18 Haziran 2024 Salı Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
24 OCAK 2007 ÇARŞAMBA CUMHURİYET SAYFA EKONOMİ ekonomi?cumhuriyet.com.tr Microsoft’un üst yöneticilerinden biri iken Turkcell’in başına geçen Süreyya Civil gençlerden umutlu 13 Türkler de bir Nokia yaratabilir Ekonomi Servisi Turkcell’in yeni genel müdürü Süreyya Civil, “Nokia Finlandiya’da lastik ve tuvalet kâğıdı üreten bir firmayken doğru işi yaparak nasıl dünyanın bir numaralı mobil ekipman şirketi olduysa Turkcell’de de böyle bir başarıya ulaşabileceğimize inanıyorum” dedi. Türkiye’ye döndükten sonra bazı gençlerin gözüne baktığında “umutsuzluk” gördüğünü söyleyen Civil, “Başarı, iki kulak arasındaki beyindedir. Türk gençlerine olanak sağlayacağız, üniversitelerle işbirliğine gireceğiz. Neden biz de 3.5 milyonluk Finlandiya’nın Nokia ile gösterdiği başarıyı yakalamayalım? Neden Nokia’nın iki katı bir şirket yaratamayalım? Neyimiz eksik” diye umut verdi. Microsoft’un ABD ve Türkiye merkezlerinde çalıştıktan sonra bu ay Turkcell’de göreve başlayan Civil, önceki akşam gazetelerin ekonomi servis yöneticileri, dün sabah da teknoloji yazarlarıyla sohbet toplantısında, “İletişimdeki diğer konulara, teknoloji konularına da atlayacağız. Microsoft’ta elde ettiğim tecrübeyi burada uygulamaya koyacağız” dedi. Civil GSM operatörü olarak faaliyet gösteren Turkcell’in gelecekte iletişim ve teknolojinin diğer alanlarına da girmesini hedeflediklerini söyledi. Güçlüklerle geçen kendi yaşamını ve başarı öyküsünü de anlatan Ciliv, özetle şunları vurguladı: Hedefimiz Turkcell’de fark yaratmak, bunu istiyoruz. Turkcell bugüne kadar başarılı bir şekilde yönetildi ve şirketin bir kültürü oluşturdu. Turkcell’in karakterini, kültürünü değiştirmek istemiyoruz. Ufak ayarlamalar olacak. Vizyonumuz, teknolojiyi kullanmakta insanlara nasıl daha verimli hale getiririz? Bu konuda sürekli çözümler arayışı içindeyiz. İnternet, WiMax, elektronik gibi alanlara girebiliriz. ? Bazı gençlerde “umutsuzluk” gördüğünü söyleyen Civil, “Başarı iki kulak arasındaki beyindedir. Türk gençlerine olanak sağlayacağız. Neden biz de 3.5 milyonluk Finlandiya’nın gösterdiği başarıyı yakalamayalım? Neyimiz eksik?” dedi. Cep telefonu ekranı, bilgisayar ve bilgisayar ekranlarının fonksiyonlarını giderek daha çok içeriyor. Hemen her şeyi bu küçük ekrandan yapmak mümkün hale geldi. Bu demektir ki cep telefonu artık sadece bir telefonlaşmak aracı değil, bunun daha ötesinde internet fonksiyonlarını, ofis fonksiyonlarını, eğlence fonksiyonlarını içeren geniş bir iletişim aracı haline dönüşüyor. Bu nedenle biz Turkcell’i bir GSM şirketi olarak değil bir iletişim şirketi olarak görüyoruz. Çözüm ortaklarımız, dünya çapında ürün üretiyorlar. Dışarıdaki yatırımlarımız sürecek, 1. veya 2. büyük olamayacağımız dış ülkelere yatırım yapmayacağız. Bu çerçevede yeni şirketler alabiliriz. Geçen yılki yatırımlarımız 400 milyon dolardı, bu yıl da aynı miktarda yatırımı hedefledik. Turkcell’in ArGe’sinde 700 kadar mühendis teknoloji ve yazılım yoluyla yeni ürünler geliştirme çabasında. Geliştirdiğimiz, dünyada ilk olan pek çok ürün var, bu ürünleri bundan sonra dünyaya pazarlayacağız. Bazı servislerimizi, örneğin call center’ımızı bir ürün haline dönüştürüp Turkcell’in yanı sıra dünyaya pazarlamayı da düşünüyoruz. Call center’larda Hindistan dünyada bir numara oldu. Biz de Hindistan’ın bu üstünlüğünü Türkiye’de yaratan şirket olacağız. Bu alanda 3 bin 400 genç çalışıyor. Bunların yüzde 70’i bekâr. Erzurum’da 300 eleman alarak böyle bir merkez kurduk, onları çok iyi seçtik ve eğittik. Şimdi çok başarılı bir hizmet veriyorlar. Call center’ları Türkiye çapında yayacağız ve istihdamın artmasına yardımcı olacağız. 3 milyar dolarlık bir sendikasyona çıktık. Bu kaynağı hem başka ülke Ortaklar arası çatışma Civil, kendisine yöneltilen soruları özetle şöyle cevapladı: Üçüncü nesil cep telefonları lisansları için (3G) Avea operatörlerin ortak altyapı sistemleri kurmalarını öneriyor. Bu konuda işbirliğine açığız. lerdeki projeler hem de iç pazarda büyümek için kullanacağız. Turkcell’in üç ana ortağı olmasına karşın değişik ülkelerde kurulu ve genelde Çukurova grubu ile Rus Alfa grubuna ait 15 civarında şirket tarafından kontrol ediliyor olması beni rahatsız etmiyor. Bu daha çok İtalyan tipi bir örgütlenme. Sanıyorum Çukurova Grubu güç günlerinde kontrolü elinde tutmak için bu modeli seçmiş. Avantajları da var. İleride Amerikan tipi bir model seçilebilir. Doğru değişiklikleri yaparlarsa şirketin değeri artacaktır. Şirketin kâr etmesi bir numaralı sorumluluğumdur. Ben ortaklarca oybirliğiyle seçildim. Yönetim kurulundaki zorluklar azalmaya başlayacak. Ortakları da doğru yerlere odaklamaya çalışacağım. Ortaklar arasında arabulucu olmaya değil, hissedarlar için değer yaratmaya çalışacağım. Unculardan kuraklık uyarısı KONYA (AA) Orta Anadolu Un Sanayicileri Derneği Başkanı Nurettin Demirpolat, şu anda ciddi bir risk olmadığını, ancak önümüzdeki aylarda kuraklığın sürmesi halinde ortaya çıkacak kaybın un ihracatını olumsuz etkileyeceğini söyledi. Demirpolat, son yıllar değerlendirildiğinde oldukça kurak bir kış mevsiminin yaşandığını belirtti. Kuraklığın etkisiyle yağışların azlığının ürün kalitesini etkileyebileceğini vurgulayan Demirpolat, verimin düşmesiyle un üretiminin etkilenebileceğini söyledi. Demirpolat, “Şimdilik kuraklığın, ürün üzerinde fazla etkili olmadığı söyleniyor. Önemli olan önümüzdeki 12 ayda yaşanacak kuraklığın etkisi. Şu anda ciddi bir risk yok, ancak önümüzdeki aylarda kuraklığın sürmesi halinde ortaya çıkacak kayıp un ihracatını olumsuz etkiler” dedi. Demirpolat, Türkiye’de yıllık un tüketiminin 10 milyon ton civarında olduğunu kaydederek “Üretimimiz ise 17 milyon tondan fazla. Kuraklık olursa ve yüzde 30 düşük verim alınsa ihracat etkilenir. Kuraklık yaşansa da iç piyasa için gerekli 1011 milyon tonluk unu üretebiliriz. Yağışın az olması verimi daha ciddi boyutlarda etkilemez’’ diye konuştu. ‘ T E L S İ M ’ İ N A LT YA P I S I Z O R AYA K TA D U R U Y O R ’ “Turkcell en iyi ekipmana 6.5 milyar dolar para yatırdı şimdiye kadar. Bizim 12 bin baz istasyonumuz var, Telsim’in 6 bin, Avea’nın 7 bin ama o da bizimkilerin yarısı kapasitedeki 1800. Uzan’lar döneminde Motorola’dan Nokia’dan alınmış, sonra bu firmalar malları yollamışlar, fakat daha sonra Uzan’lar bir şey yapmamışlar. O aldıkları malların fiyatını ödememişler. Siz bir firmaya 3 milyar doları vermezseniz onlar da size servis ve ürün vermeyi keserler, bu bilinen bir gerçek. Son 67 senedir Telsim’in altyapısına dışarıdan yedek parça gelmemiş, bir şey gelmemiş. Türk mühendislerinin, çeşitli firmaların inanılmaz yaratıcılığıyla bu altyapı zar zor ayakta tutulmuş. Vodafone geldi, geldiğinden bu yana bir şey yapmadı, sonunda Motorola’ya yaptırmaya karar verdi. ‘Motorola yapacak’ dedi. Durum bu. ” ‘ V O D A F O N E ’ U N R E K L A M L A R I YA N I LT I C I ’ “Karşı tarafın tarifelerini, özellikle ince yazıları inceleyin. Hakikaten iyi reklamcılar. Amerika’dayken hiç bu kadar yanıltıcı reklam görmemiştim. Bir İngiliz firması bunu nasıl yapar anlamıyorum. Burada Vodafone olacak, Almanya’da Vodafone olacak, bir de sabit ücret olacak, ayda 28 dolar. O zaman bu fiyatları (reklamlarda verilenleri) verecek. 1 saniye de konuşsanız, 60 saniye de konuşsanız, önce bu sabit ücreti vereceksiniz. Ayrıca ‘Düseldurfa’ diye bir yer veriyorlar ama fiyat buradan Türkiye’yi aramakla ilgili, dışarıdan burayı değil. Reklam Özdenetim Kurulu’na bunu şikâyet ettik. Bizim fiyatlarla diğerlerini kıyaslayın, bizimki ucuz gelir. Bizde konuşan yüzde 80 Turkcell’den Turkcell’e konuşuyor, diğer aboneleri daha az arıyor. Diğerinde, çoğunluğu Turkcell abonesini arıyor, ortalama maliyet çok artıyor. Bu durumda hesaplayın, fiyat diğerlerinden ucuza geliyor.” Hükümetten kararname 10 BİN KİŞİ ÇIKARIYOR B İ L G İ T O P L U M U N A D O Ğ RU / ÖZLEM YÜZAK [email protected] İmarzedeye seçimden önce ödeme ANKARA (ANKA) Hükümet, seçimlerden önce İmar Bankası üzerinden bono alan mağdurların gönlünü almak için harekete geçti. Danıştay ve idari mahkemelerin bono mağdurları lehine çıkan kararlarının ardından, hükümetin yaklaşık 1.3 milyar YTL olarak hesaplanan tutarın ödenmesi için özel bir kararname hazırlandığı öğrenildi. Danıştay İdari Dava Daireleri Genel Kurulu ve idare mahkemeleri kararlarında İmar Bankası üzerinden bonotahvil alan bono mağdurları haklı bulunmuştu. Mahkeme kararlarıyla, SPK ve BDDK’nin ağır hizmet kusuru bulunduğu, bonozedelerin haklı olduğu kararları da kesinleşti. Devlet Denetleme Kurulu da, yaptığı incelemelerde, sermaye piyasası mevzuatını ilgilendiren işlemlerin SPK tarafından denetlenmesi gerektiğine dikkat çekti. Yargının bono mağdurları lehine arka arkaya verdiği kararlar hükümeti harekete geçirdi. Seçimlerden önce bono mağdurlarına ödeme yapılması için Devlet Bakanı Abdüllatif Şener başkanlığında bir çalışma başlatıldı. Bono mağdurlarına ödenecek tutar yaklaşık 1.3 milyar YTL olarak hesaplanırken, ödemelerde yasal faiz işletileceği bildirildi. Pfizer’de büyük işçi kıyımı Ekonomi Servisi Pfizer ilaç firması, 10 bin çalışanını işten çıkaracağını duyurdu. Merkezi New York’ta bulunan dünyanın en büyük ilaç üreticilerinden Pfizer, yüksek rekabet sonucu giderek artan masraflarını yılda 2 milyar dolar kısmak amacıyla, hem çalışanlarını işten çıkaracağını, başka tasarruf önlemleri de alacağını açıkladı. Pfizer, bu kapsamda Michigan’da bulunan 3 araştırma merkezini kapayacağını, New York ile Nebraska’da bulunan 2 üretim merkezini ise satacağını belirterek gerekirse Almanya’da bulunan başka bir üretim merkezini satabileceğini ve Japonya ile Fransa’da bulunan araştırma merkezlerini kapatabileceğini duyurdu. Pfizer, geçen yıl 14 milyar dolarlık zarar açıklamıştı. Zenginler Kulübü olarak bilinen Dünya Ekonomik Forumu’nun bu yılki ana teması “Değişen Güçlerin Dengesi”. Ekonomik kalkınma, gelir dengesizliği, siyaset ve global riskler, bölgesel farklılıklar bu temanın içinde ele alınacak olan konular. Daha alt başlıklarda ise hızlı nüfus artışı, hızla değişen ekonomik ortam, işsizlik, bölgesel kimlik ve çatışmalar, kamu ve özel kurumlara güvenin inşası, küresel risklerin yönetilmesi. Alp’lere sırtını dayamış küçük dağ kasabası Davos’ta dünya siyaseti ve ekonomisine yön verenlerin katıldığı toplantıların açılış konuşmalarının yapıldığı anlarda Türkiye’de de yüz binler sessizce Hrant Dink’i son yolculuğuna uğurlamak için yürüyor. Ermeni ve Türk toplumlarının ortak türküsü Sarı Gelin eşliğinde... Ellerde “Hepimiz Hrant’ız, hepimiz Ermeniyiz” yazılı pankartlar, 80’lerine merdiven dayamışlardan gencecik çocuklara kadar insanlar sessizce yürüyor. Uğur Mumcu’dan sonra bu kadar büyük bir kalabalığın ilk kez bu kadar büyük sessizlik içinde yürümesi, yalnız Türkiye içinde belli kesimlere değil, tüm Davos’tan Hrant Dink’e dünyaya önemli bir mesaj niteliği taşıyor. “Değişen güçlerin dengesi” temalı zirvenin neredeyse tüm alt başlıklarını bünyesinde barındırıyor. 17 yaşındaki çocuk katil Ogün Samast’ın ve etrafındaki arkadaş çevresinin kimliğinde tüm bunları bulmak mümkün. Evet, Türkiye gerçek bir aydınını, sağduyulu Ermeni bir vatandaşını iğrenç bir saldırı sonucu kaybetti, ancak; Eğitimsiz, işsiz, kendine güvensiz gençlerin maşa gibi kullanılmaya açık olması; Popüler kültürün içine milliyetçi duyguların, fanatizme varan şekilde yerleştiren yapılanmanın kurgulanması, bunun televizyon dizileriyle beslenmesi; Silah ve kurşunların peynir ekmek gibi sorgusuz sualsiz satıldığı ortamların oluşturulması; Bilimsel gerçeklerle donatılmış eğitimden, sorgulayan ve araştıran bir kafa yapısından uzaklaştırılmak, onun yerini dini dogmaların oluşturduğu bir zihniyetin alması; yalnız Türkiye’nin değil, tüm dünyanın önemli bir sorunu..... Davos’ta tartışılacak konular arasında “kamu ve özel kurumlara güvenin inşası”, risklerin yönetimi gibi alt başlıklar da, Hrant Dink için yapılan sessiz uzun yürüyüşün ‘sessiz’ parçaları arasında. “Ne yapalım, koruma talebinde bulunmadı ki!” gerekçesinin arkasına sığınan, önce “Bu örgüt işi değil, milliyetçi duygularla işlenmiş bir cinayet” deyip hemen arkasından gelen tepki üzerine lafı değiştirip “cinayetin örgüt bağlantısının araştırıldığını” söyleyen kamu otoritesine karşı güvenin yeniden inşası için farklı adımlar atılması gerekmiyor mu? Bu hükümet “riskleri yönetemediğini” Hrant Dink cinayeti ile iyice kanıtlamış oldu. Zaten Ermeni soykırımı bombardımanı altındaki Türkiye, mahkeme kapılarında gereksiz yere süründürdüğü kimi çevrelerin milliyetçi öfkelerine açık hale getirttiği Ermeni yurttaşını, tek sermayesi kalemi olan barışçı bir aydınını “koru(ya)mayarak”, dış çevrelerin tüm eleştirilerine karşı iyice açık hale getirdi. Yüz binlerin sessiz yürüyüşü bir anlamda dünyaya da önemli bir demokrasi mesajı, “Bu ülkede bu çatı altında ErmeniTürk çatışması olmuyor, olmayacak” mesajı daha anlamlı nasıl verilebilir ki? Biliyor musunuz, Davos’ta bu yıl ilk kez “Türkiye Doğu’ya mı kayıyor?” başlıklı bir toplantı düzenleniyor. Son yıllarda fazlasıyla yara aldık... 8 kilometrelik yürüyüşün ortalarında bir yerlerde yaşlı bir teyze ile yan yana düştük. Göğsünün üzerine yerleştirdiği çantasını Hrant Dink’in resmi ile örtmüş, dimdik, emin adımlarla heyecan içinde yürüyordu. 77 yaşında ve adının Saadet olduğunu ve uzun yıllar önce Giresun’dan İstanbul’a göç ettiğini öğrendiğim kadıncağız, “Evladım içim yandı benim de. Balat’ta oturdum uzun yıllar, ErmeniRum hepimiz iç içe yaşadık. Yetimhanede yetişmiş yavrucak. Ben fakirliğin ne olduğunu iyi bilirim...” diye anlattı. Kim bilir, Saadet Teyze’nin bu sözleri belki de en iyi yanıt... BAŞSAĞLIĞI Değerli Felsefeci Basınımızın demokrat kalemlerinden arkadaşımız gazeteciyazar CUMHURİYET OKURLARI TEK YÜREK HAYKIRIYOR BEDENİNİ YOK ETTİLER, SONSUZLUĞA UĞURLANDIN, UĞURLAR OLSUN, VEHBİ HACIKADİROĞLU’nun vefatından derin üzüntü duyduk. Ailesine, dostlarına ve felsefe camiasına başsağılığı dileriz. HRANT DİNK’i hain bir saldırı sonucu yitirmenin derin üzüntüsünü yaşıyoruz. Ailesinin, yakınlarının, Ermeni cemaatinin ve basın topluluğumuzun acılarını paylaşır, başsağlığı dileklerimizi sunarız. UĞUR MUMCU KALPAKSIZ KUVVACI... MÜCADELE AZMİN, ONURLU DURUŞUN, DÜRÜSTLÜĞÜN, YAZDIKLARIN, YURT VE ULUS DAVAN, BİZLERE MİRAS KALDI. ULUSAL BAĞIMSIZLIK, GERÇEK DEMOKRASİ, KALKINMA VE AYDINLANMA YOLUNDA, BİLENMİŞ, CEHENNEM YÜREKLİ KORKUSUZ, BÜKÜLMEZ BİLEKLİ AYDINLANMIŞ BEYİNLER OLARAK ÖNDERİMİZ GAZİ MUSTAFA KEMAL ATATÜRK’ÜN BURSA NUTKU İLE, BİZLER DE SENİN YOLUNDAYIZ. YURT VE ULUS SEVGİMİZ SÖNMEYECEK; MÜCADELEMİZ ZAFERE KADAR SÜRECEK, SÖZ VERİYORUZ... 24 OCAK 2007 CUMOK OLUŞUMLARI: Afyonkarahisar, Akhisar, Alaşehir, Amasya, Anamur, Ankara, Antakya, Antalya, Ardahan, Artvin, Aydın, Ayvalık, Bergama, Bolu, Bodrum, Bozüyük, Burdur, Burhaniye, Bursa, Çorlu, Çorum, Bafra, Babaeski, Balıkesir, Bandırma, Bursa, Çan, Çanakkale, Çarşamba, Datça, Denizli, Dikili, Edirne, Elbistan, Eskişehir, Erzin, Foça, Gaziantep, Gemlik, Gerze, Gönen, Isparta, İnebolu, İstanbul, İzmir, Karaman, Kars, Kastamonu, Keşan, Kocaeli, Konya, Kuşadası, Lüleburgaz, Malatya, Marmaris, Mersin, Milas, Muğla, Ordu, Orhangazi, Rize, Salihli, Samsun, Saray, Silifke, Sinop, Sıvas, Şereflikoçhisar, Tokat, Turgutlu, Türkoğlu, Uzunköprü, Vize, Yalova, Zonguldak. TÜRKİYE GAZETECİLER CEMİYETİ YÖNETİM KURULU BOĞAZİÇİ ÜNİVERSİTESİ FELSEFE BÖLÜMÜ ÇALIŞANLARI, DERGİMİZ, FELSEFE TARTIŞMALARI’NIN KURUCUSU DEĞERLİ DOSTUMUZ HRANT DİNK’e sıkılan kurşunlar O’nun şahsında barış ve demokrasiyi hedef almıştır. Şiddetle kınıyor ve lanetliyoruz. Tüm barış ve demokrasi güçlerine başsağlığı diliyoruz. OSMAN ÖZGÜVEN DİKİLİ BELEDİYE BAŞKANI MUĞLA ÜNİVERSİTESİ FELSEFE BÖLÜMÜ ÖĞRETİM ELAMANLARI VEHBİ HACIKADİROĞLU’nu SEVGİYLE ANIYORUZ. CUMHURİYET 13 K
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear