24 Kasım 2024 Pazar Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
6 EKİM 2006 CUMA CUMHURİYET SAYFA EKONOMİ ekonomi?cumhuriyet.com.tr Babacan, 2002’nin enerji fiyatları olsaydı, cari açığın en fazla GSMH’nin yüzde 4’ünde kalacağını ileri sürdü 13 NOT DEFTERİ ZEKERİYA TEMİZEL Cari açığın suçlusu petrol! OPEC TOPLANIYOR Sulandırmak Sosyal kavramlar üzerindeki tartışmaları anlamak için, çoğu kere, çok karmaşık bilimsel çözümlemelere girmek gerekmez. Kullanılan sözcüklerin yalın anlamlarına bakmak, sorunu kavramak ve taraf olmak için yeterli olur. Cumhurbaşkanı, Genelkurmay Başkanı ve kuvvet komutanlarının dikkat çekmeye çalıştıkları “irtica tehlikesi” de böyle bir kavram. Cumhuriyetin kurumlarını ve değerlerini korumak ve kollamak görevi anayasayla kendilerine verilenler bu tehlikeye dikkat çektikçe, bazıları da böyle bir tehlikenin olmadığını ileri sürdüler. Kavram karışıklığı yaratarak konuyu önemsizleştirmeye çalışanlar da “irticanın tanımı” ve hatta “anlamı” gibi sorularla ortaya çıktılar. Başbakan da yurtdışı gezi dönüşünde, uçakta, “irtica” yerine “aşırılıklar” denilmesini önererek bu önemsizleştirme çabalarına katıldı. Başbakan’ın bu yaklaşımı, “irtica tehdidini” gündeme taşıyarak görevlerini yapanlara uzatılan bir “zeytin dalı” olarak tanımlandı. ??? Peki irtica ne demek? “İrtica” yerine “aşırılıklar” denilerek irticaya karşı mücadele geçiştirilebilir mi? Bu kavramın ne anlama geldiğini bilmezmiş gibi tavırlar içerisine girenlerin, Türk Dil Kurumu’nun Türkçe Sözlüğü’ne ( Türk Dil Kurumu Yayınları, Genişletilmiş 7. Baskı, 1. Cilt, sf.589) bakmaları yeterli. Türk Dil Kurumu sözlüğünde “irtica”, “gericilik” olarak tanımlanıyor. Yani, Arapça kökenli bir kelime olan “irtica” yerine daha anlaşılır Türkçe bir kelime kullanmak gerekirse, kullanılacak olan kelime “gericilik” olacaktır. Yani “Türkiye gerici tehdit altında”. Gerici ise, toplumda çağdaş değerlere önem vermeyen, her yönüyle eskiyi özleyen ve eski düzeni getirmeye çalışan kimse, yani mürteci. Bu tanımlamalardan hareketle gericilik de, çağdaş yaşamdan kopmak, akıl ve bilim dışı davranışlar sergilemek, yaşamı akıl ve bilim dışı hurafelere göre yaşamaya çalışmak, hatta bu yaşam ve düşünce biçimlerini başkalarına dayatmak olarak tanımlanabilir. ??? Bu durumda “irticai faaliyet” Türkiye’yi “çağdaş uygarlıklar düzeyine ulaştırma” çabalarından saptırma uğraşları anlamını taşıyor. Bu uğraşların tek bir tanım içerisine sıkıştırılması, bazı eylemlerle sınırlı hale getirilmesi de olanaksız. İrtica; “akıl ve bilim dışı çeşitli davranışlarla”, “inançların çıkar için kullanılmasıyla ve yozlaştırılmasıyla”, değişik motiflerle, değişik araçlarla ortaya çıkıyor. Bir bakıyorsunuz aptes suyunun alyuvarları arttırdığı safsatasının ders kitaplarında yer almasıyla görünüyor, bir bakıyorsunuz ekonomik bağımlılık içerisindeki insanlara dayatılan yaşam ve giyim biçimleriyle. Burada sıralamakla bitmeyecek olan tüm bu davranışların, bu davranışları cesaretlendirecek düzenlemelerin, bu davranışlara göz yumacak kadrolaşmaların tümü de irticanın boyutlarını ortaya koyar. İrticanın gelişmesi için en uygun ortam ise bu davranışları önemsememek, hatta bireysel özgürlükler tanımına sıkıştırarak yok saymak, karşı çıkanları da küçümsemektir. Türkiye bu sürece sokuluyor. Çıkar grupları içerisinde yerlerini alanlar, olayları küçümseyerek ve sulandırarak gelen tehlikeyi önemsizleştirme ve geçiştirme çabasına girdiler. Bu çabaya dış güçler de katıldı. ABD Ankara Büyükelçisi, çağdaş Türkiye’nin kendini savunma refleksini “kuru gürültü” olarak tanımlayarak olayları önemsizleştirme sürecinde yerini aldı. Ama, Türkiye’nin Cumhuriyet güçleri, sorunları sulandırmaya çalışan, bu tür kuru gürültücülere pabuç bırakmayacak kadar bilinçli. temizel?cumhuriyet.com.tr Petrol üretimi kısılacak Ekonomi Servisi Uluslararası piyasalarda petrol fiyatlarının düşmeye başlaması üzerine Petrol İhraç Eden Ülkeler Örgütü (OPEC), ciddi bir üretim kısıntısı yapmaya hazırlanıyor. Temmuz ayı ortalarından bu yana petrolün varil fiyatının 20 dolar civarında (yaklaşık yüzde 25) ucuzlamasının üretim kısıntısını gündeme getirdiği bildiriyor. OPEC, 1819 Ekim tarihlerinde de olağanüstü toplantı yapacak. Ekonomi Servisi Devlet Bakanı ve Başmüzakereci Ali Babacan, dünya enerji fiyatlarındaki artış olmasaydı, cari işlemler dengesindeki açığın bu kadar büyük olmayacağını ileri sürdü. Enerji fiyatlarının cari açık üzerindeki etkisinin çok büyük olduğunu söyleyen Babacan, “Enerji fiyatlarının, bırakın düşmeyi bu seviyelerde durması bile, hem cari işlemler açığına hem de enflasyona olumlu etkide bulunur. Enerji fiyatları 2002 yılından bu yana hiç değişmeseydi, geçen yılki cari açığın Gayri Safi Milli Hasıla’ya (GSMH) ? Türkiye ekonomisinin en önemli risk faktörünü dış gelişmelere indirgeyen Babacan, Avrupa Birliği ile tarama sürecinin önümüzdeki hafta tamamlanacağını açıkladı. Babacan, “Ardından tek tek fasıllara geçilecek ve bu süreçte ülkelerin tek tek onayı gerekecek” dedi. oranı yüzde 3.9 olacaktı, bu yılki cari açığı ise yüzde 4 olarak kapatacaktık’’ dedi. NTV’de katıldığı EkoDiyalog programında yaptığı konuşmada, AB ile tarama sürecinin önümüzdeki hafta sonu tamamlanacağını da belirten Babacan, özetle şu noktaları vurguladı: ? Türkiye enerji ithal eden bir ülke. Petrol, petrol ürünleri, doğalgaz ve kömürden oluşan enerji ithalatımız bu yıl 2829 milyar dolar düzeyinde olacak. Son dört yıldır, enerji fiyatlarındaki artıştan çok olumsuz etkileniyoruz. Fiyatlardaki artışın geçen yılki maliyeti 9 milyar dolardı. Bu yıl 13.5 milyar doları bulacak. ? Yeni bir çalışma yaptık, enerji fiyatları 2002’den bu yana aynı kalsaydı, cari açık ne olacaktı, buna baktık. Geçen yılki cari açık, GSMH’nin yüzde 6.4’ü oranında idi. Enerji fiyatları 2002’den bu yana hiç değişmeseydi, geçen yılki cari açığın GSMH’ye oranı yüzde 3.9 olacak, bu yıl yüzde 4 olarak kapatacaktık. ? Geçen yıl, yatırım malı ithalatı daha aşağıda olsaydı cari açık yüzde 1.5 oranında düşük çıkardı. ? İlk altı aydaki özel sektör yatırımları reel olarak, geçen yıla göre yüzde 21 arttı. Doğrudan yabancı sermaye girişiyle, uzun vadeli kredileri topladığımız zaman cari açık fazlasıyla kapanıyor. ? Önümüzdeki hafta cuma günü itibarıyla tarama süreci tamamlanacak. Ardından, tek tek fasıllar üzerindeki müzakereler başlayacak. Bu süreçte tüm üye ülkelerin tek tek onayları gerekecek. Siyasi bir süreç olmasaydı, Türkiye 34 yılda tüm müzakereleri tamamlayarak tam üyeliğe hazır hale gelirdi. STANDBY İNCELEMESİ Kalekalıp, Savunma Müsteşarlığı ile keşif amaçlı ‘insansız hava aracı’ için imza attı 9 Ekim’de heyet geliyor Ekonomi Servisi Uluslararası Para Fonu (IMF) heyetinin, standby düzenlemesine ilişkin değerlendirme çalışmalarında bulunmak üzere 9 Ekim Pazartesi günü İstanbul’a geleceği bildirildi. Hazine Müsteşarlığı’ndan yapılan yazılı açıklamaya göre, 9 Ekim’de İstanbul’da özel sektör ile görüşmelere başlayacak olan IMF heyeti, temaslarına 11 Ekim 2006 tarihinden itibaren Ankara’da resmi kurum ve kuruluş yetkilileri ile devam edecek. Değerlendirme çalışmalarının 20 Ekim 2006 tarihine kadar tamamlanması hedefleniyor. İlk yerli casus uçaklar ? Daha önce Boeing ve JSF (F35) uçaklarına parça imalatı gerçekleştiren, dünyanın önemli havacılık şirketlerinden Lockheed Martin’e yıldız seviyesinde tedarikçi olan Kalekalıp, önümüzdeki yılların insansız araçlar konusunda Türkiye’nin teknoloji merkezi olmayı hedefliyor. Ekonomi Servisi Kalekalıp, ilk yerli “casus uçakları’’ olarak da tanımlanan keşif ve gözetleme amaçlı “Mini İnsansız Hava Aracı Projesi’’ni gerçekleştiriyor. Savunma ve havacılıkta lider şirketler arasında yer alan Kalekalıp, Savunma Sanayii Müsteşarlığı ile “Mini İnsansız Hava Aracı Projesi”ne imza attı. Savunma Sanayii Müsteşarı Murad Bayar, Kale Grubu Şirketleri Teknik Kimya Grubu Başkanı Osman Okyay ve Baykar Makine Genel Müdürü Özdemir Bayraktar’ın gerçekleştirdiği imza töreni, Savunma Sanayii Müsteşarlığı’nda ELEKTRİK DAĞITIMI Üç bölge için başvuru tamam Ekonomi Servisi Özelleştirme İdaresi Başkanlığı, satışa çıkarılan üç elektrik dağıtım bölgesi için ön yeterlilik başvurusunda bulunan şirket sayısının toplam 83 olduğunu açıkladı. ÖİB’den yapılan açıklamaya göre, Başkent Elektrik Dağıtım AŞ için 25, Sakarya Elektrik Dağıtım AŞ için 30, İstanbul Anadolu Yakası Elektrik Dağıtım AŞ için ise 28 şirket ön yeterlilik başvurusu yaptı. Ön yeterlilik için başvurular dün ÖİB, ön yeterlilik başvurusu yapan şirketleri mali ve teknik kriterler açısından değerlendirecek. İmza töreni Savunma Sanayii Müsteşarı Murad Bayar, Kale Grubu Şirketleri Teknik Kimya Grubu Başkanı Osman Okyay ve Baykar Makine Genel Müdürü Özdemir Bayraktar katılımıyla yapıldı. DEĞİŞİKLİK GECİKİYOR yapıldı. Kalekalıp, Baykar Makina ortaklığında geliştirdiği, Kale/Baykar İHA (İnsansız Hava Aracı) teknolojileri çatısı altında üretilen Mini İHA Sistemi tamamıyla Türk mühendislerince gerçekleştirilecek. Otonom olan Mini İHA, Türk Silahlı Kuvvetleri’nin istediği tüm koşulları yerine getirebilecek kabiliyete sahip. Kalekalıp’tan yapılan açıklamada, Mini İHA sisteminin sırtta taşınabilen, kolayca sökülüp takılabilen, elden fırlatılan gövde ve paraşüt üzerine otomatik olarak inebilecek şekilde tasarlandığı ifade edildi. Uzun süredir devam eden ArGe çalışmaları kapsamında ilk olarak uçaklar için geliştirilen sistemler sonrasında havada askıda kalarak uçuş yapma ve dikey iniş kalkış kabiliyetine sahip helikopter platformlarına uygulanabilecek şekil de geliştirildi. Farklı tip helikopterlerle yapılan test uçuşları ile başarılı sonuçlar alındı. Daha önce Boeing ve JSF (F35) uçaklarına parça imalatı gerçekleştiren ve Lockheed Martin’e yıldız seviyesinde tedarikçi olan Kalekalıp, önümüzdeki yılların muharip kuvvetlerinin bel kemiğini oluşturacak olan insansız araçlar konusunda Türkiye’nin teknoloji merkezi olmayı hedefliyor. Gelir Vergisi rötar yaptı Ekonomi Servisi IMF’ye verilen taahhütler arasında yer alan Gelir Vergisi (GV) reformunun ikinci aşamasına ilişkin yasanın planlandığı şekilde bu yıl içinde çıkarılmasının zor olduğu belirtiliyor. Gelir İdaresi Başkanlığı, Gelir Politikaları Genel Müdürlüğü ve Vergi Konseyi’nin taslak üzerindeki çalışmaları halen devam ediyor. Söz konusu taslağın hazırlanmasının ardından Sivil Toplum Kuruluşları’nın (STK) görüşüne açılması planlanıyor. Bunun da haftalar alacağına dikkat çekiliyor. Bob Geldof ‘Marka 2006’da Ekonomi Servisi Marka 2006 Konferansı bu sene rock müziğinin ünlü ismi ve işadamı Bob Geldof’u konuk edecek.78 Aralık 2006 tarihlerinde Çırağan Palace Kempinski’de gerçekleştirilecek konferansın açılış konuşmasını yapacak olan Bob Geldof, sosyopolitik birikimi ve eğlence dünyasındaki deneyimini katılımcılarla paylaşacak. Yürekli Eğitim ve Danışmanlık tarafından bu yıl yedincisi gerçekleştirilecek olan Marka 2006’ya Bob Geldof, 30 yıllık müzik kariyeri süresince, sanatçı kişiliği ve müziği aracılığıyla Live 8 ve Live Aid gibi pek çok büyük projenin markalaşması sürecine öncülük etti. Geldof, sosyal sorumluluk projelerindeki bu duyarlı yaklaşımı ve katkıları nedeniyle 1986 yılında Sir unvanı almıştı. 6 defa Nobel Barış Ödülü’ne aday gösterilen Bob Geldof, bu sene de ödülün önemli adaylarından birisi. Eurofighter dalya dedi Ekonomi Servisi BAE Systems’ın Warton’daki tesislerinde İngiliz Kraliyet Hava Kuvvetleri’ne geçen cuma günü teslim edilen BS021 ve BS022 kuyruk numaralı iki Eurofighter uçağı ile Eurofighter Konsorsiyumu 100. uçağına ulaştı. Konsorsiyumu oluşturan İspanya, Almanya, İtalya ve İngiltere hava kuvvetlerinin yaptıkları Eurofighter uçuş sayısı da 5 bine ulaştı. Protestolu senet sayısı artıyor ? Ekonomi Servisi Bankalardaki protestolu senetlerin tutarı ağustos ayında, bir önceki aya göre yüzde 6.8 artarak 349.7 milyon YTL ’ye çıktı. Merkez Bankası verilerine göre, temmuzda 327 milyon 366 bin 797 YTL olan protestolu senet tutarı, ağustosta 349 milyon 749 bin 105 YTL ’ye yükseldi. Aynı dönemde bankalarda protesto edilen senetlerin sayısında da artış görüldü. pamukm?superonline.com MALİYE YAŞAMINDAN / MUSTAFA PAMUKOĞLU Son zamanlarda TSK’nin bütçesi ile ilgili eleştiriler yapılmaktadır. Bu eleştiriler haksızdır. İşte rakamlar: TSK’ye ayrılan ödenek olağanüstü bir rakam oluşturmamaktadır. Milli Savunma Bakanlığı’nın 2006 yılı toplam bütçesi 11.8 Milyar YTL’dir. Bunun 48.9 milyon YTL’si genel kamu hizmetlerine geri kalanı ise savunma hizmetlerine tahsis edilmiştir. Savunma hizmetleri ödeneğinin 4.3 milyar YTL’si personel giderlerine, 5.4 milyar YTL’si savunma hizmetlerine, geri kalan da cari transferler, sermaye giderleri, tüketime yönelik mal ve hizmet giderlerine ayrılmıştır. Buna göre MSB bütçesinin % 46’sı savunma malzemeleri alımına tahsis edilmiş olmaktadır. Bu rakam genel bütçe idarelerine ayrılan toplam 170.1 milyar YTL ödeneğin % 3’ünü oluşturmaktadır. Tüm MSB bütçesinin bu rakamdaki nispi payı ise % 7’dir. Genel bütçe ödenek toplamı 182.5 Milyar YTL içindeki payı da sırasıyla % 3 ve 6.5’tir. Genel bütçe gelirleri 156.8 milyar YTL içindeki payları sırasıyla %3.4 ve 7.5 olmaktadır. MSB’nin 2007 ödenek bütçesinin 12.4.2008 yılınnda ise 12.9 milyar YTL olarak tahmin edilmiştir. Buna göre 2006’ya göre 2007’de 600 milyon YTL, 2008 yılında ise 1.1 milyar YTL ödeneğin artacağının tahmin edildiği ortaya çıkmaktadır. Kamu Mali Yönetimi ve Kontrol Kanunu’na göre sorumluluklar ciddidir. Anılan kanunun 8. maddesine göre “her türlü kamu kaynağının elde edilmesi ve kullanılmasında görevli ve yetkili olanlar, kaynakların etkili, ekonomik, verimli ve hukuka uygun olarak elde edilmesinden, kullanılmasından, muhasebeleştirilmesinden, raporlanmasından ve kötüye kullanılmaması için gerekli önlemlerin alın Ordunun Bütçesi masından sorumludur ve yetkili kılınmış merciilere hesap vermek zorundadır”. Bakanlar da stratejik planları ile bütçelerinin kalkınma planlarına, yıllık programlara uygun olarak hazırlanması ve uygulamasından sorumludur. Ayrıca bakanlar kaynakların etkili, ekonomik ve verimli kullanılması konusunda Başbakan’a ve TBMM’ye karşı sorumludur. Mali kontrol, iç ve dış denetim yoluyla yapılmaktadır. İç kontrol kamu idarelerinin mali işlem ve faaliyetlerine ilişkin tüm gelir, gider, varlık ve yükümlülüklerin amacına ve mevzuata uygun bir şekilde gerçekleştirilmesi amacıyla yapılır. Harcama öncesi kontrol ile harcama sonrası denetim iç kontrol faaliyetidir. Dış denetim Sayıştay tarafından harcama sonrası yapılır. Sayıştay bu denetim sonuçlarını TBMM’ye raporlar. Sorumlular hakkında yaptırımlar uygulanabilmektedir. Ödenek üstü harcama yapan yetkiliye aylık net ücretinin iki katı para cezası verilir. Kamu zararına yol açandan bu para faizi ile tahsil edilir ve kasıtlı hareket edenler ceza mahkemelerinde yargılanır. Bir devlet, ordusunun gücü orantısında güçlüdür. Bir devletin en önemli iki gücü vardır; biri ordu gücü diğer ekonomik gücü. Bizim gibi ekonomi yönünden güçlü olmayan ve bağımlı ülkelerde ordu gücü ön plana çıkar. Bu gücü pekiştiren milletin kültür yapısının zenginliği ve tarihsel birikimidir. Bu nedenle Türkiye’nin ordusunun her zaman son teknolojiyle donatılmış, düzenli ve yetenekli durumunu koruması gerekmektedir. İçinde bulunduğu konum, olaylar, kurtuluş savaşının rövanşını almak için tetikte bekleyen odaklar bunu zorunlu kılmaktadır. AB, Atatürk’ü unutmamızı isteyerek ordunun temel harcını ortadan kaldırmaya çalışmaktadır. AB, bağımlı hale gelen ekonomimize rağmen Türk ordusu ile baş edilemeyeceğini bildiğinden ordunun manevi gücünün harcı olan Atatürkçülüğü yok etmeye çalışmaktadır. İçeride de ordumuzun bütçesini gizemli bir hale sokarak eleştirenler dışarının oyununa gelmekte ve onlara hizmet etmektedirler. Ordunun gücünün gerçek devlet olmakta ne kadar önemli olduğunu idrak etmek için çevremizdeki ülkelere bakalım yeter. Milyar dolarları bulan yolsuzlukların yapıldığı ve kayıt dışı ekonominin bulunduğu bir ülkede ordunun bütçesini “çoktur, denetlemek mümkün değildir” diye yargılamak samimiyetten yoksundur ve bu ülkeyi zayıflatmak isteyenlerin ağzının sulanmasına sebep olmaktadır. Bütün bunlar olurken biz ne yapıyoruz?... CUMHURİYET 13 K
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear