28 Kasım 2024 Perşembe Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
2 EKİM 2006 PAZARTESİ CUMHURİYET SAYFA KÜLTÜR kultur?cumhuriyet.com.tr 15 Kars’a gitme zamanı Oktay Ekinci’nin kentler üzerine yazdıklarını okurken, ‘uygarlıkların izinde’ bir gözün/bakışın derleyici, anlam verici, çözüm önerici, koruma bilincini geliştirici yanlarını görürüz OKUMA ÖNERİLERİ ? Oktay Ekinci: Kars Kitabı, 2006, Anahtar Kitaplar, 240 s.; Adanmış Yazılar, ; 2005, Anahtar Kit., 360 s.; ‘Çevremiz’ de Demokrasi Bekliyor, 1991, E Yay., 119 s.. göstergedir. Mimaryazar kimliğinin duyarlıklı yaklaşımı, sorumluluk bilincini taşıyan her bir sözüne yansır. ‘‘Doğu’nun uygar kenti’’ dediği Kars’a bakışı yörenin/kentin tarihselkültürel mirasını değerlendirme yöntemi başka kentlerimize ‘‘model’’ olabilecek nitelikte. Kars’ın komşu kenti Erzurum’un bu anlamda sinik/sönük kalmasını; kente bu düzeyde bakamayan, kentin tarihsel/kültürel dokusunu kavrayıp yönetebilecek insanlardan yoksunluğuna veririm hep. Bu yöreyi de çok iyi bilen Ekinci, Kars Kitabı’yla kenti bütün gerçekliğiyle getirip anlatıyor bize. Buna ‘‘kültürel/tarihsel doku anlalizi’’de diyebiliriz. Daha kitabı okumaya koyulurken ‘‘Doğu kenti’’ imgesi belirir belleğimizde. Oraya gitme zamanını düşünürsünüz. Karın engâh engâh yağdığı o geniş caddelerinin parıltısı, taş yapıların derin kederi alır sizi içine... Doğu’nun hüznü kadar sevinçlerini de anlatan bir kenttir Kars. İlkgençlik yıllarıma izdüşüren bu kente, uzaktan da olsa, içlenerek bakıyorum. Tam otuz üç yıl sonra, Oktay Ekinci’nin kaleminden okuduklarımla, yüreğimi yollarına düşürüyorum Kars’ın... Çıldır Gölü’nden geçip, Kars Çayı’na ulaşıyorum. Taşköprü’de bir kaval sesi çekip alıyor beni içine... Ağulu bir deyişe tutunuyorum. Gidip âşıklar kahvesinde Doğu Masalları’nı dinlemek istiyorum. O duygu tufanından kopmak ne mümkün Kars’ı düşünürken... Oktay Ekinci’nin yazdıklarını bir bütün olarak önümüze alıp okuduğumuzda; bir kente bakma biçimi kadar, kenti anlamanın nasıl olabileceğini de görüyorsunuz. Anadolu’nun her bir kenti için böylesi bir kitap yazıldığında, sanırım hep kıyısında durduğumuz Avrupa Birliği maceramızın artık bizim için bir anlam ifade etmeyeceğini de görebileceğiz. O bilincin, bakışın izlerinden gidebilmek için de ülkemizde ‘‘Oktay Ekinciler’’in çoğalması gerekir. Ne dersiniz sevgili okurum? ilincimde yer eden kent imgesini değiştiren bir bakışla yüzleşmiştim Kars’a ilk kez gittiğimde. 1617 yaşlarındaydım. Erzurum’dan yola çıkıp, küçük istasyonlardan geçerek Sarıkamış’a ulaştığımda; benim için yolun sonu olan bu yer, biraz da Kars’a gitme hevesimi beslerdi. Oraya, hemence, aklım estiğince gidemeyeceğimi bilirdim. Ama Azeri komşumuzun anlattığı Kars’a bir gün kavuşacağımı da düşlerdim. Yazın, üç ay, İller Bankası Sarıkamış Su İşleri Şantiyesi’nde puantör olarak görev yapacaktım. Sarıkamış ilk gurbetimdi, Kars ise bir başına keşfe çıktığım ilk kent... Kitaplarımın arasında Cemal Süreya’nın ‘Göçebe’si vardı. ‘‘Kars’’ şiiri ezberimdeydi: ‘‘Öyle güzel ki ölürüm artık Beyaz uykusuz uzakta Kars çocukların da Kars’ı Ölüleri yağan karda Donmuş gözlerimin arası’’ Kars’ı gördükten sonra, bu şiirde o kenti anlatan ne vardı diye düşünmüştüm... Şairin imgeleminde yer eden kentin duygu tonuydu belki de! Selçuki yapıların yoğun olduğu, ama mimari dokusuyla hiçbir zaman ne modern, ne de tam bir Doğu kenti izlenimini veremeyen Erzurum’un o alışıldık görüntüsünden sonra Kars’ı görmek, etkilemişti beni. 1970’lerin başında, kendi dipsularında akan bir kentti Kars... İlkgençlik yıllarımın Doğu’ya açılan kapısı ne çok öyküler biriktirmiş, anılar getirip koymuştu önüme... Elimin altında, Ümit Kaftancıoğlu’nun o B Fotoğrafı resimle birleştirmek Kültür Servisi Ali Değirmencioğlu’nun kişisel sergisi 3 Ekim’e dek Moda Deniz Kulübü Sanat Galerisi’nde sanatseverlerle buluşuyor. ‘Eylül’ün El’leri’ adlı bu sergisinde sanatçı, fotoğraflarını kendi deyimiyle ‘insan elinden çıkma bir form olan çerçevenin içinde’ sunuyor. Değirmencioğlu, yaklaşımını şöyle anlatıyor: ‘‘Fotoğrafı resim gibi görmeye çalıştım. Fotoğrafı resimle birleştirdim. Fotoğrafçı gibi değil de, resim yapar gibi sürrealist fantastik fotoğraflar çektim. Ellere, yüzlere, kırık aynalara çekimlerimde yer verdim.’’ günlerde yeni yayımlanmış öykü kitabı ‘Dönemeçte’ vardı. Yazarın bu kentli olması, yöre insanının sorunlarını anlatması; tıpkı Dursun Akçam’ın ‘Köyden İndim Şehire’de dile getirdiği gibi ilgi odağımdaydı. Öylesine özdeş iki ‘‘kavram’’dı ki benim gözümde; bir yeri anlama/tanıma yordamını o yerde yaşamış, oraya tanıklık etmiş yazarların anlatımıyla en iyi biçimde verebileceğine inanırdım. Bu düşüncemi bugün de tümüyle değiştirmiş değilim. Ama ‘‘oraya tanıklık’’ etmenin altını çizmek isterim. Çünkü, günlerdir elimden bırakamadığım Oktay Ekinci’nin Kars Kitabı bu düşüncenin anlamını daha bir öğretici kıldı. KENT VE YAZAR... Kente bakma bilincinin aydınlığını bizlere taşıyan, yaşanılabilir bir mekânın nasıl olması gerektiğini yıllardır anlatıp duran Oktay Ekinci, benim gözümde; bir mimarın çizmenin yanı sıra bir kenti, bir yeri her yanıyla anlama/tanıma yolculuğuna eşlik edebilecek yazıyı hayatının nasıl ayrılmaz bir parçası kılabildiğinin en güzel örneklerini veren biri olarak durur karşımda. Onun kentler üzerine yazdıklarını okurken, ‘‘uygarlıkların izinde’’ bir gözün/bakışın derleyici, anlam verici, çözüm önerici, koruma bilincini geliştirici yanlarını görürüz. Ekinci’nin ‘kent tanıklığı’nın en temel gerçeği, tarihsel olanla çağdaş olanı buluşturma; birinin varlığını diğerinin bilinciyle taçlandırmadır diyebiliriz. Kars Kitabı’nı oluşturan yazıları önemli bir İBB Sadabat sahnesi açıldı ? İSTANBUL (AA) İstanbul Büyükşehir Belediyesi Kağıthane Sadabat Sahnesi törenle açıldı. Açılış töreninde konuşan İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Kadir Topbaş, İstanbul’un yıllar boyunca aldığı göçler sonucu, birçok konuda olduğu gibi kültür ve sanat aktivite alanları konusunda da sıkıntı yaşadığını belirtti. Kağıthane Sadabat Sahnesi, Turgay Nar’ın yazdığı Bora Seçkin’in yönettiği ‘‘Can Ateşi’nde Kanatlar (Mevlana)’’ adlı oyunla perdelerini sanatseverlere açtı. Pi Artworks’te yazın atölyeleri Kültür Servisi Pi Artworks’te ekim ayından başlayarak yetkin isimlerin katılımıyla yazın alanında atölye çalışmaları yapılacak. ‘Yazı Yaratımı Atölyesi’, ‘Şiir ve Şarkı Sözü Yazarlığı Atölyesi’, ‘Senaryo Yazarlığı’ ve ‘Kitap Kulübü’ başlıkları altında, katılımcılar kuramsal ve uygulamalı bir çalışma gerçekleştirecek. Mario Levi ‘Yazı Yaratımı’ atölyesinde, Yelda Karataş ‘Şiir ve Şarkı Sözü’ atölyesinde, dizi ve reklam senaryosu yazımına ağırlık verilen ‘Senaryo Yazarlığı’ atölyesinde katılımcılarla bilgi ve deneyimlerini paylaşacaklar. ‘Kitap Kulübü’nde ise ‘‘Bir metni oluşturan cümleleri anlamak, metinde neler olup bittiğini anlamak için yeterli midir’’ sorusuyla yola çıkılarak ‘‘Hepimiz okumayı biliyoruz, ama ne kadar okuyabiliyoruz’’ sorusuna yanıt aranacak. Katılımcılarının okuma üzerine bildiklerini gözden geçirmelerini ve karşılaşacakları her tür metne başka bir gözle bakmalarını sağlamayı amaçlayan Kitap Kulübü’nün programında Elif Şafak’ın ‘Mahrem’i, Paul Auster’ın ‘New York Üçlemesi’, Ayfer Tunç’un ‘TaşKâğıt Makas’ı ve Mine Söğüt’ün ‘Kırmızı Zaman’ı bulunmakta. (0 212 236 68 53) ORTAK ÇAĞRI ADD, 68’LİLER VE CUMOK’LAR İSTANBUL’UN DÜŞMAN İŞGALİNDEN KURTULUŞUNUN 83.YILDÖNÜMÜNDE, EMPERYALİSTLERİN VE PADİŞAHIN KOVULDUĞU; DEVRİMCİ GENÇLİĞİMİZİN AMERİKALILARI DENİZE DÖKTÜĞÜ TARİHİ DOLMABAHÇE RIHTIMINDA, ‘‘AB VE ABD EMPERYALİZMİ’ne ve GERİCİLİĞE HAYIR!’’ KONULU KİTLESEL BASIN AÇIKLAMASI YAPMAK İÇİN TOPLANIYORUZ. Toplantı Tarihi : 6 Ekim 2006 Saat 11.30 Toplantı Yeri : Dolmabahçe Rıhtımı CUMHURİYET 15 K
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear