görülmüştür. Büyük devlet diyeceksin, kalkıp ‘hiç görüşmem’ diyeceksin. Böyle şey olmuş mu?” ile ilişkileri geliştirecek adımlar atılabilir. Neden olmasın. Yeter ki bu, yakınlaşma huzur getirsin, barış getirsin, olumlu gelişmelere yol açsın.” ABD’de temaslarda bulunan Büyükanıt, düzenlediği basın toplantısında, Erdoğan’ın açıklamalarını şu sözlerle eleştirmişti: “Ben askerim. Çok önemli bir görevim, terörle mücadele. PKK’yi siyasi olarak görenle, benim asker olarak konuşmama imkân yok. Ama görüşen görüşür. Şu anda PKK’nin en büyük destekçisi, kuzeydeki iki gruptur. Bunu çok iyi biliyoruz. Bu ko nularla ilgili olanlar da biliyor. Ben kimsenin iradesine ipotek koyacak değilim.Asker olarak konuşuyorum.Ama siyaseten kim görüşürse görüşür, ona bir şey diyemem. Ben PKK’ye destek verenle oturup ne konuşacağım? ‘PKK’ye destek vermeyin’ mi diyeceğim.Veriyor. C4’leri de, patlayıcıları da bunlardan alıyor. Irak’ta hiçbir güvenlik görevlisi hududun öteki tarafında sınırı korumakla görevlendirilmemiştir. Irak tarafı PKK’ye teslim edilmiştir. Bunu ABD yetkililerine çok açık ifade ettim. Bir hudut düşünün, o sert arazide onları korumaya çalışıyorsunuz, öteki tarafta hududu terörist örgüte teslim ediyorsunuz. Kim teslim ediyor? Onun takdirini sizlere bırakıyorum.” Hollanda’dan sert mesajlar Kraliçe Beatrix’e eşlik eden Dışişleri Bakanı Verhagen, ‘Ermeni soykırımı iddialarının siyasi yönü de var, 301’i değiştirin, limanlar konusunda üzerinize düşeni yapın’ görüşlerini iletti BAHADIR SELİM DİLEK GÖREV TAZMİNATLARI Danıştay’dan memura müjde ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulu, bazı kamu personeline görev tazminatı ödenmesine ilişkin Bakanlar Kurulu kararının iptali istemini reddeden Danıştay 11. Dairesi’nin kararını bozdu. Kurul, mali ve sosyal haklar arasındaki adaletsizliğin giderilmesini öngören yasa kapsamında bulunan tüm personeli kapsayacak ve adaletli olacak şekilde görev tazminatı ödenmesi gerektiğine işaret etti. Bir kamu avukatı, bazı kamu personeline görev tazminatı ödenmesine ilişkin 10 Ocak 2002 tarihli Bakanlar Kurulu kararından yararlanamadığı gerekçesiyle, kararın bazı maddelerinin iptali istemiyle Danıştay’da dava açtı. Danıştay 11. Dairesi, Bakanlar Kurulu kararının usul ve hukuka uygun olduğu gerekçesiyle davanın reddine karar verdi. Davacı avukatın temyiz başvurusunu inceleyen Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulu, 11. Daire’nin kararını bozdu. Kurul kararında, yasal düzenlemeyle 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu, Türk Silahlı Kuvvetleri Personel Kanunu, Hâkimler ve Savcılar Kanunu, Yükseköğretim Personel Kanunu, Uzman Jandarma Kanunu kapsamındaki personelden makam ve yüksek hâkimlik tazminatı öngörülen kadrolara atananlara görev tazminatı ödenmesinin öngörüldüğü belirtildi. ANKARA Hollanda Kraliçesi Beatrix’in Ankara temaslarında, konuk Dışişleri Bakanı Maxime Verhagen’in Türkiye’ye sert eleştiriler yönelttiği ortaya çıktı. Verhagen, sözde Ermeni soykırımı iddialarının siyasi yönü de bulunduğunu belirtirken TCY’nin 301. maddesinin değiştirilmesini istedi. Türkiye’nin AB’ye ilişkin yükümlülüklerini yerine getirmesi gerektiğini anlatan Verhagen, limanlar konusunda da Ankara’nın üzerine düşenleri yapmadığını bildirdi. Kraliçenin bütün temaslarının protokoler olmasına karşın her yurtdışı ziyaretinde kendisine eşlik eden Verhagen, hem Kraliçe hem de hükümeti adına Ankara’ya sert mesajlar verdi. Dışişleri Bakanı Abdullah Gül’le gerçekleşen görüşmede Verhagen, “Kraliçe’nin siyaseten söyleyemediklerini” dile getirdi. Verhagen, sözde Ermeni soykırımına ilişkin Türkiye’nin tutumu konusunda “Biz, bu iddiaların sadece tarihi yönü olduğunu düşünmüyoruz. Bunun bir de siyasi yönü var. Türk ve Ermeni hükümetleri bir araya gelip açık yüreklilikle tartışabilmeli” değerlendirmesini yaptı.Türkiye’nin AB üyelik sürecinin geleceği açısından TCY’nin 301. maddesinin değiştirilmesi, maddede yer alan “Türklük” kavramının çıkarılmasını beklediklerini kaydeden Verhagen, “Türkiye’nin, yükümlülüklerini yerine getirdikten sonra AB’ye üye olmasını destekliyoruz” dedi. Verhagen, limanların açılması konusunda da sert mesajlar verdi. AB’nin, Türkiye ile 8 başlıkta müzakereleri dondurma kararının yarattığı “düş kırıklığının” farkında olduklarını söyleyen Verhagen, “Ancak Türkiye de üzerine düşeni yapmalı, verdiği sözleri yerine getirmeli” dedi. Anlamlı hediye Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer, Türkiye’ye resmi ziyarette bulunan Hollanda Kraliçesi Beatrix’e, Çankaya Köşkü’nde verdiği yemekte, doğumu sırasında Atatürk’ün, büyükannesi Kraliçe Wilhelmina’ya gönderdiği tebrik mesajının tıpkıbasımını hediye etti. Atatürk, 31 Ocak 1938’de dünyaya gelen Beatrix’in doğumu nedeniyle, büyükannesi Kraliçe Wilhelmina’ya tebrik mesajı göndermişti. Sezer, Beatrix’e ayrıca, Türk motifli ipekli bir halı ile yine Türk motifleri ile bezenmiş bir cam kâse de hediye etti. Sezer dün akşam da eşi Semra Sezer’le, Kraliçe Beatrix’in Çırağan Kempinski Oteli’nde verdiği yemeğe katıldı. (AA) malar akla şu soruyu getiriyor: Acaba, bu konuda hükümetin ayrı, devletin ayrı politikası mı var? Özellikle şubat ayı ortasından bu yana yapılan açıklamalar bu soruyu daha güçlü sormayı gerektirecek tonda. Gelişmeler gösteriyor ki, AKP ile ABD, Irak’ta Türkiye’ye karşı anlaştı. Bu anlaşma ne zaman yapıldı? Bize göre, Ağustos 2006’da. O dönem Erdoğan’la Bush yönetimi arasında yine devlet kurumlarının bilgisi dışında PKK ile mücadele özel koordinatörlüğü oluşturulmuş, ABD hemen emekli asker Ralston’u atamıştı. Ralston, görevini başarıyla gerçekleştirdi ve şubat başı itibarıyla Barzani ile Erdoğan’ı diyalog kurabilecekleri kıvama getirdi. Genelkurmay Başkanı Orgeneral Yaşar Büyükanıt, bu gelişmelerin ayırdında olmalı ki, 16 Şubat’ta ABD’ye yaptığı açıklamada, “Barzani şu anda terör örgütü ile birlikte hareket ediyor. Ben o kişiyle görüşmem. Kim görüşecekse görüşsün!” dedi. Böylece Erdoğan’ın oluşumunu gizli tutmayı tasarladığı plan açığa çıktı. ??? Erdoğan önceki gün, eğrisi doğrusundan fazla olan programda şu açıklamaları yaptı: 1. Bizim güney komşumuz Kuzey Irak’tır. Bunun böyle bilinmesi lazım. Kuzey Irak’a yönelik olarak da federal bir yapı içinde Irak komşumuz vardır. 2. ABD Dışişleri Bakanı Rice’ın Kuzey Irak’ı Kürdistan olarak tanımlaması beni ilgilendirmiyor. Beni asıl ilgilendiren burada her gün 6070 tane Müslümanın öldürülmesi. 3. Komutanlar kişisel düşüncelerini açıklayabilir. Genelkurmay Başkanı’nın sözü kişiseldir, kurumsal olamaz. Başbakan’ın bu mesajlarının tümü değişik biçimlerde yalanlandı. Komşumuzun Kuzey Irak değil Irak olduğunu, hükümet sözcüsü Cemil Çiçek önceki akşam duyurdu. Rice’ın sözlerinin Türkiye’deki anlaşılma biçimine ABD yönetimi düzeltme yaptı. Dün öğleden sonra ABD Dışişleri Bakanlığı sözcüsü Sean McCormack, Rice’ın Kürdistan demek istemediğini, bir coğrafi bölge olarak bunu söylediğini, desteklediklerini açıkladı. Demek ki, Kürdistan tanımı ABD yönetimini Erdoğan’dan daha çok ilgilendiriyor! Üçüncü şıkka da dün öğleden sonra Genelkurmay Başkanlığı karşılık verdi. Büyükanıt’ın açıklamasının kişisel değil, kurumsal olduğunu duyurdu. ??? Başbakan’ın bir derin saptaması daha var: “1 Mart tezkeresi geçseydi, böyle olmazdı. Irak’ta on bin askerimiz olur, terör örgütü de barınamazdı.” Erdoğan işin bir ucunu söylüyor, öteki yanına ilişkin olasılığı birlikte sıralayalım: 1 Mart tezkeresi geçseydi, ertesi günden itibaren Türkiye’ye Amerikan askerleri konuşlanmaya başlayacaktı. Verilen rakam 70 bindi. O kadar yaka kartı hazırlanmıştı... Amerikan askerleri sınır boylarına ve Güneydoğu’daki iç kentlere yerleştikten sonra bölgede yeni bir “düzen” kurulmaya başlanacaktı... Örneğin kimi il başkanları açıklamalarını Amerikalı komutanın önünde yapacak, “Bu bölgenin istikrarı sizin eserinizdir. Size hayranız, bağlıyız, tıpkı Kuzey Irak’taki kardeşlerimiz gibi” diyecekti. Amerikalılar bundan büyük mutluluk duyacak, Ankara’da hükümete gelip, “bu bölgeyi birlikte yoğurmalı” mesajları verecekti... Amerikalı yerel komutanlar arada bir Diyarbakır Belediyesi’nin etkinliğine katılıp, demokrasinin nimetlerini paylaşacaktı. Sonrasını getirmeyelim, soralım: Erdoğan ulustan kurtuluş savaşı mı veriyor? ankcum?cumhuriyet.com.tr Dink soruşturması Yeni yapılaşma alanları için metropolün ‘yayılmacı planları’ tartışma yarattı Trabzon’da iki gözaltı daha Haber Merkezi Gazeteci Hrant Dink cinayetiyle ilgili yürütülen operasyon kapsamında, iki kişi daha Trabzon’da gözaltına alındı. Trabzon Emniyet Müdürlüğü ekiplerince yürütülen çalışmalar sonucu Pelitli beldesinde oturan S.Y. ve İ.O. gözaltına alındı. Trabzon Emniyet Müdürlüğü’nde ifadeleri alınan zanlılar, işlemlerinin ardından uçakla İstanbul’a getirildi. Bu arada olayla ilgili soruşturmanın sürdürüldüğünü ifade eden yetkililer, yeni gözaltıların olabileceği bilgisini verdi. Dink cinayetine ilişkin yürütülen soruşturma kapsamında tetikçi Ogün Samast ve azmettirici olduğu ileri sürülen Yasin Hayal ile Erhan Tuncel’in de aralarında bulunduğu 9 kişi tutuklu bulunuyor. İstanbul Trakya’yı korkutuyor OKTAY EKİNCİ ‘Bakanlar Kurulu kararı eksik ve hukuka aykırı’ Bakanlar Kurulu kararıyla söz konusu kamu personelinden sadece 7 binden düşük göstergeler üzerinden makam veya yüksek hâkimlik tazminatı öngörülen kadrodakilere görev tazminatı ödenmesine ilişkin düzenleme yapıldığı kaydedilen kararda, bu kadrolar dışında kalan ve en az 5 hizmet yılını dolduran personelin, mevzuata aykırı biçimde kapsam dışında bırakıldığı vurgulandı. Kararda, Bakanlar Kurulu kararının eksik ve hukuka aykırı olduğuna yer verildi. Başbakanlık’ın, kanun hükmündeki kararname uyarınca bütçe olanaklarının zorlanamayacağı yönünde savunma yaptığına değinilen Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulu kararında, “Bütçe olanaklarının kısıtlı olması, görev tazminatı ödenmesi öngörülen personel arasında bir ayrıma gidilmesini gerektirmez’’ denildi. Hızla büyüyen İstanbul’un nüfus ve yapı yoğunluğundaki artışları “il sınırları dışına yönlendirme” çabalarına Trakya’daki yerleşmelerin tepkileri sürüyor. Eski Trakya Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Osman İnci şöyle diyor: “İstanbul’un sorunlarını Trakya’ya yükleyecek bir planlamanın devreye girmesi kabul edilemez...” Bu görüşleri aktardığımız 17 Şubat 2007 tarihli haberimiz üzerine açıklama yapan İMP Başkanı Prof. Dr. Hüseyin Kaptan ise diyor ki: “Trakya İstanbul’suz, İstanbul da Trakya’sız planlanamaz. Bu, İstanbul için Trakya’yı gözden çıkarmak anlamına da gelmez...” İMP’nin bu “güvencesi”ne rağmen, Trakya’ya “İstanbul’un arka bahçesi” olarak bakıldığı kaygısı, Çorlu Belediye Başkanı Altan Ersin’de de var. Başkan diyor ki: “Bu nedenle, İstanbul’dan Trakya’ya aktarılmak istenen nüfus ve yapılaşma alanlarına yerimiz yok; biz kendi yoğunluğumuzu azaltmaya çalışırken yeni baskıları kaldıramayız...” ‘Besle kargayı’ planı mı? Çorlu, verimli topraklarından elde edilen zengin tarım ve hayvancılık ürünleriyle, denebilir ki Bizans’tan bu yana İstanbul’un “beslenme ve yaşam kaynağı”... Aklımıza ünlü halk deyişimiz geliyor. İMP planında, Çorlu konumundaki Trakya yerleşimleri için, “Besle kargayı oysun gözünü” sözünü anımsatmayacak bir özenin gösterilmesi gerekiyor... Prof. Dr. Hüseyin Kaptan, işte bu özeni “bölgesel kalkınma hedefleriyle birlikte gösterdikleri”ni belirterek yeni planlamanın başlıca ilkelerini şöyle özetliyor: ? “Öncelikle çevresel sürdürülebilirlik temelinde bölge içi gelişmişlik farklarının azaltılması...” ? “İstanbul’un bölgesine rahatsızlık veren değil; kendi olanaklarını bölgesel yararlanmaya sunan bir metropol olması.” ? “Bölgenin deniz, kara, ha va ve demiryolu ulaşım altyapısının, dengeli yer seçimleri ve yeni yatırımlarla geliştirilmesi...” İstanbul “batı” komşularına işte bu “söz”leri verirken Lüleburgaz’da yapılan “Trakya Geleceğini Konuşuyor” başlıklı toplantıda da İstanbul’un dünya emlak devlerine “gayrimenkul metropolü” yapılmak istenmesinin, Trakya’da da büyük bir yağma tehlikesi yarattığını vurguladılar... Mimarlar Odası Lüleburgaz Temsilciliği’nin 25 Şubat’ta düzenlediği panelde Temsilcilik Başkanı Turabi Kaya, Trakya’ya nüfus kaydırılmasının karşısında olduklarını belirtti. Yaklaşık 7 saat süren toplantıda, Prof. Dr. Osman İnci, Prof. Dr. Emre Aysu, Prof. Dr. Cemil Cangir, Prof. Dr. Doğan Kantarcı, Prof. Dr. Hüseyin Kaptan, mimar Yıldız Uysal ve şehir plancısı Aydeniz Özüer değerlendirmeler yaptılar. Lüleburgaz’da yayımlanan Görünüm gazetesinin haberine göre, Belediye Başkanı Emin Halebak’ın yeni plan için “İMP’ye güvendiğini” söylemesine yanıt veren Prof. İnci şunu anımsattı; “Trakya Üniversitesi’nce hazırlanan 2004 onaylı planın yenilenmesinde, üniversitenin devre dışında tutulması kaygı yaratıyor...” Panelde Prof. Doğan Kantarcı da Trakya’nın ekolojik yapılarından ve ormanlarından bağımsız planlanamayacağını belirtti. Katılımcılardan gazeteci Yalçın Bayer, bölge için böylesine önemli bir konunun tartışılmasına ilgi göstermeyen bölgedeki valileri, kaymakamları ve belediye başkanlarını eleştirirken AKP’den hiçbir temsilcinin bulunmaması da dikkat çekiyordu... Sözün kısası, Anadolu’yu ve özellikle Doğu’yu kalkındırarak “göçü önlemek” yerine, göçle artan İstanbul nüfusunu “Trakya’ya taşıma” arayışlarına girilmesi, bölgede artık “gerilim” yaratıyor. Yıllardır sürdürülen “dengesiz kalkınma” yüzünden, Türkiye’nin yüzde 3’ünü kapsayan bir alanda ülke nüfusunun yüzde 20’si yaşarken bu oranı daha da arttıracak politikalara öncelikle “planlama”cılarımızın direnmesi gerekiyor... Uyuşturucu operasyonu Valizinde 2 bin hapla yakalandı TRABZON (AA) Trabzon’da düzenlenen operasyonda, Hrant Dink cinayeti soruşturmasında gözaltına alındıktan sonra İstanbul Aliyesi’ndeki sorgusunun ardından serbest bırakılan E.Y, 2 bin Ecstasy uyuşturucu hap ile yakalandı. Trabzon Emniyet Müdürlüğü Kaçakçılık ve Organize Suçlarla Mücadele ekipleri, E. Y’nin, İstanbul’dan Trabzon’a otobüsle uyuşturucu hap getireceği istihbaratını aldı. Takibe alınan otobüsü Trabzon’da durduran ekipler, E. Y’nin valizinde 2 bin adet Ecstasy hapı ele geçirdi. E.Y. gözaltına alındı. CUMHURİYET 08 K
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear