28 Kasım 2024 Perşembe Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
SAYFA CUMHURİYET 29 EKİM 2006 PAZAR 6 Büyükanıt Yunanistan’a gidiyor ? ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Genelkurmay Başkanı Orgeneral Yaşar Büyükanıt, Yunanistan Genelkurmay Başkanı Oramiral Panagiotis Chinofotis’in daveti üzerine, 14 Kasım tarihleri arasında bu ülkeye resmi ziyaret gerçekleştirecek. Ziyaret, Büyükanıt’ın Genelkurmay Başkanlığı görevine gelmesinin ardından ilk yurtdışı ziyareti olacak. Orgeneral Büyükanıt ziyaret sırasında Yunan mevkidaşı Oramiral Chinofotis ile bir araya gelecek. HABERLER Tsunami felaketi ve Pakistan depremi nedeniyle düzenlenen kampanyalar ödül getirdi PAZAR ORHAN BURSALI Kızılay’dan Erdoğan’a nişan ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Kızılay, ‘‘Kızılay Haftası’’ nedeniyle gerçekleştirilecek etkinlikler çerçevesinde bu yıl ilk kez düzenlenecek Kızılay Onur Günü’nde, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’a ‘‘üstün insani hizmet nişanı’’ verecek. Türkiye Kızılay Derneği Genel Başkanı Tekin Küçükali, nişanın Erdoğan’a tsunami felaketi ve Pakistan depremi nedeniyle düzenlenen kampanyalara verdiği destek nedeniyle layık görüldüğünü söyledi. Kızılay Haftası, 29 Ekim4 Kasım arasında kutlanacak. Hafta çerçevesinde bu yıl ilk kez ‘‘Kızılay Onur Günü’’ dü Cumhuriyet ve Siyaset1 Cumhuriyet Bayramımız kutlu olsun. Cumhuriyet mi Demokrasi mi?! Hayır bu tartışmaya şimdi girmeyeceğim, bizim demokratik entelektüellerimiz bu tartışmayı çok sever! Ama gazete köşelerinde! Ciddi bir bilimsel düşünce ve bilgi üretimlerine, uluslararası hiçbir dergide rastlayamazsınız. Ermeni meselesine soykırım olarak yaklaşanların, uluslararası saygın dergilerde tek bir ciddi bilimsel makalesi olmaması gibi! Bir temel sorunumuz, demokratik entelektüellerimizin, ülkemizin en temel tartışma konularına, bilimsel bilgi ve düşünce üretimi ile değil, salt siyasal tavır olarak yaklaşmalarıdır. Dolayısıyla, ortalık “tavır”dan geçilmiyor! Kürt meselesi mi? Ermeni meselesi mi? Demokratikleşme mi? Cumhuriyet mi? DemokrasiCumhuriyet ilişkisi mi? Ordu konusu mu? Cumhurbaşkanlığı seçimi mi?.. Türkiye bu açıdan “aydın tavrı” ile dolup taşmış durumda! Ama bütün bu konularda bilimsel bilgi ve düşünce üretimi, araştırma sonuçları, analizler yok... En ciddi “üretim” ise, bir kısım akademisyenin ana uğraşlardan biri olan siyaset ve sosyoloji anketçiliği... Anket çalışmalarını küçümsemiyorum. Yetersiz buluyorum. Anket sonuçlarını da “kesin bilgi” ve “doğrular” olarak tartışılmasını da, rahatsız edici... ??? Bilimsel üretim yok, ama savundukları temel fikirler, varsayımları şunlar: “Kemalizm ve reformları tepeden inmedir, halk yoktur, halka rağmen yapılmıştır, demokratik değil hatta bu açıdan faşist bir diktatörlük ve uygulamalarıdır. Bugünkü devlet, anayasa, yasalar ve bürokrasi, bu ‘Kuruluş’un, ilk Cumhuriyetin sürdürücüleri ve koruyucularıdır. Türkiye Cumhuriyetçidir, aslında daha önemlisi demokrasi her şeydir... İlk Cumhuriyeti ve fikirlerini ayakta tutan ise ‘bürokrasi’dir. Ama bunların arasında esas olan da Ordu’dur. Yargıtay vb. gibi hukuk kurumları da Cumhuriyetçidir. Cumhuriyet, tarikat ve tekkeleri kaldırmakla bile kötü etmiştir...” Bu “geniş mezhepli entelektüel ve yazar ailesi”, bu nedenle, bütün siyasal tavır olarak oklarını, Ordu başta olmak üzere, Cumhuriyeti ayakta tutan kurumlara yöneltiyor. Cumhurbaşkanlığı dahil! Mihenk taşları Ordu’dur. Ordu’ya zarar verecek, Cumhuriyet hukukuna zarar verecek her şey makbulleridir, kabulleridir. Ordu’nun “inine tıkılması” gereklidir. Hatta her tür araç ve gereçle etkisizleştirilmesi en iyisidir. ??? Bu Mezhebi Geniş Aile, “siyasal tavır geliştirme referansı” olarak Cumhuriyeti ve Ordu’yu aldıkları için, mesela en gerici siyasetçilerin yalakalığını yapıyor. Onlarla ittifaksa ittifak, ama her konuda: Dincilikse dincilik, türbansa türban... Hemen hepsi, dinciliği en azgın kullanan, ülkeyi “bizden ve onlardan” biçiminde ikiye bölen, ayrıca yolsuzlukları da geçmişi aratmayan bir iktidarın “doğal müttefikleri”, destekçileri durumundalar... (edepsizleşip popo benzetmesi yapmayacağım!) AKP, rejimin dincileştirilmesi yolunda en büyük engel olarak orduyu gördüğü için, Mezhebi Geniş Aile ile arasında büyük bir doğal müttefiklik var! Mezhebi Geniş Aile’nin “AKP”leşmesi”, bazen taktiksel bazen stratejik, ama kısmen de gerçekten AKP’leşme biçimindedir. (AKP, Ordu ve ne idüğü belirsiz reformlarda, KürtErmeni vb. konularında “yumuşadığında” ise, AKP aleyhine de kısmen döktürüyorlar!) Onlara göre, Ordu’nun Fethullaştırılması, dincileştirilmesi bile olumludur! Bu açıdan parçalanması en güzel olur! Yeter ki Mustafa Kemal Cumhuriyeti’nin son kalıntıları olarak gördükleri “Ordu” çökertilsin... Böylece “demokratikleşmenin” önü açılacak! Demokratikleşme? Cumhuriyet ile demokrasi ilişkisi mi? Demokratikleşmenin adı seçim sandığıdır. İçinden ne çıkarsa! Şimdi bu Mezhebi Geniş Aile’nin bazı köşe yazarları (hele Cumhuriyet gazetesini, AKP’leştiremediği için kitaplar yazanları), Erdoğan’ın cumhurbaşkanı olmasını istemekte. Arkasında saklandıkları düşünce ise bunun “demokrasinin gereği olduğu”dur. Esas düşünceleri ise, Erdoğan’ın cumhurbaşkanlığı ile, Ordu’nun “inine tıkılması”nda önemli her kalenin düşeceği ve Cumhuriyetin özellikle laik, sosyal bir hukuk devleti niteliğinin törpüleneceğidir... Cumhuriyet Bayramımız kutlu olsun! ? Kızılay Haftası çerçevesinde bu yıl ilk kez ‘‘Kızılay Onur Günü’’ düzenlenecek. Onur gününde, insani yardım faaliyetleriyle toplumda öne çıkan ve örnek davranış sergileyenlere madalyalar verilecek. zenlenecek. Onur gününde, insani yardım faaliyetleriyle toplumda öne çıkan ve örnek davranış sergileyenlere madalyalar verilecek. Bu yıl ilk kez verilecek ‘‘üstün insani hizmet nişanı’’na, Türkiye Kızılay Derneği Merkez Kurul üyelerinden oluşan jürinin kararıyla Başbakan Recep Tayyip Erdoğan layık görüldü. Türkiye Kızılay Derneği Genel Başkanı Tekin Küçükali, nişana Erdoğan’ın ‘‘İstanbul Kartal’da kurulan lojistik merkezin arazisinin tahsisi, tsunami felaketi ve Pakistan depreminde zarar görenler için Türkiye’den toplanan yardımların Kızılay eliyle ulaştırılması ve kan bağışı konularındaki desteğiyle 15 Nisan 2005’te toplanan Kızılay Genel Kurulu’na 6 yıl aradan sonra katılan ilk başbakan olması’’ gerekçesiyle layık görüldüğünü bildirdi. Tsunami felaketi sırasında Erdoğan’ın gayretleriyle toplanan 21 milyon doların Kızılay tarafından bölgeye ulaştırıldığını anlatan Küçükali, Pakistan depreminde Kızılay tarafından yapılan 4 bin 500 çe lik afet evlerinden ilkini satın alan Erdoğan’ın, bu bağış için hayırseverlere çağrı yaptığını belirtti. Doğum gününde alınan bileziğini Pakistan depreminin mağdurlarına bağışlayan Hırkai Şerif İlköğretim Okulu öğrencisi 7 yaşındaki Erva Yalçın ile yaptıkları takıları satarak elde ettikleri geliri depremzedelere yollayan Bilkent İlköğretim Okulu öğrencileri 10 yaşındaki Selen Özdoğan ve 11 yaşındaki Melisa Bolayır’a ‘‘Kızılay İnsani Hizmet Madalyası’’ verilecek. Küçükali, minik Erva’nın bileziğini bizzat ilettiği Pakistan Devlet Başkanı Pervez Müşerref’in, duygularını, ‘‘Öyle büyük bir bağış ki, bu ülkeye sığmaz’’ diye ifade ettiğini söyledi. obursali?cumhuriyet.com.tr YABANCIYA MAL SATIŞI İzmir Barosu’ndan ‘vakıf’ uyarısı İZMİR (Cumhuriyet Ege Bürosu) İzmir Barosu Başkanı Nevzat Erdemir, düzenlediği basın toplantısıyla, Meclis gündemindeki Vakıflar Yasa Tasarısı’nı eleştirdi. Erdemir, vakıflar tasarısının yasalaşmasıyla, cemaat vakıflarının Türkiye’de mal edinmelerinin önünün açılacağını belirtti. AKP’nin Meclis’te bulunan çoğunluğuna güvenerek meşruiyetini tartışmalı duruma getirebilecek pek çok yasal düzenlemeyi çıkarttığını anımsatan Erdemir, iktidarın başta Cumhurbaşkanı olmak üzere yargı organlarının ve anayasal kurumların uyarılarını, kararlarını dikkate almadığını da belirtti. Erdemir, tasarının gerekçesinde ‘‘Cumhuriyet döneminde, yönetimlerinin merkezileştirilmesi sonucu vakıfların olanaklarının ve gelirlerinin, devletin diğer sektörlerine aktarılması, ardından yapılan hukuksal düzenlemelerle de Hazine ve vakıflar arasındaki alacak ve borçların karşılıklı olarak aklanması, vakıfların bakımı için masraf gerektiren hayrat yapılarının evkaf hazinesinde kalması ve harap olmasına ve vakıfların durma noktasına geldiği görüşüne’’ yer verildiğini anımsatarak, bunun cumhuriyet dönemine ve cumhuriyet devrimcilerine haksızlık olduğunu kaydetti. Erdemir, AKP hükümetinin Anayasa Mahkemesi’nce 3 kere iptal edilmesine karşın yabancılara toprak satışında direndiğine de dikkat çekti. CUMHURİYET 06 CMYK
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear