26 Aralık 2024 Perşembe Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
SAYFA CUMHURİYET 6 EKİM 2006 CUMA 8 TÜRKİYE İstanbul Edirne Kocaeli Çanakkale İzmir Manisa Aydın Denizli Zonguldak Açık İstanbul HABERLERİN DEVAMI PB B PB PB PB PB PB PB PB 24 27 30 25 29 30 29 31 25 Sinop Samsun Trabzon Giresun Ankara Eskişehir Konya Sıvas Antalya PB PB PB PB B B B B B 26 29 27 24 27 28 28 26 32 Adana Mersin Diyarbakır Şanlıurfa Mardin Siirt Hakkâri Van Kars B B B B B B Y B B 31 30 31 33 28 29 14 20 20 Trabzon Ankara İzmir Hakkari Antalya Adana Ş.Urfa Erzurum Yurt genelinde yağış beklenmiyor. Yurdun batı kesimleri parçalı bulutlu, diğer yerler az bulutlu ve açık geçecek. Hava sıcaklığı tüm yurtta artmaya devam edecek. Rüzgâr batı ve kuzeybatı, yurdun güney kesimlerinde güney ve batıdan ara sıra orta kuvvette esecek. Çok bulutlu DIŞ MERKEZLER Oslo Helsinki Stockholm Londra Amsterdam Brüksel Paris Bonn Münih Y Y Y Y Y Y Y Y Y 10 14 16 18 18 17 17 16 16 Yağmurlu Stockholm Berlin Budapeşte Madrid Viyana Belgrad Sofya Roma Atina Zürih Y PB PB PB PB Y PB Y PB 19 20 26 19 19 21 24 27 19 Moskova Aşkabat Astana Taşkent Baku Bişkek Tiflis Kahire Şam Karlı PB B Y B PB PB PB B B 15 28 12 28 21 18 16 31 35 Londra Berlin Moskova Belgrad Madrid Ankara Taşkent Tahran Kahire Sulu kar Gök gürültülü Parçalı bulutlu Sisli Bulutlu GÜNCEL CÜNEYT ARCAYÜREK ? Baştarafı 1. Sayfada Genelkurmay Başkanı Orgeneral Yaşar Büyükanıt’a Amerika’dan yanıt verdi. Anayasaya göre ‘‘kurumların konumlarını’’ sıralarken, TSK’nin anayasa ve yasalardan aldığı görevi anımsamadı. Sonra sustu. Bu yoldaki soruları Türkiye’ye dönünce yanıtlayacağını söyledi. Geldi, Esenboğa’da bu irtica üzerindeki irdelemelere değinmedi bile. Meğer böyle davranmasının bir nedeni varmış. Londra dönüşü cımbızla seçip özel uçağına aldığı gazetecilere konuşmuş. Onların aktaracağı sözleriyle irtica tartışmalarını bir başka yöne çekmeye girişti. Türkiye’de basın toplantısı düzenleseydi eğer; irtica ile ilgili söylemleri karşılayacak, ancak yanıtlamayı istemediği sorularla karşılaşacaktı. Bu riski göze alamadı; iyisi mi huyunu suyunu bildiği gazetecilere konuşarak konuyu başka yönlere kaydırabilirdi. Böyle davrandı. Bu davranış irtica olaylarını ve irtica ile ilgili irdelemeleri sulandırmaya yönelik alaturka bir tuzak! ??? Dört yıldır sanki başka türden siyaset yapmış gibi; irtica tartışmalarını bahane ederek ‘‘ülkeyi ‘geren’ yaklaşımlardan kaçınılmasını’’ istiyor. Ne zaman istiyor? Devletin yüksek kademelerinde AKP iktidarını sarsan açıklamalar yapıldığı, AKP oylarının yüzde 26’lara gerilediğini partisinin saptadığı ve ekonomiden sosyal yaşama kadar hemen her daldaki olumsuz gidişatı aynı tonda yüzüne vuran muhalefetin yükselen grafiği karşısında tabii seçimlere dek sözüm ona gerilimden uzak kalınmasını istiyor. Bu son girişiminin nedeni belli: İrtica gerçeğini vurgulayanları susturmak, var mı yok mu tartışması açılmasını sağlayarak rahat bir nefes almak! ‘‘İrtica endişeleri varsa bunu görüşmeye, gereğini yapmaya hazır’’ olduğunu öne sürerek sorunu yozlaştırmaya kapıyı aralıyor. Uçaktaki gazeteciler, RTE’nin bu önerisini ‘‘askere zeytin dalı uzatmak’’ diye niteliyor. Gelişen, giderek daha da güçlenen irtica sorunu sadece askerin değil, devlet başkanının, üniversitelerin, aydın kesimlerin ve laik rejime inanan bu ülke insanlarının bir numaralı sorunu. Bir zaman laikliğin tarifini istediler. RTE’nin şimdi varlığını kabul etmediği irticayı tarif etme koşulunu öne sürüyorlar. ??? İrtica sözcüğünü kullanmak istemiyormuş. ‘‘Aşırılar’’ adını vermeyi öneriyor. Neden? ‘‘Mütedeyyin insanları’’ rahatsız ediyormuş irtica sözcüğü. İslam bunağı kimi gazetelerle, RTE ve kadrosunun dışında milyonlarca ‘‘mütedeyyin insandan’’ irtica sözcüğünden rahatsızlığı işaret eden bir hareket görülmedi, namazında niyazında olanların Müslümanlığı siyasete alet ederek irticaya yelken açanları onaylamadıkları da bugüne kadarki tutumlarıyla kanıtlanıyor. İrtica yerine ‘‘dinci aşırılıklar’’ denilmesini istemiyor. Yapılacak toplantılarda var olmadığını söylediği irtica olayı şayet saptanırsa imiş... ‘‘Ne gibi tedbirler alınabileceği üzerinde durulabilir’’miş! Kakofoni örneklerini sergileyen şu hükümete bakınız: Başbakan reddediyor. Adalet Bakanı Çiçek, irticanın varlığını kabul ediyor, ama karşı yasa yok, diyor. Din konusunda bir numaralı isim Diyanet İşleri Başkanı Ali Bardakoğlu, irtica var, diye demeç veriyor. Hemen her MGK toplantısından sonra RTE’nin altında imzası olan kurul açıklamalarında irtica hareketlerinin görüşüldüğü beyan ediliyor. Seçim geliyor ya; RTE, oy toplamaya yarayacak elindeki tek silaha, dine sarılıyor. Komutanlar peş peşe konuştular ve aynı mesajı verdiler: Türkiye ulusal, üniter ve laik bir devlettir; ülkenin bu yapısının bozulmasına izin vermeyeceğiz. Komutanların yaptığı çıkış, verdiği net mesajın ötesinde Türkiye’nin Batı ile ilişkilerinde de yeni bir dönemin yolunu açıyor. Sonda söylenmesi gerekeni başta söyleyelim: Askerin tavrı, Türkiye ile Batı (Avrupa ve Amerika) arasındaki oyunun maskesiz oynanması için büyük bir fırsattır. İsterseniz bugün Avrupa’dan başlayalım: Türkiye’nin AB üyeliği, Cumhuriyetin kuruluş felsefesinde yatan çağdaşlaşma hedefinin doğal bir uzantısıdır. Ancak yaklaşık son on yıldır yaşanan süreç, her iki tarafın da çıkarına olan bu birlikteliğin başka amaçların aracı haline dönüştürüldüğünü gösteriyor. Türkiye’nin AB üyeliği, Avrupa’da 19’uncu yüzyıl benzeri stratejik hesaplarla Türkiye’de özellikle son dörtbeş yıldır gözle GENİŞ AÇI HİKMET BİLA Gerçeğe Dönüş Fırsatı nen iç siyasal hesaplara kurban edilmek üzeredir. Ordunun çıkışı, yamultulan bu ilişkiyi yeniden rayına oturtmak açısından ciddi bir tavırdır. Bu tavrın bu ilişki açısından önemi şudur: Kıbrıs’ın, Ermeni soykırımı iddialarının, Pontus Rumlarının, kültürel hakları aşan ayrılıkçı hareketlerin de, zina, türban vesaire gibi dinsel siyaset unsurlarının da TürkiyeAB ilişkilerinde yeri yoktur. Ancak, “Dervişin fikri neyse zikri de odur” misali bu konular öne çıkarılmıştır, TürkiyeAvrupa ilişkilerinde ana eksen haline getirilmiştir. İşte yanlış olan budur. TürkiyeAvrupa ilişkileri yeniden doğal rayına oturtulmalıdır. Bunun yolu da gerçekleri ortaya koymaktan ve arkasında durup kararlılıkla savunmaktan geçer. Türkiye’nin AB üyeliğini samimiyetle isteyenler, bu tavırdan kaçınmazlar. “Aman AB’yi, ya da şubu ülkeyi, ya da şubu temsilciyi kızdırmayalım” diye korkuya kapılmazlar, etrafa korku salmazlar. Bu tutum, TürkiyeAB ilişkilerine yarar değil, zarar getirir. Getirmiştir de... Örnek: Türkiye’de demokratikleşme için baskı yapan, ifade özgürlüğü için ödünsüz dayatmalarda bulunan AB kurum, yönetici ve ülkelerine çifte standardı hatırlatmak, Türkiye’nin AB üyeliğini gerçekten isteyen herkesin görevidir. Türkiye’de ifade özgürlüğü için yırtınan bir Fransa’nın, “Ermeni soykırımı olmamıştır” diyeni hapse atmaya hazırlanması, suspus izlenecek bir olay değildir. Suspus olmanın TürkiyeAB ilişkilerine katkısı olacağını sanmak da ya saflıktır ya da artniyettir. Duydunuz mu bilmiyorum. TÜSİAD Başkanı Ömer Sabancı önceki gün Paris’te şöyle konuşmuş: “Biz bir taraftan Türkiye’de düşünce özgürlüğü yönünde adım atarken, Fransa’ya ifade özgürlüğünü bu ölçüde yasaklayan bir tutumu bağdaştıramıyorum. Bu tür bir tavır, bana gerçeklerden korkan bir ülkenin tavrı gibi geliyor.” Ya, işte böyle. İzleyiniz, bundan böyle gerçeklerin daha sık dile getirildiğini göreceksiniz. hikmet.bila@ntv.com.tr GÜNDEM ? Baştarafı 1. Sayfada MUSTAFA BALBAY Merkel: Limanları açın ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Türkiye’ye karşı olumsuz tutumu ile bilinen Almanya’nın Hıristiyan Demokrat Başbakanı Angela Merkel dün geldiği Ankara’da en üst düzeyde ağırlanırken yapılan görüşmelerde karşılıklı dostluk mesajları verilmeye çalışıldı. Ancak Merkel, Kıbrıs konusunda Ankara’yı sıkıntıya sokacak açıklamalar yapınca, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, ‘‘İzolasyonlar kalkmadan, limanları açmamız söz konusu olmaz’’ demek zorunda kaldı. Alman Şansölyesi olarak ilk kez Türkiye’ye gelen Merkel, Erdoğan ile yaklaşık 45 dakika görüştükten sonra ortak basın toplantısı düzenleyerek soruları yanıtladı. ‘AB’nin önerisine Türk tarafı sıcak bakıyor’ ‘‘AB’nin, KKTC’ye verdiği sözler vardı. Bunların yerine getirilip getirilmeyeceği konusuna açıklık getirebilir misiniz’’ sorusuna Merkel, ‘‘Ankara protokolünün yerine getirilmesi gerekiyor. AB ile müzakerelere devam edebilmek için bu sorunun halledilmesi gerekiyor. Bu, AB müzakerelerinde ilerleme için gerekli bir Tanıkken sanık oldular ? Baştarafı 1. Sayfada kadrolaşma çalışmalarının en güzel kanıtı.Arkadaşlarımıza verilen cezanın geri çekilmesi için adli süreci başlattık’’ dedi. Gazetemizde 28.03.2006 tarihinde yayımlanan haberde müdürlük görevini yaklaşık iki yıldır vekâleten yürüten Hüseyin Ceylan’ın öğrencilere ‘‘çakı’’ gösterdiği, dövdüğü ve daha çok dövmekle tehdit ettiği iddiaları üzerine iki ilköğretim müfettişi soruşturma başlattı. Toprak’ın verdiği bilgiye göre 30.06.2006 tarih ve 410/156 sayılı soruşturma kapsamında öğretmenler ve veliler tanık olarak dinlenildi. Soruşturmanın tamamlanmasının ardından sendikaya üye Arzu Toprak, Yaşar Geler, Abdullah Yıldız ve Meltem Güler adlı öğretmenlere 1/30 oranında maaştan kesme cezası verildiği bildirildi. Müfettişlerin hazırladığı ve söz konusu öğretmenlere ‘‘yer değişikliği yaptırılmasının’’ da teklif edildiği bildirimde cezanın gerekçeleri ise şöyle sıralandı: ? Öğretmenler arasında oluşturulan grupta yer alarak, eleştirileriyle okulun huzurunun bozulmasına sebebiyet vermek. ? Müdür hakkında eleştiriler yaparak müdürü küçük düşürmek. Öğretmenlerin soruşturmaya tanık olarak gittiklerini ancak ‘‘sanık’’ durumuna düşürüldüğünü belirten Toprak, ‘‘Adalet duygusu yüksek olması gereken müfettiş, olayın sorumlusu olarak iddia edilen müdür vekiline değil, olayla ilgisi olmayan öğretmenlere ceza verdi’’ dedi. Toprak, yürütmenin durdurulması istemiyle adli süreci başlattıklarını belirtti. İstanbul İl Milli Eğitim Müdürü Ata Özer ise konunun kendisine gelmesi halinde gerekenlerin yapılacağını bildirdi. Kuran kursunda rekor artış Erdoğan ise ‘‘Limanlar Rum gemilerine açılacak mı’’ yönündeki soruyu, ‘‘KKTC’ye uygulanan izolasyonun kaldırılmadan Ankara protokolünün uygulanmasının adil olmadığını’’ söyleyerek yanıtladı. Erdoğan, ‘‘KKTC bir terör bölgesi midir? Uyuşturucu merkezi midir? Kara para merkezi midir? Niye bu izolasyonlar uygulanıyor. 24 Nisan referandumu niye uygulandı? AB ülkeleri bizi teşvik etmediler mi? İzolasyonlar kalkmadıkça liman ve havaalanlarının açılmasına sıcak bakmıyoruz’’ diye konuştu. Romano Prodi ve Günther Verhuegen’in KKTC’ye yönelik önemli sözler verdiğini anımsatan Erdoğan, verilen garantilerin ardından KKTC’nin Annan Planı’na ‘‘evet’’ dediğini ancak ‘‘hayır’’ diyen Güney’in ödüllendirildiğini anlatarak ‘‘Bütün bunlara rağmen gümrük birliğinde kullanacağımız kozumuz vardı. Ama biz uzlaşmadan yana olarak Güney Kıbrıs için gümrük birliğine Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer, Alevet dedik’’ dedi. manya Başbakanı Angela Merkel’i Çankaya İftar yemeği Köşkü’nde kabulü sırasında, ‘‘Merkel’in İsMerkel, daha sonra tanbul’daki iftara yetişmesi için programın erken bitirilmesini isteyen’’ Devlet Bakanı Ali BabaCumhurbaşkanı Ahmet can’a sert çıktı. Kabul sırasında Babacan, Sezer’in yanına gelerek İstanbul’daki iftar programı Necdet Sezer tarafından nedeniyle programı erken bitirmesini istedi. Sezer, Babacan’a ‘‘Olur mu öyle şey’’ diyerek sesikabul edildi ve ardından ni yükseltti. Cumhurbaşkanı, ‘‘Bu konuyu sizinle daha sonra da görüşeceğiz’’ diyerek sözlerini da Erdoğan ile birlikte İstamamladı. Sezer’in söz konusu cümleyi söylerken çok sinirlenmesi dikkat çekti. (Fotoğraf: AA) tanbul’a geçerek Lütfi Kırdar Kongre Merkezi’nde düzenlenen iftar yemeğine katıldı. Merkel Rehn’le Arınç’ın ilginç diyaloğu iftarda yaptığı konuşmasını Türkçe olarak ‘‘Hayırlı ramazanlar dilerim’’ sözleriyle bitirdi. İftar yemeğine Fener ANKARA (Cumhuriyet olan inanç ve güveni çifte Rum Patriği BartholoBürosu) Türkiye’de temas standardın etkilediğini anlat meos, Türkiye Ermenilelarda bulunan AB’nin Geniş tı. Rehn de AB’nin görüşleri ri Patriği Mesrob II, Türlemeden Sorumlu Komiseri ni, olumlu ya da olumsuz, ak kiye Hahambaşısı İshak Olli Rehn, dün Türkiye’den tarmanın görevinin bir parça Haleva, Vatikan TemsilANKARA (Cumhuriyet Bürosu) ayrılırken AB’nin tutumu ko sı olduğunu belirterek ‘‘Üye cisi Geogre Marovich’in Diyanet İşleri Başkanlığı’nın, Kunusunda eleştirilerde bulu lik süreciyle ilgili Türki de yer aldığı dini cemaat ran kurslarına ilişkin hazırladığı ranan TBMM Başkanı Bülent ye’de insanların sinirlerine temsilcileri ile siyaset, iş por, AKP’nin iktidarıyla Kuran Arınç’a ‘‘sinirlerinize hâ hâkim olması gerekir. So ve sanat dünyasının temkurslarındaki rekor artışı ortaya kim olun’’ mesajı verdi. runları konuşarak hallet silcileri katıldı. koydu. Rapor, genel seçimlerin yaArınç dün Rehn’i makamek gerekir. Herkesin saİftarda konuşmaların, pıldığı Kasım 2002’den bugüne mında kabul etti. Rehn, ziya kin ve sağduyulu hareket üzerinde Erdoğan ile 1000 resmi Kuran kursunun açıldıretinin en önemli nedeninin etmesi ve diyalog içinde ol Merkel’in fotoğrafı, ğını ve yaz döneminde açılan kurs‘‘tren kazasını engellemek ması gerekir.Aksi takdirde Türk, Alman ve AB baylara yılda ortalama 1 milyon kişinin olduğunu’’ söylerken Arınç, problemleri çözemeyiz ve raklarının yer aldığı gittiğini vurguluyor. Raporda, 2003 özellikle Avrupa Parlamento ilerleyemeyiz’’ karşılığını ‘‘Medeniyetlerin buluşyılında 148, 2004’te 327, 2005’te su’nda onaylanan son rapor verdi. tuğu yerde buluşuyo396 ve 2006 yılı Eylül ayı itibarıyla da AB kriterleri dışında birÖte yandan Rehn, Ankara ruz’’ yazılı panonun 121 resmi Kuran kursu açıldığı vurçok siyasi talep bulunduğunu ziyareti süresince Türkiye’ye önünde yapılması dikkat gulanıyor. Raporda, yazlık Kuran belirterek ‘‘Avrupa bize, adeta ‘‘ültimatom’’ verdi. çekti. İftarda zaman zakurslarıyla ilgili bilgilere de yer ve‘Ölümü gösterip hastalığa ra Rehn, Türk Ceza Yasası’nın man da Avrupa Marşı riliyor. Buna göre, yaz döneminde zı olun’ diyor. İşte bütün an 301. maddesinin değiştiril (Beethoven’in 9. SenfoTürkiye genelinde açılan Kuran ketlerde AB desteğini düşü mesini, Kıbrıs konusunda nisi) çalındı. kurslarına yılda ortalama 1 milyon ren mesele budur’’ dedi. Finlandiya’nın önerisinin son Merkel, bugün TOBB kişi gidiyor. Türkiye’de, halen 5 bin 301. maddeyi örnek gösteren şans olduğunu, Vakıflar Ya ile TÜSİAD işbirliğinde 210’u fiilen hizmete devam eden 2 Arınç, ‘‘Avrupa’da olan bir sası’nın bir an önce çıkarıl Çırağan Sarayı’nda düşeyin, Türkiye’de olmasına masını ve askersivil ilişkile zenlenecek TürkAlman bin 656’sı da farklı nedenlerle karşı çıkıyorsunuz’’ diyerek rinde AB tipi yönetimin Ekonomi Forumu’na kaeğitimine ara vermiş toplam 7866 tepki gösterdi. Arınç, AB’ye benimsenmesini istedi. tılacak. resmi Kuran kursu bulunuyor. koşuldur’’ yanıtı verdi. Merkel, AB dönem başkanı Finlandiya’nın önerisinin masada olduğunu, Türk tarafının da bunu olumlu karşıladığını gördüklerini söyledi. Türkiye ile ekonomik ilişkilere değinen Merkel, ‘‘Ekonomik ilişkilerimizin çok iyi olduğunu düşünüyoruz. Benimle birlikte gelen işadamlarının yoğunluğundan da görülüyor. Uçağa sığmadıkları için pek çok işadamını uçağıma alamadım’’ dedi. Almanya’daki Türklerin entegrasyonu konusunun kendilerini rahatsız ettiğini dile getiren Merkel, Almanya’ya gidecek olan gençlerin, dil eğitimine Türkiye’de başlaması gerektiğini belirtti. Merkel, TürkAlman üniversitesinin kurulmasını da istedi. İzolasyonlar kalksın sunun da getirdiği duyguyla, geçen haftadan bu haftaya gündemin birinci sırasına oturan irtica tehdidiyle ilgili derin değerlendirmelerde bulundu: ‘‘İrtica için hukuki bir tanımı kimse getiremiyor. Siyasi bir yaklaşımla değerlendiriliyor. Bu da mütedeyyin diyebileceğim kesimi ciddi manada rahatsız ediyor. Onun için bunun adını belki farklı koymak gerek. Türkiye’de bazı aşırılıklar var. Buna karşı önlem getirebiliriz. Bunlar için öneriler paketiyle gelmek lazım. Aşırı denen grupları da boşlamamak, dışlamamak lazım. Taraflar, kim olursa olsun, ülkeyi germekten kaçınmak lazım. Ülkede olmayan şeyleri varmış gibi göstermenin kimseye faydası yok.’’ Bu paragrafın neresini düzeltmeli? Her şey bir yana, mütedeyyin diye tanımlanan dindarlarla ilgili hiç kimsenin sorunu yok. Erdoğan, işin içine onları katarak, karmaşayı artırıyor. Ardından tarif tartışmasına gidiyor. İrtica denmeyecek, aşırılıklar denecek. Güzel... Böyle dendi, önlem tartışması başladı. Ardından şunu getirecekler: Bu aşırılığın da bir tarifini yapmak gerek! Belki kendi içinde gruplara bölünecek: Az aşırı, çok aşırı, ılımlı aşırı, ılımsız aşırı, orta aşırı, mülayim aşırı! Devamında, makbul aşırı! ??? Girişte yaptığımız vurguya geri dönersek... AKP’nin yakın geçmişte, devletle kavgalı olduğu tüm konulara böyle yaklaştığını görüyoruz. AKP’nin Meclis Başkanı Bülent Arınç sürekli şöyle demiyor mu: Şu laikliğin tarifini bir daha yapalım! Öteki temel konularda da durum böyleydi... Gündemde kamusal alan mı var? Hemen demeç yağmuru; şu kamusal alanı yeniden tarif edelim! Gündemde özgürlükler mi var? Hemen demeç yağmuru; şu özgürlükleri yeniden tarif edelim. İnanç özgürlüğünü de bu tarifin içine katmalıyız. Gündemde demokrasi mi var? Hemen demeç yağmuru; şu demokrasinin tarifini yeniden yapalım, halk ne derse o olur, bunun tartışması olmaz. Saydığımız konularla ilgili, devletin herhangi bir kurumundan işlerine gelen bir değerlendirme mi yapıldı? Hemen arkasına sığınıyorlar; evet evet, işte sonunda sağlıklı bir tartışma başladı. Bunu derinleştirmek gerekiyor.... ??? Önümüzdeki döneme geçelim... AKP, irticadan teröre akla gelecek her konuda şu stratejiyi izleyecekmiş izlenimi veriyor: Ne olursa olsun, Cumhurbaşkanlığı seçimine kadar ortalığı germemek! Bu sürecin ipuçları usul usul ortaya çıkmaya başladı bile. Bu yöntem tutar mı? Şu aşamada kesin bir şey söylemek elbette zor. Ancak ekim ayıyla birlikte yeni bir sürecin başladığı dikkati çekiyor. AKP’liler elbette bunun farkında... 4 yıllık ezberlerinin bozulmuş olması bundan. Yeni bir ezber üretmeye çalışıyorlar. Bu ne olabilir? Bizce sürpriz yok... Bugüne kadar yaptıklarını yineleyecekler: Takıyye... ankcum?cumhuriyet.com.tr Köşk’te gerginlik Adliye önünde bıçaklı kavga ? İstanbul Haber Servisi İstanbul 14. Asliye Ceza Mahkemesi’nde görülen ‘‘bıçakla tehdit’’ davası için Sultanahmet’e gelen sanık ve mağdur yakınları arasında adliye önünde sözlü sataşma başladı. Yumruklu kavgaya dönüşen olayda, bir kişi de bıçak çıkardı. Kavga edenlerden 2 kişi, polisin müdahalesiyle adliye içine alındı. Ardından adliye içinden çıkan bu 2 kişi ile dışarıdakiler arasında yeniden kavga başladı. Az sayıdaki polis, olaya müdahale etmeye çalışırken takviye polislerin gelmesiyle 5 kişi daha gözaltına alındı. ‘Sinirinize hâkim olun’ Angın’a ‘onursal doktora’ ? İSTANBUL (AA) Tüm yaşamını eğitime adayan MEB Onursal Danışmanı Refet Angın’a Yıldız Teknik Üniversitesi Senatosu tarafından ‘‘Türk eğitim sistemine ve toplumsal hayatın gelişmesine üstün katkıları ve hizmetleri nedeniyle’’ onursal doktora unvanı verildi. Törende konuşan rektör Prof. Durul Ören, Angın’ın Atatürk’ün izinde, milli eğitimin tüm aşamalarını görmüş sembol eğitimci olduğunu söyledi. Öğrenci, öğretmene kafa attı ? ESKİŞEHİR (AA) Eskişehir’de Ticaret Borsası Lisesi Müdür Yardımcısı Hüseyin Duman sınıflarda yaptığı rutin güvenlik kontrolü sırasında üzerinde cep telefonu bulunan M.Ç’nin telefonunu, ailesine teslim etmek üzere aldı. Bunun üzerine dersten kaçan M.Ç., tekrar geldiği okulda Duman’a kafa atarak bıçaklamaya çalıştı. Polis kaçan M.Ç’yi yakalamak için çalışma başlattı. Gürtuna parti kuruyor ? İSTANBUL (AA) ‘‘Turkuaz Hareketi’’ adlı siyasi çalışma grubunun lideri İstanbul eski Büyükşehir Belediye Başkanı Ali Müfit Gürtuna, parti kurma çalışmaları konusunda son noktaya geldiklerini belirtti. Gürtuna, ‘‘Bayramdan hemen sonra çıkışımızı yapıyoruz’’ diye konuştu. CUMHURİYET 08 K
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear