14 Kasım 2024 Perşembe Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
SAYFA CUMHURİYET 28 ARALIK 2006 PERŞEMBE 10 DIŞ HABERLER dishab?cumhuriyet.com.tr ‘Şehit olacağım’ diyen devrik lider, Iraklılara birlik çağrısı yaptı Saddam’ın veda mektubu Tan son brifingini verdi ‘Irak’ın iç meselesi’ ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Namık Tan, Türkiye’nin Irak’ın içişlerine karışmayı asla aklından bile geçirmediğini belirtirken ancak bölgedeki gelişmelerin Türkiye’yi yakından ilgilendirdiğini söyledi. Türkiye’nin yeni İsrail Büyükelçisi olarak atanan Tan, yeni görevine başlamadan önce son kez haftalık basın toplantısı düzenledi. Tan’ın konuşması sırasında bazı bakanlık çalışanları gözyaşlarını tutamadı. Sözcü Tan duygusal vedanın ardından soruları yanıtladı. Türkiye’nin Irak’ın içişlerine karıştığı yönünde bu ülkeden yapılan bazı değerlendirmelerin anımsatılması üzerine Tan, “Türkiye Irak’ın içişlerine karışmayı asla aklından bile geçirmez” dedi. Türkiye’nin tek isteğinin Irak’ta barış, huzur ve güvenin sağlanması olduğunu belirten Tan, “Bunun ötesinde kimsenin içişleriyle ya da diğer işleriyle ilgili müdahalemiz söz konusu olamaz. Böyle bir şey asla düşünmedik, şimdiye kadar da yapmadık” diye konuştu. Ancak bölgedeki gelişmelerin Türkiye’yi yakından ilgilendirdiğini ifade eden Tan, “Türkiye bunlara seyirci olamaz. Zira bütün bu ateşin sıcaklığını biz hissetmekteyiz” diye konuştu. Tan, sadece Türkiye olarak değil komşu ülkelerle birlikte Irak yönetimine destek olmak amacıyla çalışmaların sürdüğünü kaydetti. Tan, Saddam Hüseyin hakkında verilen ölüm cezasının onayına ilişkin soru üzerine, “Bu, başından beri söylediğimiz üzere Irak’ın iç meselesidir ve iç hukuku çerçevesinde ortaya çıkmıştır. Buna bizim karışmamız ya da müdahalemiz mümkün değildir” yanıtını verdi. “AB’nin Sanayi ve İşletmeler müzakere başlığına ilişkin gönderdiği davet mektubunun ulaşıp ulaşmadığının” sorulması üzerine ise belgenin kendilerine ulaştığını belirten Tan, “Ama bu bizim beklentilerimizi karşılar bir çağrı değildir. Biz, ... 4 başlıkta bir çağrı yapılması beklentisi içindeydik” değerlendirmesini yaptı. Dış Haberler Servisi Ölüm cezası kesinleşen Irak’ın eski Devlet Başkanı Saddam Hüseyin, Irak halkını işgalcilere karşı birleşmeye çağırdı. Saddam Hüseyin’in avukatlarından Halil Duleymi tarafından dün Ürdün’de açıklanan mektupta Irak halkına seslenen eski Devlet Başkanı, “bir şehit gibi ölüme gideceğini’’ belirtti. Saddam, “Kendimi kurban ediyorum. Allah izin verirse, beni gerçek adamlar ve şehitler arasına kabul eder’’ ifadesini kullandığı mektupta Irak halkına veda etti. Mektubunda Irak’ta yaşananlardan dolayı ABD’yi ve İran’ı suçlayan Saddam, “Vatanımızın düşmanları olan işgalciler ve Farslar birliğinizin sizle şu anda sizi yönetenler arasında bir engel olduğunu fark ettiler. Bu yüzden şimdi sizin aranıza nefret duvarı örüyorlar’’ dedi. Saddam Hüseyin’in mektubu “Yaşasın Irak, Yaşasın Filistin’’ sloganıyla sona eriyor. Duleymi, Saddam’ın mektubu kasım ayında yazdığını, ancak ABD’lilerin çıkardığı engeller nedeniyle mektubun yayımlanmasının geciktiğini kaydetti. (Fotoğraf: AP) ABD karardan memnun... Baas Partisi, bütün dünyada ABD hedeflerine misilleme tehdidinde bulundu İdam, bölünmüşlüğü artıracak Dış Haberler Servisi Eski Devlet Başkanı Saddam Hüseyin hakkındaki idam kararının kesinleşmesi Irak’ta ve dünyada büyük yankı yaratırken, infaz sürecinin nasıl yürüyeceği konusunda belirsizlik hüküm sürüyor. Direnişin başını çeken Baas Partisi, Saddam’ın idam edilmesi halinde ABD hedeflerine misilleme tehdidinde bulundu. Yüksek temyiz mahkemesinin önceki gün idam kararını onaylaması üzerine dün bir açıklama yapan devlet başkanlığı basın danışmanı Hiva Osman, yüksek mahkeme kararının nihai olduğunu ve Devlet Başkanı Celal Talaba ? Irak Devlet Başkanı Talabani’nin ofisinden dün ilk yapılan açıklamada, Başkan’ın imzasına gerek olmadığı vurgulandı. Daha sonra yapılan ikinci açıklamada ise gerek olmayabileceği ifadesi kullanıldı. Bazı Şiiler televizyondan naklen yayın istiyor. Ancak infaz büyük olasılıkla gizli tutulacak. Pek çok Iraklı, idamın şiddeti körükleyeceği görüşünde. ni’nin onayını gerektirmediğini söyledi. Iraklı yetkililerin daha önce yaptıkları açıklamalarda yüksek temyiz mahkemesi kararının Devlet Başkanı ve iki yardımcısı tarafından onaylanması gerektiğini vurgulamalarına karşın, Osman “Devlet Başkanı’nın herhangi bir belge imzalamasına gerek olmayacak, iş artık Başkan’ın elinden çıktı’’ diye konuştu. Ancak kısa süre sonra ikinci bir açıklama yapan Osman, önceki açıklamasını idam kararının Talabani’nin onayını “gerektirmeyebileceği’’ şeklinde değiştirdi. sedürün nasıl işleyebileceği konusunda hâlâ mahkemeden bilgi bekliyoruz’’ diye konuştu. Adalet Bakanı Haşim el Şibli, süreci “Kararının devlet başkanlığına iletilmesi lazım. Daha sonra imzalanan devlet başkanlığı kararnamesi, cezayı infaz etmekle sorumlu cezaevleri genel müdürlüğüne gönderi lecek’’ diye tarif etti. İnfaz sürecinin hızla işletileceğine, buna karşın dört günlük Kurban Bayramı nedeniyle yasalarda nihai karar ile idamın infazı arasındaki azami süre olarak belirtilen 30 günlük sürenin aşılabileceğini söyleyen El Şibli, cezaevindeki hazırlıkların şimdiden başlatıldığını, af gibi bir olasılığın bulunmadığını söyledi. Gizli infaz edilecek Saddam’ın asılarak idam edileceğinin kesin olduğu belirtilirken, idamın açık mı yoksa gizli mi infaz edileceği bilinmiyor. Bazı Şiilerin idamın televizyondan canlı yayımlanmasını istemelerine karşın, bunun gerçekleşmesinin düşük bir olasılık olduğu, böyle bir uygulamanın infial yaratabileceği belirtiliyor. İdamın yerinin ve zamanının, ortaya çıkabilecek tepkiler nedeniyle ancak Saddam öldükten sonra açıklanabileceği düşünülüyor. İdam kararına Iraklıların verdiği tepkiler, ülkedeki bölünmüşlüğü de yansıtıyor. Kararı sevinçle karşılayan Saddam karşıtları, idamın bir an önce infaz edilmesini isterken, pek çok Iraklı, idamın SünniŞii gerginliğini daha da artıracağından, yeni bir şiddet dalgasının başlayabileceğinden endişeli. İngiliz Independent gazetesi de, konuyla ilgili yorumunda, bir zamanlar Saddam Hüseyin’in idamının Irak’ı birleştirebileceğinin düşünüldüğünü, oysa gelinen noktada idamın Irak’taki bölünmüşlüğü artıracağını yazdı. İşgal karşıtı direnişin başını çeken Baas Partisi, hareketin manevi önderi Saddam’ın idam edilmesi halinde ABD’nin dünyanın herhangi bir noktasındaki çıkarlarını hedefleyen misilleme tehdidinde bulundu. Baasçıların bildirisinde, “Devlet başkanına verilecek zarardan sorumlu tutulacak olan Amerikan yönetimidir, çünkü Irak’ta karar verici durumunda olan kukla Irak hükümeti değil, ABD’dir’’ denildi. “Partimiz, başkanın ve yoldaşlarının idam edilmesinin sonuçları karşısında uyarıda bulunuyor’’ denilen bildiride, “Baas ve direniş, bu suçu işlemesi halinde Amerikan hedeflerine karşı her yerde ve her türlü misillemede bulunmaya kararlıdır’’ ifadesine yer verildi. Bildiride ayrıca, infazın gerçekleşmesi halinde Baas’ın Irak’taki şiddetin durdurulması için gerek ABD gerekse Iraklı yetkililerle müzakerelere girmesinin imkânsız hale geleceği belirtildi. Cezaevinde hazırlıklar başladı Osman, “Bazıları Talabani’nin onayının gerekmediği görüşünde. Pro ABD MEMNUN, AB KAÇAK GÜREŞİYOR Irak’taki işgal koalisyonunun başındaki ABD adına bir açıklama yapan Beyaz Saray sözcüsü ise idam kararının “bir zorbanın yönetimi yerine hukukun üstünlüğünün gelmesi anlamını taşıdığını’’ vurguladı. Alman hükümeti sözcüsü de Almanya’nın “diğer tüm AB ülkeleri gibi idam kararına karşı olmasına rağmen’’ idam kararıyla sonuçlanan dava sürecinden tatmin olduğunu belirtti ve dava ile temyiz sürecinin hukuka uygun gerçekleştiğini iddia etti. Saddam Hüseyin ve Baas döneminin bir dizi yetkilisi hakkında 1982’de Duceyl kentindeki 148 kişiyi idam ederek Şiilere karşı insanlık suçu işlemekle suçlanmasıyla açılan dava, 5 Kasım 2006’da sanıkların hüküm giymesiyle sonuçlanmıştı. İdama mahkum edilen Saddam Hüseyin’in ve çeşitli cezalara çarptırılan diğer sanıkların yüksek temyiz mahkemesine yaptıkları başvuru önceki gün reddedilmişti. Ermenistan ile diyalog Tan, Ermenistan’dan gelen “Diplomatik ilişki kurmak istiyoruz” şeklindeki açıklamaların anımsatılması üzerine şöyle koıuştu: “Türkiye ... Ermenistan’la da komşu iki ülke arasında olması gereken şekilde ilişki kurma, normalleştirme arzusunu korumaktadır. Bu çabalardan sonuç alınması Ermenistan’ın mevcut ikili ve bölgesel sorunların aşılmasında daha esnek ve yapıcı bir tutum içinde olmasına ve uluslararası hukuka uygun şekilde hareket etmesine bağlıdır.” Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü, “ABD Kongresi’nde gündeme geleceği iddia edilen sözde Ermeni soykırımı tasarısı” ile ilgili soru üzerine ise “Ermeni lobilerinin bir nevi oy avcılığı yapmak arayışı içinde oradaki siyasi gelişmeleri istismar etme gayretlerini üzüntüyle izlemekteyiz” dedi. Tan, ABD’den şimdiye kadar olduğu gibi sağduyulu bir yaklaşım beklediklerini söyledi. Temyiz mahkemesinin idamı onayan kararı Irak gazetelerinin birinci sayfalarında yer aldı. (Fotoğraf: AP) İran Dışişleri Bakanı Mutteki ve Kürt lider Barzani de Türkiye’ye tepki gösterdi Sünni toplantısına eleştiri yağıyor Dış Haberler Servisi İran Dışişleri Bakanı Manuçehr Mutteki ve Irak’taki Bölgesel Kürt Yönetimi’nin Başkanı Mesud Barzani, Sünni din adamlarının Irak konferansına ev sahipliği yapması nedeniyle Türkiye’yi eleştirdi. Mutteki, 1314 Aralık’ta İstanbul’da yapılan toplantıya ilişkin kaygılarını Ankara’ya ilettiklerini söyledi. “SünniŞii birliğini bozmayı amaçlayan her türlü girişim yenilgiye mahkumdur” diyen Mutteki, bölge ülkelerinin Irak’la ilgili gelişmeleri daha hassas değerlendirmesi gerektiğini belirtti. Barzani de, isim vermeden Türkiye’yi eleştirdi ve “bölgedeki bazı ülkelerin Irak’taki çatışmaların daha da tırmanmasına yol açan tavırlar içine girdiğini” söyledi. Barzani, toplantıyı kastederek, “Bölge ülkelerinin şiddete neden olan kişi ve grupları ülkelerine davet etmeleri, onlara Kerkük ve diğer konularda yeni perspektifler vermeleri, savaşın durdurulmasına değil daha da tırmanmasına yardımcı olmaktadır” dedi. Türkiye, Irak İslam Devrimi Yüksek Konseyi’nin Mekke’de düzenlediği Irak Halkı Konferansı’na, İstanbul toplantısı gerekçe gösterilerek davet edilmemişti. Konferansı düzenleyen Şii yetkililer, Ankara’yı, Irak’ın içişlerine karışmak ve şiddeti desteklemekle suçlamıştı. usya’da yapılan bir araştırma, üst düzey Rus bürokrat ve politikacıların yüzde 78’inin ya eskiden haberalma örgütü KGB üyesi olduğunu, ya şimdi FSB’de çalıştığını ya da haberalma örgütleri ile işbirliği deneyimine sahip olduğunu ortaya koydu. Rusya haberalma örgütü, sosyalist devrimden 1.5 ay sonra VÇK (Rusya Olağanüstü Komisyonu) adıyla, ünlü Bolşevik Dzerjinski’nin başkanlığında kuruldu. Daha sonra defalarca isim değiştirdi. 1954’ten 1991’e kadar KGB (Devlet Güvenlik Komitesi) adını taşıdı. Yeni haberalma kurumu FSB (Federal Güvenlik Servisi) ise 1995’te kuruldu. FSB’nin şimdiye kadarki dört şefinden üçüncüsü Putin’di (Temmuz 1998Ağustos 1999). Sosyalizmden vazgeçen ülkelerin çoğunda haberalma kurumu yönetici ve ajanlarından hesap soruldu. Rusya’da ise böyle bir şey olmadı. Bunun faktörlerinden biri, Sovyetler Birliği’nde “KGB subayları”nın adının yolsuzluklara karışmamış olmasıydı. KGB dağıldıktan sonra, ajanların çoğu iş hayatına atıldı ve para kazanmayı öğrendi. Geçmiş mesleklerinden miras aldıkları özellik, kıvrak bir zekâya sahip olmalarıydı. Gizli servis kökenliler için devlet her zaman birinci sırada geliyor. Bu yolda ne mülkiyetin kutsallığını tanıyorlar ne de demokratik özgürlükleri. Ayrıca, bu kişilerin yönetme yetenekleri fazla gelişkin değil; daha çok emir almaya ve uygulamaya alışkınlar. ‘Haberalma Modası’ R PERŞEMBENİN GELİŞİ HAKAN AKSAY aksay@rusya.ru Sovyetler Birliği’nin YıkılışıIII eçen iki yazıda 15 yıl önce Sovyetler Birliği’nin dağıtılmasını ve bunun sonuçlarını ele almıştık. Devam edelim. Sovyetler Birliği’nin yıkılışından sonra uluslararası ideolojik ve siyasi tablo nasıl biçimlendi? 1917’de ortaya çıkan Sovyet devleti, uzun süre tek başına sosyalizmi temsil etti; İkinci Dünya Savaşı sonrasında sosyalist ülkeler topluluğunun lideri olarak görüldü. Başta SSCB’deki ekonomik ve sosyal sistem, askeri, bilimsel ve kültürel potansiyel olmak üzere her şey, “iki sis Gölge, doğuşunu ışığa borçludur. John Gay gücü keşfedilemedi. Genellikle iktidarı ele geçiren grubun çıkarları, bireysel ve toplumsal hak ve özgürlüklerin bastırılması sonucunu doğurdu. Bugün dünyada sosyalist olarak tanımlanan ülkeler ve partiler birbirinden oldukça farklı. Örneğin, Rusya’da komünistler bir yandan proleter diktatörlüğünden vazgeçip demokrasiye doğru yönelirken, öte yandan enternasyonalizmi rafa kaldırıp ulusal ve dinsel ayrımcılığa prim vermeye başladı. Yeni ortaya çıkan sol, sosyal demokrat ve sosyalist örgütlenmeler, doğru teorik çıkarımlar ile somut duruma en uygun politikalar arasında yolunu arıyorlar. Özellikle ekonomide yaratıcı çözümlere ulaşmakta zorlanıyorlar. Örgüt içi demokrasi alanındaki durum da genellikle içler acısı. Anlaşılan eski stereotipler ve teorik kalıplar hâlâ canlı hayatın önünde geliyor. Bununla birlikte adı ne olursa olsun, sosyal hak ve kazanımları savunan ve çağdaş koşullarda adalet mücadelesi veren güçlerin varlığını sürdüreceği kuşkusuzdur. Türkmenistan’da Kaos ir yanıyla eski Sovyet geleneklerini, öteki yaB nıyla da aşiret düzenini sürdüregelen Saparmurat Niyazov’un ölümü, Türkmenistan’da karışık, belki de kanlı bir dönemin başlayabileceğine işaret ediyor. Daha ceset soğumadan, yasalara göre devlet başkanlığına vekâlet etmesi gereken Parlamento Başkanı Ovezgeldi Atayev tutuklandı. Başka tutuklama haberleri bunu izledi. Kapalı kapılar ardındaki toplantılardan sonra Niyazov’un akrabası ve doktoru, hükümette Başbakan Yardımcısı ve Sağlık Bakanı olan Kurbankuli Berdimuhammedov’un lider olması kararlaştırıldı. Halk Maslahatı’nın olağanüstü oturumu, 11 Şubat’ta devlet başkanlığı seçimlerinin yapılması kararını aldı ve Berdimuhammedov’un yanı sıra beş göstermelik adayın daha seçimlere katılmasını onayladı. Kulislere bakılırsa, iktidarın gerçek sahipleri arasında, Türkmenbaşı’nın özel koruma müdürü ve gizli polisin şefi Akmurat Recepov önde geliyor. Bir bölümü hapiste olan muhalefetin yurtdışındaki temsilcileri adına açıklama yapan Türkmenistan’ın eski Ankara Büyükelçisi Nurmuhammed Hanamov, başkanlık seçimleri için eski başbakan yardımcılarından Hudayberdi Orazov’u ortak aday olarak gösterdiklerini duyurdu. Muhalefet şu anda güçsüz görünüyor. Ancak iktidar içi olası çatışmaların da etkisiyle otorite boşluğunun büyümesi ihtimalini düşünürsek, ülke karışık bir döneme girebilir. Nüfusu 7 milyonu bile bulmayan küçük bir Orta Asya ülkesinin, aniden ABD’nin, Rusya’nın, Çin’in, İran’ın ve öteki bölge devletlerinin iştahını kabartması da konunun bir başka boyutu. Elbette bunun nedeni, ülkenin Orta Asya’daki stratejik konumu ve sahip olduğu zengin enerji kaynakları. G tiği ve kendini sık temin yarışı” kapsamında ele alınıyorsık “serbest piyasa du. Bu sistemler ve demokrasi” ile arasında “Soğuk tanımlayan kapitalist sistemin her Savaş” adı verilen alanda üstün gelsilahsız, ama acımamesi olarak lanse sız mücadele giderek büyüdü. Daha edildi. Yoğun bir önce kısaca açıklapropaganda ve külmayı denediğimiz türelmedyatik salnedenlerden dolayı Sovyetler Birliği’nin da dırı başlatıldı. Akla Sovyetler’in yıkılma ğıtılmasının 15. yıldö kara birbirine karışnümünde, eski Sovyet sı, ayrıca Doğu Av cumhuriyetlerinde geç tı. Sonuçta sosyarupa ülkelerinde iklizm deneyiminin mişe özlem arttı. tidarların değişmeolumlu bölümü tasi; dünya çapında “sosyalizmin rihin hafızasında gerilere itilmeyenilmesi”, başını ABD’nin çek ye çalışıldı. “Globalleşme edebiyatı” ile halkların bilinci bulandırıldı. Bugün sosyalist güçlerin durumu nedir ve başarılı olma ihtimalleri neye bağlıdır? Kendine sosyalist diyen ülkeler de, örgütler ve kişiler de sık Türkmenistan’a giden bir turist televizyonu açar. sık bu kavramı farklı farklı anlıKarşısında Türkmenbaşı’nı görür. Başka kanala geçer: Orada yor ve uyguluyor. Geçmişte da Türkmenbaşı! Üçüncü, dördüncü ve beşinci kanallarda da SSCB’de ve çeşitli sosyalist üldurum aynıdır. Bir küfür basarak altıncı kanalın düğmesine kelerde halkın yaşam düzeyinin bastığında ekranda bir general ortaya çıkarak bağırır: daha yüksek ve kaliteli bir ha Ben şimdi sana Türkmenbaşı’na rağmen zaping le gelmesi için bir dizi örnek uyyapmayı gösteririm! gulama vardı. Ancak bireyin önemi, ihtiyaçları ve girişimci Türkmen Usulü Zaping CUMHURİYET 10 K
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear