26 Aralık 2024 Perşembe Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
SAYFA CUMHURİYET 5 NİSAN 2006 ÇARŞAMBA 4 HABERLER CHP Genel Başkanı Baykal, ‘PKK’nin siyasi uzantısı’ olarak tanımladığı DTP’yi suçladı GLOBALPOLİTİKÜLTÜR ERGİN YILDIZOĞLU ‘Terör planı İmralı’ dan’ ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) CHP Genel Başkanı Deniz Baykal, Diyarbakır’da başlayıp bölge illerine ve İstanbul’a sıçrayan terör olaylarını, Abdullah Öcalan’ın yönlendirmesiyle ‘‘PKK’nin siyasi uzantısı’’ diye nitelendirdiği Demokratik Toplum Partisi’nin (DTP) uygulamaya koyduğunu söyledi. Baykal, dün önce partisinin grup toplantısında daha sonra da genel kuruldaki ‘‘genel görüşme’’de son dönemde yaşanan terör olaylarıyla ilgili değerlendirmelerde bulundu. Türkiye’nin ‘‘kanlı’’ bir hafta geçirdiğine dikkat çeken Baykal, PKK’nin bir ‘‘kalkışmasıyla’’ karşı karşıya olunduğunu söyledi. Bu süreçte Başbakan’ın Sudan, Darfur’da gezdiğini, Milli Eğitim Bakanı’nın 12 günlük Avustralya gezisine çıktığını, İçişleri Bakanı’nın ‘‘sütre gerisinde kayıp’’ olduğunu belirten Baykal, ‘‘1999’daki sıfır terör, AKP iktidarının 4. yılında Türkiye’nin manzarasının bu noktaya geldiği bir tabloya bizi getirdi. Demokrasi tarihinin hiçbir döneminde, kamu otoritesine hiç bu kadar açık bir tepkinin, bu kadar rahat bir şekilde sergilendiği başka örnek yok. Meydan PKK uzantısı bir partinin yerel yöneticileri ve belediye başkanlarına bırakıldı. Demokrasi tarihimizin hiçbir döneminde devlet bu kadar aciz ve perişan duruma düşürülmemiştir’’ dedi. Güvenlik güçlerinin etkisizleştirilip yalnızlaştırıldığını, bunun örneğinin Şemdinli olayları sonrasında görüldüğünü belirten Baykal, ‘‘Devlet korkak, çekingen, kendisini savunma pozis Yakalanmak Üzerine... Türkiye ekonomisi “acayip” bir hızla büyürken, ben Ortadoğu merkezli bir kasırgaya “hazırlıksız yakalanmak üzere” olduğumuzu (08/08/05), ekonomik, siyasi, jeopolitik kriz eğilimlerinin kesişmeye başladığını (19/12/05) düşünüyordum. Cuma günü, The Economist’in zehir zemberek yorumuna koyduğu Tayyip Erdoğan resmindeki yüz ifadesini görünce, “eyvah” dedim, “galiba yakalandık”. ‘ATATÜRK BÜSTÜNÜN ASILMASI İÇİMİ ACITTI’ CHP Genel Başkanı Deniz Baykal, Diyarbakır’da başlayarak bütün bölgeye yayılan olaylar konusunda AKP’ye sert eleştiriler getirirken olaylar sırasında kendisini en çok etkileyen görüntülerden birinin de Mardin’in Nusaybin ilçesinde Mustafa Kemal Atatürk büstünün ‘‘idam’’ edilmesi olduğunu söyledi. Baykal, bu görüntünün ‘‘içini acıttığını’’ belirterek gerek irticacı terör, gerekse bölücü terörün ana hedefinin Atatürk olduğunu vurguladı. Baykal, ‘‘Atatürk’ün eserini yok edemeyince, büstünü idam ederek tatmin arayışına girmişlerdir’’ diye konuştu. yonunda bırakıldı’’ görüşünü dile getirdi. Erdoğan’ın terörle ilgili ‘‘çelişkili’’ açıklamalarına da dikkat çeken Baykal, ‘‘Bu tavır karşısında, karşınıza belediye başkanı olarak çıkar, ‘PKK terör örgütü değildir’ der. Hükümet onları muhatap alacak, Başbakan onların sırtını sıvazlayacak daha geçen yaz onların gönlünü kazanmaya çalışacak. Onlara ‘Kürt sorunu vardır’, Norveç’e giderken ‘Yoktur’, diyecek” diye konuştu. kilmiş, seyirci konumunda’’ olayları izlediğini vurguladı. Başbakan Erdoğan’ın olayların arkasında ‘‘çeteler’’ olduğunu söylediğine dikkat çeken Baykal, bunun ‘‘doğru bir teşhis olmadığını’’ belirterek sözlerini şöyle sürdürdü: ‘‘Kim yapıyor sorusunun cevabı; 15 yılda 30 bin insanımızı kim öldürdüyse o yapıyor. Başbakan ‘o yapmıyor, çete yapıyor’ diyorsa bu işin üstesinden gelemeyiz. Meseleyi kavramamış başbakan. Daha önce dağdaki teröristlerle yapıyordu, şimdi kentteki çocuklarla yapıyor. Kendisi İmralı cezaevinde, nasıl oluyor bu işler? Kim bu organizasyonu yapıyor. İmralı, Kandil bu kararı alıyor. Kandil, İmralı’nın emrindedir. Kim uyguluyor, kim uygulatıyor. O çocuklar nasıl ortaya çıkıyor? PKK uzantısı siyasi hareketler var. Korkmayın, eğer bunu söylemekten korkarsınız terörle mücadelenin üstesinden gelemezsiniz. Yerel yöneticiler var. Onlar organize ediyor. Bunların arasında İmralı’ya karşı çıkacak bir yapı yoktur. Hepsi İmralı’nın, PKK’nin uzantısıdır.’’ DTP’nin yayımladığı bildiride, teröristlerden ‘‘gerilla’’ diye söz etmesine de tepki gösteren Baykal, teröristlere ‘‘gerilla kaftanı’’ giydirilmeye çalışıldığını belirterek ‘‘Bunlara gerilla diyenle İmralı arasında bir fark yoktur. İçişleri Bakanlığımız, eğer PKK’nin yeni koşullarda, Türkiye’yi bölmeye yönelik terör uygulayan uzantılarını teşhis edememişse, yazıklar olsun ona’’ dedi. İzlanda, Türkiye.. Ne alakası var, demeyin. Artık “küresel köyde” yaşamıyor muyuz? Herkes komşu! İzlanda beş haftadır bir mali krizin içinde kıvranıyor, tartışmalarda Türkiye’nin de adı geçiyor. Mali piyasalarda, İzlanda’nın ekonomisinin bir “sert inişe” geçtiğinden söz ediliyordu. Danske Bank’ın bir raporu, İzlanda’nın, GSMH’nin yüzde 16’sına ulaşan cari açığına, yüzde 300’e ulaşan dış borçlarına, parasının aşırı değerli olduğuna, enflasyonun yükselme trendine girdiğine, “sıcak para” hareketlerine dikkat çekti; yıl sonuna İzlanda kronasının yüzde 25 değer kaybetmesini, ekonominin de yüzde 5 10 arasında daralmasını beklediğini belirtti (Dow Jones 22/03). Barclays Capital’den Julian Callow’a göre ülke içindeki varlıkların giderek dış borçlanmayla finanse edilmesi kaygı yaratmaya başlamıştı. Mali analistlere göre “bankalar ülkeyi sonuna kadar borçlandırmışlar, İzlanda’yı adeta kocaman bir Heç edilmiş fona çevirmişler” (Daily Telegraph, 14/03). ABD bankaları üç büyük İzlanda bankasının borçlarını yenilemediler. Krona karşında yıl başına göre yüzde 12 değer kaybetti (Businessdayonline, 31/03). 16 bin km. uzaktaki Yeni Zelanda’da da benzer bir durum var. Her iki ülkede de Merkez Bankaları faizleri yükselmek zorunda kalıyorlar, hem de sanayicinin düşmesi gerektiğini savunduğu bir konjonktürde. Bir diğer çok ilginç gelişme de (aslında tuhaf bir rastlantı!), İzlanda ile ABD arasındaki ilişkilerin bozulmaya başlamasıyla ilgili. ABD İzlanda’da konuşlanan uçak ve helikopterlerini çekmeye hazırlanıyormuş (Washington Post, 17/03). Ben bu tartışmaya, gelişmekte olan ülkelerdeki mali krizlerle ilgili çalışmalarıyla dikkat çeken ekonomistler Roubini ve Nolan’ın yorumlarında rastladım. Wall Street Journal’da da yazan, Davos zirvesinde İtalya’yı Türkiye ve Arjantin’le karşılaştırarak İtalyan Maliye Bakanı’nı “arızaya geçiren” ve Financial Times gibi gazetelere konu olan Roubini, İzlanda’yla ilgili, 28 Mart tarihli web mesajına, “Bugün İzlanda, yarın Türkiye, Macaristan, Avustralya, Yeni Zelanda” başlığını atmıştı. ‘Yasaları uygulamaktan kaçıyorlar’ Hükümetin, köşeye sıkıştığında terörle mücadele yasası değişikliğini gündeme getirdiğine de işaret eden Baykal, son olaylardan sonra da benzer durumun yaşandığını ifade etti. Hükümetin yeni yasa yapmak bir yana, PKK bayrağı, Apo posteri açılması ve atılan sloganların yasalara aykırı olmasına karşın yasaları uygulamaktan kaçındığını söyledi. Baykal, Türkiye’nin ulusal kimliği ve bütünlüğünü, herkesin içine sindirmesi gerektiğini kaydederek sözlerini, ‘‘Bizim birbirimizden farklı etnik kimliklerimiz olabilir ama kimliklerin üzerinde, bir tek millet mensubiyeti vardır. Başbakan, zaman zaman ‘tek millet, tek devlet’ diyor. Ama o milletin ne olduğunu çok sık duyamıyoruz. Söyleyemediği milletin adını söyleyeyim: Türkiye’de Türk milleti vardır, hepimiz Türk milletinin parçasıyız. Milleti etnik kimliklere ayırarak bu konuları çözmek mümkün değildir’’ diyerek tamamladı. ‘İktidar gerekli ciddiyeti göstermedi’ Başbakan’ın bir süre önce sorunun ‘‘daha çok demokrasi ile çözüleceğine’’ ilişkin açıklamalar yaptığını anımsatan Baykal, ‘‘Madem daha çok demokrasi, bundan daha kolay bir şey yok. Verin daha çok demokrasi çözün bakalım sorunu’’ dedi. İktidarın konuya gerekli ciddiyetle yaklaşmadığını kaydeden Baykal, Diyarbakır’da Türk bayrağı indirilirken hükümetin ‘‘tribünlere çe TÜRK BANKALARI HEDEF SHP’Lİ HAKKI AKALIN Olaylar yurtdışına sıçradı BERLİN/LONDRA (AA) İngiltere’nin başkenti Londra’daki üç ayrı banka şubesine molotofkokteylli saldırı düzenlendi. Terör örgütü PKK yandaşları, Almanya’nın başkenti Berlin’de de Türk kuruluşlarına saldırılar düzenledi. Saat 03.00 sıralarında eşzamanlı olarak düzenlenen saldırılara Ziraat Bankası’nın yeni açılan Dolston şubesiyle Turkish Bank’ın Edmonton ve Harringey şubeleri hedef oldu. Her üç binada da maddi hasar meydana geldiği, ölen ya da yaralananın olmadığı bildirildi. Polis, saldırılarla ilgili soruşturma başlattı. Saldırıları henüz hiçbir örgütün üstlenmediği kaydedildi. Berlin polisi de Wedding semtindeki bir Türk derneğinin lokalinin camlarının 3 saldırgan tarafından taşlanarak kırıldığını bildirdi. Saldırganların, lokal binasının kapısına da yanıcı madde attıkları, ancak yangının lokaldeki üyeler tarafından söndürüldüğü belirtildi. Saldırganların olay yerinden kaçarken, hasar verdikleri bir otomobilin altına da yanıcı madde koydukları, otomobilin, sahibi tarafından olay yerinden uzaklaştırılarak kurtarıldığı kaydedildi. Kimliği belirsiz kişilerin Reinickendorf semtinde bir otomobile yanıcı madde atarak kaçtıkları ifade edildi. Berlin’deki Hasır Restoran’ın camları hafta sonunda kırılmıştı. Anayasayı Koruma Dairesi, tüm olasılıklar üzerinde durulmasına rağmen, saldırıların Türkiye’deki olaylar nedeniyle terör örgütü üyeleri tarafından yapıldığının tahmin edildiğini bildirdi. Turkish Bank’ın Londra’daki Harringey Şubesi’ne atılan molotofkokteyli maddi zarara neden oldu. (Fotoğraf: AA) ‘Kürt sorunuyla ilgisi yok’ ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) SHP Genel Başkan Yardımcısı Hakkı Akalın, son günlerde yaşanan olayların, ‘‘insan hakları, demokratikleşme talepleri ve Kürt sorunuyla yakından uzaktan ilgisinin bulunmadığını, gelecekte yapılması planlanan daha vahim olayların provası özelliğini taşıdığını’’ söyledi. Akalın, dün düzenlediği basın toplantısında, Diyarbakır’da başlatılan, ardından yakın illere ve İstanbul’a sıçrayan gösterileri endişe ve üzüntüyle izlediklerini bildirdi. Bu eylemlerin, ‘‘insan hakları, demokratikleşme talepleri ve Kürt sorunuyla yakından uzaktan ilgisinin bulunmadığını’’ kaydeden Akalın, ‘‘Bu eylemler, gelecekte yapılması planlanan daha vahim olayların provası özelliğini taşımaktadır. Emperyalizmin işbirlikçilerinin, vatanın bölünmez bütünlüğüne karşı haince bir kalkışması söz konusudur’’ diye konuştu. Akalın, polis ve savcıların, yasaların uygulanmasında tereddüt taşımaması gerektiğini, ancak polisin gereksiz yere şiddet uygulamasının da doğru olmadığını ifade etti. Akalın, bankaların ve otobüslerin yakılması ve kamu mallarının tahrip edilmesinin de asla kabul edilemeyeceğini vurguladı. Türkiye’nin, insan haklarından ve demokrasiden ödün vermeden terörle mücadelesini yürütecek güçte olduğuna dikkati çeken Akalın, ‘‘Ülke ve toplum düşmanlarına karşı tüm Atatürkçüleri, Cumhuriyetçileri, sosyal demokratları ve demokratik solcuları, sorunları çözmek, ülkeyi ve ulusu aydınlık yarınlara taşımak için birlikte davranmaya çağırıyoruz” dedi. Görmek istemediğimiz manzara Roubini, bu başlığın arkasındaki denklemi şöyle özetliyor: 1) Büyük bir cari açık ve dış borç oranı; 2) Ev piyasasında oluşan bir köpük, 3) Özel tasarruflarda gerileme, tüketimde artış, gayrimenkulde yatırım patlaması; bunlar dönüp cari açığı körüklüyorlar; 4) Bir kredi patlaması bu köpükleri besliyor; 5) Cari açık kısa vadeli sınırötesi sermaye hareketleriyle (sıcak para) finanse ediliyor, bunlar banka sistemine gidiyor, yerel paraya dönüşüyor –kredi patlamasını, gayrimenkul köpüğünü besliyor; 6) İçerdeki “sıcak paraya” oranla, düşük döviz rezervi. Kimi ülkelerde bütçe açığı da sorunu ağırlaştırıyor. “Sıcak paranın” bu çapta girişiyse, “carry trade” denen (Japonya gibi düşük faizli bölgelerinde borçlanarak yüksek faizli, yüksek riskli bölgelere yatırmak) olguyla yakından ilgili. Faizler yükselmeye başlayınca ki, başladı, bu kaynağın kuruyacağı kesin (Bloomberg, 03/04). Bu koşullarda en ufak bir risk artışı, devalüasyon kuşkusu, “sıcak parayı” korkutup kaçırıyor. Düne kadar Türkiye’nin, büyüyen cari açık, dış borçlar, “acayip” büyüme oranları, gayrimenkul piyasasında başlayan köpüğü, bu ortamda mayalanmaya çalışılan, özel emeklilik, mortgage piyasası, özel sağlık sigortası gibi istikrarlı mali sistemlerde bile sorun olan mekanizmaların risklerine gözlerini kapamayı seçen yabancı kaynaklar, aniden piyasaların güveninin sarsılmaya başlamasından dem vurmaya başladılar. Bunlar (Örneğin: IMF, Morgan Stanley) kamu işçilerine yapılan zamlardan, üreticiihracatçı sektöre yönelik vergi indirimlerinden ve Merkez Bankası’na hükümetin kendi adamını getirmeye kalkmasından şikâyetçi. Diğer bir deyişle, şikâyetler mali sermayenin pastadan alacağı payla, faiz, döviz ve para politikalarının geleceğiyle ilgili. Gündemde seçim var ya, hükümet halkı anımsadı, kaynak aktaracak (neden olmasın demokrasi değil mi?). Böylece mali sermayeye gitmesi gereken kaynak daralacak… Yani asıl sorun açgözlülük… Ama ana neden, ülkeyi IMF önünde maymuna çevirenlerin siyasi hırsı. Şimdi, jeopolitik basınçlar da artıyor: İran krizi geliyor, Kürt sorununa benzin döken dökene. Fırtınaya yakalandık mı ne? ergin.yildizoglu?gmail.com Küçük çaplı arbedeler dışında olay yaşanmadı, gözaltılar sürüyor Bölgede gerilim düşüyor Yurt Haberleri Servisi Güney arasında değişen insanların ölme tına alınanların işkence ve kötü doğu Anadolu Bölgesi’nde bir haf sinin kabul edilemez olduğunu muamele gördüğünü öne sürdü. tadır devam eden ve 12 kişinin söyledi. Bu tür olaylarda güvenlik Diyarbakır’da yaşanan olaylarda ölümüne yol açan olayların ardın güçlerinin ateşli silah kullanmama yaşamını yitiren Mahsuni Mızdan dün sakin bir gün yaşandı. sını isteyen Elçi, ‘‘Keyfi, orantısız rak’a ilişkin bilgi veren avukat Mardin’in Kızıltepe ilçesinde es ve aşırı şiddet kullanılmamalıdır. Cengiz Analay da, Mızrak’ın son naf yine kepenk açmazken küçük İdari makamlar bu ölümlerin so olarak 10 Nisan Polis Karakolu önünde gözaltına alınırçaplı arbedeler yaşandı. ken görüldüğünü ve kenDiyarbakır’da polis dün ? Diyarbakır Barosu yöneticileri disinden bilgi alınamadıDTP İl Örgütü’ne baskın düzenledi. DTP İl Başkan tarafından yapılan basın açıklamasında, ğını ifade ederek Mızrak’ın şakağına yakın meYardımcısı Musa Farisoğgösteriler sırasında yaşanan ölümlerin safeden ateş edildiğinin lu, il yöneticisi Necdet Atakabul edilemez olduğu belirtildi. tespit edildiğini söyledi. lay, Muhsin Altun ve NusDiyarbakır’da basın topret Akın, Diyarbakır Emniyet Müdürlüğü Terörle Müca rumluları ile ilgili olarak yaptığı ve lantısı düzenleyen DTP Genel Başdele Şubesi ekiplerince gözaltına yapacağı işlemleri kamuoyuna açık kan Yardımcısı Hasip Kaplan ‘‘Çocukların demokratik tepkiye uygun alındı. Diyarbakır Barosu da böl lamalıdır’’ dedi Gözaltına alınan 543 kişi için düşmeyen davranışlarını ve eygedeki olaylarla ilgili olarak dün Baro Eğitim Merkezi’nde basın avukat talebinde bulunulduğunu lemlerini tasvip etmiyoruz’’ dedi. Tunceli’de Demokratik Özgür toplantısı düzenledi. Toplantıda belirten Elçi, 18 yaşından küçü konuşan Baro Başkan Yardımcısı 199 kişiden 91’nin tutuklandığını Kadın Hareketi üyeleri olayları Tahir Elçi, Diyarbakır’da meyda belirtti. Elçi, toplam 369 kişinin tu protesto etmek için AKP İl Örgüna gelen olaylarda yaşları 6 ile 78 tuklandığını açıkladı. Elçi, gözal tü’nün önüne çelenk bıraktı. Ehud Olmert, Ariel Şaron’un komaya girmesi üzerine başbakanlığa vekâlet edince adından sıkça söz edilmeye başlandı. Ariel Şaron, geçen yıl işgal altındaki Yahudi yerleşim yerlerinin bazılarını boşaltmaya karar verip uygulamaya geçtiğinde, lideri olduğu Likud partisinde isyan çıktı. Şaron, bunun üzerine yıllarca liderliğini yaptığı partisini terk edip Kadima partisini kurdu. Kadima partisini kurarken en büyük destekçilerinden birisi eski Kudüs Belediye Başkanı Ehud Olmert’ti. Ehud Olmert, uzun yıllardır siyaset içindeydi. Bakanlıklar yapmıştı. Bu siyasetinin esasını da Yahudi milliyetçiliği oluşturuyordu. Kudüs belediye başkanıyken işgal altındaki Filistin topraklarında Yahudi yerleşimlerinin en büyük savunucularından birisiydi. Kader şimdi onu, bu bölgelerin boşaltılmasını savunur hale getirmişti. Onun savunduğu çekilme politikasını Filistinliler haklı olarak yeterli bulmuyorlar, araya çekilen duvarın da yıkıl İsrail Başbakanı’nın Barışçı Eşi masını istiyorlardı. Filistinliler ondan memnun değildi, ama fanatik İsrail milliyetçileri de Olmert’e kızıyorlardı. Bu yüzden o da Şaron’la birlikte 40 yıllık partisi Likud’u terk etmek zorunda kalmıştı. ??? Geçen salı günü yapılan seçimlerde en çok oyu Olmert’in liderliğini yaptığı Kadima partisi alırken Başbakan Vekili Olmert de başbakanlığın en güçlü adayı haline gelmişti. Olmert, her ne kadar eski sağcı siyasetlerini bir ölçüde terk etse ve bazı değerlendirmelere göre merkeze kaysa da, yine de geleneksel İsrail siyasetlerinden pek koptuğu söylenemezdi. Olmert’in belki de en ilginç yanlarından birisi ailesiydi. Eşi Aliza Olmert, tanınmış bir tiyatro yazarı, pek çok kültürel etkinliğin ve kurumun yöneticisi, yönlendiricisi durumundaydı. Seçimler sırasında rakipleri, Aliza Olmert’i ve çocuklarını Ehud Olmert’e karşı kullanmak istediler. Çünkü Aliza Olmert, barışçı kimliğiyle öne çıkan bir isimdi. Almanya’da bir mülteci kampında doğan ve üç yaşında İsrail’e göç eden bir ailenin kızı olan Aliza Olmert, Filistin topraklarının işgaline karşıydı. Eşi Ehud Olmert Kudüs belediye başkanıyken onunla en sert tartışmaları, işgal altındaki bölgeler nedeniyle yapmışlardı. 35 yıllık evlilikleri sırasında Aliza, en kötü günlerinin işgal günleri olduğunu söylemiş ve şunları eklemişti: ‘‘Onun milliyetçi nutuklarını dinlemek çok zor geliyordu.’’ Olmert çiftinin biri evlatlık olmak üzere beş çocukları vardı. Bu çocuklar da tıpkı anneleri gibi barışçıydılar ve işgale karşıydılar. New York’ta bilgisayar oyunu sektöründe çalışan 31 yaşındaki büyük oğul Şaul, 10 yıl önce İsrail ordusunda çavuşken Filistinlilere yapılan baskılara karşı çıkarak işgal topraklarında bulunmayı reddeden dilekçeye imza atmıştı. Paris’te yaşayan kardeşi Ariel ise başından İsrail ordusuna katılmayı reddetmişti. Lezbiyen kız kardeşleri Danna, geçiş noktalarında İsrail askerlerinin Filistinlilere çektirdikleri zulümle ilgili rapor tutan Machsom İzleme Örgütü için çalışıyordu. Aliza Olmert de İsrail’in Filistin topraklarındaki politikalarına karşı çıkan bir hareketin üyesiydi. Bu ilginç paradoks, seçimler sırasında Ehud Olmert’in aleyhinde kullanılmak istendiyse de pek etkili olmadı. Çünkü İsrailliler de terör korkusu altında yaşamaktan bıkmışlardı ve yeni çözümler arıyorlardı. Bu nedenle aşırı radikal partilere eskisi kadar çok oy vermediler. Ehud, çocuklarına ve ailesine sahip çıktı. Eşi Aliza’nın çok önemli bir kişi olduğunu, ona saygı duyduğunu vurguladı. Olmert ailesi ilk kez babalarının partisine oy verdiler. Olmert’in işgal altındaki topraklardan çekileceğini söylemesi onları mutlu etmişti. ??? Barışçı etkinlikleriyle tanınan Aliza Olmert, kocasının başbakan vekili olmasından ve son seçimlerde en çok oyu almasından memnun muydu? Çok sayıda koruma görevlisinin etrafını çevirdiği bayan Olmert bu soruya şöyle cevap verdi: ‘‘Sanıyorum Ehud hep istediği şeyi elde etti. Ben karar verebilseydim, bu durumu tersine çevirirdim. Bu durum benim için hiç de eğlenceli bir durum sayılmaz.’’ Seçimi kazanan Ehud Olmert’in şu sözleri sanırım en çok eşi Aliza ve çocuklarını memnun etmiştir: ‘‘Barış görüşmeleri için hazırım. Batı Şeria’daki bazı Yahudi yerleşkelerinin boşaltılması ve Filistinlilerin devlet kurmasına izin vermek de dahil ‘acı veren’ anlaşmaları imzalamaya hazırım.’’ CUMOK ÇAĞRISI TÜRKİYE İÇİN SEÇENEK VAR... İZMİR İKTİSAT KONGRESİ 19232006 070809 Nisan 2006 Konak Belediyesi Güzelyalı Kültür Merkezi / İZMİR Prof.Dr. Korkut Boratav Prof. Dr. Bilsay Kuruç Prof. Dr. Oktar Türel Prof. Dr. İşaya Üşür Prof. Dr. Alpaslan Işıklı Prof. Dr. Birgül Ayman Güler Prof. Dr. Cevat Geray Dr. Seyhan Erdoğdu Prof. Dr. Sinan Sönmez İlter Ertuğrul Doç. Dr. Aziz Konukman Dr. Serdar Şahinkaya Prof. Dr. İzzettin Önder Ali Nejat Ölçen Yıldırım Koç Alev Coşkun Orhan Bursalı Doç. Dr. Mustafa Akgül KONGREYE KATILANLAR Prof. Dr. Emin Alıcı Şükran Soner Necip Yurdakul Kemal Kılıçdaroğlu Tuncay Özkan Işık Kansu Erol Toy Gökhan Günaydın Ali Ekber Yıldırım Prof. Dr. Oğuz Oyan Tamer Taşkın Dr. Öztin Akgüç Fikret Mısırlı Dr. Ergin Yıldızoğlu Doç. Dr. Yaşar Hacısalihoğlu Dr. Ahmet Zeki Bulunç Prof. Dr. Gülten Kazgan PROGRAM İÇİN LÜTFEN www.cumok.org sitesini ziyaret ediniz. www.cumok.org eposta: istanbul?cumok.org CUMHURİYET 04 K
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear