26 Aralık 2024 Perşembe Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
8 ŞUBAT 2006 ÇARŞAMBA CUMHURİYET SAYFA 17 Tören Milli Eğitim Bakanı Hüseyin Çelik, Giresun’da Keşap Anadolu Öğretmen Lisesi’ni törenle açtı. Ulusal marş okunmadan ve Atatürk’e saygı duruşu yapılmadan. Yeni törenler artık böyle! Ya ğ m u r E k i m Diyarbakır Belediye Başkanı ABD’ye gidiyormuş. ‘‘İadeyi siyaset!’’ YENİDEN Anadolu ve Rumeli Müdafaai Hukuk dergisinin son sayısında Dumlupınar Üniversitesi Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Ali Sarıkoyuncu ve aynı üniversitenin Fen Edebiyat Fakültesi Tarih Bölümü’nden araştırma görevlisi Esra Sarıkoyuncu Değerli’nin bir makalesi yer alıyor: Ulusal Kurtuluş Savaşı Dönemi Türk Basını ve Günümüz. Geçmişin mandacıları ile günümüz numaracılarının üslubu öyle güzel örtüşüyor ki, inanamazsınız. Refik Halit Karay, ki Kurtuluş Savaşı’ndan sonra ‘‘ulusal bilinç’’e kavuştu, Misakı Milli’nin yani ‘‘Ulusal Ant’’ın kabulünden sonra Alemdar gazetesinde bakın neler yazmış: ‘‘Bereketli olsun, başımıza bir milli daha çıktı, geceler bir milli daha doğurdu. Millet anamız yine varlığını gösterdi. GÖRÜŞ NAZAN MOROĞLU İstanbul Barosu Yönetim Kurulu Üyesi Milli Ortaya bir milli yavru daha attı: Misakı Milli. Aman Allah’ım! Telaffuzu ne güç, ne çirkin, ne gayri milli bir kelime! Misakın elifini hafifçe çektin mi misak gibi bir şey oluyor. Osmanlılık devrinden kalma baba yadigârı ahbap Monakyan kumpanyasında bir aktör vardı: Hacı Misak. Bu terkip bana onu hatırlatıyor. Mimin yasını aşağı çekerek sağın elifini yukarı uzatarak tecvit üzere okumakta ustalık ve idman isteyen bir iş, hepimiz yapamayız. Galiba milliler yarım düzineyi geçti: Milli Kongre, Milli Blok, Milli Hareket, Milli Talim Terbiye, Milli Ahrar, etti altı. Şimdi Misakı Milli ile tam düzinenin ikmaline girdiğimiz anlaşılıyor. Hülasa bu Millilerin Üsküdar AKP yönetimine Erdoğan’ın akrabaları gelmiş. Üsküdar’a gider iken aldık da bir kongre! Gitgel Aysel Ergüney: ‘‘Gelen gideni aratır sözünden esinlenerek: Gitti Kemal Derviş, geldi Kemal Unakıtan!’’ ne biçim marifetler olduğunu âlem anladı, acaba Misakı Milli nedir?’’ Bir de sonradan aklı başına gelen Refiğ Cevat Ulunay’ın üslubuna bakın: ‘‘Bütün millet Kuvayı Milliye’nin faaliyeti milliye namıyla yediği herzenin tarihini takvimden koparıp saklamalı ve her İttihatçının suretine tükürdükten sonra o takvimden yaprağı onun alnına yapıştırmalıdır.’’ Tarih tekerrürden ibarettir, diye boşuna söylememişler; ‘‘milli’’ veya ‘‘ulusal’’ sözcüğü dün olduğu gibi bugün de birilerini fena halde rahatsız ediyor. Bu arada Prof. Dr. Çetin Yetkin’in yönetimindeki dergi, kitap yayımcılığına başladı. ‘‘Milliyetçilik: Neden Şimdi?’’ kitabının ardından ‘‘Tercümanı Hakikat Gazetesine Göre Osmanlı Ermenileri 19141918’’ kitabı da yayımlandı. Kadına ‘Soyadı’ Baskısı Adalet Bakanlığı’nın hazırladığı ileri sürülen taslak, basına yansıdığı şekliyle, kadınlara karşı ayrımcılığı daha da kökleştirecek niteliktedir. Oysa özellikle AİHM kararından sonra, ‘‘Soyadı’’ konusunda yapılması gereken ve beklenen değişiklik, Medeni Kanun’un 187. maddesinin anayasanın 10. maddesindeki ‘‘kanun önünde eşitlik’’ ve 41. maddesindeki ‘‘eşlerarası eşitlik’’ kuralına, Türkiye’nin taraf olduğu ve uygulama taahhüdü altında bulunduğu başta Kadınlara Karşı Her Türlü Ayrımcılığın Kaldırılması Sözleşmesi’nin 16. maddesine; Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin 14. ve 8. maddelerine; 7 No’lu Ek Protokol’ün 5. maddesine; Avrupa Konseyi Tavsiye Kararlarına ve ayrıca Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi Kararlarına uygun hale getirilmesidir. Soyadı, bir kimsenin kimliğinin en önemli unsurudur ve vazgeçilemez, devredilemez ve feragat edilemez, kişiye sıkı surette bağlı bir kişilik hakkıdır. Soyadı üzerinde hak, mutlak haklardan olması nedeniyle herkese karşı ileri sürülebilen ve yasayla özel olarak korunan bir haktır. Ancak, yürürlükteki Medeni Kanun’da soyadının bütün bu özellikleri ‘‘kadının soyadı’’ için geçerli değildir. Yapılacak yeni düzenleme, Medeni Kanun’un Genel Gerekçesinde belirtildiği gibi: ‘‘günümüzde modern hukuk sistemlerinin istisnasız hepsinde temel ilke olarak kabul edilen kadınerkek eşitliği ilkesinin hukukumuzda da tam anlamıyla yerleştirilmesi amacını’’ yerine getirmelidir. Bilindiği gibi, AİHM kararı gereğince, evli eşlerin kendi soyadlarını kullanabilme veya soyadı (aile adı) seçiminde eşit haklara sahip olmalarını sağlamaya yönelik yükümlülüklerin yerine getirilmesi ve gerekli önlemlerin alınması Türkiye Devleti’ne bırakılmıştır. Şimdi yapılması gereken, bu konuda eşitlik ilkesine uygun değişikliğin yapılmasıdır. Kadınların toplumsal yaşamda tanındığı soyadını evlendiğinde de kullanmaya devam etmesi en doğal ve yasal hakkıdır. Nitekim, yasada böyle bir hak verilmemesine rağmen toplum içinde veya iş yaşamında tanındığı soyadını evlendiğinde kullanmaya devam eden çok sayıda kadın vardır, böylece boşandığında soyadı değiştirmek zorunda kalmamaktadırlar. Bu gereksinimin karşılanması için ‘‘Kadının Soyadı’’ kuralı, ‘‘eşlerin soyadı konusunda birlikte karar verebilmelerine veya her birinin kendi soyadını taşımaya devam etmesine imkân veren’’ bir şekilde değiştirilmelidir. ??? Önerim: 187. madde başlığının ‘‘Kadının Soyadı’’ yerine ‘‘Aile Adı’’ olarak değiştirilmesi ve maddenin eşlerin ortak bir soyadı seçme zorunda olmadıkları, ama dilerlerse seçme hakkının da verildiği aşağıdaki şekilde düzenlenmesidir. Böyle bir değişiklik anayasanın 41. ve 10. maddesindeki eşitlik ilkesine uygun ve AİHM’nin Türkiye’ye verdiği yükümlülüğü yerine getirecek, aynı zamanda günümüzde ortaya çıkan ihtiyaçları da karşılayacak nitelikte olacaktır: Madde 187. Aile Adı: ‘‘Eşler, her biri evlilik öncesi soyadını kullanmaya devam etmek istemedikleri takdirde, evlendirme memuruna yapacakları yazılı bildirim ile ortak aile adı olarak erkeğin ya da kadının doğumla aldığı soyadını seçebilirler. Soyadı aile adı olarak seçilmeyen eş, doğumla kazandığı soyadını aile adının önünde taşır. Eşler böyle bir seçimde bulunmamışlarsa kadın evlenmekle kocasının soyadını alır ve doğumla aldığı soyadını kocasının soyadının önünde taşır.’’ Yukarıdaki şekilde yapılması önerilen değişiklikle; Eşlerin her birine kendi soyadlarını taşımaya devam etme imkânı verilmiş olacaktır. Bu imkânı kullanmak istemeyen eşlere aynı zamanda evlenirken ‘‘soyadını seçme hakkı verilmesi’’ eşlerin eşit haklara sahip olmaları ilkesine uygun düşecektir. Ortak aile adı seçmedikleri takdirde, evli kişilerin ortak soyadı kullanması anlayışını benimseyen görüşe uygun olarak kadın kocasının soyadını alacak, kendi soyadını da birlikte kullanabilecektir. Yapılacak yeni değişiklikte, mevcut evlilikler için bir geçiş hükmü ile örneğin bir yıl süre tanınarak, isteyen eşlere bu süre içinde aile adı seçmeleri imkânı verilebilir. Basından anlaşıldığı şekliyle ‘‘soyadı konusunda’’ Adalet Bakanlığı’nın hazırladığı kadına ‘‘ya hep ya hiç’’ baskısını kabul etmek mümkün değildir. SESSİZ SEDASIZ (!) Yatılı öğrencilere her gün pirzola MİLLİ Eğitim Bakanlığı, okullara tebeşir parası bile göndermiyor ama Milli Eğitim Bakanı Hüseyin Çelik, özel okullar için teşvik üzerine teşvik projeleri üretiyor. Milli Eğitim Bakanlığı kendi okullarına karşı bu kadar cimri mi? Tabii ki hayır. Şu sıra Kamu İhale Kurumu aracılığıyla yatılı okulların yemekhane işletmeleri ihale ediliyormuş. Düne kadar üç öğün yemek hazırlanmasından yemekhanenin temizliğine kadar, 150 öğrenci için altı aylığına 30 bin yeni lira ya da 30 milyar lira Yüksek Yerilim Hattı erdincutku?yahoo.com Beyan Erol İşisağ: ‘‘Çiftliklerde büyükbaş hayvan sayısını 50 bine kadar çıkarmamız gerekiyormuş. Mal beyanı daha zor olmaz mı?’’ Kaynak Akif Kökçe: ‘‘Devletin borçlarının kaynağı belli, harcandığı yer belli değil; zenginlerin varlıklarının harcandığı yer belli, kaynağı belli değil!’’ harcanırken yeni ihalelerde bu süre 8 aya çıkarılmış. Yani, eğitim yılının tümünü kapsayacak şekilde düzenlenmiş. 150 öğrencilik kapasite yine korunmuş. Ancak, öğrenci kontenjanı dolmasa da aynı fiyatın geçerli olması görüşü benimsenmiş. İhale fiyatına gelince... 280 bin yeni lira yani 280 milyar lira. Dün devletin yatılı okullarındaki bir öğrencinin günlük yemeği 33 yeni liraya mal olurken bundan böyle 233 yeni liraya mal olacak. Bu durumda yatılı öğrenciler her gün ya pirzola ya da bonfile yiyecek demektir! Türkiye enerji kıskacında: Zaman, sömürüye karşı sinerji zamanıdır! ÇED KÖŞESİ OKTAY EKİNCİ KİM KİME DUM DUMA BEHİÇ AK behicak?yahoo.com.tr Abdülkadir Sarı ‘Merkez’de! Her valiler kararnamesi, ilk kalkınmayı sağlamalıdır...’’ kez atananlar için sevinç; yer Nitekim Hatay’da da bölgedeğiştirenler için yeni bir he sel güçleri harekete geçirerek yecan; ‘‘merkeze alınanlar’’ ilin sadece ekonomik değil küliçinse belirsiz bir dinlence dö türel gelişmesinde de örnek ve nemine başlamak demek. önemli çalışmalar başlattı. Çünkü, merkez valilerinin Örneğin, tüm semavi dinleyeniden illere atanmaları, an rin temsilcileriyle geçen yıl cak ‘‘iktidar’’ın ya da ‘‘siyase düzenlenen ve Başbakan Reti’’nin değişmesine bağlı... cep Tayyip Erdoğan’ın da adeHizmetleri iktidarca ‘‘sakınca ta ‘‘sahiplenircesine’’ katıldığı lı’’ bulunanlar, her an merkeze ‘‘Medeniyetler Buluşması’’, alınabilecek valiler arasında Vali Sarı’nın öncü çabalarıyla gerçekleşti. dırlar... Dahası, yine Vali Sarı’nın Bu kural, ne yazık ki ‘‘eski’’ Hatay Valisi Abdülkadir Sarı başkanlığını yaptığı ve kurucu için de geçerli oldu. Hizmetle üyeleri arasında Ortodoks Kirini ve görev anlayışını izle lisesi pederi Dimitri Doğum, yen hemen herkesin ‘‘Vali de Musevi cemaati lideri Şaul Cediğin böyle olur’’ nudioğlu ve Alevidiyerek hayranlık leri temsilen Zeki duyduğu bir döÖzkaya’nın da bunemde, son valiler lunduğu ‘‘Evrensel kararnamesindeki Değerleri Koruma ‘‘iktidarın istemeDerneği’’, Anadodiği’’ isimler aralu’daki inançların sında yer aldı... ortak bir kent külAntakya’nın türü yarattıkları Dostluğun Valisi. özellikle tarih, Antakya’da ‘‘tarihkültür ve uygarlık değerlerini ten gelen hoşgörü mirası’’nı yaşatarak korumak için gös gençlere ve gelecek kuşaklara terdiği duyarlılıkla gönüllerde devretmek için kolları sıvadı... yer eden valimiz, bundan böyAntakya’nın binlerce yıllık le ‘‘kıymeti yeniden bilinince tarihsel arteri olan Kurtuluş ye kadar’’ merkezde görev ya Caddesi’nin yeniden ‘‘uygarpacak... lık yolu’’ olması için başlattığı kentsel tasarım çalışmaları ise Bölgesel çalışkanlık geçmişten geleceğe kültürel Meslektaşları arasındaki sürekliliğin örnek bir ‘‘kimlik saygın ve seçkin yerinden ötü projesi’’ydi... rü ‘‘Türk İdareciler Derneği Ne var ki siyasal iktidar, son Başkanlığı’’nı da üstlenen Va zamanlarda ‘‘kimlik’’ konusuli Sarı, 2003 yılındaki ‘‘Türki na da özel önem vermesine ye Sorunlarına Çözüm Arayı rağmen, Abdülkadir Sarı’yı şı’’ sempozyumunu düzenle desteklemek yerine adeta yenlerden biri olarak şuna dik ‘‘durdurma’’yı yeğledi... kat çekmişti; ‘‘Mülki idarenin Umarız geleceğin siyasal tadüzenleyici, emredici yönleri rihçileri, hükümetlerin ‘‘gernin ötesinde koordinatörlük iş çek niyetleri’’ni kavrayabilmek levinin öne çıkarılması gereki için, söylemlerine değil, meryor... Her bölge her şeyi isteme keze aldıkları valilerin neler yi bir yana bırakıp o alanda yaptıklarına da bakarlar... ÇİZGİLİK KÂMİL MASARACI kamilmasaraci?mynet.com HARBİ SEMİH POROY BULMACA SOLDAN SAĞA: SEDAT YAŞAYAN OTOBÜSTEKİLER KEMAL URGENÇ kurgenc?yahoo.com ‘Bröve’de mutlu son... Kara Kuvvetleri Komutanlığı’nın (KKK) simgesi olarak kullanılan ‘‘bröve’’deki Atatürk motifinin çıkartılarak yerine ‘‘miğfer’’in konduğu tasarıma yönelik çekincelerimizi özetle şöyle yazmıştık: (Cumhuriyet 27 Kasım 2005) ‘‘Atamızın Kocatepe’deki fotoğrafı, gerek ulusal bağımsızlık mücadelemizi simgelemesi, gerekse estetik ve grafik değerleriyle, aslında bir sanat ve tasarım ürünü olması gereken KKK Brövesi için eşsiz bir olanaktır... Böylesine özgün ve ulusal bir simge yerine, dünyanın diğer tüm ordularınca da kullanılabilecek miğferin yeğlenmesi, mutlaka gözden geçirilmelidir...’’ Genelkurmay Başkanlığı’nın, bu gibi serzenişleri de dikkate alarak yeniden hazırladığı son bröve ise hem anlamlı grafiği, hem de sanatsal açıdan, ilk tasarımdaki tüm kaygılarımızı ortadan kaldırıyor. Hele ‘‘Kocatepe’deki Atatürk’’ün, ilkinden çok daha yalın ve ustaca düzenlenmiş motiflerle sağlanan ‘‘uyumlu ve oranlı konumu’’ ise bröveye bir ‘‘grafik eser’’ niteliği kazandırıyor... ekinci?cumhuriyet.com.tr TARİHTE BUGÜN MÜMTAZ ARIKAN 8 Şubat www.mumtazarikan.com 1 2 3 4 5 6 7 8 9 1/ Türlü hasta1 lıkları taşıyan ve insanlarda 2 asalak olarak yaşayan bir bö 3 cek. 2/ Akdeniz 4 Bölgesi’nde bir 5 akarsu... Cahit Külebi’nin bir 6 şiir kitabı. 3/ 7 ‘‘Git, def ol’’ 8 anlamında argo sözcük... Kenar 9 süsü... Eski dilde yüz, 1 2 3 4 5 6 7 8 9 çehre. 4/ Sıvıları ölçme 1 MA K R AME D de kullanılan temel bi2 A Y I S E M A İ rim. 5/ Uzak... Tütün 3 N A R S İ S İ Z M dizmek, kurutmak ve MA T İ N E işlemek için kullanılan 4 S A R R U üstü kapalı sergi. 6/ Ku 5 İ K A A N EM İ K zey Anadolu dağların 6 Y O E L A da yetişen, iri ve mor 7 O K U M E renkli çiçekleri olan bir 8 N E F İ A T E L ağaççık... Yunan abe 9 R ON İ N R A cesinde bir harf. 7/ Döşemelik bir kumaş cinsi. 8/ Romanya’nın plaka imi.. Güzel kadın... Adları sıfat yapan bir yapım eki. 9/ İstanbul’un eski adlarından biri. YUKARIDAN AŞAĞIYA: 1/ Mucize... Eski Mısır’da güneş tanrısı. 2/ Karışık renkli... Ege Denizi’nde Yunanistan’a ait bir ada. 3/ Halk edebiyatında yergi amacıyla yazılan şiir türü. 4/ ‘‘Sevdiğimi eller almış/ O da bana geliyor’’ (Türkü)... Bir yerde oturma. 5/ Türk müziğinde bir makam... Hindistan’da kral ve imparatorlara verilen san. 6/ Mersin’in Silifke ilçesinde antik bir kent... Tekil ikinci kişi adılı. 7/ Sahip.. Amaç. 8/ İyi bakım ve ilaç tedavisi... Halka biçiminde mercan adacığı. 9/ Göçebe bir kuş... Duman lekesi. CUMHURİYET 17 K
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear