26 Aralık 2024 Perşembe Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
29 OCAK 2007 PAZARTESİ CUMHURİYET SAYFA KÜLTÜR kultur?cumhuriyet.com.tr Bu topraklardaki insani ve kültürel birikimi kucaklamak gerek 15 Ebruli bir Anadolu hedefliyorsunuz; seyirci de izlediğinden gerçekten etkilenirse, sahneden zihnine ve duygularına akan sözleri, sesleri, görüntüleri kendi belleğine kaydediyor, bu imgeler onun birikiminde yeniden söze dönüşüyor. Bunun gerçekleşmesini sağlayan ise ortak bir çağrışım zemini üzerinde üretim yapılması, yani imgeyi sunanla algılayanın ayaklarının aynı çağrışım zeminine basması. Bu zemin nasıl tanımlanabilir? Bence bunu Anadolu diye tarif etmek, bu coğrafyaya her şeyiyle sahip çıkmak, en iyiyle en kötünün aynı anda sergilendiği şu toplumsal şizofreni, şu parçalanmış ruh hali içinde sanatsal üretimi de aşan, ayrı bir önem kazanıyor. Sanatçı bilincim, bu coğrafyanın ürettiği her şey benimdir diyor. Biz Anadoluluyuz, Anadolu’da yaşamış tüm halkların ürünüyüz, burada yaşamış bütün medeniyetler bizim kültürel mirasımızdır diyor. Bu ebruli Anadolu’da ne varsa onu yeniden araştırmak, günümüzle ilişkilendirmek, yaşatmak, yaşayanı korumak durumundayız diyor. Bu topraklardaki tüm insani ve kültürel birikimi, hiçbir şeyi ama hiçbir şeyi dışlamadan, yasaklamadan, yok saymadan, insanca, sevgiyle, anlayarak, en azından anlamaya çaba sarf ederek kucaklamak istiyor. aemelmesci@yahoo.fr Bahisçilere göre Scorsese güçlü aday ? LONDRA(BBC) Martin Scorsese’nin gerilim türünden son filmi “The Departed”, Oscar’larda ‘En İyi Görüntü’ ve ‘En İyi Yönetmen’ dallarında en güçlü aday olarak görülüyor. Ladbrokes şirketi, Oscar bahislerinde yaptığı açıklamalarda bu filmi ‘En İyi Görüntü’ ve ‘En İyi Yönetmen’ dallarında yüksek oranda şanslı aday olarak gösteriyor. Ardından gelen film ise ‘Babil’. Ladbrokes, ‘En İyi Kadın Oyuncu’ dalında da Helen Mirren’ı ödüle en yakın aday olarak görüyor. ORTAK ÇAĞRIŞIM ZEMİNİ nsan, anlamlandırma macerasını belleğine yerleşmiş ve her gün yerleşmeye devam eden imgelerle yaşayan bir canlı. Bütün bir ömür boyunca, büyük bir oranı dışarıdan (aile, dil, okul, toplum...) kabul ettirilen, bir bölümünü de etkileşim içinde kendi şekillendirdiğimiz imgelerle bakıyoruz çevremize. Bakış anı şimdiki zamanı oluşturuyor. İmge ise en az birkaç kuşaklık (kimi zaman çok daha geniş) bir tarihsel, kültürel geçmişin şimdiki zaman içine taşınmasını ifade ediyor. Bu nedenle kelimelerin gönderdikleri somut nesneler ile fikirler, kategoriler arasında kurulan ilişkide zaman boyutunu da kapsayan sürekli bir değişim söz konusu. İmgelerin temsil ettikleri geçmiş birikim ile anlamlandırma çabasının kapsadığı şimdiki zaman arasında sürekli bir çatışma, uyuşma, yeniden şekillenme süreci yaşanıyor. İ ‘Düdüklüde Kıymalı Bamya’ ? HAMBURG (AA) Memet Baydur’un “Düdüklüde Kıymalı Bamya” adlı tiyatro oyunu, İstasyon Tiyatro grubu tarafından Almanya’nın Hamburg kentinde sahnelendi. Altona Haus’da sahnelenen oyunu, tiyatroseverler büyük ilgiyle izledi. Yönetmenliğini Serap Sadak’ın yaptığı “Düdüklüde Kıymalı Bamya”da, Hanife Keskin, Özlem Özçep, Aysun Suda, Neriman Bulut, Funda Bozok, Emre Tosun, Teoman Aykut, Cem Bozok ve Gülün Sertbaş oynadılar. Oyunun konusu, 1980 sonrasında Türkiye’deki sıradan bir evde geçiyor. Bu eve, kaybolmaya yüz tutan değerlerin aynası gibi olan Fahrettin Bey yerleşir. Fahrettin Bey, hiçbir şey üretmeyen ev kadınlarının kendileri ve toplum için nasıl tehlikeli bir silah haline geldiğini anlar. Kadınlarla iyi ilişki kurmaya çalışır. Bunun yolu da oyunda “İyi bir yemek, iyi bir demokrasiye benzer” sloganına dayandırılarak yemekten geçmektedir. ÖRÜNTÜDEN SÖZE Belki de şimdiki anlam ile bellekteki imge arasındaki bu ilişki, günümüz sanatında görsel olan ile sözle ifade edilen arasındaki ilişki bakımından da fikir verici olabilir. Sonuç olarak, ilk gördüğümüzde G bizi çarpan, çeşitli çağrışımlar yaratan görsel imgeyi belleğimize nakşettiğimizde bir anlamda onu sözcüklere, daha genel bir ifadeyle söze de tercüme ediyoruz. Şimdinin görsel imgesi, yarın sadece görüntü değil, söz yardımıyla da bellekten bulunup çıkarılacak bir birikime dönüşüyor. Sanatsal yaratımda, özellikle de sahne sanatlarında aynı süreç bu kez tersten işleyebiliyor. Belleğinizde kelimelere dönüşmüş halde bulunan bir imgeyi, çağrışımı, duyguyu, düşünceyi sahne denen uzama taşırken onu izleyecek seyircinin hem görsel hem işitsel alımlamasına sunacağınızı hesaplıyorsunuz. Bir anlamda sizde sözle kayda geçmiş imgeyi seyirciye görselleştirerek sunuyorsunuz, onun şimdiki zamanında çağrışımlar yaratmayı Sanatçı yapıtlarıyla çağına tanıklık ediyor ‘Yaşadım Diyebilmek İçin’ Leonardo da Vinci’nin fırçasından portreler... ulaşıyor. Haşim Nur Kültür Servisi EcGürel, sergi metninzacıbaşı Sanal Müzesi, de, Da Vinci’yi şu doğumunun 555. yılınsözlerle anlatıyor: “ da Leonardo da VinOnun çağdaşları ci’yi resim, özellikle de Rönesans dönemi portre ağırlıklı yapıtlainsanlarının, portre rının ve imgelerinin ygalerisinin grotesk er aldığı bir sergiyle ve karikatürize imanıyor. gelerle dikkat çekKüratörlüğünü Hamesinin ana nedeni şim Nur Gürel ve İdil de bu olmalıdır. Ergün’ün üstlendiği Ressam belirli duy75 dijital imgeden olugusal anlarını işleşan sergiye, Haşim Nur diği Hıristiyan miGürel ve Burcu Pelvatolojisi konusundanoğlu’nun metinleri ki araştırmalarıyla eşlik ediyor. Birer başve geliştirdiği beceyapıt sayılan resimleririyle çok da sempanin yanında mimarlık, Cecilia Gallerani Portresi tik gözlerle bakmadımühendislik, müzik, ‘Erminli Kadın’, 1490 ahşap ğı kişileri çirkinleştianatomi, heykel ve ge üzerine yağlıboya. rir. İlgi duyduğu ve ometri gibi birçok alanda çağının ilerisinde araştırmalara imza farklı duygular beslediği kişileri de atmış olan İtalyan Rönesans sanatçısı Le örneğin genellikle portresini yaptığı onardo da Vinci’nin çağdaşı insanları soylu kadınları da gizemli ve duyarlı gözlemlediği ve belgelediği resimlerini kılabilmek için tüm becerisini seferber bir araya getiren sergi www.sanalmu eder.(...)’’ ze.org internet sitesinden sanatseverlere (0 212.270 52 32) Doğuş Çocuk Mersin ve Adana’da Kültür Servisi Doğuş Grubu’nun ‘sanata ve sanatçıya destek’ amacı çerçevesinde oluşturduğu ‘Doğuş Çocuk Senfoni Orkestrası’, şubat ayının ilk günlerinde, Mersinli ve Adanalı müzikseverlerin karşısına çıkacak. Orkestranın kurulmasında da rol oynayan şefleri Rengim Gökmen’in yönetimindeki orkestra, 2 Şubat günü saat 20.00’de Mersin’de, Mersin Kültür Merkezi’nde, 3 Şubat Salı saat 20.00’de de Adana Büyükşehir Belediyesi Tiyatro Salonunda konser verecek. Yaşları 9 16 arasında değişen, 11 konservatuvardan seçilmiş 63 küçük sanatçı, bu konserlerinde Beethoven, Grieg, Sarasate, Tüzün, Dvorak, Mozart, Suppe’nin yapıtlarından bir seçki sunacaklar. ? İSTANBUL (ANKA) Aralarında Vedat Sakman, Efkan Şeşen, İlkay Akkaya, Cahit Berkay’ın da olduğu bazı sanatçılar “Yaşadım diyebilmek için” 11 Şubat’ta İstanbul Gösteri ve Kongre Merkezi’nde tecride karşı bir araya gelerek bir konser düzenleyecek. Konserde, Vedat Sakman, Efkan Şeşen, İlkay Akkaya, Cahit Berkay, Bayar Şahin, Enver Çelik, Grup Yorum, Birol Topaloğlu, Nurettin Güleç, Servet Kocakaya, Avni SağlamHakan Yeşilyurt, Sadık Gürbüz, Ercan Aydın, Atilla Meriç bir araya gelecek. Sanatçıların yaptıkları basın açıklamasında, “Yedi yıldır tecridin insanlık dışı olduğunu haykırdık. Bu ses bugün duyulmuştur. Bu ses bugün yüz binlerin, sessiz milyonların haklı çığlığı olmuştur. 122’nin üzerine bir rakam daha eklenmedi. Sevincimiz, coşkumuz büyük” denildi. Sanatçılar açıklamalarında şarkılarla, türkülerle, şiirlerle, tiyatroyla protesto ettikleri tecridin daha kalkmadığını belirterek “Eğer ona karşı durmaz isek, yarın anaların, avukatların, gencecik insanların yeniden ölüme yatmak zorunda kalacağını sanatın diliyle bir kez daha duyuracağız” açıklamalarına yer verdiler. ‘Sanatçının Atölyesi’ çıktı... ? Kültür Servisi ‘Sanatçının Atölyesi’ adlı sanat dergisinin ilk sayısı çıktı. “Sanat ortamına özgün ve alternatif bakış açıları ileri sürme ve bir tartışma platformu biçiminde tasarlanan düşünce, sanat, kültür seçkisi’’ olarak tanıtılan dergi, Ekrem Kahraman danışmanlığında üç ayda bir hazırlanacak. Derginin yayın yönetmenliğini Vedat Akdamar, yayın koordinatörlüğünü ise Çekirdek Sanat’ın da yöneticisi Tuncay Takmaz yapıyor. Seçkinin ilk sayısında Prof. Dr. Orhan Arıoğul, Faruk Atalayer, Zafer E. Bilgin, İbrahim Çiftçioğlu, Prof. Dr. Mustafa Durak, Hüseyin Haydar, Ekrem Kahraman, Doç. İrfan Okan, Prof. Dr. Sarper Özhan, Halit Refiğ ve Yunus Tonkuş, Seyit Nezir, İrfan Yalçın ve Mehmet Ulusoy’un tartışmaları ve yazıları yer alıyor. Seçkide ayrıca sanatçı Selim Turan’ın 1969 yılında yayımladığı fakat bilinmeyen ‘Sanat ve Toplum’ başlıklı uzun bir yazısı ile Stefan Zweig’ın bir yazısı da bulunuyor. (0 212 244 51 97) Aydar ve Çoker’den resital... ADANA (Cumhuriyet Bürosu) Çukurova Müzik Dostları Derneği’nin (ÇUMDER) etkinlikleri sürüyor. Yeni dönemin dördüncü konseriyle Adanalı sanatseverlerin karşısına çıkacak olan Çetin Aydar (viyola) ve Can Çoker (piyano) ikilisinin müzikseverlere unutulmaz bir gece daha yaşatacağını söyleyen ÇUMDER Yönetim Kurulu Üyesi Tuğrul Göğüş, “Adanalı sanatseverler bu kez viyola ve piyano tınılarına kendilerini kaptırırken önemli eserleri bir kez daha dinleme olanağı bulacaklar” dedi. ÇUMDER’in geride kalan iki yılda yerli ve yabancı müzik adamlarının aralarında bulunduğu önemli isimleri Adanalı müzik dostlarıyla buluşturduğunu, bu yıl 4’üncüsünü düzenleyecekleri “Çukurova Çoksesli Müzik Festivali” öncesinde çeşitli konserlerle buna hazırlandıklarını vurgulayan Göğüş, dönemin 4’üncü, yeni yılın ilk konseriyle ilgili şunları söyledi: “Her biri kendi dalında isim yapmış Çetin Aydar ile Can Çoker’in ‘Viyola/Piyano Resitali’ ile yeni bir yıla ‘merhaba’ diyeceğiz. Müziksever Adanalıların yine güzel bir gece geçireceğine inanıyoruz. Sanatçılarımız konserin ilk bölümünde Wolfgang Amadeus Mozart’ın, Sonat KV. 304 ile Franz Schubert’in Sonat “Arpeggione”sini, seslendirecek. Aydar ve Çoker ikinci bölümde ise Antonin Dvorak’tan Sonatin Op. 100’ü, seslendirecekler. Ali Hoca’nın Taksim ve Semai’sinin ardından da Carl Maria von Weber’in Andante ve Macar Rondosu dinlenecek.” Göğüş, Sabancı Kültür Merkezi’nde bugün 20.00’de gerçekleşecek konsere tüm Adanalı müzikseverleri beklediklerini söyledi. Sundance’ta Latinlerin zaferi belirtti. Christopher LONDRA (BBC) Zalla, yönetmen olarak ‘Sundance Bağımsız ‘Padre Nuestro’nun Filmler Festivali’ önce“New York’un bir göçki akşam ödül töreniyle menler kenti oluşunu son buldu. Latin Amerigözler önüne sermek iska yapımı filmler, bu yıl tediğini’’ belirtti. Yönetfestivalde büyük ödüllemen, törendeki konuşri aldı. New York’ta, bamasında, filmin çekimbasını arayan kaçak bir göçmenin öyküsünü an Christopher Zalla ve Geoffrey leri süresince, New York sokaklarında rastladıkları latan ‘Padre Nuest Gilmore ödül töreninde. ro/Our Father’, ‘Büyük Jüri Ödülü’nü insanlarla konuştuklarını, onların “karınalırken çağımızın Brezilya’sında yaşanan larını doyurmak ve ailelerini bir araya şiddeti merkez alan ‘Manda Bala/Send a getirmek’’ için orada olduklarını söyleBullet’ da jüri tarafından ödüllendirildi. diklerini anlattı. Bir erkek çocuğu ve akıl Utah’taki festivalde, 120’den çok film gös hastası annesi arasındaki ilişkiyi anlatan, terildi. Yarışmalı bölümün yöneticisi Ge İsrail yapımı ‘Sweet Mud’a da ‘World offrey Gilmore bu yıl yapımların, pazar Cinema Prize/ Dünya Sineması Ödülü’ açısından da kabul görmesi gereken ya verildi. Festivalde, Irak’ın işgalini konu pımlar açısından dikkat çekici olduğunu alan filmlere de yer verildi. HOBİ AMAÇLI RESİM GÜZEL SANATLARA HAZIRLIK YAĞLIBOYA KARAKALEM KADIKÖY’ DE ATÖLYE ORTAMINDA RESİM DERSİ VERİLİR 0535 794 09 85 CUMHURİYET 15 K
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear