28 Kasım 2024 Perşembe Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
SAYFA CUMHURİYET 11 AĞUSTOS 2006 CUMA 4 ALİ SİRMEN HABERLER DÜNYADA BUGÜN Danıştay ve Cumhuriyet saldırılarından yargılanan 7 sanık hakkında savcı müebbet istiyor Vur Deyince Öldürmek İstanbul’da geçen hafta içinde gürültüyle mücadele konusunda girişimleri dolayısıyla yetkilileri ve gürültüye karşı kampanya yürüten sivil toplum kuruluşlarını kutlamıştım. Gerçekten de, ülkemizde pek kabul gören bir düşünce olmamasına karşın, gürültü tehlikeli, insan sağlığı üzerinde çok olumsuz etkileri olan bir çevre kirliliğidir. Bu kirliliğe karşı savaşım verilmesinin zamanı gelmiş, hatta geçmişti bile. Ne kimilerinin eğlencesi, ne kimilerinin ekmek parası gibi savlar müzik adı altında çevreyi kirleten gürültüyü mazur gösterebilir. Bu düşüncemde herhangi bir değişiklik olmadığını, yalnızca Boğaz’daki birkaç açık eğlence mahalliyle sınırlı kalmayan, gürültüyle her yerde mücadele edilmesini bundan böyle de candan destekleyeceğimi belirtmek isterim. Özellikle son zamanlarda, tartışma konusu olan İstanbul’da gürültüyle mücadele... Çevre Bakanlığı tarafından İstanbul Belediyesi’ne bırakılmış bulunmaktadır. İlk kapatma kararı üzerine, kimi eğlence yeri işletmeleri İstanbul Belediyesi’nin gürültüyle mücadele adı altında, kendi vizyonuna uygun içine dönük, eğlenceye kapanık bir düzen getirme peşinde olduğunu belirtmişlerdi. Doğrusunu isterseniz, bu savlara pek itibar etmemiş, böyle bir davranışa, şimdiye kadar yaşadığımız bunca olumsuz örneğe karşı ihtimal vermemiştik. ??? Önceki gün AKP’li İstanbul Belediye Encümeni’nin aldığı karar, yukarıdaki iddiayı ileri sürenlerin haklı olduklarını gösterdi. Aralarında hiçbir CHP’li üyenin bulunmadığı toplantısında, soruna şöyle bir çözüm getirmiş, İstanbul’da açık eğlence yerlerinde müzik hafta içinde geceleri saat 24.00’te, cuma ve cumartesi günleri ise saat 01.00’de sona erecek. İlk bakışta haklı gibi görünen kararı, günümüz olanaklarını da göz önünde tutarak bir kez daha irdelemekte yarar var sanırım. Önce gürültüye karşı savaş açanların amaçlarının ne olduğuna bakalım. Onların istedikleri geceleri rahatsız edilmemek ve huzur içinde oturmak, uyumaktır. Onların tepkileri eğlenceye değil, gürültüye yöneliktir. Bir noktayı daha vurgulayalım. İstanbul’da gürültü kirliliği yalnız geceye mahsus değil. İnanmayanlar gündüz saatlerinde İstiklal Caddesi’ne çıkıp baksınlar. Kaldı ki kimi kapalı eğlence yerleri de yaz dolayısıyla pencerelerinin açık olması ve müziğin volümünün yüksekliği dolayısıyla, kararın kapsamına girmemekle birlikte yine de gürültü odağı durumundadırlar. Gürültüye karşı mücadelede amaç, eğlenceyi sınırlamak değil, gürültüyü önlemek olmalıdır. Ama İstanbul Belediyesi Encümeni, amacı aşmış, gürültüyle mücadele derken yaşam alanlarını daraltacak bir yol tutmuştur. ??? Günümüz teknolojisi, açık alanlarda yapılan müziğin gürültüsünün etrafa yayılmasını önleyecek olanaklara sahiptir. Yapılması gereken de eğlenceyi sınırlamak değil, gürültüyü önlemektir. Türkiye’de yaygın olan uygulama, sakıncaların önüne geçmek için faaliyeti tümden yasaklamaktır. Yasaklar azgelişmiş ülkelerin önleme çareleridir. Gelişmiş ülkelerde, sorunlar yasaklamayla değil, düzenlemeyle önlenir. Yapılması gereken şey, düzenlemedir. Konumuzda da gece müzik yapan yerlerin, maliyetine katlanarak ses perdesi oluşturacak aygıtları getirerek, gürültünün taşmasını önlemeleri olacaktır. Ama İstanbul Belediye Encümeni, bu yolu tutmamış, kimilerinin iddialarına göre, üyelerin mensubu olduğu partinin ideolojik dürtülerinin de etkisiyle, vur deyince öldürmüş ve yasaklama yolunu yeğlemiştir. Unutmayalım ki yasaklama ilk görüşte bir önlem olarak görülse bile gerçekte öyle değildir. Hüner düzenleme yoluyla önlem almaktır. İstanbul’da sorunun gece eğlenceyi yasaklamadan, ama gürültüyü önleyerek çözülmesi mümkündü. Ama bunun için doğru dürüst, uygulanabilir bir düzenleme ve sürekli bir denetleme, ihlalleri caydırıcı bir yaptırım gereklidir. Belediye encümeni bu yolu tutmamış, vur deyince öldürmeyi yeğlemiştir. Arslan’ın davası başlıyor ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Danıştay 2. Dairesi’ne ve gazetemize yönelik saldırıların faili olarak tutuklu bulunan avukat Alparslan Arslan ile 6 sanığın ‘‘ağırlaştırılmış müebbet hapis’’, tutuksuz 2 sanığın ise 1’er yıldan 3’er yıla kadar hapis cezası istemiyle yargılanmasına bugün başlanacak. Ankara 11. Ağır Ceza Mahkemesi’ndeki davada, Danıştay saldırısının faili olarak tutuklu bulunan Arslan ile diğer tutuklu sanıklar avukat Süleyman Esen, Osman Yıldırım, İsmail Sağır, Tekin Irşi, Erhan Timuroğlu ve Aykut Metin Şükre ile tutuksuz sanıklar Salih Kurter ve Ayhan Parlak, ‘‘anayasal düzeni cebren ortadan kaldırmaya teşebbüs’’, ‘‘örgüt kurmak, yönetmek, üye olmak ve yardım etmek’’, ‘‘tasarlayarak adam öldürmek, öldürmeye teşebbüs ve bu suçlara iştirak etmek’’ suçlarından yar ? Ankara 11. Ağır Ceza Mahkemesi’ndeki davada, Danıştay saldırısının faili olarak tutuklu bulunan Arslan ile diğer tutuklu sanıklar, ‘‘anayasal düzeni cebren ortadan kaldırmaya teşebbüs’’, ‘‘örgüt kurmak, yönetmek, üye olmak ve yardım etmek’’, ‘‘tasarlayarak adam öldürmek, öldürmeye teşebbüs ve bu suçlara iştirak etmek’’ suçlarından ilk kez hâkim karşısına çıkacak. gılanacakları davada ilk kez hâkim karşısına çıkacak. Duruşmaya ayrıca suçtan zarar gördükleri gerekçesiyle, mahkemenin müşteki olarak davet ettiği Danıştay 2. Dairesi Başkanı Mustafa Birden, üyeler Ayla Gönenç ve Ayfer Özdemir ile tetkik hâkimi Ahmet Çobanoğlu’nun da katılması bekleniyor. Duruşmayı, adli tatil nedeniyle nöbetçi olan Danıştay üyeleri ile tetkik hâkimlerinin de izleyeceği öğrenildi. Cumhuriyet Savcısı Şemsettin Özcan tarafından hazırlanan iddianamede, Arslan için Türk Ceza Yasası’nın (TCY) 314/1. maddesinde tanımlanan ‘‘silahlı örgüt kurmak ve yönetmek’’, 309. maddesinde tanımlanan ‘‘anayasal düzeni cebren ortadan kaldırmaya teşebbüs’’, 82. maddesinde tanımlanan ‘‘bir kişiyi tasarlayarak ve yerine getirdiği kamu görevi nedeniyle kasten öldürmek’’, ‘‘4 kişiyi tasarlayarak kasten öldürmeye teşebbüs’’, 170/1. maddesinde düzenlenen ‘‘patlayıcı atmak’’, 174/1 ve 2. maddesinde düzenlenen ‘‘patlayıcı temin etmek ve bulundurmak’’, ‘‘Ateşli Silahlar Kanunu’na muhalefet’’, 151. maddesinde düzenlenen ‘‘özel ve kamu malına zarar vermek’’ suçlarından ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasıyla cezalandırılması isteniyor. İddianame’de örgütün kurucusu ve yöneticisi oldukları belirtilen sanıklar Süleyman Esen ve Salih Kurter ile örgütün üyesi oldukları ileri sürülen sanıklar Osman Yıldırım ve İsmail Sağır için de TCY’nin ‘‘anayasal düzeni cebren ortadan kaldırmaya teşebbüs’’ suçunu düzenleyen 309. maddesi uyarınca ağırlaştırılmış müeb bet hapis cezası talep ediliyor. Sanıklar Tekin Irşi ve Erhan Timuroğlu’nun da ‘‘Anayasal düzeni cebren ortadan kaldırmaya teşebbüs’’, ‘‘örgüt üyeliği’’, ‘‘adam öldürmeye iştirak’’ ve ‘‘patlayıcı madde atmak’’ suçlarından ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası ile cezalandırılmaları talep ediliyor. Barodan ihraç yolu İstanbul Barosu’na kayıtlı Arslan’ın Avukatlık Yasası’nın ‘‘avukatın hak ve ödevi’’ başlıklı 34. ve ‘‘disiplin cezalarının uygulanacağı haller’’ hükmünü içeren 134. maddesi uyarınca işten yasaklanması istendi. Baro yönetim kurulunun başvurusunu değerlendiren disiplin kurulu, oy birliğiyle Alparslan Arslan’ın tedbiren işten yasaklanmasına karar verdi. Alparslan Arslan, bu karara itiraz edebilecek. ÜZERİNE YÜRÜDÜ İĞNELİ FIRÇA ZAFER TEMOÇİN ÇANKAYA’YA MEKTUP AKP’li vekilden valiye tehdit ANKARA (ANKA) Mardin İl Özel İdaresi Genel Sekreteri’nin ihaleleri AKP’lilerden aldığı talimatlar doğrultusunda sonuçlandığı iddiasıyla yetkilerini sınırlayan Mardin Valisi Mehmet Kılıçlar’ın AKP Mardin Milletvekili Selahattin Dağ tarafından tehdit edildiği bildirildi. AKP Mardin Milletvekili Mehmet Beşir Hamidi’nin amcasının oğlu olan Mardin İl Özel İdaresi Genel Sekreteri Sırrı Hamidi’nin, il özel idaresi ihale ve işlemlerinde AKP’li il genel meclisi üyeleri ile AKP Mardin teşkilatından aldığı talimatlar doğrultusunda çalıştığı, bunun üzerine Vali Kılıçlar’ın Hamidi’yi bir vali yardımcısına bağlayarak yetkilerini sınırladığı bildirildi. Düzenleme üzerine AKP’li Milletvekili Selahattin Dağ’ın yanında birkaç kişiyle birlikte, il genel meclisi üyeleriyle görüşme halinde bulunan Vali Kılıçlar’ın makam odasına gelerek üzerine yürüdüğü ileri sürüldü. Basın örgütleri Sezer’e TMY için teşekkür etti ? Basın meslek örgütleri, TMY’nin basın özgürlüğünü kısıtlayan değişikliklerin iptali için Anayasa Mahkemesi’ne başvuran Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer’e teşekkür mektubu yolladılar. İstanbul Haber Servisi Gazeteci, yazar, yayıncı ve çevirmenlere ait bazı meslek kuruluşları, Terörle Mücadele Yasası’nın (TMY) basın özgürlüğünü kısıtlayan 6. ve 7. maddelerinin iptali için Anayasa Mahkemesi’ne başvuran Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer’e teşekkür mektubu yolladı. Türkiye Gazeteciler Cemiyeti Başkanı Orhan Erinç, Türkiye Gazeteciler Sendikası Başkanı Ercan İpekçi, Türkiye Yazarlar Sendikası Başkanı Enver Ercan, Türkiye Yayıncılar Birliği Başkanı Çetin Tüzüner, Uluslararası PEN Türkiye Merkezi Başkanı Vecdi Sayar ve Kitap Çevirmenleri Meslek Birliği Başkanı Tuncay Birkan, kurumları adına yolladıkları mektupta, Sezer’in Anayasa Mahkemesi’ne yaptığı iptal başvurusunun bir an önce ele alınarak hukuka aykırı düzenlemelerin iptal edilmesi gerektiğini belirttiler. İmzası bulunan kurumlar mektupta şu görüşlere yer verdiler: ‘‘Bizler aşağıda imzası bulunan kuruluşlar olarak 3713 sayılı TMY’yi değiştiren ve 18 Temmuz 2006 günlü Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren yeni düzenlemelerin basın özgürlüğünü sınırlandırdığını, böyle bir sınırlandırmanın herkesin ifade özgürlüğü hakkını kısıtlayacağını, yaptığımız basın açıklamasıyla Türkiye Büyük Millet Meclisi’ne ve kamuoyuna duyurmuştuk. TBMM’de yasa daha tasarı aşamasındayken yapmış olduğumuz çeşitli uyarıların dikkate alınması gereği duyulmadı. TMY’yi değiştiren 5532 sayılı yasa, Meclis Genel Kurulu’nun 29 Haziran 2006 günlü oturumunda ayrıntıları ile tartışılmadan kabul edildi. Yasada, özellikle anayasanın 13, 26 ve 28. maddelerine aykırı görerek, 5532 sayılı yasayla değişik 3713 sayılı Terörle Mücadele Yasası’nın 6. ve 7. maddelerinde yapılan değişikliklerin iptali için Anayasa Mahkemesi’ne yapmış olduğunuz başvuru nedeniyle teşekkürlerimizi sunuyoruz.’’ namikzafer@yahoo.com B Ü Y Ü K A N I T ’ I K A R A L A M A K A M PA N YA S I ‘Görevden aldırmayı bilirim’ Görgü tanıklarının ifadesine göre burada vali ile Dağ arasında fiziki boyuta ulaşan sert tartışmalar yaşandı. Valinin de ‘‘Burası devlet makamı, ben kimseden talimat almam, odamı terk edin’’ diye Dağ’a çıkıştığı, AKP’li Dağ’ın ise ‘‘Seni biz getirdik bu makama. Aldırmasını da bilirim’’ dediği belirtildi. Mardin Valisi Mehmet Kılıçlar, Dağ ile arasında herhangi bir tartışma yaşanmadığını söylerken Dağ ise valiye ‘‘nezaket’’ ziyaretinde bulunduğunu belirtti. Dağ’ın 2004’te kimlik soran ve üzerini aramak isteyen bir polis memurunu da dövdüğü belirtildi. Mesajlar dinci örgütten Haber Merkezi Kara Kuvvetleri Komutanı Orgeneral Yaşar Büyükanıt’ın Genelkurmay Başkanlığı’na atanması öncesi hakkında karalama kampanyası başlatarak cep telefonları ve eposta adreslerine mesaj geçişlerin, ‘‘Yeşilgüneş’’ adlı İslamcı örgüt tarafından gerçekleştirildiği ileri sürüldü. Örgütün temelini TSK’den irticai faaliyetlerde bulundukları iddiasıyla atılan subayların attığı ileri sürüldü. Tempo dergisinin haberine göre, 30 Ağustos itibarıyla Genelkurmay Başkanlığı’nı devralacak olan Büyükanıt hakkında yürütülen karalama kampanyasına ilişkin araştırma yapan istihbarat örgütleri İslamcı bir örgüte ulaştı. Hakaret ve karalama içeren mesajların bilgisayar aracılığıyla Türkiye, Avustralya, Bulgaristan, Romanya ve Almanya’dan gönderildiği belirlendi. Mesajların Türkiye’de İstanbul, Ankara, İzmir, Bursa, Edirne ve Çorlu’dan gönderildiği bildirildi. Türkiye’den gönderilen mesajlar için internet kafeler değil, ‘‘wireles sistemi’’ bulunan büyük alışveriş merkezleri ve otellerin kullanıldığı belirlendi. ‘‘Yeşilgüneş’’ adlı İslamcı örgütün Kızılelmacılara karşı oluşturulduğu ve ‘‘Bir gün güneş doğacak, her yer yeşil olacak. İslamiyet bütün dünyaya hâkim olacak, sınırlar kaldırılarak ‘milliyetsiz İslam toplumu’ doğacak’’ sloganıyla hareket ettiği kaydedildi. Örgütün terör örgütü PKK ile de işbirliğine gittiği bildirildi. asirmen?cumhuriyet.com.tr TAHSİLAT ÇETESİ SUÇLAMASI Çağrı operasyonu sanıkları mahkemede İstanbul Haber Servisi Bursa’da eski Jandarma Alay Komutanı Albay Aydın Y eşil ve emniyet amiri Ömür Şen’in de aralarında bulunduğu 51 sanığın yargılanmasına başlandı. Bursa’da ‘Çağrı’ operasyonu ile yakalanan ve aralarında astsubay ile polis memurlarının da bulunduğu sanıkların suç işlemek amacıyla örgüt kurdukları ileri sürülüyor. İstanbul 10. Ağır Ceza Mahkemesi’ndeki duruşmaya Ömür Şen’in de aralarında bulunduğu 28 tutuklu sanık katıldı. Albay Yeşil ve diğer tutuksuz sanıklar ise süren yargılamanın bugünkü oturumuna katılacak. Çete lideri olduğu ileri sürülen sanık Ahmet Karakaş suçlamaları kabul etmediğini ifade etti. İddianamedeki olayların içinde olmadığını söyleyen Karakaş, müştekilerden Cavit Kaygılı’nın da organize suçlarda görevli polisler adına çalıştığını, insanları rastgele ispiyonlayan biri olduğunu ileri sürdü. Karakaş, Kaygılı’nın ifadesinin de polislerce hazırlandığını iddia etti. İfadesi alınan diğer sanıklar, suçlamaları kabul etmediklerini söyleyerek tahliye talebinde bulundular. Duruşmaya bugün devam edilmek üzere ara verildi. Türkiye’de siyaset erkek egemendir. Dünyada da siyaset erkek egemendir. Türkiye biraz daha fazla erkek egemendir. Yeri geldiği zaman ‘‘dünyada kadınlara seçme ve seçilme hakkını ilk sağlayanlardan’’ biri olarak övünmekten pek hoşlanırız. Şu anda Meclis’teki kadın oranı dünyadaki en düşük düzeylerdedir. Hükümette yalnızca bir kadın bakan bulunuyor. Belediye meclislerinde bu oran yüzde 1’ler düzeyindedir. Hiçbir konuda anlaşamayan egemen siyasi güçlerimiz, iş kadınları tasfiyeye, onları iktidar noktalarından uzaklaştırmaya gelince anlaşıverirler. Dünyada ve özellikle Avrupa’da son yıllarda kadınlar etkilerini arttırıyorlar. ‘‘Pozitif ayrımcılık’’ ilkesini savunan kadınlar, Meclis’te, parti örgütlerinde kadınların belli oranda temsilini zorunlu hale getiren ‘‘kota’’yı savunuyorlar. Bunun etkilerini de görüyorlar. İskandinav ülkelerinde bu konuda önemli başarılar kazanıldı. İsveç’te hükümet üyelerinin yarısı kadınlardan oluşurken, kadınların Meclis’teki temsili de yüzde 40’ları aştı. Almanya’da Sosyal Demokratlar iktidardayken hükümetin yarısını Mersin DYP’de Kadın Tasfiyesi kadınlar oluşturuyordu. İspanya’da Sosyalist Zapatero hükümetinin üyelerinin yarısı da kadın. Bu örneklerin hızla çoğaldığını ve yaygınlaştığını görüyoruz. Gelelim Türkiye’ye: Ne yazık ki Türkiye bu konuda özellikle siyaset alanında başarı gösteremiyor. KA DER (Kadın Adayları Destekleme ve Eğitme Derneği), Türkiye’deki siyasetin erkek egemen yapısını değiştirmek amacıyla kurulmuş bir sivil toplum örgütü. Kadınlar arasında hiçbir ayrım yapmadan bütün partilerde kadınların siyasetteki ağırlığının artması amacıyla etkinlikler yapıyor. KADER kurulduğu günden bu yana siyaset alanını erkek egemenliğinden kurtarmak amacıyla, Türkiye’nin dört bir yanında kadınları eğitmeye, kadınları siyasete girmeye teşvik etmeye, siyasette yer alanları ise desteklemeye devam ediyor. Bazı alanlarda sembolik de olsa başarılar kazanılıyor. Ancak, kadınların siyasette başarılı olması da sorun yaratıyor. Bunun son örneği DYP Mersin örgütünde yaşandı. KADER yönetimi olayların nasıl geliştiğini şöyle aktardı: DYP Genel İdare Kurulu temmuz ayında, Mersin Merkez İlçe Teşkilatı’nı tamamen görevden aldı.13 Mart 2005 tarihinde Mersin Merkez İlçe Teşkilatı seçimle göreve geldi. Delegelerinin yüzde 40’ı kadın olan örgüt, yönetim kurulunun da yüzde 40’ının kadın olmasını sağladı.. Teşkilat başkanlığı görevine de kadın seçilmesine özen gösteren DYP Mersin Merkez İlçe Teşkilatı, yaptığı bu uygulama ile kadın bakış açısı yönünden tarihi bir adım attı. Seçim sonucunda, tam bir motivasyonla göreve başlayan Mersin Merkez İlçe Teşkilatı, görev sürecinde, etkin bir çalışma sergiledi. KADER Mersin temsilcisi de olan Teşkilat Başkanı İlksen Sorguç Dinçer, KADER’den aldığı eğitimler çerçevesinde, 2007 yılı genel seçimlerine, hızlı bir şekilde hazırlanıyordu. Partisinde ve bölgesinde yaptığı tüm çalışmalarda kadın temsiline önem veriyordu. Bunun için genel seçimlerde kadın seçmenlere sunulacak, ‘‘Kadın Programı ve Kadın Politikaları’’ ile ilgili önemli bir çalışma yapıyordu. Bu çalışmalarının ilk semeresini, Mersin Muhtarlık Ara Seçimleri’nde Dumlupınar mahallesinde, desteklediği kadın muhtar adayı Gülten Evmez’in seçilmesiyle aldı. KADER Genel Başkanı Av. Seyhan Ekşioğlu, DYP Genel İdare Kurulu’nun yaptığı bu uygulamanın antidemokratik olduğunu belirterek, seçimle gelinen karar kurullarında, göreve son vermenin ancak seçimle olması gerektiğini vurguluyor. ‘‘Ülkemizde diğer partilerde de benzer uygulamalar yapılmakta. Bunun sonucu olarak da siyasette aday olanların katılımı azalmaktadır. Yetişmiş siyasiler bir kenara itilmekte, atıl bırakılmaktadır. Parlamentoda 550 milletvekilinin 526’sının erkek ve yerel yönetimlerde kadınların temsil oranının yüzde 1 civarında olması, ülkemizde ‘Erkek Demokrasisinin’ uygulandığının en açık ifadesidir. Halbuki nüfusumu zun yüzde 52’si kadın olan ülkemizde kadınların eşit temsili, demokrasimizin işlerliği yönünden önemli bir göstergedir. Var olan temsil tablosunda demokrasimizin eksik olduğu açıktır. Siyasette çokseslilik, deneyimli kadroların yanında, yeni ve genç kadroların paralel gelişmesine özen gösterilmesi, siyasi parti karar kurullarından beklediğimiz uygulamalardır. Aksi takdirde, bugün siyasette var olan kısır döngüden kurtulamayız. KADER Kadın Adayları Destekleme ve Eğitme Derneği 20062007 döneminde ‘Erkek Demokrasiden Gerçek Demokrasiye’ geçebilmek için, kadınlara olumlu destek politikalarının oluşturulması konusunda çalışmalarına öncelik veriyor. Bunun için Siyasi Parti ve Seçim kanunlarında kadınların da eşit temsilini sağlayacak kanuni düzenlemelerin yapılmasını, en az yüzde 30 kadın temsilinin sağlanabilmesi için kotanın kanunlaşmasını talep ediyoruz..’’ DYP Genel Başkanı Mehmet Ağar bu gelişmeleri nasıl yorumluyor merak ediyorum... CUMHURİYET 04 K
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear