26 Aralık 2024 Perşembe Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
SAYFA CUMHURİYET 25 EKİM 2007 PERŞEMBE 8 TÜRKİYE İstanbul Edirne Kocaeli Çanakkale İzmir Manisa Aydın Denizli Zonguldak Açık İstanbul HABERLERİN DEVAMI Y Y Y Y Y Y Y Y Y 21 22 22 22 23 21 20 19 21 Sinop Samsun Trabzon Giresun Ankara Eskişehir Konya Sıvas Antalya B PB PB PB Y Y PB PB B 23 26 27 23 20 17 20 23 22 Adana Mersin Diyarbakır Şanlıurfa Mardin Siirt Hakkâri Van Kars PB PB B B B B PB PB PB 32 31 29 31 27 28 22 20 19 Trabzon Ankara İzmir Hakkari Antalya Adana Ş.Urfa Erzurum Yurdun kuzey, iç ve batı kesimleri parçalı çok bulutlu, Marmara, Ege, Batı Karadeniz’in batısı, göller yöresi, Antalya ve Ankara’nın batı ilçeleri sağanak ve gökgürültülü sağanak yağışlı, diğer yerler az bulutlu geçecek. Hava sıcaklığı yağış alan yerlerde 13 derece azalacak, diğer yerlerde önemli bir değişiklik olmayacak. Çok bulutlu DIŞ MERKEZLER Oslo B 8 Helsinki B 9 Stockholm PB 13 Londra B 12 Amsterdam B 11 Brüksel B 11 Paris B 13 Bonn PB 6 Münih Y 5 Yağmurlu Stockholm Berlin Budapeşte Madrid Viyana Belgrad Sofya Roma Atina Zürih B Y Y Y Y Y PB Y B 10 14 17 11 14 11 19 23 9 Moskova Aşkabat Astana Taşkent Baku Bişkek Tiflis Kahire Şam Karlı PB B B PB B Y B PB Y 10 22 5 18 16 13 18 34 32 Londra Berlin Moskova Belgrad Madrid Ankara Taşkent Tahran Kahire Sulu kar Gök gürültülü Parçalı bulutlu Sisli Bulutlu GÜNCEL CÜNEYT ARCAYÜREK ? Baştarafı 1. Sayfada Yalanlamıyor, yalanlayamıyor. Ukrayna’nın başkenti Kiev’de Bakan Gönül, ABD Savunma Bakanı Gates’e; “…ABD’nin bir şeyler yapması gerek. Kamuoyu baskısı büyük. Elle tutulur bir şeyler istiyoruz. Ne olursa olsun. Sınırı geçmeyi düşünüyoruz ama, hemen değil” diyor. Sözün özü şu son cümlesinde: “…Bu işi Amerikalılarla birlikte yapmak istiyoruz!...” Başkan Bush’un hemen telefona sarılıp Çankaya’daki AKP’liyi araması… RTE’nin sürekli olarak ABD’ye artık sözün değil, bir şeyler yapmanın zamanıdır gibi ifadelerle seslenmesi… Bayan Rice’ın, RTE’yi arayarak harekete geçmeden kendilerine birkaç gün süre tanınmasını istemesi.. ve bugünlerde böyyük gazetelerde ortaya atılan ABD istihbaratı ile Türk jetlerinin Kandil’i vurma planı… Bu hükümetin tek bir amacı olduğunu gösteriyor: “…Tek başıma sınır ötesi harekât yapmaktan siyasal olarak, askersel olarak çekiniyorum… Karadan içeri girmem ama yol gösterirsen Kandil Dağı’nı bombalayarak bir şeyler yaptığımı gösterir, ayağa kalkan Türk halkını teskin edebilirim…” ??? RTE’nin talimatı ve izni olmadan Vecdi Gönül’ün ABD’li meslektaşına, “birlikte bir şeyler yapmayı” istediğimizi söylemesine olanak var mı? RTE içi başka üstü kapalı ifadelerle.. sanki ABD Dışişleri Bakanı Rice söylemiş gibi, “birlikte askeri harekât yapmayı önerdiğini” öne sürüyor. Ama, açıklamalardan anlaşılıyor ki, bizimkilerin aslında Amerikalılara “göstereceğiniz ölçeklerde, gösterdiği hedeflere (olasılıkla havadan) bir askeri harekât yapmayı” önerdiği ortaya çıkıyor. Kanıt mı? RTE’nin itimadını kazanma onuruna sahip Londra’ya birlikte götürdüğü gazetecilerin dün verdikleri haberler… Nasıl olacakmış “birliktelik”, “Peşmergelerin dost ateşine kurban gitmemesi sağlanacakABD’den operasyon için ayrıntılı istihbarat alınacakardından jetler vuracak ve sonra… (inşallah) özel kuvvetler temizlik yapacak”mış! Nereye? Kandil Dağı’na… Tabii orada Kürt terörist kaldıysa!.. Böylece ortaya çıkan ABD’nin birliktelik politikası: Nokta operasyonları yap, Kuzey Irak’a girme, aman Barzani’me dokunma, peşmergelerini vurma!.. Robert Gates, Gönül’den öğrendikleriyle zaten Türk hükümetinin tek başına operasyon yapmaktan sakınan tutumunu ve tek başına hareket etmekten kaçınan durumunu özetliyor. Yüzde 47’lerin imam hatipli Başbakanları bu gelişmeleri Oxford gibi dünyaca ilim ocağı ünlü bir üniversitedeki konuşmasında şu sözlerle doğruluyor: “Sınır ötesi sadece karadan yapılmaz.” ??? Başkan Bush’u, daha önce Bayan Rice’ı harekete geçiren bilgiyi Bay Gates, kuşku yok vakit yitirmeksizin Washington’a kısaca şöyle bildiriyor: “…Tek başlarına harekete geçmekten çekindiklerini gördüm ve rahatladım. Bu iyi bir şey!...” Bizimkilerin ABD ile Barzani ve Talabani’yi rahatlatan birlikte harekât gerçekleşirse Müslüman Türk kamuoyuna yutturacakları söylem; böyyük politika izleyerek bekleneni verdik, PKK’yi vurduk, olacak! Tabii yiyen olursa… ??? Ancakkkk, ABD, bizimkilerin tek başımıza sınır dışı harekât yapmaktan uzak durmalarından, korkmalarından yararlanarak Türkiye’den çok önem verdiği dostları Barzani’yi böylece bir kez daha koruma olanağını buluyor. Biz ise asıl düşmanı, Barzani’yi vurmak olanağını bir kez daha elimizden kaçırıyoruz. Şayet ABDTürk müşterek planı gerçekleşirse; havadan PKK kamplarını vurmak, Kandil Dağı’nı ateşe boğmak… Bir parmak bal! MGK, PKK’ye destek veren Kürt liderlere ekonomik yaptırım uygulanmasını önerdi GÜNDEM ? Baştarafı 1. Sayfada MUSTAFA BALBAY Kuzey Irak’a ambargo ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Milli Güvenlik Kurulu (MGK), son dönemde artan PKK terörünü masaya yatırdı. Kurul, terör örgütüne destek veren KDP lideri ve Kuzey Irak’taki Kürt liderlere ekonomik yaptırım uygulanması yönünde hükümete tavsiyede bulunma kararı aldı. Abdullah Gül, cumhurbaşkanı sıfatıyla ilk kez MGK toplantısına başkanlık etti. Topantıya Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Genelkurmay Başkanı Orgeneral Yaşar Büyükanıt, kuvvet komutanları, Jandarma Genel Komutanı ve hükümetin ilgili bakanları katıldı. Toplantı öncesinde Cumhurbaşkanı Gül tarafından kurul üyelerine yemek verildi. Toplantının en önemli maddesi PKK’nin son dönemde gerçekleştirdiği eylemler oldu. Toplantıda, askeri yetkililer, terör örgütünün faaliyetleri hakkında güncellenmiş istihbarat raporlarını kurulun bilgisine sundular. PKK’nin geçen pazar günü Hakkâri’nin Dağlıca bölgesinde gerçekleştirdiği eylem ve arkasından yaşanan gelişmeler hakkında da ayrıntılı bilgi aktarıldı. Kurulun asker üyeleri, PKK’nin K. Irak’tan ciddi şekilde lojistik yardım gördüğünü, bu yardım kesilmeden Türkiye’de bölücü terörle mücadelenin zorlaşacağına dikkat çektiler. Bu kapsamda örgütün Kuzey Irak’taki Kürt gruplardan aldığı desteğin kesilmesi, bölgedeki örgüt varlığına yönelik önlem alınması gerektiği yönündeki görüşlerini toplantıda yineledi. ‘Yurttaşlara sağduyu çağrısı’ Toplantının ardından yayımlanan bildiride de “TBMM’nin 17 Ekim 2007 günü kabul ettiği hükümet tezkeresi çerçevesinde alınması gerekebilecek siyasi ve askeri tedbirler görüşülmüştür. Bölgede bölücü terör örgütünü doğrudan veya dolaylı şekilde destekleyen gruplar üzerinde öncelikle alınması gereken ekonomik tedbirlere ilişkin olarak Bakanlar Kurulu’na tavsiyede bulunulması kararlaştırılmıştır” ifadesine yer verildi. Kurul, terör sonrası toplumda oluşan tepkileri de ele alırken, bildiride konuya ilişkin şu değerlendirme yapıldı: “Birlik ve beraberliğimizi zedelemeyi amaçlayan terör saldırılarına karşı halkımızın her zaman olduğu gibi, sağduyusunu koruyacağına ve kardeşlik duygularına zarar verecek davranışlardan kaçınarak teröre gereken yanıtı vereceğine olan inanç bir defa daha vurgulanmıştır.” Dışişleri Bakanı Ali Babacan, TBMM’den geçirilen tezkere ve Dağlıca’da meydana gelen saldırının ardından bölge ülkelerini, özellikle Irak’ı ziyaretinin ardından kurula bilgi verdi. Toplantıda, TBMM’den çıkarılan tezkere kapsamında olası sınır ötesi operasyonun sonuçları yeniden ele alındı. Tezkere öncesinde Erdoğan’ın Genelkurmay Başkanı Büyükanıt ve diğer yetkililerle yaptığı görüşmelerin ardından MGK’de konunun askeri boyutu bir kez daha değerlendirildi. Ayrıca olası sınır ötesi operasyona dışarıdan gelecek tepkiler ve Türkiye’nin bu tepkilere karşı nasıl bir taktik izleyeceği konusu değerlendirildi. Ermeni iddiaları MGK, Ermeni iddialarına ilişkin bir yasa tasarısının ABD Kongresi’nde gündeme gelmesi konusunu da ele aldı. Bildiride, “Ermeni diyasporası ile Ermenistan’ın Türkiye aleyhinde yıllardır yürütmekte oldukları kampanyanın son ürünü olan söz konusu tasarının hiçbir gerekçeyle mazur gösterilemeyeceği ve kabul edilmeyeceği vurgulanmıştır. Gelişmelerin seyrine göre konunun bütün veçheleriyle yeniden değerlendirilmesi kararlaştırılmıştır” denildi. HÜKÜMET FORMÜL ARIYOR Gazetelere de sansür geliyor FIRAT KOZOK SAYFA ARALARINA SIKIŞTI Basın yasağı görmezden geldi ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Hükümetin Hakkâri’deki saldırıyla ilgili radyo ve televizyon kuruluşlarına getirdiği sansür, Cumhuriyet dışındaki gazetelerin ilgisini çekmedi. Gazeteler sansür haberini şöyle verdi: Hürriyet: Haber 1. sayfanın sağ alt köşesinde 2 sütun halinde “Hükümet istedi RTÜK de yasakladı” başlığıyla verildi. Haberin devamı 18. sayfanın altında iki sütun halinde aktarıldı. Milliyet: 1. sayfasında olayı büyütmedi. Sayfa altında bir sütunluk bir haber yayımladı. Haberin devamını 19. sayfada verdi. Sabah: TMSF yönetimindeki gazete, sansür haberini 1. sayfasında “görmedi”. Gazete, haberi, 20. sayfanın eteğinde tek sütun verdi. Akşam: Haberi birinci sayfasında diğer gazetelere göre geniş verdi. Sayfanın eteğinin üçte birini kaplayan haber, “Operasyon medyaya” başlığıyla duyuruldu. Vatan: Haber, 1. sayfanın sağ alt köşesinde tek sütun halinde verildi. Haber, 23. sayfada 5 sütunda kullanıldı. Radikal: Haberi, 7. sayfada kısa bir şekilde, “Hükümet TV’de terörle ilgili yayınları sınırladı” başlığıyla verildi. Bugün: Haber, 14. sayfanın sol alt köşesinde 2 sütuna atılan “Saldırı haberlerine yasak getirildi” başlığıyla aktarıldı. Anadolu’da Vakit: Dinci gazete, konuyu sayfalarına yansıtma gereği duymadı. Yeni Şafak: Hükümetin yayın organı olarak nitelenen gazete, haberi yalnızca 15. sayfanın eteğinde 2 sütun halinde verdi. Zaman: 3. sayfanın sol alt köşesindeki haberde “RTÜK’ten televizyonlara tahrik sınırlaması” başlığını kullandı. ANKARA Hakkâri’deki terör saldırısıyla ilgili yayınları “sansürleyen” hükümet, yazılı basın için formül arıyor. Saldırıyla ilgili gazetelerde yer alacak haberlerin de yargı kararıyla durdurulabileceği belirtiliyor. Hükümetin radyo ve televizyonlara uyguladığı yasak tartışılıyor. Başbakan Yardımcısı Cemil Çiçek tarafından kurula gönderilen yayın durdurma yazısında Radyo ve Televizyon Üst Kurulu Yasası’nın 25. maddesi dayanak gösteriliyor. “Yayınların Men Edilmesi” başlıklı maddede, yargı kararları saklı kalmak kaydıyla yayınların önceden denetlenemeyeceği ve durdurulamayacağı belirtiliyor. Ancak, Başbakan ya da görevlendireceği bakanın milli güvenliğin gerekli kıldığı hallerde ya da kamu düzeninin ciddi şekilde bozulmasının yüksek olasılık taşıdığı durumlarda yayınları durdurabileceği ifade ediliyor. Bu hüküm tartışılıyor. Çünkü, bu iki unsurun oluştuğuna karar verme yetkisi yalnızca başbakana bırakılıyor. Maddede, bu çerçevede alınacak kararlara itiraz makamının Danıştay olduğu, Danıştay’ın kendisine yapılan başvuruyu 48 saat içerisinde sonuç landıracağı hükmü bulunuyor. Konu RTÜK’te de yoğun şekilde tartışılıyor. Kurul, “sansür emrine” uymayan yayın kuruluşlarının nasıl cezalandırılacağını bilmiyor. RTÜK’ün CHP kontenjanından seçilen üyesi Mehmet Dadak, “Yayın durdurmaya gerekçe gösterilen iki unsurun takdirini kim yapacak. RTÜK’ün yapacağı çok da fazla bir şey yok. Bir şifahi sözlü uyarıdan başka” dedi. Başbakanlık’ın saldırıyla ilgili gazetelerde yer alan haber ve yorumların önüne geçmek amacıyla formül aradığı belirtiliyor. Bu çerçevede, söz konusu haber ve yorumların durdurulması amacıyla yargıya başvuru yapılabileceği belirtiliyor. Devlet Bakanı Kürşad Tüzmen, Irak’ta iş yapan Türk işadamlarından oluşan Irak İş Konseyi yöneticileriyle bir araya geldi. (Fotoğraf: AA) Bakanlar çelişti ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Hakkâri’deki terör saldırısının ardından Irak’a uygulanacak yaptırımlar konusunda AKP’den çelişkili açıklamalar geliyor. Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Hilmi Güler, Irak’a satılan elektriğin kesilmesi yönünde bir karar alınmadığını belirtirken Devlet Bakanı Kürşad Tüzmen yaptırım konusunda hiçbir seçeneği göz ardı etmeyeceklerini ifade etti. Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği Madencilik Sektör Meclisi’nin toplantısına katılan Güler, gazetecilerin soruları üzerine Irak’a elektriğin dış politikanın bir gereği olarak ve ilgili kurum ve kuruluşların görüşü alınarak verildiğini söyledi. Irak’a verilen elektriğin Türkiye’deki elektrikten daha ucuz olmadığını kaydeden Güler, “Irak’a verdiğimiz elektrik, K. Irak’a verilen elektrik olarak ele alınıyor. Bunu düzeltmek istiyorum. PKK’ye değil Irak’a elektrik veriyoruz.” dedi. Irak’a verilen elektriğin kesilmesinin söz konusu olup olmadığının sorulması üzerine Güler, şu anda böyle bir konunun görüşülmediğini, fakat böyle bir şeye karar verilirse uygulayacaklarını bildirdi. mi olduğunu, en hafif anlatımla ucunun halk dalkavukluğuna varacağını sürekli vurguladık. Böyle düşünenleri de halka güvenmemekle suçladılar! Geçen pazar günü yaşanan terör olayından sonra halkın birikimi taşmaya başladı. Kendisini yalnızlık duygusu içinde hisseden halk soruyordu: “Bu gidişin sonu nereye? Köklü önlemler için daha ne kadar şehit vermemiz gerekiyor?” Pazar günü olayın sıcaklığı içinde görsel medyaya yönelen insanlar, terör saldırısını konu etmeyen kanalları sorumluluğa çağırdılar. Kanalların bir bölümünün özel yayına geçmesinin ana nedeni bu; ulusal duyarlılık değil! ??? Medyanın yayın akışını değiştirip terörle ilgili gelişmelere ağırlık vermesi daha ilk andan itibaren Başbakan Erdoğan’ı rahatsız etti. Pazar günü öğle saatlerinde, kendisi açısından birinci öncelik olan referandum oyunu kullandıktan sonra terörle ilgili ilk değerlendirmesi şu oldu: “Medyanın olayları veriş biçimini kontrol etmesi gerekir!” Erdoğan’ın deyimiyle medya kendisini “kontrol etmeyince” hükümet kontrol etti! Önceki gün öğle saatlerinde şehit cenazelerinin yer yer AKP hükümetini protestoya dönmesi üzerine RTÜK (Recep Tayyip Üst Kurulu) üzerinden Hakkâri saldırısına ilişkin yayın yasağı geldi. Gerekçe şu: Toplumsal psikolojinin olumsuz etkilenmemesi, güvenlik güçlerinin moral değerlerinin yüksek tutulması! Bize göre asıl gerekçe toplumun AKP’yi net biçimde sorumluluğa çağırıyor olması ama bunu geçelim; AKP’nin yasaklama mantığını irdeleyelim. Toplum teröre karşı duyarlı biçimde ayağa kalkmış. Bunun haber olarak yayımlanması toplumun psikolojisini olumlu etkilemez mi? Güvenlik güçlerinin moral değerleri toplumun desteğini arkasında görürse mi yükselir, görmezse mi? ??? AKP hükümetinin terörle mücadele için aldığı ilk kararın, medyayı karartma olması tarihe geçecek bir adımdır. AKP belki de daha kolay olduğu için terörle mücadele etmek yerine, medyayla mücadeleyi tercih etti. Bunun, terörle mücadeleyi nasıl etkileyeceğini sonraki yazılarda işleyeceğiz. Bugün AKP’nin mantığını irdelemekle yetinelim. 5 yıllık iktidarı boyunca ifade özgürlüğü uğruna Türklüğe hakaretin bile normal sayılmasını isteyen, varlık nedeninin “yasakçı zihniyetle” mücadele etmek olduğunu söyleyen AKP, şimdi halkın ekrana çıkmasını yasaklıyor! Öyle ki, hükümetin yasak isteminin RTÜK üzerinden yayın organlarına ulaşmasıyla birlikte, şehit aileleriyle kurulan telefon bağlantıları bile yarım bırakıldı! Terörle mücadele için yeri geldiğinde medyaya sınırlama getirilir mi? Evet... Bunun İngiltere’den İspanya’ya kadar pek çok örneği var. Ancak AKP’nin yaptığı terörle mücadele değil, hükümetin terörle mücadelede yeterli olmadığının ortaya çıkmasını önlemek... Medyayı susturabilirsiniz ama... Halkı susturamazsınız! Halkın tek işlevi, sizin sandık bekçiliğinizi yapmak değil! ankcum?cumhuriyet.com.tr Sınır Ötesi Harekât!.. O. Doğu SİLAHÇIOĞLU ? Baştarafı 2. Sayfada ‘Özel sektör özveri yapar’ Tüzmen ise TürkIrak İş Konseyi’ni kabulünde yaptığı konuşmada, Türkiye’nin, Irak’ın en gelişmiş ilişkileri bulunan ve en çok ticaret yaptığı ülke olduğunu ifade ederken bugün gelinen noktada, bunların öneminin kalmadığını ve hiçbir seçeneğin göz ardı edilmediğini söyledi. Tüzmen, Türk işadamlarının bu ülkeye çok büyük emeği geçtiğini kaydederek “Eğer mevzu bahis vatan ise gerisi teferruattır yaklaşımı ile bakıyorlar. Bir mücadele olduğunda, güvenlik güçlerinin gösterdiği fedakârlığı ve özveriyi aynı şekilde kendileri yapacak durumdalar. Türk devleti ve özel sektörü ayrı düşünülemez’’ diye konuştu. Öymen de takıldı Sansür uygulaması CHP Genel Başkan Yardımcısı Onur Öymen’i de mağdur etti. Can Dündar’ın dün NTV’de yayımlanacak olan programına davet edilen Öymen’e ulaşan yetkililer, yasak nedeniyle programın iptal edildiğini bildirdi. Duruma tepki gösteren Öymen, hükümetin muhalefeti susturmak istediğini belirterek “Bu düpedüz sansürdür, mazur görülecek yanı yok. Bu, Osmanlı mantığına dönüştür” dedi. Radyo ve televizyonlara uygulanan yasak muhalefet partilerinin tepkisini çekti ‘Karar, bilinçsiz ve önyargılı’ ANKARA/İZMİR (Cumhuriyet) AKP hükümetinin terörle ilgili yayın kuruluşlarına getirdiği yayın yasağı “sansür” olarak nitelendirilirken karara tepki yağıyor. CHP Grup Başkanvekili Kemal Kılıçdaroğlu, Manisa Milletvekili Şahin Mengü ve İstanbul Milletvekili Nur Serter, dün parlamentoda düzenledikleri basın toplantısında RTÜK’ün yayın yasağını eleştirdi. Hükümetin, radyo ve televizyon kuruluşlarına sansür uyguladığını belirten Kılıçdaroğlu, sansürün AKP’yi eleştiren yayınları kesmeye yönelik olduğunu kaydetti. Kararın ulusal kanalları kapsadığına dikkat çeken Kılıçdaroğlu, “Bu uygulama yüz binlerce çanak antenin kullanıldığı bir ülkede, halkı dolaylı olarak başka televizyon kanallarını izlemeye zorlamadır. Öyargıyla hazırlanmış bir karar olduğunu takdirinize sunuyorum’’ dedi. CHP’li Mengü, “Yayınlarda kamu düzenini bozan, zorlayan en ufak bir eylemin olmadığını, güvenlik güçlerinde zaaf imajı yaratacak yayınların bulunmadığını” vurguladı. Mengü, “AKP,Türkiye’de sansür uygulamaktadır. Bana, 12 Eylül askeri rejimini hatırlattı.Yasağın gerekçesi,AKP’nin algılama, refleks eksikliğinden gelen, son siyasal terör eylemlerinin tartışılmasından duyduğu rahatsızlıktır’’ diye konuştu. lar üzerine “Roj TV’yi durduramayanların Türk basınına sansür getirmeye hakları bulunmamaktadır” dedi. Vural da hükümetin bu konuda kamuoyuna bilgi vermediğine dikkat çekerek “Hükümet, muhalefetin ortaya koyduğu bu tavır karşısında, diğer tedbirleri almak yerine basını susturmayı daha uygun görmüştür” diye konuştu. Kuzey Irak’ta icra edilecek bir harekâtta gerçek resmi önceden görebilmek, bugün için büyük önem taşımaktadır. Çünkü Kuzey Irak’ta Türkiye’nin karşısında ilerden geriye doğru art arda dizilmiş unsurlardan oluşan bir dayanışma cephesi bulunmaktadır. Bu cephenin unsurları; “Bölücü/Ayrılıkçı Terör Örgütü Kuzey Irak Yerel Yönetimi Merkezî Irak Yönetimi ve ABD”dir. Cephenin gerisinde ise bazı “AB” ülkeleri yer almaktadır!.. “Büyük Ortadoğu Projesi” kapsamında şekillendirilmekte olan Ortadoğu’da “Büyük Kürdistan”ın yaratılması, ABD ve bazı AB ülkelerinin hedefleri arasındadır!.. ABD ve bir ölçüde Batı dünyası açısından, bölgede İsrail dışında ikinci bir “yakın müttefik” yaratma amacı da taşıyan bu hareket tarzının coğrafî uygulama alanı içinde, Güneydoğu Anadolu da yer almaktadır!.. Bölücü/ayrılıkçı örgütün bölgedeki eylemleri, bugün giderek “olağanüstü hal” ve “sıkıyönetim” ilanını gerektirecek boyutlara doğru tırmanmakta; ancak hükümetin AB’ye olan taahhütleri nedeniyle bu anayasal uygulamalar gündem dışında tutulmaktadır!.. Sınır ötesi harekâtla birlikte olayların seyrine bağlı olarak, bölgede genel karakterli bir “iç güvenlik harekâtı” da gündeme gelebilir!.. Bu gelişme içersinde bir kısım ülkelerin Türkiye karşısında yer almaları; Türkiye’deki iç güvenlik harekâtını politik yöntemlerle engellemeye kalkışmaları; bunda başarılı olamadıkları takdirde uluslararası boyutları da olan bir girişime doğru yönelmeleri; Türkiye’nin güneydoğusunda bir yönetim boşluğu yaratma gayreti içine girmeleri, gerçekleşmesi mümkün olmayan bir ihtimal olarak görülmemelidir!.. Gelinen nokta Irak’ta bir çıkmaza saplanan; Afganistan’da sonuç alamayan; İran ile gerginlik yaşayan ABD’nin, Türkiye ile olan ilişkilerini böyle bir ortama taşıması elbette ki makul değildir. Fakat ABD’nin, makulün dışında da hareket eden bir devlet olduğu göz ardı edilmemelidir!.. TürkiyeABD ilişkilerinin gergin dönemler yaşadığı bir ortamda, Türkiye ile ABD’nin değişik alanlarda karşı karşıya gelme ihtimali hiçbir zaman “sıfır” olarak görülmemelidir!.. Akıncılar: Anayasal suç İzmir Gazeteciler Cemiyeti (İGC) Başkanı Erol Akıncılar da kararın son zamanlarda basına yönelik sansürün tipik bir örneği olduğunu vurguladı. Erol Akıncılar, “Hükümetin isteği üzerine RTÜK’ün, radyo ve televizyonlarda terörist saldırılarla ilgili yayınları durdurması anayasal suçtur. Bu uygulamadan vazgeçilmelidir” dedi. Şandır: Sansür’e hakları yok MHP Grup Başkanvekilleri Oktay Vural ile Mehmet Şandır da düzenledikleri basın toplantısında hükümetin kararına tepki gösterdi. Şandır, AKP hükümetinin terörle ilgili haberlere yayın yasağı getirilmesi ile ilgili soru CUMHURİYET 08 K
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear