Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
SAYFA CUMHURİYET 21 EKİM 2007 PAZAR 21 EKİM 2007 PAZAR CUMHURİYET SAYFA 10 DIŞ HABERLER dishab?cumhuriyet.com.tr DIŞ HABERLER Kaçak göç ölümle bitti ? MEKSİKO (AA) Meksika’da, ABD’ye gitmeye çalışan kaçak göçmenleri taşıyan bir teknenin batması sonucu 24 kişi öldü. Meksika’nın Oaxaca eyaleti yetkilileri, Oaxaca kıyıları yakınlarında “Ölü Deniz” adı verilen bölgede kaçak göçmenleri taşıyan bir teknenin battığını ve bölge sakinlerinin denizde 24 ceset bulduğunu söylediler. Meksikalı yetkililer, teknenin battığı bölgenin sık sık kaçak göçmen taşıyan teknelerce ABD’ye gitmek üzere kullanıldığını kaydetti. dishab?cumhuriyet.com.tr 11 POLONYA’DA SEÇİMLER Duydum ki rahatsızmış Otyam Baba... erkesin bir ustası var, benim imzalatmak için sana getirdiğim de ustam Fikret Otyam’dır.. kitaplarını gördüğünde, Duydum ki rahatsızmış “Yahu nereden bulursun bunları, Otyam Baba.. Öyle kuşuçuşu bende dahi örnekleri kalmadı” yakınlıklarda değilim ki kuşun diyerek keyiflenirdin... kanadıyla geçmiş olsun dileğimi Askerliğimi bitirdikten sonra, göndereyim. Öyleyse, ben de Gazipaşa’daki evinizde ziyaretinize dökerim yüreğimi icat olalı beri gelmiştim. Filiz Hanım’la birlikte ne ucu telli mektubun mertliğini keyifli karşılamaydı o öyle. Sonraki bozan bilgisayarın tuşlarına.. yılların birinde trafik kazasında Kadirli Ortaokulu’na gittiğim yitirdiğim asker arkadaşım Mustafa yıllardı. Hürriyet gazetesinde, Doğan da yanımdaydı. Anımsıyor Doğu Anadolu’daki eşkıyaları anlatan musun karşılarken, İlhami Soysal bir yazı dizisi yayımlanıyordu.. Ağabey’in, size bekçilik etsin diye Hamido, Tilki Selim, Ömer hediye ettiği köpek havlamıştı da, Bezek... Çocukluğumun geçtiği “Bu gelenler yadırgımız değil. Bak, Binboğa yöresinde, Keklikoluklu seni İlhami’ye ihbar ederim ha!” Alo’nun hikâyeleriyle büyümüştüm, demiştin.. İhbarcıların bol olduğu eşkıya anlatıları ilgimi çekiyordu.. 12 Eylül günleriydi... “Benim sana Yazı dizisini izlemek için her gün, öğüdüm: Dayan, yenilme olabilir..” Ramazan Yaşar’a ait kitapçı demiştin. Çok işsiz kaldım, iş dükkânına uğruyor, Hürriyet satın bulduğum zamanlarda da, alıyordum. O gün de gittiğimde, başbakanların, bakanların basın Ramazan Ağabey, bana Cumhuriyet’i toplantılarını, yağmurda altı delik uzattı, “Al, bunu oku!” dedi. ayakkabılarla izlemekten bıktım. Her Sanırım 1967’nin ilkbaharıydı. zaman nereden bulabilirdim, Gazetenin sağ üst çalıştığım gazetede hiçbir köşesindeki çift sütuna gerekçe gösterilmeden MALMÖ Doğulu bir kadın resmi işime son verildiğinde yerleştirilmişti. Kadının tanıdığı yöneticiyi arayarak yüzü dövmeliydi, başında “Ne istediniz bu çocuktan, poşu vardı. Resmin solculuğu size battı mı?” altında “Vay kurban!” diyecek Otyam Baba’yı.. ALİ HAYDAR yazıyordu... İşte, Ayakta durmak için çok NERGİS Cumhuriyet ve direndim, ama nefesim Fikret Otyam’la ilk yetmedi. Başbakan’ın, tanışmam böyle oldu... Bekir Coşkun’ a yaptığı çağrıyı Bizler, Anadolu halkının çilesini, yıllar öncesinden algılayarak, “röportaj”ın anlamını senin “Gide.. bir meri keklik gibi çekip gittim gide..”lerinle öğrendik Otyam Baba... güzelim yurdumdan.. Dost meclislerinde, zaman zaman Orhan Kemal’in “bereketli kulaklarımı çınlatarak “Birdenbire topraklar”ını, Ahmed Arif’in kayboldu bu çocuk, öldü mü, kaldı şiirlerini senin yazılarınla tanıdık. mı, nerelere gitti?” dediğini duyar Giderdin Çukurova’ya, gibi oluyordum. Benim memleketim Güneydoğu’ya, Ege’ye.. Başına Adana, biliyorsun. Ama sana, yerleştirdiğin köylü kasketinle, yollarında çok çarık eskittiğin bir uzamış bir haftalık sakalınla Urfa türküsüyle ses vermek istiyorum: ırgatların arasına karışır, yazdıklarını Urfalıyam ağam ben, birer birer yaşardın.. Her derde ortağam ben, 1970’lerde Ankara Atatürk Lisesi’ne başladıktan sonra seni daha yakından Dostlara haberin verin lo, tanıdım. Cumhuriyet gazetesi bürosu, Ölmemişem, sağam ben... Sen, görmüş, geçirmiş, eski topraksın Kızılay Bulvarı üzerindeki eski bir Otyam Baba. Beyninin kıvrımları, yapının ikinci katıntaydı. Senin böyle ufak tefek rahatsızlıklara masan, kapıdan girildiğinde tam papuç bırakmaz. Dur hele, bu zebani karşıda, camın dibindeydi. Çekinerek karanlığı günler geçecek; birlikte içeri süzüldüğümü ilk fark eden güzel günlere yelken açacağız.. Sofu Baba olurdu. O babacan haliyle Sen, avurtlarını doldura doldura gülümseyerek bana “geç!” işareti birilerine basacaksın küfürü yine.. yaparken, bir yandan da sesine bir Biz katıla katıla güleceğiz.. mübaşir tonu vermeye çalışarak Sıkı dur sevgili ustam! “Otyaaam, ziyaretçin vaaar!” diye Geçmiş olsun dileklerimle bağırırdı. Zafer Çarşısı’nın alt ellerinden öpüyorum. katında, elden düşme kitapların alinergis@yahoo.se satıldığı yerlerden bularak Basın iktidarın emrinde F ransızların da yüzde 62’si, “basının iktidarın emrinde” olduğuna inanıyormuş. Bu tespitin bilimsel bir mutlak olduğunu fanatik ve cahiller hariç hiç kimse savunamaz. Üstelik biz gerçeğin böyle olduğunu bu denli basitçe kabullenmeyi bir cins kadercilik olarak niteliyoruz. Dünyanın çoğu toplumunda sokaktaki insanın, ortalama vatandaşın genellikle böyle düşündüğü daha önce yapılmış çalışmalarla da kanıtlanmış bir eğilim. Ancak bu önyargının hiç geçerli olmadığını söylemek tersinden de ileri bir safdillik. Olsa olsa bir avuç iflah olmaz eski veya yeni liberal de böyle bir görüşe katılabilir. Egemen sosyal sınıfların, siyasal güçlerin, dinifelsefiideolojik anlayış ve inançların her düzeydeki medyanın gerekliliğini savunuyor. iktidarlarını sürdürebilmek amacıyla Üçte birinden fazlası (%37) bu basınyayına hâkim olmak istemeleri eğilimin Nicolas Sarkozy en doğal “hak”larıdır.(!) Değil mi cumhurbaşkanı seçildikten sonra yani? Fakat her tarihsel dönemde, arttığının altını çiziyor. Bu oran sol her toplumda, her çevrede zayıf veya kesimde 53’e yükselirken güçlü, az bağımlı veya sağ okurların yüzde 70’i bağımsız yayın organları; PARİS için bir değişiklik yok. direnen, mücadele eden Hatta yüzde 33’lük bir dürüst, idealist kişilikler dilime göre basınyayın var olmuştur, var “bağımsız”. Yüzde 70’i olacaktır. Bizim de “güncelliğin” daha da güvenimiz onlara... ön plana çıkarılmasını Sol Libération gazetesi 16 UĞUR HÜKÜM dilerken yüzde 25’i Ekim’de basınyayını gazetelerin “tercihli yakından ilgilendiren bir konuları” daha geniş ele almaları kamuoyu yoklamasının sonuçlarını gerektiğini vurguluyor. Yüzde 49’u duyuruyordu. Her 100 Fransız’dan gazetelerin tartışma ortamlarında 62’si gazete, radyo ve televizyon “tavır” almamasını, 48’i de tam dahil bütün basınyayın araçlarının tersini yeğliyor. Bu eğilim sol okurlar mali, özellikle de siyasal iktidarlara arasında 59’a yükseliyor. Çok bağımlılığına inanıyor ve bağımsız seçenekli “Medyaların gelecekteki görevi ne olmalı” sorusuna verilen her 100 cevaptan 47’si “Dünyayı anlamaya yardımcı olmak”, 40’ı “Yurttaşları güncel tartışmalara katmak”, 32’si “Haberleri anında duyurmak”, 24’ü “İnsanların ne düşündüğünü yansıtmak” şeklinde. Deneklerin yüzde 65’i internetin yazılı basını tamamlayan bir araç, 29’u da rakibi olduğu görüşünde. Fransız medyasındaki mali ve sanayi devlerinin ağırlığı Fransızları güvensizliğe itiyor. Evrensel para simgesi Rothschild ailesinden oğul Edouard’ın Libération’un sermayesindeki konumu, muhafazakâr Le Figaro’nun büyük sanayi patronu Arnaud Lagardere’e ait olması, liberal ideolojinin ilahlarından Alain Minc’in ülkenin en prestijli gazetesi Le Monde’un denetim kurulunun başındaki varlığı kaygıları kanıtlayan göstergeler. Az tirajlı, bağımsız ve düşünce gazeteleri diye bilinen L’Humanité’nin Fransız Komünist Partisi’nin yarı resmi organı veya Katolik Kilisesi’nin kürsüsü La Croix gazetesinin konumları da kamuoyunda tarafsızlık kuşkularını güçlendiren öğeler. Bir başka büyük patron Bernard Arnault’nun sahibi olduğu Fransa’nın iki büyük gündelik ekonomi gazetesinden Les Echos’yu satışa çıkarıp öteki gazete La Tribune’nün peşinde koşması bir başka polemik kaynağı. Basın emekçilerinin bağımsızlık için her an mücadele ettiklerini, hatta geçen yıl örneğin Libération ve Le Figaro gazetesi içinde sendikaları aracılığıyla kazandıkları mevzileri kolay kolay terk etmedikleri kamuya mal olmuş bilgiler. Geçen hafta Le Monde’da verilen bir yıllık mücadeleden sonra Alain Minc’in gazeteden uzaklaştırılması küçümsenmemesi gereken bir gelişme. Fransız basını bir anlamda arkası hiç bırakılmaması gereken bir kavganın laboratuvarı. 4 Ekim’de Paris’te bir araya gelen 200 gazeteci ve sendikaları, “Son zamanlarda kendilerine yapılan siyasi ve iktisadi baskıların sıradanlaştığına” dikkat çekip “Gazete ve çalışanlarının bağımsızlığını garantiye alacak yeni önlem ve yasalar” talep ettiler. Oyun, ezber, düzen bozanlar; rahmetli Turan Güneş’in deyişiyle “İleri gelenler değil, ileri gidenler” var olduğu sürece iktidarların diğer alanlardaki gibi basını da yönetme keyfi kaçacak, ona “emretme” kuralları bozulacaktır. “Kuralı bozan kuraldışılar kuralı değiştiremez” diye bir kuralı da biz tanımıyoruz. Yeter ki kuralları sorgulayabilelim... ugur.hukum@gmail.com Ahmedinejad ile görüş ayrılıkları yaşayan başmüzakereci Laricani istifa etti Tahran’da nükleer çatlak Dış Haberler Servisi İran Ulusal Yüksek Güvenlik Konseyi (UYGK) Genel Sekreteri ve Batı ile nükleer konularda yapılan görüşmelerdeki başmüzakerecisi Ali Laricani istifa etti. İran Cumhurbaşkanı Mahmud Ahmedinejad’la görüş ayrılıkları yaşayan Laricani’nin (50) istifasıyla Tahran’ın nükleer müzakerelerdeki tutumunu daha da sertleştirebileceği yorumu yapılıyor. Ali Laricani’nin istifasını “defalarca” sunduğunu, ancak kabul edilmediğini belirten Adalet Bakanı ve hükümet sözcüsü Gulamhüseyin İlham “Sayın Cumhurbaşkanı sonunda istifayı kabul etti” dedi. Laricani’nin yerine Dışişleri bakan yardımcılarından Said Celili atandı. Laricani, üç gün önce, AB Yüksek Temsilcisi Javier Solana ile salı günü Roma’da bir araya geleceğini açıklamıştı. Laricani’nin “şahsi nedenlerle” istifa ettiğini söyleyen İlham, “Bu istifa, nükleer prog İkizlerin iktidarı sona mı eriyor? Dış Haberler Servisi Polonya’da halk, muhafazakâr Kaczynski ikizlerinin iktidarının geleceğini belirleyecek genel seçimler için bugün sandık başına gidiyor. Ülkede yapılan son kamuoyu yoklamaları ana muhalefet partisi liberal Yurttaş Platformu’nun, Devlet Başkanı Lech Kaczynski ve Başbakan Jaroslaw Kaczynski’nin muhafazakâr/Katolik/milliyetçi Hukuk ve Adalet Partisi’nin önünde gittiğini gösteriyordu. Genel seçimleri kazanması durumunda Irak’taki Polonya askerlerini hızla çekeceğini bildiren ana muhalefetin lideri Donald Tusk, 10 önceliklerini sıralarken, “Irak’taki görevimizi hızla bitireceğiz’’ dedi. Yurttaş Platformu, Irak’ta ABD öncülüğündeki güçler arasında yer alan Polonya askeri varlığını uzun süredir sorgularken, bugüne kadar askerlerin çekilmesinin öncelikleri olacağı konusunda açıklama yapmamıştı. İktidardaki ikiz kardeşler, Washington’ın önde gelen müttefikleri olarak biliniyor. AB üyesi 38 milyon nüfuslu Polonya’da, Bağdat’taki Polonya Büyükelçiliği ve askerlerine yönelik saldırıların ardından konu ön plana yerleşti. Kendisi de muhafazakâr kanatta yer almasına karşın Laricani ile Ahmedinejad arasında, nükleer programda izlenecek politika konusunda fikir ayrılıkları yaşandığı belirtiliyor. Laricani’nin istifası, Hamaney’in Ahmedinejad’a desteğinin işareti olarak görülüyor. Laricani’nin yerine gelen Celili’nin Ahmedinejad’ın sözünden çıkmayacağı yorumu yapılıyor. ramda bir değişiklik olduğu anlamına da gelmiyor. AB ile müzakereler belirlenen çerçevede devam edecek” diye konuştu. İlham, salı günkü toplantıya, Celili’nin katılacağını bildirdi. Laricani, nükleer program dışında Irak ve çeşitli diplomatik krizlerin çözülmesinde rol oynayan anahtar isim olarak biliniyor. Kendisi de muhafazakâr kanattan olan Laricani’nin son zamanlarda Ahmedinejad ile nükleer programda izlenecek politika konusunda fikir ayrılığı yaşadığı belirtiliyor. Ahmedinejad’ın fikirlerini rahatlıkla Celili’ye dikte ettirebileceği söyleniyor. İktidar mücadelesi mi? 2005’te başkanlık yarışını kaybetmesinin ardından İran devlet televizyonu genel müdürlüğüne atanan Laricani İran’ın dini lideri Ayetullah Ali Hamaney’e yakınlığıyla biliniyor. Ahmedinejad’ın 2005’te cumhurbaşkanı seçilmesinden sonra, daha önce izlenen politikaları yumuşak bulan Ahmedinejad tarafından UYGK Genel Sekreterliği ve nükleer başmüzakerecilik görevine getirilen Laricani, yine de diplomatik çözüm yanlısı olarak biliniyor. Laricani’nin istifası, nükleer konularda Hamaney’in Ahmedinejad’ın arkasında durduğunun bir işareti olarak yorumlanıyor. Laricani’nin istifasının muhafazakâr kesimdeki iktidar mücadelesini yansıttığı iddiaları da gündemde. Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’in İran ziyareti H sırasında hiç görünmeyen Laricani, Putin’in nükleer program konusunda bir mesaj getirdiğini, bunun incelendiğini söylemiş, Ahmedinejad ise Putin’in sadece “dostluk ve barış mesajı” getirdiğini, nükleer programa ilişkin “tek kelime dahi söylemediğini” kaydetmişti. Dakikada 11 bin füze Bu arada İran Devrim Muhafızları komutanlarından Tuğgeneral Mahmud Çaharbaği, “muhtemel bir saldırı durumunda dakikada 11 bin füze ve topu ateşleyebilecek kapasiteye sahip olduklarını” söyledi. Çaharbaği, “Sahip olduğumuz füze sistemlerinin dünyada bir benzeri yok” ifadesini kullandı. Cep telefonu boyutlarında bir sistem geliştirdiklerini ve bunu bütün topçu birliklerinde kullanılır hale getirdiklerini söyleyen Çaharbaği, “Bu sistem sayesinde istediğimiz hedefi vurabiliriz” dedi. Cecilia: Hiç yalan söylemedik ? PARİS (AA) Fransa’da Cumhurbaşkanı Nicolas Sarkozy’nin eşi Cecilia’dan boşanmasının yankıları devam ediyor. Cecilia, Sarkozy, kadın dergisi Elle’e verdiği demeçte, “Nicolas ve ben, evliliğimiz konusunda hiç yalan söylemedik ve onu sonuna kadar kurtarmaya çalıştık” dedi. Hayatının 20 yılını Nicolas Sarkozy’ye adadığını ve bu 20 yılın her zaman kolay geçmediğini belirten Cecilia, şunları söyledi: “Kocamın gölgesinde kalarak fedakârlık yaptım. En çok özlediğim, rahat bir biçimde çocuğumla süpermarkete gitmek oldu.’’ SALDIRI TEPKİLERE YOL AÇTI ‘ÇOK UZUN SÜRE SOĞUKTA KALMIŞ’ Ukrayna’da kriz üstüne kriz DENİZ BERKTAY ABD yönetiminden eski CIA ajanına tepki ELÇİN POYRAZLAR Robotlar sahaya indi Japonya’da robot çeşitlerine her gün bir yenisi ekleniyor. Başkent Tokyo’daki bir teknolojik merkezde, uzaktan kumandalı robotlar futbol oynuyor. Rakip robot takımının bir oyuncusu kaleye şut atarken, diğer takımın kalecisi de “muhteşem” bir kurtarışla gölü önlüyor. (Fotoğraflar: AP) Türk tutuklunun şaşırtan firarı ? BERLİN (AA) Almanya’da Fırat I. (22) adlı Türk tutuklu, başkent Berlin’de bulunan Charlottenburg Cezaevi’nden kaçtı. Hırsızlık ve toplu soygun suçlarından 3 yıl hapis cezasına çarptırılan firari Fırat I., 23 Haziran 2008 tarihinde serbest bırakılacaktı. Fırat I.’nın ziyaretçisinin kıyafetini giyerek kaçtığı sanılıyor. WASHINGTON ABD’nin istihbarat örgütü CIA’nın eski Ulusal İstihbarat Konseyi Başkan Yardımcısı Graham E. Fuller’ın ABD’nin İran’a karşı “Kürt teröristleri desteklediği” yönündeki görüşüne ABD Dışişleri Bakanlığı’ndan tepki geldi. ABD Dışişleri Bakanlığı sözcüsü Tom Casey, Fuller’ın uzun süredir bu alanda çalışmadığı anlamına gelen “Bu eski ajanın soğukta çok uzun süre kaldığını düşünüyorum” dedi. Fuller, Los Angeles Times gazetesinde yayımlanan “Türkiye ile yıpranan ittifakımız” başlıklı makalesinde açık bir dille “Washington İran’a karşı Kürt teröristleri destekliyor” demişti. Fuller, yazısında iki ülkenin çıkarlarının, “Kürtler, te rör, İran, Suriye, Ermenistan, Rusya ve Filistin” olmak üzere yedi alanda birbirine “zıt” olduğunu savunarak “ABD’nin Irak politikaları, Türkiye için felaket oldu” yorumunu yapmıştı. Günlük basın toplantısında PKK’ye yönelik soruları yanıtlayan Tom Casey, ABD’nin PKK ile görüşmelerde bulunmadığını ve terörist örgütü desteklemediğini söyledi. PKK’nin Türkiye ve Irak için büyük bir sorun oluşturduğunu ifade eden Casey, sorunun işbirliğiyle çözüleceğini belirterek bu noktada tek taraflı askeri bir girişimden konuşmayı “spekülatif” şeklinde niteledi. Casey, Kuzey Irak’ta TBMM’nin tezkeresine karşı gösteriler yapılmasına yönelik olarak “Irak’taki halk Türkiye’dekiler gibi görüşlerini bildirmekte özgür” dedi. Bir bomba daha Pakistan’ın güneybatısında bir otobüsün hedef olduğu bombalı saldırıda 7 kişi öldü, 6 kişi yaralandı. Polis, Belucistan eyaletindeki aşiret kasabası Dera Bugti’de meydana gelen patlamada ölen ve yaralananların, otobüsün çevresinde duranlar olduğunu kaydetti. Patlama sırasında otobüste yolcu bulunmadığı belirtildi. Pakistan geçen perşembe günü, eski başbakanlardan Bena zir Butto’nun sürgünden dönüşünde yandaşlarının Karaçi’deki gösterileri sırasında düzenlenen, 136 kişinin öldüğü saldırıyla sarsılmıştı. Butto yanlıları, intihar saldırısını kınamak için dün düzenledikleri protesto eyleminde lastik yaktı. Butto saldırıyla ilgili olarak hükümeti değil, “iktidarı suiistimal eden bazı kişileri” suçladığını vurguladı. Ocak ayındaki seçimlere katılmayı hedefleyen Benazir Butto, bir süredir Cumhurbaşkanı Pervez Müşerref ile iktidar paylaşımı için müzakereler yürütüyordu. (Fotoğraf: REUTERS) KİEV Ukrayna’nın en yüksek noktası olan Goverla Dağı’ndaki Ukrayna ulusal simgelerinin, Moskova’da Kremlin’e yakınlığıyla bilinen Aleksandır Dugin’e bağlı Avrasya Gençlik Birliği tarafindan tahrip edilmesi, büyük tepkilere neden oldu. Örgüt, saldırının doğrudan kendileri tarafından değil, örgütlerinin Ukrayna kolu tarafından gerçekleştirildiğini, ancak yapılan eyleme destek verdiklerini açıkladı. Başbakan Viktor Yanukoviç’in Bölgeler Partisi, saldırının provokasyon olduğunu söylerken Rusya’ya yakın çizgide bulunan, koalisyon hükümetindeki Ukrayna Komünist Partisi ise olayın, sadece bir başlangıç olduğunu savundu. İTALYA ERKEN SEÇİM YOLUNDA ROMA (AA) İtalya’da Başbakan Romano Prodi liderliğindeki merkez sol koalisyon, hükümet krizi sinyali veriyor. İktidar da muhalefet de hükümette kriz yaşanması durumunda İtalya’nın ilkbaharda erken seçime gitmesi gerekeceğini belirtiyor. Catanzaro kentinde bir soruşturma çerçevesinde yolsuzlukla suçlandığına ilişkin haberlere sinirlenen Adalet Bakanı Clemente Mastella, mevcut koşullarda ilkbaharda sandığa gidilmesi gerektiğini söylerken koalisyon ortağı komünistler, hükümetin sosyal güvenlik reformunu protesto amacıyla dün Roma’da yürüyüş düzenledi. CUMHURİYET 1011 CMYK