26 Aralık 2024 Perşembe Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
5 NİSAN 2006 ÇARŞAMBA CUMHURİYET SAYFA HABERLER AKP’Lİ BELEDİYE KURAN KURSUNA GÖZ YUMUYOR AMA... 7 Pir Sultan toprağına 2 Temmuz Anıtı İstanbul Haber Servisi 2 Temmuz 1993 tarihinde Pir Sultan Abdal’ı Anma Etkinlikleri sırasında gericilerin Madımak Oteli’ni yakması sonucu yaşamlarını yitiren 35 kişinin anısına Banaz’da ‘‘2 Temmuz 93 Şehitleri’’ için yapılacak anıtın temeli atılıyor. 2 Temmuz Kültür ve Eğitim Vakfı tarafından yaptırılan anıt, Pir Sultan Abdal’ın köyü Banaz’da Pir Sultan heykeli ile Topuzlu Baba Kültür Merkezi arasına konulacak. 2 Temmuz Kültür ve Eğitim Vakfı Genel Başkanı Cafer Doğan’ın verdiği bilgilere göre anıtın yıl sonuna yetiştirilmesi planlanıyor. Cemevinde çifte standart SİBEL BAHÇETEPE/NİHAN İNAL DÜZ YAZI ORHAN BİRGİT Sarıyer’de kaçak Kuran kursuna göz yuman AKP, Alevi nüfusunun yoğun olduğu Sultanbeyli’de cemevine izin vermiyor. AKP’li Sultanbeyli Belediyesi’nin, ilçeye yapılması planlanan cemevine, İSKİ’nin koruma alanında yer aldığı gerekçesiyle izin vermemesi, yaklaşık 20 bin Alevinin tepkisine neden oldu. İlçedeki Alevi örgütleri, izin çıkmamasına karşın 89 Nisan’da cemevinin temelini atmaya hazırlanıyor. Avrupa Alevi Bektaşi Konfederasyonu (AABK), AleviBektaşi Federasyonu (ABF) ve Pir Sultan Abdal Kültür Derneği, ilçeye 1800 metrekarelik bir cemevi yaptırmak için harekete geçti. Pir Sultan Abdal Kültür Derneği Sultanbeyli Şube Başkanı Sadegül Çavuş, Sultanbeyli Belediye Başkanı Alaattin Er soy’un Alevi yurttaşlara, ‘‘Siz Müslümansınız, Müslümanların ibadet yeri camidir, cemevleri ibadethane değildir’’ dediğini öne sürdü. Belediyenin cemevi yapmalarını engellediğini, 450 bin nüfuslu Sultanbeyli’de 20 bin civarında Alevi yurttaşın yaşadığı ve 144 cami olmasına karşın hiç cemevi olmadığını anlatan Sadegül Çavuş, bu alanın yeterli olmadığını vurguladı. Çavuş, ‘‘Belediye, cemevi yapılacak araziyi ‘imar değişikliği’ ile yeşil alan bölgesine dahil etti. Ancak aynı yerde çok sayıda ev, cami, okul ve kamu binası var.’’ diye konuştu. Çavuş, cemevi yaptırılması için 11 bin 160 imza topladıklarını, ancak belediyenin imzaları kabul etmediğini belirterek ‘‘Belediye, şu anda kullandığımız 30 metrekarelik alanı yıktırmak için açtığı 58 davayı kaybetti. Temel atma töreninde şenlik düzenleyeceğiz’’ dedi. Bölgenin Emarını Çekmek... Ben, bugün Demokratik Toplum Partisi’nin eşbaşkanı olan Ahmet Türk ile TBMM’de, aynı parti çatısı altında, yani CHP’de politika yaptım. Genellikle sessiz, kendi iç dünyasına kapanık bir arkadaş görünümündeydi. CHP’nin Meclis grubu ya da merkez yöneticisi olarak, önemli oylamalarda, kendisini Anadolu Kulübü’nden aratır ve başka oyunsever milletvekilleri ile birlikte asıl görevlerini yapmalarını isterdim. Türk, birkaç gün önce bir gazeteye seçim barajının mutlaka indirilmesi isteğini açıkladı. Bu önerisine katılmamam imkânsız. Kendi partisini parlamentoya sokmamak amacıyla yüzde 10 olarak muhafaza edilen baraj kaldırılmazsa da, ilk seçimlere bağımsız olarak katılarak 20 dolayındaki yol arkadaşı ile, önümüzdeki TBMM’de yer alacaklarını söyledi. Bu savına da bir şey söylemiyorum. Ancak DTP Eşbaşkanı, bu meydan okumayı sürdürürken bir gerçeği gizleyemiyor. Mardin’de Türk aşiretinin başkanı olarak, herkesin bildiği Kasrı Konca şatosunun da bulunduğu arazilerinde çalışan en az 2500 seçmenin toplu oyu ile seçim sandığında siftah edileceğini çağrıştıran açıklamalar yapıyor. Güneydoğu feodalitesinin o çarpık, bir türlü düzeltilemeyen; ama gerçek arka yüzünü masaya koymuş oluyor. Bir yandan insan haklarının koruyuculuğuna soyunan bir politikacıyı düşünün. Bu yüzyılda emrinde, yörenin anlatımı ile ‘‘maraba’’lar çalıştırıyor. Ve onların öteki görevlerinin yanı sıra net, toplu oylarını her an için cebinde bilmenin özgüveni ile şayet bu demokratik olmayan baraj kaldırılmaz ise bağımsız milletvekili seçilebileceğinin de güvencesini veriyor. Meydan okuması ne kadar gerçeklere dayanıyorsa, yörenin self sisteminin rantını yiyenlerden birisi olması da o kadar gerçektir Ahmet’in ve öteki Güneydoğulu politikacılarımızın çoğunluğunun. nıt yatay 10, dikey 5.5 metre ölçülerinde, granit merA mer üzerinde, 35 güvercinden oluşuyor. Anıtın arkasında kızıl ateş formu olacak. Granit kayaların üzerinde Sıvas şehitlerinin isimleriyle beraber Pir Sultan Abdal ve katliamda yaşamını yitiren Sıvaslı halk ozanı Muhlis Akarsu’nun yanmak ve yakılmak üzerine iki deyişi yer alacak. Anıtın temeli bu ay içinde atılacak. Antalya, Kayseri ve Samsun’da öğrenciler arasında çıkan kavgalarda 5 öğrenci bıçaklandı Liselerde her gün olay Haber Merkezi Liselerde şiddet dinmek bilmiyor. Antalya’da 2 ayrı lisede, Kayseri ve Samsun’da ise birer lisede öğrenciler arasında çıkan kavgalarda toplam 5 öğrenci bıçaklandı. Antalya Çağlayan Lisesi’nde iki öğrenci grubu arasında, koridorda tartışma yaşandı. Tartışmanın kavgaya dönüşmesi sonucu öğrencilerden T.Ü, bacağından bıçakla yaralandı. Olayla ilgili soruşturma başlatan polisin, kavgaya karıştıkları öğrenilen ve kimlikleri açıklanmayan 2 öğrenciyi gözaltına aldığı öğrenildi. Antalya Karatay Lisesi önünde çıkan kavgada ise Ç.Y., adlı lise son sınıf öğrencisi, kimliği belirlenemeyen bir kişi tarafından bacağından yaralandı. Gözyaşlarıyla uğurlandı Büyükçekmece’ye bağlı Beylikdüzü beldesinde 5 gün önce tecavüze uğradıktan sonra çöplük alanda yanmış cesedi bulunan 13 yaşındaki Nigar Ş. toprağa verildi. Nigar Ş’nin cenazesi dün ailesi tarafındanAdli Tıp Kurumu’ndan teslim alınarak Beylikdüzü’ndeki evinin önüne getirildi. Küçük kızın cenazesi daha sonra Ataköy 5. Kısım Camii’ne götürüldü. Nigar Ş’nin astsubay babası Ali Ş. burada başsağlığı dileklerini kabul etti. Cenaze törenine, İstanbul Merkez Komutanı Tuğgeneral Hüseyin Çetinkaya ve askeri personel ile küçük kızın arkadaşları ve yakınları katıldı. Anne Esin Ş. cenaze namazını uzaktan izlerken küçük kardeşi Mustafa Ş. ablasının tabutu başında gözyaşı döktü. Nigar Ş, burada kılınan cenaze namazının ardından götürüldüğü Eyüp Sultan Mezarlığı’nda toprağa verildi. (Fotoğraf:AA) 1 ÖLÜ, 6 YARALI Okul önünde silahlı saldırı İZMİR (Cumhuriyet Bürosu) İzmir’in Bornova ilçesinde silahlı 4 saldırgan, ilköğretim okulu önünde bir cipi tarayarak 1 kişiyi öldürüp 3’ü yoldan geçen yurttaş olmak üzere 6 kişiyi yaraladı. Okulda ders yapıldığı sırada gerçekleştirilen saldırıda, yaklaşık 50 kurşun atıldığı belirlenirken öğretmenler, öğrencileri yere yatırarak olası bir faciadan kurtardı. Hilal Necmiye Hüsnü Ataberk İlköğretim Okulu önünde silahlı 4 saldırgan, 35 S 6091 plakalı cipin önünü keserek ateş etmeye başladı. 50 kadar kurşun atan saldırganlar, daha sonra yaya olarak kaçtı. Saldırıda, cipte bulunan Yasin Öztürk (21) ölürken Kenan Kaya ve Murat Alyans yaralandı. Kenan Kaya’nın bir suçtan arandığı da kaydedildi. Saldırı sırasında yoldan geçen anne ve 4 yaşındaki çocuğu ile 1 yurttaş da yaralandı. Kurşunlardan bazıları, okulun duvarındaki klimaya isabet ederken silahların patlaması üzerine öğretmenlerin olası bir tehlikeye karşı öğrencileri yere yatırdıkları öğrenildi. Öğrencilerin çatışmadan beş dakika kadar önce derse girdikleri bildirildi. En son çığlık Sinan Köylülerinden Bu nedenledir ki, DTP’den de, AKP, ANAP, DYP ve hatta CHP’den de, bölge için ekonomik ve sosyal çözüm reçeteleri hazırlayanların hiçbirisi toprak reformundan söz etmiyorlar.. CHP’nin 1978’li yıllarda bu yönde atmak istediği adımın, nasıl baltalandığını ve o kısa iktidar döneminden sonra işbaşına gelen Milliyetçi Cephe Koalisyonu’nda Türkeş’li MHP’nin tarım reformu adı altında olayı nasıl yozlaştırdığını bilenler arasında bugün de eylemli politika yapan Baykal, Topuz, Anadol, Fehmi Güneş gibi arkadaşlarımız da var. Dün öğle saatlerinde başkentte ‘‘topraklarına ağa tarafından el konulduğunu’’ savunan Diyarbakır’ın Bismil ilçesine bağlı 180 hanelik Sinan Köyü adına bir grup vatandaşımızın protesto gösterisi yaptığını bildirdi devlet ajansı. İnsan Hakları Heykeli önünde basın açıklaması yapan Sinan köylülerinin sözcüsü Halil Doğru, tek metrekarelik bile toprakları olmadığını söylemekle yetinmiyor. Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğü’nün, köyün 32 bin dönüm toprağını da Hazine’ye devrettiğini anlatıyor. HARAÇ KAVGASI Kayseri’de aynı lisede öğrenim gören 2 lise öğrencisi arasında okul bahçesinde haraç isteme iddiasıyla çıktığı öne sürülen kavgada, 15 yaşındaki O.A, aynı yaştaki arkadaşı R.A.’yı bıçakla bacağından yaraladıktan sonra kaçtı. Yaralı öğrencinin sağ bacağına iki dikiş atılırken O.A, polis tarafından gözaltına alındı. Samsun Karadeniz Mahallesi Gazi Caddesi üzerinde 19 Mayıs Lisesi son sınıfı öğrencisi T.P. (17) ile bir dershanede kurs gören A.F. (18) ve F.D. (18) arasında tartışma çıktı. Kavgaya dönüşen olayda A.F. ve F. D., bıçakla çeşitli yerlerinden yaralandı. Hastaneye kaldırılan öğrencilerin sağlık durumlarının iyi olduğu, kaçan zanlının ise yakalanmasına çalışıldığı kaydedildi. Yatırımcıyı Batı’ya yönlendirmek Bir başka saptama, ekonomist gazeteci Mustafa Sönmez’in ANKA ajansına söylediklerinden: Sönmez, bölge için ekonomik entegrasyon istiyor. Yani bölgedeki istihdamdan, daha az vergi ve daha az SSK primi alınırken enerji sübvansiyonu uygulanmasını, TOKİ projelerinin daha çok bu yöreye kaydırılmasını öneriyor. Doğal olarak yörenin işadamlarının da, Batı Anadolu’dan daha çok kendi bölgelerine yatırım yapmalarının desteklenmesi de Sönmez’in önerileri arasında. Sönmez, AKP iktidarının kalkınmada öncelikli bölge uygulamasında, sadece Güneydoğu’nun ihmal edilmediğini ileri sürüyor. ‘‘Doğu, hatta İç Anadolu ve Doğu Karadeniz illeri de, Marmara’nın gerisinde kalıyor. Tüm Güneydoğu illeri tek başına Düzce kadar yatırımdan pay alamıyor’’ diyor. Erdoğan iktidara geldiği zaman, masasında erken seçim nedeniyle tamamlanamamış bir KöyKent projesi bulmuş olmalıdır. Ecevit, kendisi ile ilk ve son görüşmesinde bu projenin değerini bilmesi için Başbakan’ın dikkatini çekmişti. Dünya Bankası’nın finansmanını da sağladığı Köy Kent’lerin paket projelerini, DSP’den devralmayı gururuna mı yediremedi Başbakan? Ki, aldığı gibi çöpe attı. ‘OKULLAR KURTLAR VADİSİ’ Eğitim BirSen Denizli Şube Başkanı Mehmet Baysal, okullarda yaşananları herkesin içi kanayarak izlediğini ve şiddetin giderek tırmandığını kaydederek ‘‘Parmak kadar çocuklar çete kuruyor. Yol kesiyor, baş kesiyor, racon kesiyor. Uyuşturucu yaşı 12’ye inmiş. Öğretmenler, ilköğretim okulu öğrencilerinden korktuklarını söylüyorlar’’ dedi. Suç oranının hızla arttığına, çocuk mahkemelerinde 1997’de 57 dava açılırken, bu sayının 2003’te 278, 2004’te 440’a yükseldiğine dikkati çeken Baysal, ‘‘Sonuç ortada. Okullar birer Kurtlar Vadisi’ne, çocuklar da bu vadide kendilerini yiyecek kurtların ağzına verilmiş kuzulara benziyor’’ diye konuştu. Avrupa Konseyi, 1 yıl içinde 3 bin 500 çocuğun yaşamını yitireceği uyarısında bulundu Uygar Avrupa’da da dayak Haber Merkezi Çocuklara yönelik şiddete karşı kampanya başlatan Avrupa Konseyi, dünyanın en zengin ülkelerinde gelecek 1 yıl içinde 15 yaşından küçük yaklaşık 3 bin 500 çocuğun dayak nedeniyle öleceği uyarısında bulunuyor. NTV’nin haberine göre Avrupa ülkelerinde çocuklar okullarda, toplumda ve aile içinde yaygın biçimde şiddete maruz kalıyor.Avrupa’da hemen her ülke okullarda dayağı yasaklamış olsa da pratikte öğretmenlerin çocuklara, çocukların da birbirlerine kötü muamelesi kaygı verici boyutlara ulaşmış durumda. Fransa’da konu hakkında bir araştırmaya katılan 35 bin öğrencinin yüzde 10’u, okulda arkadaşlarından veya öğretmenlerinden kötü muamele gördüğünü söylüyor. Bu oranın Slovenya’da yüzde 45 olduğunu belirten Avrupa Konseyi, İngiltere’de okulda kötü muamele gördüğünü ihbar eden çocuk oranının da 2004’te yüzde 42 arttığını not ediyor.Rusya’da gerçekleştirilen bir araştırma ise öğrencilerin yüzde 16’sının öğretmenlerinden dayak yediğini gösteriyor. Avrupa Konseyi verilerine göre çok sayıda Avrupa ülkesinde çocukların yüzde 10 ila 30’u, kimi zaman işkence denilebilecek nitelikte kemer, sopa veya başka bir aletle dövülüyor. 1990’ların ortalarında sorgulanan İngiliz annelerin 4’te 3’ü çocuklarını 1 yaş öncesi dövdüğünü itiraf ediyor. 14 Avrupa ülkesinde yapılan bir araştırma ise her 100 çocuktan 9’unun aile içi ve dışında cinsel tacize uğradığını gösteriyor. Faks: 0 212 677 08 21 obirgit?ekolay.net MASTARAKİ’NİN BÖBREKLERİ VE KARACİĞERİ HASTALARA NAKLEDİLDİ BEHÇET HASTALIĞI KONUSUNDAKİ ÇALIŞMALARI NEDENİYLE VERİLDİ Genel Sağlık Sigortası referandumu Üç kişi yeniden doğdu Tıp ödülü Prof. Tüzün’e HİCRAN ÖZDAMAR İZMİR Beyin kanaması sonucu yaşamını yitiren Atina temsilcimiz Murat İlem’in kayınvalidesi Niki Mastaraki’nin (64) organları, İzmir’de yapılan operasyonlarla üç kişiye yaşam verdi. Hastaların sağlık durumlarının iyi olduğu belirtildi. İstanbul’da yaşayan ve geçen hafta rahatsızlanarak kaldırıldığı Taksim İlkyardım Hastanesi’nde beyin ölümü gerçekleşen Mastaraki’nin organları, özel uçakla İzmir’e getirilmişti. İzmir’de uzun süredir organ bekleyen Nurgül Tuğay, Yıldıray Gürpınar ve İsmet Buçan, Ege Üniversitesi ile İzmir Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nde gerçekleştirilen operasyonların ardından yeniden yaşama tutundu. Mastaraki’nin bir böbreği İzmir Eğitim ve Niki Mastaraki’nin (üstte) böbreklerinden biri Yıldıray Gürpınar’a nakledildi. Araştırma Hastanesi’nde Doç. Dr. Adam Uslu, Dr. Ahmet Nart, Dr. Ahmet Aykas, Dr. Murat Doğan’dan oluşan ekip tarafından 9 yıldır diyalize bağlı Ağrılı ev hanımı Nurgül Tuğay’a (30) nakledildi. Diğer böbrek ise aynı hastanede diyalize giren emekli şoför Yıldıray Gürpınar’a (43) takıldı. Doç. Uslu, nakillerin çok başarılı geçtiğini hastaların bundan sonra konforlu bir yaşam süreceklerini vurguladı. Hastalardan Nurgül Tuğay ve Yıldıray Gürpınar, Mastaraki’nin ailesine teşekkür etti. Mastaraki’den alınan karaciğer de Ege Tıp Fakültesi Hastanesi’nde Doç. Dr. Murat Kılıç ve ekibi tarafından Rize’den gelen İsmet Buçan’a (56) nakledildi. Doç. Dr. Kılıç, Buçan’ın durumunun acil olduğunu ve karaciğerin tam zamanında nakledildiğini söyledi. İstanbul Haber Servisi 2006 Eczacıbaşı Tıp Bilim Ödülü, Behçet hastalığı konusunda yaptığı 30 yıllık çalışmaları nedeniyle İstanbul Üniversitesi Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Dermatoloji Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Yalçın Tüzün’e verildi. Eczacıbaşı Tıp Ödülleri’ni kazanan bilim insanları Swissotel’de düzenlenen bir toplantı ile açıklandı. Toplantıda konuşan Eczacıbaşı Holding Yönetim Kurulu Başkanı Bülent Eczacıbaşı, ödüllerin 47 yıldır verildiğini anımsatarak 2006 ödülleri dahil olmak üzere, toplam 31 tıp bilim ödülü ve 34 tıp teşvik ödülü verildiğini söyledi. Eczacıbaşı Tıp Bilim Ödülü’nün Prof. Dr. Yalçın Tüzün’e verildiğini açıklayan Eczacıbaşı, tıp teşvik ödüllerinin ise ‘‘nefroloji alanındaki çalışmaları’’ nedeniyle Hacettepe İstanbul Üniversitesi Cerrahpaşa Tıp Fakültesi öğretim üyesi Prof. Dr. Yalçın Tüzün (sağda) Eczacıbaşı Tıp Bilim Ödülü’nü, Eczacıbaşı Holding Yönetim Kurulu Başkanı Bülent Eczacıbaşı’dan aldı. Sandıktan yüzde 99.4 ‘hayır’ çıktı ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Türk Tabipleri Birliği (TTB), DİSK ve KESK’in önderliğinde referandum sandığına götürülen Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Yasa Tasarısı, halktan “ret” yanıtı aldı. Toplam, 2 milyon 241 bin 738 kişinin katıldığı referandumdan, yüzde 99.4 oranında ‘‘hayır’’ çıktı. TTB, KESK ve DİSK’in ‘‘Referandum 2006’’ adıyla 6 gün boyunca yurt genelinde yürüttüğü oylamanın sonuçları, dün düzenlenen basın toplantısı ile açıklandı. TTB 2. Başkanı Metin Bakkalcı, ülke çapında illerin çeşitli noktalarına kurulan sandıklar ve internet yoluyla yürütülen referanduma 2 milyon 241 bin 738 kişinin katıldığını söyledi. Bakkalcı, katılımcıların 2 milyon 228 bin 592’sinin ‘‘hayır’’, 13 bin 146’sının ise ‘‘evet’’ oyu kullandığını kaydetti. Bakkalcı, oylamanın iktidar yetkililerinin, ‘‘tasarının halkın büyük çoğunluğu tarafından kabul gördüğü’’ şeklindeki iddialarının yanlış olduğunu ortaya koyduğunu söyledi. DİSK Genel Başkanı Süleyman Çelebi de tasarıyla ‘‘emekliliğin hayal olduğunu ve sağlığın paralı hale getirileceği bir düzen yaratılmaya çalışıldığını’’ vurguladı. Üniversitesi (HÜ) Tıp Fakültesi Nefroloji Ünitesi’nden Doç. Dr. Mustafa Arıcı, ‘‘ilaç alerjileri konusundaki bilimsel araştırmaları’’ nedeniyle Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi Alerjik Hastalıklar Bilim Dalı öğretim üyesi Doç. Dr. Gülfem Çelik ve ‘‘felç mekanizmaları ve yeni tedavi yaklaşımları’’ konulu çalışmaları nedeniyle HÜ Nörolojik Bi limler ve Psikiyatri Enstitüsü ve Nöroloji Anabilim Dalı öğretim üyesi Doç. Dr. Yasemin Gürsoy Özdemir’e verildiğini bildirdi. Çalışmalarıyla ilgili basın mensuplarının sorularını yanıtlayan Prof. Tüzün, 30 yıldır Behçet hastalığı ile ilgili ekip olarak çalışmalar yaptıklarını belirterek yurtdışında en deneyimli ekip olarak bilindiklerini söyledi. CUMHURİYET 07 K
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear