24 Kasım 2024 Pazar Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
28 AĞUSTOS 2006 PAZARTESİ CUMHURİYET SAYFA OTOMOBİL otomobil?cumhuriyet.com.tr Dünyanın en önemli organizasyonlarından F1’in markalara kazandırdıkları saymakla bitmez 7 ‘Bir numaralı formül’ atırım, teknoloji, hız, cesaret, direnç, sabır,ekip çalışması... İşte ‘1 numaralı formül’ün temel unsurları. Formülün sonucu ise birden fazla. Bir yanda kitlelerin ilgisi, hayranlığı, sevgisi ve hissettiği heyecan. Diğer yanda ise yüksek ekonomik getiri ve prestij. Bugün Formula 1’in her iki Grand Prix’sinde de çok sayıda takım yarışıyor. Yalnızca bir yarış öncesinde yapılan yatırımlar ise milyon dolarlarla ölçülüyor. Peki ‘1 numaralı formüle’ bunca yatırım yapılmasının nedeni ne? Formula1’de markalar arasında yaşanan kıyasıya rekabetin temeli bir prestij mücadelesi. Aynı zamanda da geleceğe, teknolojiye yapılan büyük bir yatırım. Tanıtım anlamında da devasa bir sektör. GEÇMİŞTEN GELECEĞE ORHAN ERİNÇ Truvalıların Ülkesinde... Günlerden 26 Ağustos. Kurtuluş Savaşımızın sonunu getirecek ve 30 Ağustos’ta zaferle sonuçlanacak Büyük Taarruz’un başladığı gün. Karşı kıyıları seyrediyoruz. Önümüzde Çanakkale Boğazı ve Ege Denizi uzanıyor. Birinci Dünya Savaşı’nda deniz kuvvetlerimizin istilacı ülkelerin donanmalarına geçit vermeyen sulardan kafamızı biraz sağa çevirince Çanakkale Anıtı ve kara savaşlarının yaşandığı alanlarla karşı karşıyayız. Daha sonra tüfeğini sağ eli ile kavramış Mehmetçiğin sol koluyla işaret ettiği izlenimi uyanan ve ‘‘DUR YOLCU’’ diye başlayan dizeler göze çarpıyor. Askerler için eskiden üretilen sigaranın üzerindeki görüntünün 1993 yılında yitirdiğimiz Sevgili Ayhan Başoğlu ile bir arkadaşının teknolojik zorluklara karşı büyütülmüş şeklini seyrediyoruz. Seyrettiğimiz alan, aynı zamanda Atatürk’ün askerlikteki ilk büyük başarısını sağladığı ve dâhi komutanlığa ulaşmasının gerçekleştiği bölge. Durduğumuz yer ise, Atatürk’ün Kurtuluş Savaşımızın sonuçlarını nitelerken ‘‘Truvalıların da intikamını aldık’’ sözlerinde geçen Truvalıların ülkesi. Çanakkale 18 Mart Üniversitesi ile İntepe Belediyesi’nin düzenlediği ‘‘1. Uluslararası Troas Bölgesi Değerleri Sempozyumu’’nun kapanış bölümünde konuşmak için değerli meslektaşlarımızla bir aradayız. ‘‘Truva’’ denince akla hemen ‘‘tahta at’’ düşüyor. Ama bölgenin dünya kültürleri ve tarihi konusundaki önemi anımsanmıyor. Öncelikle, yabancı dilde yayınlardaki anlatımlardan Truva’nın bugünkü Yunanistan topraklarında olduğu yolundaki izlenimleri değiştirmek gerektiği ortaya çıkıyor. Ardından da tarih biliminin söylenceye dayalı sözlü döneminin Truva Savaşı’yla yazılı döneme geçtiğini anımsatmak gerektiği anlaşılıyor. Truva Savaşı’nın kahramanlarından Hektor ile Aşil’in gerçekten bu topraklarda yaşadıklarını ve söylencelerle yarı tanrı durumuna getirildiklerini de dünyaya anlatamamış olmamızın hoşgörülemeyecek bir adamsendecilik oluşturduğunu kabul etmeliyiz. Türkiye’nin binlerce yıllık kültür mirasını tanıtmak ve ülke ekonomisine sağlayacağı katkıları yok saymak yanlışını bir an önce terk etmeliyiz. Ama şimdiki de dahil siyasal iktidarların kendi öznel yaklaşımlarını gerçerli kılma girişimleri, Türkiye’yi bu alanda da geriye düşüren nedenler arasında yer alıyor. ??? Çeşitli ülkelerden gelen turistlerin de izlediği Hektor’un cenaze töreni gösterisi ile mezarına yapılan kısa yolculuk, Çanakkale ve İntepe için yeni bir dönemin başlangıcını oluşturabilir. Ülke turizmine ve dolayısıyla İntepe’ye sağlayacağı olanaklar, sempozyumun geleneksel olarak sürdürülmesiyle artacaktır. Ancak İntepelilerin de bu gelişmenin ayırdına varmaları koşuluyla... Y Bugün Formula 1’de çok sayıda takım yarışıyor. Yalnızca bir yarış öncesinde yapılan yatırımlar ise milyon dolarlarla ölçülüyor. Peki ‘1 numaralı formüle’ bunca yatırım yapılmasının nedeni ne? Formula1’de markalar arasında yaşanan kıyasıya rekabetin temeli bir prestij mücadelesi. Aynı zamanda da geleceğe, teknolojiye yapılan büyük bir yatırım. Yani F1’in, yapılan yatırım ne kadar büyük olursa olsun yine de vazgeçilmesi güç getirileri var. Sezonu şampiyon kapayan takım ortaya koyduğu ürünlerde ciddi bir prestij kazanıyor. Geçen sezon Renault yıllar süren Ferrari ambargosunu kırarak bu prestije erişti. Gerek insana, gerekse araştırma geliştirmeye yaptığı yatırımın karşılığını da küresel düzeyde aldı. Renault için yepyeni bir mecra açıldı. Yani geçen sezon ‘Formülü’ doğru kullanıp denklemi çözen Renault’ydu. Bu sezon da Renault başa güreşiyor. Kazanılanı kaybetmek, geldiği noktadan aşağılara inmek istemiyor. Ancak diğer takımlar da gözünü zirveye dikmiş durumda. Ve rekabet üst düzeyde yaşanıyor. Ferrari’nin efsane pilotu Schumacher ve Renault’nun genç Alonso’su birbirlerine üstünlük sağlamak için her şeylerini ortaya koyuyorlar. Bu arada BarHonda Pilotu Jenson Button Macaristan’da iki şampiyon adayının da yarış dışı kalmasıyla kariyerinin ilk zaferini yaşadı. Ve geçen sezon Renault’nun yakaladığı çıkışın ardından kısa süreliğine de olsa F1’e renk getirdi. Bu moralle bir iki yarış daha kazanabilir mi, heyecanı arttırabilir mi diye sormak geliyor içimizden. Dün ise Türkiye açısından önemli günde F1’in dev ekiplerinden Ferrari, Massa ile birinciliği yakaladı.Türkiye için tartışılsa da önemli getirileri olan İstanbul Grand Prix’sinde bir önemli olay da KKTC Cumhurbaşkanı Mehmet Ali Talat’ın kupayı Massa’ya uzatmasıydı. Bakalım bunun ne gibi getirileri olacak?.. İddialı birkaç takım dışında Formula1’de görünmek ve tanıtım alanında bu organizasyonun getirilerinden yararlanmak isteyen ekipler de var. Onlar da yatırımlarını arttırırsa F1 severler için heyecanın artacağına kuşku yok. YENİ BİR İŞBİRLİĞİ Nissan’ın küçük, atak, pratik, tutumlu ve estetik modeli dikkat çekiyor Parrot artık Peugeot’da T ürkiye pazarında 1 yaşını dolduran Parrot, sürücü ve yolcular için en güvenli teknolojik sistemleri kullanan Peugeot ile de işbirliği yaparak anlaşmalı olduğu otomobil şirketlerinin sayısını 12’ye çıkardı. Renault, Ford, Volkswagen, Audi, Seat, Citroen, Hyundai, Nissan, Fiat, Alfa Romeo ve Kia’dan sonra şimdi de Peugeot ile anlaşan Parrot, araç kitlerini Türkiye çapındaki tüm Peugeot bayilerinde satıyor. Peugeot bayilerinde satılmaya başlanan Parrot araç kitleri; CK3000 Evolution, CK3100, CK3200LS özel adaptör ve kablolarla sorunsuz bir şekilde Peugeot araçlarına monte ediliyor. Kent için ideal: Micra J apon otomobil üreticisi Nissan’ın mini sınıftaki otomobili, ilk kez 1980 yılında yollara çıktı ve 1997 yılında Türkiye’de de satışa sunuldu. 2000 yılında baştan aşağı yenilenen ve çekici bir görünüm kazanan Micra, geçen aylarda ürün gamına eklenen dizel motor seçeneği ile daha da cazip bir hal aldı. Ufak boyutlarıyla bayan sürücülerin gözdesi olan Micra, sehir içi pratik kullanımıyla dikkatleri üzerine çekiyor. Micra Türkiye’de, üç ve beş kapılı karoser sürümlerinin yanı sıra coupecabrio seçeneği ile de satışa sunuluyor. Bizim test ettiğimiz, Micra’nın 1.5 litrelik dizel sürümüydü. Yuvarlak ve bombeli hatlara sahip olan Micra, ön yüzünde öne çıkarılmış belirgin farlar ve gövde rengi ön tampon ile oldukça sevimli bir görünüme sahip. Bayanların oldukça beğenisini kazanan Micra, yan profilden bakıldığı zaman Volkswagen’in ünlü Beetle modelini anımsatırken, akıcı hatları arka kısımda daha kısa ve eğimli tasarlanmış. Otomobilin arka bölümünde bagaj kapağının iki yanına sıralanan dik stop lambaları da ortaya oldukça şık bir görünüm çıkarmış. Nissan Micra’nın iç mekânında kaliteli malzemeler ve başarılı işçilik hemen fark ediliyor. Dış tasarımda kullanılan yuvarlak formlar, aracın içinde de fazlasıyla kullanılmış. Micra’nın iç mekânı boyutlarının küçük olmasına rağmen oldukça ferah. Açık tonlardaki ön konsol ve koltuklar, içeride oldukça geniş ve ferah bir ortam görüntüsü yaratıyor. Ön ve arkada oturan yolcular açısından yeterli kullanım alanı sunan Micra’nın yüksek tavanı sayesinde uzun boylu yolcular da oldukça rahat ve konforlu seyahat imkanı buluyor. Ön koltukların minderlerini ters tarafa açarak altındaki boş bölüme büyük eşyalarınızı da koyabiliyorsunuz. Asimetrik katlanabilen arka koltuklar öne ve arkaya doğru 200 mm kaydırılabiliyor ve bu da 251 litrelik bagaj hacminin, 371 litreye kadar artmasına olanak sağlıyor. Testimize konuk olan Micra’da, 1.5 litrelik Dci motor görev yapıyor. 1461 cc silindir hacmine sahip olan bu motor, 82 beygir güç üretiyor. Common Rail Dizel teknolojisine sahip olan bu motor alt devirlerde biraz cansız kalsada, devir yükseldikçe gerçek yüzünü gösteriyor. Orta sertlikte ayarlanmış süspansiyon sistemi sayesinde otomobilin yol tutuşu da etkileyici. Çok zorlandığında önden kayma eğilimi gösteren araç çabuk tepki veren direksiyonu sayesinde kontrol altına alınabiliyor. Minik boyutlarıyla park sorununa çözüm getiren Micra’nın ses yalıtımı da sınıf standartlarında. 1.5 litrelik dizel motor şehir içinde 5.4 litre, şehir dışında 4.0 litre ve ortalamada ise 4.5 litre yakıt tüketimine sahip. 45 litrelik depo kapasitesine sahip olan Micra, bir depo yakıtla 970.km yol yapabiliyor. 0’dan 100 km. hıza 12,9 sn’de çıkan Micra, 169 km. maksimum hız yapabiliyor. Euro NCAP çarpışma testinden dört yıldızla ayrıla Nissan Micra ile birlikte, ABS, EBD, fren destek sistemi, sürücü yolcu hava yastıkları gibi güvenlik sistemleri standart olarak sunuluyor. oerinc?cumhuriyet.com.tr. 6 SİLİNDİR 3 LİTRE HACİM BMW 3’e 3 yeni motor B MW, 3 serisi araçlarında 3 farklı yeni motora daha yer verdi. 6 silindirli 3 litrelik bu motorların ikisinin yüksek performansa yönelik olacağı dile getiriliyor. 325d’lere yerleştirilecek olan ve yeni tasarımlar arasında en düşük güce sahip olacak dizel motor, 3.0 litre hacminde ve tek turbo beslemeye sahip olacak. Sedan ve Touring 3 serisi’yle satışa sunulacak 325d, 197 HP güç ve 400 Nm tork üretiyor. 3 Serisi’nde yer alacak en güçlü dizel motor ise ilk kez 335d ismiyle satılacak olan otomobilde yer alacak. Bu motorun ürettiği güç 286 HP, maksimum ürettiği tork ise 580 Nm tork olarak gerçekleşiyor. 335d, coupe, sedan ve station karoser seçenekleri ile satın alınabilecek. 3.0 litrelik yeni benzinli motor ise 335i versiyonuna monte edilecek ve 306 Hp güç ve 400 Nm tork üretecek. Değerli sürücüler, Her duyarlı vatandaş gibi yaşadığımız dünyamıza sahip çıkalım ve temiz, yaşanabilir, saygın bu değerli varlığımızla yaşayabilmenin keyfini çıkaralım. Tüketim artıklarımızı, çöplerimizi, sigara izmaritlerimizi, yollara atarak değil, onları aracımızda poşetler içine koyup medeniyet kuralları dahilinde çöp kutularına atarak doğamıza sahip çıkalım.Kendimize gösterdiğimiz özeni, çevremize de gösterelim. Araçlarımızın yere akıttığı yağ ve kimyasal sıvı kaçaklarını mutlaka giderelim. Bu sıvılar yere aktığı sürece, biz veya başkaları için büyük tehlikeler oluşturacaktır. Doğaya sevgi, insana saygı yaşamımızın kuralı olduğu sürece bizler, yaşanacak dünyamızı hak eden onurlu insanlardan olduğumuzu asla unutmayalım. Fren balatalarımızı kaliteli olanlarıyla yenileyelim. Asla asbest içeren kötü parçalar kullanmayalım. Dünyamız savaşlar, kimyasal deneyler, zehirli atıklar derken yaşanması zor, sağlığımızı tehdit eden tehlikelerle karşı karşıya kalmış bulunmakta. Bir de elimizdeki imkânlara rağmen, egzoz gazlarından oluşan zehirli havayı solumaktayız. Bu önlemi basit, zararları çok fazla olan haksızlığı araçlarımızın egzoz muayenelerini yaptırarak ve egzoz sistemlerimizi kontrol ettirerek engelleyelim.Temiz bir dünyadan ve onunla birlikte yaşamaktan keyif almak en doğal hakkımızdır. Bu hakkımıza engel olan, çevremize zararlı koku ve gürültü veren araçları lütfen İl Çevre ve Orman Müdürlüğü’nün 0212 520 13 60 No’lu faksına, o aracın plakasını yazarak, medeni ve kanuni haklarımızı yerine getirerek sahip çıkalım. Sevgilerimle... Yeni Corsa’ya Avrupa’dan 5 yıldız Y eni Opel Corsa, çarpışma testinde, Yolcu Güvenliği konusunda en iyi dereceyi aldı Londra’da İngiliz Uluslararası Otomobil Fuarı’nda yapılan dünya lansmanından hemen sonra, yeni Opel Corsa, güvenlik konusunda sınıfının en iyi modellerinden biri oldu. Bağımsız Euro NCAP organizasyonu, Corsa’yı, yolcu güvenliği alanında maksimum skor olan beş yıldız derecesi ile ödüllendirdi. NCAP test programında Corsa’nın aldığı bu iyi sonuçlar, hem çocuk yolcuların hem de yayaların korunması dallarında kazanılan üç yıldız dereceleri ile tamamlandı. Yeni Corsa’daki entegre güvenlik sistemi, Rüsselsheim’daki mühendislerinin uzun yıllar süren araştırma ve geliştirme çalışmalarına dayanıyor. Sürüş sırasında veya gerçek yaşamdaki çarpışmalarda tehlikelerin azaltılmasına katkıda bulunan tüm ilgili aktif ve pasif güvenlik sistemleri, Opel tarafından SAFETEC başlığı altında sınıflandırılıyor. Yeni Corsa’da sürücü ve yolcuları korumak için sunulan başlıca pasif güvenlik özellikleri şunlar: Araçta optimize edilen çarpışma (kaza) bölgeleri ve bu bölgeler için özel olarak ayarlanan tutucu, sınırlandırıcı sistemler; ikiaşamalı ön hava yastıkları ki bunlar darbenin şiddetine bağlı olarak belli bir seviyeye kadar şişiyor. Sürücü ve ön yolcu için yan hava yastıkları; yüksekliği ayarlanabilen ön emniyet kemerlerinde aktif emniyet kemeri gergileri, patentli Katlanır Pedal Sistemi, bu sistem, aracın önden şiddetli bir darbe alması durumunda, sürücünün ayağını yaralanmaya karşı daha ileri düzeyde korumak için pedalların bağlaşımını kesiyor. ISOFIX sistem, bebek taşıyıcılar ve çocuk otokoltukları için en uygun bağlantı sistemini garantilerken diğer yandan emniyet kemeri kullanılmasını garantilemek amacıyla sürücü koltuğu için optik ve akustik bir ikaz sinyali bulunuyor. Aktif güvenlik özellikleri ise ABS ve ESP gibi ileri derecede gelişmiş şasi sistemleri ve yüksek derecede gelişmiş destek fonksiyonlarının yanı sıra sürücüye destek vermek üzere virajlar ve çevresini aydınlatan farlar gibi yeni buluş aydınlatma sistemleri olarak sayılabilir. ABS sistem ile fren yaparken, arkadaki sürücüleri uyarmak için, saniyede beş kez yanıp sönen fren lambaları ve eğer hava yastıkları çalışmaya başlarsa, otomatik olarak harekete geçen tehlike ikaz ışıkları, yolun diğer kullanıcılarının da korunmasına yardım ediyor. Tampon şasi demirinin önündeki çok özel düşük yoğunluktaki köpük malzeme ve enerjinin en etkin bir şekilde sönümlenmesi için yine çok özel tasarımlı bir kaput, yayaların da yaralanmaya karşı korunmasına yardımcı oluyor. V O L K S WA G E N E O S TÜRKİYE 6 PAZARDAN BİRİ Shell’in yatırım üssü hell’in dünya çapındaki Petrol Ürünleri Organizasyonu’na ilişkin stratejik kararlar alan ve başkanlığı Rob Routs tarafından yürütülen Petrol Ürünleri (Downstream) Liderlik Ekibi, ağustos ayı toplantısını 2526 Ağustos tarihlerinde İstanbul’da gerçekleştirdi. Shell’in Türkiye’ye verdiği önemi vurgulayan Shell Dünya Petrol Ürünleri İcra Başkanı Rob Routs, büyümeyi hedefledikleri 6 pazardan birinin Türkiye olduğunu belirtti. ‘Şafak Tanrıçası’ Türkiye yollarında B ir milyondan fazla Beetle , Karmann Ghia, Golf ve New Beetle serisi VW cabriolet’den sonra Eos, Ağustos başında Türkiye yollarına çıktı. Adını mitolojideki Şafak Tanrıcası’ndan alan Eos’un tasarımı ise Murat Günak ve ekibine ait. 365 gün sürüş keyfi sloganıyla pazardaki yerini alan Eos aynı zamanda Volkswagen’in ilk cam tavanlı coupe+cabrio modeli. Volkswagen’in ‘‘Kaplumbağa’’ olarak hafızalarımıza kazınan Beetle, ardından Karmann Ghia, Golf ve New Beetle ile sürdürdüğü cabriolet geleneğinin son halkası olan Eos, 58 bin 900 YTL ’den başlayan tavsiye edilen fiyatlarla satılıyor. ‘‘365 gün kullanılabilecek bir otomobil’’ olarak nitelenen Eos’un cam tavanı, aynı zamanda sunroof özellikli, yani yarı yarıya da açılabiliyor. Türkiye’de 1.6 lt FSI (115 HP), 2.0 lt turbo FSI (200 HP) benzinli ve 2.0 lt TDI (140 HP) dizel motor seçenekleriyle satılmaya başlanan Eos’da, zengin donanımlar bulunuyor. Standart donanımlar arasında ESP, 16 inç alüminyum jantlar, tam otomatik klima, deri direksiyon simidi ve vites topuzu, spor koltuklar sayılabilir. S Muayene, Teşhis, Tedavi TÜRK KALP V AKFI 19 Mayıs Cad. No: 8 Şişli/İstanbul Tel: (212) 212 07 07 (pbx) Faks: (212) 212 68 35 İnternet: http://www.tkv.org.tr email: gen.sekreter?tkv.org.tr koordinator?tkv.org.tr CUMHURİYET 07 K
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear