24 Kasım 2024 Pazar Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
SAYFA CUMHURİYET 31 MART 2006 CUMA 8 TÜRKİYE İstanbul Edirne Kocaeli Çanakkale İzmir Manisa Aydın Denizli Zonguldak Açık İstanbul HABERLERİN DEVAMI PB PB PB PB PB PB Y Y Y 15 20 18 16 21 21 21 17 15 Sinop Samsun Trabzon Giresun Ankara Eskişehir Konya Sıvas Antalya Y Y Y Y Y Y Y Y Y 13 12 11 11 15 15 15 12 19 Adana Mersin Diyarbakır Şanlıurfa Mardin Siirt Hakkâri Van Kars Y Y PB PB PB PB PB PB Y 21 20 19 23 20 20 12 10 11 Trabzon Ankara İzmir Hakkari Antalya Adana Ş.Urfa Erzurum Bütün bölgelerimiz parçalı çok bulutlu, Güney ve İç Ege, Akdeniz, Karadeniz, Doğu Anadolu’nun kuzeyi ve batısı ile yağışlı geçecek. Batı Akdeniz, Doğu Karadeniz ile Ordu çevrelerinde gökgürültülü sağanak şeklinde olacak. Hava sıcaklığı Yurdun iç kesimlerinde azalacak diğer yerlerde önemli bir değişiklik olmayacak. Çok bulutlu DIŞ MERKEZLER Oslo Helsinki Stockholm Londra Amsterdam Brüksel Paris Bonn Münih K K K Y Y Y Y Y Y 1 3 2 15 13 15 16 15 19 Yağmurlu Stockholm Berlin Budapeşte Madrid Viyana Belgrad Sofya Roma Atina Zürih Y Y B Y Y PB B B Y 15 20 26 18 20 18 16 19 18 Moskova Aşkabat Astana Taşkent Baku Bişkek Tiflis Kahire Şam Karlı Y PB PB Y A B K B B 8 17 13 24 20 22 6 29 26 Londra Berlin Moskova Belgrad Madrid Ankara Taşkent Tahran Kahire Sulu kar Gök gürültülü Parçalı bulutlu Sisli Bulutlu GÜNCEL CÜNEYT ARCAYÜREK ? Baştarafı 1. Sayfada Ekonomik konulara sıkça değinmeyen Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer de yolsuzluk, yoksulluk ve işsizliğin üç önemli ve yaşamsal sıkıntı olduğunu söylüyor. Bu iktidar ne Amerika’nın da, Cumhurbaşkanımızın da, ana muhalefetin de uyarılarını, sorunları önleyici önerilerini anlamaktan çoook uzak. Bu iktidarla ancak Kuran’la ilgili tartışmalara girilebilir. Din konularındaki yorumlar, geleneklerle görenekler tartışılabilir. Devlet kültürü bu kadar! Medya RTE’yi üç yıl önce başbakanlığa geldiği günlerde öyle şişirdi, öylesine değer biçti ki, bulunmaz hintkumaşı sandı kendini. İlk günlerden bugünlere dek devlet adamı olarak olayları algılayabilmekteki yeteneği yerine; RTE, var olmayan nitelikleriyle şişirildi de şişirildi. Medya bir başbakan yarattı ve şimdi yarattığı Başbakan medyayı patronlarından çalışanlarına kadar her aşamada suçlamaya hazırlanıyor. ??? Övgüye, ne yaparsa yapsın desteğe o denli alıştırıldı ki; gerçekleri ama sadece olayları, olayların sergilediği gerçekleri yazan medyaya günlerdir ateş püskürüyor. Konuşulacak, tartışılacak onca olay, sorun varken hepsini bir yana bırakıyor. Taa Sudan’dan basını yalancılıkla suçluyor. Medya patronlarına, yöneticilerine, medya mutfağında çalışanlara tehdit kokan saldırılarda bulunuyor. Kimi ilçe konuşmalarında değindiği medyaya savaş hazırlıklarının geçici bir heves, sinirden, hiddetten kaynaklanan bir rüzgâr olmadığını Sudan’daki söylemleri doğruluyor. Medya patronlarına (tabii yazara çizere) yönelteceği suçlamaları açıklamak için ‘‘meyvenin olgunlaşmasını’’ beklediğini söylüyor. Tek bir cümlesi var; medyadan kaynaklanan hiddetini ve sinirlenmesindeki nedeni açığa vurmaya yetiyor: ‘‘...Son zamanlarda bize karşı yayınlar arttı.’’ Niye arttı, artışın nedenlerini kendinde aramayan bir Başbakan! Ülkenin talihsizliği; yüzde 34 oyla yakaladığı tek başına iktidarı (ve kuşkusuz demokratik koşulları) sindiremeyen bir başbakan... ??? İşte bu ve böyle bir başbakanı var Türkiye’nin. Ülkenin bir bölgesinde (PKK’nin, yerel yöneticilerin ve teröriste gerilla diyen bir partinin önderliğinde, himayesinde, kışkırtıcı söylemlerle) öncü kalkışma sahne alırken... Bu Başbakan’ın tek sorunu medya!.. Emniyet güçleriyle savaş! Valilik binası, devlet PKK kışkırtması ve PKK yandaşlarıyla taşlanıyor. PKK’den, PKK’nin sözcüsü görevini üstlenen Apo lehine demeç üstüne demeç veren belediye başkanlarının talimatıyla kepenkler kapanıyor. Dükkânlar tahrip ediliyor. Bu Başbakan, Sudan’da telefonla bilgi almakla yetiniyor. Muhalefetin dediği gibi, var olan yasalar kullanılmıyor. Yasal düzenleme yapmıyorlar. Tribünde oturmuş, olan biteni seyrediyorlar ve tabii ülkenin bir bölgesinin nasıl elden çıktığını... Manzara şu: Yasaların işlemediği bir kent Diyarbakır. Apo posterleri ve PKK bayrakları ortalarda. PKK’yi ve Apo’yu öven belediye başkanları ellerini kollarını sallayarak, hatta yargıya, hatta devlete meydan okuyarak devlete karşı girişilen şiddet eylemlerini kışkırtıyorlar. Sokaklar elden çıkıyor. Diyarbakır’da Fenerbahçe maçı yapılamıyor. Oralara hükümet politikası yok ve: Bir hükümet var, öyle mi? Vah, benim sahipsiz Türkiyem vah! Gelişmelere karşın Erdoğan yurtdışında kalmayı tercih etti. TMYK geç toplandı GÜNDEM ? Baştarafı 1. Sayfada MUSTAFA BALBAY Hükümet ortada yok ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Diyarbakır’da 4 teröristin cenazesinin toprağa verilmesinin ardından başlayan olaylar, ülke geneline yayılarak ‘‘devlete meydan okuma’’ noktasına ulaşırken, hükümet yine ortada yok. Valiliğin taşlandığı, işyerlerinin saldırıya uğradığı, futbol karşılaşmalarının bile güvenlik sağlanamadığı için başka kentlere alındığı bir ortamda Başbakan Tayyip Erdoğan, ülkeye dönmek yerine Sudan ve Suudi Arabistan’daki temaslarını sürdürdü. Terörle Mücadele Yüksek Kurulu (TMYK) 2 gün gecikmeli olarak dün toplanabildi. Türkiye, okullarda birbiri ardına yaşanan şiddet olayları ve Diyarbakır’daki gelişmelerle sarsılırken, iktidar yaşananları uzaktan seyrediyor. Diyarbakır’daki olaylar yurda yayılırken, kentte valilik binası taşlandı. Banka şubeleri, işyerleri saldırıya uğradı, araçlar yakıldı. Futbol Federasyonu güvenliğin sağlanamayacağı gerekçesiyle DiyarbakırsporFenerbahçe maçının Malatya’da İÇİŞLERİ: KİMYASAL SİLAH KULLANILMIYOR ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) İçişleri Bakanlığı, Bingöl’deki operasyonlara katılan birliklerde kimyasal silah ve mühimmat bulunmadığı gibi kullanılmasının da söz konusu olamayacağını bildirdi. Yapılan yazılı açıklamada, ‘‘Bingöl’ün Solhan ilçesi Arslanbeyli Köyü Meydan Mezrası’nda 25 Mart Cumartesi günü gerçekleştirilen ve 14 teröristin ölü ele geçirilmesiyle sonuçlanan operasyonlarda kimyasal silah kullanıldığı yönündeki iddiaların asılsız olduğu’’ belirtildi. oynanmasını kararlaştırdı. Olaylar, İstanbul başta olmak üzere, Adana, Batman ve Siirt’e sıçradı. Bütün bu gelişmelere karşın daha önce, Şemdinli’deki gelişmeleri uzun süre gündemine almayan hükümet, bu kez de Diyarbakır’daki olayları görmezden geldi. Kabine üyelerinin bazıları, olayları yurtdışından izlemekle yetinirken, Ankara’da bulunan bakanlar ise, bölgeye gitme gereği duymadı. Pazartesi günü Arap Birliği Zirvesi’ne katılmak üzere Sudan’a giden Erdoğan, gelişmeleri binlerce kilometre öteden izlemekle yetindi. Burada yine basına ve muhalefe çatmaktan da geri durmayan Başbakan, programında değişiklik yapmadan akşam saatlerinde Ankara’ya ulaştı. Ülkedeki gelişmelere karşın Başbakan Yardımcısı ve Dışişleri Bakanı Abdullah Gül, bakanlıkta ‘‘sessiz’’ bir şekilde çalışmayı tercih etti. Başbakan Yardımcısı Mehmet Ali Şahin Avusturya’da bulunurken, TBMM Başkanı Bülent Arınç da Finlandiya’da temaslarını sürdürdü. Okullardan her gün şiddet haberleri gelirken aynı zamanda Van Milletvekili olan Milli Eğitim Bakanı Hüseyin Çelik 12 gün sürecek Avustralya, Yeni Zelanda gezisine çıktı. İçişleri Bakanı Ab dülkadir Aksu da gelişmeleri Ankara’dan izlemekle yetindi. Olayların artması üzerine TMYK, Gül’ün başkanlığında dün ‘‘toplanabildi’’. Akşam saatlerinde olayların masaya yatırıldığı olağanüstü toplantıya, Adalet Bakanı Cemil Çiçek, İçişleri Bakanı Abdülkadir Aksu, Maliye Bakanı Kemal Unakıtan, Jandarma Genel Komutanı Orgeneral Fevzi Türkeri, Genelkurmay 2. Başkanı Orgeneral Işık Koşaner, MGK Genel Sekreteri Yiğit Alpogan, Emniyet Genel Müdürü Gökhan Aydıner ve MİT Müsteşarı Emre Taner katıldı. Medyaya ‘görme’ çağrısı Yurda dönen Erdoğan, hükümetin gereken tüm adımları atacağını söyledi. Diyarbakır Büyükşehir Belediye Başkanı Osman Baydemir’e ‘‘Belediye başkanı olmak insana farklı bir konum getiriyor, ama sorumsuzluğu getirmiyor’’ diye tepki gösteren Erdoğan, medyadan da olayları ‘‘birinci planda görmemesini’’ istedi. Olaylar Batman’a sıçradı ? Baştarafı 1. Sayfada Geçen hafta öldürülen 14 PKK’linin cenaze törenlerinde çıkan olaylarla sarsılan Diyarbakır’da olaylar dün de durulmadı. Önceki gün yapılan gösterilerde yaşamını yitiren 3 kişi dün toprağa verilirken biri 7 yaşında çocuk olmak üzere 2 kişi yaşamını yitirdi. Kentteki gerginlik nedeniyle esnaf kepenk kapattı. Bağlar Şubesi kundaklanırken Emek’te göstericiler apartmanları ve işyerlerini taşladılar. Polis, helikopterle gaz bombası attı. Bağlar’da bir sağlık ocağındaki Türk bayrağının indirilerek yerine terör örgütünü simgeleyen flamaların çekildiği bildirildi. Dicle Üniversitesi’nde yapılan boykot çağrısı üzerine birçok öğrenci derslere girmedi. Karakol taşlandı Önceki gün gerçekleştirilen gösterilerde yaşamını yitiren 9 yaşındaki A. D, 22 yaşındaki Tarık Ataykaya ile 19 yaşındaki Mehmet Işıkçı için dün kitlesel bir cenaze töreni düzenleneceği açıklanınca binlerce kişi Şefik Efendi Camii ile Devlet Hastanesi morgu önünde toplandı. DTP seçim otobüsünün de cami önüne ulaşmasıyla PKK ve Öcalan lehine atılan sloganlar kuvvetlendi. Bazı gençler gösterileri izleyen basın mensuplarını küfürler ve tehditler savurarak alandan uzaklaştırdı. Yüzlerini puşularla kapatan gençler, intikam sloganları atarken diğer yanda barış güvercinleri uçuruldu. Eski DEP Milletvekili Hatip Dicle kitleye yönelik bir konuşma yaparken cami önünde geniş güvenlik önlemi alındı. Cenaze törenine Büyükşehir Belediye Başkanı Osman Baydemir ile diğer belediye başkanları da katıldı. Öğleden sonra cenazeler alınarak Yeniyol Mezarlığı’na götürüldü. Yaklaşık 10 bin kişiye ulaşan kitle arasından bazı gruplar yol Yakıp yıktılar Diyarbakır’daki olaylar dün Batman’a sıçradı. Gülistan Caddesi üzerindeki DTP binası önünde toplanan binlerce kişi, öğle saatlerinde AKP İl Örgütü’ne kadar yürüyüp basın açıklaması yapmaya hazırlandı. Bazı kişiler açık dükkânlara saldırdı. Olaylar sırasında 138 işyeri, 4 banka şubesi, PTT şubesi ve Telekom il müdürlüğünün camları kırıldı. PKK lehine slogan atan gruba, jandarmanın da destek verdiği güvenlik güçleri müdahale etti. Müdahalede gaz bombası da kullanılırken polisin göstericilere taşla karşılık vermesi dikkat çekti.Olaylar sırasında DTP il binasının da camı kırıldı. Olaylarda, aralarında polislerin de bulunduğu en az 20 kişinin yaralandığı bildirildi. Otogar Caddesi’nde halka seslenen Belediye Başkanı Hüseyin Kalkan, ‘‘Tepkilerin demokratik kulvarı aşmamasının önemine inanıyoruz.Tansiyonun bir an önce düşürülmesi ve yaşamın normale dönüşebilmesi için herkesi sağduyulu olmaya davet ediyoruz’’ dedi. TBMM Şemdinli Komisyonu Başkanı Musa Sıvacıoğlu’nun, Van Cumhuriyet Savcısı Ferhat Sarıkaya ile kurduğu derin ilişkiler, gelişmelerin önemli halkalarında AKP’nin de olduğunu ortaya koyuyor. İşte bu noktada şu soru öne çıkıyor: Şemdinli olayında AKP’nin hangi isimleri, hangi kurumları, ne kadar var? Bunu en iyi bilecek kişi Başbakan Erdoğan olmalı... AKP üst yönetiminin bu bağlamda Fethullah Gülen ve onun bağlantılarıyla ilişkilerini gözden geçirdiği haberleri değişik kanallardan yayılıyor. Bu duruma şöyle bir soru yorum yakışıyor: Acaba Erdoğan; Şemdinli kahramanlarının Gülen’e sevgisisaygısı olan kişiler olduğunu ilgili taraflara iletip, AKP’yi işin içinden çekme arayışında mı? ??? Soruyu çengelli bırakıp Gülen’le ilgili bir başka tartışmaya geçelim. Gülen’in Türkiye’ye gelip gelmeyeceği AKP iktidarı döneminde de zaman zaman dalgalanıyor. Bu bağlamda Gülen’in hukuki durumunu anımsatalım: Kapatılan DGM’nin savcılarından Nuh Mete Yüksel tarafından Fethullah Gülen hakkında 1998 yılında başlatılan soruşturma sonucunda ‘‘laik devlet yapısını değiştirerek yerine dini kurallara dayalı bir devlet kurmak amacıyla yasadışı örgüt kurup bu amaç doğrultusunda faaliyetlerde bulunmak’’ iddiasıyla dava açıldı. Gülen 10 yıla kadar hapis istemiyle Ankara 2 No’lu DGM’de yargılanmaya başlandı. Mahkeme, davanın ‘‘kesin hükme bağlanmasının’’ ertelenmesine karar verdi. Kamuoyunda ‘‘Rahşan affı’’ olarak bilinen yasadan Gülen de yararlanmış oldu. Mahkeme, Gülen’in aynı türden ya da daha ağır hapis cezası gerektiren suç işlemesi halinde davanın yeniden görüleceğine, bu süreyi suç işlemeden geçirmesi durumunda ise davanın ortadan kaldırılacağına karar verdi. Mahkemenin bu kararı 2003’ün Mart ayında verdiği dikkate alındığında Gülen’in hukuken bu davadan tamamen kurtulma süresi Mart 2008’de dolacak. Dava açıldıktan sonra ABD’ye giden Gülen hakkında savcılık gıyabi tutuklama istemiş, ancak bu istem mahkemece reddedilmişti. ??? Önümüzdeki günlerde Gülen’le ilgili haber ve yorumlar artabilir. Mustafa Mutlu, Vatan gazetesindeki köşesinde, 14 Mart günü, Gülen’in Zaman gazetesiyle bağlantısı konusunda Genel Yayın Yönetmeni Ekrem Dumanlı’ya net sorular sormuştu. Pazartesi günleri tam sayfa medyanın dumanını tüttüren Dumanlı, buna tatmin edici yanıt vermemişti. 24 Mart’ta da Zaman gazetesindeki ‘Akademi’ sayfasının adı ‘Kürsü’ olarak değiştirildi. Değişikliğin Fethulah Gülen’in istemiyle gerçekleştiği, sayfa editörü Süleyman Sargın tarafından duyuruldu. Kürsü’nün hemen yanında şu yazılı: Bu sayfa M. Fethullah Gülen Hocaefendi’nin sohbet ve yazıları esas alınarak hazırlanmaktadır. Türkiye’de ‘Hocaefendi’ diye bir makam yok. Arkadaşlar bunu kaldırmışlardı ama, anlaşılan yeniden koyma gereği duymuşlar. Akademi, Kürsü derken, bizim bir önerimiz var: Bunların yanına bilimsel bir makam da koysalar. Örneğin, Kürsü’nün dibine ‘Ana Bilim Dalı’ tanımı da koysalar. Hem Ana Bilim Dalı’nın kısaltılmışı da anlamlı: ABD... ankcum?cumhuriyet.com.tr MECLİS’TE GERGİNLİK AKP: Diyarbakır ‘gündem dışı’ ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Diyarbakır’da çıkan olaylar TBMM’de gerilimi tırmandırdı. TBMM Genel Kurulu’nda muhalefet partilerine mensup milletvekilleri, Diyarbakır’daki olaylara dikkat çekerek, hükümetin Meclis’i bilgilendirmesini isterken, AKP milletvekilleri ve TBMM Başkanvekili İsmail Alptekin, ‘‘gündemle ilgisi yok’’ diye söz vermek istemeyince sert tartışmalar yaşandı. Genel kurulda gelir vergisi dilimlerinde değişiklik öngören yasa önerisinin görüşmeleri sırasında ilk gerginlik, CHP Grup Başkanvekili Haluk Koç’un, Diyarbakır’daki olaylarla ilgili hükümetten tek bir yetkilinin bilgi vermemesini eleştiren konuşması üzerine yaşandı. Başbakan ve hükümetinin ‘‘Türkiye’yi bölmeyi hedefleyen teröristleri siyasi muhataplaştırmaya kalkıştığını’’ belirten Koç, Diyarbakır’daki olayların ‘‘sivil itaatsizlik’’ boyutuna ulaştığını söyledi. Koç’un konuşması sık sık AKP Grup başkanvekili Faruk Çelik ve AKP’liler tarafından ‘‘tasarıyla ilgili konuş’’ diyerek kesildi. Anavatan Partisi Grup Başkanvekli Ömer Abuşoğlu da Diyarbakır’daki olayları ‘‘kalkışma’’ olarak nitelendirdi. AKP’lilerin ‘‘gündemle ilgili konuş’’ sözlerine tepki gösteren Abuşoğlu, ‘‘Bundan önemli olay tanımıyorum’’ dedi. ANAVATAN’lı İbrahim Özdoğan, Atatürk’ün ‘‘Gençliğe Hitabe’’sini okuyarak sözünün kesilmesini protesto etti. DYP’li Ümmet Kandoğan İçişleri Bakanı Abdülkadir Aksu’nun ‘‘olayları kınıyorum’’ sözlerine tepki göstererek, ‘‘Siz kınama değil, önleme makamındasınız. Bugün önleyemeyeceksiniz de ne yapacaksınız?’’ diye konuştu. Batman’da taş ve motolofkokteylleri ile saldıran göstericilere karşı güvenlik güçleri göz yaşartıcı gaz, taş ve silahla karşılık verdi. ( AA) üzerindeki 10 Nisan Karakolu’nu taşladı. Polis de gaz bombası ve otomatik silahlarla karşılık verdi. 7 yaşındaki çocuk öldü Çıkan kargaşada toplulukla birlikte yürüyen ve adı öğrenilemeyen 7 yaşlarındaki bir çocuk göğsünden yaralandı. Hastaneye kaldırılan çocuk kurtarılamadı. Mezarlıkta 1 dakikalık saygı duruşunda bulunuldu. Ardından DTP Eşbaşkanı Ahmet Türk ile Baydemir Kürtçe konuşmalar yaptı. Törenden sonra PKK bayrakları taşıyan grupla güvenlik görevlileri arasında kısa süreli çatışmalar yaşandı. Bu sırada silah sesleri duyuldu. Yaralanan F. adlı bir kişinin de yaşamını yitirdiği bildirildi. Cenaze töreninin yapıldığı alandan 5 kilometre uzaklıktaki Melik Ahmet Lisesi’nde gönderdeki bayrak, kimliği belirsiz kişiler tarafından indirildi. Bu olay üzerine polisler okulu basıp öğretmenleri tartakladı, öğretmenler odasını da dağıttı. Müdahale sırasında Müdür Yardımcısı Ahmet Özaydın ile öğretmen Fatih Ata hafif yaralandı. Bahçeli: Başbakan’ın macerasının faturası ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, son günlerde çeşitli illerde meydana gelen olayların Başbakan Tayyip Erdoğan’ın Diyarbakır macerasının faturası olduğunu vurgulayarak ‘‘Başbakan ve hükümet, bölücü terörün siyasi bir kimlik ve meşruiyet kazanmasını, bir AB projesi olarak sahiplenmekten vazgeçmelidir’’ dedi. Bahçeli yaptığı yazılı açıklamada, Diyarbakır’da başlayan ve yayılan eylemlerin Nevruzdan bu yana artan tahriklerin yeni bir aşaması olduğunu belirterek şu görüşleri kaydetti: ‘‘Terörün siyasi sözcülüğünü üstlenen bölücü partinin yetkilileri ve belediye başkanları kışkırtıcı militan rolüyle yeniden sahneye çıkmışlardır. Bunlardan birisi, eylemcileri cesaretlerinden ötürü kutlayabilmiş, devletin güvenlik güçlerinin karakollara çekilmelerini isteyecek kadar ileri gidebilmiştir. Olayların büyük şehirlere yayılması ciddi bir risk haline gelmiştir. Nitekim Ümraniye’de bu fitil ateşlenmiştir. Başbakan ve hükümeti ‘Türkiyelilik’ ve ‘Türkiye mozaiği’ gibi hezeyanların peşinden koşmayı ve Türk milletine kimlik aramayı artık bırakmalıdır. Sessizliğe gömülen Erdoğan, bölgeye gitmelidir.’’ Herkesin azami dikkat göstererek sağduyu ile hareket etmesinin önemine değinen Bahçeli, ‘‘Türk milliyetçilerine ve ülkücü gençliğe sesleniyorum; hiçbir şart altında, maruz kalacağınız tahrikler ne kadar ağır olursa olsun, sükunetinizi bozmayacak ve vakur duruşunuzu koruyacaksınız’’ dedi. Üniversitede boykot Akşam saatlerinde de göstericiler Emek Mahallesi ve Bağlar’da toplandılar. Ziraat Bankası Siyasallaşmaya çalışan örgüt kadın ve çocukları güvenlik güçlerinin önüne sürüyor PKK’nin kanlı tuzağı... MEHMET FARAÇ Topuz: Bakan niye seviniyor? CHP’li Ali Topuz ise düzenlediği basın toplantısında, hükümetin olaylara ‘‘seyirci kaldığını’’ belirterek, bu tavrın altında AKP’nin ‘‘oy hesabının yattığını’’ söyledi. Aksu’nun ‘‘Sağduyu kazandı’’ sözünü eleştiren Topuz, ‘‘Acaba sayın bakan, Apo posterleri açan, TSK aleyhine slogan atıp PKK’ye övgüler yağdıran bu topluluk, Diyarbakır valilik binasını basıp, valinin makamına oturmadı diye mi seviniyor? Bundan sonra yapılacak tek şey kalmıştı; gidip Hükümet Konağı’na oturmak’’ dedi. PKK, Diyarbakır ve çevresinde 3 gündür yoğunlaştırdığı intifada provalarının kesintisiz eyleme dönüşmesi için çağrı yaparken, güvenlik birimleri olayların büyük kentlere yayılması endişesini taşıyor. Bu endişe, salt PKK yandaşlarının davranışlarını değil, Sakarya’da olduğu gibi karşıt grupların olası tepkilerinin yol açacağı sıkıntıyı da kapsıyor. PKK, 1984 yılından bu yana köy baskınları, pusu, mayınlama, silahlı ve bombalı saldırılar ve çatışmalarla canlı tutmaya çalıştığı teröre, toplumsal bir kimlik kazandırmayı amaçlıyor. Örgüt, 40 binden fazla insanın yaşamına mal olan eylem stratejisinin çöktüğü, artık kendi tabanından bile ciddi tepkiler yükseldiği bir dönemde, şiddeti yandaşlarının yoğunluklu olduğu bölgelere yaya rak kitleler üzerinden kazanımlar elde etmeye çalışıyor... Üstelik bu provanın öncesi de bulunuyor. Batman’da 27 Ağustos 2005’te PKK’lilerin cenaze törenlerinin ardından 10 gün boyunca benzer olaylar yaşandığı göz ardı ediliyor. Kara Kuvvetleri Komutanı Orgeneral Yaşar Büyükanıt geçen yılki 30 Ağustos resepsiyonunda olayları ‘‘Filistin’’e benzetiyor. Büyükanıt’ın bu saptaması, Abdullah Öcalan’ın, 19 Ocak 2005’te elini masaya vurarak avukatlara söylediği şu sözlere de dayanıyor: ‘‘Erdoğan’ı bir kez daha uyarıyorum.Ya uzlaşmaya gelirsiniz ya da Kürt milliyetçiliğini durduramazlar. Bu milliyetçi gelişme felaket getirir. Biz sıradan hakları istiyoruz. Başbakan mektuplarıma neden cevap vermiyor? Sonuç savaşa gider. Gelişecek olan artık serhildandır!’’ PKK’nin, Diyarbakır, Siirt, Urfa, Adana ve Batman’a yaydığı intifada provaları yalnızca Güneydoğu’da 14 PKK’linin öldürülmesine dayanmıyor. Örgüt sokak eylemlerini, polisin cenaze törenlerine saldırdığı iddiasına dayandırsa da, uzun süredir intifada eylemlerinin altyapısının hazırlandığı, yayın organları üzerinden talimatlar yağdırıldığı konusunda veriler bulunuyor. PKK, Güneydoğu’daki sokak eylemlerinin Irak, İran, Kuzey Irak ve Türkiye’nin metropollerine de yaymak için hem Kandil’den hem de Avrupa’dan çağrılarını sürdürüyor. Örgüt, ‘‘kesintisiz eylem’’ çağrılarında nihai hedef olan siyasallaşmanın tüm unsurlarıyla sağlanmasını hedefliyor. Ancak PKK büyük kentlerden şimdilik uzak dursa da, Sakarya’da önceki gece 2 bin kişinin afiş asan iki genci linç etme ye çalışması, karşı tepkinin artacağını da gösteriyor. PKK’nin devletle vatandaşı karşı karşıya getirerek hedeflediği siyasallaşma çabası örgütü kazançlı çıkaracak kanlı bir tuzağı kapsıyor. Devletin, güvenlik birimlerinin ve duyarlı kesimlerin bu tuzağa düşmemesi için her yolu denemesi gerekiyor...Ancak örgütün çocukları ve kadınları güvenlik birimlerinin önüne sürerek uyguladığı bu tuzağa ne yazık ki düşülüyor... Karakola taş atan Diyarbakırlı çocukları kafalarından ve göğüslerinden kurşunlayarak yanıtlayanlar PKK’nin sandığına oy atıyor!.. PKK bir ucu Kandil’de, diğer ucu İmralı’da ateşlenmiş fitili kaosla alevlendirilmiş bir ateş çemberine dönüştürmeye çalışıyor. Çemberin içindekilerin de dışındakilerin de sağduyulu olması gerekiyor. Cenazelere yeni uygulama Haber Merkezi Diyarbakır’da meydana gelen son olaylardan sonra cenazelerin kitlesel gösterilere dönüşmesinin engellenmesi için terörist cenazelerinin şehir merkezlerine getirilerek toprağa verilmesi uygulaması değiştiriliyor. Adalet ve İçişleri bakanlıkları, bu konuda ortak bir çalışma grubu oluşturdu. Mevcut uygulamada, teröristlerin cenazeleri belirli bir süre içinde savcılıklara ve Adli Tıp Kurumu’na teslim edilmek zorunda. Yapılan çalışmada, savcının operasyon bölgesine götürülmesi ve teröristlerin bulundukları yerlerde toprağa verilmesi gibi seçenekler üzerinde duruluyor. CUMHURİYET 08 K
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear