26 Aralık 2024 Perşembe Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
SAYFA CUMHURİYET 7 OCAK 2007 PAZAR 2 Bir cinayetle yeni yıla girdik! Hem de bir bayram arifesinde!.. Kurbanların kesildiği bir gün... Irak’ta gizli bir yerde Saddam Hüseyin’i beş kara maskeli cellat kurban etti, astı... Duasını bitiremeden... Onurluydu. Yirmi yıl Irak’ı tek başına yönetmiş bir adam... Sarayları vardı, ordusu vardı, güvendiği dağlar vardı. Günün birinde o dağların tepesine yıkılacağını düşünüyor muydu, bilmem. Amerika’ydı, Avrupa’ydı yıllar yılı ona destek veren, para veren, silah veren, “Biz arkandayız İran’a saldır, Kuveyt’e gir” diyen!.. Kalabalıklar çılgınlar gibi alkışlıyordu. Meydana bir çıkmasın, övgüler yeri göğü inletiyordu. Bir zamanlardı, bir zamanlar!.. Boynuna yağlı urgan sarıldığı an neler geçti kafasından, ne hayaller, ne düşler!.. Boşuna olduğu her şeyin, güvenin, dostluğun, sevginin var olup olmadığının kısa bir hesaplaşması... Onurunu bozmadan, OLAYLAR VE GÖRÜŞLER EVET / HAYIR OKTAY AKBAL Bu Cinayetler Hep İşlenecek mi? korkusuz, yürekli bir kahraman sayılacağının umuduyla mı? Uygarlık mı adam asmak, karşı çıkanı ortadan kaldırmak, düne kadar seni dinleyeni, her buyruğuna uyanı, yeri geldiğinde, işine uyduğunda “hain” diye suçlamak, hesabını kesmek en kısa yoldan?.. Tarihte nice acımasız egemenler görüldü, hangisini saymalı! Öyle çoklar ki! “Diktatörler” deyip geçmişiz. “Bu dünya size kalır mı?” diye türküler söylemişiz. Ama bitip tükenmez Saddam’lar, Bush’lar... Orada, burada, her yerde... Yaşananlardan ders almamaktır onların gözü karalığı... Bir cinayetti, uyduruk bir mahkemenin hem de işgalci bir Bush Amerika’sının işlediği!.. Bush’lar alışıktır idam kararları vermeye, uygulamaya!.. Unutmayalım, Teksas Valisi Bush’un emriyle kaç kişinin asılarak değil, daha uygarca sayılan zehirli iğnelerle öldürüldüğünü!.. Yine başka bir gün gelecektir! Kaçınılmaz durumlar yaşanacaktır. Bakın tarihin yapraklarına, Neron’lar, Kaligula’lardan günümüze uzanan bir süreçte kaç bin insan asılarak, baltalanarak, kurşuna dizilerek, başı uçurularak yaşamdan koparıldı!.. Osmanlı tarihi ortada, nice sadrazam, vezir, padişah ve çocukları “devlet” adına ölüme gönderilmiş... Daha yakın zamanlarda Türki ye’de bir başbakan ve iki bakan asılarak cezalandırılmadı mı? Yıllar geçti, o kişiler için anıtlar dikildi, adları alanlara verildi! Günümüzde de kendini çok güçlü, çok yenilmez sananlar bütün bunlardan bir ders almamalı mı, almayacak mı? Ben Sultanahmet Meydanı’ndaki bir idamı anımsıyorum. Bir berber çırağıydı sehpanın altına getirilen!.. Meydan tıka basa doluydu meraklılarla; simitçiler, börekçiler, köfteciler... Geceydi, güneş doğmak üzereyken berber çırağının ipi kesildi. Ben oradaki bir kahveye sığınmıştım, görmemek için!.. Saddam sonrasını izleyelim. Irak’ı değil yalnız, Amerika’sının, Avrupa’sının nelerle karşılaşacağını. Bugün ona, yarın sana!.. Bir çirkin oyundur oynanan... Görmesini bilmeli, bugünü değil, yarını düşünmeli!.. Bu sözüm sizinkilere, bizimkilere!.. “Ne olacağım deme, ne olacağını gör” dememiş miydi atalarımız... Nükleer İran Türkiye ve ABD Tuncer TOPUR Emekli Büyükelçi PENCERE Gazetecilik Nereye Gidiyor?.. İnanılır şey değil, geçen gün Genel Yayın Müdürümüz İbrahim Yıldız’la bedava dağıtılan dinci gazetelerin dökümünü yaptık... Sonuç?.. 1 milyon 200 bin!.. Evet, yanlış okumadınız, günümüzün Türkiye’sinde her gün 1 milyon 200 bin gazete parasız dağıtılıyor... Bu ne büyük parasal güç?.. Parayı kim sağlıyor?.. Akıl durdurucu bir büyük operasyon medyabasın dünyasında gerçekleştiriliyor ve işin ilginç yanı, bu dünya çapında medya, basın, gazete olayı, devlet, hükümet, medya, kamuoyunca görmezlikten geliniyor... ? 1 milyon 200 bin parasız gazete... Bedava... Yaşadığımız olaya baktıkça diyorum ki: Vah benim zavallı “Cumhuriyet”im... En pahalı gazete biziz!.. Vah benim zavallı Cumhuriyet okurum!.. Biz neden Cumhuriyet’i bütün Türkiye’ye her gün parasız dağıtamıyoruz?.. ? Ülkemizde dinci gazeteler (ve de TV’ler) gün geçtikçe çoğalıyorlar... Dinci kesim dışında üç medya grubu var: Doğan Grubu.. Sabah Grubu.. Akşam Grubu.. Cumhuriyet hiçbir gruba bağlı değil, yalnız ve tek... Tüm gazeteleri yurt düzeyinde dağıtan, bayilere, bakkallara ulaştıran iki kuruluş bulunuyor: Merkez Dağıtım.. Ve Yaysat... Gazeteleri ülkenin en uzak yörelerine bu dağıtım şirketleri taşıyorlar; ama, diyelim ki Mersin, Burdur, Antep ve başka yerlere bir dinci gazete ulaştırıldığında tarikat ya da cemaatin görevlisi bayie gidiyor, gazete paketini alıyor, sonra kapı kapı dolaşıp bedava dağıtmaya başlıyor... Ancak dağıtım şirketine parası, karşılığı, komisyonu ödeniyor, faturası kesiliyor... ? Peki, bu 1 milyon 200 bin gazeteyi tüm yurtta her gün bedava dağıtan (yalnız Zaman’ın dağıtımı 650 bin) gücün başındaki yaman kişi kimdir?.. Pek yakından tanıyorsunuz onu, artık cümle âlemin bildiği pek meşhur Fethullah Gülen’in ta kendisi... Kendileri Amerika’da kaçak yaşıyorlar... Saidi Nursi’nin bendesi, Türkiye’ye gelmekten çekiniyor, korkuyor... Garip bir ülkeyiz.. Eşimiz menendimiz yok... Medyadaki patronların patronu kaçak... Peki, bunca para nereden?.. ? Yaşanan olay yasalara, kamu düzenine, serbest rekabet kurallarına, meslek ahlakına, etik ölçülere sığıyor mu?.. Devlet bir yana!.. Çünkü başımızdaki iktidar Türkiye’yi belli bir zamanlama içinde “Ilımlı İslam Devleti”ne dönüştürmek yolunda Amerikan Bush yönetimiyle anlaşmış... Ancak basın kendi öz denetimi, ahlak yasaları, meslek kaygısıyla, bu önemli konuya neden eğilmez?.. Dikkat: Basın basın olmaktan çıkıyor, kaynağı belirsiz parasal gücün dinci propagandasında bedava varakparelere dönüşüyor. O rtadoğu ve Balkan İncelemeleri Vakfı çerçevesinde, Sayın İlter Türkmen başkanlığında mümtaz diplomat ve generallerden oluşan Dış Politika ve Savunma Araştırmaları Grubu, “Nükleer İran” konusunda değerli belirlemeler içeren bir çalışma ortaya koymuştur. Bu çalışma, kısaca özetleyecek olursak; İran’ın nükleer programı yürütmesinin altında öncelikle ülkesini ve rejimini koruma kaygusunun yattığını, ayrıca, bölgede koalisyonlar yoluyla ABD’nin kurgularını bozma, İsrail’in bölgedeki nükleer silah te kelini kırma ve kendi etkinliğini artırma amaçları güttüğünü, İran bir zaman ABD’nin yakın müttefiki ve İsrail’in dostu iken ona NATO müttefiki Türkiye’den daha önem verildiğini, Humeyni ihtilali ile bunun değiştiğini, diğer yandan Irak ve Afganistan’ın ABD tarafından denetim altına alınması karşısında tarihi nedenlerle Rusya’nın, enerji ihtiyaçları nedeniyle de Çin’in İran’a destek verdiklerini, Irak’taki krizin bölgeyi sarmasının önlenmesinin öncelikle bölge ülkelerinin çıka? Arkası 8. Sayfada Dershane ve kolej deneyimli öğretmenden uygun fiyatla İngilizce 0532 646 62 06 www.ingilizceogren.net SES EĞİTİMİ HollandaAmsterdam Konservatuvarı’nda ses eğitimi üzerine master yapmış aktif opera şarkıcısından (soprano) şan dersleri verilir. 0543 569 77 92 Hevesli ve istikrarlıysanız garanti benden... Westminister University ve Premier College sertifikalarına sahip, Londra’da master yapmış Öğretmenden, BRITISH ENGLISH Gramer, iş İngilizcesi, derslere yardımcı, sınavlara hazırlık Kadıköy/İstanbul 0536 225 07 80 CUMHURİYET 02 CMYK
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear