28 Kasım 2024 Perşembe Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
28 ARALIK 2006 PERŞEMBE CUMHURİYET SAYFA HABERLER Yeniden güç kazanmaya çalışan örgüt çeşitli dernekler kurarak taraftar toplama yöntemini benimsedi 7 Hizbullah imaj peşinde MEHMET FARAÇ stanbul’da 17 Ocak 2000’deki operasyonun ardından çöküş yaşayan Hizbullah, legal alanda eski gücüne kavuşmayı hedefliyor. Vakıf ve dernekler kuran, dergiler çıkaran örgüt, Diyarbakır ve Batman başta olmak üzere Güneydoğu’da yoksulluğu kullanarak imaj yenilemeye çalışıyor. Örgütün bu yükselişi en çok PKK’yi ürkütüyor. 6 yıl önceki operasyonun ardından yeraltına çekilen Hizbullah, eski gücüne kavuşmak için yoğun çaba harcıyor. Artık Güneydoğu’da Hizbullah çizgisinde çok sayıda dernek faaliyet gösteriyor. Bu kuruluşlar içinde en çok MustazafDer (Mustazaflar Derneği) dikkat çekiyor. USTAZAF DEVRİMİ’ Örgüt, Farsçada “ezilmiş” anlamına gelen mustazaf kavramını, İran devrimi de “Mustazaf Devrimi” olarak adlandırıldığı için kullanıyor. MustazafDer’in başında Hizbullah ana davası sanıklarının savunmasını üstlenen ve örgüt üyeliğinden 6 yıl 3 ay hapis cezası alan avukat İshak Sağlam bulunuyor. 2003’te kurulan derneğin kurucuları arasında Hizbullah davasından yargılanan Mahmut Tekdal, Sedat Erdoğan’ın yanı sıra Fikri Karavil, Ömer Çelik, A. Baki Arslan ve Osman Aktaş bulunuyor. Derneğin, AyDer, KardeşDer, Anadolu Gençlik Derneği, ÇağrıFM, İmza Dergisi, SeherDer, İhyaDer, HasDer ve Umut Derneği ile birlikte Diyarbakır’da düzenlediği Danimarka’yı protesto mitingine GEÇMİŞTEN GELECEĞE ORHAN ERİNÇ İmar Keşmekeşi... Önce seyretmekle yetinip, ardından yanlışlık ya da usulsüzlük ayyuka çıkmak üzereyken celallenip babalanmak alışkanlığından bir türlü kurtulamıyoruz. Acarkent ve Acaristanbul’un orman alanını yok ederek gerçekleştirdiği yerleşim alanlarına yönelik girişimler de bu alışkanlığın somut örneklerini oluşturuyor. Orman Mühendisleri Odası İstanbul Şubesi’nin, yanlış anımsamıyorsam birbirini izleyen üç başkanının konuyla ilgili açıklamalarını ve önlem alınması isteklerini ciddiye almayanlar, bugün zor durumdalar. Haksızlık etmemek için ekleyelim. İstanbul Üniversitesi Orman Fakültesi’nin dekanları ile öğretim üyeleri de benzer bir çabayı üstlenmişlerdi. Kimilerinin konuya ilişkin makaleleri Cumhuriyet’te yayımlanmış ve yetkililer görmezden gelmişlerdi. ??? Ustalarımız muhabirlik yapabilmek için gazetelerde yayımlanan haberleri okumakla yetinmeyip ilanlara da göz atmak gerektiğini öğretmeye özen gösterirlerdi. Bu uyarılardan yer etmiş olsa gerek, dün bir gazetede yayımlanan ilanlara göz atarken dikkatimi çekti. Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu Tahsilat Daire Başkanlığı 25 gayrimenkul için satış ilanı vermişti. İstanbul’un da arasında bulunduğu çeşitli illerdeki gayrimenkullerin bir bölüğünün bulunduğu yerler belediye hudutları dışında olduğu için imar durumları kurala bağlanmamıştı. Kimileri de tapu kayıtlarında arsa olarak gösterilmesine karşın 67 katlı betonarme yapılardı. İstanbul’da satışa çıkarılan bina da Bebek’te Boğaz öngörünüm bölgesindeydi. 1 bodrum, 1 zemin ve 5 normal kattan ibaretti. Ancak 27 Şubat 2004 günü onaylanan imar tadilatı planında bir yandan konut alanında kalmış, bir başka yasanın uygulanması ile de yeşil alan statüsüne alınmıştı. İlanın bir başka önemli noktası da “Halihazır durumu” bölümünde geçen şu cümleydi. “Binanın durumu ile ilgili Boğaziçi İmar Müdürlüğü’nde tasdikli bir proje bulunmamaktadır.” ??? Derdimizi yalnız şehirlerin ranta dönük bir yapılanmaya açılması oluşturmuyor. Çok sayıda yasa ve yönetmelikle koruma altına alınmış(!) tarım alanlarının yerleşime ve sanayi yapılarına açılmış olması da rant paylaşımının bir başka yanını oluşturuyor. Anayasada mülkiyet hakkının kullanılmasının kamu yararına aykırı olamayacağı, deniz, göl ve akarsu kıyıları ile deniz ve göllerin kıyılarını çevreleyen sahil şeritlerinden yararlanmada önceliğin kamu yararını gözetmek olduğu yazıyor. Benzer bir hüküm de ormanlar konusunda var. Ama sıra uygulamaya gelince, siyasal iktidarlar canlarının istediğini yapma hakkıyla donanmış gibiler. İmar planları istenildiği gibi değiştiriliyor. Özellikle İstanbul’un tarihi eserler nedeniyle genişletilme olanağı bulunmayan daracık caddelerine binlerce kişinin yaşadığı ya da girip çıktığı gökdelenler yerleştiriliyor. Türkiye yaşanmakta olan imar keşmekeşini aşamadığı, arazi rantının çekiciliğini engellemediği sürece düze çıkamaz gibi görünüyor. Ankara’nın imar planını yaptırmak için davet edilen yabancı uzmanın Atatürk’e “Yapılacak imar planını uygulayacak gücünüz var mı” sorusunu yönelttiği bilinir. Bugün bilinense iktidarların güçlerini imar planlarını bozmak için kullandıklarıdır. İ Ö lüm evlerinin ortaya çıkarılmasıyla ne kadar tehlikeli olduğu kanıtlanan ve operasyonlar nedeniyle çözülme süreci yaşayan Hizbullah, eski gücüne kavuşmak için yoğun çaba harcıyor. Artık Güneydoğu’da Hizbullah çizgisinde çok sayıda dernek faaliyet gösteriyor. Bu kuruluşlar içinde en çok MustazafDer (Mustazaflar Derneği) dikkat çekiyor. 100 bin insanın katıldığı söyleniyor. Dernek tüzüğünde hedefler şöyle sıralanıyor: “İnsan haklarını, insan haysiyeti ve adalet ilkeleriyle bağdaşmayacak şekilde sınırlayan, ekonomik, sosyal, hukuki, psikolojik, kültürel, dini, ahlaki değerler ve eğitim haklarına yönelik fiili her türlü engelin kaldırılması için mücadele etmek. Mağdur, mazlum, mustazaf ve muhtaç fertler ve aileler arasında yardımlaşma ve dayanışmanın sağlanabilmesi yasal veya tabii hukukla kabul edilen temel haklarının savunulması için her türlü mücadeleyi vermek.” Dernek başkanı İshak Sağlam, Hizbullah konusu gündeme geldiğinde “Bizim şiddetle işimiz olmaz. Kesinlikle şiddeti tasvip etmiyoruz” karşılığını veriyor. Sağlam’ın sözleri Hizbullah’ın şiddetsiz yapılanma stratejisiyle uyuşuyor. Örgüt özellikle mezar evleri ve işkencelerle darbe alan gücünü yenilemek için yoksulluğu kullanıyor. Başta Diyarbakır olmak üzere Güneydoğu’da 40 kadar dernek içinde faaliyet yürüten örgüt, bir dönem çocuklara yönelik kaçak Kuran kursları, kırsaldaki medrese ve hücre evlerinde verdiği eğitimi Diyarbakır’ın varoşlarında “Okuma Evi” adı altındaki dershanelerde yürütmeye çalışıyor. Ancak Mustazafların 4 okuma evi zaman zaman valiliğin engeliyle karşılaşıyor. PKK RAHATSIZ OLUYOR Yoksulluğu kullanıyorlar izbullah bir dönem kurtarılmış bölge H olarak nitelediği Batman’da UmutDer çatısı altında faaliyet gösteriyor. Derneğin başkanlığını Hizbullah üyeliğinden yargılanan Aslan Giray yürütüyor. Toplumsal Hakları ve Değerleri Koruma, Eğitim, Yardımlaşma ve Dayanışma Derneği (ToplumDer) ise 2003’ten bu yana Diyarbakır, Gaziantep Batman, Elazığ, Van’da şubeleriyle faaliyet gösteriyor. Derneği Diyarbakır’da avukat Celal Aygen yürütüyor. Dernek “Mizgin” (müjde) adlı dergiyi yayımlıyor. ÖzgürDer, Hayır Kapısı Yardımlaşma Derneği, ŞarkiyatDer, Diyarbakır İlmi Araştırmalar Eğitim ve Sağlık Vakfı adlı dini motifli yapılanmalar da Güneydoğu’da etkin olmaya çalışıyor. Radikal dinci gruplar Güneydoğu’nun kırsalı ve varoşlarında gıda maddesi, kırtasiye, giyecek ve para dağıtarak Hizbullah’ın yıkılan imajını ayağa kaldırmaya çalışıyor. Bu durum şüphesiz yoksulluktan yararlanan PKK’yi ciddi biçimde rahatsız ediyor. Bir dönem iki örgüt arasında sokak çatışmalarına dönüşen mücadele, artık kitleleri kazanma konusunda yaşanıyor. Yoksulluğun cenderesindeki insanlar ise tabanını büyütme peşindeki örgütlerin egemenlik mücadelesinde kurban seçiliyor. 20 yıl boyunca yeraltı faaliyeti yürüten ve son 4 yıldır cami cemaatleri, tarikatlar ve dini örgütlenmeler içine gizlenerek eski gücüne kavuşmaya çalışan Hizbullah, defter, kalem, gömlek, un ve şekerle kendine bağladığı insanları, artık korkutmuyor! Çünkü bağnazlığı kullanan siyaset ve yoksulluğu kullanan şiddet onları mecbur ediyor. ‘M TABAN SAVAŞI F16’ları ABD modernize edecek ? WASHINGTON (AA) Türk Hava Kuvvetleri’nin envanterinde bulunan 216 adet F16 savaş uçağının modernizasyonu için ABD’nin Lockheed Martin şirketiyle 635 milyon dolar tutarında sözleşme imzalandı. Lockheed Martin’den yapılan açıklamada, Temmuz 2005’te imzalanan ön kontratın devamı niteliğindeki sözleşme uyarınca, F16C ve F16D tipi 216 uçağın modernizasyonunun yanı sıra uçuş testleri, eğitim ve teknik destek işlemleri Amerikan şirketince üstlenilecek. oerinc?cumhuriyet.com.tr ‘Anadolu Yaklaşımı’ TBMM’de kabul edildi ? ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) TBMM Genel Kurulu’nda, “Anadolu Yaklaşımı” adı verilen, küçük ve orta ölçekli işletmelerin borçlarının yeniden yapılandırılmasını öngören tasarı, yasalaştı. Yasaya göre, 250 kişiden az yıllık çalışan istihdam eden veya yıllık net satış hasılatı ya da bilanço toplamı 25 milyon YTL olan işletmelerin, 31 Ekim 2006 tarihinden önceki borçları yeniden yapılandırılacak. topark fiyatları bulunduğu ilçeye, semte hatta Tarife O caddeye göre değişiyor. Eğlence mekânlarının bulunduğu Beyoğlu, Şişli, Beşiktaş, Bakırköy ve gibi merkezlerde 3 milyon olması gereken park semte göre Kadıköy ücretinin, ilk bir saati 5 ile 8 milyona, ikinci saati 10 üçüncü saati ise 15 milyona ulaşıyor. Bazı değişiyor milyona, bölgelerde ise fahiş miktarlarda standart tarife uygulanıyor. Hiçbir yasal dayanağı olmayan değnekçilerin hâkim olduğu mekânlarda arabalarını bırakmak zorunda kalan vatandaşların karşı çıkmaları durumunda ise araçlarına zarar veriliyor. Kasko şirketleri de ruhsatsız otoparklara park edilen araçların çalınmaları ya da tahrip edilmeleri durumunda zararın karşılanmayacağını belirtiyor. PROF. DR. ÜNSAL YAVUZ ‘Menemen devrime başkaldırıdır’ ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Başkent Üniversitesi öğretim üyesi Prof. Dr. Ünsal Yavuz, Menemen’de meydana gelen olayların “Cumhuriyet Devrimi’ne başkaldırı” olduğunu, ayaklanmacıların uyuşturucu almalarının esas hedeflerini örtmediğini dile getirdi. Menemen’de Asteğmen Kubilay’ın gerici yobazlar tarafından katledilmesini “irticai kalkışma değil, esrarkeşlerin eylemi” olarak çarpıtanlara yanıt veren Prof. Dr. Yavuz, belgelerin tersini söylediğini dile getirdi. Başkaldırının planlı ve programlı olduğunu vurgulayan Yavuz, “Şimdi dereden tepeden su getirmeye gerek yok. Bunların merkezi İstanbul’da. Nakşibendi Şeyhi Esad’ın yaptığı örgütlenme. Ege’de bir örgütlenme mevcut. Derviş Mehmet, Şeyh Esad’ın el verdiği birisi. Ege’de bütün mahallelerde, köylerde kasabalarda örgütlenmeyi yapıyor” dedi. Menemen olaylarının arkasında tıpkı Cumhuriyet döneminin diğer ayaklanması Şeyh Sait de olduğu gibi dış unsurlar bulunduğunu anlatan Yavuz, “Derviş Mehmet’in şeyhi Nakşibendi Esat, İngiliz casusu Lawrance ile görüştüğünü itiraf ediyor. Mahkemeye verdiği itirafnamede bu var” dedi. Derviş Mehmet ve yandaşlarının afyon içmeleri nedeniyle eylemin saptırılamayacağını dile getiren Yavuz, şunları söyledi: “Önceki gelişmelere, halkın kışkırtılması için sloganlara bakıldığında devrime ve devlete karşı bir hareket var. Afyon çekmeleri cesaretlenmek için. Esrar içmeleri bu olayı küçültmez. Tam bir irticai harekettir. Halifeliğin, şapkanın kaldırılmasına karşı gerçekleştiriliyor.” Başbakan Erdoğan Lübnan’a gidiyor ? ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın, 3 Ocak 2007 tarihinde Lübnan’a günübirlik bir ziyaret yapacağı bildirildi. Başbakan Erdoğan’ın muhataplarıyla, ikili ilişkilerin gözden geçirmesi, bu bağlamda BM UNIFIL ’e ve ülkenin yeniden imarı çalışmalarına Türkiye’nin katkıları üzerinde durması ve Lübnan’daki son hükümet krizinin aşılması yolundaki çabalara sağlanabilecek katkıların ele alınması öngörülüyor. Yasaların yetersizliği otopark mafyasının her geçen gün büyümesini sağlıyor Trilyonlar kazanıyorlar GÜL VONAL stanbul’da cadde ve sokakları parselleyip görevlendirdiği değİ nekçilerle zorla para toplayan suç çetesi otopark mafyası, yasaların yetersizliği nedeniyle engellenemiyor. Üst düzey bir emniyet yetkilisi, otopark mafyasının işlediği suçların yasalar karşısında cezasız kaldığına dikkat çekerek, sorunun tümüyle ortadan kaldırılması için yasal ve idari önlemlerin bir an önce alınması gerektiğini söylüyor. İstanbul Emniyet Müdürlüğü yetkililerinden alınan verilere göre, son bir yılda gerçekleştirilen operasyonlarda 640 adet ruhsatsız otopark tespit edildi, 94 işyeri hakkında adli işlem yapıldı, aynı suçtan 106 kişi de gözaltına alınarak mahkemeye sevk edildi. Verilere göre, özellikle tarihi evleri hedef alarak büyük bir kıyıma neden olan mafya üyeleri daha sonra bu arazileri ? Yaklaşık 2 milyon aracın bulunduğu İstanbul’da konuşlanan korsan otoparkların yalnızca 2 saatlik ciroları 1 milyar 200 milyon YTL. Kentin her ilçesinde 20 adet korsan otopark bulunuyor. ucuza kapatarak büyük bir rant elde ediyor. Yaklaşık 2 milyon aracın bulunduğu İstanbul’da konuşlanan korsan otoparkların yalnızca 2 saatlik cirolarının 1 milyar 200 milyon YTL olduğu göz önüne alındığında yıllık kazanç trilyonlarla ifade ediliyor. Organize Suçlarla Mücadele Şube Müdürlüğü’nden alınan verilere göre, her ilçede yaklaşık 20 adet korsan otopark bulunuyor. Yetkililere göre, arazileri kapatıp ruhsatsız otopark işletenlerin yanı sıra değnekçi diye tabir edilen ve belirli mekânları olmayanlar tehlikenin boyutunu daha da artırıyor. Değnekçilerin özellikle eğlence merkezlerinin bulunduğu yerlerde bir araya gelerek insanlardan zorla para topladıklarını belirten emniyet yetkilileri, “Belirli mekânları olmayan ve sürekli yer değiştiren bu kişiler bizim için asıl tehlikeyi oluşturuyor. Beline silah takıp bir araya gelen 3–5 kişi belediye görevlilerinin saat 19.00’dan sonra otoparkları bırakarak gitmesini fırsat olarak görüyor ve insanlardan normal ücretin 2 katı daha fazla para alıyorlar” diye konuştu. Suçluların yasalar önünde cezasız kalmasının bu tehlikeyi daha da büyüttüğüne dikkat çeken yetkililer, “Yapılan operasyonlarda Hâkim ve savcı kura çekimlerinde hata ? ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Meslek öncesi eğitimlerini tamamlayan 339 adli yargı hâkim ve savcı adayı ile 157 idari yargı hâkim adayının bilgisayarla yapılan görev belirleme kuralarında hata olduğu ortaya çıktı. Bazı bölgelere fazla atama yapıldığı, bazı bölgelere ise atama yapılmadığının ortaya çıkması üzerine hâkim ve savcıların bugün elle kura çekerek görev yerlerini tekrar belirlemelerine karar verildi. SUÇUN CEZASI YOK yakaladığımız zanlılar çıkarıldıkları mahkeme tarafından serbest bırakılıyor. Çünkü ceza hukukumuzda işlenen suça karşılık gelecek bir ceza maddesi yok. Bir günlük cirolarının milyarları bulduğu dikkate alınırsa cezasız kalan bu suç sektörü her geçen gün daha da korkunç boyutlara ulaşıyor” uyarısında bulundu. Konuya ilişkin görüşlerine başvurduğumuz avukat Naciye Avşar, Türk Ceza Hukuku’nda büyük eksiklikler olduğunun altını çizerek, yasaların yeniden gözden geçirilmesi gerektiğini belirtti. Avşar, “Asıl sorun belediyelerin yeterince otopark yaptırmamasından kaynaklanıyor. İstanbul’da yaklaşık 2 milyon aracın olduğu göz önüne alınırsa bu yetersizlik insanları adeta mafyanın eline bırakıyor. Hukuk sistemimizdeki cezaların caydırıcı olmaması da tehlikenin boyutlarını artırıyor” dedi. İRTİCAİ HAREKET CUMHURİYET 07 K
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear