26 Aralık 2024 Perşembe Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
6 ŞUBAT 2006 PAZARTESİ CUMHURİYET SAYFA 17 Kapanan yolların vizyonu Karla birlikte İstanbul’un Silivri gibi, Çatalca gibi ilçelerinin köylerinde bile yollar kapandı. Bir ilkti bu. Son 25 yıldır ilk kez İstanbul’un köylerinde yollar açılamıyordu... Radyolar her ne kadar tüm Türkiye’de 34 bin köy yolunun kapalı olduğunu söylese de konunun uzmanları biliyorlardı ki bu sayı 34 binle sınırlı değil, en az 20 bindir. Bu rakama inanmayanlara somut örnek verelim: Yalnızca Kastamonu’da geçen hafta başında kapalı köy yolunun sayısı tam 464’tü. İstanbul’da ve Türkiye’de kapalı köy yollarını açamayan devlet neredeydi peki? Devlet küçültülmüş, küçültülmüş, ‘‘Köy Hizmetleri Genel Müdürlüğü’nü kapatan yasa’’ya tıkılmıştı. Devlet garipti, devlet biçareydi. Küçültüldüğü yerden bir türlü çıkamıyordu ki köy yollarını açsın, vatandaşa hizmet götürsün... Yolları açılamayan yurttaşlarımız da Köy Hizmetleri’nin kapatılması vizyonuna sahip, ademi merkeziyetçi büyük mütefekkir müsteşarlarımıza teşekkür borçluydu... Kent forumu SAĞNAK NİLGÜN CERRAHOĞLU Yabancılara Kemiksiz Et Satışı AKP çoğunluğu, 2005’in son günlerinde TBMM’den Tapu Yasası’nda değişiklik öngören bir yasa çıkardı, hem de Anayasa Mahkemesi’nin peş peşe 3 kez iptal ettiği düzenlemeleri bir anlamda yineleyerek... Yeni düzenleme ile Tapu Yasası’na ‘‘Yabancı uyruklu gerçek kişiler, karşılıklı olmak ve kanuni sınırlamalara uyulma kaydıyla, Türkiye’de işyeri veya mesken olarak kullanılmak üzere, uygulama imar planı veya mevzi imar planı içinde bu amaçlarla ayrılıp tescil edilen taşınmazları edinebilirler’’ hükmü konuldu. Çok masummuş gibi görünen söz konusu hükmü, bu alandaki gelişmeleri adım adım izleyen, kamuoyunu sürekli aydınlatan Harita ve Kadastro Mühendisleri Odası Başkanı Hüseyin Ülkü, çok çarpıcı bir ifadeyle, ‘‘Artık bundan böyle yabancılara kemiksiz et satılacak’’ diyerek değerlendiriyor. Ülkü’ye göre, etin kemikten sıyrılması işlemi şöyle olacak: ‘‘Satılacak taşınmaz; imar planı ve imar uygulamaları yapılmış, tapuya arsa olarak tescil edilmiş; yani yolları, parkları, otoparkları, çocuk oyun alanları, res‘‘İstanbul’da yapılması düşünülen ikiz kulelerin, üzerine kurulacağı arsanın emsali, yani inşaat alanının katsayısı İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Kadir Topbaş tarafından ‘3’ olarak açıklanmıştır. Bu emsale göre bir Dubaili 2.5 hektarlık (25 bin metrekare) arsasına 75 bin metrekare inşaat yapabilecek demektir. Bu da 100 metrekarelik 750 daire eder. Her bir dairede 4 kişinin yaşadığını kabul edersek toplam 3 bin kişinin yaşayacağı bir belde demektir. Örneğin bu Muğla ilinin Kavaklıdere ilçesine eşdeğerdir. Bu Dubailiye Bakanlar Kurulu kararı ile 30 hektar, yani 300 bin metrekarelik arsa verilirse 300 bin x 3 = 900 bin metrekare inşaat alanı demektir. Bu da 100 metrekarelik 9 bin daire, 36 bin nüfus eder. Bu rakam, Muğla’nın Bodrum ilçesine denk nüfus demektir!’’ Anımsayınız... Gözü bağlı, çıkarcı, teslimiyetçi softa takımı bu ülkeyi geçen yüzyılın başında da satmaya kalkışmıştı. Yerli softayabancı sömürücü işbirliğine etimiz, kemiğimiz, canımız pahasına son vermiştik. Hiç unutur muyuz bunu?.. Hiç unutmalı mıyız? Yanıt yok Devlet Bakanı Ali Babacan’ın, 2003 yılında Dubai’de, ABD ile ‘‘Türkiye’nin Kuzey Irak’a girmemesi ve kamu reformunu tamamlaması’’ gibi siyasi koşullar da içeren 8.5 milyar dolarlık gizli kredi anlaşması imzaladığını bilmeyen kalmadı. Geçen hafta Plan ve Bütçe Komisyonu’nda CHP’li Kemal Kılıçdaroğlu, tepkiler üzerine uygulamaya geçirilmeyen anlaşmayı Ali Babacan’a bir kez daha anımsatıp ‘‘Dubai’deki siyasi koşullu gizli ekonomik anlaşmadan Başbakan’ın haberi var mıydı?’’ diye sordu. Babacan’ın yanıtı ‘‘Bu soruya cevap vermiyorum’’ oldu. Kılıçdaroğlu, ‘‘Siz bu soruya yanıt veremezseniz kim verecek?’’ diye üsteledi. Ona da yanıt alamadı. Mimarlar Odası Ankara Şubesi, iki yıldır ‘‘Başka bir mimarlık mümkün’’ sloganıyla çalıştı. Kent bilincini yaymak için okullara gitti, kent hafızasını diri tutmak için Cumhuriyet ile yaşıt Ankaralı binalara nüfus kâğıdı verdi, pazaryerlerinde sergiler açtı, söyleşiler düzenledi. Mimarlığın toplumla buluşması, yani toplumsallaştırılması için çaba harcadı. Başarılı da oldu. Şube, 11 Şubat’ta genel kurulunu yapacak. Oradaki sloganı da ‘‘Başka bir genel kurul mümkün’’ olacak. Nasıl mümkün olacak? Genel kurula, Ankara Valisi de davetli, belediye başkanları da, Mamak eski çöplük halkı da davetli, Kıbrıs köyünün sakinleri de, çocuklar da, Ulus esnafı da... Ankaralı mimarlar genel kurullarını kent forumuna dönüştürüyorlar. Çok da iyi yapıyorlar... Karikatür Cihadı Neden beş ay sonra? Karikatürler Eylül’de yayımlandı. Dünya neden o zaman tutuşmadı da, bugün tutuşuyor? Bu sorunun yanıtını ararken karşıma bir söyleşi çıktı. ‘‘BBC’’ televizyonu; Danimarka’nın ‘‘Jyllands Posten’’ gazetesi için ‘‘lanetli karikatürleri’’ ısmarlayan gazeteci Flemming Rose ve Danimarka İslam Cemaati Başkanı Ahmet Abu Laban’la bir söyleşi yaptı. Bombanın ateşini fitilleyenin ‘‘Jyllands Posten’’ olduğunu biliyorduk. Abu Laban da yangının üstüne benzinle gitmiş. Danimarka vatandaşı olan Laban konuyu ‘‘manipüle etmekle’’ ve hızla şiddete kayan eylemleri harekete geçirmekle suçlanıyor. Tırmanışın öyküsü şöyle: Kültür çevrelerinde İslama ilişkin tabuları ve otosonsürü yıkmak isteyen Flemming Rose; malum karikatürleri sipariş ediyor. Flemming Rose ‘‘Jyllands Posten’’in kültür servisi şefi. Karikatürler yayımlandığında dar bir çevre bazı Danimarkalı Müslümanlar tepki gösteriyor. Ekim’de İslam ülkeleri büyükelçileri devreye giriyor. Ve ‘muhafazakâr’ Başbakan Rasmussen’den duruma müdahale etmesi için randevu istiyorlar. ‘‘İfade özgürlükleri’’ zırhına sığınan Rasmussen, elçileri kabul etmiyor. Ok yaydan nasıl çıktı? Buraya kadarını biliyoruz. Bilmediğimiz bundan sonra olanlar. Rasmussen’in tavrına içerleyen Danimarka İslam Cemaati Başkanı; KasımAralık aylarında yanına kattığı bir heyetle, ‘‘ümmeti eteşlemek amacıyla’’ Mısır’a gidiyor. Ortadoğu ülkelerinde kapı kapı dolaşarak ‘‘karikatür rezaletini’’ anlatıyor. Boykot çağırılarında bulunuyor. Bunları yaparken ki kritik nokta bu gazetede yayımlanan 12 karikatürün yanına 3 karikatür daha katıyor. Laban liderliğindeki heyetin dosyaya ilave ettiği karikatürler, gazetede ‘‘yayımlanmadığı halde yayımlanmış gibi’’ takdim ediliyor. Oku yaydan çıkaran da işte Danimarka gazetesinde yayımlananlardan çok daha galiz ve hakaretamiz olduğu söylenen bu karikatürler oluyor. BBC’de izlediğim söyleşiyi yöneten gazeteci; ‘‘geri zekâlı’’ muamelesi çıkardığı Flemming Rose’u ‘‘bilmediği işlere burnunu sokmakla’’ suçladı. Abu Laban’ı ise açık biçimde ‘‘yalan söylemek’’ ve bu tehlikeli manipülasyonun mimarisini inşa etmekle itham etti. BBC’deki söyleşinin ardından internet sitelerinde de konuyu araştırdım. Sitelerde bu iddiaları destekleyen çok sayıda yazı var: Kendilerini ‘‘enfant terible’’ (sınırları zorlayan muzır çocuklar) addeden bir grup aklı evvel Danimarkalı gazetecinin ellerini arı kovanına sokmasıyla, radikal İslamcı çevreler harekete geçiyor ve karikatür meselesini ‘‘tırmandırmak amacıyla’’ tahrif ediyorlar. Yayımlanmış karikatürlerin yanına ‘‘yayımlanmamış karikatürler’’ katıyorlar, Danimarka devletinin, ‘‘Kuran’ın bazı bölümlerine’’ sansür getirmeye hazırlandığını iddia ediyorlar vs. ‘‘Beş ay geçikmeli tepki’’ işte böyle açıklanıyor. mi hizmet alanları, otobüs terminalleri, tren ve raylı sistem ile istasyonları, özetle teknik ve sosyal altyapıları ayrılmış 2.5 hektar, yani 25 bin metrekarelik arsadır. Bu yüzölçümünü Bakanlar Kurulu 30 hektara, yani 300 bin metrekareye çıkarabilecektir.’’ Şimdi de kemikten sıyrılmış, haşlanıp yenmeye hazır lop etin yabancılara devrinin ne anlama geldiğini somut örneklerle öğrenelim Hüseyin Ülkü’den: Batı Herhangi bir sosyal güvenlik kuruluşuna bağlı olsanız da sağlığınızı baştan aşağıya satın almaya hazırlıklı olun... Çünkü AKP, ‘‘Sağlıkta dönüşüm’’ diye diye, sağlık alanını kelimenin tam anlamıyla batırdı. Elinin değdiği her şeyi batırdığı gibi... ÇALIŞANLARIN SORULARI/SORUNLARI YILMAZ ŞİPAL KİM KİME DUM DUMA BEHİÇ AK behicak?yahoo.com.tr ‘Asgari ücret masalı’ Anayasanın 55. maddesi ile ücrette adaletin sağlanması önerilmiştir. Bu öneriyi yerine getirmek için gerekli önlemleri almak görevi de devlete verilmiştir. ‘‘Ücrette adalet sağlanması Madde 55 Ücret emeğin karşılığıdır. Devlet, çalışanların yaptıkları işe uygun adaletli bir ücret elde etmeleri ve diğer sosyal yardımlardan yararlanmaları için gerekli tedbirleri alır. Asgari ücretin tespitinde çalışanların geçim şartları ile ülkenin ekonomik durumu da göz önünde bulundurulur.’’ Devlet de bu görevi yerine getirmeyi, 4857 sayılı İş Yasası’nın 39. maddesi ile ‘‘Asgari Ücret Tespit Komisyonu’’na havale etmiştir. ‘‘Asgari ücret MADDE 39 İş sözleşmesi ile çalışan ve bu kanunun kapsamında olan veya olmayan her türlü işçinin ekonomik ve sosyal durumlarının düzenlenmesi için Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı’nca Asgari Ücret Tespit Komisyonu aracılığı ile ücretlerin asgari sınırları en geç iki yılda bir belirlenir. (...)’’ Anayasanın 55. ve İş Yasası’nın 39. maddesinde ve ‘‘soyut’’ bir kavramla yer alan ‘‘asgari ücret’’, 1 Ağustos 2004 günlü Resmi Gazete’de yayımlanan ‘‘Asgari Ücret Yönetmeliği’’nin ‘‘Tanımlar’’ başlıklı 4. maddesinde: ‘‘d) Asgari ücret: İşçilere normal bir çalışma günü karşılığı ödenen ve işçinin gıda, konut, giyim, sağlık, ulaşım ve kültür gibi zorunlu ihtiyaçlarını günün fiyatları üzerinden asgari düzeyde karşılamaya yetecek ücreti, (...) ifade eder’’ denilerek somutlaştırılmıştır. 2006 yılında uygulanacak asgari ücret, Asgari Ücret Komisyonu’nca belirlenerek, 23 Aralık 2004 günlü Resmi Gazete’de yayımlanmıştır. Asgari Ücret Tespit Komisyonu da asgari ücreti ‘‘ülkenin içinde bulunduğu sosyal ve ekonomik durumu, ücretliler geçinme endekslerini, fiilen ödenmekte olan ücretlerin genel durumunu ve geçim şartlarını göz önünde’’ tutarak ayda 531 YTL brüt olarak belirlemiştir. Ayrıca, ‘‘asgari ücretin belirlenmesinde dil, ırk, cinsiyet, siyasal düşünce, felsefi inanç, din, mezhep ve benzeri sebeplere dayalı herhangi bir ayrım’’ yapılamayacağı vurgulanmıştır. Aşırı sağ ‘‘özgürlük bayrağını’’ keşfediyor Irkçı Avrupa sağı da öte yanda ‘‘radikal İslamcı çevrelerle’’ bu tırmanmayı doruğa taşımak için elinden geleni yapıyor ve onlarla bir tür ‘‘zımni ittifak’’ oluşturuyor. ‘‘İfade özgürlükleri ve kutsal hükümlerin dokunulmazlığı, tartışılmazlığı’’ ikileminde ele alınan meselede; ‘‘ifade özgürlükleri’’ bayrağına en nüanssız biçimiyle sarılan kesimler, genelde ağırlıklı biçimde bu ‘‘aşırı sağ’’ çevreler oluyor. İtalya’da örneğin ‘‘ifade özgürlüklerine sahip çıkmak adına’’; Jyllands Posten’’in karikatürlerini kör kör parmağım gözüne yayımlayan gazateler ‘‘Manifesto’’ ve ‘‘Unita’’ gibi sol gazeteler değil. ‘‘Padania’’ ve ‘‘Libero’’ gibi ırkçı sağın gazeteleri. Aynı şekilde Fransa’da 12 karikatürü yeniden basan gene ‘‘Le Monde’’ değil, ‘‘FranceSoir’’ oluyor... Bunlar normalde ‘‘demokratik özgürlükler’’, ‘‘ifade özgürlükleri’’ gibi soyut ilkelerle uğraşan; bu ilkeler uğruna mücadele veren yayın organları değil. Avrupa radikal sağı da, ‘‘rakidal İslamcılar’’ gibi, başka bir ‘‘manipülasyona’’ başvuruyor. Avrupa muhafazakâr sağ çevrelerinin manipülasyonu, ‘‘demokrasilerinin olmazsa olmazı sayılan ifade özgürlükleri ilkesi’’ arkasına gizlenerek yürütülüyor. Demokratik ilkeleri düne kadar iplemeyen azılı ırkçılar, bir günde ‘‘ifade özgürlükleri’’ bayrağı ardında ‘‘prensiplerden gıdım taviz vermeyen demokrasi anıtlarına’’ dönüşüyor! Diyeceğim o ki ‘‘uygarlık’’ ; iki tarafta da bu provakasyonu bilinçli ve ürkütücü biçimde tırmandıran ve de yangına körükle giden ‘‘aşırı kesimlerin’’ elinde rehin... Yalnız soyut ilkeler temelinde tartışılabilecek bir konu değil bu. Devamı cumartesiye. HARBİ SEMİH POROY BULMACA HAYAT EPİK TİYATROSU MUSTAFA BİLGİN hayatepik?mynet.com SOLDAN SAĞA: SEDAT YAŞAYAN 2006 Yılı Asgari Ücret Brüt Ücret %14 SSK Primi %1 İşsiz. Sig. Primi Gelir Vergisi Damga Vergisi Kesinti Toplamı Net Asgari Ücret Aylık Yıllık 531,00 6.372,00 74,34 892,08 5,31 63,72 67,70 812,43 3,19 38,23 150,54 1.806,46 380,46 4.565,54 1 Ocak 2006 ile 31 Aralık 2006 dönemi için ‘‘asgari ücret’’: 531 YTL brüt, 380.46 YTL net olarak belirlenmiştir. 380.46 YTL olan net asgari ücret ile bir işçinin 1) Gıda, 2) Konut, 3) Giyim, 4) Sağlık, 5) Ulaşım, 6) Kültür, gibi zorunlu gereksinimlerini ‘‘günün fiyatları üzerinden asgari düzeyde karşılamaya’’ yetmesi yıllardır söylenegelen bir masaldır. Bu ‘‘asgari ücret masalı’’ daha çok uzun yıllar söyleneceğe benzemektedir. TARİHTE BUGÜN MÜMTAZ ARIKAN 6 Şubat www.mumtazarikan.com TC ANTALYA 7. İCRA İFLAS DAİRESİ’NDEN İFLASIN AÇILDIĞINA DAİR İLAN Dosya No: 2006/1330 İflas Antalya Asliye 2. Ticaret Mahkemesi Hâkimliği’nce 2005/59 Esas, 2005/448 Karar sayılı ilamı ile Antalya’da 30973 Ticaret Sicil No’da kayıtlı Mustafa ve Zekiye’den olma Bülent Eyilik’in 29.12.2005 tarih 10.38 itibarıyla iflasına karar verildiğinden şahıs hakkındaki iflasın Antalya 7. İcra Müdürlüğü’nün 2006/1330 Esas sayılı dosyası ile açıldığı ilan olunur. Basın: 4005 KADIKÖY 4. AİLE MAHKEMESİ’NDEN Esas No: 2004/603 / Karar No: 2005/1136 Davacı: Araksi İzmirliyan Vekili: Av. Nermin Çiviciler Davalı: Harutyun İzmirliyan Dava: Boşanma Cevap Süresi: 15 gün Davanın kabulüne, İstanbul ili, Kadıköy ilçesi, Osmanağa Mah. Cilt No: 189, Hane No: 3212, BSN: 11’de nüfusa kayıtlı bulunan Şahan MinasNelli Siranuş kızı 24.02.1952 doğumlu davacı Araksi İzmirliyan ile aynı yerde BSN: 5’te nüfusa kayıtlı MikailBerci oğlu 12.09.1941 doğumlu davalı Harutyun İzmirliyan’ın MK’nin 166/1. maddesi gereğince boşanmalarına dair mahkememizden verilmiş olan 22.12.2005 tarih 2004/603 Esas 2005/1136 K. sayılı ilamın yayımlanmasına karar verilmiştir. İşbu ilan yayımlandığı tarihten itibaren 15 gün süre sonra yapılmış sayılacaktır. 01.02.2006 Basın: 4259 1 2 3 4 5 6 7 8 9 1/ Suya, dim1 dik ve önce ayaklar gire 2 cek biçimde 3 yapılan atlayış. 2/ Tekke 4 edebiyatı şiir 5 türlerinden bi 6 ri... Bir göz 7 rengi. 3/ Yasal olmayan cin 8 sel ilişki... 9 Rütbesiz as1 2 3 4 5 6 7 8 9 ker. 4/ Katılmış, ulan1 K İ R L İ Ç I K I mış parça... Işık akı2 E A İ D A R A R sı birimi. 5/ Su kıyıA T AMA larında yaşayan çok 3 R A Y iri bir kuş. 6/ ‘‘Seni 4 E M D R A M N A P A düşündükçe/ di 5 N E B İ A KMA O T kiyorum ellerinin 6 değdiği yere’’ (İlhan 7 B E N İ N P L İ Berk)... Kripton ele 8 E F A L T E İ N mentinin simgesi... 9 K İ L İ T A Ç M A Eski Mısır’da güneş tanrısı. 7/ Etek ucuna doğru genişleyen giysi... İskambilde koz. 8/ Tutsaklık. 9/ İtina... Eski Türklerde ‘‘yuğ’’ denen ölüm törenlerinde okunan ağıt. YUKARIDAN AŞAĞIYA: 1/ Açık ve sistemli bir biçimde düzenlenmiş bilgiler, veriler dizisi. 2/ Gördek balığına verilen bir başka ad... Muşmulaya benzer bir yemiş. 3/ Bir ilimiz... Futbolda topa kavis verilerek yapılan hafif vuruş. 4/ Bir işi ya da bir malı birçok istekli arasından en uygun koşullarda kabul edene bırakma... Sanı. 5/ Adları sıfat yapan bir yapım eki... ‘‘Süreyya’’ da denilen yıldız kümesi. 6/ Niğde, Nevşehir, Kırşehir yörelerinde yetişen ve kaliteli bir şarap veren beyaz üzüm cinsi... Notada durak işareti. 7/ Samanlık... Soyundan gelinen kimse. 8/ Yabancı... Çerkezlerin ulusal destanı. 9/ ‘Doğar midelerden nur topu ihtilaller’’ (F.N. Camlıbel)... Pasifik’te küçük bir adadevlet. CUMHURİYET 17 K
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear