24 Kasım 2024 Pazar Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
SAYFA CUMHURİYET 31 MART 2006 CUMA 6 SAĞLIK Bakanlık, Türkiye’nin tek hastanesi olan Beykoz Çocuk Göğüs Hastalıkları Hastanesi’ni de kapattı BİR BAKIMA SERVER TANİLLİ AKP sağlığa kilit vurdu ? Sağlık Bakanlığının, altyapı yetersizliklerini gerekçe göstererek Beykoz Çocuk Göğüs Hastalıkları Hastanesi’ni Süreyyapaşa Göğüs Hastalıkları Hastanesi’ne taşımak istemesi yurttaşlar tarafından tepkiyle karşılandı. Hekimler de, “Çocukların yetişkinlerin yanında tedavi görmesi sağlıklı değil” dedi. SİBEL BAHÇETEPE İnsanlık, Gelecek ve Sol Gazetemizin 28 Mart günlü nüshasında, Şükran Soner’in yazısını okumuş olsanız gerek. Gözünüzden kaçmış diyerek, onu, özetlemek isterim. Sayın Soner’in Gelecek Umudu Olmadan başlıklı yazısı, Alman Sosyal Demokrat Parti’nin üyesi bir düşünürün İstanbul’da verdiği konferansının özeti. Bizimki de özetin özeti olacak... ? Konferansçı, küreselleşme olgusu adına tek ideolojili dayatmanın sonuçlarından yola çıkarak, sol, insanlık ve gelecek adına önemli şeyler söylüyor: Avrupa Birliği’nin, sosyal devlet anlayışını üzerine oturttuğu kapitalizm hızlı kabuk değiştirince, paylaşım, eşitlik konularında devleşen sorunlara yol açmış, eski ilişkiler de ortadan kalkmıştır; böyle bir ortamda, her şeyi olduğu gibi, sosyal demokrasiyi de yeniden düşünmeliyiz. Gerçekten, değerlerimiz, ‘‘2030 yıl öncenin değerleri’’ olup çıkmıştır; AB’nin sosyal devlet ölçütleri, kazanılmış sosyal, sendikal hakları bu durumda. Başta eğitim, sağlık, yaşamın her alanına dönük fırsat eşitliği, fiilen ortadan kalkmıştır; üretimde bozulan dengeye bağlı sosyal güvenlik sistemleri çöküşe geçmiş; işsizlik, başını alıp gitmiştir... Çokuluslu şirketlerin artan isteklerine karşı çıkacak, özellikle daha güçlü sendikacılık ortada yok ya da zaaflık içinde. Öyle olunca, sermayenin en ucuz emeğe yönelik arayışları durdurulamayacak. Üçüncü yol olarak tanımlanan yeni arayışlar da devlet sorumluluğu, kamu görevi, kamu malı... kavramları değişime uğruyor. Daha açık bir anlatımla eğitim, sağlık da dahil, kamu sorumluluğuna giren tüm alanlar için, devlet, özel sektör ve bireyin katkıları, bir tür ‘‘sosyal piyasa ekonomisi’’ öngörülüyor. Küreselleşmenin getirdiği sonuçlar, ‘‘hukuk devleti’’nin tek başına yeterli olmadığını ortaya koymuş durumda. Ama ne olursa olsun, ‘‘sosyal devlet’’e, bir anahtar değer olarak bakılıyor. Ancak, kapitalizmi dizginleyecek komünizm ortada yokken vahşi kapitalizmi dengeleyebilecek olan nedir? Bu, henüz sorgulanmıyor... Vahşi kapitalizmi dizginleyecek güçlerin başında sol güçler gelecektir akla. Ama sol aktörler kimler olabilir? Sol, bu ve nice konuda düşünmek ve sorgulamak zorunda. Bir gerçek de şu: Dünya barıştan çok uzakta, çok yönlü tehditler altında... ? Bu düşüncelere şu gözlemleri de katmalı: Dünyamız, zengin yoksul ayrımının hızla büyüdüğü bir dünya. Konuyu yoksullara getirdiğimizde, emperyalizm ve onun ‘‘yeni sömürgeciliği’’yle de karşılaştığımız olmuyor mu? Sermayeyi harekete geçiren ve onu ‘‘vahşi kapitalizm’’ kılan yeni sömürgecilik değil mi? ‘‘Sosyal devlet’’in tükendiği coğrafya adına, asıl Üçüncü Dünya’yı görmüyor muyuz? Ya liberaller? Eğitimde, sağlıkta, ulaştırmada, tarımda, ‘‘özelleştirme’’ ve ‘‘piyasalaştırma’’ adına, bir ayinde olduğu gibi, kendinden geçercesine nakarata durmaları nedendir? Yeni sömürgeciliğin yeni liberalleri de var... Türkiye, 1950’lerden başlayarak, o sömürgecilikle, onların liberalleri ile boğuşup duruyor. 1980’ler, bu mücadelede bir aşamadır. Yeni sömürgeciliğin hizmetine giren partilerin içinde, AKP de apayrı bir örnektir; kendinden önce görülen hizmetkârlardan ayrılan özelliklere sahiptir. Katıksız bir liberalizm uyguluyor: Elinde ne varsa, piyasaya çıkarıyor, ‘‘babalar gibi’’ satıyor. Tarımı böyle çökertmiştir. İşsizlik gitgide kaygılandırıyor. Yurdumuzun eşsiz kıyılarına gözlerini dikmiştir son günlerde. ‘‘Çevre’’ felsefesinden yoksun bir halde, o kıyıları sermayeye sunacak ve ebedi olarak öldürecek oraları. Eğitimde yeni bir sayfa açılmıştır. İktidara geldiği günden üç sorunu oldu: Türban, imam hatipler, Kuran kursları. Onları çözemedi ve çözemeyecektir. Şimdi de, okullarda şiddetle karşı karşıya. Onu da çözemeyecek; çünkü bütün kurumlarda yarattığı karmaşa yatıyor şiddetin bir kaynağı olarak. Bir saptama da şu: Eğitimde gerici kadrolaşma ve müfredat değişikliği ile Cumhuriyet’e ve ülkesine duyarsız bir kuşak yetiştiriliyor. Özetle; bu iktidarla gecikmeden hesaplaşmak gerek. Ama bunu yapacak güçler sol başta olmak üzere, neredeler? Sağlık Bakanlığı, kapatacağı hastanelerin listesine son olarak Türkiye’nin tek çocuk verem hastanesi olan ‘‘Beykoz Çocuk Göğüs Hastalıkları Hastanesi’ni de ekledi. Yaklaşık 140 yataklı verem çocuk hastanesinin, Süreyyapaşa Göğüs Hastalıkları Hastanesi’ne taşınmak istenmesi, hasta yakınlarının ve hekimlerin ‘‘çocukların yetişkinlerin yanında tedavi görmesi sağlıklı değil’’ gerekçesiyle tepkilerine neden oldu. İstanbul’da son bir yıl içinde Koşuyolu Kalp ve Damar Hastalıkları Hastanesi ile Heybeliada Sanatoryumu Göğüs Hastalıkları Göğüs Cerrahisi Eğitim ve Araştırma Hastanesi kapatıldı. Bu hastanelerden Koşuyolu Hastanesi Kartal Lüt fü Kırdar Eğitim ve Araştırma Hastanesi’ne, Heybeliada ise Süreyyapaşa Göğüs Kalp ve Damar Hastalıkları Eğitim Araştırma Hastanesine nakledildi. Ardından gündeme gelen Beykoz Çocuk Göğüs Hastalıkları’nın kapatılacak olması bardağı taşıran son damla oldu. NEDENİ ALTYAPI EKSİKLİĞİ İstanbul İl Sağlık Müdürlüğü yetkililerinin verdiği bilgiye göre, Beykoz Çocuk Göğüs Hastalıkları Hastanesi’nin kapatılacak olmasının nedeni hastanenin altyapı yetersizliği, MR, tomografi, ultrasonografi gibi cihazların kurulmasına ve işletilmesine olanak olmaması. İstanbul Tabip Odası Yönetim Kurulu üyesi Dr. Güray Kılıç, Türkiye’nin has tane sıkıntısı yaşarken Sağlık Bakanlığı’nın çeşitli gerekçeler göstererek hastaneleri kapatmasına anlam veremediğini dile getirdi. Kılıç, şöyle devam etti: ‘‘Heybeliada’daki hastane de ulaşımının zor olduğu ve zamanla hasta sayısında azalmanın ortaya çıktığı neden gösterilerek 8 ay önce kapatıldı. Ve o zamandan beri boş bir şekilde bekliyor. Bu hastanelerin yerine otel ya da benzeri mekân yapılacağı yönünde duyumlar alıyoruz ancak net bir şey söyleyemeyiz. Hastaneler bu gibi nedenlerle kapatılmamalı, koşulları iyileştirilerek hizmet vermeye devam etmelidir.’’ Tüberküloz Danışma ve Dayanışma Derneği (TÜDADER) Başkanı Dr. Cenk Mehmet Deliküçük ise ‘‘Türkiye’de verem hasta sayısında ciddi artış söz konu su. Ayrıca verem hastası çocuklar ile erişkin hastalar farklı ortamlarda tedavi görmelidir’’ dedi. ‘RANTA AÇIK YERLER’ Sağlık ve Sosyal Hizmet Emekçileri (SES) Anadolu Yakası Başkanı Mehmet Ali Işık, kapatılan hastanelerin ortak bir özelliğinin olduğunu öne sürerek ‘‘Bu alanlar denize kıyısı olan, turizm yönünden değerlendirilebilecek ranta açık yerlerdir’’ iddiasında bulundu. Işık, Heybeliada Göğüs Hastalıkları Hastanesi’nin yerine bir otel yapılmak istendiği yönünde duyumlar aldıklarını belirterek ‘‘Beykoz’daki alan da ciddi bir rant alanıdır. AKP iktidarı bu alanları özel sektöre açmak istiyor’’ dedi. ŞİZOFRENİNİN TEDAVİSİ MÜMKÜN ‘Delilik değil bir beyin hastalığı’ İstanbul Haber Servisi Zihin bölünmesi ya da kişilik yanılsaması anlamına gelen şizofreni, toplumda her yüz kişiden birinde görülüyor. Şizofrenin bir beyin hastalığı olduğu, bunların şeker, tansiyon hastaları gibi kabul edilmesini gerektiğini belirten hasta yakınları ‘‘damgalanmak’’ (stigma) istemediklerini dile getirdiler. Şizofreni Gönüllüleri ve Dayanışma Derneği’nin Başkanı Meliha Aksay, şizofrenilerin toplumdan dışlandığını, bu nedenle de hastalıklarını ailesinden başka insanların bilmediklerine dikkat çekti. Aksay, oğlunda tıp fakültesi 3. sınıf öğrencisiyken şizofreni hastalığının ortaya çıktığını belirterek uzun bir tedaviden sonra tekrar sağlığına kavuştuğunu söyledi. 2002 yılında ‘‘Şizofreni Gönüllüleri ve Dayanışma Derneği’’ni kurduğunu anlatan Aksay, ‘‘Bu hastalıkta en önemli olanı, hastalığı kabul ettirebilmek ve tedaviyi aksatmamaktır’’ dedi. Şizofrenilerin yaşama daha kolay adapte olmaları için bir sosyal tesis olan ‘‘gündüz evi’’ni açmak istediklerini vurgulayan Aksay, bunun destek beklediklerini söyledi. Derneğin bağış numarası: Garanti Bankası Kadıköy Rıhtım Şubesi, 443/ 6697434. Niki Mastaraki Atina temsilcimiz Murat İlem’in kayınvalidesi Mastaraki’nin böbreği ve karaciğeri bağışlandı Organları üç kişiye hayat verecek İstanbul Haber Servisi Beyin 19.00 gibi tansiyonunun çıktığı gekanaması sonucu yaşamını yiti rekçesiyle eczaneye giderken görren Atina temsilcimiz Murat düklerini söylediler. Eczanede duİlem’in kayınvalidesi Niki Mas rumu kötüleşen annemi oradan taraki’nin (64) organları üç kişi Taksim İlkyardım Hastanesi’ne ye hayat verecek. İki böbreği ve götürmüşler. O gün son görüşmemiz oldu. Bir daha sesini karaciğeri alınan Niki duyamadım’’ diye konuşMastaraki’nin organları tu. Önceki gün beyin ölüEge Üniversitesi’nden uymü gerçekleşen annesinin gun kişilere nakledilmek organlarını bağışlama kaüzere özel uçakla İzmir’e rarını eşinin desteği ile gönderildi. aldığını ifade eden SofAtina’da yaşayan ve ya İlem, ‘‘Doktorlar anTürkiye’ye gelen Niki nemin beyin ölümünün Mastaraki’nin kızı Sofya İlem, annesinin başka be Kızı Sofya İlem gerçekleştiğini söylediler. denlerde yaşayacağını belirterek Ve bize organ bağışı için fikrimi‘‘Tek isteğim, her yıl annemin or zi sordular. Çok kararsızdım, eşiganlarının nakledildiği insanlar me ve kiliseye giderek rahibe yala görüşmek ya da seslerini duy pacaklarımızın doğru olup olmamak’’ dedi. Annesi ile en son cu dığını sordum. Ve kararımız organmartesi günü telefonda konuştu ları bağışlamak yönünde oldu’’ ğunu anlatan İlem, ‘‘Herhangi bir dedi. İlem, cenazenin bugün Şişhastalığı yoktu. Komşuları en son li Ortodoks Mezarlığı’nda saat annemi cumartesi akşamı saat 14.00’te defnedileceğini söyledi. İki böbreği ve karaciğeri alınan Mastaraki’nin organları özel uçakla Ege Üniversitesi’ne gönderildi. (Fotoğraf: UĞUR DEMİR) 2005’TE YALNIZCA 63 İSTİHDAM Engelli istihdamı kâğıtta kaldı ATAKAN ADALI Dünyada kanser patlaması Her yıl 10 milyon kişinin hastalığa yakalandığını belirten uzmanlar 2020 yılında bu sayının 16 milyon olacağına dikkat çekti. ŞULE KÖKTÜRK AKP Hükümet’i tarafından 2005’in ‘‘Engellileri İstihdam Yılı’’ ilan edilmesine karşın, bu yıl da engelli yurttaşlar için yapılan kamu personeli sınavı sonucunda yalnızca 63 engelli yurttaş kamuda istihdam edilebildi. Özürlülerin devlet memurluğuna atanmasına ilişkin yönetmelikte yapılan değişiklikle, bu yurttaşların istihdamlarının güvence altına alınacağı belirtilmişti. Ancak 2005 yılı itibarıyla engelli işçi kontenjan açığı kamuda 55 bin, özelde ise 28 bin oldu. AKP Hükümeti’nin çıkardığı, yönet meliğin 8. maddesine göre ilkokul mezunundan üniversite mezununa kadar herkese uygun sınavlar yapılacağı ‘‘müjdesi’’nin engelliler için hiçbir şey ifade etmediği ortaya çıktı. Çünkü Türkiye’deki engellilerin yüzde 54’ü okula gidemeyenlerden oluşuyor. Ayrıca hükümetin istihdam yılı olarak ilan ettiği 2005’te yapılan sınav sonucunda sadece 63 engelli yurttaş kamu dairelerinde işe başladı. Yasalarda belirtilen oranların altında engelli insan çalıştırdığı belirlenen iş yerlerine bugüne kadar toplam 28 milyon YTL ’lik ceza kesildi. Dünyada her yıl 10 milyon insan kanser hastalığına yakalanıyor. Uzmanlar, kanser hastalığına yakalanma hızının aynı şekilde devam etmesi durumunda, 2020 yılında 16 milyon insanın kanser olacağını tahmin ediyor. Türk Kanser Araştırma ve Savaş Kurumu ve Hacettepe Onkoloji hastanesi Başhekimi Prof. Dr. Tezer Kutluk, günümüzde ‘‘kanserde patlama’’ yaşandığını ancak tedavide de önemli aşamalar kaydedildiğini vurguluyor. 17 Nisan Kanser Haftası nedeniyle sorularımızı yanıtla yan Prof. Dr. Tezer Kutluk, kanser hastalığının nüfus içinde görülme oranının artmadığını ancak nüfus artışına paralel olarak kanser hastası sayısında da artış yaşandığını belirterek ‘‘Kanser patladı’’ dedi. olduğunu vurgulayan ‘‘Hanımları en çok sigara içen ülkeler arasında ilk sıralardayız. Türkiye’de 6570 milyonun yarısı sigara içerse başımız belada. Tütün konusu bir özgürlük konusu değil. Ölümün özgürlüğü olmaz’’ diye konuştu. Tedavide önemli gelişmeler yaOCUKLARDA ARTIŞ Prof. Dr. Kutluk şandığını dile getiren Kutluk, doğru zamanda doğru tedavi ile kanserlerde yaşam süresinin arttığıProf. Dr. Kutluk, ‘‘Bizim için nı vurguladı. Kutluk, ‘‘ABD verilerine oranlar önemli, oranlarda büyük bir argöre, meme kanserinde tedavide başarı oratış yok. Avrupa’da çocuk kanserlerinde nı yüzde 88, prostat kanserinde tedavi orayüzde oranında artış belirlendi. Sebebi bilinmiyor. Toplum içinde kansere yakalannı yüzde 99, Hodgkin lenfomada yüzde 85, testis kanserinde yüzde 96, tiroid kanserma oranı yüz binde 150 ile 300 arasında. lerinde ise yüzde 97 oranında tedavide baTürkiye’de her yıl 150 bin kişi kansere yaşarı sağlanıyor. Akciğer, pankreas ve kakalanıyor’’ dedi. raciğer kanserlerinde ise durum pek de iyi Kanserlerin 3’te 1’inin, akciğer kanserlerinin ise yüzde 90’ının tütünle ilgili değil’’ dedi. Öğrenciler sindirim sisteminde ? DEMRE (AA) Antalya’nın Demre ilçesi Atatürk İlköğretim Okulu resim öğretmeni Sabahat Emir, öğrencilere sindirim sistemini anlatmak amacıyla ilginç bir çalışma hazırladı. Ahşap ve kumaş kullanılarak hazırlanan sindirim sisteminin yansıtıldığı 5 metre uzunluğundaki ders aracında, öğrenciler ağızdan girerek, sindirim sisteminde dolaşıyorlar. Resim öğretmeni Sabahat Emir, deneyler eşliğinde, görerek öğrenmenin akılda daha çok kaldığından yola çıkarak, kumaş ve ahşap kullanarak sindirim sistemini anlatan bir ders aracı yaptığını söyledi. Ç Hamilelikte hipotiroid ? GAZİANTEP (AA) Gaziantep Üniversitesi (GAZÜ) Tıp Fakültesi Endokrinoloji ve Metabolizma Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ersin Akarsu, hipotiroidi olarak bilinen tiroit bezi yetmezliği hastalığının, çabuk yorulma, saçlarda dökülme, cilt kuruluğu, kilo alma ve depresyon gibi belirtileri olduğunu belirtti. Hipotiroidinin hamilelikte çok daha tehlikeli olabileceğini belirten Akarsu, hamilelikte hipotiroidinin düşüğe ve erken doğuma neden olabileceğini, bebeğin zekâ gelişimini olumsuz yönde etkileyebileceğini söyledi. Prof. Dr. COŞKUN ÖZDEMİR ir Tıp Haftası’nı daha geride bıraktık. Yıllar önce tıp bayramlarından söz edilirdi. Daha sonra sağlık sorunlarının geniş bir şekilde tartışıldığı Tıp haftaları düzenlenir oldu. 14 Mart, 1827’de başlayan modern tıp eğitiminin yıldönümü olarak anılır. Yazık ki gerçekten bayram olarak kutlanacak bir sağlık düzeni var olmamıştır ülkemizde. Oysa Cumhuriyet o yoksulluk ve yoksunluklar içinde sağlık alanında ne güzel atılımlar gerçekleştirmişti. Trahom savaş, frengi savaş, sıtma savaş hekimlikleri Anadolu’da çok başarılı mücadeleler verdiler. Göz doktorlarının okul avlularında teker teker trahomlu çocukların göz skleralarını kazıyarak trahomu yok etme çabaları gözlerimin önündedir. 5 milyon sıtmalı vardı Anadolu’da. Onunla da yaman bir savaş verildi. B Sağlık ve Siyaset Oysa bugün Türkiye’de verem hastalığının arttığı bildiriliyor. O yıllarda koruyucu hekimlik, toplum hekimliği anlayışı ön planda tutuluyordu. Refik Saydam, Hulusi Alataş, Behçet Uz bu çabaların, bu anlayışın öncüleri olarak anılacak isimlerdir. 1960’larda büyük hekim Sağlık Bakanlığı Müsteşarı Dr. Nusret Fişek 224 numaralı yasanın desteğinde sosyalizasyonu gerçekleştirmek için büyük uğraş verdi. Her 7000 kişiye sağlık ocaklarınca ilk basamak sağlık hizmetleri verilecek, bu süzgeçten geçenler hastanelere gönderilecekti. Sağlık ocakları, aşılama, gebelik kontrolü, çocuk sağlığı gibi konularda etkinlik gösterecek, ayrıca çevre sağlığı ile ilgilenecekti. 1977’de tüm ülkeyi kapsaması planlanan bu modeli halka ve sosyal devlet anlayışına karşı politikacılar yaşatmadı. Onun yerine aile hekimliğini koymaya çalıştılar, bu çabalar hâlâ devam ediyor. Pilot bölge olarak seçilen Düzce’de bu sistemin başarılı olduğuna dair hiçbir kanıt olmadığı kanısındayım. Sonraki iktidarlar 1961 anayasasındaki toplumun ve bireyin sağlığını devlet güvencesi altına almayı öngören 4849 numaralı maddeleri kaldırdılar. Tıpkı eğitim gibi sağlık da özelleştirildi ve serbest piyasa mekanizmalarının insafına terk edildi. Hastaneleri birer işletme haline getiriyorlar. lere aktarılacaktır. Geçen hafta Adana Tabip Odası’nın davetlisi olarak 4 günümü Mersin ve Adana’da geçirdim. Her iki ilimizde beni sevindiren buluşmalar oldu. İstanbul’da dile getirdiğimiz şikâyet ve kaygılarımızın orada da hemen aynı şekilde geçerli olduğunu gözledim. İktidarın, tüm kurumları yandaşları ile kuşatma çabaları yurt çapında süregeliyor. Ayrıca tüm yurtta bilimdışı, akıl dışı, vicdan dışı tedavi uygulamalarının, büyünün, üfürüğün, uydurma sözde şifa veren makinelerin iyice yaygınlaştığını öğreniyorum. Bilim dışı, akla karşı akımların güçlendiği, yaygınlaştığı çok açık. Yazıyı bir güzel insan, iç açıcı bir anı ile bitirmek istiyorum. Türkiye’nin yetiştirdiği büyük insanlardan arkeolog Halet Çambel’in Karatepe’de olduğunu biliyor S AĞLIĞIN ÖZELLEŞTİRİLMESİ Bugünlerde çok sözü edilen Genel Sağlık Sigortası da büyük olasılıkla sağlığın özelleştirilmesine hizmet edecek ve bu sigortanın yükü dar gelirli dum. Adana’daki genç meslektaşlarım beni oraya götürdüler. Karatepe’de güzel bir gece geçirdim. Ömrü bir asra doğru yaklaşmakta olan bu genç hanım 6 aydan beri Karatepe’de kalıyor. Geç Hitit döneminin kalıntıları ile iç içe ve baş başa. Usta bir restorator olan öğrencisi Murat Akman ile birlikte televizyonsuz, radyosuz ve konforsuz çalışıyor ve üretiyorlar. Açık hava müzesine bir de kapalısını eklemişler. Bu gittikçe kirlenen dünyamızda tertemiz, pırıl pırıl, yüz akı işler yapıyorlar. İstanbul’daki eşi şair, yazar, mimar, dünya cenneti Akyaka’nın koruyucusu Nail Çakırhan (95) eşine yüreklendirici mesajlar gönderiyor. Devlet büyüklerimiz, başbakanlarımız tarikat şeyhlerinin dizi dibine oturacaklarına keşke bu tür insanların yanı başına çökerek onların rahlei tedrisinden geçseler diyorum. coskunozİsuperonline. com İzmir’de SMS’li randevu ? İZMİR (AA) İzmir Atatürk Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nde, hasta yoğunluğunu azaltmak için cep telefonuyla randevu sistemine geçiliyor. Sisteme göre, hastanenin kodu ile hangi serviste tedavi görmek istediğini cep telefonuyla hastane bilgi işlemine gönderecek hastaya SMS ile randevu verilecek. CUMHURİYET 06 K
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear