26 Aralık 2024 Perşembe Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
15 AĞUSTOS 2006 SALI CUMHURİYET SAYFA DİZİ 9 İnanış ve düşünüşleri Mezopotamya, İranHint, Antik Yunan, Hitit ve Hıristiyanlıktan etkilenen bir kültür Sır perdesinin ilk durakları B azı arkeolojik kazı alanları vardır. Kazdığınızda, her katmanda farklı bir medeniyetin izleriyle karşılaşırsınız. Sadece ülkemiz değil, ABD işgali ile cehenneme dönen Irak da, İsrail’in üzerine bombalar yağdırdığı Lübnan da, Suriye de bu tarihi zenginliği paylaşır bizimle. Belki de paylaşırdı demek daha doğru olacak. Çünkü tarihi geçmişi ancak birkaç yüzyıla sığan ABD’nin Ortadoğu politikası, sadece insan canına kıymıyor, tarihsel ve kültürel yapıda da büyük kayıplara yol açıyor. Farklı etnik ve dini gruplardan olup da yan yana yüzyıllardır yaşayan insanlar, işgalci güçlerin ‘‘bildik siyaseti’’ yüzünden birbirlerine kıyar hale geliyorlar. Keşke böyle olmasaydı. Ortadoğu’daki kan ve gözyaşının bir an önce dinmesini dileyerek konumuza başlıyoruz. Kültürel zenginlikten bahsetmişken, kültürlerin birbirlerini nasıl etkilemiş olduğunu, 13 ayrı uygarlığa ev sahipliği yapmış olan Antakya üzerinden görmeye çalışacağız. İnanışlarında İslamiyetin yanı sıra Mezopotamya, İranHint, Antik Yunan, Hitit ve Hıristiyanlıktan etkilenen Nusayriler (Arap Alevileri) ise ikinci odak noktamız olacak. Yüzyıllar boyu ayrımcılık ve zulüm görseler de bugüne kadar inançlarını koruyan Nusayrilerle ilgili sır perdesini, doğru kaynaklara başvurarak aralamaya çalışacağız. Büyük İskender’in komutanı kurdu ? Suriye ve Mezopotamya bölgesi üzerindeki güç savaşı, komutanlardan Seleucus’un lehine sonuçlandı (MÖ 301). Daha sonra ‘‘I. Seleucus Nicator’’ adıyla taç giyen Seleucus, ilk olarak Akdeniz sahilinde şimdiki Samandağ’ın Çevlik mevkiinde Seleuceia Pieria’yı başkent olarak inşa ettirdi. Ancak kısa bir süre sonra yeni başkentin Seleucos Krallığı için sahip olması gereken bazı niteliklerden yoksun olduğu anlaşıldı. Seleucus, yenilgiye uğrattığı, Antigonus’un yönetim merkezi olan (bugünkü Antakya’nın 5 kilometre kuzeyinde) Antigonia’yı yıkarak yerine yeni bir başkent kurdu. Demir’in, ‘‘Çağlar İçinde Antakya’’ adlı kitabında, 19. yüzyılda şehri ziyaret eden İngiliz W. H. Barlett’in şu sözleri yer alıyor: ‘‘Topraktan menekşeler, laleler, güller ve mersin ağaçları fışkıran, inanılmaz güzellikte Asi Vadisi’nde kurulan Antakya’nın her yerinde harabelerin sessizliği ve unutulmuşluğun hüznü var. Artık, ne antik kentin sokaklarında tüccarların ve kervanların sesleri ne de Suriyeli tacirlerin incecik Şam ipeklileri, ketenler, danteller sattığı o kalabalık pazaryerinin uğultusu yankılanıyor...’’ Hıristiyan adının ilk verildiği yer T arih boyunca çok sayıda uygarlığa ev sahipliği yapan Antakya günümüzde de bir mozaiği andıran kültürü ve barındırdığı arkeolojik değerlerle dünya mirasının çok önemli bir parçası. Araştırmalar, Amik Vadisi’nin (Akdeniz Bölgesi’nde Kuzey Suriye Platosu ile Amanos Dağları arasındaki ova), Akat, Asur, Babil, Mısır, Hitit, Ege ve Kıbrıs medeniyetlerinin bir sentezini barındırdığını gösteriyor. Antakya ise bu vadi içinde, Anadolu’yu Filistin ve Suriye’ye; Mezopotamya’yı Doğu Akdeniz’e bağlayan yolun üzerinde kuruldu. Tarihi İpek Yolu’nun üzerindeydi. Daha da öncesine gidelim ve şehrin kuruluş hikâyesini dinleyelim: Makedonyalı Büyük İskender, Pers Kralı Darius (Codomannus) ile yaptığı savaşlarda galip geldikten sonra Fenike topraklarını elde etmek amacıyla Asi (Orontes) boyunca güneye ilerledi. Suriye ve Mezopotamya bölgesi Makedonyalıların eline geçti. Ancak Büyük İskender, MÖ 323 yılında Babil’deyken aniden ölünce komutanları fethedilen topraklar konusunda anlaşmazlığa düştüler. Suriye ve Mezopotamya bölgesi üzerindeki güç savaşı, komutanlardan Seleucus’un lehine sonuçlandı (MÖ 301). Daha sonra ‘‘I. Seleucus Nicator’’ adıyla taç giyen Seleucus, ilk olarak Akdeniz sahilinde şimdiki Samandağ’ın Çevlik mevkiinde Seleuceia Pieria’yı başkent olarak inşa ettirdi. Ancak kısa bir süre sonra yeni başkentin Seleucos Krallığı için sahip olması gereken bazı niteliklerden yoksun olduğu İncil’de de anlatıldığı gibi, İsa’nın çarmıha gerilişinin ertesinde, Aziz Petros iki arkadaşıyla birlikte (ki bunlar Zebedi’nin oğlu Yakup’la, Barnabas’tır) Antakya’yı misyonerlik alanı olarak seçti. MS 2940’ta buraya gelen Aziz Petros, İsa’nın öğretisini ilk kez burada açıkladı. İlk vaazını Silpius Dağı’nda bir mağarada verdi. Diğer bir deyişle, ilk kilise bu mağarada kurulmuş oldu. Aziz Petros Grottosu, daha yaygın adıyla Aziz Pierre Kilisesi, Antakya’nın tarihi yapılarının başında geliyor. Papa VI. Paul tarafından 1963 yılında hac yeri olarak ilan edilen St. Aziz Pierre Kilisesi’nde her yıl 29 Haziran’da Katolik Kilisesi’nce bir ayin düzenleniyor. Duaların okunduğu, kilise korosunun ilahiler okuduğu törende, halka kutsanmış ekmek dağıtılıyor. Törene, Hıristiyan olmayanlar da büyük ilgi gösteriyorlar. Bugüne kalmış diğer tarihi yapı Habib Neccar Cami ise Hz. İsa’nın havarilerine ilk inanan ve bu uğurda canını veren bir Antakyalının adını taşıyor. anlaşıldı. Seleucus, mağlup ettiği Antigonus’un yönetim merkezi olan (bugünkü Antakya’nın 5 kilometre kuzeyinde) Antigonia’yı yıkarak yerine yeni bir başkent kurdu. MÖ 47’de Julius Sezar’ın Suriye’ye ayak basmasıyla birlikte şehrin tarihinde de bir altın sayfa açıldı. Ancak burası da denizden gelecek tehlikelere açıktı. Üçüncü kez yer değişikliğine gidildi. Yeni şehir Antiocheia, denizden 20 km. uzaklıkta, Silpius Dağı eteğinde ve Orontes (Asi) kenarında kuruldu (MÖ 300). Antiocheia’nın, yani bugünkü Antakya’nın Seleucus Krallığı’nın başkenti olması, Seleucus Nicator’un ölümünden sonra oğlu Antiochus Soter (MÖ 281261) zamanında oldu. Karışıklık yaratmaması için bundan sonra Antiocheia’yı bugünkü adıyla, yani Antakya olarak yazacağım. Antakya, Doğu Roma’nın 3. büyük kenti oldu. Osmanlıca efsanevi bir elyazmasına göre ise dünyada kurulan ilk dört kentten birisiydi. Ayrıca Hitit ve Eski Mısır imparatorluklarının sınırlarını oluşturan bölgenin eşiğindeydi. Halep ve Lazkiye’den gelen kervanların uğrak yeri olan Antakya, Asi deltası limanının antreposuydu. Anadolu’nun Ortadoğu’ya açılan kapısıydı. Bazı kaynaklara göre, hızla büyüyen, kalabalıklaşan ve zenginleşen şehre Roma’da, Atina’da işsiz kalan yontucular, mimarlar, seramik sanatçıları, ressamlar ve muhalif düşünürler akın etti. Tarih, Romalılar ve onlardan sonra Norman Haçlılarının Antakya’yı, Atina, Roma ve İstanbul’dan sonra dünyanın en büyük, en görkemli ve en zengin şehirlerinden biri haline getirdiğini yazar. Uygarlıkların yurdu Antakyalı gazeteci arkadaşımız Mehmet Ali Solak, bu bilgilere yenilerini ekliyor: ‘‘Antakya, dünyanın gece aydınlatılan 3 kentinden birisi olmuştu, 2000 yıllık süreçte aralıksız uygarlıklara yurt olmuş bir şehirdi.’’ Fakat aynı zamanda talihsiz bir şehirdir Antakya; büyük depremler ve seller yaşar. Bir de Doğu ile Batı arasındaki ipek ve baharat ticaretinin yolu değişince eski ihtişamını yitirir. Prof. Dr. Ataman Büyük İskender. Antakya’da farklı kültürlerin ‘birlikte yaşama sanatı’ ‘Ezan, Çan, Hazan’ Y Fakat ne yazık ki Antakya her apım ve yönetmenliğini geçen gün dünya kenti olma Kerime Senyücel’in adaylığından uzaklaşıyor. Bunun yaptığı ‘‘Antakya, Ezan, iki nedeni olarak göç ve Çan, Hazan’’ adlı belgesel TRT köyleşmeyi gösterebiliriz. Köyden 2’de 2003 yılında yayımlanmıştı. Belgeselin tanıtımında da yazdığı gelen kişi, orada diğer kültürler gibi 23 asırlık bir geçmişe sahip olan Antakya, çoktanrılı, Musevi, Hıristiyan ve Müslüman toplumların kültürleriyle yoğrulmuş. Öyle ki, Antakya’da bugün kültür parkuru haline getirilmeye çalışılan bölgede Habibi Neccar Camii, Katolik kilisesi ve havra üçgenini bir arada görmek mümkün. Bir zamanlar ‘‘Doğu’nun Kraliçesi’’ adını almış olan Antakya, Akdeniz kültürünün de en özgün kentlerinden. Bugün, ‘‘birlikte yaşama sanatının’’ iyi bir örneğini veren Antakya konusunda sözü yine Solak’a bırakıyoruz: ‘‘Antakyalı olmak bir ayrıcalık... Biraz Bizans, biraz Fenike, biraz Hititli, biraz Yahudi, biraz Hıristiyan, biraz Müslüman olmak demek. Antakya’da farklı dine mensup insanlar dünyanın diğer yerlerine örnek olacak şekilde yüzyıllardır bir arada yaşıyorlar. Aziz Petrus Kilisesi’nden bir görüntü Kentte, ezan sesi de hakkında ne öğrenmişse onunla duyuluyor, çan sesi de. Örneğin geliyor; buradaki burada, Hıristiyanlar öğle çokkültürlülükle bütünleşemiyor. namazının kaçta kılındığını Hatta kendi köyünden getirdiği bilirler, iç içe yaşamış olmaktan önyargıları olabiliyor. Belki de dolayı kimse kimseyi hor görmez. geldiği köyde, Müslüman olmayanlara ‘gâvur’ deniliyordu... O da gâvur diyor...’’ Antakya’da 1930’lu yıllarda Princeton Üniversitesi tarafından başlatılan kazılar arkeoloji dünyasında olay yaratmış. Arkeologlar, eski şehir merkezinin yerleşime açılmamasını ve açık hava müzesine dönüştürülmesini istemiş, ama Türkiye’nin birçok yerinde olduğu gibi burası da çarpık kentleşmeye kurban gitmiş. Bir başka önemli ayrıntı ise 1938’de Hatay’ın bağımsızlığı gündeme gelince hızlandırılan kazıların sonucunda elde edilen bazı eserlerin Fransa ve Amerika’ya kaçırılmış olması. Kazılarda çıkarılanlardan elde kalanlar bugün ‘‘dünyanın ikinci büyük mozaik müzesi’’ olan müzede sergileniyor. Örneğin, Roma ve Bizans dönemi MS 2, 3, 4, 5, 6. yüzyıllara ait mozaiklerde mitolojik konular işlenmiş. Oceanus ve Tetis, Sarhoş Dionysus en meşhur olanları. Müzede ayrıca lahitler, Hitit ve Asur dönemine ait eserler de ziyaretçileri bekliyor. Antakya’nın tarihi zenginliği anlatmakla bitmez, o yüzden bu konuyu şimdilik kapatıp ikinci odak noktamıza, Nusayrilere geçiyoruz. Darius’un ölümü Makedonyalı Büyük İskender, Pers Kralı Darius (Codomannus) ile yaptığı savaşlarda galip geldikten sonra Fenike topraklarını elde etmek amacıyla Asi (Orontes) boyunca güneye ilerledi. Suriye ve Mezopotamya bölgesi Makedonyalıların eline geçti. Ancak Büyük İskender, MÖ 323 yılında Babil’deyken aniden ölünce, komutanları fethedilen topraklar konusunda anlaşmazlığa düştüler. SÜRECEK CUMHURİYET 09 K
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear