26 Aralık 2024 Perşembe Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
11 NİSAN 2006 SALI CUMHURİYET SAYFA KÜLTÜR kultur?cumhuriyet.com.tr 2003’te yitirdiğimiz eleştirmen Hüseyin Cöntürk’ün tüm yazıları iki cilt halinde yayımlandı 15 TANPINAR’IN ŞİİRLERİ İŞ SANAT’TA Cöntürk’ü yeniden hatırlarken M. BÜLENT KILIÇ Türkçe edebiyatın ilk önemli maddeci eleştirmeni ve nesnel eleştirinin kurucusu Hüseyin Cöntürk’ün, edebiyattan uzaklaştığı 70’li yıllara kadar kaleme aldığı yazılar ve basılmış kitapları, Yapı Kredi Yayınları tarafından, iki cilt halinde yeniden yayımlandı. Söz konusu iki cilt, 19551970 yıllarının en üretken edebiyatçılarından biri olan Cöntürk’ün, yöntem, görüş ve yaklaşımlarının bugünün gözüyle yeniden değerlendirilebilmesine olanak sağlıyor. Yaşadığı günlerde sık sık ‘‘Bugün yeniden yayımlamam gerekse eski yazılarımdaki görüşlerimin ne kadarını kabul ederim, bilemiyorum’’ diyerek yaklaşımındaki büyük dönüşüme işaret eden Cöntürk’ün yazıları, yine de eksiksiz olarak kitaplardaki yerini aldı. Müthiş bir tutku ve ödünsüz bir çalışma disipliniyle, Osmanlıcadan İngilizceye, Divan edebiyatından postmodernizme uzanan geniş bir alanda sayısız metni didik didik eden, notlar alan, irdeleyen bu yaşlı adamın pek çok dönüşüm yaşaması ve hayatını, bazen birbiriyle ciddi farklar içeren dönemlere bölmüş olması anlaşılır bir şeydir. Her zaman ‘genç’ eleştirmen Hüseyin Cöntürk (solda) bu yazıyı kaleme alan Bülent Kılıç ile birlikte. Hüseyin Cöntürk, ‘‘Eleştirmemiz Üçüncü Döneminde’’ başlıklı yazısında da belirttiği üzere, kendisini Nurullah Ataç’tan sonraki dönemin, yani ‘İkinci Eleştirme Dönemi’nin birkaç temsilcisinden biri olarak kabul eder. İngilizAmerikan eleştiri kuramlarının etkisi altındaki Cöntürk, uzun yıllar boyunca, ‘Yeni Eleştiri’ kuramlarını Türkçe edebiyat örneklerine uygulamaya çalışır. Metni esas alır, metnin dışına çıkmaz. Metni tarihseltoplumsal bir bağlama yerleştirmeye uğraşmaz. Bu yüzden de, değişik dönemlerde apolitik ve Amerikancı olarak nitelenir. ‘Şairler Sözlüğü’ başlığı altında, sayısız şair hakkında yazılar yazar ve bunları, Dönem, Devinim, Yordam gibi, yazı kurullarında bulunduğu dergilerde yayımlar. ‘Şairler Sözlüğü’, 19601970 arası dönemin, en çok fırtına koparan yazıları arasında yer alır. Cöntürk, bu yolla, bir eleştirmen olarak, eleştiride sürekliliği sağlar ve şiir şiir izlediği şairin yaşadığı dönüşümü kavrayarak, gerektiğinde görüşünü değiştirir. Ona ‘‘ilk önemli maddeci eleştirmen’’ sıfatını yakıştırmamızın nedenlerinden biri de budur. Eleştiri kurumunu kuramsal olarak yerleştirmek için ‘Eleştirmeden Ön ce’ ve ‘Çağının Şairi’ adlı kitaplarından başka pek çok yazı yayımlar. Edebiyatın güncel sorunlarıyla ilgili sayısız yazı kaleme alır. İngilizceden kuramsal yazılar çevirir. Bütün bu çalışmalarıysa, öncelikle kendi dergilerinde, zaman zaman da desteklemek istediği başkaca dergilerde yayımlanır. Meraklı okur, yeni yayımlanan bu iki cildi okuduğunda, bu sıraladıklarımızla ilgili metinleri irdeleme olanağı bulacağı için, Cöntürk’ün, kitaplarının sınırlarını aşan yanları üzerine de birkaç söz söylemekte yarar var. Hüseyin Cöntürk için en önemli şey, edebiyatın geçmişiyle ve bugünüyle hesaplaşmaktır. Eski metinleri ‘bugünün zevki’yle okuduğumuzda bir etkinin kalıp kalmamasını bir ölçüt olarak kabul etmektedir. Abdülhak Hamit’i dışlayıp Tevfik Fikret’i önemsemesi de bu yüzdendir. Pekiyi ama ‘bugünün zevki’nin ne olduğunu nereden bilebiliriz? Ona göre, bu ‘zevk’i en iyi temsil edenler gençlerdir. Çünkü yenilik, daima onların ürünleriyle gelir, onların çabalarıyla boy verir. Bu yüzden de Cöntürk, kadrosunda bulunduğu ‘Dönem’ dergisini bırakıp ‘Devinim 60’ dergisi saflarına geçtiği tarihten başlayarak, ölümüne kadarki yaklaşık 40 yıllık zaman dilimi boyunca, neredeyse sadece gençlerle ahbaplık etti. Okuduğu yaşça daha büyük edebiyatçıların kitaplarını da yine gençlerin önerilerini, bakış açılarını, zevklerini gözeterek belirledi. Edebiyatın bugünüyle hesaplaşma konusuna gelince... Hüseyin Cöntürk için bunun da iki önemli ayağı olsa gerekti. İlki, eleştiri kurumunu nesnelkuramsal temeller üzerinde inşa etmek, edebiyat ortamı içinde dolaşımda olan edebi metinleri her uğrakta yeniden ve yeniden eleştirel bir süzgeçten geçirmekti. Bunun için de, gençlerin, mutlaka edebiyat eleştirisiyle ilgilenmeleri gerektiğini düşünüyor ve dergilerinde şiirini ya da öyküsünü yayımlayacağı gençlere bir de eleştiri yazısı yazma zorunluluğu getiriyordu. Eleştirinin yolunun, kö tü olanın, niteliksiz olanın niteliksizliğinin altının boyuna çizilmesinden çok, nitelikli olanın niçin nitelikli olduğunun ortaya konulmasından geçtiğine inanıyordu. Dün ve bugünle hesaplaşma Edebiyatın bugünüyle hesaplaşmanın ikinci ayağını ise Hüseyin Cöntürk’e göre, ‘örgütlenme’ ve ‘güdümlenme’ konuları oluşturuyordu. Cöntürk, 1968 yılında kaleme aldığı ‘Örgütlenmeden Yana’ adlı yazısında, edebiyatla uğraşan gençlerin, kendilerine ‘‘Kimlere, nelere karşı çıkarsam, onlarla ayrışmamı ve çatışmamı büyütürsem kendimi koruyabilirim? Kimlerle birlik ve nelerden yana olursam kendimi geliştirebilirim’’ sorularını sormaları gerektiğinden söz eder. Cöntürk, edebiyatçı gençler için ideal örgütlenme biçiminin kendi dergilerini kurmaktan geçtiğine inanır. Bu nedenle de o günlerden başlayarak ölümüne kadarki süreçte gençlerin çıkardığı dergileri sadece düşünsel olarak değil, maddi olarak da destekler. ‘Alan’ dergisi ve Eşber Yağmurdereli’nin çıkardığı ‘Yeni Eylem’, desteklediklerinden bazılarıdır. ‘‘Biz güdümlü edebiyattan yana değiliz. Şair ve hikâyeciye yol göstermeye kalkacak değiliz’’ diyen Cöntürk’ün eleştiride güdümlülükten anladığıysa edebiyatın bütün çevreleriyle bir disipline, bir plana bağlanmasıdır. Çünkü, güdümlülük herkesin (eleştirmenlerin) istediği gibi yazmasını değil, yazılması gerektiği gibi yazmasını gerektirir. Türkiye edebiyat ortamı, uzun yıllardır susarak ‘ölüme’ mahkum ettiği, unuttuğu ve unutturduğu bu büyük eleştirmeni hiç de yabancısı olmadığımız bir biçimde, yani ölümünden sonra bir kez daha gündeme getiriyor. Umarız bu, edebiyat ortamı için olumlu sonuçlar üretir ve yararlı olur. ‘Mavi maviydi gökyüzü’ Kültür Servisi Edebiyatımızın önemli adlarından Ahmet Hamdi Tanpınar’ın dizeleri, ‘Mavi Maviydi Gökyüzü’ adlı dinleti ile 17 Nisan’da saat 20.00’de İş Sanat’ta şiirseverlerle buluşacak. Bir yanıyla geçmişe yol alan, bir yanıyla da zamanı sorgulayan, bir anlamda müzikle şiirin nostaljik bir dansı olan ‘Mavi Maviydi Gökyüzü’ adlı dinleti şiirseverleri Tanpınar’ın şiir evreninde bir yolculuğa çıkaracak. Atilla Birkiye’nin hazırladığı, Mehmet Birkiye’nin sahneye uyguladığı ve Serdar Yalçın’ın müzik yönetmenliğini üstlendiği dinletide, şiirleri neyde Şenol Filiz, tanbur ve gitarda Birol Yayla’dan oluşan Yansımalar’ın müziği eşliğinde Tilbe Saran, Metin Belgin, Suat Özturna, B. Emin Yarar ve Hakan Gerçek okuyacak. Daha çok roman, deneme ve edebiyat tarihi incelemeleriyle bilinen Ahmet Hamdi Tanpınar, ilk şiir eğitimini Yahya Kemal Beyatlı’dan aldı. Tanpınar’ın tek şiir kitabı ‘Şiirler’ 1961’de yayımlandı. (0 212 316 15 83) Bir hesaplaşma akşamı... Enis Fosforoğlu yoğun bakımda ? Kültür Servisi Türk tiyatrosunun ustalarından Enis Fosforoğlu kalp krizi geçirdi. 58 yaşındaki sanatçının kendisi gibi oyuncu olan kızı Seren Fosforoğlu babasının başından hiç ayrılmıyor. TRT FM’de yayınlanan ‘Geceye Doğru’ adlı programa konuk olan Enis Fosforoğlu, program çıkışında fenalaştı. Acıbadem Hastanesi’ne kaldırılan sanatçıya tedavi altına alındı. Doktorlar yoğun bakımda tutulan sanatçının durumunun ciddiyetini koruduğunu belirtiyor. İ stanbul Büyükşehir Belediyesi Şehir Tiyatroları’nın Harbiye Cep Sahnesi yenilendikten sonra, perdelerini ‘İyi Geceler Anne’ adlı oyunla açtı. Celile Toyon (Jessie Cates) ve Hikmet Körmükçü’nün (Thelma Cates) rol aldığı ‘İyi Geceler Anne’, bir anne ile kızın, yaşamları boyunca birbirlerine olan ‘sorumluluk’larıyla sınırlı tuttukları ilişkilerini masaya yatırdıkları bir ‘hesaplaşma akşamı’nı sahneye taşıyor. ‘Yaşam’, ‘ölüm’, ‘aile’ gibi kavramların sorgulandığı pikolojik oyunda izleyicileri şaşırtıcı bir bitiş bekliyor. Oyun, kurgusu gereği, tek perde halinde iki saatlik bir sürede oynanıyor. Marsha Norman’ın yazdığı, Yıldırım Türker’in dilimize çevirdiği, Arif Akkaya’nın yönettiği oyunumuzun dekorkostüm tasarımı Zuhal Soy; ışık uygulaması Mahmut Özdemir; efekt tasarımı Ersin Aşar ve dramaturgisi Arzu Işıtman imzası taşıyor. ‘İyi Geceler Anne’ nisan ayı süresince pazartesi ve salı günleri saat 20.30’da, perşembe ve cuma günleri ise saat 15.00’te izleyiciyle buluşacak. YÜKSEKÖĞRETİM KURULU ÖĞRENCİ SEÇME VE YERLEŞTİRME MERKEZİ BAŞKANLIĞI’NDAN DUYURU MESLEK YÜKSEKOKULLARI İLE AÇIKÖĞRETİM ÖNLİSANS PROGRAMLARI MEZUNLARI’NDAN LİSANS ÖĞRETİMİNE DİKEY GEÇİŞ SINAVINA (DGS) KATILMAK İSTEYENLERİN DİKKATİNE 1. Meslek Yüksekokulları ile Açıköğretim Önlisans Programları Mezunları’nın Lisans Öğrenimine Dikey Geçiş Sınavı (DGS) 16 Temmuz 2006 tarihinde üniversite rektörlüklerinin bulunduğu Adana, Afyonkarahisar, Ankara, Antalya, Aydın, Balıkesir, Bolu, Bursa, Çanakkale, Denizli, Diyarbakır, Edirne, Elazığ, Erzurum, Eskişehir, Gaziantep, Hatay, Isparta, İstanbul, İzmir, Kahramanmaraş, Kars, Kayseri, Kırıkkale, Kocaeli, Konya, Kütahya, Malatya, Manisa, Mersin, Muğla, Niğde, Sakarya, Samsun, Sivas, Şanlıurfa, Tokat, Trabzon, Van ve Zonguldak illeri ile Lefkoşa’da yapılacaktır. 2. 2006DGS’ye; a. Meslek yüksekokulları ve açıköğretim önlisans programlarından en çok beş yıl önce mezun olmuş olanlar ile son sınıfta olup da staj dışındaki mezuniyet şartlarını yerine getirmiş olanlar, b. Aynı önlisans alanından, en çok üç kez DGS’ye girmemiş olanlar, c. Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti (KKTC) meslek yüksekokullarının son sınıf öğrencileri ve mezunları, ülkemizde meslek yüksekokulu adını taşımayan fakat bir mesleğe hazırlayan önlisans programlarından mezun olan ve aynı koşullarda yurtdışından mezun olup, denkliği kabul edilenler, d. Özel yetenek sınavı ile öğrenci alan lisans programlarına dikey geçiş yapmak isteyenler başvurabilirler. (2001 ve daha önceki yıllarda bir önlisans programından mezun olmuş olanlar ile aynı önlisans alanından en çok üç kez DGS’ye girmiş olanlar 2006 DGS’ye başvuramazlar.) 3. Ankara Üniversitesi İlahiyat Fakültesi, İlahiyat Lisans Tamamlama Programına yerleştirme Ankara Üniversitesi tarafından adayların DGS puanlarına göre yapılacağından, bu programa başvuracak adayların da DGS’ye girmeleri zorunludur. Bu programa başvuracak adaylar, DGS’ye, en çok beş yıl önce mezun olma ve en çok üç kez DGS’ye girme koşulları aranmaksızın girebilirler. 4. 2006DGS’ye başvurma işlemleri 17 Nisan 2006 tarihinde başlayacak ve 26 Nisan 2006 tarihinde sona erecektir. 5. Bu sınavda adaylara lisans öğrenimindeki başarıda etkili olan sayısal ve sözel içerikli akıl yürütme (muhakeme) becerilerinin ölçülmesine yönelik bir yetenek testi uygulanacaktır. Test sayısal ve sözel bölümlerden oluşmaktadır. 6. Yerleştirme işlemi merkezi olarak, adayların DGS puanları, tercihleri ve yükseköğretim programlarının kontenjan ve koşulları göz önünde tutularak bilgisayarla yapılacaktır. 7. 20052006 öğretim yılında mezun olabilecek durumda olan meslek yüksekokulu öğrencileri kendi meslek yüksekokulu müdürlüklerinden, Açıköğretim Fakültesi (AÖF) önlisans programlarından mezun olabilecek durumda olanlar kendi AÖF bürolarından, mezun durumda bulunan adaylar ise herhangi bir meslek yüksekokulundan, AÖF bürosundan veya ÖSYM Sınav Merkezi Yöneticiliği’nden 2006DGS Kılavuzu ve Başvurma Belgesi’nden oluşan başvuru evrakını 5,00 YTL karşılığnda alacaklar ve kılavuzda belirtilen kurallara uygun olarak doldurdukları Başvurma Belgesini, 50,00 YTL olan sınav ücretini bankaya yatırdıklarını gösteren banka dekontu ile birlikte başvuru evrakını aldıkları yere teslim edeceklerdir. 8. Başvurma Belgesi’nde TC uyruklu adayların, TC Kimlik Numarası sorulmaktadır. Nüfus cüzdanında TC Kimlik Numarası bulunmayan adayların başvuru tarihinden önce bu numarayı öğrenmeleri yararlarına olacaktır. Nüfus cüzdanında TC Kimlik Numarası bulunmayan adaylar, bu numarayı bağlı bulundukları İlçe Nüfus Müdürlükleri’ne başvurup ‘‘Vukuatlı Nüfus Kayıt Örneği’’ni alarak veya http://tckimlik.nvi.gov.tr internet adresinden öğrenebilirler. Basın: 15340 BU AKŞAM BALANS’TA BULUŞUYORLAR ‘Gitarın Asi Çocukları’ Kültür Servisi İlk kez Kemancı Rock Bar’da yapıldıktan sonra gelenekselleşen ‘Gitarın Asi Çocukları’ etkinliklerinin beşincisi bu akşam 20.00’de Beyoğlu’ndaki Balans’ta yapılacak. Gitar virtüözleri ile yazar, şair, tiyatrocu ve düşünürlerin katılımıyla etkinlik, ‘ülkemizin çağdaş kültür zenginliğini yansıtan bir sanat buluşması’ söylemiyle yola çıkıyor. Bu konserlerle dünya müziğinin ülkemizdeki yansımalarının paylaşılması ve kalıcı bir platformda buluşturulması da amaçlanıyor. Dünya müziği söz konusu olduğunda, uluslararası alışverişte önemli bir nokta olan ülkemizden gitar ustaları, doğaçlama yorumları ve bestelerini sunacaklar müzikseverlere. Konserleri tasarlayan ve yürütücülüğünü üstlenen Akın Ok, bu konser için kaleme aldığı yazısında ‘‘Yavuz Çetin ve Kerim Çaplı’’ gibi iki dehanın ölümlerinden sonra onların nefesini yarıda bırakmadan yola devam ediyoruz...’’ diyor. Bu gece konsere katılacak ‘gitarın asi çocukları’ Akın Eldes, Ayhan Orhuntaş, Bülent Özdemir, Batu Mutlugil, Bora Gencer, Bertuğ Sağınç, Cahit Berkay, Cengiz Köroğlu, Can Alper, Can Güney, Cihat Akyıldız, Demirhan Baylan, Engin Tümer, Emre Karabulut, Gür Akad, Gültekin Kaçar, Murat Çelik, Nejat Yavaşoğulları, Namık Nağdaliyev, Orhan Atasoy, Orhan (Solak) Ünal, Süleyman Bağcıoğlu, Serdar Ateşer, Serdar Öztop, Tarkan Mumkule, Taner Ayan, Tansel Küçük Seyhan... Onlara katılacak olan şair ve yazarlar ise Haydar Ergülen, k. İskender, Engin Turgut, Abdullah Eraslan, Nur Saka, Süheyla Taşcıer, Solmaz Aksoy, Turgut Toygar, Salih Aydemir, Hüseyin Alemdar ve Ahmet Can Akyol. (0 212 251 70 20) ‘Başkasının Acısına Bakmak’ ? Kültür Servisi Gazeteci Ahmet Şık, 12 Nisan’da saat 19.30’da Fotoğraf Vakfı’nda ‘Başkasının Acısına Bakmak’ başlıklı son sergisi üzerine bir söyleşi ve gösteri gerçekleştiriyor. Basın fotoğrafçısı Ahmet Şık, mayının insanlar üzerinde yarattığı hasarları konu alan, 42 kişinin bilinmeyen kısacık öykülerini, çeşitli gazeteci, yazar ve sanatçıların konuyla ilgili yorumlarıyla birlikte Karşı Sanat Galerisi’nde ‘Başkasının Acısına Bakmak’ sergisiyle sunmuştu. Fransız Kültür’de konferans ? Kültür Servisi ‘‘Bizans Uygarlığına Çapraz Bakışlar’’ konferans dizisi kapsamında, Ecole Pratique des Hautes Etudes’den konuşmacı Nicole Thierry, 19 Nisan’da saat 19.00’da Fransız Kültür Merkezi’nde ‘X. Yüzyılda Anadolu’da Krallık Kiliseleri: Ağtamar, Işhan ve Tokal’ konulu bir konferans verecek. Fransız Anadolu Araştırmaları Enstitüsü (IFEA) tarafından, Türkiye Turist Rehberleri Birliği (TUREB) ve Fransız Kültür Merkezi’nin işbirliğiyle iki yılı aşkın bir süreden bu yana düzenlenen bu konferans dizisinde, tarih, sanat tarihi, ikonografi, arkeoloji gibi çeşitli bilimsel yaklaşımlarla kentin ünlü ya da bilinmeyen mekânlarını, kent uygarlığının ve toplumunun klasik ve ayrıksı yönlerini aydınlatacak frankofon uzmanların verdikleri konferanslar yer alıyor. Konferans dizisi 24 Mayıs’ta Bizans tarihi profesörü Paul Magdalino’nun ‘Paleologlar Döneminde Bizans Rönesansı: Theodore Metochite ve Kora Manastırı’ ile konuşmasıyla sürecek. (0 212 334 87 40) ? ATATÜRK KÜLTÜR MERKEZİ’nde 20.00’de İDOB’den ‘Otello’. (0 212 251 56 00) ? İŞ SANAT’ta 20.00’de ‘Parlayan Yıldızlar’ başlıklı konser. (0 212 316 10 83) ? AKBANK SANAT’ta 19.00’da Ahmet Soysal’dan ‘Deleuze’ün Farkı’ başlıklı söyleşi. (0 212 252 35 00) CUMHURİYET 15 K
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear