24 Kasım 2024 Pazar Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
5 KASIM 2006 PAZAR CUMHURİYET SAYFA MÜZİK haticetuncer?hotmail.com Yaşar Kabaosmanoğlu, RakaniYüksektepe albümünde Karadeniz’in yeşiline çağırıyor 7 Bir demet sevdalı yayla çiçeği ? Usta müzisyenlerin katkılarıyla hazırladığı ‘Rakani’ albümünü taşıyabilmeyi hedef edinen müzisyen, www.yasarkabaosmanoglu adlı web sitesinde buluştuğu dinleyicilerinden artık gerçek soyadıyla anılmasını istiyor: “Karadeniz müziğinin tam ortasındayım. Yapımcım, aranjörüm ve müzisyen arkadaşlarım da en büyük avantajım oldu. Ama Kazım’la tanışmasaydım, böyle bir çalışma yapamazdım.” HATİCE TUNCER aradeniz’in yüksek yaylalarından bir demet çiçek... Acının, sevdanın renklerinde... Tulum, duduk nefesinde, kemençe telinde... “Bizim Yaşar”, Hemşin Yaylaları’ndan toplayıp getirdiği ezgileri Beyoğlu Metropol Müzik etiketiyle yayımlanan “RakaniYüksektepe” albümünde toplamış. Yörede “Bizim Yaşar” diye tanınırken söylediği tarzın uzağında, gelenekseli işlediği yeni albümüne Yaşar Kabaosmanoğlu olarak, yani gerçek adıyla imza atmış. Kabaosmanoğlu, söyleşimizde müziğindeki, hayata bakışındaki değişimi, Kazım Koyuncu’nun etkisini ve Rakani’yi anlattı. Yaşar Kabaosmanoğlu, Artvinliler Vakfı’nın düzenlediği bir etkinlikte tanıştığı Kazım Koyuncu’yu her gördüğünde albüm yapması için kendisine yardımcı olmasını ister: “Kazım’ın yaptığı müzik çok farklıydı. Ben biraz daha popüler Karadeniz müziği yapıyordum. Tulum, kemençe, klavye ile okuduğumuz şarkılar ağırlıklı olarak arabesk kokuyordu. ‘Benim seninle çalışabilmem için benim istediğim tarzda müzik yapman lazım’ dedi. Ben de Kazım’la çok çalışmak istiyordum. ‘Düzenlemeleri yapmam için senin müziğini çok sevmem lazım’ demişti.” Tenor Uras 45. yılında u yıl 45. sanat yılını dolduran tenor Erol Uras’a 2 Kasım Perşembe akşamı konuk sanatçı olarak rol aldığı “Ali Baba ve 40 Haramiler” Operası’nın Atatürk Kültür Merkezi Büyük Salon’daki sunumundan önce İstanbul Devlet Opera ve Balesi (İDOB) Müdürü ve Genel Sanat Yönetmeni Kerim Soysal tarafından teşekkür plaketi sunuldu. Soysal, İDOB’dan emekli olan ve bu yıl 45. sanat yılını kutlayan Uras’ın, hiçbir karşılık almadan rolü kabul ettiğini söyledi. İDOB, 2006 2007 sanat sezonunu 3 Ekim 2006’da “Ali Baba ve 40 Haramiler” operasının İstanbul prömiyeri ile açmıştı. Tenor Erol Uras, Ali Baba ve 40 Haramiler Operası’nda Ali Baba rolünü tenor Şamil Gökberk’le dönüşümlü olarak oynuyordu. Ancak tenor Gökberk’in 12 Ekim’deki gösterimde rahatsızlanması üzerine salonda bulunan Uras, hemen çağrılarak oyunu sürdürdü. Gökberk’in rahatsızlığı tedavi edilene kadar Erol Uras, Ali Baba rolünü tüm oyunlarda üstlenecek. B akani, Hemşin yaylalarının, Karadeniz’in ezgilerine Anadolu’yu katan, modernle etniğin iç içe geçtiği bir albüm. Rakani’nin başarısında, düzenlemeleri yapan Kardeş Türküler’in eski müzisyenlerinden Aytekin Ataş’ın çok büyük payı var. R K Yıldız İbrahimova Babylon’da tediğim gibi müzik yapacaklar’ dedi. Kazım’ı bu görüşmeden iki ay sonra kaybettik. Rakani’de okuduğum tarza yönelmemde, yerelden evrensele doğru dönüşümün en büyük sebebi Kazım Koyuncu’dur. Kazım benim kendi kültürümüze değer vermemi, kıymetini bilmemi sağladı.” Kabaosmanoğlu, bu yılın başında, Metropol Müzik’in sahibi, Kazım Koyuncu’nun da Hayde ve Viya albümlerinin yapımcısı Faruk Altun’un teşvikiyle Rakani’nin çalışmalarına başladı. Kabaosmanoğlu’nun yaylalardan derleyip getirdiği ezgileri ve yöresel gırtlağıyla güçlü vokali, Aytekin Ataş’ın müzik mutfağında birleşmiş. Yine Kardeş Türküler geleneğinden olan Soner Akalın, perküsyonların yanı sıra düzenlemelere de emek vermiş. Kemençede Tahsin Terzi, klasik kemençede Derya Türkan, elektrik gitarda Yurdal Çağlar, tulumda Mahmut Turan, Karadeniz müziğinin bilinen isimlerinden Ayşenur Kolivar’ın da aralarında bulunduğu vokal grubu albüme değerli katkılar sunuyor. Albümün ilk parçası İnce Gargan, yaylalara çıkılırken söylenilen, zorlu yollarına seslenilen bir dağla aynı adı taşıyor. Bir Hemşin türküsü olan “Nenni Nenni” Kabaosmanoğlu’nun çocukluğunun düğünlerinden bu yana bildiği, Artvinlilerin çok sevdiği bir horon havası. Albüme adını veren Hasan Helemişi’nin Rakani ya da diğer adıyla Sopez Gulur şarkısını yıllar önce Zuğaşi Berepe’nin grubunun İgzas albümünde Kazım Koyuncu farklı bir düzenleme ile seslendirmişti. Bizim için albümün en güzel eseri, yürek acıtan bir ağıt olan Baba’ya, Kazım’ın yüreğinin değdiği hissediliyor: Yürek acıtan bir ağıt ve bize göre albümün en güzel eseri. Düzenlemeleri Aytekin Ataş’ın ama Kazım’ın yüreğinin değdiği belli: “Düzenlemeleri aslında Aytekin Ataş yaptı ama anısına saygı olarak Kazım’ın adını yazdık. Çünkü dinlediğinde ‘şöyle yapacaksın, şurada şu enstrüman girecek, sen şöyle okuyacaksın’ diye anlatmıştı. Onun dediği gibi okudum, onun dediği gibi enstrümanları yerleştirdik.” AYTEKİN ATAŞ’IN BAŞARISI ‘Bizim Yaşar’dan Kabaosmanoğlu’na... opa’nın Kemalpaşa beldesinde 1970 yılında doğan Yaşar Kabaosmanoğlu, işçi ailesinin 6 çocuğundan biri. İlk ve ortaokulu Hopa’da okuduktan sonra Rize Ticaret Lisesi’ni bitirmiş. Ortaokuldaki müzik öğretmeni, sesinin güzelliğini fark etmiş, nota okumayı, flüt çalmayı öğretmiş. Askere gidene kadar muhasebecilik yapan Kabaosmanoğlu’nu arkadaşları, yakınları, düğünlerde, eğlencelerde türkü söyletmeden bırakmazlarmış. Açıköğretim Fakültesi’nde bir süre eğitim görmüş ama yaşamını müzikle devam ettirmeye karar verdiği için bırakmış. Askerliğini tamamladıktan sonra İstanbul’a gelen Kabaosmanoğlu, fabrikalarda vasıfsız işçi, inşaatlarda amele olarak çalışmış, duvar örmeyi öğrenmiş. Yeniden memleketine dönen Kabaosmanoğlu’nun, Rizeli yerel sanatçı Mustafa Sütlü’nün yardımıyla 1995 yılında çıkardığı Cankurtaran adlı albümü, yörede adının duyulmasını sağlamış. 1996’da “Güldürmedin Ağlattın”, 1998’de “Murteza”, 1999’da “Sevdalı” albümleriyle Artvin’de giderek tanınmış, yerel televizyon ve radyolarda programlara davetler almış: “Bizim memlekette kendilerinden hissettikleri için bana ‘Bizim Yaşar’ derlerdi. Albüm yaparken de soyadım uzun olduğu için ve insanlar da beni bu isimle benimsedikleri, çağırdıkları için yapımcılar bu adı kullandı. 11 yıl müzik yaşamıma Bizim Yaşar olarak devam ettim. Rakani’yle artık dinleyicilerin karşısına gerçek kimliğimde çıktım.” Kabaosmanoğlu 2003 yılında tüberküloza yakalanınca memleketine döner, köyde yaşayıp doğal gıdalarla beslenerek kendisini tedavi etmeye çalışır. Bu sırada boş durmaz, 9 ay boyunca yaylalarda elinde ses kayıt cihazıyla dolaşıp yaşlıların mırıldandıkları ezgileri kaydeder: “Hopa’nın bütün köylerine gittim. Ninelerin, dedelerin türkülerini kaydettim. Hemşinlilerin çoban kavalı çok meşhurdur, yaşlı amcalara kaval, tulum çaldırdım. Yerel kültürün yaylalarda fışkırdığını gördüm.” Kabaosmanoğlu, Kazım Koyuncu’yla 2004 yılı Temmuz’unda, Deniz Kültür ve Sanat Festivali’nde konser için Hopa’da bulunduğu sırada yeniden sohbet etme olanağı bulur, ısrarını sürdürür. İstanbul’a dönüş için Hopa’dan Trabzon Havaalanı’na giderken yaylalarda yaptığı kayıtları Koyuncu’ya dinletir: “Kazım böyle güzel şeyler toplayabileceğimi ummuyordu. Yaptığım müzik tarzına uygun şeyler olduğunu düşünüyordu. Ağabeyi Hüseyin’le arabada gidiyorduk. Özellikle Baba ağıtında Kazım’ın gözleri yaşardı. Nenni Nenni’yi, Peştamal’i çok beğendi. ‘Senin çalışmalarını ben yapacağım. Benim istediğim gibi çok sevdiğim şarkılar var, hepsinin düzenlemesini yapacağım’ dedi.” Yaşar Kabaosmanoğlu İstanbul’a geldiğinde Kazım Koyuncu’nun artık önceleri gizlenen sağlık durumunun ağır olduğunu öğrenir. Telefon ederek, mesaj atarak desteğini belirtir: “Rahatsız etmeyeyim diye telefon etmiyordum. Bir mesaj attım hemen beni aradı. Bizim oraların kardeş anlamına gelen deyişiyle ‘Akbar’ dedi. ‘Ben çok uzun bir yola çıktım biliyorsun. Benim stüdyom orada. Benim müzisyen arkadaşlarım sana benim is YAYLALARIN ŞİFASI H BABA AĞIDI alkan cazının güçlü ismi Yıldız İbrahimova, klarnetçi Serkan Çağrı ile 7 Kasım’da Babylon’da aynı sahnede olacak. Geçen yaz Almanya konserlerinde beğeni toplayan İbrahimova ve Çağrı, otantik Balkan Yıldız müziğini kendi yaİbrahimova ratıcılıklarıyla birlikte caz formlarıyla buluştuShantel ruyorlar. Balkan ritimleri ve elektronik seslerin ustası Shantel ise DJ setiyle 11 Kasım Cumartesi gecesi Babylon’da dansa davet edecek. Balkan müziğini cluba taşıyarak yeni bir pop akımı başlatan Shantel, setlerinde, Goran Bregoviç, Boban Markoviç, The Rootsman, Fanfare Ciocarlia gibi Balkan ve Doğu Avrupa müziğinin önde gelen isimlerini bir araya getiriyor. (0212 292 73 68) B Nine’nin sesi üm halk ezgilerinde yayla kültürü, çay toplamanın zorlukları ve sevdanın dile getirildiği albümün başında bir anlatı sunan, Peştamal’in girişinde kısa bir bölüm okuyan Altun Karahan, Hemşin’in emektar bir kadını: “Yöremizin saydığımız, sevdiğimiz ninelerimizden biridir. Derlediğim sözlerin çoğunu 85 yaşındaki Altun Ninemizden aldım. İnek otlatırken, tarlada çalışırken kendi kendine mırıldanır. O doğa güzellikleri arasından mırıldandı mı çok güzel melodiler çıkıyor. Bizim oradaki kadınlar hep emekçidir, acılar çekmişlerdir. Altun Nine de çok duygusaldır. Ben ‘nasılsın’ dedim mi, cevabını türkülerle verir. İstanbul’a getirdik, stüdyoya soktuk. Sesi bize hatıra kalsın istedim.” Tunç’un ilk kitabı erhat Tunç ilk kitabı “Zor Zamanlar İnce Şarkılar”ı Çiviyazıları Yayınevi’nin TÜYAP Kitap Fuarı’ndaki standında dün imzaladı. Gazeteci Cafer Solgun da aynı stantta GitmekKırılma Öyküleri ve Cihangir’de Bir Ev adlı öykü kitaplarıyla Duvarlara İnat adlı karikatür albümünü imzaladı. F T ACI HABER Ortaçgil turnede ülent Ortaçgil bu akşam Gaziantep B Kültür Merkezi’nde sahne alacak. Ortaçgil konserlerini, Gürol Ağırbaş, Baki Duyarlar ve Cem Aksel eşliğinde sürdürecek. Fırat Üniversitesi’nde yarın sahne alacak Ortaçgil ve arkadaşları, 7 Kasım’da Sıvas Cumhuriyet Üniversitesi’nde, 8 Kasım’da Kayseri’de, 9 Kasım’da Konya’da ve 10 Kasım’da Antalya’da konser verecek. CUMHURİYET 07 K ( SALİM HALİMOĞLU)
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear