24 Kasım 2024 Pazar Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
SAYFA CUMHURİYET 22 AĞUSTOS 2006 SALI 6 HABERLER Dinci Anadolu’da Vakit gazetesi İlhan Selçuk’u hedef göstermeyi sürdürüyor SALI ORHAN BURSALI Kışkırtıcı gazete ? Dinci gazete, saldırgan üslubuyla kamusal alanda türban takılmaması kararını alan Danıştay üyelerine ve gazetemize yönelik bombalı saldırıyı gerçekleştiren Alparslan Arslan gibilerine yeni hedefler gösteriyor. Ortadoğu’ya Bulaşma! Dışişleri Bakanı Gül, duruyor duruyor, turnayı gözünden vuruyor! Yaklaşık olarak şöyle dedi: ‘‘Komşuda, bölgede savaş varken Türkiye buna kayıtsız kalabilir mi, kim kalabilir?’’ Kayıtsız kalabilir mi, sorusu yanlış. İlki, Lübnan,‘‘komşu’’ değil, bölgemizde... İkincisi, kayıtsız kalmanın karşıtı ‘‘müdahale’’ mi? Fiilen savaşın içine dahil olmak mı? Şüphesiz, Türkiye bölgesindeki savaşa ‘‘kayıtsız kalamaz’’. Mesela, ‘‘yakın izleme’’, ‘‘teyakkuzda olma’’, ‘‘yatıştırıcı davranma’’, ‘‘savaş odaklarına karşı çıkma’’, ‘‘savaşın kendisine vereceği zararı en aza indirme’’ gibi, ülkemiz refahını, ekonomisini, geleceğini, insanının hayatını ön plana alan bir dizi düşünce, öncelikle akla gelebilir! Hayır, beyinler ‘‘Asker göndermek’’ üzerine çalışıyor! ??? Türk ordusunu şu veya bu şekilde Ortadoğu’nun bitmez tükenmez savaşlarının içine itmek, tamamen Amerikancıların planıdır, bir de gözü dönmüş ‘‘Sarıkamış milliyetçilerinin’’... fetih meraklılarının... başkalarının felaketinden yarar umanların... Şüphesiz, ABD’ye yaranma şampiyonlarını (Amerikancıları) burada önemle vurgulamak gerekir ki, bugün asker gönderme konusunda itici gücü onlar oluşturuyor. ABD güdümünde davranan ana odak, şüphesiz AKP iktidarı. AKP sözde Hizbullahçı, İslamcı ve İsrail karşıtı; fiiliyatta ise Amerikancı. Hükümet, İran, Suriye, Hizbullah karşıtı bütün Amerikan isteklerini yerine getiriyor. Uçakları indiriyor, arıyor, İncirlik Üssü’nden malzeme ve mühimmat sevkıyatına izin veriyor. Ama lafa gelince mangalda kül bırakmıyor, İslamcı söylemle ‘‘durumu dengeliyor’’! AKP, ABD’nin asker isteğine bir şekilde yanıt verecek gibi. Bu onların hem Ortadoğu’da ‘‘ümmetçi’’ davranma politikalarından hem de ABD’nin Türkiye ekonomisini belirleyen uluslararası finans kuruluşları üzerindeki etkisinden kaynaklanıyor. ‘‘Aman ABD ile çatışma konusu yaratmayalım, ekonomi etkilenmesin! Sıcak para akışı sürsün!’’ Fakat, ‘‘oraya gider kenarında durur, savaşa bulaşmayız’’ gibi ne kokar ne bulaşır hesabın çarşıya uymayacağından haberleri yok. Türkiye’yi etkileyecek zincirleme savaş gelişmeleri, korktuklarını başlarına daha çabuk getirebilir ve ekonomiyi denetleyemez hale gelebilirler... ??? Peki, ülkemizi, ABD’nin savaş politikalarının bir aracı olarak Ortadoğu’ya sürmek isteyenler neyin peşinde? Bu tutumlarını, salt Amerikancılıklarına, Pentagonculuklarına mı yorayacağız? Bazıları için öyle! Güçlünün estirdiği rüzgâra küçük yelkenler açma isteği. Liberal kanat, Amerikan neokoncularının dümen suyunda, Ortadoğu savaşına bulaşmayı hep istedi... Fakat ABD’de neokonların durumu iyi değil... Connecticut önseçimleri, iktidarın savaş politikasının ABD’de hızla zemin kaybettiğini gösteriyor.. Jimmy Carter, ABD’nin eski başkanlarından, yazdığı son kitapta, neokonları yerden yere vuruyor ve ABD’yi bütün dünyaya rezil ettiklerini duyuruyor... Carter, Spiegel dergisinde (33/2006) yayımlanan söyleşide şunları vurguluyor: ‘‘Bush hükümeti, Cumhuriyetçi veya Demokrat, geçmiş bütün hükümetlerin ortak ilkelerine sırtını döndü. Bütün halefleri barış ilkesine hep bağlı kaldı. Savaşa karşı önleyici savaş doktrini yoktu. Biz sadece, güvenliğimiz doğrudan tehlikeye girdiğinde savaş aracına başvururduk... Ayrıca geçmiş hükümetler kilise ile devlet işlerini birbirinden hep ayrı tutmaya özen gösterdi; aynı şekilde sosyal adalete de bunlar sırtını döndü. ABD’de asla tamamen zenginleri gözeten ve çalışanların aleyhine bir vergi düzenlemesi yapılmamıştı..’’ Carter, daha çok şey söylüyor, Ortadoğu’da barış görüşmelerini tamamen dışlamaları gibi... Demokratlar gelecek seçimlerde iktidarda, eğer Bush daha önce devrilip gitmemişse!... ‘‘Bizimkilerin’’ bilgisine. Fakat, ortada ilke olmayıp, günün ve güçlünün peşinde koşmak olunca, ha Bush gelmiş, ha Al Gore!.. ? Dinci Anadolu’da Vakit gazetesi, aralarında yazarımız Ahmet Taner Kışlalı ve Gümüşhane Barosu Başkanı Ali Günday’ın da bulunduğu birçok kişiyi hedef göstermiş, Kışlalı ve Günday katledilmişlerdi. gibi, kışkırtıcı ve Selçuk’u hedef gösteren ifadelere yer vererek, adeta ‘‘yeni Alpaslan Arslan’lar yaratmaya çabalıyor’’. İstanbul Haber Servisi Dinci Anadolu’da Vakit gazetesi, gazetemiz imtiyaz sahibi, başyazarımız İlhan Selçuk’u, ‘‘Başörtüsü düşmanlığını gösterdi’’ başlığıyla hedef gösterdi. Dinci gazete, kışkırtıcı ve saldırgan üslubuyla adeta yeni Alparslan Arslan’lar yaratmaya çabalıyor. Bilindiği gibi, kamusal alanda türban takılmaması kararını alan Danıştay üyelerine ve gazetemize yönelik bombalı saldırıyı gerçekleştiren Arslan’ın arabasında dinci Anadolu’da Vakit gazetesi bulunmuştu. Selçuk’un Hacı Bektaş Veli’yi anma töreninde yaptığı konuşmada türbanın kadının toplumsal yaşamdan dışlanmasının göstergesi olduğunu belirterek ‘‘Türban insan hakkı değildir’’ sözlerini Selçuk’un fotoğraflarıyla yayımlamayı sürdüren dinci gazete, Türkiye Sağlık İşçileri Sendikası Genel Başkanı Mustafa Başoğlu’nun, ‘‘Kuran’dan kaynaklanan dini vecibenin inkârıdır, eğer İslama inanıyorsa tövbe etsin’’ sözleriyle de açıkça hedef gösterdi. ‘Güneşi göremeyen yarasalar’ Paneli de çarpıttılar 18 Ağustos tarihli sayısında Selçuk’un konuşmasına geniş yer ayıran dinci gazete, İlhan Selçuk’un, ‘‘Bilimsel Devrim ve Kemalizm’’ konulu paneldeki ‘‘Mesela, ‘Türban takmak insan hakkıdır’ diye düşünenler var. Türban takmak insan hakkı değildir. Kadını erkekten aşağı gören, insan haklarına aykırı bir fikrin hayata uygulanmasıdır. Kadına ‘Sen günahsın’ dediğin zaman insan hakkı olabilir mi?’’ sözlerine yer verdi. Dinci gazete, Selçuk’un, Cumhuriyet gazetesinin, laik Cumhuriyeti korumayı amaç edinen her kurumun yanında olacağını belirten sözlerini de ‘‘itiraf’’ olarak değerlendirdi. Dinci Anadolu’da Vakit gazetesi 19 Ağustos tarihli sayısında ise Türkiye Sağlık İşçileri Sendikası Genel Başkanı Başoğlu’nun sözlerine yer vererek saldırısını sürdürdü. Dinci gazete, Selçuk için ‘‘Eğer İslama inanıyorsa...’’ ‘‘Selçuk, İslamın nurundan rahatsız oluyor’’ cümlesini kullanan gazete, haberinde şu ifadelere de yer verdi: ‘‘Önüne gelenin İslama sataşması, İslamın ışığından duyduğu rahatsızlığı gösteriyor. İslamın nuru bunların gözlerini kamaştırıyor. İslamın nurundan rahatsız olanlar, güneşi göremeyen yarasalar gibi karanlığa bürünüp aydınlığa çıkmaktan korkuyorlar. Ne İlhan Selçuk ne de başkaları, başörtüsüne karşı çıkarak böyle bir dini vecibenin ortadan kaldırılmasını başaramayacaklardır.’’ Dinci Anadolu’da Vakit gazetesi, aralarında yazarımız Ahmet Taner Kışlalı ve Gümüşhane Barosu Başkanı Ali Günday’ın da bulunduğu birçok kişiyi hedef göstermiş, Kışlalı ve Günday katledilmişlerdi. Son olarak da Danıştay’a ve gazetemize yönelik de bombalı saldırıyı düzenleyen Arslan’ın aracında Vakit gazetesi bulunmuştu. Söz konusu gazetedeki haberde, kamusal alanda türban takılamayacağı kararı alan Danıştay üyeleri hedef gösterilmişti. Ege’den Akdeniz’e uzanan kıyı şeridinde toplumu bölen yeni bir ayrımcılık türü gelişiyor Tesettür kuşatması HAKAN DİRİK İZMİR Siyaseti dinle harmanlayan düşünce, Ege’de yerel yönetimleri ele geçiremedi, ama tatil yörelerinde ağırlığını hissettirmeye başladı. Bölgede, bavuluna ‘‘haşema’’ ve ‘‘tesettür mayosu’’ koyup tatile çıkmak isteyenlere hizmet veren işletme sayısı giderek artıyor. ‘‘Dini esaslara uygun’’ tatil hizmeti veren işletmeler, turizm anlayışlarını da çeşitlendiriyor. ‘‘Güneşkumdeniz’’ üçgeninden mavi tura, termalden ‘‘her şey dahil’’e dek ‘‘huzurlu tatil’’ vaat eden işletmeler, ülke genelinde de çoğalıyor. Tesettürlü ve haşemalı tatilcilerin Karaburun’da ‘‘bikinili’’ olduğu gerekçesiyle Ceren Aydın adlı genç kıza saldırması, dikkatleri bu yönde hizmet veren işletmelere çekti. Genelde ‘‘aile tatili’’ sloganıyla hizmet veren işletmelerin çoğuna başı açık kişiler alınmıyor. Çevrelerindeki pansiyonlarla birlikte bu tesisler ‘‘kapalı devre’’ tatil sunuyor. Çeşme Çiftlikköy’deki Yeni Meltem Tatil Köyü ‘‘huzurlu bir tatil’’ vaat ediyor. Bunun için de ‘‘Mescit, bay ve bayanlara ait özel iki plaj ve iki yüzme havuzumuz mevcuttur’’ diyor. Bayanlar havuzu çevresinin ‘‘kapalı’’ olduğunu vurgula ? Bölgede, bavuluna ‘‘haşema’’ ve ‘‘tesettür mayosu’’ koyup tatile çıkmak isteyenlere hizmet veren işletme sayısı giderek artıyor. ‘‘Dini esaslara uygun’’ tatil hizmeti veren işletmeler, turizm anlayışlarını da çeşitlendiriyor. ‘‘Güneşkumdeniz’’ üçgeninden mavi tura, termalden ‘‘her şey dahil’’e dek ‘‘huzurlu tatil’’ vaat eden işletmeler, ülke genelinde de çoğalıyor. mayı da ihmal etmiyor. Yine Çeşme’deki Club Famila, havuzlarının ‘‘güneşe açık’’ olduğunu ilan ediyor. Eda Garden’daki ayrı havuzlardaki ayrıntı ise ‘‘kaydıraklı’’ oluşları. Ionia Otel, ‘‘tesettürlü tatilcilerin’’ Çeşme’deki bir başka adresi. Ceren Aydın’a yönelen ‘‘yobaz saldırının’’ ardından Karaburunluların tepkisini çeken Club Asya, Afrodit heykellerini giydirmesiyle gündeme gelmişti. Haremselamlık plaja sahip otel, ‘‘yeni huzurunuz’’ diyerek İslami kesimin ilgisini çekmeye çalışıyor. Kuşadası’ndaki Çam Tatil Köyü, etrafı kapalı bayan havuzu ve mescidiyle bungalov evlerde konaklama olanağı sunuyor. Antalya Demre’de Andirake Hotel ve Alanya’daki İlay Alanis Otel’de, haşema ve tesettür yadırganmıyor. Alanya’daki Club Samira ise daha çok Almancıların ilgisini çekiyor. Didim Akbük’teki Caprice Palace, ‘‘beş yıldızlı İslami tatil’’in simgesi. ‘‘Türkiye’nin lüksü’’ sloganıyla müşteri toplayan otelde her pazartesi Hüner Coşkuner, her salı Mahsun Kırmızıgül sahne alıyor. Bayanlara özel tekne turlarıyla açık denizde yüzme keyfi de unutulmamış. Alanya’daki Şah Inn Suit, ‘‘her şey dahil’’ sistemiyle hizmet veriyor. Tesis, ‘‘Türk aile yapımıza uygun, alkolsüz bir tesis olan otelimizde, bay ve bayan havuzlarımız, bay ve bayanların dönüşümlü olarak kullanabilecekleri hamam, aquapark, fitness center, masaj salonumuzla hizmetinizdeyiz’’ diyor. kumu, çim alan, kaydırak, ‘‘mescit bulunan deniz sulu yüzme havuzları’’ yer alıyor. Burcclub, ‘‘Ramazan ayı ve kış için şimdiden kendinize zaman ayırın’’ diyor. Kuzey Ege’deki Güre’de Saruhan Otel, termal alanında oldukça ‘‘pahalı’’ hizmet veriyor. Afyon Gazlıgöl’deki Soydan Termal Otel’de de hemcinsler ayrı havuzlarda şifa arıyor. Nevşehir’deki Roza Resort’ta ‘‘minibarın’’ yerini ‘‘vitamin bar’’ almış. Sağlık arayan tatilciler, aynı zamanda sağlıklı besleniyor! obursali?cumhuriyet.com.tr. MEB GERİ ADIM ATTI Mavi tur İslami kesim, ‘‘steril tatil’’ için bir otele kapanmak zorunda değil. Ege’nin doğa harikası koylarını görmek, bakir koylarda denize girmek için ‘‘mavi tur’’ olanağı da var. Örneğin Rania Şirketi’ne ait Kalyata Turizm, ‘‘Bayanlar için özel koylarda denize girebilme olanağı ve güneşlenme terası’’ sloganıyla 13 yatını bu hizmet için ayırmış durumda. İslami termal Termal turizm de unutulmuş değil. Selçuk Pamucak’ta kurulu Burcclub, ‘‘hotelSPAthalasso’’ alanında ‘‘hayalleriniz gerçek oluyor’’ diyor. Hayallerin içinde kadın ve erkekler için ayrı, havuz kenarında doğal ince sahil ‘Küfürlü kitap okula giremez’ ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) İlköğretim çağındaki öğrencilerin okuması gereken, 100 Temel Eser listesinde yer alan kitapları, velilerin istediği yayınevinden almasını isteyen ve kendilerinin buna müdahale etmesinin olanaklı olmadığını açıklayan Milli Eğitim Bakanlığı (MEB), küfür dolu kitaplar ve aslına uygun olmayan çevirilere gelen sert eleştiriler üzerine çark etti. MEB, söz konusu baskıların okullara girmesinin engelleneceğini kaydetti. MEB, birkaç gündür basına yansıyan ‘‘100 Temel Eser Skandalı’’na ilişkin dün bir açıklama yaparak bakanlık tarafından herhangi bir yayınevinin önerilmiş olmamasını kendisine savunma aracı olarak gördü. Daha önce yayınevlerini velilerin seçmesi gerektiği ve bakanlığın müdahale şansı olmadığı yönünde açıklama yapan bakanlık, yapılan çevirileri ve yayınevlerinin baskılarını denetlememekle eleştirilmişti. Dün gelen açıklamada ise tavır değiştiren bakanlık, ‘‘Küfür derecesinde argo tabirlerin ve tabu kelimelerin yer aldığı eserlerin okullara girmesini engelleyeceğiz’’ görüşünü kaydetti. MEB’in açıklamasında şunlar kaydedildi: ‘‘Bu eserlerin tahrif edilerek gelişigüzel ve özensizce yayımlanması ve bu yayınların okullara sokulması kabul edilemez. Pedagojik olmayan örneklerin kabulü mümkün değildir. Esasen MEB, yayın kurulları aracılığıyla deyimler sözlüğü ve diğer alanlardaki antolojileri hazırlatmaktadır.’’ AKP GENEL BAŞKAN YARDIMCISI’NDAN CUMHURBAŞKANLIGI SEÇİMİ YORUMU AKP’li Yazıcı:Uzlaşı aramayacağız ADANA (Cumhuriyet Bürosu) AKP Genel Başkan Yardımcısı Hayati Yazıcı, Karaburun’da bikinileriyle denize giren gençlere yapılan gerici saldırı için, ‘‘Bunlar yapaydır. Olabilir. Her toplumun fanatiği var. Kendisini bilmez birisinin bir eylemi varsa, bunlar AKP’ye mal edilemez’’ dedi. Cumhurbaşkanlığı seçimi konusunda ise kimseyle uzlaşı aranmayacağını söyleyen Yazıcı, 11. cumhurbaşkanının, AKP’li ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın işaret edeceği kişi olacağını ifade etti. Yazıcı, Barış Gücü’ne asker gönderme konusunda da ‘‘Bir olayda siz pozisyon alıyorsanız, risk almak zorundasınız’’ yorumunda bulundu. Partisinin önceki gün Büyükşehir Belediyesi Tiyatro Salonu’nda gerçekleştirdiği 16. İl Danışma ve Eğitim Semineri’ne katılmak üzere Adana’ya gelen AKP Genel Başkan Yardımcısı Hayati Yazıcı, Adana Milletvekili Abdullah Torun ve İl Başkanı Mustafa Attaroğlu’yla birlikte bir basın toplantısı düzenledi. Kadınlarla erkeklerin harem selamlık düzeninde oturduğu seminerde, Karaburun’da bikinileriyle denize giren yurttaşlara yapılan gerici saldırının anımsatılması ve cumhurbaşkanlığı seçiminde uzlaşmayı reddeden bir tutumun laik kesimle ve TSK’yle sorun yaratıp yaratmayacağı yönündeki soru üzerine Yazıcı, şu yanıtı verdi. ‘‘Asker bu milletin bağrından çıkmıştır ve silahlı kuvvetleridir. Kanun ve anayasaya göre görevi bellidir. Bir taraftan demokrasi ve önce rejim diyeceksiniz, bir taraftan da kamuda görevli bir kesimi siyasi iradeyi temsil eden kesimle çatışır veya takışır bir halde takdim etmeye çalışacaksınız. Bu kabul edilebilir bir şey değil. Kiminle, nasıl uzlaşı olacak? Türkiye’de laik ve laik olmayan kesim şeklindeki sözcükleri çok tehlikeli ve yanlış buluyorum.” CUMHURİYET 06 K
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear