28 Kasım 2024 Perşembe Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
25 EKİM 2006 ÇARŞAMBA CUMHURİYET SAYFA DİZİ 9 Türkiye’deki rüzgâr enerjisi potansiyelinin yüksekliğine karşın gereken planlama ve yatırım yapılmıyor ‘Lisans sorununu çözmek şart’ T ürkiye Rüzgâr Enerjisi Birliği Başkanı (TÜREB) Dr. Atilla Akalın, Türkiye’de rüzgâr enerjisine dayalı kurulu gücün, bu yıl devreye alınanlarla birlikte 30 megavattan yaklaşık 50 megavata ulaştığını söyledi. Akalın, Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu (EPDK) tarafından 1500 megavat kurulu güçte projenin de lisansa bağlandığını, ancak bu projelerin ne kadarının hayata geçebileceğini söylemenin çok zor olduğunu belirtti. TÜREB Başkanı Dr. Atilla Akalın, lisans için yeni 67 bin megavatlık müracaat olduğunun söylendiğini, ancak bu müracaatların, özellikle kurulu güç bazında sağlıklı bir yapıya sahip olmadığını söyledi. Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı ile TEİAŞ tarafından 2004 yılında yapılan çalışmalarda, 2020 yılında Türkiye’deki elektrik enerjisi net talebinin 410500, arzın ise 450540 gigavat/saat/yıl olacağının tahmin edildiğine dikkat çeken Akalın, “Teknik ve dengeleme bakımından hiçbir yüke katlanmama prensibi ile TEİAŞ, 2020 yılı için yaklaşık 3 bin megavat kurulu güç öngörmektedir. Bu halde, rüzgâr kaynağından, 2020’deki ihtiyacın yüzde 1.51.8 oranı karşılanacak’’ dedi. Akalın, en kötümser yaklaşım ile 12 bin megavat kurulu güçle 2020 yılında 35 gigavat/saat/yıl üretime erişilerek, ülke ihtiyacının yüzde 78’inin rüzgârdan karşılanmasının mümkün olabileceğini vurguladı. Petrol, doğalgaz, kömür gibi birincil enerji kaynakları açısından fakir sayılabilecek Türkiye’nin güneş, rüzgâr ve su kaynakları açısından zengin bir potansiyele sahip olduğunu yineleyen Akalın, “Ancak, açıkça görülmektedir ki bu potansiyeli değerlendirmek açısından çok yetersiz kalınmaktadır. Hidroelektrik kaynak hariç diğer yenilenebilir kaynakların tümü teknik gelişme sürecinde. Elektrik enerjisi üretiminde ancak hidrolik ve rüzgâr enerjisi kaynakları ekonomik kriterler içinde kalıyor” dedi. Yakın zamana kadar kamu kurumları aracılığı ile yürütülen elektrik enerjisi üretiminde daha çok siyasi ve bürokratik tercihler ile kaynak seçimi yapıldığını söyleyen Akalın, “Elektrik Piyasası Kanunu’’nun yürürlüğe girmesiyle kaynak kullanımı ve tercih konusunda bir kaos yaratıldığını dile getirdi. Yenilenebilir kaynakların öneminin siyasiler ve hatta kamuoyu tarafından da yeterince anlaşılamadığını ifade eden Akalın, bu kaynaklarla ilgili uzun vade Rüzgâr enerjisinin karakteri: Rüzgâr kaynağının, kesintili olması nedeniyle hem teknik yapı hem de dengeleme bakımından özel çözümler gerektirdiği bir gerçek. Ancak tamamen yerli bir kaynak olması, gaz emisyonlarını azaltması, nakit girdisi yapılmadığından işletme maliyetlerinin düşüklüğü rüzgârı önemli bir kaynak yapıyor. Yapılan akademik çalışmalarda, 1 megavat rüzgâr enerjisine dayalı kurul güç, yaklaşık 150 bin ağaca eşdeğer oksijen tasarrufu sağlıyor. Yani 12 bin megavat rüzgâr enerjisi kurulu güç, 1.8 milyar ağaca eşdeğer oksijen tasarrufu anlamına geliyor. Yenilenebilir kaynaklara dayalı projeksiyon stratejisi ile diğer toplumsal maliyetler (zarar yükü) dikkate alınmadan sadece karbon emisyon azalması dikkate alınarak yapılan hesaplamalarda, hedeflenen 2020 yılında, yaklaşık 7 milyar dolar/yıl seviyesinde toplumsal maliyet azalma seviyesine ulaşılmış olacak. Böylece 20072020 yılları arasında üretilecek elektrik enerjisi nedeniyle sonraki nesillere yaklaşık 145 milyar dolar seviyesinde “zarar yükü’’ bırakılmamış olacak. ‘YASADA EKSİKLİK VAR’ TEİAŞ’ın durumu Dr. Atilla Akalın. A kalın, özellikle rüzgâr kaynaklı kapasitelerin devreye alınmasında önem taşıyan teknik iyileştirmeler için TEİAŞ’ın üstlenmesi gereken çalışmalarla ilgili herhangi bir madde ve ibare bulunmamasını eleştirdi. Bu eksikliğin diğer yenilenebilir enerji kaynaklarının da devreye alınmasında ve projeksiyon yapımında bu yönde tavır konabilmesinin önünde ciddi bir engel oluşturduğunu belirten Akalın, “Bütün aksaklık ve eksikliklere karşın Yenilenebilir Enerji Yasası ile ilgili konunun siyasi ve bürokratik kesim tarafından benimsenmiş olduğu izlenimini vermesi bakımından çok önemli bir aşama olarak görülebilir’’ dedi. ‘Destek 10 yıla çıksın’ li bir bakış açısı oluşamadığını ve günlük kararlar alındığını kaydetti. Akalın, Türkiye’nin rüzgâr enerjisi kaynağının kullanılması konusunda gelişme gösteren ülkeler ile kıyaslandığında çok daha zengin potansiyele sahip olmasına karşın bu potansiyeli kullanamadığının altını çizerek “Bilimsel ve teknik çalışmalara dayanmasa ve detaylı bir içeriği olmasa bile Elektrik İşleri Etüd İdaresi tarafından ülkenin bir ‘Rüzgâr Atlası’ çıkarıldı. Bu çalışma bir ilk adım olarak kabul edilip bilimsel bir çalışma ile geliştirilmesi gerekmektedir’’ diye konuştu. Belirsizlik hâkim Dr. Akalın, Türkiye’nin, Mart 2001’de kabul edilen 4628 sayılı yasa ile elekt rik enerjisi üretimini piyasa ekonomisi kuralları içinde yürütme gibi bir stratejik tercihi benimsediğini, ancak geçen 6 yıla karşın kararın uygulanabilirlikten çok uzak olduğunu, üretimyatırım ortamında şiddetli bir belirsizlik bulunduğunu vurguladı. Rüzgâr enerjisi ile ilgili yatırımların da aynı ortamdan ciddi biçimde etkilendiğini ifade eden Akalın, “World Energy Investment Outlook2003’te belirlenmiş olan 2030 yılı hedefi ile yapılan enerji yatırımları tahminleri 16 trilyon dolardır. Bunun 10 trilyon dolarının elektrik enerjisindeki altyapı ve yatırım ihtiyacı olarak görüldüğü belirtilmektedir. Türkiye’nin çeşitli çalışmalarına bakıldığında 2020 yılına kadar yalnız elektrik enerjisi üretim tesisleri için 59 bin megavatlık bir kurulu güç yatırımına ihtiyaç duyulmaktadır. Ülkenin 2020 yılına kadar 90120 milyar dolar bir elektrik enerjisi yatırımını realize etmesi, sürdürülebilir bir kalkınma ve standarda yakın bir yaşam kalitesi için gerekli görülmektedir” dedi. Akalın, yatırım ihtiyacı içinden ihtiyacımız kadar bedelin ülkemize kanalize edilebilmesi için “hesaplanabilir riskleri olan, hukuki altyapısı ve uygulaması bulunan, sağlam bir piyasa işleyişini yürütecek yapının bulunduğu’’ bir yatırım ortamı gerektiğini belirtti. Türkiye’nin böyle bir yatırım ortamının sağlanmasından çok uzak olduğuna vurgu yapan Akalın, Mayıs 2005’te kabul edilen Yenilenebilir Enerji Yasası’nın da yatırımlar için beklenen ve ge rekli olan desteklemeyi sağlama konusunda yetersiz kaldığını kaydetti. Akalın, yasanın genel yapısı ve destekleme kriterleri bakımından yenilenebilir enerjide finansman kaynağı kullanımında rakip sayılabilecek diğer ülkelerdeki mevcut düzenlemelere göre oldukça düşük düzeyde kaldığını söyledi. Yasanın bir çerçeve çizdiğini, birçok belirlemeyi, yönetmelik ve benzeri ikincil mevzuata bıraktığını anlatan Akalın, “Kaynak kullanımının miktarları ve dağılımı bakanlığın uhdesine bırakıldı. Bu nedenlerle yasa taslağı zamanın siyasi ve bürokratik tercihlerinin etkisine çok açık bir görünüm vermektedir. Diğer taraftan özellikle alım garantisi ile destekleme ve zorunluluk taşıyan aktörlerin kontrolü, çok zor görünmektedir’’ diye konuştu. Akalın şöyle devam etti: “İlgili piyasa aktörlerinin ve sivil toplum örgütlerinin en azından ikincil mevzuat ve sistem geliştirme çalışmalarına katkısının ciddiyetle ele alınması ve bir mutabakat anlayışı içinde çalışmaların sürdürülmesinin bu kanundan beklenen faydayı maksimize edebileceği açıktır. Bu konuda, TBMM’de hem uygulanacak destekleme fiyatının sabitleştirilmesi hem de destekleme süresinin 7 yıldan 10 yıla çıkarılması ile ilgili kanun değişikliği taslak çalışması, rüzgâr yatırımlarının önünü açması bakımından ümit verici görünmektedir.’’ İlk özel sektör girişimi T ürkiye’de 4628 sayılı yasaya göre kurulan ilk özel sektör santralı olan Bandırma Rüzgâr Santralı (RES), ürettiği enerjinin tümünü serbest piyasaya satıyor. Devlete hiçbir yük getirmeyen santral, yıllık ortalama 80 bin ton karbondioksit ve sera gazı emisyonu azalımı sağlayacağı “TÜVAlmanya’’ tarafından karbon sertifikası ile belgelendirildi. Bandırma Rüzgâr Santralı, Türkiye’de bugüne kadar kurulan en büyük rüzgâr santralı olma özelliğini de taşıyor. Bilgin Enerji Yatırım Holding AŞ bünyesindeki BARES Elektrik Üretimi AŞ tarafından yapılan Bandırma Rüzgâr Santralı için 19992004 yılları arasında gerçekleştirilen rüzgâr ölçüm ve değerlendirmeleri ile micrositing çalışmaları sonucunda EPDK, 2004 yılı Mayıs ayında üretim lisansı verdi. İnşaat ve montaj çalışmalarına 2005 yılı Eylül ayında fiilen başlanan projede, 22 Mayıs Bandırma rüzgar santralı Enerji çeşitliliği açısından rüzgârın kullanılabilirliğini artırmak önem taşıyor ama: ‘Tek başına yeterli değil’ TÜRKİYE’NİN RÜZGÂR ATLASI lektrik İşleri Etüd E (EİE) İdaresi Genel Müdürlüğü, Devlet Meteoroloji İşleri (DMİ) Genel Müdürlüğü ile işbirliği yaparak rüzgâr enerji kaynağının değerlendirilmesine ve planlamalarına referans oluşturmak, rüzgâr enerji dönüşüm sistemlerine uygun olan yerleri belirlemek amacıyla Türkiye’nin “Rüzgâr Atlası’’nı hazırladı. Rüzgâr gücünden elektrik üretiminde yararlanılması için nerede ne kadar rüzgâr gücü vardır, ne kadar enerji üretilebilir sorularına cevap bulmak amacıyla, ülke bazında rüzgâr gücünün bilinmesi gerekmekte ve bu amaçla hazırlanan rüzgâr atlaslarıyla rüzgâr gücünün dağılımı istatistiki verilerle ortaya kondu. Atlas hazırlanırken önce DMİ istasyonlarına ait yakın çevresel engel bilgileri tespit edildi. Arazi pürüzlülük bilgilerinin sayısal harita üzerine işlenmesinin ardından tespit edilen yakın çevresel engel bilgileri, arazi pürüzlülük bilgileri ve DMİ’nin rüzgâr ölçümleri WASP formatına dönüştürülerek bilgisayar ortamına aktarıldı. Ve SURFER bilgisayar programı ile haritalar oluşturuldu. ebze Yüksek Teknoloji Enstitüsü Enerji Sistemleri MühendisG liği Bölüm Başkanı Y. Doç. Dr. Ercan Ertürk, rüzgâr enerjisinin en büyük dezavantajının düzensizlik olduğunu belirterek “Rüzgâr türbinleri, enerjiye ihtiyacınız olduğu zaman değil de ne zaman rüzgâr eserse o zaman enerji üretirler. Bundan ayrıca rüzgâr türbinleri, elektrik şebekesi üzerinde frekanstan kaynaklanan problemler yaratıyor. Türkiye’de özellikle bazı bölgeler rüzgâr enerjisi için oldukça elverişli. Enerji çeşitliliğini sağlamak ve sadece belli kaynaklara bağlı kalmamak için bu bölgelerde rüzgâr enerjisine yatırım yapılmalıdır. Fakat unutulmaması gereken, rüzgâr enerjisinin tek başına Türkiye’nin enerji sorununa çözüm olamayacağıdır, fakat rüzgâr enerjisi Türkiye’nin enerji yelpazesinde olması gereken bir çeşitlilik’’ dedi. Ensitülerin yürüttüğü çalışmalar hakkında bilgi veren Ertürk, dünyada rüzgâr enerjisinin iki yönde geliştiğini anlatarak “Birincisi daha büyük ve daha verimli rüzgâr türbinleri ile daha büyük sistemler kurulması yönünedir. İkincisi ise küçük rüzgâr türbinleri ile evsel elektrik üretilmesi yönünedir’’ diye konuştu. Bir süredir Avrupa’da, özellikle Almanya’da her evin kendi elektriğini kendisinin üretmesinin özendirildiğine dikkat çeken Ertürk, böylece konutların kendi elektriklerini üretip sadece ihtiyaç duydukları zamanlarda şebekeden elektrik aldıklarını kaydetti. Konutların elektriklerini güneş panellerinden ve küçük rüzgâr türbinlerinden oluşan sistemlerden ürettiklerini ifade eden Ertürk, “Her evin enerji olarak bağımsız olması ve kendi enerjisini kendisinin üretmesi fikri, geleceğin evsel enerji konsepti olarak kabul görüyor’’ dedi. Evsel uygulamalar için 2006 tarihinde türbinlerin tamamı üretime geçti. Bandırma RES’te üretilecek yıllık 120 milyon kilovat/saat enerji, yaklaşık 100 bin nüfuslu bir yerleşim biriminin tüm elektrik ihtiyacını karşılayabilir. 1997 yılından itibaren rüzgâr enerjisine yatırım yapan Bilgin Enerji AŞ Yönetim Kurulu Başkanı Yardımcısı, Rüzgâr Enerjisi ve Su Santralları İşadamları Derneği Başkanı Ümit Tolga Bilgin, Yenilenebilir Enerji Yasası’nda bir dizi değişiklik yapılmasına ihtiyaç olduğunu söyledi. Yasada, rüzgâr projelerinde her yıl ortalama fiyatın yüzde 20’sine kadar Bakanlar Kurulu kararı ile artış verilebilir maddesi bulunduğunu anımsatan Bilgin, “7 yıl için baştan bir defada verilir kararı alınması çok teşvik edici olacak. Böylece biz de önümüzü göreceğiz, bir piyasa oluşacak’’ dedi. Bilgin, gerek su gerekse rüzgâr enerji projelerinde 7 yıl (ortalama yatırım ge Ümit Tolga Bilgin. ri ödeme döneminde) vergi muafiyeti sağlanmasını isteyerek “Rüzgâr zaten esiyor. Boşa esen rüzgârın bir ekonomik değeri yok. Bizden geri ödeme döneminde vergi alınması, havada dolarların uçuşması gibi bir şey’’ diye konuştu. Türbinlerin kanatlarına bağlı alternatör elektrik üretiyor Enerjiye dönüşen rüzgâr üzgârdan enerji elde etmek için rüzgâr türbinleri kullanılır. Rüzgâr estiği zaman havanın sahip olduğu kinetik enerji, rüzgâr türbinlerinin kanatları sayesinde mekanik enerjiye çevrilir. Yani hızlı esen rüzgâr, enerjisini kanatlara aktarır ve kanatların dönmesini sağlar ve artık daha yavaşlamış olarak esmeye devam eder. Kanatlar döndükçe bir şaftı çevirirler, bu şafta bağlı bir alternatör ise elektrik üretir. Rüzgârın kinetik enerjisinin mekanik enerjiye çevrilmesine etki eden faktörler şunlardır; rüzgâr hızı, havanın yoğunluğu ve rüzgâr türbininin R kanat alanı. Rüzgâr türbinlerinin kanatları aynı bir uçağın kanatları gibi iş görmektedir. Örneğin uçağın kanatları üzerinden geçen hava akımı kanat üzerinde bir kaldırma kuvveti oluşturur ve uçağın havada uçabilmesini sağlar. Aynı prensiple, rüzgâr türbinlerinin kanatları üzerinden geçen hava akımı, bu kanatlar üzerinde bir kaldırma kuvveti oluşturur ve kanatların, ekseni etrafında dönmesini sağlar. YARIN: Jeotermalde Avrupa birincisiyiz Ertürk, Gebze Yüksek Teknoloji Enstitüsü Enerji Sistemleri Mühendisliği Bölümü’nde daha çok evsel uygulamalara yönelik küçük rüzgâr türbinleri üzerine çalışmalar yapıldığını anlatarak, 500 vatlıktan 10 kilovatlık rüzgâr türbinlerine kadar tasarımlar hazırlandığını dile getirdi. Bu tasarlanan rüzgâr türbinlerinin saha üzerindeki performaslarının ölçüldüğünü belirten Ertürk, “Böylelikle öğrenciler hem tasarım hem de kurulum ve işletim üzerine deneyimler kazanıyor. Bunlardan ayrıca sulama amaçlı rüzgâr türbinleri üzerine de çalışmalar yürütülmekte. Ayrıca rüzgâr ölçümleri üzerine de çalışmalarımız var’’ dedi. CUMHURİYET 09 K
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear